19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8EKİM2004CUM. 14 J v U L / 1 U K [email protected] 41. Antalya Altın Portakal Film FestivalVnin meslekjürüerifinale kalanları açıklıyor 'HayalKurnta Oyunian' (Yönetmen/senarist: Yavuz Özkan / Oyuncular: Tarık Akan, Pelin Batu ve AyşegülAIdinç) (solda). 'YazıTura' (Yönetmen/senarist: Uğur Yücel/ Oyuncular: Olgun Şimşek, Engin Günaydın) (sağda). Adaylar belirleniyorASLISELÇUK 41. AntaJya AJtm Portakal FOm Fes- tivaü'run Ziya Oztan, Osman Sınav, îs- mafl Güneş, YücelÇakmakh, Banş Pir- hasan, Safa Önal Tuncer NecmiogJu, Izzet Giinaj, Fikret Hakan, Çofpan Ü- han. Işık Yenersu, Avkut Oray, Yıhnaz Köksal, GülerÖkten. Naz Era>da, Gü- rei Yontan, Setim Atakan gibi adlardan oluşan 38 kışılık Mesiek Jürisi AJtın PortakaJ adaylannı belirliyor. Bu yılki odülleren iyifilm,yönetmen, senarist, kadın oyuncu, erkek oyuncu. yardımcı kadın oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, görüntü yönetoıeni, sanat yö- netmeni, film müziği, kurgu, laboratu- var dallannın yanı sıra kostüm tasanmı, ses tasanmı, miksaj, makyaj ve saç, film şarkısı alanJannda da veriÜyor. uzmanların gerekllllfll Jüri başkanj yönetmen Ziya Oztan bu yıl ilk kez uygulanan ve sayılan tarhş- malara neden olan meslek jürilerinin belirlediği ön adaylann arasmdan 64 ki- şilik büyük jürinin puanlamasıyla en iyüerin seçimini öngören yeni yapılan- • 64 kişilik Büyük Jüri bu yılki ödülleri en iyi film, yönetmen, senarist, kadın oyuncu, erkek oyuncu, yardımcı kadın oyuncu, yardımcı erkek oyuncu, görüntü yönetmeni, sanat yönetmeni, film müziği, kurgu, laboraruvar dallannın yanı sıra kostüm tasanmı, ses tasanmı, miksaj, makyaj ve saç, film şarkısı alanlannda da veriyor. ma konusunda şunlan söyledr "Sonuç yapılanınanın sağbklı oJup olmadığını da befirleyecek. Pek çokjüride bulundum, çok kaba olarak benim gördüğüm ka- danyla baa jüri sonuçlannda şöyle bir sorun çıknor ortaya: Mesteki özelükler taşıvan uzmanlann gerekfiüğL Örneğin müziği ek alırsakfihninbii- tünüiçindeerimejen.kendiniortaya ko- yanmüakaküdakabyor. Sonunda da ço- ğu zaman o müziğin ödüDendirüdigini görihoruz. Bu kurguda da böyle, tem- potofihıkrödüIfendinThor.Oysaıızman- lar büirldenmfilmmüziği kendiniyok eder,kadasmısomutoiarakgörmezsnüz, öne çıkmaz.filmekanhr. Bu durumlar- da uzman bir jürinin Ön eieme yapma- n sağhkb olabüir. Vanşmacıiarm hakia- rmm yenmemesi açısından bu yakhşun da dognı savılabilir. Sonuçlan görece- ğiz. Ük 3'e girecek filmi mesiek jürfleri seçmeyecek. bu görevi 64 kişilik büyük jüri üsttenmiş dununda." "Meslekjürilerinin değerlendirmesi- ne bir şey denemez. Fakat bu ödüllen- dirme dağuukhğı en iyfleri, birinci se- çilmesi düşünülen filmi seçme konu- sunda dikkatleri dağmnaz mı" sorusu- na Zıya Oztan. büyük lünnin az veva çok sayıda katılımınm olumsuz ya da körii olacağı anlamun taşunadığı yanı- tuıı verdi Jürinin yenlden yapılanması Adaylann arasındanfinalekalmamış olanlann büyük jüri tarafindan çoğun- luk oyuyla yeniden değerlendirmeye alınabıleceğıni de vurguladı. bu yılki deneyımin daha sonraki yıllarda bir il- ke halıne getirilmesınden çok esneklık içinde algılanması ve değerlendirilme- si gerektigini düşûndügünü belirtti. Uhıs- lararası bir festıvale geçiş konusunda Antalya'nın çok güzel bir mekân oldu- ğunu belirten Ziya Öztan konuşmasuu şöyle sürdürdü "Sinema festivallerititizbir profesyo- nd organizasyonla düzenlenirse ki Tür- kne pek çok alanda profesvonel başan- lara imza atü. o zaman Antalya Beledi- yes'nin bu işjbefediye bunyesindençıkar- ûp ulusiararasıorganizas\on yapabilecek bir kuruluş şeması hazoriaması gerekir. Çünkü bu rtir girişimJer amatör \akla- şımlan asia kaldırmaz. Ozaman bu ola- ğanüstü güzel doğa içinde N^pdacak bir etkMk Türkhe'de birçok sinemacmm ülkemizletanıjmasmısağbvacaknr.Ben- ce en önemJi yanı da sinemacılar bu do- ğadanetkiknecekJerH'benzerszbiraçık havaplatosu olan ülkemizi bu açıdan da değertendireceklerdir, bundan kuşkum yok. Böyle balahnca festhahn uhısbra- rası bir yapdanmava dönüşmesmi çok olumlu buluyorum. Bu yeni girişim, bi- Bnçn birorganizas>onla bu işin ehü olan insanlartarafindan getiştirilmeti. birpian dahiUnde orta>a koyulmabdır.*' Film müziği bestecileri jürisınde yer alan Selim Atakan 64 kişilik büyük jü- n konusundaki düşünceleriru şöyle açık- ladı: "Trvatroda da, sinemada da çok çeşitii alt gruplar \ar. Bu alt gruplann değerlendirmesi tamamen sinema>ı ge- nel olarakseyredenler tarafindan >apü- dığuıda her zaman sağhklı olnıa>abüh yor. Bu >il alt gnıplardaki bflenlerin jü- ride yer alması bence olumlu. tkmciside karar verenlerin kakbahkhğı, kararia- nn doğru annmasuıa \akm bir durum \uratabilir. Böylece seçimler konusunu tarttşırkendikkatimizden kaçanlanbir- birimize fark ettiriyoruz. n Altın Portakal'da böyle bir yapılan- maya gıdilmesının büyük bir değişiklık oldugunu da belırten Selım Atakan, uz- manlann değerlendırmelerinın sağlıklı olabılecegını, Türiaye'nin hep dışa açıl- ma istegi doğrultusunda sanatımızın da açıhnasının önemlı olduğunu düşunüyor. Açılışı hâlâ tarhşılan Altın Portakal'ın kapanışı ve ödül dağılımlan umalım Ja daha az tarnşmalarla. olumlu yaklaşım- larla geçsin. AKSAV, Altın Portakaldaki aksaklıkları kabul etti GÜRSÜKLTVT AMAIAA - Altın Portakal'da ilk gün başlayan ak- saklıklar sürerken fesrivaü düzenleyen Antalya Kül- tür Sanat Vakfı (AKSAV) Yönetim ve Icra Kurulu Üyesi ErolişbiMr. önceki gece sanatçılar adma düzen- lenen yemekte, sorunlann hem sponsor olan kunım- dan, hem de kendilerinden kaynaklandığıru belirtti. Işbilir, festn-alin tek paneli olan "Türkiye'de Sine- ma Yaymcdığmm Sorunlan" konulupanelin iptal edıl- mesiyle ilgıli oiarak da "Panelisderledahaöncedenya- ztşmaiar yapıku. Son anda geimeycceklerüû açıkiadı- lar. FOmlerinigönderensanatçılarda galaJara kaobna- dı. Yönetmefiğimize göre, yanşanfilmlerintam kadro olarak kente gefane haklanvar. Ulaşımkruu, konalda- mahnnı sağhyoruz. Ama gelmedikr. Bunu anlamak çokzor" dedı. Festivalin, sadece Antalyahlar ıçin ya- pılmadığım, bir amacının da sektöre destek vermek olduğunu söyleyen Işbilir. "Ancaklstanbul, kendi sek- törüne sahip çıknuyor. Istanbul'un, sinema örgütleri- nin festhaJe bakıs açıa bu olmaman. Bu yıl ödül mik- tannı da artnrdjk. Amacunız sektöre destek olabil- mek. Ancak sinema sektörünün festhal bütçesine hiç- bir katlası ohnadığı gibi festhale de kabJmı\T>riar. Bir sinema örgütünün kontenjanı yeterfi buimadıklan ge- rekçesiyie tepkisi oldu. Kontenjanı artordık ama >ine de getanediler. Belki degeçmişfe olduğu gibi, başka ta- lepleri \ ardı. GeçenyıUarda sektörlerin festrvaJden pa- ra taleplerinin oldugunu bühoruz" diye konuştu. Galalann ardından sanatçılarla söyleşi düzenlen- memesinin tepki çekmesi üzerine. yanşma filmlerin- den "Hoş Geldin Hajyafın galasına yönetmen Cmit Elçiile oyuncular FerhatGündogdu ve NihatNikerel; "Ne deObaÇocuk"un galasına ise fiünde rol alan Ar- zu Vandemir, ABye Muthı ve Ze>nep Akman ile ço- cuk ve genç oyuncular da katıldı. Necdet Kalay'ın resim sergisi, 30 Ekim'e kadar Artium Sanatevi'nde KııvayıMîBiye yenideıı Karikatürcülerimizin yapıtları Avusturyada 'Türkiye'den Karikatiircükr Sergisi' 26 Ekim'e dek Avusturya / Lendeck kentindeki Galeri GYM'de sanatseverlerle buluşuyor. Tan Oral, Atilla Özer, Sami Caner, Eray Özbek, Necati Abacı, Izel Rozental, Köksal Çiftçi ve Kamil Yavuz'un sergOenen 39 karikatürünün tünıü özgün. Avusturyab ressam Gerald Kurdoğlu ^Nitsche'nin düzenlediği sergi ileriki tarihlerde diğer kentlerde de tekrarlanacak, Sergide geçen temmuz aymda \itirdigimiz Necati Abacı'mn da 3 karikatürii de ver atavor. KültûrServisi- 1986 da yi- tirdiğimiz Necdet Kalay'ın 'Kurtuluş Savaşı' ve 'Cum- huriyet'in kuruluşu' olay ve kavramlarmı duyuş ve düşü- nüşüyle görselleştiren resim sergisi, 30 Ekim'e dek Arti- um Sanatevi'nde. 1932'de îstanbul'da doğan sanatçı, ilk resim derslerinı FarukMorerden aldı. Sanat- çuıın resim dünyasmda kişi- hğiniortayakoymasıise, 1970 sonrası çahşmalanyla gerçek- ieşti. Yapıtlannda, yaşadığı ve ait olduğu toprağı yorumladığı görülen Kalay, I980"lerden sonra daha renkçi bir palete yö- neldi ve 1980-86 yıllan arası tuvallerine canlı kırmızılar, ma\iler yerleşti. Necdet Kalay'ınKuvayı MB- Hye Destanı sergısındeki çahş- malan arasında 'Türkrye Cum- humeti'nin 50. Vıi Devlet Başa- n Ödülü'nü alan 'Köyde Cum- huriyet BavTanu' adlı yapıtı da bulunuyor. Resmi Geçit'. 'İlk Kurşun', 'Gazi Mustafa KemaJ Atatürk', 'Mehmetçik', 'Erzurum'danSi- ıvas'a, '23 Nisan 1920 Günü TBMM Toplanösı'. 'Mustafa Ke- nıaHsmetInönü-FevziÇakmak', '26 Ağustos 1922 Türk Topçula- n', 'Mustafa Kemal ve Türk Sü- varileri'. 'tzmir'e DoğruVMiIK Möcadele Destanj-Taksim Anıü' sergide yer alan yapıtlardan ba- zılan. 1986 yılında kaybettığimiz Necdet Kalay'm Ankara ve Iz- mir Resim ve Heykel müzele- rinde, Pans- Arsonwal müzesin- de, UNESCO'da, NevvYorkBM daimi temsilciliğimizde, NA- TO'da, Londra, Paris, Pekin, Belgrad büyükelçiliklerimizde, yurtiçi ve yurtdışında birçok özel koleksıyonda eserleri bulunuyor. Dünya Sinema Fonu ndan yardım BERLÎN (AFP) - Aünan Kültür îşleri yetkilileri, Uhıslarara- 9 Berfin Fflm FestivaB ve Federal Kültür Fonu işbirliğiyle, ge- lişmekte olan ülkelerin sinemasmı desteklemek amacıyla 'Dün- ya Sinema Fonu/ YVorid Cinema Fund'u kurduklanm açıkladı- lar. Bu çerçevede, 2007'ye dek yıllık 500 bin euro bütçe ayn- lan fonla, Ortadoğu, Asya, Afhka ve Latin Amerika süıemala- nnın çeşith tasanlann yapım ve dağıtım konulannda parasal des- tek saglanacak. Tasanlann ortak yapım olma şartı aranmasa da bir Alman sinemacıyla birlikte gerçekleştirilmesi gerekiyor. Y4ZIODASI SELİMİLERİ Romanlarda Yften İstanbul (1) Halide Edib Adıvar, Handan'öa Doğu ve Ba- tı kültürteri arasında bir iç geziye çıkmış, farklı, davranışta ve duyuşta birbirinitamamlayan, ba- zan da birbiriyle çelişen kişilerden söz açar. Neriman, Handan'ın kuzini, giyimkuşamda, yaşayışta Batılı, duyuş ve düşünüşte alaturka, gelenekçi, Osmanlı'dır. Handan ise iki kültürü iç içe özümsemiş, ade- ta bileşim aramaktadır. Romanın sonunda Han- dan'ı yadırgayanlar, tutucu, bağnaz kişilerdir. Romancı da o kişileri yadırgadığını sezdirir. Peyami Safa'nın Fatih-Harbiye'sinde benzeş ki- şiler köklü bir kültürün sözcüsüyken, Handan'da ölünün arkasından konuşacak kadar soysuz- laşmış görünürter... Handan'la Neriman, ikisi ve çevreterindeki er- kekler, bugünkü hayatlanmızda pek rastlaya- madığımız bir görgüyü temsil ederler: Impara- torluk başkentinin görgüsünü. Burada Doğu, Batıya düşmanca yaklaşmaz. Sadece mesafe- lidir. Handan, çoğu kez, o mesafeyi de kırar. Kuzguncuk'taki ev, Refik Cemal'le Neriman için sığınılacak aile, mutluluk yuvasıdır. Kendilerine sunulmuş hayata itiraz etmek akıllarının ucun- dan bile geçmez. Handan'a gelince, tutkulann insanıdır. Handan'ı Avrupa yolculuklannda, büyük kiliseleri, müze- leri, sanat galerilerini dolaşırken yakalanz. Şüp- hesiz maddi olanakların insanıdır; ne var ki bu gücünü, sanata, estetiğe açmaya çalışır. Dünyayı ihtilalle değiştireceğine inanan Nâzım, Handan'ı tarihe, piyanoya, müziğe, daima kül- türe çağırır. Nâzım'ın kültür birikiminden kavra- dığı, daha çok, Batılı kültür değerleridir. Handan'dan yıllarsonra yayımlanmış Fatih-Har- biye'de, muhafazakâr Ferit, "Şark ve Garp me- se/esinde", "terkibe" inanmasına karşın, Fa-,- tih'teki o yorgun yaşamaya tevekkülle bağlanır. Romancı da, Harbiye'yi bütün bir olumsuzluk-. lar toplamı olarak gösterir. Handan, imparatorluğun çöküş döneminde yazılmıştır. Fatih-Harbiye, mütareke Istanbul'unu görmüş, yaşamış romancının eseridir... Hep O Şarkı'öa Yakup Kadri, Abdülaziz dev- rinin payitahtını uzun uzadıya betımleme ımkâ- nı bulur. Kırık bir aşk hikâyesinin anlatıcısı yaşlı hanım, bize o günlerin tiyatrolarından da söz açar. Gençliğinde, bu tiyatrolarda Kamelyalı Kadın, Demirhane Müdürû gibi oyunlar seyretmiştir. Zaman etkilenişi sildiğinden, yaşlı hanım bu acıklı oyunian abartık bulmakta, şimdi bu oyun- larla handiyse alay etmektedir. Gelgelelim şehrin tiyatroya düşkünlüğüne, biz bugün alayla yaklaşamayız. Tıyatro, opera, şa- no... En incelmişinden en yaygınına, sese, gör- selliğe dayalı bu sanatlar, bu yapımlar îstan- bul'da bin fırtına estirmiş gibidir. Halid Ziya Uşaklıgil'in Kırk V//'ını okuyanlar. orada, genç edebiyat adamının operetten ve ti- yatrodan kendine bir dünya yarattığını saptaya- bilirler. Refik Halid Karay, Sonuncu Kadeh'te, ya- radılışı gereği daha 'avam' işi eğlence dünyası- na düşkün bir kişiyi anlatıcı seçmiştir. Romanın yorgun argın, ömrünün sonundaki erkek kahra- manı, o eğlence dünyasını sıtmalı bir anlatımla dile getirir. Doğasını ve özel mimarisini artık yitirmeye ko- yulmuş Boğaziçi semtlerinde, yaşlı adam, ilkgenç- liktetadılmış, hayli pervasız, kuraltanımazbiraş- kı sayıklar. İstanbul, sefahatortamında, batakhanediye- bileceğimiz mekânlannda bile sanatkârcayaşa- mak istemiştir, ozamanlar. Aşkların en sefihi bi- le, derin soyluluklann ifadesi olup çıkabilir... Hep O Şarkı'yla Sonuncu Kadeh birer 'son ro- man'dır. Yazarları, geçmişe fazladan değerler mi biçiyorlardı? Geçmişteki Istanbul'a? öte yandan, on dokuzuncu yüzyılın sonunu yansrtan, yirminci yüzyılın hemen başında kale- me alınmış Aşk-ı Memnu da benzer bir Istan- bul'u söyler. Öneriler Kitap/Dörtlükler, A. Turhan Oflazoğlu, Iz Ya- yıncılık, 2004. K Ü L T Ü R » Ç t Z İ K K Â M Î L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle