23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2004 PERŞEMBE HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN Tartışalım, Ama... Her ne kadar "Müsademeyi efkârdan bahkayı hakikat doğar" (Fikirlerin çarpışmasından gerçeğin ışığı doğar) demışse de Namık Kemal, bizde ço- ğu zaman müsademeyi efkâr "müsademeyi eş- has"a, yanı kişilerin çatışmasına, amiyane deyişiy- le hırgüre dönüşmüştür. Oysa sağlıklı demokrasi ve toplumsal yaşam, gerçekten fîkirierin tartışılmasından doğar ki bu- nun için de yalnızca özgür tartışmaya elverecek yasal demoKratik ortam yetmez, aynı zamanda top- lumun böyle birtartışmayı hoş görecek, hazmede- cek düzeycte olması ve de tartışmacılann verileri çar- pıtmayaca)' dürüstlükte olmaJan gerekir. Az tartışan, çok hırlaşan bir toplum olmaktan, konulan karşılıklı görüşmeyi kabul eden bir toplu- luk olmaya doğru yol aldığımız yadsınamaz. Doğrusu /a, bu gelişmede AB'nin de kimi katkı- lan olduğunu görmezden gelemeyiz. Bu noktanm üzerinde biraz durmamız gerekiyor. Demokrasi ve özgürlüklerle ilgili tartışma konulan- nı Osmanh'nın son döneminde de gür.deme geti- ren, Avrupa olmuştu. Bugün de benzeri bir durum- la karşılaşmaktayız. Bu durumda bir soru kaçınılmaz olarak günde- me geliyor: - Dışarıdan zorlanmış bir demokrasi ve özgüriük tartışması ne kadar sağlıklı ve toplumun bizatıhi kendisi için ne kadar onur verid olabilir? • • • örneğin, Türkiye'de çoğunluk değilse bile, ara- lannda olmaktan onurduyduğum birçok kişi, otuz yılı aşkın süredir, ölüm cezasının kaldınlması için sa- vaşım verdi, ama sonuç alamadı. Bir ara eski Ada- let Bakanı Hasan Denizkurdu, konuyu mensubu olduğu hükümetin gündemine getirdiyse bile Mec- lis'ten geçiremedi. Ama AB'nin bastırmasıyla, ko- nu olumlu bir çözüme bağlandı. Doğrusunu ister- seniz, bunu toplumsal bir ayıp olarak görüyor ve biraz da Tanzimat dönemini anımsıyorum. Son günlerde, "azınlıklar" konusu gündeme gel- di. Tartışılmasına hiç karşı değilim. Ne var ki, bu defa da konu AB'den, hem de on- lann azınlık olarak gördükleri topluluklan temsil et- tiğini düşündüğümüz kişilerin böyle bir istemi ol- madan geldi. Hatta şımdiye dek Kürtleri temsil edenler arasın- da saydığımız kişilerle Alevi toplumunun çeşitli li- derleri böyle bir istekleri olmadığını da açıkladılar. Bu tartışmayı yaparken, örneğin Fransa'da ne- den Protestanlann azınlık statüsüne sokulmasına hiç gerek görülmediği halde Türkiye'de böyle birşe- ye ihtiyaç duyulduğu sorusunun üzerinde de dü- şünmemiz gerek. Eğer Türkiye gerçekten laik bir ülke ise, yani inanç, kamu alanını ilgilendirmiyor ve etkilemiyor ise, dini inançlan azınlık ve çoğunluk diye sınrflandırma- nın ne anlamı var ki? • • • Gelelim Kürt azınlığı konusuna: Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlettir. Ama bu dev- let, Gobineau'nun, en gelişmiş uygulamasını "tek i millet, tek devlet, tek lider" sloganlı Nazi Alman- | yası'nda bulduğu etnik temelli, dil, din, ırk birtiği esa- sına dayalı objektivist ulus değil, Renan'ın öngör- düğü, din ve ırk birliğini zorunlu saymayan, hatta , Isviçre ömeğinde olduğu gibi, dil birliğini de şart gör- meyen, sadece varsayılan bir ortak geçmişten ha- reket eden ve birlikte yaşama, ortak bir geleceğe yönelme iradesinden kaynaklanan, sübjektivist, ! çağdaş ve demokratik ulus kavramına dayandığı- ! na göre, azınlık, çoğunluk ve hepsinin üzerinde "anayasal vatandaşlık" kavramlanna neden gerek ı duyulsun ki? Zaten Türk kimliği, dilden, dinden, etnik köken- den bağımsız ve o alandaki farklılıklan hor görme- yip kabul eden bir üst kimlik değil midir ki? Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün tarihinde, sübjek- tivist ulus kavramının hep doğru algılandığını ve uygulandığını söyleyecek değilim. 194O'lı yıllardan başlayarak, özellikle dışarıdan gelen kışkırtmalann da etkisiyle, yanlış algılama ve uygulamalar olmuş- tur. Ama şimdi yapılması gereken, bu yanlış uygula- malan düzeltmek yerıne, temeli doğru olan bir kav- ramın getirdiği demokratik çözümü bir yana atmak mıdır? Azınlık konusunu tartışırken, "Avrupalı olmaya istekJi bir Türkiye'nin, her etnik grubun, inancın kendi aidiyetlennden doğan ait kimlikferinin ge- rektirdiği bütün özgürlükleri, Fransa ömeğinde ol- duğu gibi, demokrasinin sağladığı kişisel temel hak özgürlükler çerçevesinde çözmesi imkânsız mıdır ki böyle bir düzenlemeye gerek duyuluyor" sorusunun yanıtını bulmak zorundayız. Lozan'da azınlıklar sorunu ve getirilen düzenle- me ise başka bir yazının konusu. Ona da değine- ceğim. asirmenCacumhuriyet.com.tr Baykal SDÜ'nün açılışına katıldı 'Profesörlere hak ettiğimaaş verümelV ISPAKIA(AA)-CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Türkiye'de yükseköğretimin yükü- nü devlet üniversiteleri çekiyor'* dedi. Baykal, 9. Cumhur- başkanı Süleyman De- mirel'in de katüdığı Sü- leyman Demirel Üniver- sitesi yeni akademik yı- b açılış töreninde yaptı- ğı konuşmada, Demi- rel"in Türkiye'nin her yerinde büyük eserler bıraktığını belirtti. Türkiye'nin son yıl- larda yaşadığı ekonomik krizin en olumsuz etki- lerini yükseköğretim ala- nındagösterdigını belir- ten Baykal, "Yükseköğ- retim alam, Türkiye'nin hızla desteklemesi gere- ken bir alandu; Sanayi- ningefişmesi,araşürma- nın gelişmesi açısından en öncelikli desteklen- mesi gereken alan ola- rak üniversiteler, akade- mikeğftnn kendisini gös- terivmr. Ama maafesefbu konudagereken kararhb- ğıgösteremiyonız" diye konuştu. Baykal, 1950'lerde bir profesörün, hâkimin ve- ya bir albayın maaşının ikikatı, 1983'tebiror- generalin maaşı kadar maaş aldığını söyledi. Baykal, "Şimdi geldiği- miz noktada bir profesön bir albay emeklisinin ya da bir bikinı emekfismm aiünda maaş almak du- rumundadır. Bu doğru bir düzen değüdir, değiş- tirilmesi gereken bir dü- zendir" dedi. TİSK, Türk-İş ve Türkiye îşçi Emeklileri Derneği SSK'nin bakanlığa devrine karşı ortak çalışacak îşçi veişverenbirleştiANKARA (Cumhumet Biirosu) - Hükümetin SSK hastanelenni Sağlık Bakanlığı'na devretme karan, işçi, işveren ve emeklileri bir araya getirdi. Türk-lş, TİSK ve Türkiye Îşçi Emeklileri Derneği yetkilileri dün yaptıklan toplantı sonrası, "ortak çahşma" karan aldı. Türk-lş Başkanı Safin Kıhç. TİSK Genel Sekreten Bülent Pirler ve Türkiye Îşçi Emeklileri Derneği Başkanı Kaam Ergün dün bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı. Toplantıda 3 kurumun temsilcileri de SSK hastanelerinin devTedilmemesi konusunda birleşirken konuyla ilgili olarak ortak çahşma yapma • Bir araya gelen işçi, işveren ve emekli temsilcileri SSK hastanelerinin devredilmemesi konusunda birleşme kararı aldı. Bu kapsamda, 3 kuruluşun hukukçu ve sosyal güvenlik uzmanlan konuyla ilgili teknik çalışmalan başlattı. Çalışmalar sonucunda, atılacak ortak adımlar belirlenecek. karan aldı. Bu kapsamda, dün 3 kuruluşun hukukçu ve sosyal güvenlik uzmanlan konuyla ilgili teknik çalışmalan başlattı. Bu çalışmalar sonucunda, atılacak ortak adımlann belırleneceği belırtiliyor. Konuyla ilgili olarak Türk-lş Başkanlar Kurulu da bugün olağanüstü olarak toplanıyor. Toplantıda, hastanelerinin devrinin durdurulması için bir eylem planı oluşturulması bekleniyor. Kurul, toplantı sonrası bir bildiri de yayımlanacak. 'SSK'ffler daha çok para ödemek zorunda kalacak* Öte yandan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası"ndan dün hastane devirlerine ilişkin yapılan yazılı açıklamada; SSK'lilerin en geç 1- 2 yıl içinde bugün yararlandıklan sağlık hizmetleri için ceplerinden daha fazla para ödemek zorunda kalacaklan belirtildi. Açıklamada, "Yapılmak istenen Genel Sağlık Sigortası'na geçmektir. Bu sigortayı iyi tanımak için de Ainıanya örneğjne bakılmaü. Almanya'da diş protezleri, gözlük ve protezler sigortamn kapsamı dışma çıkanldı. Bugün Almanya'da her hastaneye getişte ayakbastı parası ahnryor" denildi. Daha iyi hizmet alacağı söylenen SSKTılerin de en geç 1-2 yıl içinde bugün yararlandıklan sağlık hizmetleri için ceplerinden daha fazla para ödemek zorunda kalacaklan vurgulanan açıklamada; sağlık giderlerinin genel bütçeden karşılanmasına devam edilmesi gerektiği belirtildi. Açıklamada, SSK hastanelerini de kapsayan, kamu kurum ve kuruluşlannın sağlık tesislerinin, Sağlık Bakanlığı'na devrini öngören yasa tasansının yanlış bir adım olduğu belirtilerek hükümetin geri adım atması gerektiği vurgulandı. Kirier Uç bin kadroya iptal ANKARA (ANKA)- KlT'lervebağh ortaklıklannın toplam 5 bin 929 kadrosu iptal edilirken yerine 3 bin 45 yeni kadro verildi. Net olarak 3 bine yakın kadro iptal edilmiş oldu. Bakanlar Kurulu 'nun KlT'ler ve bağlı ortaklıklannın kadro durumlarına ilişkin karan Resmi Gazete'de yayımlandı. İptal edilen kadrolann büyük bölümü tren kazalan nedeniyle gündemde olan TCDD'ye ait bulunuyor. TCDD'de 2 bin 506 kadronun iptaline karar verilirken, bunun 1413'ünümakasçı, 445'ini mane\Tacı, 634'ünü gardfren, 10'unu memur, 3'ünü ekonomist, l'ınide uzman tabip kadrosu oluşturdu. TCDD'ye toplam 2 bin 500 yeni kadro verildi. Yeni kadrolann 2 bin 492 tren teşkil memuru, 7 avukat, 3 hukuk müşaviri, 1 müşavir, 1 başuzman, 1 de tabipten oluştu. Türkiye Kömür îşletmeleri'nin 212 kadrosu iptal edilırken, 86 yeni kadro oluşturulmasına, Türkiye Taşkömürü Kurumu da 360 kadronun iptali ile 83 yeni kadronun oluşturulmasına kadar verdi. tĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN mamtmm DİSK Cenel Başkanı Ceiebi: SSK'de iktidar hukuku çiğniyor İstanbul Haber Servisi - DlSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, SSK hastanelerinin Sağlık Ba- kanlığı'na devrinin yan- lış ve endişe verici oldu- ğunu belirterek "SSKhas- tanelerinin ne parayla sa- öşı ne de başka bir yolla devri söz konusu oJamaz" dedi. DlSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi yaptığı yazılı açıklamada, hükü- metin hukuki yönden SSK hastaneleri üzerinde böylesi bir tasarrufta bu- lunmaya hakkı olmadı- ğını ifade etti. Çelebi, iş- çi ve işveren katkılanyla oluşturulmuş SSK'nin mülkiyeti üzerinde, ikti- dann böylesi bir tasarruf- ta bulunmasının hukukun çiğnenmesi anlamına gel- diğini vurguladı. Çelebi, "Bu karar, sosyalyönden dehalkmsağnkhizmede- rindenyarariananıayaca- ğı koşuflann yaraüİması yolunda aülnuş ilk adım- dır. Dolayh yoklan, sağhk hizmederinin bir kamu hizmeti ohnaktan çıkanl- ması hedefknhor. Bu gi- rişinıin doğuracağı sonuç da sağhğm özeUeşürimıe- sâdir" dedi. Sorumlu iktidar Maliye Bakanlığı'nın hazırladığı bütçede, sos- yal güvenlik harcamala- n için 22 katrilyon lira transfer öngörülmesinin "kara deük" olarak ta- nımlanmasının kabul edi- lemez olduğunu kayde- den Çelebi, "Eğer sistem bir açık veriyorsa, bunun sorumlusu iktidaıiaruı kendisidir'' dedi. KESK, toplugörüşme sürecinin iptali ve yürütmenin durdurulması için Danıştay'da dava açtı Memur zammı yargıdaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - KESK, toplugörüşme sürecinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiy- le Danıştay'da dava açtı. KESK Genel Başkanı Sami Evren ile konfederasyon avukatı Oya Aydın dün Danıştay'a dava dilekçesini verdi- ler. Dilekçede, anayasanın 90. madde- sınde daha önce yapılan değişiklikle, uluslararası sözleşmelere yasa niteliği kazandınldığına dikkat çekilerek Ulus- lararası Çahşma Örgütü (ILO) sözleş- melerinin kamu çalışanlanna toplupa- zarlık ve grev haîda tanıdığı belirtildi. Dilekçede, bu nedenle toplugörüşme sü- recinin iptal edilmesi ve kamu çalışan- • KESK Genel Başkanı Evren, uluslararası sözleşmelere göre, memur sendikalannın hükümetle toplugörüşme değil, toplusözleşme yapması gerektiğini kaydetti. Hükümetin prosedür olarak yanlış yaptığını anlatan EvTen, aynca Bakanlar Kurulu'nun Uzlaştırma Kurulu kararlan değerlendirilmeden memurlara yapılacak zam oranlannı açıkladığını kaydetti. lanna toplupazarlık hakkının tanındı- ğının saptanması istendi. Sami Evren, dilekçeyi vermelerinin ardından Danıştay önünde yaptığı açık- lamada, davanın kazanılması halınde Türkiye'de demokrasinin kazanacağı- nı söyledi. Uluslararası sözleşmelere gö- re. memur sendikalannın hükümetle toplugörüşme değil, toplusözleşme yap- ması gerektiğini kaydeden E\Ten, bu ne- denle toplugörüşmeler başlamadan ön- ce bu konuda şerh koyduklannı belirt- ti. Hükümetin prosedür olarak yanlış yaptığını anlatan Evren, aynca Bakan- lar Kurulu'nun Uzlaştırma Kurulu ka- rarlan değerlendirilmeden memurlara yapılacak zam oranlanm açıkladığını kaydetti. AB sürecinde. hükümetin Av- rupa'daki tüm sosyal haklan Türki- ye'deki çahşma sürecine de uygulama- sı gerektiğini belirten Evren, hüküme- tin demokratik davranmadığını söyle- di. Evren, memurlara verilen kira yar- dımlannın kaldınlması konusunda Ma- liye Bakanı Kemal Inakıtan'ı eleştire- rek "Dümunın hiçbir yerinde bir bakan sosyal taraflatia görüşmeden, daha ön- ce kazanüan bir hakkı kakfaramaz. AKP hükümetL, 17 Arank'tan önce kabine- de değişikuk yapmahdır. Bir bakan, bi- reysel açıklamalanyla hükümeti bağla- >ıcı kararlar alamaz" diye konuştu. YENİ YILDA YÜZDE 15.4 ZAM Memura '75 Yeni Kuruş' fazla çahşma ücreti ANKARA (AA) - Fazla mesai yapan de\let memurlan, yeni yılda her 1 saat- lik fazla çahşma için "75 YeniKuruş" me- sai ücreti alacak. 2005 yılı Bütçe Kanun Tasansı ile dev- let memurlannın fazla mesai ücretleri, yeni yılda yüzde 15.4 oranında zam gö- recek. Bu çerçevede, bu yû 650 bin lira ola- rak uygulanan saat başına fazla çahşma ücreti, 2005'te paradan 6 sıfır atılması ve mesai ücretlerindeki arnş ile birlikte 75 Yeni Kuruş olacak. Fazla çalışma ücreti, ma- kam şoförleri dahil bakan- lıklann özel kalem müdür- lüklerinde çalışan perso- nel için de ayda 90 saati geçmemek üzere saat ba- ™"^~~^^ şına 95 Yeni Kuruş olarak uygulanacak. Yine her bir makam için aylık toplam 450 saati aşmamak üzere, kurul başkanı, genel müdür ve daha üst birim yönetici- leri, vali, general ve amiral rütbesini ha- iz olmak kaydıyla Genelkurmay Başkan- lığı, Milli Savunma Bakanlığı, Kuv\'et Komutanlıklan, Jandarma Genel Komu- • Fazla çahşma ücreti bakanlık personeli içinse saat başına 95 yeni kuruş olarak uygulanacak. tanhğı ve Sahil Güvenlik Komutanlı- ğı 'ndaki daire başkanı ve daha üst birim- lerin yöneticileri, rektör, büyükşehir ve il belediye başkanlan ile birlikte çahşan personele de makam onayına istinaden ay- da 90 saati geçmemek üzere yine saat başına 95 Yeni Kuruş ödenecek. Bakanlıklar ve katma bütçeli genel mü- dürlüklerin merkez teşkilatlanna ait kad- rolarda görev yapan şoförlere ise ayda 60 saati aşmamak kaydıy- la, saat başına 95 Yeni Kuruş faz- la çahşma ücreti verilecek. Kredi ve Yurtlar Kurumu ile üniversitelere bağlı yurtlar ve Atatürk Orman Çiftliği kadrola- nnda görev yapan personelden fazla mesaisi karşılığı kendileri- ne izin kullandınlamayanlar ise ayda 90 saati geçmemek şartıy- la 85 Yeni Kuruş fazla çalışma ücreti alacak. 2005 'ten itibaren Boğaziçi Üniversi- tesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araş- tırma Enstitüsü personeli ile Tapu ve Ka- dastro Genel Müdürlüğü ile Devlet Me- teoroloji Işleri Genel Müdürlüklerinin taşra teşkilatında çahşanlar da fazla me- sai ücreti almaya başlayacak. Universite konseyleri ekçatısı { nda birleşti Cıüversitekrin bflimsel ve özerk bir yapıya kavTişması için çahşmalar yürüten ve 15 ünrvershede faaliyet gösteren universite konseyleri, dernek çansı altında örgütiendi Üraversite Konseyleri Dernek Başkanhğı'na seçikn Prof. Dr. tzzettin Önder. tstanbul Universitesi Merkez Yerleşkesi önünde yapbğı basm açıklamasmda, benrti bir olgunluk aşamasma gelen universite konseylerinin bir çaü altında örgütknmesi gereksinimi nedeniyle dernekleşme > oluna gittiklerini belirtti. "Ünh'ersiteleri çıkar gruplannın hâkimiyetinden kurtararak insanhğm hizmetine sunmak gerekiyor'' diyen Önder, derneğin amacını ise şöyle özefledi: "Üniversttelerin her türlü ulusal ve uluslararası sermaye gruplannın ve emperyaüst kunımlann güdümünden bağımsızlasması, bifim ve düşünce üretiminin yaraöcıhğın teşvik edildiği özgür bir universite ortamında yürütülebflmesi için çalışmalar yürütmek." KüreseDeşme ortamında Türkrve gibi çevresel konumlu ülkelerin merkezin saldınsı karşısmda hagım«azhğım ve özgüıiüğünü koruvarak ayakta kalabOeceğine dikkat çeken Önder, "Karşı durmak, özgürleşmiş üniversiteler ile mümkündür" diye konuştu. (Fotoğraf: ERHAN KEMAL ÖZMEN)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle