Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 2004 CUMARTE
HABERLER
DUNY4DA BUGÜN Üniversiteye girişteki katsayı problemini düz liseye geçişleri kolaylaştırarak aşmayı planlıyoj
ALİ SİRMEN
M. Aşık'ın Yanılgısı,
Gazetecinin İşlevi
Melih Aşık'ın "Açık Pencere'den 2000'li Yıllar"
adiı kitabının ikinci cildini, uzunca bir geziden dö-
nüşte bu hafta içinde gazetede buldum.
Melih'in 1982 yılında ilk kez Güneş Gazetesi'nde
'Arka Pencere' adıyla başlayan ve 1986'dan bu
yanada Milliyet'te '/4ç</rPencere'olarak süren sü-
tunundan seçmelerı ıçeren kıtabını, 'Açık Pence-
re'nin titiz bir izleyicisi olarak, bır nefeste okudum.
Şöyle düşünmek mümkün: "Bütün bunları daha
önce teker teker okuduğuna göre, şimdi yeniden
bir arada okumanın ne ilginç yanı olabilir ki?"
Hemen belirteyim ki, hiç de öyfe değil. Tam ter-
sine, hepsıni bildiğiniz olaylar ve uyarılar, bir araya
gelince bütünü oluşturuyorlar ve genel tabloyu, ta-
mamlanmış bır puzzle oyunu gibi daha net görebi-
liyorsunuz.
Melıh Aşık'ın Ercan Akyol'un enfes karitatürie-
ri, Fahrettin Fidan'ın araştırmacılığına eklenmiş
mizahının da katkısıyla oluşturduğu Açık Pencere,
küçük dokunuşlarfa haberleri veren, (afı uzatmayan,
uyarının içıne humoru da katan kendi içinde bir kü-
çük gazete.
Başarısı, bu niteliklerinin yanı sıra, haber ile yo-
rumu sıkmadan verirken, mizahm lezzetiyle mec-
zetmesinden kaynaklanıyor.
• • •
Çizgisinde titiz, mesleğine ve doğruya âşık, mes-
lektaşım Melıh Aşık, son ikinci kitabını, daha önce
Emre Kongar'ın da köşesine aldığı şu son sözle
bitiriyor:
"Sevgili Okur,
Bu kitabı yazarken, geçmiş yıllarda yazılmış ya-
zıları bır kez daha okumam gerekti. Okudum... Ve
bir kez daha gördüm ki, Türkiye'de Körfez Depre-
mi hariç hiçbir şey aniden ve habersiz meydana
gelmemiş. Halkın felaketine yol açan bütün geliş-
meler öncedenyazılmış, haberverilmiş... Perşem-
benin gelişi çarşambadan belliymiş, ama önem-
senmemiş, umursanmamış. Kâh cehaletten, kâh
ufak tekef çıkar umutlan yüzûnden...
Nâzım 'ın o dosdoğru cümlesiyle altını çizelim bu
kitabın:
'Kabahatin bırazı da sende be kardeşim'..."
Bu bölümü okuyunca Melih Aşık'ın bir yanılgısı-
nı yakaladığım için çok sevindim.
Eh ne de olsa biz gazeteciler, birbirimizi hem se-
veriz, hem de başanlanndan dolayı bıraz kıskanı-
nzya!...
Aslında, Istanbul ve Marmara Bölgesi, Kuzey
Anadolu Fayı ve uzantılan konusunda yıllardır, uya-
nlıyordu, incelemeteryayımlanıyor, "Aman dikkatha!"
diyen yazılar çıkıyordu. Kısacası o deprem de ha-
bersiz olmamıştı.
• • •
Ama bu küçük aynntı bir yana bırakılırsa, Melih
Aşık tepeden tırnağa haklıydı. Hele hele, kitabın
son tümcesi olan, Nâzım'ın "Kabahatin birazı da
senin be kardeşim" dızesinı yazarken...
Sanınm Melih Aşık'ın kitabı ve son sözü gazete-
cinin, gazeteci - yazann işlevini de gözler önüne net
bir biçimde seriyor.
O haberi vermek, nelerın lyi gitmediğini belirt-
mek, uyanlannı yapmak zorunda, iktidara da, hal-
ka da yalakalık etmeden...
Enformasyonu iletmek ve uyanyı yapmak. Jşte ga-
zetecinin işlevi; dezenformasyonu yaymak ve ya-
lakasyonla iktidarile halkı yağlamak, popülizmle kit-
leleri uyuşturmak değil.
Ama sebep - sonuç ilişkisini bir türlü algılayama-
yan ve her şey karşısında "Bişşiy olmaz be abiii!"
diye omuz silken, uyarılacak yerde uyuşturulmayı
yeğleyen insanlann toplumunda bu tür gazetecilik
güçtür. Hem "Bizi haksız eleştiriyorsun!" diye er-
kin tepkisini çeker, hem de "Içimizi karartıyorsun
be kardeşim!" diye halkın.
Bu tür gazetecinin bir bahtsızlığı daha vardır,
Nasrettin Hoca'nın öyküsünde olduğu gibi. Hani
Nasrettin Hoca bindiğı dalı kesen adama "Düşe-
ceksin!" dediğinde, gariban düştükten sonra pe-
şinden koşup sorar ya, "Düşeceğimi bildiğine gö-
re, ne zaman öleceğimi de bil Hoca" diye; uyanyı
yapan gazeteciye de "Hep eleştiriyorsun, barina-
sıl kurtulacağımızı da söyle!" derler hep. Sanki söy-
lese dinleyeceklermiş gibi.
Gazetecinin işlevi, sihirii kurtuluş reçeteleri sun-
mak değildir. Zaten öyle bir reçete de yoktur.
Gazeteci kurtancı değil, uyancıdır. Uyarı da, kur-
tuluşa giden reçetedir, ama onun toplumun ortak
aklıyla biıieştirilip, ortaklaşa çözüm yolları aranma-
sı için seferber olunması koşuluyla.
Evet uyanyı yapana kızmayalım, aynca kurtarıcı-
yı da onda değil, ortak aklımızda arayalım.
Görüyorsunuz, yine Nâzım'ın ünlü dizesine gel-
dik çattık: "Kabahatin birazı da sende be karde-
şim. "
asirmen® cumhuriyet.com.tr
Katfedilişinin 14. yılı
Demokrosisavunucusu
Bahriye Uçokanıltyor
ANKARA
(Cumhurijet
Bürosu) - De-
mokrasi, cum-
huriyet ve ay-
dınlanmamüca-
delesinin yılmaz
savunucusu
Prof. Dr. BahriyeÜçok,
katledilişinin 14. yıJdö-
nümünde 6 Ekim günü
Karşıyaka Mezarlı-
ğındaki mezan başın-
da anılacak.
ADD Genel Sekrete-
ri Hüseyin Emre AJü-
nışıkyaptığı yazılı açık-
lamada, Üçok'un verdi-
ği mücadelelerle hâlâ
yaşadığını kaydetti.
Üçok suikastının
ADD'nin Kurucu Ge-
nel Başkanı Prof. Dr.
Muammer Aksoy ile
başlayan "Atatürkçü ay-
dın katliamı"
zincirinin hal-
kalaruıdan bi-
ri olduğnnu
belirten Altını-
şık, şunlan
kaydetti:
"Bahriye
Üçok suikasö, ne yazık
ki halen aydınlaalma-
mış, katil zanltlannın
arkasındaldgüçler top-
luma söyjenmemiştir.
Bahriye Üçok suikastı
aydınlaülabilseydi.
Munıcu ve Kışlalı gibi
diğer aydın kattiamJan
engeffleneb9ecektL Bah-
riyeÜçok,Atatürk Dev-
rimi'nin yeöştirdiği unu-
tulnıaz. örnek bilim ka-
dmıdır. Çağdışı,yobazve
karaniıkgüçlerin hede-
fî halinegefaneside bun-
dandır."
Çelik'in tek gündemi imamhatipBÜLENTSARIOĞLÜ
ANKARA - Üniversiteye giriş sı-
navında imam hatıp liselerüıe katsa-
yı eşithğı sağlayamayan hükümet, bu
okullardan düz liseye geçiş olanağı
sağlamak için hazırİık yapıyor.
Müli Eğitım Bakanı HüseyinÇeHk,
partisinin Kızılcahamam toplanhsın-
da imam hatıp lıseleriyle ilgilı çalış-
manın işarehni verdi. Milletvekille-
ri, üniversiteye giriş sınavuıda puan-
lan düşük katsayıyla çarpılan imam
hatip öğrencileri için nasıl bir düzen-
leme yapılacağı konusunda bakana
• İmam hatip mezunlanna üniversiteye giriş smavında katsayı eşitliği getiren düzenlemeyi
kamuoyundan ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen tepkiler üzerine geri çeken hükümet, yeni
bir hazırlık içinde. Milli Eğitim Bakanı Çelik, imam-hatip okullanndan düz liselere geçişe olanak
tanımak için hazırlık yaptıklannı bildirdi.
yoğun soru yöneltti. Alınan bilgiye gö- nntısuıa girmeyen Milli Eğitim Ba- kamuoyundan ve Genelkurmay Baş-
re Çelik, imam haüp öğrencilerinin düz
liselere geçişine olanak sağlamaya
dönük bır düzenlemeye öncelik vere-
cekleruu bildirdi. Lıse bırinci sınıfta
tüm meslek liselerinden düz liselere
geçış olanağı buiunurken imam ha-
tiplere bu hakkın tanınmadığını be-
lirten Çelik'in "Ortadaeşitsizlikvar"
dediğı öğrenildi. DüzenJemenin ay-
kanı' nm "Yeni dönemdeilk işimiz bu
olacak Düzeftmek için uğraşıyoruz"
dediği öğrenıldi. AKP mılletvekille-
ri. bakaniığın çahşmasının yalnız li-
se 1 değil, üst sınıflar için de "geçiş
hakkT tanımasını istiyor.
Hükümet, imam hatip mezunlan-
na üniversiteye giriş sınavmda kat-
sayı eşitliği getiren düzenlemeyi ise
kaniığı'ndan gelen tepkiler üzerine
geri çekmişti.
Kampta milletvekilleri "sorguya
çektiJderi'' bakanJara. ağırlıkla "öğ-
reünen,imam,ebe-henışireaçığıveiş-
sizfik" konulannda yakındu'ar. Millet-
vekillerinin en çok soru yöneltn'ği ba-
kan Çelik oldu. Çelik, öğretmen açı-
ğınnı "vTeldlöğreönenlik''uygulama-
sıyla kapatdmaya çalışıldığını, kay
nak sorunu için Mahye Bakanhğı 'yh
görûşmenin sürdüğünü bıldirdı. Açı-
ğı tamamen kapatmanın olanaklı ol-
madığını belirten Çelik'in "MaaJesel
devletin imkânlan bu kadar. Ama di-
ğer tarafta dengesizük de \ar. Meslek
okuHannda 20 binin üzerinde öğret-
men faziaiığı bulunuyor9
dediğı öğ-
renildi. Çelik, tayin ve atamalar ko-
nusunda ise mıllerv ekillerinin istem-
lerine "Tayinferbilgisa>arla,puan du-
rumuna göre vapıbyor. Buoda yapa-
cak bir se\im yok. Bunun için kapum
çaJmayuı'' sözleriyle karşı çıktı.
'Yolsuzluk
ayyuka
çıktı
9
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel'
Başkan Yardımcısı
EşrefErdem, dün CHP
Genel Merkezı 'nde
düzeniedığı basın
toplantısuıda, önceki
gün yapılan Merkez
Yönetim Kurulu
(MYK) toplantısında
dile getirilen
değerl endirmelere
ilişkin bilgi verdi. Milli
Eğitim Bakanlığı
ihalelerindeki yolsuzluk
iddialannın "ayyuka
çıköğmı" belirten
Erdem, en düşük teklifi
verene ihale
\erileceğine, bunun tam
tersinin yapıldığuıı öne
sürdü. Eşref Erdem,
ıddıalan ciddi olarak
izlediklerini
vurgulayarak
hükümerin bu konuda
gerekenleri yapmaması
durumunda, TBMM'de
gensoruya vanncaya
kadar tüm denerim
yollannı
zorlayacaklaruıı
bildirdi.
'Zebiıiiaükyüklü
gemi çıkanlsm'
Erdem, Iskenderun
Lımanı'nda batan
zehirli ahk yüklü
gemiyle ilgili olarak
yerinde incelemelerde
bulunun dört CHP
millen ekilinın bır ön
rapor hazırladıklannı
kaydetti. Gemideki
madde nedeniyle
Iskenderun Körfezi'nin
ciddi bir tehlike altında
olduğunu ve bu olaydan
balıkçılığın olumsuz
etkilendiğinı anlatan
Erdem, geminin
çıkanhnası için 1
milyon dolar gerektiğini
bildirdi. "O körfezden
çıkan balık ve deniz
üriinJerini tdmse
ahnr>or. -Ahşveriş
merkezlerindeki bahk
reyonlanna 'Iskenderun
baüğı satılrruyor' diye
levhalar konuhnuş"
dıyen Erdem,
hükümetin bir an önce
geminin çıkanlmasını
sağlaması gerektiğini
bildirdi.
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN
t 4
Veliler: Cörevden alınsın
Laiklikkarşıtı
müdüretepki
Atılım gazetesi muhabirinin davası karara bağlandı
Polislere işkenceden mahkûmiyet
ANKARA (CumburiyetBürosu)
- Atılım Gazetesi Muhabiri Şenol
Gürkana terörle mücadele şubesin-
de, gözaltına almdığı 2001 yıluıda
işkence yaptıklan gerekçesiyle 4
polismemuru 1 yıl 1 ay 10'argün
ağır hapis cezasına çarptunldı. Ay-
nı davadan 4 kişi ise beraat etti.
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde görülen davanın karar du-
ruşmasına 5 sanık ve avukatlany-
la müdahil avukatlar katıldı. Cum-
huriyet Sa\cısı Hüsevin YaJçın, ge-
çen duruşmada verdiğı ve polis me-
murlan Güral Ayhan, Ahmet Ho-
roz, Atanur Arslan \ e Teldn Taşb-
ova'nın "efradakarşı körümuame-
le" gerekçesiyle cezalandınlmala-
nnı, Komiser Yardımcısı Murat De-
deoğiu, Recep Comart, Rıfat Doğ-
ru v e Erdal Şimşek'ın beraatına ka-
rar verihnesine ihşkin mütalaasını
yineledi.
Müdahil avoıkatı ElvanOIkun da
esas hakkındaki iddiasında, Yargı-
tay kararlanna göre sanıklann ey-
lemlennin "işkence" suçu kapsa-
nuna girdiğini söyledi. Olkun, sa-
nıklann tümünün cezalandınhnası-
nı ve indirinılerden yararlandınl-
mamasını istedi.
Mahkeme heyeti, polis memur-
lan Ayhan. Horoz, Arslan ve Taş-
hova'yı "cüriimü soyieönekiçin iş-
kenceyapmak'" suçunu ışledikleri-
nin sabit olduğu \ e suçun işleruş bi-
çimine göre birer yıl ağır hapis ce-
zasına çarptırdı. Heyet, Dedeoğlu,
Comart, Doğru v e Şunşek hakkın-
da ise suçu işlediklenne dair kesuı
ve inandıncı delil olmadığı gerek-
çesiyle beraat karan \erdi.
ERDOĞANERİŞEN
ORDU-GiresunHur-
şit Bozdağ Anadolu Gü-
zel SanatlarLisesı"nde la-
ikJik karşıtı uygulamalar,
huzursuzluğa yol açıyor.
Çocuklannm psikolojik
sorunlaryaşamaya başla-
dığını belirten veliler, Gi-
resun Valiliği'ne başvu-
rarak okul müdürünün gö-
revinden ahnmasını iste-
diler. Veliler, Harun Yan-
yanın "Evrim TeorisTyle
ilgili kitaplannı okutan,
\ideolannı izleten beden
eğirimi öğretmeni Cüneyt
Şipal'dan da şikâyetçı ol-
dular.
Giresun Hurşit Bozdağ
Anadolu Güzel Sanatlar
Lısesi'ne, velılere her ko-
nuşmasında sık sık "ha-
cı" oldugunu anımsatan
\ e "KendBkadromu kura-
cağım" diyen ArifÇetin-
kaya'nın müdür olarak
atanmasının ardından
okulda önce öğrermenler
arasmda sendika sıkmtı-
sı yaşandı. Okulun tek
Eğitim-Sen üyesi olan
müzik öğretmeni Murat
Ergin'i Türk Eğitim-
Sen'e geçmesi konusun-
da sıkça uyaran Çetınka-
ya'nın, daha sonra müzik
derslerine müdahale et-
meye başladığı ileri sü-
rüldü. Müzik dersi sıra-
sında sık sık smıfa giren
Çetinkaya'nın "Namaz
küacağun" diyerek dersi
durdurduğu kaydedildi.
Okulda başlayan huzur-
suzluğun öğrencilere yan-
sıdığını belirten bazı ve-
lıler, Çetinkaya'nın gö-
revden alınması için 25
imzalı dilekçe ile Gire-
sun Valılığı'ne başMirdu-
lar. Veliler dilekçelerin-
de, Çetinkaya'nın müdür
olarak atanmasından son-
ra çocuklannda belirgin
bir şekilde okuldan soğu-
ma ve derslerinde gerile-
me olduğunu kaydettiler.
Öğrenci velileri şikâyet
dilekçelennde. okulun be-
den eğitimi öğretmeni Cü-
nev1 Şipal'ın kız öğrencı-
lere yakışıksız davranış-
larda bulunduğunu. bazı
erkek ögrencilerin evinde
kaldığuıı \ e toplu namaz
kıldırdığını da ilerı sür-
düler. Veliler, beden eği-
timi derslerinde öğrenci-
lere Harun Yahya'nın
"Evrim Teorisi" konulu
kitaplannı okuyan, video
kasetler izleten Şipal 'dan
şikâyetçi oldular.
Dılekçelerine yanıt ala-
mayan v eliler daha sonra
toplu olarak Giresun Va-
li Vekilı Ömer Kara-
man'a giderek okulda ya-
şananlara müdahale edil-
mesini ıstediler Veüler,^
aydırçocukianmızmgete-
ceğini kurtarnıava çahşı-
yoruz, ama hiçbir sonuç
aJanmoruz" dedıler.
Ceza İnfaz Yasa Tasansı'nı protesto eylemi
'Tecrite ve tek tipe hayır'
Tecrit ve Yeni Ceza İnfaz Yasa
Tasansı Karşıtı Birük üyeieri, AKP
hükümerjnin tasan ile tek tip insan
varatmak istedigini ifade ederek
"Tecrite, tek tipe. zoria çabştırmaya
hayır" dediler. AKP Fatihflçebûıası
önünde bir araya gelen ve eflerinde
"Tek tip elbise gjymeyeceğjz",
"Devrimd tutsaldar onurumuzdur"
yazılı dövizkr taşıyan grup, tasannm
tutukhı ve hükümJülerin siyasi
knnfiğini yok etme>i amaçladığını
savunarak geri çekilmesini istedi
Burada bir açıklama yapan Seza
Mishoroz, siyasi tutukhı ve
hükümlülerin örgütlüMklerini
parçalamaya ve bu parçalanan
güçferi tesBm almaya dönük olan
tasanya karşı tüm devrimci,
demokrat ve duyariı kişi ve
kurumlan tavır almaya çağınn.
AKP'nin tasan ile toplumun e/ilen
kesimkrine dönük yeni bir salduı
dalgası başlatüğmı soyieyen
Mishoroz, cezaevierinde
uygıuanacak ağır disipün
cezalarmm da önünün açıldığuu
ifade etti. Açıklamanm ardından
"Analann öfkesi katiDeri boğacak",
"Yaşasın devrimci da\r
anışman
sloganian atan grup, olaysız bir
şekilde dağıldı. (HİLAL KÖSE)
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Bir uluslararası toplantı için Gürcis-
tan'ın başkenti Tiflis'teyiz. UNES-
CO'nun, Gürcistan Patriği Aziz II.
llia'nın ve Gürcistan Devlet Başkanı Sa-
akaşvüi'nin desteğiyle yapMİan bu sem-
pozyumun konusu, "Medeniyetler
Arası Diyalog". Türkiye'den konuş-
macı olarak Profesör Büşra Ersanlı
ve Profesör llber Ortaylı'nın katıldığı
konferansın en ilginç bölümlerinden
birisi Gürcistan'ın 38 yaşındaki genç
Devlet Başkanı Miheil Saakaşvili'yi
dinlemek oldu.
Toplantının ilginç simalanndan biri-
si de Gürcistan'ın, Fransız yurttaşı
olan kadın Dşişleri Bakanı SalomeZu-
rabşivili'ydi. Zurabişvili, Trflis'te Fran-
sız büyükelçisiyken, bir halk hareke-
tiyle Şevardnadze'yi devirip yerine
geçen Saakaşvili'nin teklifini kabul
ederek Gürcistan vatandaşlığını da
kabul etmiş ve Dışişleri Bakanı olmuş-
tu.
Saakaşvili, genç, yakışıklı ve sem-
patik bir devlet başkanı. Eski Sovyet-
ler'den kalan geleneksel kültürün ta-
mamen dışında bir Batılı kültürle ye-
Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili
tişmiş. Gürcistan'ın Sovyetler'den ay-
nlmasıyla birtikte yaşamlannın iyileş-
mesini bekleyen Gürcüler, 11 yıllıkŞe-
vardnadze döneminde umduklarını
bulamayınca, bu genç politikacının
destekçisi haline gelmişler. Gürcis-
tan, daha düne kadar bir yolsuzluklar
ülkesi olarak anılıyordu. Saakaşvili ve
arkadaşlan, öncelikle bu yolsuzlukla-
nn üzerine gidiyorlar. Birçok eski bü-
rokratı değiştiriyorlar, adı büyük yol-
suzluklara kanşanları da tutuklatıyor-
lar.
Gürcistan'da şimdi umut dönemi.
Yaşamının önemli bir kısmını ABD ve
Avrupa'da geçiren bu genç cumhur-
başkanı ve onunla birlikte yönetime ge-
len genç siyasetçilerden ve idareciler-
den çok şeyler bekliyorlar. Onlan göz-
lüyorlar. Onceki gün Saakaşvili'yi din-
lemek ve kendisini daha yakından iz-
lemek ve konuşmak olanağı bulduk.
Gürcüler ona büyük bir sempatiyle
yaklaşıyorlar. Saakaşvili, konuşmala-
nnda yeni ve umut veren bir Gürcis-
tan imajı çizmeye çalışıyor. Etnik ça-
t/şmalar nedeniyle ülkeyi terk eden-
lerin geri döndüğünü söyfüyor. Mede-
niyetler arası diyalog toplantısını açar-
ken yaptığı konuşmada şu noktalara
vurgu yaptı: "Gürcistan dinler arası
problemlehn olmadığı nadir ülkeler-
den. Ortodoks Kilisesi'nin Gürcis-
tan 'ın gelişmesinden önemli bir rolü
oldu. Komşumuz olan ülkelerle hiç-
birciddisorunumuzbulunmuyor. Gür-
cistan'da var olan etnik çatışmalann
kaynağında ise daha çok siyasi he-
saplar rol oynuyor,"
Bu toplantı için Türkiye'den gelen
bizlere ise şunlan söyledi: "Türkiye
değişikdinlerinbir aradayaşaması ko-
nusunda çok büyük bir örnek. Türki-
ye Gürcistan arasındaki ilişkiler çok
iyibir düzeyde. Sovyetler'in dağılma-
sından sonrakizor günlerimizde Tür-
kiye'nin çok yardımını gördük. Türki-
ye 'nin Avrupa Biriiği'ne üye olmasısü-
recinidikkatle izliyoruz ve Türkiye'nin
Avrupa'ya katkılan olacağına inanıyo-
ruz. Ekim raporunu merakla bekliyo-
rum. Olumlu olacağını sanıyorum.
Türkiye gibi biz de kendimiziAvrupa
küKürününbir parçası olarakkabul edi-
yoruz. Gürcistan 'ın da Tünkiye ile bir-
likteAB üyesi olacağına inanıyoruz."
Gürcistan'ın ilginç kadın Dışişleri
Bakanı Zurabişvili'nin konuşmasının
en dikkat çekici olan yanlanndan bi-
risi topraklannda art/k Rus askerferi-
ni istemediklerini açık açık belirtme-
siydi: "Rusya ile çok eski ve köklü bir
dostluğumuz bulunuyor. Bu dostlu-
ğumuzu sonsuza kadar sürdürmek-
ten yanayız. Ancak Rus ordu birlikle-
rinin dünyanın bugünkü ortamında
Gürcistan'da bulunmasının biranla-
mı kalmadı. Gitmesinden yanayız."
Gürcistan'ın çok etnili, çokkültürfü
yapısı; değişik sorunlara neden olur-
ken aynı zamanda bir kültürfer moza-
iği olarak çoksesliliğe de zemin hazır-
lıyor. Saakaşvili, "Bizdebütün kültür-
ler ve etnikgruplarkendidillerinde eği-
tim yapabiliyorlar. Türkler, Kürtler,
Azeriler, Ermeniler, Abhazlar bu ola-
naklan kullanıyoriar"derken bu yapı-
ya dikkat çekiyordu.
Tiflis, fttıhat Terakki'nin önderterin-
den Cemal Paşa'nın Ermeniler tara-
fından öldürüldügü kent. Bizim tarihi-
miz açısından böylesine ilginç birola-
ya da tanıkJık etmişti.
Şimdi bu eski kentin sokaklannda
dolaşıyoruz. Sovyetlerin dağılmasın-
dan bu yana yönünü artık tamamen
Batı'ya dönmüş bu ülkenin başkenti,
kendini yenilemeye çalışıyor. Iç çatış-
malardan, güvensiz ortamdan çıkma-
ya gayret ediyor.
Gece sokağa çıktık, ellerinde Dina-
mo Tiflis futbol takımının bayraklany-
la sokaklara dökülmüş gösteri yapan
Tifiislilerle karşılaştık. Dinamo Tiflis,
UEFA Kupası'nda tur atlamıştı. Sa-
akaşvili konuşmasında spordaki son
başanlannı da bir umut olarak ifade et-
ti. Dinamo Tiflis'in başansını vurgula-
mayı da ihmal etmedi.