23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24EKİM-2004PAZAR CUMHURİYET SAYFA AVRUPA BtRLİGİ ATO'nun araştırmasına göre Türk işadamlanna en büyük zorluğu AB ülkeleri çıkanyor 'Vize değil,sıratköprüsü'ANK\RA(CumhuriyetBürosu)-Ankara Ti- caret Odası (ATO), yurtdışına çıkış için gerek- li olan vizc alımında Türk işadamlanna en bü- yük zorluğ-u Italya, Almanya ve Hollanda baş- ta olmak iLzere ÂB ülkelennin çıkardığını or- taya koydu. ABD'nin de keyfi gerekçelerle Türk işadam- lanna vize vermediğa vurgulanan ATO araştır- masında; şu anda 38 ülkenin normal pasaport- lara, 98 ülkenin de resmi pasaportlara vize uy- guladığına işaret edildi. ATO Başkanı Sinan Ay- gûn, bu durumu " Vize değil, sırat köprüsü" söz- leriyle değerlendirdi. ATO, üyesi olan işadamlanna mekrup gönde- rerek vize aJımında en çok hangı ülkeyle sıkın- tı yaşadıklannı sordu. Vize sonınu yaşayan flrmalann büyük bölü- münün, küçük ve orta boy işletmelerden oluş- tuğunu ortaya koyan araştırmada, Türk işadam- lannın eleştirilerine yer verildi. Türk işadamla- n, Türkıye'nın Gümrük Birliği'ne girmesine karşın AB ülkelerinin kendilerine yönelik vize politıkasına tepla gösterdi. A nkara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Jx. herhangi bir AB üyesi ülkenin işadammın elini kolunu sallayarak Türkiye'ye girip mal satabildiğini belirterek Türk işadamlanna uygulanan vize uygulamasını eleştirdi. Vizede en çok Italya, Almanya ve Hollanda sıkıntı yaratıyor. Araştırmaya göre, işadamlannın en çok şikâ- yet ettiği konulann başında vize prosedürünün uzunluğu ve istenen belgelerin çokluğu geliyor. Bunu, vize verilmeme nedenınin yazılı ya da söz- lü olarak kendilerine bildirilmemesi izliyor. Da- ha önce vize veren ülkenin son başvuruda sıkın- tı yaşatması, vizelerin pasaportta iptal damga- sıyla geçersiz kılınması, kısa süreli vize veril- mesi de eleştiriler arasında yer alıyor. A B D D E VİZE SENDROMU Araştırma, ABD'ye yolculuk yapan işadam- lannın da benzer sorunlarla karşı karşıya kaldı- ğını ortaya koydu. Amerikan yetkililerinin key- fi gerekçelerle ya da gerekçe belirtmeden vize vermediği vurgulanan araştırmada; sakıncalı listede adı bulunanlara yakın isimlerin bile Ame- rika'ya alınmadığı ifade edildi. 'HAKLARIMIZI ARAYACACIZ1 ATO Başkanı Aygün, Gümrük Birligi Anlaş- ması'na göre Türk işadamlannın AB ülkeleri- ne mal satabileceğini, ancak bu hakkın Türkle- re yönelik vize politikası nedenıyle engellendi- ğini vurguladı. Vize sıkıntısı nedeniyle birçok Anadolulu tüc- car ve sanayicinin AB'ye açılamadığına işaret eden Aygün, "Vize değil, sırat köprüsü! Diğer vandan herhangi bir AB üyesi ülke işadanu, eli- ni kohınu saüayarak Türkiyeye girebüiyor, mal satabiHyor" diye tepki gösterdi. tnsan haklanndan dem vuran AB'nin, asıl iş- kenceyi kendisınin yaptığını savunan Aygün, "Haklanmızı arayacağız. ATO üyeierinin mad- di zarara uğramalan nedeniyle Avrupa Adalet Drvanı'na başvuracagız'' dedi Türkiye "nın aralık ayında müzakerelere baş- lanması için tanh alsa bile AB'nin Türkiye'yi kapıda tutacağını kaydeden Aygün, "Türkişa- damı vizesizAB ülkelerine gidemeyecekse, tarih verseler ne ohır* dedı. VlZE UYCULAYAN ÜLKELER Araştırmada. AB ile 1973 yılında imzalanan katma protokolle, Türkiye'nin de dahil olduğu ülkelere yeni kısıtlamalar getirilmeyeceğinin hükme bağlandığı anımsatıldı. Bu protokolü delen AB'nin 1980 yılında Tür- kiye'ye hukuk dışı olarak vize uygulamaya baş- ladığı vurgulanan araştırmada, şu anda 38 ülke- nin normal pasaportlara, 98 ülkenin resmi pa- saportlara vize uyguladığı, 101 ülkenin ise Türk yurttaşlanndan vize istemediğı kaydedildi. AKP HÜKÜMETI ENDlŞELl Chirac'ın kararsızlıgı korkutuyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, Fransa'nın çekinceleri nedeniyle yıl sonundaki AB zirvesınde müzakere karannın sulandınJması ya da katı şartlara bağlanrhasından endişe ediyor. Fran- sa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'm Türkiye ko- nusunda tutumunu hâlâ netleştırmemesi endişele- ri arttınrken Almanya Başbakanı Gerhard Schrö- der ile Chırac'ın 26 Ekım'de Berlin'de yapacakla- n görüşme merakla bekleniyor. AB Komisyonu'nun Türkiye ilemüzakerelere ge- çilmesi tavsiyesıni açıklamasına karşın hükümetin önünde AB liderlerini ikna etme konusunda zor bir süreç bulunuyor. Diplomatik kaynaklar, özellikle Fransa'nın süren çekincelerinın endişe kaynağı ol- duğunu belirtirken "AB Kderterinin nihai karan alacaklan 17 Arahk'a kadar hiçbir şey garanti de- ğiL Fransa tutumunu hâlâ netieştirmedi. Müzake- re karan neleri içereceJc hangi şartlan içerecek, bunlarçokönemJi" göruşunü kaydedıyorlar. Dışışleri kaynaklan, 25 AB üyesinin 17 Ara- Itk'ta Türkiye konusun- da alacaklan kararda, Al- manya. Fransa ve Ingil- tere'nin tutumunun belir- leyici oiacağını düşünü- yor. Fransa'nın ağırlığı- nı koymaması durumun- da, müzakerelere başla- ma karannın "şekflseT olarak alınması, ancak müzakerelere fiili ola- rak gecmenin önüne en- gel çıkanlması, müza- kerelerin yürütülmesi- nin katı şartlara bağlan- ması gibi olasılıklann güç kazanabileceği endi- şeleri dile getirıliyor. Fransa'nın isteksiz tutumu, Türkiye hakkında çe- kinceleri olan Avusrurya gıbi diğer bazı üyeleri de teşvik ediyor. Diplomatik kaynaklar, 26 Ekim'de Berlin'de ger- çekleştirilecek Schröder-Chirac buluşması ve ar- dından yapılacak Erdoğan-Schröder-Chirac üçlü gö- rüşmesinin, bu açıdan büyük önem taşıdığıru kay- dediyorlar. Chirac'ın bu görüşmelerde, tutumunu netleştirmesi bekleniyor. Paris'e hareketinden önce Esenboğa Havalima- m'nda gazetecilerin sorulannı yarutlayan Gül, baş müzakereci tartışmasına ilişkin açıklamalarda bu- lundu. Bakan Gül, AB'nin müzakerelere başlama karan alması durumundagörüşmeleri yürütecekolan müzakere heyetinin belli olduğuna ilişkin haberle- rin doğru olrnadığıru söyledi. KOOP-C'nin düzenlemiş olduğu Jacgues Chirac. 29 Ekim CUMHURİYET BALOSU'NDA BULUŞALIM Cumhuriyetimizin kuruluşunun 81. yılı olması nedeniyle 29 Ekim 2004 Cuma akşamı Armada Otel'de (Cankurtaran - Ahırkapı) saat: 19.30'da kokteyl ve saat: 20.00'de yemekli balo düzenlenmiştir. Şıirve müzik dinletilerinin de olacağı bu etkinlik herkese açıklır. Kooperatif merkezinden sağlanacak davetiyelerin ederi kişibaşına 40.000.000.