Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2004 CUMA
8
Isfanbul
HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
_Y 20 Sinop Y 21 Adana Y 29
Eûırne PB 21 Samsun PB 24
PB 25Kocaeli Y 20 Trabzon
Çanakkale PB 22 Giresun PB 24
bmir PB 24 Ankara Y 20
Manisa PB 23 Eskişehır Y 18
Y 18Aydın PB 22 Konya
Denızlı Y 20 Sıvas PB 24
Zonguldak Y 18 Antalya Y 25 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkân
Van
Y
PB
PB
PB
PB
PB
PB
28
31
31
29
30
23
21
PB 19
Butun bolgelenmız parça-
M yer yeı çok bulutlu Mar-
mara'nın kuzey ve doğu-
su, Iç Ege, Akdenız, Bab
Karadenız ıle Iç Anado-
lu nun guney ve Caftsı sa-
ğanak ve gok guaıltJlu sa-
ganak yagışlı geçecek
Yağışlar Marmara'nın do-
ğusu, Batı Karadenız'ın
batısı ve Doğu Akdenızde
yer yer etkılı olacak Hava
sıcaklığında onemlı btr de-
ğışıklık olmayacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
9
11
9
6
16
17
15
15
Münih Y 20 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrid
Vjyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
Y
Y
PB
B
PB
PB
15
22
24
21
19
18
25
24
Y 20 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflıs
Kah/re
Y
A
Y
PB
Y
PB
Y
A
12
20
7
20
20
15
11
30
PB 27
Moskova
Gd$)
Taşkent
Ta-hran
(jAçık ParçaJ bulutlu • Sıslı Bülutlu k
Çok buluflu ı Yagmurlu im ^\ Sulu kar Gok gürültûlü
GÜNCEL CÜIVEYT AKCAYLREK Avusturyalı yazar Jelinek, 2004 yılının Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı
• Baştarafı 1. Sayfada
iakım çekinceler ve şartlar öne sürülmesine kar-
şın bazı tavizler de verildi. Şimdi Türklerin tepki-
•sı bekleniyor" diye yazıyor.
Tepki mi? Bizim ikilimiz için raporda ne çekin-
ce var ne de koşul. Ince uzun bir yolda koşarak
îlerfediklerine inanıyorlar.
• • •
Uluslararası üç haber ajansı, komisyonun mü-
zakerelere yeşil ışık yaktığında birieşiyor ama; bu
"müjdenin" beraberinde bir dizi sert koşul getir-
öiğini de duyuruyorlar.
Oysa bizimki -örneğin müzakerelerin koşullu
olarak başlayacağını söyleyen Komisyon Başka-
n\ Romano Prodi'ye- tepki gösterirken "Söz ko-
nusu değil" diye karşı çıkıyor. Koşullu evet'i gün-
deme getiren gazeteciyi "Nereden çıkardınız?
A/as// tercüme ettiniz bilmiyorum. Herhalde yan-
lış iletişiminiz var" diye azarlıyor.
Kafa bu kafa olunca RTE ile bir araya gelip ra-
poru doğrularıyla yanlışlanyla irdelemek olanak-
sız.
Rapor sıkı bir denetim süreci, bir mekanizma
geliştirdi. Bu süreçte Türkiye'de insan hakları,
demokratikleşme, temel özgürlükler, hukukun üs-
tünlüğü konulannda "ciddi ölçüde ihlaller sapta-
nırsa" müzakereler askıya alınacak.
Bizimkiler görüşmeleri askıya almayı askeri bir
müdahaleye bağladılar. Prof. Çetin Yetkin'in yaz-
dığına göre, "Atatürk ilke ve devrimlerine karşı tu-
tumu açıkça ortada olan bu iktidarla uyum içinde
olan" ve "asker ama demokrat kimliğe sahip" bir
Genelkurmay Başkanı'nın -örneğin Orgeneral
Özkök'ün- yönetime müdahalesi söz konusu
olabilir mi?
•••
Dönelim konumuza. Matbuat-ı millimizin -şim-
dilik diyelim- üzerinde durmadığı -Ankara'nın bir
telaş değiştirttiğini söylediği- rapordaki (Lozan'ı
çiğneyen) "Kürtler ve diğerazınlıklar"ifadesine...
Müzakere sürecinde kültürel haklarla yetinilme-
yerek daha fazla, Kürtlere azınlıklara özgü haklar
verilmesini isteyen ve üzerimizde baskı kurulaca-
ğını şimdiden haber veren ifadelere...
Kürt ve Alevi vatandaşlardan azınlık olarak bah-
sedilmesinin ne anlama geldiği sorulduğunda Dı-
şişleri Bakanımız Gül'ümüz, "öyle birşeysöz ko-
nusu değil, değişmiştir onlar" diyor.
Bakan "değişmiştir" derken şu gerçeği kabul
ediyor: Rapordaki bu ifade değiştirilse bile,
AB'nin Kürtleri azınlık statüsünde gördüğü bir
kez daha ortaya çıkıyor.
Zana'larfa kucaklaşırken himayemiz sayesin-
de kurtuldunuz demeye gelen ifadeler kullanan
Verheugen, ne demişti Diyarbakır'dan aynlırken;
"Kürtler daha fazla siyasal haklar istiyor". Rapo-
ra ince kazıklar yazan bu adamı; TV'lerde yüksek
görüşlerini beyan buyururken, rapordaki tehlike-
lere işaret etmeyen ilim adamlan yere göğe sığ-
dıramıyorlar.
HaJk arasında erkek çocuğu olanın neresini ko-
pardığını özetleyen deyiş gibi, bu durum, ne ha-
zin!
• • •
Bizimkiler öylesine rahat. Bak/n nasıl: AB tari-
hinde ilk kez Türkiye için ucu açık süreç getirili-
yor. önemsiz. Referandum mu?Türkiye'nin üye-
liğine karşı söz konusu değil. Komisyon "Türki-
ye'nin siyasi kriteheri yeteıii düzeyde yerine ge-
tirdiği görûşüyle katılım müzakerelerinin başla-
masını tavsiye" ederken -beklentilerin tersine-
"geciktirilmeden" sözcüğünü cümleye neden
koymadı? önemli değil, Kopenhag'da söylemiş
olmaları yeterli. Ya "sonu açık süreçte sonucun
garanti edilemeyeceği"n\r\ altının çizilmesi? Ter-
cüme yanlışlığı!
Çevirdikçe sayfaları, ince uzun yolda daha ne-
ler, ne ince, uzun, kalın kazıklar çıkacak önümü-
ze, göreceğiz!
Edebiyat ödülü kadın yazara
Elfriede Jelinek.
Almanya
Hessen'de
türban
yasaklandı
• Hessen eyalet
meclisi, kamu
hizmetinde çalışan
kadınlann türban
takmalannı
yasaklayan yasayı
onayladı.
BERLtV(AA)-Hes-
sen eyaletmeclisi,kamu
hizmetinde çalışan ka-
dınlann türban takmala-
nnı yasaklayan yasa ta-
sansını kabul etti.
Wiesbaden kentinde-
ki eyalet meclisinde ya-
pılan oylamada, eyalet-
te iktıdarda bulunan Hı-
ristiyan Demokrat Bir-
likPartili(CDU)mıllet-
vekillerinin oylarıyla
kabul edilen yasaya,
Sosyal Demokrat Parti
(SPD), Yeşıller ve Hür
Demokrat Parti'den
(FDP) millervekilleri,
anayasaya aykın olduğu
gerekçesiyle "ret" oyu
verdiler.
Hessen eyaletinde ka-
bul edilen yasa, diğer
bazı eyaletlerde kabul
edilen benzer yasalar-
dan farklı olarak türban
yasağının sadece öğret-
menler değil, kamu hiz-
metinde çalışan herkes
için geçerli olmasını ön-
görüyor.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
'...CHP'de, İnüöah' mı?.
• BaştarafıArka Sayfada
...Breh. breh, bretıi..
(Tesbrt/3. "... Istanbul'da3 Eylül'de
toplanan Avrasya Açıkoturumu'nda,
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur
Öymen'in söyledikleri, bu iki bakım-
dan ilginç, bazıları için şaşırtıcı. Ne-
den mi? Galiba önce özetine bir göz
atmamız lâzım, bakalım ne demiş:
"...CHP Genel Başkan Yardımcısı
Onur Öymen, konuşmasına Rus-
ya'da ölenlere başsağlığı dileyerek
başladı. (buraya dıkkat!) 'Türkiye'nin
çıkaıiarınm, Iran, Çin ve Rusya'yla
yakınlaşmaktan geçtiğini' belirten
Öymen; 'bu ülkelerin insanîye doğal
kaynaklanna' dikkati çekti. Ülkelerin
ilişkilerinin gelişmesi için birinci ko-
şulun 'karşılıklı güven' olduğunu be-
lirten Öymen, 'bu konuda geçmişten
dersler cıkartılması gerektiğini' söz-
\erine ekledi. (buraya dikkat) Öymen,
Amerika'nın, Türkiye'yi, komşuları-
na karşı 'saldın üssü' olarak kulla-
namayacağını, hükümetler buna ni-
yetlenseler dahi, Türk Halkı'nın -1
Mart'ta olduğu gibi- buna izin ver-
meyeceğini' söyledi. Oymen ayrıca,
Avrasya'da bölgesel bir örgut kurul-
ması gereğine işaret etti..." (24 Eylül
2004, washingtonhaber(5 yahoo.com)
Sizi bilmem ama, ben, o seviyedeki
bir CHP sözcüsünün, Türk Dış Politi-
kası hakkında bu kadar farklı konuş-
tuğunu, ilk defa işitiyorum: en azından
şu üç noktanın, gerçekte, Avrasya
Platformu'ndaki ülkelerin savunduk-
lan tezlerle aynı, en azından mutâbık
olduğunu görmemek için, insanın kör
olması icâb eder.
"1/ NATO ülkesi Türkiye'nin çıkar-
lan, CHP'ye göre, Iran, Çin ve Rus-
ya ile yakınlaşmaktan geçiyor'muş.
2/ ABD, NATO ülkesi müttefiki
Türkiye'yi) komşularına karşı, bir
saldın üssü olarak kullanamaz'mış.'
3/ Böyle bir seye, Türkiye'de ikti-
dardaki hükümetler kalkışsalar bi-
le, Türk Halkı 1 Mart'ta yaptığı gibi-
buna izin vermeyecek'miş!
4/ Bütün bunların gerçekleşebil-
mesi için, Avrasya'da bölgesel bir
örgütün kurulması gereki-
yor'muş!.."
Nasıl, iyi mi? Bir anda insan AB'nin
kuyruğunda, ABD ile içli dışlı CHP'nin,
handiyse 'ulusalcılar'ın fikir platfor-
munda olduğunu sanıyor. Olayın üze-
rinden hayli zaman geçtiği halde, ay-
nı partinin sözcüleri tarafından, her-
hangi biryalanlamayapılmayışı, duru-
mu büsbütün ilginçleştiriyor.
Fazla mı iyimserim?
Adet olduğu üzere, 'ana muhale-
fet' partisinin, bu önemli tavır de-
ğişikliğinden, Holding Basını söz et-
medi; oysa, -hele söylenildiği gibi
Aleksandr Putin önümüzdeki bir iki
ay içinde, stratejik ortakltğı da içeren
anlaşmayı imzalamaya ülkemize gelir-
se- bu sözlerden, yakın vâdede değil-
se bile, uzun vâdede CHP'nin dış po-
Irtikasında, bazı değişiklikler olabile-
ceğini kestirmek yanlış mı olur?
Fikrimce, konuşmacıların Avrasya
Açıkoturumu'nda, sadece bu hassas
ve önemli noktalara işaret etmiş olma-
lan bile, BOP tasansı ve uygulamasın-
dan; CHP'de bir 'intibah hareketi'nin
başladığını göstermez mi? Epeydir,
Gençlik Kollarında, birkıpırdama hisse-
dilmekteydi. Yarın bir de bakarsınız...
Yoksa fazla mı iyimserim?
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - 2004 yılının
Nobel Edebiyat Ödülü'nü Avus-
turyalı kadın yazar Elfriede Jeli-
nek kazandı. Jelinek, 1996'dan bu
yana bu ödülü kazanan ilk kadın
yazar oldu. Avusturya'daki Mürz-
zuschlag Steiermark'ta 1946yılın-
da doğan Jelinek, 196O'lı yıllann
ortalannda yazarlığa başladı.
Jelinek, Türkiye'de de, sinema-
ya da aktanlan ve bir kadınla kı-
zuu anlatan "Piyanisf'in yan» sı-
ra "Sevda Kadınlan", "Arzu"
gibikitaplanylatanınıyor. 'Pren-
ses Dramlan' adh pıyesi halen
Stockholm"de safınelenen Jeli-
nek, ödül haberini Isveç Radyo-
su'nun telefonuyla aldı.
YazannNobel'i kazanmasından
sonra kendisinin aday gösterilmiş
olduğunu bile bilmediğini söyle-
mesi dikkat çekti.
IsveçAkademisi'nin daimi sek-
reteri Horaca Engdahl. dün No-
bel Komitesi'nin karar gerekçesi-
ni. "Yazar, toplumsal klişeleri
ve saçmalıklan, irade dayatma-
lannı, benzeri görülmemiş öz-
günlükteki bir dille ortaya ko-
yan ve müzikal sesler ve karşı
sesler içeren romanlarından ve
piyeslerinden ötürü 2004 yılı
Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık
görülmüştür" sözleriyle açıkla-
dı. Elfhede Jelinek'in en tanınan
romanı, 'Piyanist' adıyla beyaz-
gerdeye de uygulanan 'Piyano
Oğretmeni Bayan' (1983) adlı
eseri. Çok sayıda yerli ödül sahibi
olan yazar, çeşitli çeviriler de yap-
tı. Operet metinleri de hazırlayan
yazarJelinek ülkesinde, güncel si-
yasi konulardakı tartışmalara ka-
tılmasıyla da tanınıyor.
Isveç Akademisi'nin karan, ya-
yın dünyasında şaşkınhk yarattı.
Bu yıla kadar yalnızca 9 kadın ya-
zann bu ödülü kazanmış ohnasiD-
dan dolayı Nobel'in bir kadın ada-
ya verileceği kanısı yaygındı an-
cak bunlar arasında, Doris Les-
sing, Joyce Carol Oates ve Dani-
markalı şair Inger Cbristensen
gibi daha çok tanınan yazarlann
ismi geçiyordu.
IsmetAyyoşamınıyitirdi
KölrfirServisi-Ti-
yatro oyuncusu tsmet
Ay (80), tedavi gördü-
ğü Şile Devlet Hasta-
nesi'nde akciğer yet-
mezliği nedeniyle ya-
şamını yitirdi.
Sanatçının cenazesi
bugün Şile Orta Ca-
misi'nde kılınacak
ikindı namazuıdan
sonra toprağa verile-
cek. 1924 yılında do-
ğan sanatçı, tiyatro-
nun yanı sıra birçok
dizi ve filmde de rol
almıştı. Sanatçı 1941
yılında Güzel Sanat-
lar Akademisi'nin 50.
kuruluş yılı nedeniyle
sahnelenen 'Antigo-
ne"deki haberci ro-
lüyle ilk kez sahneye
adım atmıştı. Sanatçı
bu oyundan sonra
Shakespeare'ın 'Jul Sezar'da-
ki senatör rolüyle çalışmalannı
sürdürdü.
1947 yılında Istanbul Şehir
Tiyatrolan'na giren sanatçı,
1980 yılında kendi isteğiyle
emekli ohnuştu. Emekliliğinin
ardından. Haldun Dormen ve
Ali Poyrazoğlu ile birlikte özel
tiyatrolarda çalışmaya başladı.
İsmet Ay'ın cenazesi bugün Şile Orta Camisi'nde kı-
lınacak ikindi namazından sonra toprağa verilecek.
Sanatçı 1985'te Gencay Gü-
rün'ün daveti üzerine Şehir Ti-
yatrolan'na konuk oyuncu ola-
rak yeniden döndü. Sanatçı.
' Vişne Babçesi' oyununda uşak
rolünü üstlenmişti.
1965 te Gttner Sümer'in
sahneye koydugu 'Bozuk Dü-
zen'deki rolüyle ilk devlet ödü-
lünü aldı. Avni Dilligil Tiyatro
Ödülü'nü 1987'de
' Vişne Bahçesi'ndekı
uşak rolüyle kazan-
mıştı. 1988'de Kültür
Bakanlığı En İyi Er-
kek Oyuncu Ödü-
lü'nü aldı. 1992 yılın-
da 4. Ankara Film
Festivali'nde 'Seni
Seviyorum Rosa' ile
4
En İyi Yardımcı Er-
kek Oyuncu', 37. Al-
tın Portakal Film Fes-
tivali'nde 'Yıldırım
Önal Anı Ödülü'nü
alan Ismet Ay'ın oy-
nadığı dizi ve fîlmler-
den bazılan şunlar:
'CanYoldaşı',*Aslan
Yavrusu', 'Tatlı Gfi-
nah% 'Bozuk Dü-
zen', 'Kalbimin Sa-
hibi', İnleyen Nağ-
meler', 'Acı ile Kan-
şık','RenkliDünya',
•Talihli Amele', 'Kaşık Düş-
manı', 'Asılacak Kadın',
'Hoşgeldin Ramazan', 'Afıfe
Jale', 'Hiçbir Gece', 'Süper
Baba', Kaçıklık Diploması',
'Cumhuriyet', 'Baba Evi',
'Kara Kentin Çocnklan',
'Tatlı Kaçıklar','Benimle E v-
lenir misin?' ve 'Abdülhamit
Düşerkea:
YeniTürkiye
YEIMÎ TÜRKİYE PARTİSİ
OLAĞANÜSTÜ BÜYÜK KONGRE ÇAĞRISI
Yeni Türkiye Partisi Olağanüstü Büyük Kongresi 24 Ekim
2004 Pazar günü saat 9.30'da çoğunluklu olarak, eğer çoğun-
luk sağlanamaz ise saat 11.30'da çoğunluk aranmaksızınAnka-
ra - Kavaklıdere Kenedi Caddesi No: 4'teki Çankaya Belediye-
si Çağdaş SanatlarMerkezi Toplantı Salonu'nda aşağıdaki gün-
demle yapılacaktır.
Yeni Türkiye Partisi Büyük Kongre Delegesi olan tüm üye-
lerin katılımını ve bilgilerini rica ederim.
İsmaU CEM
Genel Başkanı
GÜNDEM:
1. Açılış.
2. Kongre Başkanlık Divanı Seçimi (1 Başkan, 2 Yardımcı,
3 Yazman Üye).
3. 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 109. ve 110. maddelerine
göre partinin kapatılmasının ve partinin mallannın CHP'ye devrinin
görüşülmesi ve kararlaştınlması.
4. Gelir-Gider durumunun (Bilanço) tespiti ve Tasfiye Kurulunun
kurulması.
5. Kapanış.
N0T: Büyük Konre Delege Listesi Parti Genel Merkezi'nde askıya çıkanlmıştır.
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
En az, 7-8 kez Avrupalı olduk...
En az, 8-10 kez tarih yazdık...
En az, 10-15 kez devrim yaptık...
Şimdi, daha önce defalarca girdiğimiz Avru-
pa'ya bir kez daha girdik. Şu, kalbimizle düşün-
me alışkanlığını bir türfü bırakamadığımız için, bel-
lek denen olguyla da fazla ilgilenmiyoruz.
185 sayfalık AB llerleme Raporu'nun irdelenme-
si gereken pek çok yönü var. Bugün, başlıktaki un-
suriar açısından ele alalım...
AB'ye girmiş bir ülke, yeri geldikçe vurguladı-
ğımız gibi, bölgemizdeki en iyi yaşam biçimine, en
iyi hukuk sistemine kavuşmuş demektir... AB, za-
ten herhangi bir iç sorunu olan ülkeyi bünyesine
almadığı için de AB'ye giren bölünmez...
Pekı, ya AB'nin kapsama alanı içinde olan?..
İki örnek vereceğiz. Bunlar elbette Türkiye'nin
durumuyla örtüşen ülkeler değil. Ancak AB'nin il-
gilendiği ve içine almayı tasarladığı ülkeler olma-
sı bakımından ortaklığımız var.
Biri Çekoslovakya, öteki Yugoslavya...
Birinci Dünya Savaşı sürecinde Almanlara kar-
şı mücadelede işbirliği yapan Çekler ve Slovak-
lar, savaşın sonunda 1918'de Çekoslovakya'yı
kurdular. Çekoslovakya, Avrupa'nın ortasında bir
ülke olarak 20. yüzyıldaki bütün çalkantılardan et-
kilendi. 1991'deSovyetler'inçöküptüm DoğuAv-
rupa ülkelerinin yeni arayışa girmesinin ardından,
"bölünme" tartışması öne çıktı. 1993'te, özünde
Doğu Avrupa'yı AB'ye çekmek için oluşturulan
Kopenhag kriterleri şekillenirken Çekoslovakya
ikiye bölündü. Çek ve Slovak Cumhuriyeti oldu.
Ekonomileri parçalandı. Başta Almanya olmak
üzere, büyük AB ülkeleri güçlü işletmeleri satın al-
dı. Sonra her iki ülkeyi de tek tek AB'ye aldılar!
Lozan'a saldın
Yugoslavya'nın durumu daha dramatik. ABD
Kosova'dan, AB de Hırvatistan'dan Yugoslavya'yı
parçalamayı hedefledi. Almanya'nın başı çektiği
AB politikası öne çıktı. Yine aynı süreçte, yani
1990'lann başında, kanlı bölünmeleryaşandı. AB,
eski Yugoslavya'nın en küçük devletinden, Slo-
venya'dan başlamak üzere, parça parça bölgeyi
içine almaya başladı.
Sırada Hırvatistan var. Türkiye'den önce girece-
ği kesın. Sırbistan-Karadağ da girmek istiyor, ama
bu haliyle bile AB'ye biraz büyük geliyor. Belki bir-
kaç parçaya daha bölüp sonra içlerine alırlar.
Gelelim Türkiye'ye... Bir kez daha vurgulayalım,
gerekirse bin kez daha vurgularız; AB'ye üyelik,
Türkiye için akılcı bir hedeftir. Ancak bu süreci Tür-
kiye içindeki "AB'ci bağnazlardan" kurtarmak ge-
rekiyor. AB, bu kesimden de cesaret alarak Türki-
ye'den istemediğini komayacak. Ve yukanda ver-
diğimiz örnekler bize yabancı hale gelmeyecek!
Raporun pek çok yerinde, özellikle 18. ve 48.
sayfalannda altını çize çize azınlıklar konusuna
giriliyor. Azınlık kavramının Lozan gibi olamaya-
cağı vurgulanıyor. Azınlık haklarından söz ederken
ilk başta Kürtlerin hakları diye giriliyor...
Türkiye'de demokrasi ve daha iyi yaşam sade-
ce bir kesimin değil, herkesin hakkı. Eğer bu ke-
simlendinlirse, sonu gelmez.
Yine din özgürlüğü bölümünde de Sünni olma-
yan herkes azınlık olarak algılanıyor. Böylece iki
temel azınlık yaratılmış oluyor. Bizim bildiğimiz
aklı başında her Alevi, kendisini bu ülkenin birin-
ci sınıf yurttaşı sayar, azınlık saymaz.
Burada birinci sorun AB değil... Birinci sorun,
Türkiye'nin ne yapacağı...
Hükümet yolunu saptamış görünüyor; bu tür
istemler yokmuş gibi hareket edecek.
Türkiye'nin 21. yüzyılı yakalama sürecini sade-
ce hükümete bırakmamakta saymakla bitmez ya-
rarlarvar...
ankcum(S cumhuriyet.com.tr
BUYUK KAYIP
Türk tiyatrosunun ve
sanat dünyasının
en büyük ustalanndan.
en renkli kişilerinden
biri olan sevgili
ISMET AY unızı
kaybettik.
Tüm ailesine,
yakınlanna ve sanat dünyamıza
başsağlığı diliyoruz.
Ö.T.D.
Özel Tiyatro Yapımcıları
Derneği adına
Hadi Çaman
VEFAT
68 Kuşağının devrimcilerinden,
Babıali dünyasının emekçilerinden
HAYRİ EROĞLU nu
dün (7 Ekim 2004) günü yitirdik.
Acısını tüm ailesi, yakınları ve dostlarıyla
paylaşır geride kalanlarına başsağlığı dileriz.
DOSTLARI
359390 Emekli Astsubay Kimlik Kartımı
kaybettim. Hükümsüzdür.
ALİ UZER