22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EKİM 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 U SSKpatron oluyor- ö muş. Artık açıhmı da 3 şu olur: £ Sağhii Sermayesi ^t Kununul >• BektronJk posta: denizsomocumhuriyetcom.tr TBJ: 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Dryanet'in 1 milyon dolan kayıpmış... "Seccadenin aitma da baksınlar!" Hesap 0M. Sa'rt Arasan: "Görevleri halkın karnını doyuracak ortamı yarat- mak olanlar, Ramazan ça- dırı kurup bedava yemek dağrtmakla 11 ayda hiçbir şey yapmamanın hesabı- nı verebilecek mi?" Esirgen Anıl Öçal: "Recep Tayyip, Fransa'nın Türki- ye'ye desteğini esirge- meyeceğini düşündüğü- nü söylemiş... Esirgeyen ve bağışlayan Fransa'nın adıyla..." ' ntalya'da bu yıl Cumhuriyet Bayramı kutla- j malannın her yıl olduğu gibi Atatürk anıtı- nın bulunduğu Cumhuriyet Meydanı'nda 1 değil de Konyaaltı Plajı'na giden yol üzerin- de geniş katılıma uygun olmayan bir okulun önünde yapılacağı konuşulmaya başlayınca sivil toplum ör- gütlerinden yaklaşık 40 kişilık grup Antalya'nın AKP'Iİ belediye başkanı Menderes Türel'in kapısını çalı- yor... Konuklannı "Hepinizden iki kat daha Atatürkçüyüm" diye karşılayan Türel, kentte trafik sıkışıklığı yaratma- mak gerekçesi ile tören alanının değıştirileceği kara- nnı doğruluyor. Oysa 29 Ekim'de, resmi tatil ve kamu kurumlannın yanı sıra dükkânlann da kapaiı olması gerekiyor. Bir dernek üyesi, Türel'e Antalya çocuğu olduğu- nu hatıriatıp bu karann kendisini yıpratacağını söyle- yince, "Karar bana ait değil. Karan Vali, Tugay Komu- tanı ve Belediye müşterek aldık" diyor. Menderes Bir dernek üyesi, Türel'e, "Sizden dahafazla Ata- türkçü olduğumuzu iddia etmek gibi bir saygısız- lıkta asla bulunamayız" diyerek hiç olmazsa bu yıl için Cumhuriyet Meydanı'na izin verilmesini istiyor. Türel, "önyargılı olmayınız. Büyük âlim Einstein demiş ki, Atomu parçaladık ama, ön yargıyı parça- layamadık." Bir başka dernek üyesi "Biz, sizin AKP ile aynı görüşte olmadığınızı da biliyoruz" diye sö- ze girince Türel telaşla karşısındakinin sözünü ke- sip, "Hayır! Bu, doğru değil. Ben, AKP'nin tüm gö- rüşlerini paylaşıyorum" yanıtını veriyor. Bir dernek yöneticisi, yılda bir kez trafik sıkışıkJığına niye kat- lanılamadığını sorunca Türel, "Değişime karşı dur- mak mümkün değil. Atatürkçülük demek, bir şeyi korumak demek değildir. Korumak demek, muha- faza etmek değildir" diyor. Bir başka dernek üyesi, "Atatürk'ün bize emanet ettiği Cumhuriyetin kutlama yıldönümünde birazcık trafik sıkıntısı yaşansa, Antalyalılar buna razı olmaz mı" diye ısrar edince, Türel'in yanrtı "Siz diyorsunuz ki, Cumhuriyet Bayramı'nda Antalya batarsa batsın, bir günlüğüne yıkılırsa yıkılsın! Ben, Belediye Baş- kanı olarak, Antalya'nın yakılıp yıkılmasına asla izin veremem" oluyor. Bir demek yöneticisi, "Okul önün- de yapılacak törene halkın beklenen katılımı sağla- namazsa, yanlış iş yapılmış olmayacak mı" diye so- ruyor. Türel, "Yanlış varsa, denendikten sonra belli olur. Bir