Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 EKİM 20O4 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sugüne dek 117 kişinin yaşammı yitirdiği eylemlerde 8OO'ü aşkın kişi de sakat kaldı
Ölüm orucunda beşinci yılAJ'ERTURGUT
" tipi cezaevlerine ve tecride kar-
şı laşlatılan ölüm orucu eylemi. 1461
gikü de geride bırakarak 5. yılına gir-
di Dünya tarihinin bu en uzun sü-
rei cezaevi eyleminde bugüne dek
iça-ide ve dışanda 117 kişi yaşamı-
nı /itınrken 800'ü aşkın kişi de sa-
ka kaldı "Tek tip dbise" ve "zorla
çalştmna" gibi ağır hükümler içe-
reı Ceza Infaz Yasa Tasansı'yla bir-
like kaynama noktasına gelen ceza-
evbrinde, ölüm orucu hâlâ 6 tutuk-
lu <r
e hükümlü tarafından sürdürü-
lüyor.
Ölüm orucu eylemi, 20 Ekim 2000
güıü Türkıyenin çeşitli cezaevlerin-
İHD'den acıklama.
'Kayvtsız
gözaltı
oranı arttı'
tstanbul Haber Servisi - Insan
Haklan Derneğı (IHD) tstanbul
Şubesi üyesi bir grup, başlatılan
kampanya çerçevesinde,
"tşkenceye Sessiz Kalma" yazılı
kartlan ve topladıklan imzalan,
Başbakanlığa ve diğer ilgili
kurumlara iletilmek üzere
Bakırköy Postanesi'nden ÎHD
Genel Merkezi'ne gönderdi.
Kartlann postaya verilmesinden
önce grup adına acıklama yapan
yönetim kurulu üyesi Leman
Yurtsever kampanyanın, işkencenin
hâlâ sistematik olarak sürdüğü
gerçeğinden yola çıkarak
başlatıldığını belırterek "işkenceye
sıfir tolerans'' söylemlerine karşın
işkencenin hiç azalmadan devam
ettiğini söyledi.
'Başbakan'ın konıması
işkence sanığı'
"İşkenceye sıfir tolerans diyen
Başbakan'ın yakın konıması bir
işkence sanığı'* diyen Leman
Yurtsever şöyle devam etti: "A\Tupa
Bûüği süreci fle 'gözaltı sürelerinin
kısaltılmasrnın ardından, 'gayri
resmi gözaltı' olaylannda arüş çok
fazla. Arük daha az iz bırakan
yöntemkr kuDanıhyor. Kayıtsız
gözalü olaylannda ise 'eskı. ağır ve
iz bırakan yöntemler' kııllanılmaya
devam edhor. tşkence sözde
değft, özde kaldınlana dek
"Işkenceye Sessiz Kalma"
demeye devam edeceğjz."
• 20 Ekim 2000 günü Türkiye'nin çeşitli cezaevlerinde kalan 816 tutuklu ve hükümlünün açlık
grevine girmesiyle başlayan eylem ölüm orucuna dönüşerek beşinci yılını doldurdu. Tek tip elbise" ve
'zorla çalıştırma' gibi ağır hükümler içeren Ceza İnfaz Yasa Tasansı'yla birlikte kaynama noktasına
gelen cezaevlerinde, ölüm orucu hâlâ 6 tutuklu ve hükümlü tarafından sürdürülüyor.
de kalan 816 tutuklu ve hükümlünün
açlık grevine girmesiyle başladı. Aç-
lık grevi 19 Kasım 2000 tarihinde
ölüm orucuna dönüştü.
Adalet Bakanlığrnın, F tipi ceza-
evlerine yapılacak sevklerin ertelen-
diğini açıklamasmdan kısa bir süre
sonra Türkiye cezaevleri tarihinin
en büyük operasyonu gerçekleşti.
"Hayata Dönüş" adı verilen ope-
rasyon 19 Arahk 2000 günü eşzaman-
lı olarak çeşitli illerdeki 20 cezaevi-
ni birden hedef aldı. Tam bir yılda
hazırlanan, çeşit çeşit bomba ve ağır
silahlar kullanan 10 bin güvenlik gö-
revlisinin katıldığı 83 saatlik bas-
kında, 2 'sı asker 32 kişi yaşammı yi-
tirdi.
Yöneticilerin "Sevkyok" sözleri-
nin aksine, operasyonda yaralanan
yüzlerce tutuklu ve hükümlü, teda-
vileri tam anlamıyla yapılmadan F
tipi cezaevlerine nakledildi. Dünya-
da ilk kez bir açlık grevi eyleminde
tutuklu yakınlan da destek amacıy-
la ölüme yattı. Türkiye'nin dört bir
yanında eylem evleri açıldı.
Ölûmler peş peşe geldL~
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün,
"Eyiemdeöhinı ohırsaistifa ederim" di-
ye konuşmasının ardından 21 Mart
2001 'de bir nevruz günü Cengiz Soydaş
hayatını kaybetti. Ardından ıçeride ve
dışanda peş peşe ölümler yaşandı.
Tutuklu ve hükümlülerin onayla-
nnı almadan hastanelerde yapılan
müdahalenin ardından ilk korsakoff
vakalan başladı. Ardından 800'ü aş-
km hükümlü ve tutuklu da cezalan-
nı çekemeyecek derecede sağlık so-
runlan yaşadıklan için serbest bıra-
kıldı. AKP iktidanndan sonra Adli
Tip Kurumu'nun, hafızalannı yiti-
ren tutuklu ve hükümlülere, "İyileş-
tfler" şeklinde raporlar vermesi üze-
rine Avrupa Insan Haklan Mahke-
mesi (AİHM) duruma el koydu. Tu-
tuklu ve Hükümlü Aileleri Yardım-
laşma Dernegi (TAYAD) üyesi aile-
ler, 4 yıldır çalmadık kapı bırakma-
malanna karşın sonuç alamadıkla-
nnı ifade ettiler. Aileler, Edirne F Ti-
pi Cezaevi 'nin havalandırma duvar-
lannajiletli teller çekildiğini vurgu-
layarak, tecrit koşullannın ağırlaşarak
sürdüğünü belirttiler.
Tutuklu
yahnlarına
sertmüdahale
Sultanahmet Adtiyesi'nde tecrit
uygulamalannın sorumlulan
hakkında suç duyurusunda bulunmak
isteyen Haklar ve Ozgüriükler Cephesi
(HÖQ üyelerine poüs sert bir şeküde
müdahale etti. Ölüm orucunun 5.
yılına girmesi nedeniyie Sultanahmet
Meydanı'nda toplanan tutuklu
yakınlan, eykmde yaşamlarmı
yitirenleri temsikn 117 tabutla adtiye
binasına doğru yürümek istedi.
TAYAD üyesi N'iyazi Ağırman'ın,
"Tecrit yüzünden evlaüanmızı
kaybediyoruz" demesine kızan
emnhet müdür yardımcısı Şefik KuL
"Siz de çocuklaruuzı başıboş
bn-akmasaydınız" diye bağırdı.
Dağdmamakta ısrar eden tutuklu
yakmlanna müdahale eden polis, 24
kişiyi gözalona ahrken yaralanan 3
kişi hastaneye kakünkn. Gözalüna
ahnan eylemcilerin yüzüne, NATO
eylemkrinde olduğu gibi gaz sıkıkü.
(Fotoğraf: ALPER TURGUT)
Başvuru yapan altı sendikacıya toplam 29 bin Euro ödenmesine karar verdi
AIHM Türkiye'yi yine ıııalıkfım etti
• Avrupa Insan
Haklan Mahkemesi,
çeşitli sendikalara üye
6 başvuru sahibinin
Türkiye aleyhine
açtığı davada.
Türkiye'nin toplam 29
bin Euro ödemesine
karar verdi.
STRAZBURG(ANKA)-AlHMdeka-
rara bağlanan 6 sendika üyesinin Türki-
ye aleyhine açtığı davada, Türkiye'nin
29 bın Euro (53.5 milyar) ödemesine ka-
rar verildi.
Diyarbakır'da Haber-Sen üyesi Veysi
Varh, Özgür Hak Dergisi Dış Temsilcisi
Hüseyin Bora, Maliye-Sen üyesi Mehmet
Tekin. Tanm- Iş Sendikası üyesi Sadık Ya-
şar, Tüm Ray-Sen üyesi Hanifi Yıkhnm
ve Tek Gıda-tş üyesi Ziilküf Aydın, 1993
Mayıs ayında basın açıklaması yaptılar.
Sendikalar, gönüllü kuruluşlar ve ba-
zı gazeteler tarafından hazırlanan acık-
lama, dönemin yönetimine ağır eleştiri-
ler getiriyordu. Diyarbakır Devlet Gü-
venlik Mahkemesi tarafından yargılanan
başvuru sahipleri, devletin bölünmez bü-
tünlüğüne karşı propaganda yürüttükle-
ri gerekçesiyle cezaya çarptınldılar. Ko-
nuyu AİHM'ye taşıyan şikâyetçiler, Av-
rupa tnsan Haklan Sözleşmesi'nin ifade
özgürlüğü ve adil yargılanma hakkını dü-
zenleyen maddelerini dayanak olarak
gösterdiler. AİHM'de karara bağlanan
davada Türkiye, başvuru sahiplerine 25
bin Euro manevi tazminat ve 4 bin Euro
dava masrafi obnak üzere toplam 29 bin
Euro (yaklaşık 53 bin 500 milyar lira) öde-
meye mahkûm edildi.
OHAL uygulamalanndan zarar gördüğünü iddia eden yurttaşlar bir yıl boyunca başvurabilecek
Terörmağdurlannatazminatyolu
Bakan Aksu'dan insan hakları genelgesi
'Savunuculara
holayhk sağlasın
y
ANK\RA(Cumhuri>etBû-
rosu)-Içişleri Bakanlığı, kamu
kurum ve kuruluşlanndan ''in-
san haklan savunuculan" ile
kurduklan ilişkilerde, "Insan
Haklan Savunuculan Rehbe-
ri"nin içeriğine ve ruhuna uy-
gun hareket etmelerini ve her
türlü kolayhğı sağlamalannı
istedi.
îçişleri Bakanı Abdülkadir
Âksu, imzasıyla bağlı kuruluş-
lara, merkez birimlerine ve 81
il valiliğine gönderilen genel-
gede, A\Tupa Birliği'nce (AB)
hazırlanan u
Insan Haklan Sa-
vunuculan RehberTnin ülke
olarak da benımsendiğı anım-
satıldı. Genelgede, rehberin
atıfla bulunduğu Birieşmiş Mil-
letler (BM) Genel Kurulu'nca
kabul edilen bildirge uyann-
ca, insan haklan savunuculan-
nın uluslararası bir korumanın
konusu olduğu kaydedildi.
İnsan haklan savunuculan-
nm ihlalleri belgelendirmek,
ihlale uğrayanlann mağduri-
yetlerinin giderihnesine
çalışmak, cezasızhk kül-
türüyle mücadele et-
mek gibi faaliyetleri
gerçekleştirdikleri
beürtilerek insan
haklarmın ko-
runması ve
geliştiril-
mesinde
hükü-
metlere
yardımcıol- ^
mak ve bu çerçevede ge-
rekli yasal düzenlemelerin ve
stratejilerin hazırlanmasmda
rol üstlenmek gibi işlevleri gö-
rebüecekleri de kaydedildi.
Rehberde, tüm bu çahşmalar
sırasında insan haklan savu-
nuculannın kendilerinin de
saldmlara ve ihlallere ma-
ruz kalabilecekleri, bu ne-
denle bu kişi ve gruplann
güvenhklerinin sağlanma-
sı ve haklannın konm-
masının da gerekebile-
ceğine işaret edildi.
ANKARA (ANKA) - îçişleri Ba-
kanhğı'nın, Terör ve Terörle Müca-
deleden Doğan Zararlann Karşılan-
ması Hakkında Kanun'un uygulan-
masına yönelik olarak hazırladığı yö-
netmelik yürürlüğe girdi. OHAL'in
ilan edildiği tarihten itibaren bu kap-
samda zarar gören yurttaşlann bunun
tazminı için bir yıl içinde kayma-
kamlık ya da valiliklere baş\r
urması
gerekiyor.
Söz konusu yasanın 27 Temmuz'da
yürürlüğe girmesinden iki ay sonra
îçişleri Bakanlığı gerekli yönetme-
lik taslağını hazırlayarak Bakanlar
Kuruluna sundu. Kurulun ^ — ^
4 Ekim'de kabul ettiği yö-
netmelik, Cumhurbaşkanı
AhmetNecdetSezerin ona-
yının ardından dünkü Res-
mi Gazete'de yayımlana-
rak yüriirlüğe girdi.
5233 sayılı Terör ve Te-
lileri öncelikli olarak komisyon tara-
fından verilen görevleri yerine geti-
recek. Komisyon tarafından bilirki-
şi olarak görevlendirilenlere günhık
19 milyon 305 bin lira ödenecek.
Komisyon gerek görürse keşif ya-
pabilecek Tazminat miktarlan "hak-
kaniyete ve günün ekonomik koşul-
lanna uygun biçimde" komisyon ta-
rafından doğrudan doğruya veya bi-
lirkişi aracılığıyla belirlenecek. Te-
rör veya terörle mücadele nedeniy-
le sakatlananlardan, "Yaralanmala-
ra bağh sonradan meydana gelen sa-
katlanmalarda. bu sakathğın ilk ya-
• Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararlann
Karşılanması Hakkında Kanun gereğince her ilde
bir Zarar Tespit Komisyonu kurulacak. Zararlar
öncelikle 'ayni" olarak ödenmeye çahşılacak, 20
milyar liranın üzerindeki tazminat ödemelerinde
îçişleri Bakanı onayı gerekecek.
rörle Mücadeleden Doğan Zararlann
Karşılanması Hakkında Kanun gere-
ğince her ilde bir Zarar Tespit Komıs-
yonu kurulacak. Iş yoğunluğu nede-
niyle aynı ilde vali onayıyla birden
fazla da komisyon oluşturulabilecek.
Komisyonlar, yapılacak başvurular
üzerine on gün içinde vali onayıyla
kurulacak.
Komisyon, ilgili kamu kurum ve
kuruluşlanndan başvuru konusuyla
ilgili her türlü bilgi, belge ve yardım
isteyebileceği gibi. adli ve askeri teş-
kilatla kolluk güçleri dışında kalan dı-
ğer tüm kamu kurum ve kuruluşla-
rmda çalışanlan bılirkişı olarak da gö-
revlendirebüecek. Komisyon tara-
fından görevlendirilen kamu görev-
ralanmadan ka>naklandığına dair
düzenlenecek sağlık kurulu raporu"
da ıstenecek.
60 gün içinde başvuru
Yasa ve yönetmelikten yararlana-
rak zararlannın tazminini ısteyenle-
rin, olayı öğrenmelerinden sonra 60
gün içinde ve her koşulda olayın mey-
dana gelmesinden itibaren bir yıl
içinde korrusyonlarabaşvurması ge-
rekiyor. 19 Temmuz 1987 ile kanu-
nun yürürlüğe girdiği 27 Temmuz
2004 arasında meydana gelen ilgili
zararlar içinse 27 Temmuz 2005 ta-
rihine kadar baş^aırma zorunluluğu
getirildi. Bu başvurular iki yıl için-
de karara bağlanacak. Diğer başvu-
rularda ise karar için 6 aylık süre ta-
nındı, ancak bu süre vali onayıyla 3
ay daha uzatılabilecek.
Zararlann karşılanmasında önce-
likle "ayni" ödemeye öncelik verile-
cek Yaralanma, sakatlanma ve ölüm-
lerde 270.2 milyon hranın, komis-
yon tarafından belirlenecek katlan
şeklinde ödeme yapılacak. "Zarar
görenin değeriendirebileceği enkaz
ve diğer >ı
ararlann" yanı sıra, sigor-
ta şirketlennce veya ilgili mevzuata
göre kamu kurum ve kuruluşlanyla
sosyal güvenlik kuruluşlannca kar-
şılanan tazminatlar ve her türlü öde-
_ _ - melerle tedavi ve "cenaze
gjderkri" de belirlenen ga-
yrisafi zarar miktanndan
mahsup edilecek Komisyo-
nun, zarann karşılanması-
na ilişkin hazırlayacağı
sulhname için hak sahibi-
ne davet yazısı gönderile-
cek. Yazıda 20 gün içinde gelmesi ve-
ya yetkili temsilcisini göndermesi
gerektiği, aksi takdirde sulhname ta-
sansını kabul etmemiş sayılacağı ve
yargı yoluna başvurarak zarannın
tazmin edilmesini talep etme hakkı-
nın sakh olduğu belirtilecek. Sulhna-
mede belirlenen zararlar, sulhname-
nin imzalanmasından sonra valinin
onayı üzerine ödeme tarzına göre
îçişleri Bakanlığı bütçesine bu amaç-
la konulan ödenekten karşılanacak.
Bakanlık, 20 milyann üzerindeki ay-
ni ifa veya nakdi ödemelerin Bakan
onayıyla yapılmasını kararlaştırabi-
lecek. Devletin ödeme nedeniyle ge-
nel hükümlere göre "sorumlular hak-
kmda rücu hakkı sakh" olacak.
GEÇMtŞTEN
GELECEĞE
ORHANEBİNÇ
Tutku Çeşitfemesi...
Türkiye'de siyasal kimlikli kimilerinin de çeşitli
gruplarla birlikte "tutku" halıne getirdikleri saplan-
tılan var.
Bu saplantıları şoylece gruplandırmak sanınm
yanlış olmaz.
• Devleti küçültmek.
• Laikliğe, tarikatlann ve "ılımlı Islam" kavramı-
nın arkasına sığınanların önünü açacak yeni bir ta-
nım yaratmak.
• Çalışanlarına ve memurlanna kendilerince uy-
gun her fırsatta saygısız davranmak.
• Ve bunları gerçekleştirirken demokratikleşme-
den, çağdaşlaşmaktan, Türkiye Cumhuriyeti'nin,
anayasayla belirlenrniş temel nitelikleri kapsamın-
da "demokratik, laik ve sosyal birhukuk devleti" ol-
duğundan dem vurmak.
• • •
Devleti küçültmek, siyasal bir yaklaşımla günde-
me getirilmişse de daha çok, özeileştırmenin tartı-
şılmasını engelleyerek özelleştirmede pay kapmak
isteyenlerin canla başla savunduğu bir fikir haline
sonra da eyleme dönüştürülmüştür.
Avrupa Birlıği kapsamındaki ülkelerin sosyal amaç-
lı kamu hizmetlenne ılışkin ayrıntılı bılgiler ve kamu
görevınde çalışanlann dağılımına ilişkin istatistik sa-
yılan bile bizim devleti küçültme tutkunlannın çar-
pıtmalannı engelleyememiştir.
Medyada, kişi başına düşen mılli gelirin 6 bin do-
lar dolayında olduğu haberteriyle, dise dokunur bir
gelirferi olmadığı için sağlık hizmetlennden parasız
yararlansınlardiye yeşil kart verilenlerin sayısının 12
milyon olduğuna ilişkin habeıier, koyun koyuna de-
nebilecek yakınlıkta yer alıyor ama neredeyse kim-
se "Yahu neler oluyor?" diye şapkasını, takkesini
önüne koyup durumu irdeleme zahmetine katlan-
mıyor.
• • •
Devletin vatandaşın sağlığından sorumlu oldu-
ğuna değgin ilkenin, programlanıp denetleme ilke-
siyle değiştirilmesınden bu yana,
"- Yaşasın!
- Kim yaşasın?
- ömrû olan!
Şak.. şak.. şak.."
dizelerini yaşama geçirme başansı yeterii görül-
memiş olmalı ki Sosyal Sigortalar Kurumu'nun sağ-
lık tesislerinin Sağlık Bakanlığı'na devredilmesi gün-
deme getirilivenji.
Oysa ki, daha düne kadar AKP hükümeti yalnız-
ca SSK'ye tabi çalışan ve emeklilerinin ilaçlannı özel
eczanelerden almalarına ilişkin yenilikler peşinde
olduğunu övünerek söylemeyi iş edinmişti.
Devir konusu nedense 2005 bütçe tasarısının ka-
muoyuna sunulduğu günle eşzamanlı olarak gün-
deme getinliverdi. Sağlık alanındaki özelleştirmenin
daha kapsamlı olarak gerçekleştırilmesinin ilk adı-
mı sayılan devir ışleminin, hem de bina ve araç ge-
reç paralan da verilerek yapılacağınm açıklanması
insanın içini biraz rahatlatıyor. SSK'nin zorunlu ola-
rak havale ettiği hastalann bakım ve ilaç paralarını
bile ödeyemediği biiiniyor. Üniversite ve Bakanlığın
hastanelerinde yatanlann ilaç paralarını kendi cep-
lerinden ödediği birdönemde gerçekleştirilmesi dü-
şünülen atılımın(!) gündeme getirilmiş olması "Ga-
liba birileri yine bizimle kafa bulmaya kalkıştı" di-
yenleri haklı çıkaracağa benziyor.
• • •
Memurlara 2005 yıhnda yapılacak zamma ilişkin
çalışmalann komediye dönüştüğüne bu köşede de-
ğinmiştik. Aradan geçen sürede komedi sürdü ama
trajikomik bir niteliğe büründü.
Zaten "zam oranı için memur sendikalan ile top-
lugörûşmeyapılmasını ö'ngören"hüküm, Uluslara-
rası Çalışma Orgütü ile Avrupa Biriiği'nin, gerçeğin
olduğunu görene kadar geçecek süreçte gözlerini
boyamak için ve laf olsun diye konulmuştu.
Uzlaştırma Komisyonu raporunu verdikten son-
ra, hükümet temsilcileriyle örgüt temsilcilerinin bir
araya gelip görüşmeleri yasal bir zorunluluktu.
Ama "Ben devletim. Ne istersem yapanm" ilke-
si bir kez daha ağır bastı ve Bakanlar Kurulu zam
oranlarını karara bağlayıverdi.
Korkarım ki, Danıştay yürütmeyi durdurma ve ip-
tal karan verse bile anlaşmazlık Avrupa Insan Hak-
lan Mahkemesi'ne gıdecek.
Ve bu sayede Avrupa Birliği'ndeki kamu görevii-
lerinin haklan ile bizdekı suyuna tirit denebilecek hak-
ların karşıiaştırılması da gerçekleşecek.
Çalışanını adam yerine koymama alışkanlığı, bu
kez anayasa değışikliği ile kendilerini uluslararası söz-
leşmelerle bağlayanların da iktidarlarına dolanacak.
oerinc@ cumhuriyetcom.tr
Danıştay'dan yönetmelik iptali
Silah ruhsatındaki
ayrıcalığa son
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu)- Danıştay
10. Dairesi. cumhur-
başkam, başbakan, ba-
kanlar, yasama organı
üyeleriyle bu görevler-
de bulunmuş olanlara
silah taşıma ve bulun-
durma ruhsatı \ermede
ayrıcahk tanıyan yö-
netmelik hükmünü ip-
taletti.
CHP Grup Başkan-
vekili Kemal Ana-
dol'un Ateşli Silahlar
ve Bıçaklar ile Diğer
Aletler Hakkında Yö-
netmelik'in bir hükmü-
nün iptali istemiyle aç-
tığı dava esastan sonuç-
landı. Danıştay 10. Da-
iresi, söz konusu yö-
netmeliğin dayanağı
olan yasa hükmünün
Anayasa Mahkeme-
si'nce iptal edildiğini
anımsatarak, yönetme-
lik hükmünü oybirliği
ile iptal etti.
Davalı Başbakanlık
ve Îçişleri Bakanlığı ka-
ran temyiz ederse, iste-
mi Danıştay îdari Da-
va Daireleri Genel Ku-
rulu karara bağlayacak.
iptal edilen düzenle-
me, ateşh silahla işlenen
cürümlerden hükümlü
bulunanlar ile taksirli
suçlar hariç olmak üze-
re bir yıldan fazla hür-
riyeti bağlayıcı cezaya
mahkûm olanlara affa
uğramış olsalar bile hiç-
bir suretle ateşli silah
taşıma ve bulundurma
izni verilemeyeceği ön-
görürken; cumhurbaş-
kam, başbakan ve ba-
kanlar, yasama organı
üyeleri ile bu görevler-
de bulunmuş olanlan
bu kuralın dışında tutu-
yordu.