Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 EKİM 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
kultur(a cumhuriyet.com.tr 15
KULE CANBAZI SUNAYAKIN
Kumaş'tan Kumaşk'aRüzgârı büyüten bir kadının eteğidir!..
'Antikacılar' adlı şıır kitabımda
yer alan şu dizelerin yanıtını düşünür du-
rvrumhâlâ:
Ne zaman
karar verir rüzgâr
fırıldakia oynamayı bırakıp
kızlann eteklerini
uçuşturmaya.
Gördüğüm ilk kısa etek "Ayşegül"ündü.
Aynı mahallede oturduğumuz bir kız çocu-
ğu değildı Ayşegül; bir kıtap kahramanıydı.
A-nnem, okumayı se\Tnemiz için ağabeyim
ve bana alırdı o kitaptan. Sayfalannın yansı
resim, yansı yazıydı. Rüzgânn, elimdeki fı-
nldağı döndürmesini beklediğım yıllardı.
Ayşegül'ün kimi resimlerde görülen iç çama-
şın, arkadaşlararasında alay konusu olurdu.
Rüzgâr doğanın bir armağanıdır erkekle-
re! Bu armağanın kıymeti, modanm gelişi-
miyle daha da ıyı algılanmıştır. Ahmet Mu-
hip Dıranas şu dizeyle anımsamaz mı "Fah-
riye Abla"sını: 'Açüırdı rüzgârda kısa
eteklerin'
Etekler kısalınca...
Etek boylannın kısalması bir başkaldın,
aristokrat kesimin uzun etek anlayışından
bir intıkamdır. Bu intıkamın I900'lü yılla-
nn ikınci yansına kadar gecikmesinde, ka-
dınların dizkapaklannın çirkinliğine inan-
malan da neden olmuştur. Bu çekingenliğin
kınlmasında, dirseklerin de aynı estetik kay-
gıdan dolayı uzun yıllar kapalı kalmalan,
fakat sonradan bunun yanlış bir düşünce ol-
duğunun anlaşılmasının da payı büyüktür.
]900'lü yılların ilk yarısında yaşanan I.
Dünya Savaşı sonrasında etek boylan kısa-
hrken, ardındanII. Dünya Savaşı'nınpatlak
vermesi. kısa etek modasını asnn ikinci ya-
nsına taşımıştır.
Eteğin tarihinde, Londra'nın King's Road
Caddesi'nde bulunan 'Bazaar' adlı mağaza-
nın apayn bir önemı vardır. Çünkü mini etek,
1965 yılında, moda yaratıcısı Mary Quant
tarafindan bu adreste tasarlanır. Etek boyu-
çizim:MUSA KART
nun kısalmasıyla iç çamaşır ve dizleri daha
güzel göstermek amacıyla krem alanındaki
yenilikler de birbirini takip etmiştir.
Etek boylannın tarihini şiirden de takip
edebiliriz. 1674 yılında, doksan beş yaşında
ölen Robert Herrick'in 'Düzensizliğin
Hazzı' adlı şiirinden iki dize:
Fırtınalar içindeki eteklerde
Gözleri fetheden bir dalga
Şiirin yazıldığı dönemi düşünecek olur-
sak, rüzgânn şaire kıyak geçtiğini düşünme-
yiz. Çünkü 17. yüzyılda etekler rüzgâra ka-
fa tutacak uzunluktaydı. Hem, böyle bir aziz-
lik olsa bile, iç çamaşırlann bacaklan kuşat-
mışlığından şairin göz banyosu yaptığını dü-
şünemeyiz. Ama yine de, Herrick'in şiirin-
de eteklerin rüzgârla dalgalanmasmdan bir
haz alındığına tanık oluruz. Nâzım Hik-
met'in 1959 yılında yazdığı şiir ise çok da-
ha farklı bir görüntü sunar okura:
Laypzigli kızlann bacaklan gayetle gü-
zel
Etekleri de gayetle kısa
Ömrümün bu kadar gerilerde kaldığını
görmezdim
Laypzigli kızlann bacaklan böyle uzak
olmasa.
Kumaşın akışı...
Kısa eteğin kadınlarda yaşının olup olma-
dığı tartışıladursun, Nâzım'ın son dızesın-
den, erkekler için bir "uzaklık" göstergesi
olduğu ortaya çıkıyor. Etek boylannı kısalt-
mada öncü olanlardan Vouge. kadınlarda en
geç ihtiyarlayan uzvun bacak olduğunu söy-
leyip. kısa etek gıyme yaşını uzatanlardan-
dır. Podyumlarda mankenlenn sundukları
mini etekler ile sıpariş sahipleri ıçın hazırla-
nan etekler arasında boy farkı vardır. Örne-
ğin. Perry Ellis koleksiyonunda sergilenen
etek boylan 30 ile 40 cm. arasında değişir-
ken, normalde bu etekler 50 - 55 cm. üreti-
lirler.
Calvin Klein koleksiyonunun bölüm baş-
kanı Susan Sokol da, bu konuda şu itirafta
bulunur: "Calvin bunları dizden epey yu-
karıda gösterir, biz ise daha uzun, dizin
hemen üstünde ya da dizi kapatacak boy-
da, yani 55- 60 cm. uzunlukta hazırlanz."
Kumaşın da bir akışı vardır, zaman deni-
len kum saatinin içinde...
Kumaşk'a dönüşen!..
...Ve Diğer Şeyler Topluluğu'nun 'Aksak İstanbul Hikâyeleri' oyunu İstanbul'un Doğu - Batı ikilemini sergiliyor
Alternatif bir bakış açısı
Onuryazarı Akın, onur sanatçısı Kayaalp
Kitap ve Samıt
fuarları açıldıKültür Servisi - Tüm Fuarcı-
lık Yapım AŞ (TÜYAP) ile Tür-
kiye Yayıncılar Birliği'nin dü-
zenlediği, '23. İstanbul Kitap
Fuan', Kültür ve Turi2m Baka-
nı Erkan Mumcu tarafindan tö-
renle açıldı.
TÜYAP Beylikdüzü Fuar ve
Kongre Merkezi'nde gerçekleş-
tirilen fuann açıhşında konuşan
Bakan Mumcu, kitap fuanna.
başladığı ilk yıldan beri katıldı-
ğını ve hep keyif aldığını belir-
terek fuarlara çocuklanyla da
geldiğini söyledi. Mumcu, Avru-
pa Birliği'ne (AB) tam üyelik
için müzakerelerin başlamasına
az bir zaman kala kültür ve sa-
natın yeniden Türkiye gündemi-
nin ön sıralannda yer aldığını
anlatarak AB'ye üye ülkelerle
kültürel ilişki ve etkileşimin yay-
gınlaştınlmasının önemine dik-
kat çekti. Bu ilişki ve etkileşi-
min sanatçı ve kültür adamlan-
23. fstanbul Kitap Fuarı, binlerce
okuyucu ve yazarı buluşturacak. (AA)
nın eserleriyle gerçekleştirilebilece-
ğini vurgulayan Mumcu, "Önümüz-
deki yıldan iribaren en az 100 Türk
yazann eserinin yabancı dile çev-
rilmesi gerekiyor. Türk yazarlan-
nı Batı dillerine taşımak için giri-
şimlerinizi bekliyorum. Bakanhk,
bunun için para ayırdı. Lütfen pro-
jelerinizi getirin. Bir yıldır söylü-
yorum, hiçbir proje gelmedi" di-
ye yayıncılara seslendi. Erkan Mum-
cu, tanıtma bütçesinin tamamını kül-
türel faaliyetlere ayırdıklarmı da ifa-
deetti.
TÜYAP AŞ Genel Koordinatörü
Deniz Kavukçuoğiu da '23. istan-
bul Kitap Fuarı' ile eşzamanlı ola-
rak '14. İstanbul Sanat Fuan' ve
'Tekno Outlet Müzik ve Ev Aletle-
ri Fuan'nın birlikte gerçekleştiril-
diğini anlatarak kitapfiıannınana te-
masının 'edebiyatta, sanatta ve kül-
türde komşuluk' olduğunu söyledi.
Aynca, Türkiye Yayıncılar Birliği
Başkanı Çetin Tüzüner ve TÜYAP
Kitap Fuan Danışma Kurulu Başka-
nı Doğan Hızlan da bir konuşma
yaptı. Fuar, Kültür ve Turizm Baka-
nı Mumcu, kitap fiıannın 'onur ya-
zan' Gülten Akın, sanat fuarının
'onur sanatçısı' Fethi Kayaalp ta-
rafindan açıldı.
Bakan Mumcu, yazar Ahmet
Ümit'e 'Masal Masal İçinde', Gül-
riz Sururi'ye 'Kıldan İnce Kıüç-
tan Keskin', Altan Öymen'e 'De-
ğişim Yıllan' ve tlhan Uçkan'a da
'Aşk Büyüsü' adh kitaplannı stant-
lanna giderek imzalattı. Bu arada, Is-
kender Pala'nın 'Perişan Gazel-
ler', Rahim Tanm'ın 'Behçet Ne-
catigil'in 'Şiir Dünyasf, Şefik
Can'ın Mevlana'nın hayatım anlat-
tığı îngilizce kitabını satın aldı.
AYÇA TEZER
Daha önce 'Ev/Kakafonik Bir
Oyun' ve 'Sene 2084', geçen yıl
Tıyatro Festivali'nde 'Aksak İstan-
bul Hikâyeleri' oyunlanyla izleyi-
cinin karşısına çıkan ...Ve Diğer
Şeyler Topluluğu'nun kurucusu
Yeşim Özsoy Gûlan'la topluluğun
etkınlikleri ve düzenledikleri çeşıt-
li atölyeler üzerine konuştuk.
- Neden topluluğunuzun adını
...Ve Diğer Şeyler koydunuz?
YEŞLM OZSOY ĞÜLAN - Ti-
yatro yaşamıma tek kişilık oyunlar-
la başladım. Metinlerimi perfor-
mans haline getirip onlan değişik
etkinliklerle izleyiciye sunarak
adım attım. Yaptığım ilk gösteriler-
den biri de 'Kırmızı Elma ve Di-
ğer Şeyler'di. Kırmızı elma hem
kadına hem de milliyetçilik kavra-
mına gönderimleri olan bir perfor-
manstı. Üç yıl New York'ta yaşa-
dım. Oradayken hayalım Türki-
ye'ye döndükten sonra bir tiyatro
topluluğu kurmaktı. 2001 yılında
Türkiye"ye dönünce bu hayalimi
gerçeİdeştirdim. İlk önce topluluğa
ilk göstenmden esinlenerek 'Kır-
mızı Elma ve Diğer Şeyler' adını
verdik. Fakat daha sonra biraz uzun
olduğu için isim değişikliği yapmak
zorunda kaldık. Yaptığımız gösteri-
lerin çoğunun farklı disiplinlerin
karşılaşmasından oluşan alternatif
bakış açımızı vurguladığını düşü-
nerek topluluğumuzun adını '...Ve
Diğer Şeyler' olarak değiştirdik.
- Geçen sezon 'Aksak istanbul
Hikâyeleri'ni sahnelediniz. Bu
oyunu nelerden etkilenerek orta-
ya çıkardınız?
GÜLAN - Türk sanat müzığinde
aksak usul vardır. Zamanlan eşit ol-
mayan, simetrik olmayan bir ritim.
Aksak ritme ilgi duymaya başla-
dım. İstanbul'da da, aynı aksak ri-
timde olduğu gibi, gündelik hayat-
ta her alanda bir aksama söz konu-
su. Bu düzensizliğin de kendi için-
de bir uyumu var. Ondan esinlene-
rek 'Aksak İstanbul Hikâyeleri'
dedik. Oyun 12 monologdan oluşu-
yor, ama her monolog kendi içinde
aksıyor. 12 farklı hikâye, kendi için-
de parçalanmış ve aksamış bir hal-
de iç ıçe sunuluyor. Oyunda biri ge-
leneksel, diğeri daha modern iki ai-
le profili bulunuyor. Oyuncular ka-
idelerin üzerinde robot gibi davra-
nıyorlar. Bu oyun aslında Istan-
• Aksak İstanbul Hikâyeleri' adı Klasik Türk Müziğindeki
aksak usulden geliyor. îstanbul'da da, aksak ritimde olduğu
gibi, gündelik yaşamın her alanında aksaklıklar
olduğundan bu ad seçilmiş. Oyunda 12 farklı öykü kendi
içinde parçalanmış ve aksamış bir halde sergileniyor.
Topluluk. doğaçlama bir tek kişilik oyun olan 'Sene 2084'ü şubat ayın-
dan iribaren kendi mekânında sahneleyecek. (Fotoğraf:\ EDAT ARIK)
bul'un Doğu-Batı ikilemini gözler
önüne seriyor.
- Galata'daki yerinizde aynı za-
manda çeşitli dallarda atölyeler
düzenliyorsunuz...
GÜLAN - Galata Perform'da
farklı sanat dallanndan insanlann
bir araya gelip birbirlerine yakınla-
şabileceği, çağdaş olanı ön plana çı-
karan bir platform yaratmaya çalı-
şıyoruz. Tiyatro, fılm ve sanat dal-
lannda 9 atölyemiz bulunuyor. Ne-
riman Polat, daha çok 60'lardan
günümüze, daha yakın sanat tarihi-
ni inceleyen 'Günümüz Sanatı'
adlı bir atölye veriyor. Sadece sanat
yapıtını anlama değil, bir yandan da
yapma üzerine kurulu bir atölye. Kı-
sa film atölyesini Güçlü Gülan ve-
riyor. Bütün atölyelerimizde teorik
bilgi venrken aynı zamanda prati-
ğini de yaptınyoruz. Bu bağlamda
atöryelerimiz dışında her sah çağdaş
olanın tartışıldığı 'Açık Salı Soh-
betleri'ni gerçekleştiriyoruz. Ilki
geçen salı yapıldı. Tiyatro festivali-
nin tartışıldığı bir platform oluştu.
Bu salı da bu sohbete devam edile-
cek. Cuma akşamlan da 'Açık Mik-
rofon' adlı bir gece tasarlıyoruz.
Müzisyenlerin, tiyatroculann,
edebiyatçılann gelıp okuma yapa-
bildikleri ya da kendi müziklerini
doğaçlama olarak çalabildikleri ve
seyirciyle yakın temasta bulunabi-
lecekleri, kabare tarzında bir gece
düşünüyoruz.
-Hedefkitleniznedir?
GÜLAN - Hedef kitlemiz daha
çok üniversite gençliği ve hayatı
boyunca bunu hep denemek isteyip
de deneyememiş kişiler. Biz,
"Oyunculuk atölyemizi bitirince
sertifika vereceğiz, çıkınca üç di-
zide oynayacaksınız" gibi vaatler-
de bulunmuyoruz. Ojomculuk atöl-
yesinde en önemli hedeflerimizden
biri, kendi tiyatromuza oyuncu ye-
tiştirmek.
- Bu sezon hangi sahnelerde
oyunlarınızı sahneleyeceksiniz?
GÜLAN - Video ve müzikle bes-
lenen doğaçlama bir tek kişilik
oyun olan 'Sene 2084'ü şubat ayın-
dan itibaren kendi mekânımızda
sahneleyeceğiz. Aynca burayı baş-
ka topluluklara da açmayı düşünü-
yoruz. 'Aksak İstanbul Hikâyele-
ri' 14 Aralık'ta Enka Oditorv'u-
mu'nda sahnelenecek. Daha sonra-
da Istanbul'da değışik sahnelerde
yine izleyiciyle buluşacağız. Gele-
cek sezona yeni bir oyun hazırlama-
yı düşünüyoruz. Çalışmalanna
mart, nisan aylannda başlayacağız.
(0 212 243 99 91)
ESÎNTİLER
ZEYNEP ORAL
Kitap... Kitap... Kitap...
"Tanrım! Bana kitap dolu bir eWe, çiçek dolu bir
bahçe ver"... Konfüçyüs demiş bunu...
Hemen ardından eklemek istiyorum: Çiçek do-
lu gizli bahçemde hep "ilkyaz" olsun... Ve Gül-
ten Akın'ın şiirindeki gibi, "Durup ince şeylehan-
lamaya I Kimselerin vakti olmasa da" biz birikim-
lerimizle yanıt verelim, açan her çiçeğe...
"Her kitaplık bir cezaevi kapatır"... Seneca... A-
ma daha iyisini de söylemiş: "Kitapsız yaşamak,
kör, sağır, dilsizyaşamaktır." Ülkemdeki körler sa-
ğırlar diyaloğunun temelinde sakın bu yatma-
sın...
Bir de "Okuduğun kitaplan söyle, kim olduğu-
nu söyleyeyim" diye bir şey vardı. Şu anda anım-
samıyorum kimdi söyleyen... Yoksa "Dostlannı
söyle..." miydi? (Insanın mesleği, yaptığı iş "ga-
zetecilik" olunca, dostluk kavramı datehlikeli dal-
galara çarptığından, en iyisi bunu geçelim...)
TÜYAP Kitap Fuarı dün açıldı. Içimde bir heye-
can, bir heyecan... Bir çırpıda 23 yıldan, tüm ki-
tap fuarlarından görüntüler, anılar, imgeler gözü-
mün önünde uçuşmaya başladı: Fuar süresince,
fuar içinde kitap yasaklamalan gördük; kitabın tu-
tuklanmasını, zincire vurulmasını gördük; bom-
ba ihbarlarıyla fuann boşaltılmasını gördük; son-
ra öğrencilerin harçlıklarını bir araya getirip satın
alabilecekleri tek kitabı seçmelerini gördük; oku-
run yazarla kucaklaşmasını, kitapların kanatlan-
masını gördük... Gördüklerimizı biriktirdik.
Bu yıl 199 etkinlik yer alıyor, 750 yazar katılıyor
etkınliklere ve imza günlerine. Içlerinde 17 ülke-
den 80 kadar yayıncı ve 30 yabancı yazar var.
önümüzdeki yıl resmen "Uluslararası İstanbul Ki-
tap Fuarı" adını alacak...
Bu yılki temanın "Kültür Sanat ve Edebiyatta
Komşuluk" olması çok yerinde bir seçim. Hele
hele AB yolundaki tartışmalarda coğrafyadaki
yerimiz, komşularımız, komşuluk ilişkilerimizin
sorgulandığı şu dönemde... Sanki 80 yıldır ilerle-
diğimiz bu yolda coğrafyamız ya da sınırlarımız
değişmiş gibi... Komşularla kültür sanat ve ede-
biyat ilişkılerimızi gelıştirmekte geç bile kaldık,
bence.
Fuar yollarına düşmeden önce elime geçti.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin Çınar
Yayınları'ndan çıkardığı "Gençler İçin" kitabı...
"Gençler İçin Sorunlar-Çözümler"...
Farklı yaş gruplarındaki gençlere seslenen ki-
tap onları okumaya, okudukları üzerine düşün-
meye, tartışmaya, yeni düşünceler üretmeye
yöneltirken, bir yandan da kendi kişiliklerıni, ge-
leceklerini oluşturmalarını amaçlıyor. Kapsadığı
alanla geniş bir yelpazeye yayılıyor: Aile, cinsel-
lik, eğitim, sanat, kültür ve elbet birikimler... He-
def, çağdaş bireyler yetiştirmek...
Türkan Saylan dan Erdal Atabek'e, Nazan
Ipşiroğlu'ndan Jale Baysala. birçok değerli bi-
lim insanının yazılarını içeren, bol görsel malze-
meyle sunulan kitabın önemli özelliği, okullara
bedelsiz dağıtılacak olması.
Kitap üzerine alıntılarla başlamıştım. "Gençler
lçin"öe Zehra Ipşiroğlu'nun, gençlerin "Neler
Okuyabilirim" sorusuna yanıt aradığı yazısının
başındaki alıntıyla bitireyim.
Maksim Gorki'den bir alıntı: "Her kitap beni
kalabalıktan, düzeysizlikten insanlığa, insancıllığa
yükselten, daha iyi yaşamı anlamama ve ona kar-
şı derin birsusuzluk duymama neden olan birba-
samaktı..."
Haydi kitap fuanna. Kitaplara. İnsanlığa, insan-
cıllığa...
Inanın, hepimizin buna ihtiyacı var.
Zeynep@zeyneporal.com
Faks:0212-257 16 50
'Kültürel Mirasın Korunması'
• Kültür Servisi - Marmara Üniversitesi
Atatürk Eğitim Fakültesinden Prof. Dr.
Ümran Derkunt'un düzenlediği 'Ülkemizde
kültürel mirasm korunmasmda
üniversitelerimizin yeri ve önemi' başlıklı
panel yann saat 10.00'da Mannara
Üniversitesi Göztepe Kampusu Fen-
Edebiyat Fakültesi alt katında yapılacak.
Panele Doç. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Prof.
Dr. Sema S. Ergezen, Prof. Dr. Ümran
Derkunt, Prof. Dr. Tayfun Akkaya, Prof. Dr.
Nevzat Çevik, Doç. Dr. Engin Beksaç, Doç.
Dr. Sümer Atasoy, Doç. Dr. Remzi Yağcı,
Yar. Doç. Dr. Özkan Ertuğrul, Yasemin
Pirinççioğlu. Dr. Şeniz Atik ve Erdem Yücel
konuşmacı olarak katılacaklar.
Bugün
• YENİ MELEK StNEMASI'nda 19.00'da
Haluk Levenfin yeni albüm tarutım konseri.
(0 216 556 98 00)
• CRR'de 19.30'da Hakan Şensoy'un
yönetimindeki tstanbul Oda Orkestrası'nın
konseri. (0 212 232 98 30)
ÇOCUK
Öykü Yarışması sonuçlandı
8-10 Yaş Grubu Dereceve Girenler
1. Melodı \'arÖngel
2. Zeynep Erdemır
3. Ayyüce Yeniçeri
11-12 Yaş Grubu Dereceve Girenler
1. Hcsna Ezgı Aşkın
2. Ayşe Fıdan
3. Ece Ergün
13-14 Yas Grubu Dereceve Girenler
1. Gamze Celep
2. Gözde Cantürk
3. Ececan Çorbacıoğlu
Ödül Töreni 30 Ekim 2004. Cumartesi günii.
saat 14:00'te Can Kitabevi'nde yapılacaktır.
CAN KİTABEVİ
Yeni Çarşı Caddesı 22 Gaiatasaray-tbtanbul
(0212)245 8292-93