Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2004 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ SİRMEN
Tartışalım, Ama...
Her ne kadar "Müsademeyi efkârdan bahkayı
hakikat doğar" (Fikirlerin çarpışmasından gerçeğin
ışığı doğar) demışse de Namık Kemal, bizde ço-
ğu zaman müsademeyi efkâr "müsademeyi eş-
has"a, yanı kişilerin çatışmasına, amiyane deyişiy-
le hırgüre dönüşmüştür.
Oysa sağlıklı demokrasi ve toplumsal yaşam,
gerçekten fîkirierin tartışılmasından doğar ki bu-
nun için de yalnızca özgür tartışmaya elverecek
yasal demoKratik ortam yetmez, aynı zamanda top-
lumun böyle birtartışmayı hoş görecek, hazmede-
cek düzeycte olması ve de tartışmacılann verileri çar-
pıtmayaca)' dürüstlükte olmaJan gerekir.
Az tartışan, çok hırlaşan bir toplum olmaktan,
konulan karşılıklı görüşmeyi kabul eden bir toplu-
luk olmaya doğru yol aldığımız yadsınamaz.
Doğrusu /a, bu gelişmede AB'nin de kimi katkı-
lan olduğunu görmezden gelemeyiz.
Bu noktanm üzerinde biraz durmamız gerekiyor.
Demokrasi ve özgürlüklerle ilgili tartışma konulan-
nı Osmanh'nın son döneminde de gür.deme geti-
ren, Avrupa olmuştu. Bugün de benzeri bir durum-
la karşılaşmaktayız.
Bu durumda bir soru kaçınılmaz olarak günde-
me geliyor:
- Dışarıdan zorlanmış bir demokrasi ve özgüriük
tartışması ne kadar sağlıklı ve toplumun bizatıhi
kendisi için ne kadar onur verid olabilir?
• • •
örneğin, Türkiye'de çoğunluk değilse bile, ara-
lannda olmaktan onurduyduğum birçok kişi, otuz
yılı aşkın süredir, ölüm cezasının kaldınlması için sa-
vaşım verdi, ama sonuç alamadı. Bir ara eski Ada-
let Bakanı Hasan Denizkurdu, konuyu mensubu
olduğu hükümetin gündemine getirdiyse bile Mec-
lis'ten geçiremedi. Ama AB'nin bastırmasıyla, ko-
nu olumlu bir çözüme bağlandı. Doğrusunu ister-
seniz, bunu toplumsal bir ayıp olarak görüyor ve
biraz da Tanzimat dönemini anımsıyorum.
Son günlerde, "azınlıklar" konusu gündeme gel-
di.
Tartışılmasına hiç karşı değilim.
Ne var ki, bu defa da konu AB'den, hem de on-
lann azınlık olarak gördükleri topluluklan temsil et-
tiğini düşündüğümüz kişilerin böyle bir istemi ol-
madan geldi.
Hatta şımdiye dek Kürtleri temsil edenler arasın-
da saydığımız kişilerle Alevi toplumunun çeşitli li-
derleri böyle bir istekleri olmadığını da açıkladılar.
Bu tartışmayı yaparken, örneğin Fransa'da ne-
den Protestanlann azınlık statüsüne sokulmasına
hiç gerek görülmediği halde Türkiye'de böyle birşe-
ye ihtiyaç duyulduğu sorusunun üzerinde de dü-
şünmemiz gerek.
Eğer Türkiye gerçekten laik bir ülke ise, yani
inanç, kamu alanını ilgilendirmiyor ve etkilemiyor ise,
dini inançlan azınlık ve çoğunluk diye sınrflandırma-
nın ne anlamı var ki?
• • •
Gelelim Kürt azınlığı konusuna:
Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlettir. Ama bu dev-
let, Gobineau'nun, en gelişmiş uygulamasını "tek i
millet, tek devlet, tek lider" sloganlı Nazi Alman- |
yası'nda bulduğu etnik temelli, dil, din, ırk birtiği esa-
sına dayalı objektivist ulus değil, Renan'ın öngör-
düğü, din ve ırk birliğini zorunlu saymayan, hatta ,
Isviçre ömeğinde olduğu gibi, dil birliğini de şart gör-
meyen, sadece varsayılan bir ortak geçmişten ha-
reket eden ve birlikte yaşama, ortak bir geleceğe
yönelme iradesinden kaynaklanan, sübjektivist, !
çağdaş ve demokratik ulus kavramına dayandığı- !
na göre, azınlık, çoğunluk ve hepsinin üzerinde
"anayasal vatandaşlık" kavramlanna neden gerek ı
duyulsun ki?
Zaten Türk kimliği, dilden, dinden, etnik köken-
den bağımsız ve o alandaki farklılıklan hor görme-
yip kabul eden bir üst kimlik değil midir ki?
Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün tarihinde, sübjek-
tivist ulus kavramının hep doğru algılandığını ve
uygulandığını söyleyecek değilim. 194O'lı yıllardan
başlayarak, özellikle dışarıdan gelen kışkırtmalann
da etkisiyle, yanlış algılama ve uygulamalar olmuş-
tur.
Ama şimdi yapılması gereken, bu yanlış uygula-
malan düzeltmek yerıne, temeli doğru olan bir kav-
ramın getirdiği demokratik çözümü bir yana atmak
mıdır?
Azınlık konusunu tartışırken, "Avrupalı olmaya
istekJi bir Türkiye'nin, her etnik grubun, inancın
kendi aidiyetlennden doğan ait kimlikferinin ge-
rektirdiği bütün özgürlükleri, Fransa ömeğinde ol-
duğu gibi, demokrasinin sağladığı kişisel temel
hak özgürlükler çerçevesinde çözmesi imkânsız
mıdır ki böyle bir düzenlemeye gerek duyuluyor"
sorusunun yanıtını bulmak zorundayız.
Lozan'da azınlıklar sorunu ve getirilen düzenle-
me ise başka bir yazının konusu. Ona da değine-
ceğim.
asirmenCacumhuriyet.com.tr
Baykal SDÜ'nün açılışına katıldı
'Profesörlere hak
ettiğimaaş verümelV
ISPAKIA(AA)-CHP
Genel Başkanı Deniz
Baykal, "Türkiye'de
yükseköğretimin yükü-
nü devlet üniversiteleri
çekiyor'* dedi.
Baykal, 9. Cumhur-
başkanı Süleyman De-
mirel'in de katüdığı Sü-
leyman Demirel Üniver-
sitesi yeni akademik yı-
b açılış töreninde yaptı-
ğı konuşmada, Demi-
rel"in Türkiye'nin her
yerinde büyük eserler
bıraktığını belirtti.
Türkiye'nin son yıl-
larda yaşadığı ekonomik
krizin en olumsuz etki-
lerini yükseköğretim ala-
nındagösterdigını belir-
ten Baykal, "Yükseköğ-
retim alam, Türkiye'nin
hızla desteklemesi gere-
ken bir alandu; Sanayi-
ningefişmesi,araşürma-
nın gelişmesi açısından
en öncelikli desteklen-
mesi gereken alan ola-
rak üniversiteler, akade-
mikeğftnn kendisini gös-
terivmr. Ama maafesefbu
konudagereken kararhb-
ğıgösteremiyonız" diye
konuştu.
Baykal, 1950'lerde bir
profesörün, hâkimin ve-
ya bir albayın maaşının
ikikatı, 1983'tebiror-
generalin maaşı kadar
maaş aldığını söyledi.
Baykal, "Şimdi geldiği-
miz noktada bir profesön
bir albay emeklisinin ya
da bir bikinı emekfismm
aiünda maaş almak du-
rumundadır. Bu doğru
bir düzen değüdir, değiş-
tirilmesi gereken bir dü-
zendir" dedi.
TİSK, Türk-İş ve Türkiye îşçi Emeklileri Derneği SSK'nin bakanlığa devrine karşı ortak çalışacak
îşçi veişverenbirleştiANKARA (Cumhumet Biirosu) -
Hükümetin SSK hastanelenni
Sağlık Bakanlığı'na devretme
karan, işçi, işveren ve emeklileri
bir araya getirdi. Türk-lş, TİSK ve
Türkiye Îşçi Emeklileri Derneği
yetkilileri dün yaptıklan toplantı
sonrası, "ortak çahşma" karan
aldı. Türk-lş Başkanı Safin Kıhç.
TİSK Genel Sekreten Bülent
Pirler ve Türkiye Îşçi Emeklileri
Derneği Başkanı Kaam Ergün
dün bir araya gelerek durum
değerlendirmesi yaptı. Toplantıda
3 kurumun temsilcileri de SSK
hastanelerinin devTedilmemesi
konusunda birleşirken konuyla
ilgili olarak ortak çahşma yapma
• Bir araya gelen işçi, işveren ve emekli temsilcileri SSK hastanelerinin
devredilmemesi konusunda birleşme kararı aldı. Bu kapsamda, 3 kuruluşun
hukukçu ve sosyal güvenlik uzmanlan konuyla ilgili teknik çalışmalan başlattı.
Çalışmalar sonucunda, atılacak ortak adımlar belirlenecek.
karan aldı. Bu kapsamda, dün 3
kuruluşun hukukçu ve sosyal
güvenlik uzmanlan konuyla ilgili
teknik çalışmalan başlattı. Bu
çalışmalar sonucunda, atılacak
ortak adımlann belırleneceği
belırtiliyor. Konuyla ilgili olarak
Türk-lş Başkanlar Kurulu da
bugün olağanüstü olarak
toplanıyor. Toplantıda,
hastanelerinin devrinin
durdurulması için bir eylem planı
oluşturulması bekleniyor. Kurul,
toplantı sonrası bir bildiri de
yayımlanacak.
'SSK'ffler daha çok para
ödemek zorunda kalacak*
Öte yandan Sağlık ve Sosyal
Hizmet Emekçileri
Sendikası"ndan dün hastane
devirlerine ilişkin yapılan yazılı
açıklamada; SSK'lilerin en geç 1-
2 yıl içinde bugün yararlandıklan
sağlık hizmetleri için ceplerinden
daha fazla para ödemek zorunda
kalacaklan belirtildi.
Açıklamada, "Yapılmak istenen
Genel Sağlık Sigortası'na
geçmektir. Bu sigortayı iyi
tanımak için de Ainıanya örneğjne
bakılmaü. Almanya'da diş
protezleri, gözlük ve protezler
sigortamn kapsamı dışma
çıkanldı. Bugün Almanya'da her
hastaneye getişte ayakbastı parası
ahnryor" denildi. Daha iyi
hizmet alacağı söylenen
SSKTılerin de en geç 1-2 yıl
içinde bugün yararlandıklan
sağlık hizmetleri için ceplerinden
daha fazla para ödemek zorunda
kalacaklan vurgulanan
açıklamada; sağlık giderlerinin
genel bütçeden karşılanmasına
devam edilmesi gerektiği
belirtildi. Açıklamada, SSK
hastanelerini de kapsayan, kamu
kurum ve kuruluşlannın sağlık
tesislerinin, Sağlık Bakanlığı'na
devrini öngören yasa tasansının
yanlış bir adım olduğu
belirtilerek hükümetin geri adım
atması gerektiği vurgulandı.
Kirier
Uç bin
kadroya
iptal
ANKARA (ANKA)-
KlT'lervebağh
ortaklıklannın toplam
5 bin 929 kadrosu iptal
edilirken yerine 3 bin
45 yeni kadro verildi.
Net olarak 3 bine
yakın kadro iptal
edilmiş oldu.
Bakanlar Kurulu 'nun
KlT'ler ve bağlı
ortaklıklannın kadro
durumlarına ilişkin
karan Resmi
Gazete'de yayımlandı.
İptal edilen kadrolann
büyük bölümü tren
kazalan nedeniyle
gündemde olan
TCDD'ye ait
bulunuyor. TCDD'de 2
bin 506 kadronun
iptaline karar
verilirken, bunun
1413'ünümakasçı,
445'ini mane\Tacı,
634'ünü gardfren,
10'unu memur, 3'ünü
ekonomist, l'ınide
uzman tabip kadrosu
oluşturdu. TCDD'ye
toplam 2 bin 500 yeni
kadro verildi. Yeni
kadrolann 2 bin 492
tren teşkil memuru, 7
avukat, 3 hukuk
müşaviri, 1 müşavir, 1
başuzman, 1 de
tabipten oluştu.
Türkiye Kömür
îşletmeleri'nin 212
kadrosu iptal
edilırken, 86 yeni
kadro oluşturulmasına,
Türkiye Taşkömürü
Kurumu da 360
kadronun iptali ile
83 yeni kadronun
oluşturulmasına
kadar verdi.
tĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
mamtmm
DİSK Cenel Başkanı Ceiebi:
SSK'de iktidar
hukuku çiğniyor
İstanbul Haber Servisi
- DlSK Genel Başkanı
Süleyman Çelebi, SSK
hastanelerinin Sağlık Ba-
kanlığı'na devrinin yan-
lış ve endişe verici oldu-
ğunu belirterek "SSKhas-
tanelerinin ne parayla sa-
öşı ne de başka bir yolla
devri söz konusu oJamaz"
dedi.
DlSK Genel Başkanı
Süleyman Çelebi yaptığı
yazılı açıklamada, hükü-
metin hukuki yönden
SSK hastaneleri üzerinde
böylesi bir tasarrufta bu-
lunmaya hakkı olmadı-
ğını ifade etti. Çelebi, iş-
çi ve işveren katkılanyla
oluşturulmuş SSK'nin
mülkiyeti üzerinde, ikti-
dann böylesi bir tasarruf-
ta bulunmasının hukukun
çiğnenmesi anlamına gel-
diğini vurguladı. Çelebi,
"Bu karar, sosyalyönden
dehalkmsağnkhizmede-
rindenyarariananıayaca-
ğı koşuflann yaraüİması
yolunda aülnuş ilk adım-
dır. Dolayh yoklan, sağhk
hizmederinin bir kamu
hizmeti ohnaktan çıkanl-
ması hedefknhor. Bu gi-
rişinıin doğuracağı sonuç
da sağhğm özeUeşürimıe-
sâdir" dedi.
Sorumlu iktidar
Maliye Bakanlığı'nın
hazırladığı bütçede, sos-
yal güvenlik harcamala-
n için 22 katrilyon lira
transfer öngörülmesinin
"kara deük" olarak ta-
nımlanmasının kabul edi-
lemez olduğunu kayde-
den Çelebi, "Eğer sistem
bir açık veriyorsa, bunun
sorumlusu iktidaıiaruı
kendisidir'' dedi.
KESK, toplugörüşme sürecinin iptali ve yürütmenin durdurulması için Danıştay'da dava açtı
Memur zammı yargıdaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
KESK, toplugörüşme sürecinin iptali
ve yürütmenin durdurulması istemiy-
le Danıştay'da dava açtı.
KESK Genel Başkanı Sami Evren
ile konfederasyon avukatı Oya Aydın
dün Danıştay'a dava dilekçesini verdi-
ler. Dilekçede, anayasanın 90. madde-
sınde daha önce yapılan değişiklikle,
uluslararası sözleşmelere yasa niteliği
kazandınldığına dikkat çekilerek Ulus-
lararası Çahşma Örgütü (ILO) sözleş-
melerinin kamu çalışanlanna toplupa-
zarlık ve grev haîda tanıdığı belirtildi.
Dilekçede, bu nedenle toplugörüşme sü-
recinin iptal edilmesi ve kamu çalışan-
• KESK Genel Başkanı Evren, uluslararası sözleşmelere göre,
memur sendikalannın hükümetle toplugörüşme değil,
toplusözleşme yapması gerektiğini kaydetti. Hükümetin prosedür
olarak yanlış yaptığını anlatan EvTen, aynca Bakanlar Kurulu'nun
Uzlaştırma Kurulu kararlan değerlendirilmeden memurlara
yapılacak zam oranlannı açıkladığını kaydetti.
lanna toplupazarlık hakkının tanındı-
ğının saptanması istendi.
Sami Evren, dilekçeyi vermelerinin
ardından Danıştay önünde yaptığı açık-
lamada, davanın kazanılması halınde
Türkiye'de demokrasinin kazanacağı-
nı söyledi. Uluslararası sözleşmelere gö-
re. memur sendikalannın hükümetle
toplugörüşme değil, toplusözleşme yap-
ması gerektiğini kaydeden E\Ten, bu ne-
denle toplugörüşmeler başlamadan ön-
ce bu konuda şerh koyduklannı belirt-
ti. Hükümetin prosedür olarak yanlış
yaptığını anlatan Evren, aynca Bakan-
lar Kurulu'nun Uzlaştırma Kurulu ka-
rarlan değerlendirilmeden memurlara
yapılacak zam oranlanm açıkladığını
kaydetti. AB sürecinde. hükümetin Av-
rupa'daki tüm sosyal haklan Türki-
ye'deki çahşma sürecine de uygulama-
sı gerektiğini belirten Evren, hüküme-
tin demokratik davranmadığını söyle-
di. Evren, memurlara verilen kira yar-
dımlannın kaldınlması konusunda Ma-
liye Bakanı Kemal Inakıtan'ı eleştire-
rek "Dümunın hiçbir yerinde bir bakan
sosyal taraflatia görüşmeden, daha ön-
ce kazanüan bir hakkı kakfaramaz. AKP
hükümetL, 17 Arank'tan önce kabine-
de değişikuk yapmahdır. Bir bakan, bi-
reysel açıklamalanyla hükümeti bağla-
>ıcı kararlar alamaz" diye konuştu.
YENİ YILDA YÜZDE 15.4 ZAM
Memura '75 Yeni Kuruş'
fazla çahşma ücreti
ANKARA (AA) - Fazla mesai yapan
de\let memurlan, yeni yılda her 1 saat-
lik fazla çahşma için "75 YeniKuruş" me-
sai ücreti alacak.
2005 yılı Bütçe Kanun Tasansı ile dev-
let memurlannın fazla mesai ücretleri,
yeni yılda yüzde 15.4 oranında zam gö-
recek.
Bu çerçevede, bu yû 650 bin lira ola-
rak uygulanan saat başına
fazla çahşma ücreti, 2005'te
paradan 6 sıfır atılması ve
mesai ücretlerindeki arnş
ile birlikte 75 Yeni Kuruş
olacak.
Fazla çalışma ücreti, ma-
kam şoförleri dahil bakan-
lıklann özel kalem müdür-
lüklerinde çalışan perso-
nel için de ayda 90 saati
geçmemek üzere saat ba- ™"^~~^^
şına 95 Yeni Kuruş olarak uygulanacak.
Yine her bir makam için aylık toplam
450 saati aşmamak üzere, kurul başkanı,
genel müdür ve daha üst birim yönetici-
leri, vali, general ve amiral rütbesini ha-
iz olmak kaydıyla Genelkurmay Başkan-
lığı, Milli Savunma Bakanlığı, Kuv\'et
Komutanlıklan, Jandarma Genel Komu-
• Fazla
çahşma ücreti
bakanlık
personeli içinse
saat başına 95
yeni kuruş
olarak
uygulanacak.
tanhğı ve Sahil Güvenlik Komutanlı-
ğı 'ndaki daire başkanı ve daha üst birim-
lerin yöneticileri, rektör, büyükşehir ve
il belediye başkanlan ile birlikte çahşan
personele de makam onayına istinaden ay-
da 90 saati geçmemek üzere yine saat
başına 95 Yeni Kuruş ödenecek.
Bakanlıklar ve katma bütçeli genel mü-
dürlüklerin merkez teşkilatlanna ait kad-
rolarda görev yapan şoförlere ise
ayda 60 saati aşmamak kaydıy-
la, saat başına 95 Yeni Kuruş faz-
la çahşma ücreti verilecek.
Kredi ve Yurtlar Kurumu ile
üniversitelere bağlı yurtlar ve
Atatürk Orman Çiftliği kadrola-
nnda görev yapan personelden
fazla mesaisi karşılığı kendileri-
ne izin kullandınlamayanlar ise
ayda 90 saati geçmemek şartıy-
la 85 Yeni Kuruş fazla çalışma
ücreti alacak.
2005 'ten itibaren Boğaziçi Üniversi-
tesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araş-
tırma Enstitüsü personeli ile Tapu ve Ka-
dastro Genel Müdürlüğü ile Devlet Me-
teoroloji Işleri Genel Müdürlüklerinin
taşra teşkilatında çahşanlar da fazla me-
sai ücreti almaya başlayacak.
Universite konseyleri
ekçatısı
{
nda birleşti
Cıüversitekrin bflimsel ve özerk bir yapıya
kavTişması için çahşmalar yürüten ve 15
ünrvershede faaliyet gösteren universite
konseyleri, dernek çansı altında örgütiendi
Üraversite Konseyleri Dernek
Başkanhğı'na seçikn Prof. Dr. tzzettin
Önder. tstanbul Universitesi Merkez
Yerleşkesi önünde yapbğı basm
açıklamasmda, benrti bir olgunluk
aşamasma gelen universite konseylerinin
bir çaü altında örgütknmesi gereksinimi
nedeniyle dernekleşme > oluna gittiklerini
belirtti. "Ünh'ersiteleri çıkar gruplannın
hâkimiyetinden kurtararak insanhğm
hizmetine sunmak gerekiyor'' diyen Önder,
derneğin amacını ise şöyle özefledi:
"Üniversttelerin her türlü ulusal ve
uluslararası sermaye gruplannın ve
emperyaüst kunımlann güdümünden
bağımsızlasması, bifim ve düşünce
üretiminin yaraöcıhğın teşvik edildiği özgür
bir universite ortamında yürütülebflmesi
için çalışmalar yürütmek." KüreseDeşme
ortamında Türkrve gibi çevresel konumlu
ülkelerin merkezin saldınsı karşısmda
hagım«azhğım ve özgüıiüğünü koruvarak
ayakta kalabOeceğine dikkat çeken Önder,
"Karşı durmak, özgürleşmiş üniversiteler
ile mümkündür" diye konuştu.
(Fotoğraf: ERHAN KEMAL ÖZMEN)