Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2004 PERŞEMBE
8
Istanbul
HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Edirne
PB 25 Sınop Y 19 Adana PB 30
PB 23 Samsun Y 18
Kocaeli PB 22 Trabzon Y 17
Çanakkale PB 21 Giresun Y 18
Izmır B 29 Ankara PB 19
Manısa B 28 Eskişehir PB 19
PB 20Aydın
Denizii
B 3 0 Konya
B 26 Sıvas Y 14
Zonguldak Y 19 Antalya B 29 Kars
Mersın
Diyarbakır
Şanhurfa
Mandin
Sı/rt
Hakkâri
Van
PB
Y
PB
Y
Y
Y
Y
29
22
26
23
22
17
16
Yurdon kuzey ve do-
ğu kesımlen parçalı, yer
yer çok bulutlu, batı ka-
radenız kıyılan, orta ve
doğu Karaöemz ıç Ana-
dolu'nun doğusu. Doğu
Anadolu ıle Guney do-
ğu Anadolu'nun doğu-
su sağanak yağtşJı dığer
yetier az bulutlu geçe-
cek. Hava sıcaklığı. do-
ğu bolgelenmızde hıs-
sedılır derecede olmak
uzere azalacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
PB
Y
Y
Y
Y
Y
Y
9
7
10
15
15
15
17
15
Münih Y 18 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madnd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
Y
Y
Y
Y
PB
PB
19
13
19
17
19
19
24
26
Moskova PB 8
Y 17
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahıre
Şam
A
B
PB
PB
Y
Y
A
PB
30
5
20
25
17
22
32
29
AÇK Parçalı bulutlu Sıslı , BulutiL t
ÇOK Dulutlu Yağmurtj Sulu kaf t Gok gjrûltülü
G U N C E L CÜNEYT ARCAYl REK
I Baştarafi 1. Sayfada
tegre olmak mı istiyoruz? O zaman bunun 'ege-
menliğimizi paylaşmak' anlamına geldiğini gü-
zelce anlamalı, kafaya koymalıyız".
- Bendit'e göre- Avrupalı'nın aklından hiççıka-
ramadığı "askeriere bu düşünceyi, egemenliğimi-
zi AB'ye teslim ettiğimiz gerçeğini kabul ettirme-
liyiz".
Oysa, komuta heyetinin AB karşısındatavn or-
tada. Aman şunu yapmayalım, bunu söylemeye-
lim, aman AB duymasın, yine asker çıktı karşımı-
za diye nuysuzlanmasın diyor da başka bir şey
diyemiyor.
Buna karşın AB'ye de askeri beğendirmek ola-
naksız. Kimi Batılı çevrelerde (örneğin AP Türki-
ye Raportörü Camiel Eurgling'e göre) "ulusla-
rarası kalibrede entelektüel ve demokrat" diye
tanımlanan Genelkurmay Başkanımız Orgeneral
Hilmi Özkök ve karargâh ekibi var askerin ba-
şında.
Asker ötedenberi "entelektüel" yetiştirmiştir,
ama bugünkü kadro farklı. AB ölçütlerine uygun,
"hem asker hem demokrat". Daha ne olsun!
Görünen man2aradan çıkan sohuç: Demokrat
askerliğin artık egemen olduğu zamanımızda
gözlenen (hatta saptanan) duruma göre, askerin
yönetime müdahalesine karşı emniyet sübabı
olacağı söylenen (AB raporundaki) "gerektiğin-
de müzakereleri askıya aJmak" kuralının beş pa-
ralık değeri yoktur.
• • •
Batı müsaade buyursun; örneğin aşiret reisi
Barzani'nin 2orlanarak geldiği Ankara ziyaretin-
den sonra askerler hükümeti toplantıya çağırıp
elden gitmekte olan Kerkük sorununun masaya
yatırılmasını sağlasınlar.
Telaşlanacak birdurum yok ortada. Asker, uzun
zamandır siyasetçiye (bu iktidara) Kerkük için ol-
sun, Kıbns için olsun kimi titizlendiği ulusal ko-
nularda olsun izlenecek sıyaset önermiyor.
Asker, üzerine herhangı bir görev düşerse ön-
ceden ne yapabileceğini veya bu hükümetin Ker-
kük konusunda ne yapmayı düşündüğünü öğ-
renmeye çalışmış olabilir Başbakanlık'taki top-
lantıda.
Sanki hükümet Kerkük konusunda ne yapaca-
ğını biliyormuş gibi!
Kuzey Irak'ta askere olası bir manevraya ola-
nak bıraktı mı Amerika? Kürtleri cesaretlendirdi,
-Türkiye'yi- PKK'yi silahlatemizlemeyi vaatede-
rek bir güzel uyuttu, uyutuyor.
Bu arada -önceki gün- devlet denetimindeki
TRT kanallannın birinde -iş işten geçtikten son-
ra- Kerkük'e Barzani'nin içerden dışardan topla-
dığı binlerce Kürt'ü yerieştirdiğini, konut yapımı
için malzeme sağladığını, gelenlere para, işyeri
için sermaye verdiğini; kentin nüfusyapısını Kürt-
ler lehine değiştirdiğini içeren yayın yapıldı.
Hükümet sadece, kanşmam ha, gibi birtakım
açıklamalar yapıyor. Kerkük'ün Kürt kenti olma-
dığını söylüyor. Söylüyor da ne kadar etkili ve ge-
çerli olabiliyor bu babalanmalar, efelenmeler?
Kocaman bir hiç! Evet, değer taşımıyor. Bar-
zani, Türkiye sınırından geçer geçmez, "Kerkük
Kürt kentidir" dedi mi, dedi. Geldi Ankara'ya bi-
zim ünlüüü ikiliyle görüştükten sonra giderken
yine Kerkük'ün Kürt kenti oiduğunu yineledi mi,
yineledi. Şam'da aynı karariılığı sergiledi mi, ser-
giledi.
Bizimkiler bıraktığımız yerde, aynı tariada. Sin-
dirdikleri taamı topluma sindirtmeye çalışıyorlar:
Kerkük Kürt kenti değildir; Kürtlerin, Araplann,
Türkmenlerin birlikte yönetecekleri bir kenttir, de-
meyi sürdürüyorlar.
Barzani, karşısında Türkiye de olsa Kerkük'e
müdahale edecek devletle gerektiğinde savaşa-
cağını ilan etti, ediyor.
Isterşantaj koksun, isterse tehdit. Barzani böy-
le konuşabiliyor. Ya sen! Ne yaptın, yapıyorsun?
Silahlı bu söylemin en ufak değertaşımadığını ifa-
de edecek minicik biraçıklama yaptın mı, yapa-
biliyor musun? Hayır!
Ha, bu hükümet Başbakanlık'ta (asker sivil ka-
tılımryla) toplantı düzenliyormuş gibi masallar...
At gözlükleri takmış koşuyor, koşuyor. AB'nin
gösterdiği ucu açık bir hedefe doğru...
sergısı
• tstanbul Haber Senisi - Ressam Erdoğan Züm-
rütoğlu'nun büyük boy resim ve heykellerden oluşan
"Ben İçin Balballar" adlı sergisi Istanbul Sanat Fu-
an kapsamında 23 Ekim'de TÜYAP Beylikdüzü'nde
açılacak. "Sadece ölünce mi dikilır balballar" sloga-
nının öne çıktığı sergi 31 Ekim'e dek gezilebilir.
• Istanbul Haber Servisi- BakanJar Kuruîu karan
ile 31 Ekim 2004'ten itibaren geri saat uygulaması-
nın başlayacak olması nedeniyle resmi dairelerdeki
mesai saatlerinde değişikliğe gıdildi. Gün ışıgından
yararlanarak enerji tüketimini azaltmayı, sabah ve
akşam trafiğindeki yoğunluk da dikkate alınarak ha-
zırlanan ve 1 Kasım'da uygulamaya girecek olan
mesai saatlen şöyle: 08.00-12.00,12.30-16.30.
Hayvan operasyonu
• ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Jandarma
Genel Komutanlığı Genel Sekreterhği'nden yapılan
açıklamaya göre, Ankara ve ilçelennden 65 büyük-
baş, Sakarya ve ilçelerinden 15 büyükbaş, Aydın ve
ilçelennden 8 büyükbaş, Konya ve ilçelerinden de
28 büyükbaş ve 184 küçükbaş hayvan çaldıklan be-
lirlenen şebekenin üyeleri yakalandı. 15 kişi gözal-
tına alınırken 9 faili meçhul olay aydınlatıldı.
463rnüyardevretti
• ANKARA (AA) - Şans Topu'nda kazanan üst
kolon numaralan. " 16, 20, 28.30, 31" alt kolon nu-
marası, " I I " olarak belirlenirken 5 artı 1 bilen çık-
madığı için 463 milyar 59 milyon 645 bin lira hafta-
ya devredildi. Çekilişte, 5 bilenler 1 milyar 996 mil-
yon 400'er bin, 4 artı 1 bilenler 167 milyon 250'şer
bin, 4 bilenler 14 milyon 200'er bin, 3 artı 1 bilenler
7 milyon 300'er bin. 3 bilenler 1 milyon 650'şer bin.
2 artı 1 bilenler 2 milyon 200'er bin, 1 artı 1 bilenler
15e 1 milyon 50_'şer bin lira ikramiye kazandılar.
Schröder ile 26 Ekim'de Berlin'de yapacağı görüşmede tutumunu netleştirecek
Tarihin anahtan Chirac'taAYHAN ŞİMŞEK
ANKARA - AB'den yıl so-
nunda üyelik müzakerelerine
geçme karan bekJeyen Türkiye,
dikkatini 26 Ekim'de Berlin'de
yapılacak AJmanya-Fransa zir-
vesine yoğunlaştırdı. Fransa
Cumhurbaşkanı Jacques Chi-
rac"ınAlmanya Başbakanı Ger-
hard Schröder ile yapacağı gö-
rüşmede, Türkiye ile müzakere-
lere başlama konusunda tutumu-
nu netleştinnesi bekJeniyor.
Fransız diplomatlar, Chirac 'ın
Schröder gibi müzakerelerin
2005 "in ilk yansında başlaması-
na sıcak baktığını savunurken
"Ancak 25 üyeli yeni AB'de,
Fransa-Almanya ağıriığı eski-
si gibi değil. Fransız-Alman uz-
laşısı olsa da aralıkta ötcki ba-
zı üyelerin müzakerelerin er-
telenmesini istemesi halinde
durum değişebilir" görüşünü
CHİRAC MÜZAKERE KARARI VERDİ
PARİS (AA) - Fransa Maliye ve Eko-
nomi Bakanı Nicolas Sarkozy'nin,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile
yaptığı görüşmede, "Cumhurbaşka-
nı Jacques Chirac, Türkiye ile tam
üyelik müzakerelerinin başlaması
yönünde karar verdi" dediği bildiril-
di. Diplomatik kaynaklar, müzakerele-
rin ne zaman başlayacağı konusunda
Chirac'ın tavnna ilişkin Sarkozy'nin
açıklama yapmadığıaı kaydetti. Sar-
kozy'nin görüşmede, "Avrupa Birii-
fi'nin şu anda sorunlan var. Nereye
gidecek, nasıJ bir genişleme göstere-
cek belli degil, öncelikle bu sıkıntıla-
n aşmamız gerekir" dediği öğrenildi.
Sarkozy'nin, Alain Juppe'den boşalan
iktidardaki Halk Hareketi Birliği'nin
(UMP) başkanlığına gelecek aylarda
seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Fransa'da merkezi sağda en güçlü si-
yasi lider olarak bilinen Sarkozy'nin
2007 yıluıda da cumhurbaşkanlığı se-
çimlerinde aday olması bekJeniyor.
kaydediyoriar.
Dışişleri Bakanı Abdullah
Gül, AB'yi müzakerelere geç-
meye ikna turunun ilk ayağı olan
Almanya'dan, "Müzakere tari-
hinin anahtan Chirac'ta" so-
nucunu çıkararak döndü. Schrö-
der hükümetinden müzakerelere
başlama konusunda güçlü destek
alan Ankara, Chirac'ın iç politi-
kada yaşanan Türkiye tartışması
nedeniyle tutumunu hâlâ netleş-
tirememesinden ise kaygı duyu-
yor. Fransız Cumhurbaşkanı'nın
çekincelerini aralık ayında da
sürdürmesi durumunda, müza-
kere tarihinin ertelenmesi ve mü-
zakere şartlanmn ağırlaştınlma-
TfC
JT ransız siyaset ve
iş çevreleriyle
görüşmek ve
OECD'de
temaslarda
bulunmak flzere
Paris'te bulunan
Başbakan
Erdoğan, Orsay
Mûzesi'nde Fransa
Araşrırmalar
Merkezi'nin
düzenlediği bir
toplantıya katıldj.
Erdoğan,
Fransa'nın önde
gelen
işadamlarıyla
yemek yedi. (AA)
Türban çarpıtmasıHaber Merkezi - Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, Fran-
sa'mn doğusundaki Mulhouse
kentındekı bir okulda türbanla-
nnı çıkannayı reddeden iki öğ-
rencınin okulla ilişiği kesüdiği
gün bu ülkede "türban takıy-
yesi" yaptı. Türkiye'de halka
yönelik bir türban yasağı olma-
dığını ancak ögrencilere yöne-
lik böyle bir uygulamanın oldu-
ğunu belirten Erdoğan, eğitim
özgürlüğü açısından yaklaşıl-
dığında Avrupa ülkelerinde
böyle bir uygulama olmadığını
öne sürdü.
Fransız haber kanalı LCI'nın
sorularını yanıtlayan Erdo-
ğan'a, Türkiye'de başörtüsü ya-
sağına ilışkın bir soru yöneltil-
di. "Türkiye'de bu konuda
halka yönelik bir yasak olma-
dığını, ancak ögrencilere yö-
nelik böyle bir uygulama ol-
duğunu" belirten Erdoğan,
"Bu konu şu anda bizim gün-
demimizde değil" dedi. Erdo-
ğan, eğitim özgürlüğü açısından
yaklaşıldığında Avrupa ülkele-
rinde böyle biruygulama olma-
dığını öne sürerek, insanJann
inançlannın gereğini yerine ge-
tirmesine saygı göstermek ge-
rekriğini savundu. Erdoğan, bu
konunun toplumsal mutabakat
içinde çözülmesi gerektiğine
inandıklannı vurgulayarak ken-
disinin Türkiye'de söylediği şi-
ir yüzünden mahkûm olduğunu
ammsattı. Muhabirin, "Bu şi-
iri hâlâ seviyor musunuz?"
sorusu üzerine Erdoğan, "Öz-
gürlükler ülkesi Fransa'da
böyle bir şeyi tasvip etmek
mümkûn değil" dedi.
Erdoğan, çelik üretiminde
dünyanm önde gelen kuruluş-
lanndan Arcelor'un Başkanı
Guy Dolle'yi, kaldığı otelde
kabul etti. Görüşmeden sonra
Dolle, son 15 yıldır Türkiye'de
yatınm yaptıklannı belirtti ve
bu yatınmlarmı güçlendirerek
devam ettinnek istediklerini
söyledi. Dolle, Ereğli Demir-
Çelik Fabrikalan TAŞ'nin
özelleştirilmesiyle yakından il-
gilendiklerini belirterek, görüş-
mede bu konudaki görüşlerini
açıkladığım kaydetti.
sı olasılıklannın güçlenmesi en-
dişe yaratıyor.
Fransa'nın Istefcslzllfli
Fransız diplomatik kaynaklar,
26 Ekim'de Berlin'de gerçekleş-
tirilecek Chirac-Schröder buluş-
masmda ele ahnacak önemli ko-
nular arasmda "Törkiye ile mü-
zakerelere geçiş tarihi-
nin" bulunduğunu belir-
tirken Fransa ile Alman-
ya'nın bu konuda tutum-
lanm uyumlulaştırmala-
nnın beklendiğini kay-
dettiler. Chirac'ın Schrö-
der gibi müzakerelerin
2005 yılının ilk yansında
başlamasına sıcak baktı-
ğını belirten Fransız dip-
lomat, "Ancak 25 üyeli
yeni AB'de, Fransa-Al-
manya ağırhğı eskisi gi-
bi değiJ. Fransız-AJman
uzlaşısı olsa da bunun
öteki üyelere empoze
edilmesi beklenmemeli.
Üveler arasmda farklı
düşünenler var. Sonuç
bildirisine farklı bazı
ifadelerin girmesini is-
teyenler var. Bunların
müzakerelerin ertelen-
mesini istemesi halinde
durum değişebilir" gö-
rüşünü kaydetti.
Şansölye Schröder'in
önerisiyle, 26 Ekim'de
Berlin'de yapılacak Chi-
rac-Schröder görüşmesi-
nin ardından iki lıder
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan ile bir araya ge-
lecek. Fransa ve Alman-
ya'nm aralıkta ahnacak
karara dönük görüşleri-
nin ele almacağı üçlü gö-
rüşmeye, Dışişleri Baka-
nı Gül ile birlikte Alman
ve Fransız dışişleri ba-
kanlannın da katılmala-
nmnplanlandığı öğrenil-
di. Bu görüşmenin ardın-
dan, Türkiye'nin Fransız-
Alman ortak yapımı 36
Airbus yolcu uçağı alma-
sına ilişkin 1.5 milyar do-
larlık anlaşmanın resmi
imza töreni yapılacak.
Fransa'da, okulda türbana geçit yok
MULHOUSE (AA) - Fransa'nın doğusun-
daki Mulhouse kentindeki bir okulda rür-
banlannı çıkarmayı reddeden iki öğrencinin
okulla ilişiği kesildi. Okul yönetiminin, 7.
suufta okuyan 12 ve 13 yaşlanndaki iki öğ-
rencinin türbanlannı çıkarmayı reddetmesi
üzerine, bu öğrenciler ve aileleriyle birkaç
kez görüştüğü, ancak ortak bir yol buluna-
maması üzerine öğrencilerin okuldan atıl-
dıkJan bildirildi. Okul Müdürü Michelle
Feder-Cunin, "Disiplin kurulu, iki öğren-
cinin okuldan atılmalarına karar vermiş-
tir" dedi. Okuldan atılan öğrencilerden bin
olan. Cezayir asılh Fransa vatandaşı Haüde
Fortas'ın annesi Lazhar. kızının sınıf bi-
rincisi olduğunu, hiçbir problem yaşamadı-
ğını, okulun onu niye attığını anlayamadığı-
nı söyledi. Öğrencilerin okuldan atılmala-
nyla Fransa'da, tartışmaya yol açan, "dini
semboUerin devlet okullannda yasaklan-
ması"na yönelik yasa ilk kez uygulandı.
Almanya Müli Görüş'e hayır dedi
FRANKFURT (Cumhuri-
yet Bürosu) - Milli Görüş üye-
İerinin Alman vatandaşlığına
alınmaması, anayasal düzene
sadakatsizliğin bir sonucu ola-
rak gösterildi. Almanya'da is-
tihbarat örgütlerinden gelen ra-
porlar doğrultusunda, Milli
Görüş ile üyelik ilişkisini için-
de bulunan bazı Türk vatandaş-
lannın Alman vatandaşlığına
kabul ediünemesinin, bu insan-
lann Almanya"nm özgürlükçü
ve demokratik anayasal düze-
nine yeterince sahip çıkmaya-
caklan kuşkusundan kaynak-
landığı belirlendi.
Daha önce sıklıkla Bavyera
eyaletinde rastlanan bu tür olay-
lann bir benzeri de Mainz ken-
tinde yaşandı. 29 yaşındaki bir
Türk vatandaşının Alman va-
tandaşlığına geçme başvurusu,
eyalet istihbarat örgütünün ra-
poruna dayanılarak Milli Görüş
üyesi olduğu gerekçesiyle red-
dedıldi.
Yurtta;lık verllmedl
II yönetiminin bu doğrultuda-
ki karanna itirazı görüşen Ma-
inz Idare Mahkemesi, söz konu-
su Milli Görüş üyesıne "anaya-
saya sadakati konusunda kuş-
kûlar bulunduğu" gerekçesiy-
le Alman vatandaşlığının veri-
lemeyeceğini bildirdi.
29 yaşındaki Türkün 1998 yı-
lmda Milli Görüş (IGMG) çev-
relerinde üye olarak göründüğu-
nü kaydeden Rheınland-Pfalz
Eyaleti Anayasayı Koruma Ör-
gütü, Milli Göriiş'ün Türkiye'de
din dışı devlet düzeninin altım
oymak ve onun yerine diktatör-
ce bir din devleti kurmak için
çahştığmı, uzak hedef olarak da
dünyadaki tüm devlet düzenle-
rini yıkmak istediğini bildirdi.
tl yönetimi, söz konusu kişiye,
2003 yılında Türk vatandaşlı-
ğından çıkarsa ve hakkında baş-
kaca bir kuşku bulunmazsa.
kendisinin AJman vatandaşlığı-
na kabul edileceğini bıldn-mişti.
Ancak 2002 yılında Milli Gö-
rüş üyeliği ortaya çıkanlmca, il
yönetimi, bu Türk vatandaşının
Alman vatandaşlığına kabul
edilemeyeceğini bildirdi.
Bu arada il hukuk komisyo-
nu, ıl yönetimine çağnda bulu-
narak karan gözden geçirmesi-
ni, Milli Görüş üyeliğinin böy-
le bir redde gerekçe oluşturama-
yacağmı belirtti.
Milli Görüş'ün bir bütün ola-
rak anayasal düzene aykın ol-
madığım savıınan komisyon ka-
ranna karşı da mahkemeye gi-
dildi. Mainz tdare Mahkemesi,
Milli Görüş üyeliği ile demok-
ratik ve özgürlükçü anayasaya
bağlılığın bağdaşamayacağını
belirterek olumsuz karar aldı.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Aksoy, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sorunlar
karşısında hep güncel ama bugünlerde ayrıca
güncel... Ne yazık ki, Türkiye'nin sorunlanna Tür-
kiye penceresinden bakan aydın sayımız giderek
azalıyor.
Onlan katledenlerin 12'den vurduğunu kabul
etmek durumundayız!
Kışlalı'nın Türkiye'nin bütünlüğü, ulus-devlet
konulan gündeme geldiğinde sık kullandığı bir de-
ğerlendirme vardı:
"Aynlıklan öne çıkarmakmı, ortakyanlan öne çı-
karmak mı? Bütün sorun budur. Aynlıklan öne çı-
kanrsanız işte Yugoslavya, ortak yanlan öne çıka-
nrsanız işte Türkiye deneyimi!"
Kışlalı, bugünleri görseydi; derin birtarih bakı-
şıyla, bugünü ve yakın geleceği ne güzel irdeler-
di...
6 Ekim'de açıklanan Avrupa Birliği llerleme Ra-
poru sonrasındaki tartışmalara Kışlalı'nın pence-
resinden bakınca aklımıza ister istemez başlıkta-
ki ikilem geliyor:
AB, Türkiye'yle müzakerelere oturmaya mı ha-
zırlanıyor, yoksa kendi arasmda Türkiye'yi müza-
kere mi ediyor?
İki yaklaşım arasmda dağlar kadar fark var.
Son olarak Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Abdullah Gül'ün Almanya seferinde de
gördük ki, ikinci şık daha ağır basıyor. Gerek ba-
şı çeken gerekse sonradan katılan ülkelerin tutu-
muna baktığımızda, sanki Türkiye her şeye evet
diyecekmiş gibi bir anlayış ağırlık kazanıyor.
Yeter ki kalalım masada!
Avrupa başkentlerinde Türkiye'nin müzakere
ediliş biçimini şu tür yaklaşımlarla özetleyebiliriz:
Ayıp olur Bu görüşü savunanlar arasmda yer
alan Yeşiller, Istanbul'u da ziyaret ettiler. Görüş-
lerini, eleştirilerini açıkça yüzümüze de söyleyip
girtiler. Onlara göre, Türkiye'ye bir üyelik yönü
vermemek artık ayıp olacak kadar ileri bir durum.
Yazık olun Türkiye'nin 40 yılı aşkın süredir Av-
rupa kapısında beklediğini anımsayanlar, bu aşa-
madan sonra Türkiye'ye "başka kapıya" demenin
Avrupa çıkarlan açısından yazık olacağını düşü-
nüyorlar. Bu nedenle de Türkiye'ye içi dolu olsun
boş olsun, zor olsun kolay olsun mutlaka bir mü-
zakere tarihi verilmesi gerektiğini savunuyorfar.
Çıkanmıza olur. Almanya Başbakanı Schrö-
der'in sık sık dile getirdiği bu görüşün omurgası
şu:
Avrupa'nın güvenliği şu andaki sınırlarımızın
içinde önlem alarak sağlanamaz. Bu anlamda
Türkiye'ye gereksinmemiz var. Avrupa büyük dü-
şünmeli ve Türkiye'yi kendi sınırlan içinde değer-
lendirmeli. Bunun karşılığındaTürkiye'den istene-
cekleri ayrıca konuşuruz.
Bahçede dursa daha iyi olur Schröder'in gö-
rüşünü biraz katılaştıranlar da şu düşünceleri sa-
vunuyorlar:
Tamam, Avrupa'nın güvenliği sınırlanmız için-
den başlamaz, Türkiye de bunun için bize lazım
ama, ille de içimize almak gerekli mi? Çok da ge-
rekli değil. Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık verelim,
güvenlikten ekonomiye meyvelerini derelim.
Genel özet böyle görünüyor. 26 Ekim'de Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan, Berlin'de Fransa-
Almanya zirvesine katılacak. Kilit ülke Fransa ile
yeni birdeğerlendirme yapılacak. Gelen haberler,
fazla bir şeyin değişrneyeceğini ortaya koyuyor.
Neredeyse kimse, "Yahu bir de Türkiye'yi dinle-
yelim, onlarne diyecek" düşüncesinde değil...
Bu tabloya AKP'nin yaklaşımı şöyle özetlene-
bilir:
Bize birtarih verin,
Her şey kabulümüz...
Anlamı olsa da olmasa da,
Yeter ki kalalım masada!
ankcumc? cumhuriyet.com.tr
BM özel Temsilcisi Jilani:
'Reformkm direnen
ımsurhırvar'
AIVKARA(Cumhu-
riyet Bürosu) - BM
Genel Sekreteri Kofi
Annanın Insan Hakla-
n Savunuculan Özel
Temsilcisi Hina Jilani,
Türkiye'deki reform sü-
recinin uygulanmasına
direnen bazı unsurlar
olduğunu söyledi. Ad-
res olarak güvenlik güç-
lerini gösteren Jilani,
toplantı ve gösteri yürü-
yüşlerinde emniyet
güçlerinin, amacını
aşan kuvvet kullandık-
lannı savundu.
Jilani, Ankara'daki
BM binasında düzenle-
diği basın toplantısında,
bir haftadır Istanbul,
Ankara, îzmir, Diyarba-
kır ve Bingöl'de yaptığı
temaslara ve tespitleri-
ne ilişkin bilgi verdi. Te-
maslannın sonucunda,
Türkiye'deki reformla-
nn uygulanmasını sağ-
layacak değişimin, an-
cak yerel seviyede ve
devletin tüm binmlerin-
de büyük politika deği-
şiklikleriyle hayata ge-
çirilebileceğini kavradı-
ğını kaydeden Jilani,
şunJan kaydetti:
"Reform sürecinin
pratik sonuçlarının
yansunasını engelle-
yen ve tutum değişik-
İikierine karşı direnç
gösteren bazı unsurlar
hâlâ var. Reformların
yerel seviyede politika
ve uygulamalara yan-
sıtılması gerekiyor.''
Jilani, Türkiye'de de-
mokratikleşmeye doğru
büyük değişim ve açı-
lımlar yaşandığını be-
lirtti. Jilani, toplanma
özgürlüğü konusunda
iyileştirmeler olduğunu,
ancak hâlâ bazı endişe
verici noktalann bulun-
duğunu belirterek banş-
çıl toplantılan kısıtlayan
uygulamalann gevşetil-
mesi ve polisin aşın
kuvvet kullanmaması
gerektiğini belirtti.
Insan haklan kuru-
luşlan ve savunuculan-
na karşı çok sayıda da-
va açıldığını endişeyle
izlediğini ifade eden Ji-
lani, yargının bu konu-
ya özenle eğilmesi ve
emniyet personelinin
bu kuruluşlara karşı
şüphelerinin ortadan
İcaldmunası için bilinç-
lendirihTiesinin önemi-
ni vurguladı. _