- TL'dir. aluk Çetin (Ataol Behramoğlu Şarkılan) îride Atıcı (Türküier) KOOP-CYönetimKurulu AP'de yer alan Yeşiller Grubu'ndan Cem Özdemir önceki akşam Fener Rum Patriği Bartholomeos'u ziyaret etti. Farkh kültürierin bir arada yaşamasının önemine değinen Özdemir, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması gerektiğini savundu. Yeşiller Grubu Türkiye'den ayrıldı. (Fotoğraf: M ) Yayımlanan bildiride, 'Laik bir Türkiye ile Avrupa çok şey kazanacak' denildi Fransız YeşiDerden destek 2O13TE 16 MİLYAR EURO'YU CEÇECEK Almanya} nın AByükü ağır FRANK- FLKT (Cumhu- riyet Bürosu) - Fransız Uluslara- rası Üişkiler Ens- titüsü (IFRI) tarafından yapılan bir araştırma, Almanya'nın Avrupa Birliği'ne yaptığı net ödemelerin sürekli yük- seldiğini. buna karşılık tngiltere'nin katkılannın ise yerinde say- dığını gösterdi. Enstitü tarafîndan geçen hafta açıklanan ve Alman basınında yer alan araştırmada 2003 yılında 9.5 milyar Euro net ödemede buhınan Almanya 'nın 2002 yılında 7 milyon Euro ödediği, bu miktann 2013 yılında 16 milyar Euro'yu aşacağı belirtildi. Fransız enstitüsünün araştırmasında Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) araştırmasında, muhtemel yeni üyeler Bulgaristan, Hırvatistan ve Türkiye hesaplamalara dahil edilmedi. Üç ülkenin katılması halinde Almanya'nın yapacağı net ödeme daha da yükselecek. hesaplamalar, ül- kelerin ödeyece- ği miktann gayri safi milli hasıla- lannın belirli bir yüzdesi iJe sınır- lı olacağı varsayı- mıyla yapıidı ve budurumda2013 yılında AB büt- çesının 124.6 milyar olacağından yola çıkıldı. AB Komisyonu ise 2013 yılında AB bütçesi için 143.1 milyar Euro taiep edi- yor. Araştırmada Avrupa Birliği 'nin 2013 yılına kadar tam üye olmalan muhtemel üyeierinin hesaplamalarda dikkate alın- madığı, üç ülkenin katılması halinde Al- manya'nın yapacağı net ödemenin daha da yükseleceği belirtildi. PARİS (AA) - Fransız Yeşiller Partisi, AB'nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerine başlamasına tam destek verdiğını bildirdi. Parti yönetimi tarafından yayımlanan bildiride, "Laik ve insan haklanna saygı duyan bir Türkhe ile Avrupa çok şey kazanacak" denildi. U ABD yönetiminin birkaç senedir medeniyetkr çaöşması yararmak istediğj" behrtilen bildınde, "Türkiye ile müzakerelerin başlamasının halklar arasında banş mesajı olacağı'1 vurgulandı. Bildiride, Türkiye'nin AB sürecinin, Avrupa nın siyasi projesinde de önemli yer tuttuğuna atıfta bulunuldu. "Tam üyeüğin müzakerelerin hedefı olması gerektiği'* vurgulanan bildiride, "40 senedir işbiriiği yapüktan sonra Ankara'nın aday olnıa hakkını reddedemeyiz" denildi. Fransa daki tartışmanın endişe verici olduğu ve skandal boyutuna vardığı ifade edilen bildiride. "Türkiye'nin Avrupah olup olmadığını tartışmanın da tarihi geçeriiliği oünadıgı" sözlerine yer verildi. GÖRÜŞ ŞAHNAZ ÇAKIRALP Hayatın Yedî Gerçeği! Türkiye, neredeyse gündemi hergün değişen bir ülke. Tartışılan konu ne derece önemli olursa ol- sun bakıyorsunuz ertesi gün ortaya çıkan gün- dem biröncekini bastınyor. Ama nedense bu haf- ta öyle olmadı. AB yolunda kritik günler nedeniy- le olsagerek. Çünkü herkesAB'yeodaklandı. Bel- ki ramazan ayının da bunda etkisi vardır. Rama- zan ayı genelde bir nefs meselesi olarak kabulle- niliyor. Insanın nefsiyle baş başa kaldığı, onu kont- rol edebilme, ihtiraslannı, arzulannı, isteklerini fren- leme için bir sınav, bir test, bir alıştırma gibi. Bir insanın yaşamında nefsini böyle denetleyebilme- si elbette çok önemlidir. Ama böyle bir kırtsal ay- da insanın kendisiyle baş başa kalıp bir vicdan sor- gulaması yapabilmesi de yaşamda yaptığı yanlış- lannı, eksikliklerini gözden geçirmesi de bir bakı- ma bu geçici dünyada yaşamın gerçeklerini keş- fedebilmesi de, bunlan bulup ortaya çıkarması da, çıkarabilmesi de önemlidir. Internetten bana gelen daha doğrusu bir arkadaşımın (Sevgili Ke- rem Seven) gönderdiği fıkrada yaşamın yedi ger- çeği sıralanıyordu. Bakalım bu yedi gerçek neler- dir? Birinci gerçek "dostluk". Dostluklarikiyeaynlır; kalıcı olanlar ve geçici olanlar... Hayatta bir zoriuk ortaya çıktığında bozulan dostluklar çoğunlukta- dır. Kalıcı dostluklar ise çok çok azdır. Doğru sö- ze ne denir ki? Zaten dostlugun ne olup olmadı- ğı da tartışmalıdır ya. Dostluk için söylenmiş o ka- dar çok söz vardır ki... Hangisi gerçeği belirler hangisi belirlemez belli değildir. Ben Goethe nin birsözünü çok beğeniyorum: "Dostiukyalnızca uy- gulamada ortaya çıkar ve uygulamada süreklilik kazanır. Sempati hatta sevgi dostluk için şart de- ğildir. Hakiki, verımli dostluk, hayatta eşit adım- larla ileriemek, birbirimizin amaçlannı kabullenmek ve düşünce ve hayat tarzı farklılıklan ne olursa ol- sun şaşmadan bihikte ilertemekten ibarettir." Bir başka gerçek de bana göre, insanlann böyle dost- luklara ihtiyacı vardır. Ikinci gerçek ise insanlann çoğunluğunun, kalplerini ve beyinlerini geçici de- ğerlere ayırmış olmalarıdır. Bu değerler uğruna kendi gerçek niteliklerinden ödün vermekten, kö- tü şeyler yapmaktan çekinmezler. Gerçekten de böyle değil midir? Hepimiz çoğu zaman bunu yap- mıyor muyuz? Arzulanmız uğruna, geçici istekle- rimiz uğruna, günü kurtarmak uğruna kendimiz, kendimiz olmaktan vazgeçip bir başka kendimiz haline gelmiyor muyuz? Erdemlilikten uzaklaşmı- yor muyuz? Üçüncü gerçek; insanlann amaçlanna ulaşmak için birbirlerini ezmekten vazgeçmemeleridir. Oy- sa başkalanna kötülük yaparak elde edilen her şe- yin geldiği gibi ellerinden gideceğini anlamalan lazımdır. Bunun örneğini her gün o kadar çok ya- şıyoruz ki... Herkes kötülüklerin farkındadır ve ço- ğu kez de kötülükler erdem kılığına bürünerek ya- pılırlar. Bunu biz her gün yaşıyoruz. Burada bir ünlü sözü hatırlıyorum, şirndi kim söylemiş çıka- ramadım: İnsan sevdiğizaman kötülükyapmaz." Demek ki 'sevgi' kötülüklerin engelleyicisidir. Dör- düncü gerçek; insanların gerçekte bir anlamı ve önemi olup olmadığını hiç düşünmedikleri fakat de- ğerli ve anlamlı saydıkları şeyler yüzünden birbir- lerine zarar vermeleridir. Bu şekilde hayatı da bir- birlerine zehir etmeleridir. Körü körüne yaratılan batıl inançlar, prensipler, izmler, ideolojiler, hayranlıklar, tutkular... Aklın, mu- hakemenin devre dışı kalarak duygulann, önyar- gılann yarattığı zaman zaman vahşet saçan olay- lar... Namus cinayetleri, töre cinayetleri gibi... Be- şinci gerçek ise herkesin yanlışının, başansızlı- ğının nedenini başkasında aramasında, ki yanlış- lıktır. Kimse, başına ne geldiyse aslında kendi yü- zünden geldiğini anlamıyor, kendi yanlışını, kendi suçunu kabul edip düzeltrniyor. Örneğin çoğunlukla da biz kadınlar, başımıza gelenlerin sorumluluğunu asla kabul etmeyiz ve çoğunlukla da bunlardan bize en yakın erkeği so- rumlu tutarız. Başımız bile ağnsa sorumlusu ya eşi- mizdir, ya sevgilimizdir... Mutsuzluklar da çoğu kez bundan kaynaklanmaz mı? Sfyasetçilerimiz için de bu geçerlidir. Onların her türlü başansızlıklan- nın sebebi onlara göre, ya devraldıklan enkazdır ya da çoğunlukla medyadır. Altıncı gerçek ise insanlann helal lokmanın ve bölüşmenin değerinı bilmemeleridir. En lezzetli tak- manın helal lokma olduğunu unutmalandır. Vlcdan- ları ve mideleri arasında kaldıklan zaman midele- rini tercih etmeleridir. \şte yolsuzluklar, rüşvetler, soygunlar, hortumlamalar... Hayatın yedinci ve son gerçeği ise insanlann bir şeye dayanmadan yaşamagücünü bulamamalandır. Bu nedenle ço- ğu kez anlamsız şeylere sanlmalan ve güvenme- leridir. Asıl sanlmalan ve güvenmeleri gereken bel- ki de tek duygunun SEVGİ olduğunu anlamamak- ta ısrar etmeleridir. Demek ki sevgisizlik hayattayaptığımız tüm olum- suzluklann ana nedenidir. Sevmek insanın kendi kendisini aşmasıdır. Sevryorum, o halde vanm! Tüm okuyuculanmın ramazan ayını kutluyorum. scakiralp > mynet.com 1res : Türkocağı Caö. Basın Sarayı No: 1 Kat4 Cağabğlu-İSTANBUL lefon : 02125U1808-O9 İSTANBUL 6. ŞLXH HUKUK MAHKEMESİ HÂKtMLİĞİ'NDEN Dosya No. 2003958 Davacı Mete Taki vekili Av. Ergun Özer tarafından davalılar Fatma Dü- şüngel vs. aleyhine açılan tazminat davasında. îstanbul. Beşiktaş, Etiler. Adnan Saygım Caddesi, No: 37/9 1. Ulus adre- sinde ikamet ettiği bildırilen davalı Alanur Özler, Îstanbul. Beşiktaş. Etiler. Adnan Saygun Caddesi, No:37'28 1. Ulus adre- sınde ikamet ettiği bildiriJen davalı Katenna Konuralp. Îstanbul. Beşiktaş, Etıler. Adnan Saygun Caddesi, No:37 91 1. Ulus adre- sınde ikamet ettif i bildirilen davalı Ayda Ataman, îstanbul, Beşiktaş, Etiler, Adnan Saygun Caddesi, No 374 1. Ulus adre- sinde ikamet ettiği bıldınlen davalı Aydın Ildem. Esra lldem ve Rezan Akan adlanna göndenlen davetıyeye verilen meşruhattan ve yapılan zabıta tahkikatında bulunamadıklan anlaşılmış olmakla, ılanen tebliğıne karar \e- rilmıştir. Dava HUMK'nun 507. maddesine tevkıfan basit muhakeme usulüne tabi olduğundan 509-510. maddelerine tevkifan duruşmanın bırakıldığı 09.11.2004 günü saat 10.30'da mahkememizın 2003'958 sayı ile bakılacak davada hazır bulunmalan, ibraz etmek ıstedikleri evTaklan duruşma gününe kadar göndermeleri veya hazır etmeleri, duruşmada hazır bulunmadıklan ya da evraklan göndertnedikleri takdirde gıyaplannda karar verileceğı hu- susu ilanen teblığ olunur. 11.10.2OO4 Basın: 47381 TEŞEKKÜR îstanbul Maarif Kitaphanemizin Büyüğü Merhum Naci Kasım ve Merhume Zehra Kasım'ın kızlan MENIJE KASHM'm vefatı dolayısıyla telefon eden, telgraf çeken ve gelerek acımıza iştirak eden dostlanmıza şükranlanmızı sunar, teşekkür ederiz. îstanbul Maarif Kitaphanesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle