Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2O EKİM 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
ALLECRO EVİN tLYASOĞLU
Aşk İksiri, akide şekeriîstanbul Devlet Opera ve Balesi,
Donizettinin bir akide şekeri lezze-
tindeki 'Aşk tksiri' adlı gülünçlü ope-
rasını sahnelemeye başladı. Bu yıl sa-
nat yönetmeni Suat Ankan'ın sevim-
li önsözleriyle alımlı bir yıllık katalog
ve Aşk iksiri 'ne aıt kapsamlı bir bro-
şürhazırlanmış. Keşke yaratıcı kadro-
nun ve o geceki sanatçılann kısacık
özgeçmişini içeren bir program notu
da fotokopi olarak her temsilde dağı-
tılsa, ne kadar yararlı olur. Giderek
gençleşen operamızda bu yeni adlann
kiminle çalıştığı, bugüne deknereler-
de söyledığı merak konusu oluyor.
Tıpkı gala gecesındeki Nemorino ro-
lünde karşımıza çıkan Levent Gün-
diiz gibı nıce sanatçının kimliğini bil-
mek istiyor dinleyici. Evet, Levent
Gündûz gerçekten de gecenın sürpri-
zi olarak kendini tanıştırdı. Perde açı-
lıp köyün toy delikanhsı rolüyle sah-
neye adımını attığı anda izleyiciyi,
müziği ve sahneyi kavrayıverdi. Tenor
ses yalnız ülkemızde değil, dünyada
da az yetışiyor. Levent, güzel tenor
rengini ustaca kullanması, dinamik-
lerdeki doğallığı, ritim gücü ve sahne-
siyle rolüne son derece yakışmıştı
Daha önce Istanbul'da Cemal Reşıt
Rey Konser Salonu'nun Yıldız Sara-
yı'nda sergılediği 'Saraydan Kız Ka-
çırma' temsilınde kendısini izlediği-
mi anımsıyorum. Ancak bu denli et-
kilendığımı söyleyemem. Sonuçta
Nemorino rolüne çok iyı oturmuştu.
Bir de şu ünlü 'Una furtiva lagri-
ma'yı biraz daha cesaretle, biraz da-
ha duyarlı söyleseydi!
Köyün şrmank kızı Adina rolünde-
ki Otilya M. Aydın, tertemiz sesiyle
başanlı bir şarkıcıydı. Ancak sahne-
nin iki yönüne koşuşturması, ellerini
iki yana açıp kapatması ve söylediği
sözleri rol arkadaşına değil, konser
verircesine orkestra şefine karşı söy-
lemesiyle operacılığıntiyatro yönünü
unutmuş gibiydi. Belcore rolündeki
Levent Bakırcı ve sihirbaz rolünü ke-
yifle canlandıran Ali t. Onat, rolleri-
ne uyumlan yanı sıra orkestrayla
uyumda sorunlar yaşadılar. Orkestra-
yı yöneten Sergei Gavrilov, opera-
mızı uzun yıllardır tanıyan, şancılann
özelüklerini çok iyi bilen bir sanatçı.
Orkestra yer yer şarkıcılan bastırsa da
sahneyle arasındaki dengeyi sağlama-
ya büyük gayret gösterdi.
Serdar Başbuğ'un giysileri zama-
na uygun ve alımlıydı. Tayfiın Çe-
bi'nin dekoru ise bir köy meydanın-
dan çok ortaçağ kalelerini andıran,
konunun iç açıcı zarafetinden çok,
dramarik ve ağdalı çizgilerle çizilmiş-
ti. Bu ağırbaşh yapılar, yapıtın aydın-
lığına ters düştükleri gibi sahne orta-
sındaki rahat devinimini de engelle-
mişlerdı. Önder Göksevenin rejisi
büyük sahnenin olanaklarını kullan-
mış, sihirbaz Dulcamera'nın aşağıdan
bir asansörle yükselerek çıkmasıyla
düşlemsel bir ortam yaratmış. birkaç
sahnede küçük gruplann kendi arala-
nndaki devingenliği de sahneye renk
katmıştı. Aynca küçük, genç dansçı-
lann stilistik danslan rengârenk. tabii
biraz daha çahşmalan koşuluyla! Bir
de şu yanmış kıreç dumaru, ne kadar
bayatlamış bir efekt. Hem sahnedeki
şarkıcılara, hem orkestra çukuruna,
hem de ön sırada oturanlara bunca za-
ran dokunan bu dumanı kesmenin bir
çaresi yok mu? Perde kapanırken te-
peden dökülen konfetiler de artık o
kadar çok kullanıldı ki! Yıldız Kü-
nutku'nun çahştırdığı koro, gerek di-
namiklerin özelliğine dikkat edilme-
si, gerekse köy kızlan rolünü iyı üst-
lenmesi açısından başanlıydı. Gala
temsilinden sonra benım gıbı merak
edenler için tenor Levent Gündüz'ün
özgeçmişini araştırdun. aktanyorum:
Tenor Levent Gürtdüz klmdlr?
1975'te Izmır'de doğmuş. 1993'te
özel Izmir Amerikan Lisesi'nı bitir-
miş ve DE lzmir Devlet Konserva-
tuvan'nm şan bölümüne girmış. He-
nüz ikinci yılındayken tzmir Opera-
sı'nda Tamino'yu oynamış; aynı rol-
le 1996-97'de Îstanbul'da konuk sa-
natçı olmuş. 1998'de Leyla Gen-
cer'in Belcanto seminerıne katılmış.
Konservatuvar eğitiminı 1998'de ta-
'Aşk iksiri 'nin
ÎDOB'daki
galasında,gecenin
sürprizi tenor
Levent Gündüz 'dü.
Perde açılıp köyün
toy delikanhsı
rolüyle sahneye
adımını attığı anda
izleyiciyi, müziği ve
sahneyi
kavrayıverdi. Tenor
ses yalnız
ülkemizde değil,
dünyada da az
yetişiyor. Levent,
güzel tenor rengini
ustaca kullanması,
dinamiklerdeki
doğallığı, ritim
gücü ve sahnesiyle
rolüne son derece
yakışmıştı.
mamlamış. llk günden bugüne dek
ve halen Sabahat Tekebaş ile çalış-
makta. Türkiye'nin çeşitli köşelerin-
de konser vermiş, operalarda rol al-
mış; bu arada, Almanya'nın Duis-
burg ve Marl operalannda 'Carmi-
na Burana'da söylemış. 2000-2001
sezonunda Almanya'nın büyük ope-
ralarından Düsseldorf Oper am
Rhein'da Jacquino (Fidelio) rolünü
oynamış. 2003 yılında Placido Do-
mingo'nun şahsen düzenlediği ope-
ra yanşması, 11. Operalia'da bin üç
yüz kişiden ilk on kişinin içine gire-
rek P. Domingo ile finalistler konse-
rinde aynı sahneyi paylaşmış. Aynı
yıl Avustralya'nm Tasmanya Senfo-
ni Orkestrası ile Viyana Volkso-
per'de Ola Rudner yönetiminde
sahneye çıkmış, Viyana Johann Stra-
uss Ensemble ile lzmir 7. Viyana Ba-
losu konserini seslendirmiş. 2004
Eylül ayında Orpheum Vakfi'nm dü-
zenlediği Mozart konserinde, Zü-
rih'teki Tonhalle'de Hovvard Grif-
fıths yönetimindeki Orchesrra of the
Age of Enlightenment topluluğunun
solisti olmuş. Halen lzmir Devlet
Operası'nm solisti. Bu îzmirli sanat-
çıyı IstanbuFdaki Aşk tksiri'nde bu
yıl bir kaç kez daha izleyebileceğiz.
Kendisüıı daha nice ünlü sahnelerde
ünlü rollerde görmeyi dileriz.
Cemal Reşit Rey kutlamaları
Önümüzdeki hafta, 25 Ekim Pa-
zartesi günü, öncü bestecimiz Cemal
Reşit Reyin 100. doğum günü. Os-
manlı'dan Cumhuriyet'e geçişin bir
simgesi olan, tstanbul için nice yapıt
besteleyen, ilk kez çoksesli müzik
dünyamızı kurumsallaş.tıran, yetiştir-
diği öğrenciler, yazdığı senfonik ya-
pıtlann yam sıra operetler, revüler ve
Onuncu Yıl Marşı'yla tarihimize ge-
çen Cemal Reşit Rey. Adını taşıyan
konser salonunda 'Deli Dolu' opere-
tiyle başlayan ve birkaç hafta sürecek
olan dizi etkinlikler düzenlenmiş.
Doğum günü gecesi 25 Ekim'de hem
Cemal Reşit Rey Salonu'nda, hem
de Boğaziçı Üniversitesi'nde anılı-
yor. Boğaziçi Ünıversıtesi Albert
Long Salonu'nda onun en yakın öğ-
rencisi Aydın Karlıbel. bestecinin
piyano yapıtlannı çalacak, Haldun
Dormen İÜ Konservatuvarı'ndaki
öğrencıleri revü ve operetlerinden
şarkılarla danslar sunacaklar. Şehir
Tiyatrolan'nda neredeyse kırk yıldır
aynı rolleri oynayan Suna Pekuysal,
Zihni Göktay, Funda Postacı'nın
da katılunıyla "Lüküs Hayat'tan dü-
etler seslendirilecek. 26 Ekim akşa-
mı Ankara Hacettepe Konservatuva-
rTnda Erol Erdinç yönetimindeki
orkestra, Hasan Tura'nın solistliğin-
de Andante Allegro'yu ve Hande
Dalkılıç ın solıstliğinde 'Kâtibim
Çeşitlemeleri'ni ve bestecinin geçen
yıl ük kez gün yüzüne çıkan 1. sen-
fonisini seslendirecek.
tDSO da gelecek haftaki programı-
nı Cemal Reşit'in ilk kez çalınacak
Bebek Senfonisi'ne ve Aydın Karlı-
bel ile Ertuğrul Sevsay'ın orkestra
düzenlemelerini gerçekleştirdikleri
yapıtlanna ayırmış.
www.evinilyasoglu.com
ZEYTİNBURNU 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
TAŞINMAZ MALIN SATIŞ İLANI
Sayı: 2003'933 Esas
Bir borçtan dolayı haczedilıp satılmasına karar venlen gayrimenkul malın:
Tapu kaydı ve yeri: Zeytinburnu, Merkezefendı Mah. 512 pafta, 3207 ada, 18
parsel sayılı 294.00 m2 mıktarlı arsa vasıflı taşınmazda tesıs edilmış kat ırtıfakı-
na gore 14 160 arsa paylı 1 nolu dükkânın 1 2 hissesi ile 9'160 arsa paylı 15 nu-
maralı daire ayn ayn satılacaktır.
lmar durumu 8 parsel 28 06 2000 TT.li İ'IOOO ölçekli iınar planında konut
alanında kalmaktadır
Hali hazır durumu: Zeytınburnu Seyıtnizam Mahallesi Seyitnizam Caddesi
G-5 Sokak No: 2-4 adresindeki binanın bodrum kat 1 nolu dükkân ile 4. katta 15
numaralı daıresı satılacak yerlerdır. 1 nolu dükkân. Tasdiklı projesınde apartman
girişı bınşığınden 3 mx3 m. ebatlı açık döşemeden göstenlen gınşı yennde ka-
patılıp ön cepheden ve trermardan giriş verilmiş olan ışyeri merdivenleri mozaik
kaplı hazır basamak. zemin karo mozaik kaplı, tavan ve duvarlar boyalı, kapı-
pencereler demır doğrama olup elektnğı. suyu mevcuttur. 15 nolu daire. Salon,
iki oda. mutfak, banyo. wc. hol ve balkon kısımlanm ıhtiva eden daırenın salon-
oda zemınlen ahşap parke. ıslak zemınler seramik kaplı. banyo ve wc duvarlan
tavana kadar seramık kaplı, kapı ve pencereler ahşap doğrama, kalonfer petekle-
ri ile dığer tesısatlar tamamlanmış olup, kalorıfer kombisı noksandır.
Kıymeti: 1. bodrum kat, 14/160 arsa payü, 232.00 m2 dükkânın 1/2 hisse-
sine 58. 000.000.000.- lira kıymetlnde: satış saati: 14.00-14.15, 15 nolu 4.N.
kat 9/160 arsa paylı 78.75 m~2 dairenin tamamı 55.000.000.000.- lira kıyme-
tinde satış saati: 14.30-14.45
Satış şartları:
1-1. Satış. 03.12.2004 günü yukarıda yazılı saatlerde Zeytinburnu 4. tcra
Müdürlüğü'nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin
edilen kıymetin yüzde 60'ına ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan ala-
caklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflannı geçmesi şartı ile
en çok arttırana ihale olunur. Böyle bir bedelle ahcı çıkmazsa, en çok arttı-
ranın taahhüdü baki kalmak kaydı ile 13.12.2004 günü aynı yer ve saatlerde
ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin yüz-
de 40'ını ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakhlar varsa alacak-
ları mecmuunu ve satış masrafları ile paylaştırma masraflannı geçmesi şar-
tı ile en çok arttırana ihale olunur.
2- Arttırmaya ıştırak edeceklenn. tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetin-
de pey akçesı veya bu miktar kadar mıllı bir bankanın teminat mektubunu ver-
meleri lazımdır. Satış, peşin para ıledır, ahcı ıstedığinde 10 günü geçmemek üze-
re mehil verilebilir. Damga pulu bedeli. tapu harç ve masraflan ile KDV alıcıya
aittir Taşınmazın aynından doğan bınkmış vergı borçlan ile gaynmenkul satış
vergisi ve tellaliye resmi satış bedelınden ödenecektir.
3- Ipotek sahibı alacaklılarla diğer ilgililerin (ilgililer tabirine irtifak hakkı sa-
hipleri de dahildir) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masra-
fa daır olan iddıalannı dayanağı belgeleri ile on beş gün ıçinde dairemize bildir-
melen lazımdır. Aksı takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşma-
dan hariç bırakılacaklardır.
4- Satış bedeli hemen veya verilen mühlet ıçinde yatırmamak suretiyle Lhale-
nin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefıllen teklıf edilen bedel ile son ihale
bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve a\Tica temerriit faizinden müte-
selsilen sorumlu olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet
kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bede-
linden alınacaktu-.
5- Şartname, ılan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık
olup masrafı venldığı takdirde ısteyen alıcıya bu- örneği göndenlebilir.
6- Satışa ıştırak edenlerin şartnameyı görmüş ve münderecatını kabul etmiş
sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2003/933 sayılı dosya numarası
ile müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur. 14.10.2004
Basm. 46890
Şirtatter için izsi programlar
H taıHöeesi oroırartan
IQTS FCEl
JAPON HALK DANSLARITOPLULUĞU
Eöirim Kalitemizden
Yildır
Hk Odün Vermedik
GLISH CENTRE
/ tST
KULTUR • SAHAT
21 EMn hf^mke R2 Ettü tma/23 EÜB Canıtesi ZT30/24 Ekim Pazar 16.00
KADIKÖY İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
TASFtYE TATİLİNİN İLANI
Dosya No-2004 15 İflas
Müflisin adı, soyadı ve ikametgâhı: Espace Menner Tunzm Inşaat Sanayı ve Ticaret
AŞ
Yukanda adı ve adresi yazılı müflisin masaya aıt hiçbır malı bulunmadığından Icra ve
Iflas Kanunu'nun 2P. maddesi uyannca tasfiyenin tatilıne karar verilmıştir. Işbu ilan ta-
rihinden itibaren 30 gün içinde alacaklılar tarafından gıden peşin verilerek iflasa müteal-
lik işlemin devamı ıstenmediği takdirde ıflasın kapatılacağı tebliğ ve ilan olunur.
14.10.2004 Basın: 46975
CEVİSEH ORKIHI0VI1N
YÖNETEN: KEMAL AYDOCAN
EMRG U U K l ' BAR1Ş tlLDII • ISIK îflHT
GSRA UtGUR • ÖREIl CRKAK • ALPAT KCMAL ATALAH
TOCAN ŞERIP Ö«it • HCSLtHAR KOUILI
E F E S Pilsen'in kültür ve sanata katkılan artarak sürecek.
Kikunokai
iki gösteri
sunacak
Kültür Servisi - Kikunokai Japon
Halk Dansları Topluluğu 1 Ka-
sım'da îstanbul, 5 Kasım'da Anka-
ra'da izleyiciyle buluşacak. Michiyo
Hata tarafından 1972 yılında kurulan
topluluğun ismi, Japonlarca ülkeleri-
nin sembolü sayılan kasımpatı (kri-
zantem) çiçeğinden (kiku) gelmekte-
dir. Japon Halk Danslan Topluluğu,
kuruluşundan bu yana. gelenekselleş-
miş klasik danslan temel almış, Japon
insanının yaşamı ve ruhunu anlatan
halk sanatlanyla harmanlamış ve bu
özgün kanşıma günümüze ait modern
tarzlan da ekleyerek eserler yaratmayı
sürdürmüştür. Kikunokai Japon Halk
Danslan Topluluğu'nda sahneleme,
farklı sanat dallannın bir bileşimini
ortaya koyarken mükemmelliği amaç-
lamakta, sayısız çalışmanın ürünü bir
dans, müzik, kostümler. ışıklandırma
ve dekor eşliğinde sahneye konulur-
ken bu dallardan her birinde, Japon
güzellik ve zarafet anlayışını hayata
geçirmektedir. Topluluk sinema ve te-
levizyon alanlannda da etkınliklerini
sürdürmekte. 1990 yılında ünlü Japon
yönetmen Akira Kurosava'nın
'Dreams' adlı fılminin koreografisi
de Kikunokai Japon Halk Danslan
Topluluğu tarafından yapılmıştı.
(www. biletvc.com)
GUZELİN ARDINDA
BERTAN ONARAN
G 7.5'lar Neden
Atatüpk'ten Böyle
Nefret Ediyor?
Bu yaz, Behram'da, Ayşe Meral'le eşi bizi kucak-
lamaya geldiklerinde, Kartal, delikanlı coşkusuyla
Kaynak Yayınlarinın büyük özenle bastığı>4tafürfc'ün
Bütün Eserleri'nden bir anı aktardı:
"Mustafa Kemal Anadolu'ya geçtikten sonra, or-
tada Osmanlı Devleti kalmamış, ordular cephelerde
eriyip gitmiş; yurdun dört biryanında ayaklanmalar
var; bunlardan birini bastırmak üzere, Çerkez Et-
hemV çağırtmış; Ankara 'da devlet başkanı gibi kar-
şılamışlaronu. Ismet Paşa ileyapılan pazariıklann ar-
dından uğurtanıri<en Inönü kulağına eğilip sonmuş:
-Böyle bir işe gihşmekten korkmuyor musunuz?
-Onun ordusu var, bizim de aklımız, diye karşılık
vermiş Mustafa Kemal."
Nitekim, ölümüne dek süren amansız bağımsız-
lık satrancında, bütün dünyanın sömürücülerini iş-
te o benzersiz akılla dıze getirdi; gerektiğinde şid-
detle, gerektiğinde barışla güzelim Anadolu halkı-
nın haklannı, özgürlüğünü, bağımsızlığını savundu;
yüzlerce yılın şımanklanna kabul ettirdı.
Insanın insanı sömürmesi, sanırım erkeğin kadı-
nı ve çocukları ezip sömürmeye başlamasıyla yer-
leşmiştir dünyamıza ama biliyorsunuz, daha sonra
insanlar arasından Beyazlar, özellikle de Avrupalı
Beyazlar bu konuda herkese taş çıkarttılar.
Hele gemilere binip el değmemiş toprakları yağ-
maya koşmaya başladıktan sonra işler daha azgın-
laştı besbelli: Gittikleri ülkelerdeki bütün zenginlik-
leri talan ettiler, uygarlıklan dağıttılar, insan, hayvan,
bitki bütün canlıların kökünü kazıdılar. Ve işin en
acıklı yanı, bu korkunç işleri insanlığın tarihi diye
okuttular bütün dünyaya, hâlâ okutuyorlar.
Şöyle azıcık durup bakarsanız, dünya tarihi bo-
yunca, bu edepsiz, acımasız yalana en kökten bi-
çimde karşı çıkanın Atatürk olduğunu koiayca gö-
rebilirsiniz; üstelik boş lafla değil, akla dayalı en et-
kili eylemle.
Bu yüzden, ulus ya da sınıf ayrımını temel alan,
kuramını da savaşımını da buna dayandıran bütün
adları, Marx'ı, Engels'i, Lenin'i, Mao'yu çoktan bir
yana bıraktılar, dahası bağışladılar, sömürü tarihle-
rinin onurlu köşelerıne oturttular, ama Avrupa ya da
Amerika'da bugün kim ağzını açsa Mustafa Ke-
mal'e ateş püskürüyor; dolarla ya da pohpohla sa-
tın alıp uşaklaştırdıklan eski yeni bütün yöneticile-
rimize alkışlarla kabul ettirdikleri anlaşmalarla bu
güzelim insanın adını da, öğretisini de hem belge-
lerden, hem belleklerden silmeye uğraşıyorlar.
Görünüşe göre, amaçlanna büyük öiçüde yaklaş-
tılar.
önlerinde bir tek Atatürk'ün ordusu kaldı engel
olarak.
Bu Ordu'nun başındakiler de, çözemediğim bir
nedenle Cumhuriyetimizin bütün temel direklerinin
birer birer testerelenmesine ses çıkarmıyoriar; da-
hası, standart düşünmeyi bırakın diye öğütler veri-
yorlar.
Hadi Doğu Perinçek, Çetin Yetkin falan başka
yerlerde yazıyorlar, ama Erol Manisalı her hafta iki
kez bu gazetede; ayrıca kucak dolusu kitabıyla
AB'nin bizi neden almayacağını, dönen dolaplan,
estirilen yalan yelini en ince aynntısıyla bıkıp usan-
madan yazıyor yıllardır.
Ama ne demişti Einstein? "Bir önyargıyı yıkmak,
atomu parçalamaktan daha zordur." O yüzden, ül-
ke elimizden çalınırken büyük çoğunluk bayramda.
Sevgili Ali Yüce'nin, yüce Atatürk'ün sevgi dolu
aklıyla geri alınan Hatay köylerindeki yiğit, soylu in-
sanlarımızın, o arada kendisinin öyküsünü anlattığı
Şeytanistan adlı romanında çok tatlı bir deyim var-
dır; halkımız, iyice çaresiz kalınca: "Karnıma birbı-
çak sokucam" dermiş.
Bana sorarsanız, bütün insanlık, tam bir şaşkın-
lık içinde karnına bıçak sokmuş, amansızca döndü-
rüyor.
Ve gelmiş geçmiş bütün yetenekli çocukları ara-
sında bu anlamsız, sonu belli gidişi durdurabilecek,
dahası tersine çevirip hepimizi esenliğe kavuştura-
bilecek, dünyamızı olması gerektiğı biçime, cenne-
te döndürebilecek yolu bulup göstermiş olana,
Mustafa Kemal Atatürk'e diş bilemeyi biraz daha
sürdürürse kan yitiminden can verecek.
sbonararv" hotmail/yahoo.com
Voyvoda Caddesi Toplantıları
• Kültür Servisi - Osmanlı Bankası Müzesi'nde
düzenlenen Voyvoda Caddesi Toplantıları
kapsamında devam eden 'Müzik ve Politika'
başlıklı toplantılann birincisinde, 1998 yıluıdan
bu yana Mimar Sinan Üniversitesı
Konservaruvan'nda doktora çalışmalannı
sürdüren ve müzik tarihi dersleri veren îlke
Boran, bugün 18.30'da, Beethoven'ın
yapıtlanndaki politik yansımalan irdeleyecek.
Müzik ve politikanın satır aralannın tartışılacağı
konferanslara katılım ücretsiz olacak.
Konferansta, Napolyon ve genel olarak
kahramanlık simgelerinin kuvvetle
gözlemlendiği, Beethoven'ın 1801-1812 yıllannı
kapsayan ikinci dönetn yapıtlan ele alınacak.
www.obmuze.com
Bugün
• CEMAL REŞİT REY KONSER
SALONU'nda 19.30'da Ali Ekber Muradi ve
Ulaş Özdemir konseri. (0 212 232 98 30)
• BABYTON'da 21.30'da tlhan Erşahin'den
'VVonderland' adlı konser. (0 212 292 73 68)
• ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde
20.00de tDOB'dan 'Carmina Burana' adlı
bale. (0 212 251 56 00)
M KADIKÖY HALK EĞİTİM
MERKEZlnde 20 OO'de Gürer Aykal
yönetimindeki Borusan Filarmoni Orkestrası
konseri. Solist: VVolfgang Boettcher
(vıyolonsel). (0 216 454 15 55)
• AKBANK KÜLTÜR SANAT
MERKEZİnde 19 OO'daTolunayTimuçin'ın
'Işte Öyle Bir Şey' adlı saydam gösterisi.
(0 212 252 35 00)
• TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR
MERKEZİ'nde 19.30'da Ömür Ceylan'ın
düzenlediği 'Klasik Türk Şüri Saati'.
(0 212 293 12 70)
• EDEBİYAT-KOOPta 20.30'da Ismet
Alıcı'nın Sopho sunumu. (0 212 244 01 03)