şey denenmeden, yanlış mı doğru mu bel- li olmaz" diyor ve toplantıyı kesip salondan aynlıyor. Bu arada... Geçen gün Antalya'da kent trafiğini kördüğüme çevirecek şekilde Galatasaray Spor Ku- lübü'nün 100. yıl kutlamalan yapılıyor... Nerede mi? Cumhuriyet Meydanı'nda! Dr. Nuri Çağatay, "AB'ye uygun yeni ehli- yetler verilecekmiş. En az 15 yıl sonra gireceğimiz ve girme garantimiz ol- mayan biriiğin ehliyetleri- rte bu kadar öncesinden sahip olmamızın gereği nedir? Milletin sırtına ye- ni yük bindirmek mi?" TÜYAP Bendeniz, bugün saat 13.00-15.00 arası Beylikdüzü Kitap Fu- an'ndaki Günizi Yayıncılık standında yeni çıkan "Geze Geze lstanbul"la biıiikte krtaplarımı imza- lıyorum. Haberiniz olsun. SESSİZ SEDASIZ (!) AB'den 31 kısım tekmili birden Eskiden tiyatro kumpanyalan, Ana- dolu turnesine çıktıklannda oyunlarını "32 kısım tekmili birden" oynardı... AB'nin Türkiye tumesindeki "oyun ise aynen tiyatro kumpanyalanndaki gi- bi; 31 kısım tekmili birden! AB'deki efendiler, 17 Aralık toplantı- sında münasip görürlerse, Türkıye'nin üyelik görüşmelen 31 bölüm üzerinden yapılacak... Ancak daha öncekı aday ülkelere ya- pıldığı gibi "bölüm"ler topluca değil, tek tek ele alınacak... Istenen koşullan yenne getirmek o bö- lümün kapanmasına yetmeyecek; bölü- mün ne zaman kapanacağına efendiler kendi aralannda karar verecek. Ayrıca bir bölüm kapanmadan öteki bölümün görüşmeleri başlamayacak ve üstelık bir bölüm kapanmışsa yeni bir bölümün ne zaman açılacağını da efen- diler kararlaştıracak. Bu arada efendiler, yeni bölümün müzakereye açılabilme- si için, ıstedikleri önkoşullan da koşul- suz bir şekilde isteyebilecek. AB müktesebatına uyması gereken bölümlertanmdan balıkçılığa, ulaştırma- dan adalete, şirketler hukukundan eğiti- me kadar geniş bir alana yayılıyor... 31 bölümden 30'unun adı ve üç aşağı beş yukarı içeriği belli. Fakat 31. bölüm biraz farklı... 31. bölümün adı: Diğer. Böylesi sürprizJerie dolu bir oyun, tiyat- ro kumpanyalannın 32 kısım tekmili bir- den oyunlannda bile sahnelenmemiştir! Yüksek Yerilim Hatt Dünyanın dengesinin niçin bozuldu- gunu buldıun: Dünyadan daha hızlı dönüyor insanlar! erdincutku ı yahoo.com ÇED KÖŞESt OKTAY EKİNCİ Kayaköyü'ndeydik... AtaJanmız ne güzel söyle- mışler; "Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur._" Ne zaman Kayaköyü'ne git- sem. önce bu sözü anımsardım. Yüzlerce yıl "Kaya" denen çu- kurun ortasındaki bereketli ova- yı "birKkte" kullanan "Kayah Rtımlar ve Türkler", aynı ova- ya ve çevresindeki köylere bir- İikte baktıklan için, her yer bağ- lık bahçelikmiş. 1922 mübadelesinde Rumlar, bu köylerin "merkea" olan Le- vissi'yi, yani Kayaköyünü terk edince, "baknnsız" kalarak şimdikı "harabe" durumuna dönüşmüş. Ovayı çe\Teleyen diğer yamaçlardaki Türk köyle- ri ise "bakanlan" sayesinde güJler, çiçekJer, zeytin ağaçlan arasında yaşıyorlar... Fethiye'den Kaya'nın dağlan- na doğru tırmanıp tepeye vann- ca, göz alabildiğine uzanan yemyeşıl Kayaçukuru manza- rası karşısında durduk. Karşı yamaçlardaki metruk ve yıkık Levissi'yi seyrederken düşün- düm. Mimarlığını kentsel mirası savunarak sürdüren bir dostum, Şimdi o manzara seyrettiği- miz tepeden aşağıya inip ova- nın içinde Levissi'ye doğru yaklaştığımızda, önce "Banş veDostiukKebapcısr bizi kar- şılıyor. Ardından "Banş Pansi- yon", "DostiukRestoran" hat- ta "Banş Gözkme EvT ve di- ğerleri... Hem bizi selamhyor- lar hem de doğru yolda olduğu- muzu gösteriyorlar. Banş ve Dostluk Köyü pro- jemizin en önemli iki "yaşat- matilsunı"ise "anTlar ve "in- saıTlar... Anılar için Levissi'nin "terk edümiş" ve "özlem yüklü" peyzajtnı bozmadan Kaya Çu- kuru'nda sonsuza dek var et- mek; böylece tarihin sadece bi- nalar değil "yaşanrruşhk" ol- duğunu da kanıtlamak. însanlar içinse öncelikle ay- nı çukuru çe\Teleyen köyler- deki evleri "pansyon" olarak turizme kazandırmak; böylece eski dostlan bugünün "saygm evsahipteri" kılmak... " Yaşatarak koruma"nın ya- rattığı bu duygular Muğla Ko- ruma Kuruhı'nun kararlanna da yansıdı. Levissi Arkeolojik KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakt ı turk.net ÇİZGİLÎK KÂMtL MASARACI kamilmasaraciı mynet.com "Anılann" pejzajını geleceğe taşıyan LevissL. bu gibi "insana hasret" eski ya- pılann ve "sevdalanna hasrrt" tarihi dokulann kurtanlabilme- si için, "koruyarak yaşatmayı" değil, öncelüde "yaşatarak ko- rumayı" savunurken ne kadar da haidı. Ama, "bakmak" için de öncelikle "yaşamla buluş- turmak" gerekiyordu. Geçmişin el emegi göz nuru değerlerini, geleceğe yine "am- lar yaratan" yaşanmışlıklarla birlikte aktarmak kadar güçlü bir "koruma güvencea" ne ola- bilir? Nitekim, Kayaköyü'nün sı- radan bir tatil köyü değil, tıpkı 1922'ye kadar süren kent kül- türündeki "beraberliklere'' ya- bşır bir anlam içinde "banş ve dostluk köyü" olması özlemi- ningiderekherkesi sarmalama- sı gibi... Anılar ve insanlar 1989'da bu özlemi ilk kez di- le getirdiğımizde ne kadar yal- mzdık!.. Uzaktan bakan köylü- ler, diş bileyen rantçüar ve kay- jı duyan bürokratlar... sit olurken. Doğal sit ilan edi- len Kaya Çukuru'nda ve köy- lerde, banşı ve dostluğu ağır- lamak için çevreye. doğaya uyumlu imar haklan tanındı. Ne var ki Çevre ve Orman Bakanlığı'ndaki bürokrasi, ay- nı duygulan hâlâ paylaşamadı- ğından anlamsız bir yapılaşma yasağıyla Kayalılann özlemJe- rini engelliyor. Muhtar Erdoğan Kaya'ya soruyorum: "Bu kaülığı Yaüliğe ve Ba- kanhğa şikâyet etmrvor musu- 002?" "500 imza topladık: derdinıi- n anlatamadık" Muhtan dinlerken de düşün- düm. Dertlerini anlatabilmele- ri için banşı, dostluğu ve ya- şanmışlığı "dertediııeıı'' yöne- ticilere gerek var. Ne \aı ki on- lar tarihsel mirası "yaşama ka- nştmnak" isterken son seçim- lerde demokrasiye takıldılar. Şimdi, nereye gitsem karşım- dalar... oekinciı' cumhurryet.çom.tr HARBÎ SEMİH POROY semihporoyia yahoo.com HAYAT EPtK TİYATROSU MLSTAFA IBAKIN &AZETECt NE YAZMIŞ "bo^ka bir huku»net •sbaşında olsa bunlar her cuma namazı çıkışındo hetn amerikayi hem hükümeti protesto ederlerdı**.. hayatepik <ı mynet.com TARÎHTE BUGÜN MÜMAZ ARIKAN 24Ekim vnnc.mumtaz-arikan.com /: J£ANLAff7T£.. 1780 'O£ 8U6ÛN, ÛNLÜ SEZÜV£NCİ JSAAJ lAFTTTB (LAPrr) , **AA' B D € A ( ) E Ğ PlEgJZE İt£ AMEKİKA'YA SÖÇ £DIP HALBANTL16A 8AŞ- ££CEK, BUHU DA UTGUOtoKAtnZ. ArtSStSıPPr NEHKİ P£L T2SINA YE£LE$£N U>FITTE, BİR £Ü*£ SONKfi AMe&KA'YA ' SüMePEN SALPK&N İM&Ü2LE£'E MSÇ/ AMEgUKAU- MfNM YER AlA&>*TrlZ(i812). N£W OÜLBAm SAYAŞt I&2ANIUNCA CA BAŞKAN MAPKON 7*f&- ESKİ KDR£ANUKLA& f'ÇİN AFFE&LE- . YA2AZ Aemue £7AHL£Y'E~£Ö/Z£, DAMA SONİSALARI KOMÜMİZA4£ ME&f*: SAHACAK, gU NEPENL£ AfOJPA'YA 6/DİP /&RL y£ F&EDI&CH EfJGELS'LE Û GÖRÜŞ MEBİÇ VELİDEDEOĞLU 'Din Güncelleşmeli' mi Dediniz? Üçüncü Din Şûrası, geride bıraktığımız eylül ayı- nın son haftasında toplandı; devlet ve hükümet en üst düzeyde bu şûrada buluştu. Bu buluşma, toplantının açılış konuşmalannı ya- pan Cumhurbaşkanı ile Meclis Başkanı'nın, "laiklik" konusunda, bırbirlerineters düşen söylemlerinin or- taya konmasına neden oldu. Bundan önceki şûralarda yönetim bakımından bu düzeyde bir katılım olmadığı gibi, "laiklik" konusu da katılımcılar tarafından ele alınmıştı. öncekı iki şûrada da "çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda laik yaşam biçiminin aykın düştüğü" görüşü, kapaiı bir biçimde dile getirilip örtülü eleşti- rilerleaçıklanmıştı. Bu son toplantıda ise laiklığe eleştiri Meclis Baş- kanı B. Annç tarafından "Laiklikte inanç, din ve vic- dan özgüriüğü kişilerden yana kullanılmaJı" diyerek ortaya konurken. Cumhurbaşkanı A. N. Sezer'in de buna: "Laik birey, dinsei inancının bu dünyayı etki- lemesine izin vermemeli" vurgusuyla -bir bakıma- yanıt verdıği görüldü. Bu 3. şûranın ayrımlı bir tutumu da "yonım" ko- nusundaydı. Anlaşıldığına göre "yorum" bu kez ön- cekılere oranla ya hiç ya da çok az ele alındı. Ama konu şûranın bıtiminın hemen ardından, Di- yanet Işleri Başkanı'nca bir TV konuşmasıyla gün- deme getırikji. Başkan Ali Bardakoğlu bu söyleşide dinı bilgile- rin çağın gereğıne göre yorumlanması gerektiğini be- lirtirken "Müslümanlığı güncelleştirmeliyiz!" dedi. En üst düzeyden gelen enine boyuna derin bir açıklama... Diyanet Işleri Başkanı ayrıca, bu "güncelleş- me"nın "yorvm"yöntemiyleyapılacağını, dahasıya- pıldkjını söyleyıp Kuran'ın beş ciftlik yeni yorumunun yakında satışa sunulacağını da dile getirdi. Kuşkusuz bu yapıt elimize geçince yapılan çalış- malann içenğine ulaşıp anlamını anlayacağız, ama yine de konuyla ilgili kimi açınımlan anımsamalıyız. Bilindiği gibi. tek Tannlı dinlerin üçünde de "din- sel yaşam alanı" ile "dünyasal yaşam alanı"n\ dü- zenleyen yaptınmlar vardır; Islamda bu yaptınmlar- dan ilkıne "asli hükümler", ikincisine "feri hüküm- ler" (ikınci dereceden hükümler) denir. (1) llkinın içinde "inanç" ve "ibadetler" yer alır; ikinci- si ise bütünüyle dünyasal yaşamı düzenleyen hü- kümlerden oluşur ki bunlardan kimileri ömeğin "ce- za hükümleri", "tecimsel hükümler" Tanzımat ile bir- likte laik yasalar konumuna getirilmek istenmişlerdır. Ama bu bölümün temelini oluşturan "Medeni Ya- sa" dıyebileceğımız "münakehat" konusuna doku- nulmamıştır. 1923 Devnmi işte bu bölümü 1926 yılında laik ya- salarla düzenleyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin laik bir yönetim olduğunu bütün dünyaya ilan etmiştir. Bu kısa açıklama da gösteriyor ki, Islamın dünya- sal yaşamla ilgili hükümleri yani dogmalan "yorum" ile değil, Islam hukukundan (şeriat) laik hukuka ge- çişle güncelleştirilmıştir. Bu "güncelleşme" Türk halkının kendi ıradesıyle, kendi Meclısinin oybirlığiyle gerçekleşmıştir. öte yanda bu hukukun temel özelliği yasalann "de- ğişebilir" olması ve bu değışimin geriye dönük değil, çağın gereksınmeterine göre yapılıp uygulanmasıdır. Böyle yapılmayıp geriye dönük bir değişim söz ko- nusu edilırse ne olacağını "zina yasası"nda ulusça yaşadık. AKP iktidannın zinayı, dinsei dogmada olduğu gi- bi -üstelik bunu belirterek- "cezaisuç" olarak kabul- lenmesınin yolu AB tarafından kesildi; bu tutum "di- nin güncelleşmesi"nöe artık AB'nin de yeri, sözü ol- duğunun bir ışaretıydi, belki de bir uyanydı. Başka bir anlatımla, Islamda her bir dogmanın 7'den 70'e yorumu olduğu kabul edilir; (2) bundan böyle 71 'inci yorumun AB'den gelme olasılığı doğ- muş oluyor... Herhalde son din şûrası bunun ayrımına vardığı için. "AB'ye uyum" karan aldı. Diyanet'in beş ciltlik çalışmasında yer alan yc- rumlann, 71. AB yorumuna gerek kalmayacak bir bi- çımde AB'ye uyumlu olarak yapıldığını umuyor ve merakla bekliyoruz. (1) Ord. Prof S. Ş. Ansay. Islam Hukuku, Ank. Ünv. 1958. (2) Henry Corbın, Islam Felsefesı Tarihi, lletişim, 1986. B U L M A C A SEDÂT YAŞAYAN 1 2 3 4 5SOLDANSAĞA: 17 Zonguldak ilinde. Türki- ye'nin en uzun mağara- lanndan bin. 2/ Bartın'ın bir ilçesi... Çayın etkin maddesı. 3/ Kimi bitkile- rin sapmda oluşan yap- rak biti... Lapinagil- lerden bir balık. 4/ .\kıl...Uçağınhedef üzerine dik olarak saldırması. 5/Ince ve sık dokunmuş bir tür yün kumaş... Boy- nun arkası. 6/ Bir elektrolız aygıtında- ki artı kutup... Evcil 8 olmayan hayvanlan 9 \-urma ya da yakalama işi. II Eti lezzetli bir ba- lık... Bir göz rengi. 8/Bir nesnenin uzayda kapla- dığı yer... "Büvelek"de denilen, kanemici birsi- nek. 91 Konya'nın Seydişehir ilçesinde, Türki- ye'nin en uzun mağaralanndan biri. YUKAMDA.N AŞAĞIYA: 1/ Şeftali, kayısı gibi meyvelerin çekirdeklerinin sert kabuğu... Elli şiniklik tahıl ölçeği. 2/ Bat- man'ın Hasankeyf ilçesini sular altında bırakacak olan baraj... Ağzımızdaki dişlerin bir bölümüne verilen ad. 3/Optik kaydırma... Sonbahar. 4/ Sa- hip... Orta .\merika'da bir ülke. 5/ Ilgi eki... " — gıcırtısından kalkan sesinden/Dağlar seda verip seslenmelidir" (Köroğlu). 6/ Kişinin toplumsal konumu, mevkisi... Köpek. 7' Kara batmamak için ayağa takılan bir çeşit örgülü ayaklık... Hav- va'nın Batı dillerindeki adı. ^Metal çubuk... Sı- cak bir içecek. 9/Temel, esas... Etek ucuna doğ- ru genişleyen giysiler için kullanılan sözcük.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle