17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 2004 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER AvrupaBriiği'nebizi alsınlardiyeyap- madığımız yok! Anayasayıfcsilenerdey- sehalkoyuıasunup biryenisini, hem de _ AKP'nin öziemlerine yanıt verecek ola- nını yapacağız! Yasalann çoğu değişti, herşeyherşeybaşkalaştı. ESuncayıldır, Erbakan istemişti, birini bile gerçekleş- tirememişti. AB istiyor diye tiepsini ye- rine getirdk, daha da getire«cegiz... Ama AB bizi içine alacak mı? Buna kimse "Evetalacak" diyemez. On yıl sonrası da, yirmi yıl sonrası da karan- lık!.. Demiyoriarmı, 'ucuaçıkbiryol'!.. Son- suzakadargiderbu ucu açıtötK? Hem, doğ- OJSU ya, iyımi olur, kötü mü*? Bizler, Atatürk kuşağının insanlan, böy- le yalvara yakara bir yerlere alınmayı içi- mize sindiremeyiz... Alışmı^ız, Sadabat, Balkan antlaşmalannın kunjcusu olduğu- muz günlere!.. 'Aman bizi &ranıza alın' demek, diyebilmek kimin aklından geçer- di? Türkiye idi, kendi çıkarına, yararına anlaşmalaryapan, dosta düşmana kabul ettiren... Atatürk döneminin başbakanla- n, bakanlan onun bunun peşinde dolaş- maz, kapı kapı yardım istemezlerdiL Ba- tılılar kendi ayaklarıyla kapımıza gelirler- di. öylesineonuriuyduk, öylesinegüçlüy- dük!.. Masal gibi mi geliyor? Hiç tarih kitaplannı okumamışsanız, es- EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Bir AB Masalı! ki filmleri seyretmemişseniz bir masal, bir uydurma övünme sayarsınız... Türkiye Devleti'nin on beş milyonluk nüfusuyla nasıl büyük bir dünya devleti olduğunu ön- ce Lozan da, sonra Montrö'de, Milletler Cemiyeti'nde isteklerini, nasıl Batı'nın bü- yüklerine bir bir kabul ettirdiğini... Yetmiş milyonluk bir ülke; her an milyon- luk ordular kurabilecek güçte bir toplum; tarımı, endüstrisi, bilim, kültür, teknolojik alandaki etkinliğiyle kendini saydırması- nı bilen bir inanç, bir kararlılık.'.. Nerden kalkıp nereye gelmişiz... Hangi yanlışlıklan yaptık, hangi hainlere kandık; hangi beceriksiz insanlara yönetimi tes- lim ettik?.. Yeni mi, değil! Şöyle böyle el- li yıldır bir çıkmazdan ötekine girip çıkmak- tayız. Onursuz bir yol, yararsız, hiçbir olumlu yanı olmayan... Neler duyuyoruz, öğreniyoruz? Devlet bir çıkmaza girmiş! O bunu, bu onu eleş- tiriyor. Bakanlıklar birbirini. Mafyalar bir değil birkaç! "Ben devletten üstünüm" di- yen diyene!.. Kalkmış Adalet Bakanı da 'Ciğerini sökerim' demez mi? Yasalar _ bir yana, insan haklan, özgürlükler bir yana, sen elindeki yetkiyi anayasal çiz- gide kullanabilsen, kimsenin ciğerini fa- lan sökmeyi düşünemezsin. önce ken- di içini temizle, türlü suçlamalar altın- daki arkadaşlannı adalet önüne getir, se- çim öncesinde söz verdiğin gibi!.. Bir başbakan "Maaşımla geçinemiyo- nım, ticaretyapmalıyım" der, sonra da üç kuruş zam isteyen devlet memurlarına, emekçilere 'Hangi hakla istiyorsun' diye çıkışır!.. AB'ye girdik gireceğiz diye bir aldat- maca, bir kandırmaca!.. Herkes biliyor, en başta günün yöneticileri herkesten iyi biliyor; değil on, yirmi yıl da geçse, AB'nin güçlüleri, Fransızlar da, Almanlarda, Ital- yanlar da, hatta en yakın komşularımız da Türkiye'nin AB'nin en güçlü ülkesi ol- masını istemezler... Bizler, sizler boşuna gevezelik edelim bir- kaç yıl daha!.. Devlet kadroları iyice dol- durulsun Fethullahçı takımıyla; sayın ho- ca da, beş yıllık gönüllü Amerika sefasın- dan sonra Humeyni gibi şatafatla ülke- ye dönsün!.. Sonrasını, sizler göreceksiniz, sizler, olupbitenleri uzaktan seyredenler!.. Bir türlü gerçekleri görmek istemeyenler!.. Içimize Sindiremedik B irtakım özdeyiş, şiir, güfte vardır. Her biri bir başka mücadeleyi, bir başka haklı başkaldınyı, bir utkuyu simgeler. Her duyuşumuzda o anı tekrar yaşar, geleceğe dönük umutlanmızı tazeler, güç kazanınz. îstiklal Marşımız. Çanakkale Türküleri, Yanık Ömer Türküsü, Onuncu Yıl Marşı ve de Büyük Önder Atatürk'ün öz kendisinin söyleyip, büyük bir coşku ile orkestra şefi gibi söylettiği Dağ Başını Duman Almış marşı. Bir süre önce ulusal televizyon kanallanmızın birinde, ABD vatandaşı rolünde bir kişi, gülünç bir şive ile kola reklamı yapması bızleri çok üzmüştür. Kola reklamında söz konusu edılen Dağ Başını Duman Almış Marşı, bir ulusun kurtuluşunda ve kuruluşunda simge olmuş, moral değerleri yükseltmiş, bir bakıma anıtlaşmıştır. Ulus olarak koruyup kollamamız gereken böyle moral değerlenn, ticari meta aracı olarak reklam spotlannda konu olmasını Türkiye Cumhunyeti vatandaşı olarak ıçime sindiremiyorum. Av. Cemal RAVANOĞLU, Mersin Barosu a\-ukatlarından Bilgisayar, televizyon, radyo, sinema, oyun... Tüm dünyada aynı anda tanıtılan Microsoft Media Center programı, Türkiye'de sadece yeni Beko Multimedia PC'de. Beko Multimedia PC. Bilgi ve eglence merkezi. PENCERE Ezanın Encamı N'olacak?.. Ezan, namaz vaktini bildirmek için minareden okunan bir çağndır, duyurudur, ezgidir. Müslümanlığın ilk yıllarında ezan okunmazdı; Hicret'ten sonra Medine'de çoğalan Müslümanlan bir araya toplamak için Bilal-i Habeşi yüksekçe bir evin damına çıkarak ezan okudu; bu duyuru görenekleşti. Günümüzde soyienen ezan yedi tümceden oluşur, çeşitli makamlardan okunabilir, kimi Islam mezhebinde ezanın müzikle seslendirilmesi yasaktır. • Eskiden minarelerden okunan ezanın güzelltği müezzinin yetkınliğine bağlıydı, kötü sesli ve yetersiz bir kişinın okuduğu ezanın güzelliği silinir, Şeyh Sadi'nin dediği gibi yazı çirkinse, altın suyuyla da yazılsa, gözü rahatsız eder. Kötü sesli bir hafiz, hiç durmadan yüksek sesle Kuran okurmuş. Şeyh Sadi sormuş: - Aylığın kaçtır? - Aylığım yok! - öyleyse niçin kendine zahmet veriyorsun? - Allah için okuyorum... - Allah için okuma, sen böyle okudukça Kuran'ın revnakını bozuyorsun... Şeyh Sadi dirilse, Türkiye'ye gelse, minarelere takılmış yükselticilerden (hopariörlerden) yansıyan ezanlan dinlese ne söylerdi?.. • Profesör Mehmet Ali Kılıçbay, AB'ye yönelik, Türkiye'den neler istenebileceği üzerine şöyle yazmış: "önce Diyanet Işleri Başkanlığı 'nın lağvedilmesini isteyecekler. Çünkü AB 'nin hiçbirülkesinde devlet tarafından finanse edilen dinîkunım yoktur. Ikincisi, nüfus cüzdanlanndaki 'din' hanesi kalkacak... Daha bitmedi. Camilerden beş vakit ezan okunması da sona erecek. Çünkü AB iç hukukuna göre, ezan bir dinî tebliğdir ve kamusal alanda dinî tebliğ olamaz. İyi ama Avrupa 'da çan sesleri kısılmadı. Çan çalmak sadece ibadet saatlehni bildirir. Ezan ise dinî tebliğdir. Ikısi arasında çok büyük fark var. Bizde en fazla şu olabilir; cami hoparlöherinden ezan saatinin geldiğini bildiren sesli biruyan yapılır, ama ezan okunmaz." Kılıçbay'ın uyarısını köşesine aktaran Yeni Şafak yazan Hayrettin Karaman diyor ki: "... Türkiye AB 'ye girdiğinde minarelerden ezan yerine çan benzeri bırilan sesi duyulacaksa 'Ben o Birliği ıstemem.' Evet, yalnızca ezanı susturmak benim için yetehi muhalefet sebebıdir." (Yeni Şafak, 15 Ekim 2004) • Avrupalılaşmanın bu gibi cilveleri de var; ezan sesini susturacak bir AB üyeliğine Başbakan Tayyip Erdoğan ne dıyecek bilinemez. Batılılaşmakgüçiş!.. Peki, caminin şerefesine hoparlör takmak da Batılılaşmak değil mi?.. Minarelerin döner merdivenlerinden müezzinlerin ayak izleri çoktan silindi... Müezzin ne yapar?.. Türkrye'deki 80 bin camiye takılacak bir sistemle tek merkezden memleket saat ayarına göre ezan okutan bir yönetimin hali pür melâli ne olur?.. • Bizde yeni bir bebek doğdu mu kulağına ezan okumak göreneği geçeriidir... Ezan şiirimize de girmiştir. Ama 'AB mı, ezan mı' diye bir seçim gündeme girse, bu iktidann tutumu ne olur?.. önümüzde ölçü var: Zina konusunda Kuran-ı Kerim'in buyruğunu hasıraltı eden AKP'nin ta kendisi değil mi?.. ACIKAYBIMIZ Muhsine Bige ve Salih Efendi'nin kızı; Hayrünnisa Boratav ve Zehra Yıldınmtop'un kız kardeşı; Saim Eğılmez'in hayat arkadaşı; Çiğdem. Oktay ve Oya'nın annesi; Korkut. Alev ve Yusuf un kayınvalidesi; Oluş, Yaprak, Elvan, Senem, Aslı, Özgür, Şırın, Sinan ve Seher'in ninesı; Adana Muallim Mektebi 1930 mezunu ve Cumhunyetin ılk öğretmen kuşağından, 1912 tzmır doğumlu HALİDE EĞlLMEZ'ı 18 Ekim 2004 tanhinde Ankara'da kaybettik. Cenazesi, 22 Ekim 2004 Cuma günü tzmır Güzelbahçe Güler CamiTnde kıhnacak ikindi namazından sonra toprağa verilecektir. AİLESİ Koç İDAKÖY ÇİFTLİK EVİ Yıllar sonra tekrar "merhaba!" Değerli konuklanmızla, >ine değerh gazetemız aracılığıvla ıletışıme basladık venıden İlk şazımızı urünlenmıze ayırdık bu kez Yayınlanmız ı Sema - lskender ,\zatoğlu). a) Kazdağı Dunu Bugünü. 3 - m. TL b) Ergu%an Kentı Tro- ya'nın Acı Öykusü. 10.- m TL. c) Kazdağı Ida Doğa \e Kül- rürGezı Rehben. 15.- m. TL. Kargo(Yurtiçı)ücretı bızeaittir. a) Zeuınvağımız I Lt 8 - m TL . 20 Lt \e dalıa fazla talep- lerde kargo ücretı bıze aıttır b) Si>ah yeşil zeytın. kuruıncır. pekmez ımcır). tarhana, enşte 0 266 - 387 34 02 ' 0 532 - 636 34 50 / Ist. 0 533 - 811 74 26 idako\ (xı idako.com / w»w.idako\.com Orman - Deniz - Sessizlik www.mesenotel.com. O 3 8O 61 1 44 36 AKÇAKOCA KADIKÖYİFLAS MLT)ÜRLÜĞÜ'NDEN TASFİYE TATİLİNtN İLANI DosyaNo 2004 13 tflas Müflısın adı. soyadı ve ıkametgâhı Espace Mermer Tu- nzm Inşaat Sanayi \e Tıcaret AŞ Yukanda adı ve adresi yazılı müflısın masaya aıt hiçbir malı bulunmadığından lc- ra \e Iflas rCanunu'nun 21" maddesı uyannca tasfiyenın tatilıne karar \erılmiştır Işbu ilan tarihinden ıtıbaren 30 gün içınde alacaklılar tarafından gıden peşın verilerek ıfla- sa müteallık ışlemın devamı ıstenmediği takdırde ıflasın kapatılacağı tebliğ ve ılan olunur 14 10.2004 Basın. 46975
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle