17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
«EKİM20MCUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞHABERLER [email protected] 11 AB Komisyonu, müzakerelere başlanmasını önerse de Türkiye'nin istediği güveni vermedi ü üsürüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Bırliği (AB) Komısyonu'nun, Türkıye ile katılım müzakerelerini "kaüşartiara" bağlaması, AB ile Tür- kiye arasında yeni bir belirsizlik süre- cini başlattı. 10 yıldan uzun süreceği belirtilen miizakerelerde. dış politikadan tan- ma, sanayiden enerjiye tüm politika ve uygulamalannı AB'ye uyumlandıra- cak olan Tüıidye, sürecin sonunda tam üyelik güvencesine ise sahip olmaya- caJc. Hükümet, temel hedeflerinden olan AB ile koşulsuz üyelik müzake- relerine başlama konusunda "ükraun- du" kazanamadı. AB, müzakere ko- nulannın sonuçlandınlması konusun- da önceki adaylara göre daha katı ku- rallar getirecek. AB Komisyonu'nun, süreci kont- rolü altında tutmayı amaçlayan ön- lemleri ve olası sıkıntılar şöyle: • Türkiye ile müzakere süreci, daha önceki adaylardan farklı olarak katı koşullara bağlandı. Önünde 31 müzakere konusu bulunan Türkiye, görüşme sürecinin sonunda Avrupa Birliği'ne tam üyelik güvencesine sahip olamayacak. • Müzakerderde sıkı denetim: Mü- zakere konularını oluşturan 31 başlı- ğın açüması ve kapatılması, çok daha sıkı koşullara bağlı olacak. Üyelik aşa- masına geçebilmek için 100 bin say- fada uyum gerektiren 31 başlığın ka- patılması gerekiyor. • Süreç beklenenden uzun sürecek: AB Komisyonu, müzakerelerin sonu- nun açık olduğunu belirtmekle yetin- meyerek tavsiye belgesinde şu görü- şün de altım çizdi: "Müzakere sûre- cinde ilerieme, yalnızca Türldye'ye bağh olmayacak. AB'nin yeni üyelere uyum sağlama yeteneği de önem taş> makta." Türkiye, müzakerelerin en güç kısmını zaten gümrük birliği çer- çevesinde tamamladığı için 10 yıldan daha önce müzakereleri tamamlayabi- leceğini düşünüyor. AB ise buna ola- nak olmadığını ifade ediyor. • Tarama süreci. geciktirme takti- ği: AB Komisyonu, müzakere karan- nın alınması durumunda önce "tara- ma sürecinin" gerçekleştirileceğini açıkladı. Tarama süreci, AB ve Türk mevzuatının incelenmesini ve müza- kere sürecinin ön aşamasını oluşturu- yor. • Siyasireformlaryine masada: An- kara, müzakerelerin başlamasıyla si- yasi reformlann 2. plana düşmesini bekliyordu. Ancak Komisyon, siyasi reformlann izleme süreciyle yakın- dan takip edileceğine, müzakerelerin hızının da buna endeksleneceğine tav- siyede yer verdi. Türkiye'de insan haklan, demokra- si ve hukuk devleti ilkelerine aykın cid- di ve sürekli ihlallerin olması durumun- da, müzakerelerin askıya alınacağı da belirtildi. • Yeni talepler olabilin AB Komis- yonu, siyasi reformlar konusunda Tür- ldye'ye yeni bir ev ödevleri listesini 2005'te Katıhm Ortaklığı Belgesi ha- zırlayarak sunacak. tlerleme Rapo- ru'nda, Türkiye'den azınlıklar konu- sunda Lozan yerine uluslararası stan- dartlar doğrultusunda açıhm istenirken ilk kez Alevi yurttaşlar da "Sünni ol- mayan Müslüman azmlık" olarak ni- telemyor. AB'nin bu yaklaşımı ardın- dan yeni taleplerinin olup olmayaca- ğı belirsizlik taşıyor. Gümrük Birliği skandah Türkiye'nin, AB'nin kapılannı aça- cağı düşüncesiyle 1995 yılında girdi- ği Gümrük Birliği (GB), üyelik mü- zakerelenne geçişte sorun kaynağı ol- du. AB Komisyonu, tavsiye belgesin- de Türkiye'nin üyelik için tamamla- ması gereken 31 müzakere başhğın- dan biri olan GB konusunda yeni ko- şullar getirdi. AB'nin Türkiye'nin GB'den kay- naklanan bazı yükümlülüklerini hâlâ yerine getiremediğini savunduğu, "AB'nin bunlar karşılanmadan GB müzakerelerini açmayacağT öğrenil- di. Ankara ise müzakerelere ilk olarak GB'den başlamayı planlıyordu. Oymen: Tuzak maddeler var Türkiye için ayrı model • Oymen "Koşullann bazılan üyelik imkânını ortadan kaldırabilecek durumda. Kişilerin ser- best dolaşımının kısıtlanması durumunda tam üye değil, kısıtlı üye oluyorsunuz" dedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, AB'nin Ilerleme Raporu'nda getirilen bazı koşullann Türkiye'nın üyelik olanağını ortadan kaldırabilecek nitelikte ol- duğunu söyledi. Oymen, "Rapor. müzakereierin so- nunda, tam üyelikten baş- ka bir model düşünüldü- ğü iztenimi veriyor" dedi. Onur Öymen, AB'nin Türkiye Ilerleme Rapo- ru'nda müzakerelerin baş- laması çağnsı yapılırken, birçok koşul getirildiğine dikkat çekti. Bu koşullann bir bölümünün diğer aday ülkeler için hiç önerilme- diğini anlatan Oymen, şöy- le konuştu: "Bazılan Türkiye'nin üyelik imkânını ortadan kaMırabflecekkûşullar. Ki- şilerin serbest dolaşımının sürekli olarak kısıtlanma- sıdurumundatam üye de- ğfl, kısırJı üye oluyorsunuz. Bu,AB'nin temel unsurla- nyla çefişmektedir. Bunu Türkiye'nin kabul ermesi mümkün değil. Ucu açık müzakere deniliyor, yani tam üye olabihrsiniz de ol- mayabilirsiniz de~. Diğer ülkeler müzakerelere tam üye olmak için başladılar. Rapor, öyle anlaşılıyor ki, bazı ülkelerin baskısı ve telldnisonucu.Türkiye've tam üyelikten başka bir model düşünüldüğü izle- uimi veriyor. Bu da özel statü olabilir." Ttazaklar var' Raporda, üyeliği gecik- tirici unsurlar olduğunu, 2014'ten önce üye oluna- mayacağının da açıkça be- lirtildiğinı kaydeden Öy- men, hiçbir aday ülkeye bu koşulun getirilmedi- ğine dikkat çekti. Öymen, şu görüşleri dile getır- di:"Bazı muğlak hüküm- lervar. Bunlann nereyegö- türeceği beDi değiL Örne- ğin. tannı ve sosyal potiti- kalardan yarartanma ala- mnda birtakım özel dü- zenlemeler yapılabileceği söyleniyor. Bunlann ne ol- duğu betirsiz. Tanm ve sos- yal politikalardan yarar- lanma konusunda kısıtla- malar getirilebilir. Kıbns bötümü çok dikkatk ya- zdmış. Kıbnsta Rumlann bize muhatap olacağı ve ancakonlannoylanyta ka- bul edilebileceğimiz söyle- niyor. Dini haklar konu- sunda da patrikhanenin bütün istedikleri raporda var." Rapordan, Kürtçenin resmi eğitim programma konuhnasının önerilece- ğinin anlaşıldığını belir- ten Oymen, "Pekçokağır hüküm içeriyor. Türki- ye'nin bütün bunlan yap- bğı, tavizleri verdiğL her konuda anlaşügı takdirde bile karşısmda vine büyük bir kuşku var. Ûk okunuş- ta anlaşrimayan tuzakmad- deferbulunuyor.Azmbklar gibi maddelerûı değişmesi lazım" dedi. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ise raporu olumlu bulduklannı belir- terek "Ancak Lozan'ı ör- seleyecek ifadeler uygun değİL Kürtier ve Alevile- rin 'azınlık' statüsüne in- dirilmesi kabul edilemez" dedi. MHPIıderiDevletBah- çefi de Türkiye'ye "özür- tüülke nıuamefea" yapıldı- ğını belirterek raporun, AB'nin gerçek niyetlerinin aynası olduğunu söyledi. Joost Lagendijkten uyari: Türkiye 2. sınıf üyeyapılabilir DışIöberkrServisi-Tür- hye-AB Karma Parlamen- D Komisyonu Eş Başkanı .bost Lagendijk. Avrupa lomisyonu'nun Türkiye çin işgücü dolaşımının sü- ekh olarak ertelenebilece- dni önermesınin Türki- «'yi "AB'deikincismıfüye taKne getirebüeceği'' uya- ında bulundu. Hollandah r eşiller Milletvikeli La- jendıjk, Hollanda Radyo- u'nda yayımlanan söyle- ıde, AB'de, 3,4 veya 5 yıl üren gecici önlemlere ahş- tıklanna dikkat çekerek "Ancakşjmdikomisyonbu süreyisonsuzhalegetirme- yi öneriyor. Bu, Türk işçi- İeri,2025vihndansonrabi- teAB'debirişegireıneyecek demektir. Bu kannncaTür- kiye'viikinci smıfbirABüt- kesi \apar" dedi. Lagendijk, kendisi gibi Türkiye'nin üyeliğinden yana olanlann, Türkiye'de İslamın Iran ve Suudi Ara- bistan'daki Islamdan çok farkh olduğunu iyice an- latması gerektiğini behrtti. Raporda azınlık tanımı Avrupa Birliği Ilerleme Raporu, Türkiye'deki Kürt kökenli ve Alevi yurttaşlardan 'azınlık' olarak söz ediyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB Komisyonu tlerleme Raporu'nun 48. sayfası, Kürt kökenli yurttaşlardan raporda "azınkk olarak söz edilmedigüıi" savunan Dışişlen Bakanı Abduflah Gül'ü yalanlıyor. Raporda, Kürt kökenli yurttaşlann yanı sıra Aleviler de "Sünni- Müslüman olmavan aanlıklar" olarak niteleniyor. Gül, dün bir gazetecinin, Ilerleme Raporu'nun 48. sayfasuıda Kürt kökenli yurttaşlardan "azuıhk" olarak söz edildiğini belirtmesi üzerine şunlan kaydetti: "Bu doğru değiL, böyle bir şey yok, hangi rapordan bahsediyorsunuz bilmr>T)rum. Bu tip bazı şeyler vardı, düzeltibniştir. Dolayısrvia son resmi raporda böyle bir şey söz konusu değiL Bunlar zaten kabuiü mümkün otanayan konular." Lozan'a göre üç topluluk Raporda. "Azınhk haklan, kültürel haklar ve azınhklann korunmaa*' başlığı altında şu görüşlere yer venliyor: "Türk yetldhiere göre, 1923 Lozan Anüaşması altında Türkiye'de azınhU-lar yahuzca üç gayrimüsBm topluluktan oluşmaktadır. Yetküüerin geneUikle Lozan AndaşmasTyia ilişkilendirdiği azınhklar Museviler. Ermeniler ve Rumlanur. Ancak Türkhe'de. Kürtlerin de aralarmda bulunduğu öteki tophıluklar da vantar. Bu bağlamda, Türkiye'nin BM SHasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi ve BM Ekonomik. Sosyal ve Kültürel Haklar Sözkşmesi'ne koyduğu çekincekr, Türkiye'deki yalön dönemde azuüık haklan konusundaki olumlu getişmelere engel olarak kuUanılabilecekleri için dikkat çekmektedir." Raporun, Cumhuriyet tarafindan 5 Ekim'de yayımlanan taslağmda, Kürt kökenli yurttaşlann haklannın da modern uluslararası hukuk çerçevesinde azınlıklar kategorisinde yer alması gerektiğine işaret ediliyordu. AB raporunun 44. sayfasında Aleviler için "Sünni ohnayan Müslüman azmhk" ifadesi kullanıhyor. Gül'le görüşen Ingiltere Dışişlen Bakanı Straw ve Isveç Dışişlen Bakanı Freivalds, katı koşullar içeren müzakere tavsiyesi için Türkiye'yi rahatlatmaya çalıştılar. akanlardan ikna çabasıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ingiltere ve Isveç dışiş- len bakanlan, AB'nin katı ko- şullar içeren müzakere tavsi- yesi için Türkiye kamuoyunu ik- naya çalıştılar. Hükümete des- tek amacıyla Ankara'ya gelen Ingiltere Dışişlen Bakam Jack Straw, Türkiye ile müzakerele- rin "gecikmeksizûı" başlama- sı gerektiğini belirterek "Kim- se Türkhalknnn efinden bu ba- şami alamaz" dedi. İsveç Dı- şişleri Bakanı Laüa Freivalds da Türkiye'yle müzakerelerin baş- lamasuu dört gözle bekledikle- rini söyledi. Srraw, Irak'a yaptığı sürpriz ziyaretin ardından Ankara'da Dışişlen Bakanı Abduflah Gül ile bir araya geldi. Gül, Straw ile görüşmesinin ardından dü- zenlediği basın toplantısında, AB Komisyonu'nun tavsiyesi- m "tarihi" olarak nitelendirdi. Tavsiye karannın detaylan üze- rinde çahştıklannı ifade eden Gül, öngörülen kararda "usul ve yöntemler bakmundan Hel- sinki kararlany la çeh'şki için- de" bazı hususlar bulunduğu- nu belirterek"Bu konmıı önü- müzdeki dönemde üye ülkeler- le yakm temas haBnde göriişe- ceğiz" dedi. Gül net karar beklrvor Gül, AB Konseyi'nin 17 Ara- lık'ta Türkiye'yle müzakerele- rin başlamasına ilişkin net ve açık karar almasını ve vakit geçmeden Türkiye'yle müzake- relerin başlamasını onaylayaca- ğmı beklediklerini söyledi. Straw da, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde kısa zaman içinde olağanüstü başan elde et- tiğini belirterek "Kimse Türk halkmın ehnden bu başamı ala- maz. İleride herkes Türkhe el- bette AB'nin bir parçası olma- h diyecek" şeklinde konuştu. Isveç Dışişlen Bakanı Fre- ivalds da. Gül ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, tavsiye karanndan memnuni- yet duyduklannı belirterek mü- zakerelerin başlamasını dört gözle beklediklerini kaydetti. Freivalds, "Mümkün olan en kı- sa sürede müzakerelerin başla- ühnası temenıümizdir. Biz Tür- kiye'nin AB'ye ait olduğuna üuuuyoruz" şekluıde konuştu. ERDOCAN: ASKIYA ALMA KOSULUNA İLTİFAT ETMEYİN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Birliği Komisyonu'nun koşullu raporu TBMM'de tartışıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan milletvekillerine bilgi verirken "askrya alma koşuhı ve tarih yazıhnamasına iltifat etmenin anlamı olmadığını" savxmdu. Türkiye'nin AB yolunda önemli bir eşiği aştığını, raporda net biı tavsiyede bulunulduğunu belirten Erdoğan. "Bu bir sonuç değil bir başlangıçür. Önümüzde zor günler var. Bundan önce nasıl iktidar - muhalefet el ele verdiysek, shil toplum örgüderiyle bu süreç aşıldıysa, bundan sonraki süreci de aynı dayanışma içinde aşacağız" diye konuştu. Raporu "kararh, olumlu, dengeü ve net" olarak niteleyen Erdoğan, şunlan söyledi: "Komisyonun müzakerelerin yöntemine ilişkin bazı değerlendirme ve önerilerin Türkiye için aynmcıhk anlanuna gelecek özel koşullar ohışturacak şekilde yorumlanmaması için hükümet başkanlarrvla görüşeceğiz. Bundan sonraki sıkmû. uygulamaya yöneük atüması gereken adımlardadır. Çünkü bu bir zihniyet değişimidir. Bunu ne kadar büyük ölçüde gerçekleştirirsek. bu süreç o kadar hı/Janacakür." Erdoğan, müzakerelen asbya ahna koşulu ve raporun tanh içermemesine ilişkin eleştirilere değinirken "Bunlara pek iltifat etmenin anlamı yok. Müzakereye başlav'an bir ülke, tam üye ouna sürecine girmiş bir ülkedir. Müzakere bunun için başlauldL Vyt kabul edihneyecek bir ülke için müzakere kavramının ne anlamı var" dedi. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI İJerleme Raporu mu? Ömüp Boyu Hapis mî? Komisyonun "Ilerleme Raporu" yazar lyones- ko'nun "Gergedanlar" oyununa benzeyen birbiçim- de sahneye sunuldu. Ortada somut hiçbir şey yok- ken Türkiye'ye yeşil ışık yakıimış gibi sunan çevre- ler var. Böyle olacağını son bir yıl içinde Cumhuri- yet'te sık sık yazdım. Raporun "tercümesi" şu başlıklar altında topla- nabilir: 1) AB, Türkiye'ye, hiçbir adaya uygulamadığı çok farklı koşullar ve çok farklı bir yöntem uyguluyor. Bu hali ile raporu; - "Üyelik için görüşmelere başlamayı tavsiye eden bir rapor olarak görmek yerine"; - Türkiye 'yi üyeyapmamak için" görüşmelere baş- lamayı tavsiye eden bir belge olarak görmek çok da- ha gerçekçidir: 2) Ancak rapor bu hali ile, "Türkiye'yi AB hima- yesi altına aldınmak isteyenlerin amaçlanna hizmet etmek için", yeterli koşullara sahiptir. "Türkiye'yi oyalama koşullan"; mükemmel bir biçimde sergi- lenmiş bulunuyor. 3) Raporda yer alan ve önemli olan bazı koşullar şunlar: - İnsan haklan ihlallerindeki uygulamalar ve talep- ler konusu belki de "en makul" ve kabul edilebilir koşullardır. Bunlarzaten Türkiye'nin kendi başınayap- ması gereken şeylerdir. Ama bu kapsam içine yann, ömeğin "Öcalan'/n serbest bırakılması" gibi talepler eklenirse ne ola- cak? Türkiye yerine getirmez ise görüşmeler yine durdurulacaktır. - AB işgücü dolaşımına "Türkiye için hsıtlama (ya- sak) getireceğini" şimdiden ortaya koydu. özel sta- tünün ilk koşulu belgede yer aldı. Türkiye'nin, "üye olmayan bir üye" kimliğine so- kulacağının sinyalleri ortaya çıktı. - Raporda ortaya konan en önemli koşul ise, "gö- rüşmelerin sonunun açık olması "dır. Böyle bir yön- teme, "dayatma ve şantaj" tanımlaması bile yeter- siz kalır. Böyle bir yaklaşımın siyaset, hukuk ve ik- tisat mantığında yeri yoktur. Türkiye ile alay edilmiş olmaktadır. Anlamı şudur: - Uzun yıllar yapılacak görüşmeler sonrasında Türkiye, AB'nin bütün taleplerinı yerine getirmiş ol- sa bile, Türkiye'nin ıçeri alınmasına daha sonra ka- rar verilecektir. - AB, Türkiye'ye karşı hiçbir siyasi yükümlülük al- tına girmediğini "açıktanaçığa ortaya koymaktadır". - Diğer aday ülkelerden istenmeyen pek çok si- yasi koşulun ve ödünün Türkiye'den ıstendiği, Av- rupa Parlamentosu kararları ile ortaya çıktı. "Sonu açık" görüşmeler bu bağlamda oyalama yöntemi- nin bir parçası oluyor. Dolaylı koşullara gelince... Ilerleme belgesinde yer almayan ancak Avrupa Par- lamentosu'nun kararlan ile "dolaylı koşullar" duru- muna gelen maddeler çok daha önemlidir. Çünkü on yılı aşacak görüşmeler boyunca bu maddeler ma- saya konacaktır. Aynen Kıbrıs sorununda (koşulunda) olduğu gibi "hem koşul, hem değil" diyeceklerdir. Ama Türki- ye yerine getirmediğı takdirde görüşmeler kesilecek- tir. Çünkü bunlar, koskoca Avrupa Parlamento- su'nun kararlandır. Uzun yıllar sürecek ve hiçbir zaman sonuçlana- mayacak görüşmeler boyunca; - "Soykınm yaptık" kararlannın Meclis'ten geçme- si, "haklı olarakistenecektir". HemAPkarandırhem de Fransız Devlet Mahkemesi bu karara dayanarak (Prof. Bernard Levvis) mahkûm etmiştır. "Içtihat" haline getirilmiştir. Yeni tazminat taleplerinin yolu, bu "hukuk dışı sahtecilikle" açıldı. - Fener Patrikhanesi'ne özerklik, Güneydoğu'ya özerklik, Hatay'a referandum da "fiilen dolaylı ko- şullar" oldu. Yıllar yılı sürecek görüşmeler boyunca bunlann hep- si istenecektir. Kıbrıs'ta Rumlar daha şimdiden gö- rüşmeleri "oyalama" durumuna sokacak talepleri- ni sıralıyorlar. -1974 sonrasında adaya gelen Türkler dönsün. - Türk askeri derhal çekilsin. Komisyonun açıklanan yeni raporu Tün<iye'yi bek- leme odasına ömür boyu hapseden bir belge nite- liğındedir. Zaten içimizdeki gayri milli sermaye çevrelerinin, gayri milli Islamcı siyasilerin ve bölücü çevrelerin bek- lentileri de bu değil mi? Türkiye'yi AB'nin (ve Batı'nın) ipoteği altına sokmak istemiyorlar mı? Işte bu nedenle yolumuz açıldı diyorlar; onlann yo- lu açılırken Türkiye'nin Yugoslavyalaştınlma süreci bir adım ileri gitmiş oluyor. Alman ve Danimarkah bakanlann iki yıl önce Ko- penhag doruöunda belgelenen konuşmalarında ol- duğu gibi; "önce uyutalım, sonra unuturuz"... Şu anda oynatılan oyun budur. Aynen "Gergedan- lar"öa olduğu gibi. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Alevilerden rapora tepki 'Eşityurttaşlık hakkı istiyoruz' FIRATKOZOK ANKARA - AB Ko- misyonu'nun Ilerleme Raporu'nda Alevilerin "Sünni olmayan Müslü- man azınlıklar^ olarak nitelenmesi Alevilerin tepkisini çekti. Alevi Araştırmalan Merkezi Başkanı Ali Yıldınm, Alevilerin Cumhunye- tin asli kurucu unsuru olduklannı, Atatürk dev- rimlerini her zaman sa- vunduklannı söyledi. Yıldınm. "AleAİlerin Sünni ohnayan Müslü- man bir azuüık olarak değerlendirilmesi çok yanhşnr. Aleviler azmhk hakkı değü,eşitynrttaş- lık hakkı istemektedir- ler. Bu tanımı reddedi- yoruz" dedi. PirSultanAbdalKül- tür Derneği Başkanı Ka- zımGenç, AB'de "azm- hk" tanımının. haklan verilmeyen topluluklar için kullanıldığını belir- terek bu tanıma göre Alevilerin de azınlık sa- yılabileceğini söyledi. Genç, "Ancak, konuya Lozan'daki azuıhklarta- biri çerçevesinde bakar- sanız,Aleviler Türkiye'de azmhkdeğfldnierveazm- hk kapsamına sığuuna- larını gerektirecek bir durum yoktur" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle