Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12EKİM2004SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
IHazır gıda imalatçılannın kızartma yağlannı defalarca kullanmalan insan sağlığını tehdit ediyor
Açgözlüler kansersatıyorANKARA (ANKA) -
Sağlık Bakanlığı'nın Is-
tanb*ul'daki gıda işyerlerinde yap-
tığı denetim: kızartma yağlan-
nın. defalarca yeniden kullanıl-
dığı ıçin kanserojen özellik ka-
zanarak insan sağlığı için bü-
yükc tehlike oluşturduğunu orta-
ya koydu. Sağlık Bakanlığı, Istan-
bul'da 118 gıda işyerinde incele-
melerde bulundu.
Efcakanhk, gıda işyerlerinin yüz-
de 80'inin, insan sağ-
lığı açısından 3 de-
fadan fazla kulla-
nılmaması gereken
kızartma yağlannı,
20"den de fazla kez kullandı-
Sağlık Bakanlığı'nın, îstanbul'daki 118 gıda işyerinde yaptığı
denetim, yeniden kullanılan kızartma yağlannın insan sağlığı
üzerinde büyük risk oluşturduğunu ortaya koydu. Uzmanlar,
imalatçılar tarafindan defalarca kullanılan yağlann kansere
davetiye çıkardığına dikkat çekıyor.
ğını ortaya çıkardı. Uzmanlara göre, aynı
yağın 3 kezden fazla kullanılması, kanse-
rojen etkilerin ortaya çıkmasına yol açıyor.
Bakanlığın araştırmasına göre, halk sağ-
lığının tehlikeye atılması bununla da bit-
miyor. Defalarca kullanılan yağlar topla-
nıp sahşa sunuluyor.
Bu yağlan alan ruhsatsız işyeri sahiple-
ri, "merdiven alü" işyerlerinde yağlan iş-
lemden geçiriyor. süzdürüyor ve rengini
açarak gecekondu mahallelerinde ucuz fı-
yata satıyor. Aynca, bu yağlan alan bazı
işyerleri çikolata yapımını da yanmış yağ-
larla gerçekJeştiriyor. Işlemden geçirilen
kullanılmış yağlar, sabun yağıyla birleş-
tirilip, kakao eklenerek çikolata yapılıyor.
İKİNCİ DERECE KANSEROJEN
Sağlık Bakanlığı kanser Savaş Daire
Başkanı Murat Tuncer. ihbar üzerine ha-
rekete geçerek bu incelemeyi yaptıklan-
nı ve konuyu yakından izlediklerini kay-
detti. ll sağlık müdürlükleri ve gıdalann
denetiminden sonımlu olan Tanm ve Kö-
Yetis telefonlara çıkmadı'
Biliııı
kaduurun
öfkesi
Avrupa'da tanınmış bilim
adarnlanndan oluşan bilim
kuruluna davet edilen Prof. Dr.
Semra Tuncel'in kurulun karar
organlannda yer alabilmesi için
TUBİTAK tarafindan karşılanması
gereken 10 bin dolar ödenınedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ODTÜ
Kimya Bölümü ögretim üyesi Prof. Dr. Sem-
ra Tuncel, bir süre önce Avrupa'dan tanınmış
bilim adamlannın da yer aldığı bilim kurulu-
na davet edıldı. Ancak, Avrupa çapındaki çe-
şitli bilimsel kongre ve çalıştaylan destekle-
yen, doktora öncesi ve sonrasında burslar ve-
ren kurulun karar organında yer alabilmesi
için TÜBlTAK'tan 10 bin dolar ücret istendi.
TÜBİTAK'ın gerekli girişimlerde bulunma-
ması üzerine kurul bu kez de Tuncel'ı uyardı.
Tuncel, bunun üzerine TÜBÎTAK'a başvura-
rak konuyla ılgilenilmesini istedi. Ancak
başvurusunun üzerinden aylar geçmesine
karşın Tuncel'e herhangi bır yanıt verilmedi.
Çahşmalannı sürdüren Tuncel, Türkıye'de
"Hava Kirtüiği ve Yanma" konulu konferans
düzenlemeye karar verdi. Konferans için No-
bel ödüllü Prof. Mario Motina ve Prof. Paul
Crutzen'i Türkiye'ye davet eden Tuncel'in
bu projesine de TÜBlTAK'tan destek gelme-
di. Prof. Tuncel, TÜBtTAK Başkanvekili
Nüket Yetiş'in şimdiye kadar hiçbır telefonu-
na yanıt vermediğını belırterek "Bana 10 bin
dolar verselerdi belki bunun ülkeye yüz bin-
lerce doiarhk getirisi olacakn" dedi.
'BîLIME ÖNEM VERMIYORLAR
1
Yetiş'in daha çok sanayi ağırlıklı çalışmalara
destek verdiğini ve bilimi ihmal ettiğini anla-
tan Tuncel, "Ben Yetiş'in, TÜBİTAK Başkan-
hğı için yetkin bir insan oimadığmı düşünüyo-
rum. İnsanlann bu tip görevieri yapabilmeİeri
için bazı özverUerde bulunmalan gerekir" de-
dı. Yetiş ise konuyla ilgilı olarak Cumhurih
yet'e yaptığı açıklamada, kendi dönemlerin-
de fonlamaya ayırdıklan bütçeyi 3 katına çı-
kardıklanru söyledi. Yetiş, "Teküfler, araşor-
ma gruplanna gider ve buradaki hakemler
aracıhğryla değerlendirmeye alınır. Projelerin
desteklenip desteklenmeyeceğine gruplarmuz
karar verir" dedı. Bilimsel toplantılar ıçin de
aynı prosedürlerin geçerli olduğunu anlatan
Yetiş, Prof. Tuncel'in kendisiyle görüşeme-
rnekten yakınmasına da "TÜBİTÂK büyük
hr kunduş. Bu nedenk beni arayanlara geç
dönebiliyorum. Ancak, hocamızm beni ara-
nasına bile gerekyoktu" yanıtını verdi.
Emzirme eğitimi ilgi görmedi
Bolu'nun Mudurnu ilçesinde Sağhk Grup Başkanhgı'nın, ilçedeki annekre yönetik
verdiği emzirme eğtömine sadece 3 kişi kaükb. Dumlupınar Üköğretim Okulu'nda
emzirme eğitimi veren Mudurnu Sağtak Grup Başkanı Dr. Faruk Karsh, 5 bin kişinin
yaşadığı Mudurnu'da bir hafta boyunca vapılacak eğitimin duyuruhnasına karşın
egitime sadece 3 annenin kaülmasınuı bu konuda insanlann bilinçsizliğini gösterdiğini
ifade etti. Eğitime kaülan anneler ise "Oğrendikkrimizi diğer annelere anlatacağız.
Oğrendiğimiz şeyleri anlatmca gelmediklerine pişman olacaklar" dediler. (Fotoğraf: AA)
Cerrahi müdahalelerde başan oranı yüzde yüze yakın
OmıırgaeğriBghıe dikkat
VURALAHI
Tıp dılinde "Skolyoz" has-
talığı adını alan omurganın sol
ya da sağ yana doğru eğrilik
durumu genellikle çocukluk
çağında oluşuyor. Omurga eğ-
riliklerin birçoğu da bel ağn-
sı yapmayan, sürekli gözlem
dışında müdahale gerektirme-
yen tipi oluyor.
Birçok omurga eğriliği tipi-
nin nedeninin bilinmediğini
söyleyen tÜ Tıp Fakültesi Or-
topedi Bölümü Başkanı Prof.
Dr. Azmi Hamzaoğhı, omur-
ga eğriliklerinin daha çok alt
ya da üst omurga bölümünde
olduğunu, çok yaygın olma-
yanmdaysa omurganın orta
bölümünde eğriliklerin gö-
rüldüğünü belirterek bu konu-
Kac dereceden sonra tehlikeli?
enelde 60 derecenin üzerindeki toraks denilen
vJgöğüs kafesindeki eğriliklerde aktiğerler, eğrihide
bhükte göğüs boşiuğu içinde yer değişürdiği için
akriğerierin çabşma kapasitesinde bir azalma oluyor.
Onun için 60-70 derece üzerindeki eğriükler solunum
işleviermi bozabflmesi açısından önem taşıyor.
da şu bilgileri verdi:
"Omurga eğriliklerinin biü-
nen 50'den fazla nedeni buhı-
nuyor. Bunlar hastabğm yüz-
de20'sini oluşturuyor. Bu ara-
da genetik faktörlere bağlı
omurga eğriliklerinin yüzde
80'ini ohışturan otgulann ne-
deni bilinmiyor. Omurga eğ-
rüklerindehastanınçokdüzen-
ü izlenmesi şartün."
Bir omurga eğriliği bulunan
hasta doktora hangi durumda,
kaç eğrilik derecesinde gehyor,
kalp veya böbrek rahatsızlığı
var mı. bütün bunlann hepsi te-
daviyi etkileyen faktörler. Prof.
Dr. Azmi Hamzaoğlu'na gö-
re organ sorunlan olmayan,
yalnızca eğriliği olan bir has-
ta cerrah tarafindan ameliyat
yapıldığı zaman hemen he-
men yüzde 95 ile 98 arasında
sağlığına kavuşuyor.
yişleri Bakanlığı'nı konu hakkında uyar-
dıklannı bildiren Tuncer, "Noter aracın-
ğıyla özeDikle fast-food yapan gıda işyeıie-
rini gezeceğiz" dıye konuştu.
Ön çahşmanın şimdilik tstanbul'da ya-
pıldığını belirten Murat Tuncer, yapılan de-
netimlerde kızartma yağlannın kararana
kadar kullanıldığını tespit ettiklerini bil-
dirdi.
Murat Tuncer, "Bizlazartmayağlarmın
en fazla 3 defa kullanılabibnesine izin ve-
riyoruz. Ancak. işyerleri bunu kararana ka-
dar kullanıyor. Yanmış yağlar ikinci dere-
ce kanserojen" diye konuştu.
Tuncer, süzdürülerek işlemden geçirilen
ve gecekondu mahallelerinde satılan yağ-
lan alanlann ucuz olduğu için ihbarda bu-
lunmadığını söyledi.
Beyaz önlük Davası'
'Dünyanm
engüzel
suçhıları'
W T Terkese eşit, ücretsiz sağlık
A±ve iş güvencesi" talebiyle
yaptıklan eylemler sonrası
haklannda dava açılan 85 sağlık
emekçisinin ilk duruşması yann
görülecek. Çeşitli sivil toplum
örgütleri açılan davayı protesto etti.
Istanbul Haber Servisi - DİSK, KESK,
Türk Tabipleri Birhği (TTB) ve Diş
Hekimleri Birliği'nin de aralannda
bulunduğu çeşitli sivil toplum örgütleri,
"Herkese eşit, ücretsiz sağhk ve iş
güvencesi" talebiyle yaptıklan eylemler
sonrası, 85 kişi hakkında dava
açılmasını protesto etti.
SuLTANAHMET ADÜYESİ'NDE
Bazı sendika ve sivil toplum örgütleri,
5 Kasım, 24 Aralık 2003 ve 10-11
Aralık'ta yapılan grevler nedeniyle
açılan davanın, yann Sultanahmet'teki
Istanbul Adliyesi'nde görülecek ilk
duruşması öncesi Istanbul Tabip
Odası'nda bir toplantı düzenledi.
Toplantıda konuşan Istanbul Tabip
Odası Başkam Dr. Gençay Gürsoy,
kamu davasının tek bir şikâyet dahi
olmadan açıldığuu belirterek "Eylemi
tek kuıayan, Başbakan ve Sağhk
Bakanı'dır" dedi. TTB Merkez Konsey
Başkam Dr. Füsun Sayek de "Bu
insanlar, dünyanın en güzel suçlulan,
Suçlan, herkesin niteükli ve parasız
saghk hizmetinden faydalanmasını
istemeleridir" diye konuştu.
'DAVA BIZI YILOIRMIYOR'
Toplantıda konuşan DlSK Başkanı
Sükyman Çelebi. "Açılan dava bizi
vikbrmıyor, böyle bir dava olamaz, fakat
böyle bir dava açıhmşsa bu davanın
sanığı ohnaktan gurur duyuyorum''
dedi. KESK Başkanı Sami Evren de
Türkiye'de hak arama mücadelesinin.
her dönem ya engellenmeye çalışıldığını
ya da mevzuat gereği suç sayıknak
istendigini belirterek sağlığın ve
eğitimin ücretsiz olması için mücadele
verdiklerini söyledi.
Haklannda dava açılmasının
yanlışhğına işaret eden Evren, "O
sandalyeye Sağhk Bakam'nın oturması
gerekiyordu" diye konuştu.
ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet@ cumhuriyet.com.tr
Medyada Kalite Okullan Merkezi (QOMER) adı-
r\ pek sık duymuyoruz. 22 Ocak 2000 tarihinde
^ohn Jay Bonstingl ile Hayal Köksal tarafindan
feüite Okullan Türkiye Merkezi, Türkiye'nin değer
\s ilkelerini temel alan nitelik geliştinme bazlı et-
t-ınlikierini yoğun olarak sürdürüyor. Merkezin in-
tjrnet adresi http7/www.kaliteokullari.com
Kalite Okullan Merkezi kendini şöyletanımlıyor
OOMER; aileden başlayıp önce okulu sonra da iş
cünyasını içine alan, yani bıreyden yola çıkarak ku-
uma ve toplum geneJine yayılan, insanlığın geli-
smi adına ulusal bazda kurulup teknolojinin des-
feğiyle uluslararası iletişim ve paylaşımın gereği-
re inanan, insanoğlunun sürekli gelişimine ve mut-
Lluğuna odaklanmış bir iletişim ağı/network sis-
îmidir.
Okullarda "Nitelik lyileştirme ve Başarıyı Yûk-
sltme" konusunda danışmanlık hizmetleri, öğren-
:ier<e imece çalışmaları, öğrenci-öğretmen-veli
estek programlannı gerçekleştiren Kalite Okul-
ın Merkezi, teknolojiyi dersine daha sık ve kolay
işıyabilmesi için öğretmenlere "Innovative Te-
chers" çalışması yapıyor, bunu gerektiğinde IT
zmanlan ve Microsoft desteğiyle gerçekleştiriyor.
lerkez dört yıllık süreçte 250 civarında seminer,
5 bin eğitimci ile kurulan bağlantılar ve 6 kitap
ıkardı. Kalite Okullan Merkezi'nin çabalan sonu-
unda Hindistan'da, Delhi'ye birsaat uçuş mesa-
;sindeki 29.000 mevcutlu bir okulda 10-17 Ka-
Kaliteli Okullar İçin El Ele
sım tarihleri arasında Atatürk Haftası kutlanacak.
Üstelik bu kutlama sadece bu yılla kısröı kalma-
yacak. Her yıl geleneksel olarak devam edecek.
Sayın Hayal Köksal çalışmalannı Cumhuriyet
okurlanyla paylaşmak istiyor. Bu amaçla gönder-
diği e-postayı sizleıie paylaşmak istedik.
"Sizlerte,'insan'a gerçekten değer veren, onu
yüceltmeye ve mutlu etmeye dayalı, sevgi odak-
lı bir öğrenme anlayışı ile yola çıkan birey ve ku-
nımlann 'ortak mükemmeT/ nasıl bulduğunun gü-
zel bir örneğinipaylaşmak istiyorum. 2003 yılının
aralık ayında Hindistan'ın Lucknovv kentinde ku-
rulmuş olan City Montessoh Schools'da (CMS)
yapılacak olan '6. Uluslararası öğrenci Kalite Hal-
kalan Konvansiyonu' bir eğitimci olarak beni çok
etkiledl. Onca kalabalıknüfus veyoksunluğa kar-
şın gençlerini daha iyi birdünyaya hazıriayabilmek
amacıyla bir taraftan onlara içsel huzur, sevgi ve
saygı, paylaşım ruhunu kazandınrken; diğertaraf-
tan da teknolojiyi öğretmiş, düşünme becerileri-
ni, irdeleme-araştırma yöntemlerini yaratıcılıklan
ile süsleyebilmeyi başarmış birokuldu CMS. Üç
bin öğretmen ve 29.000 öğrencisiyle dünyanın tek
bir şehirde kurulmuş en büyük özel okulu olarak
Guiness Rekorlar Kitabı'na geçmiş olan bu oku-
lun bir başka önemli özelliği, uyguladığı program
ve kullandığı yöntemlerte 2002 yılında 'UNESCO
Banş ödülü'nüa/m/? olmasıydı. Okulöncesinden
lisans programlanna kadargeniş birdüzeyde uy-
gulamakta olduğu 'niteükli insan' yetiştirmepoli-
tikası gerçekten güzel sonuçlar ortaya koymuş-
tu. Herkesi; dil, din, ırk, cins ayınmı yapmaksızın
kabul eden ve seven, teknolojiyi ülkesinin en ön-
de gelen kurumu olarak kullanan çağdaş bir eği-
timin nasıl yapıldığını izlerken gerçekten çok et-
kilenmiştim. Okulun kurucusu Jagdish Gandi ve
müdürü Dr. Vineeta Kamran 'Catch them Yo-
ung' sloganını benimsemiş, yani bireyin çok er-
ken yaşlardan itibaren ele alınıp yönlendirilmesi
gereğine inanmış, son derece ilerigörüşlü insan-
lardı ve okuldaki her slogan 'sevgi ve banş' me-
sajlan veriyordu. Bizim ekip olarak orada Ata-
türk'ümüzün 'Yurtta banş dünyada banş' sözünü
sürekli olarak kullanmamız ve Atatürk'ün hem bi-
ze ve hem de tüm insanlığa katkılannı paylaşma-
mız onlan çok etkiledi.
Geçen yıl başlattığımız 'Bilişimci Martılar Proje
Yanşması'n/n temelinde de öğrenci halkalan ça-
lışması, ekip ruhuyaratma becerileri, iletişim be-
cerileri, zaman yönetimi ilkelerinin kazanımı, pro-
je veportföyyönetimi ve bilgisayann eğitimde et-
kin kullanımı gibi özellikler vardı. Bu yanşmanın
ödül töreninin de içinde yer alacağı bir etkinliği
Microsoft Türkiye'nin işbihiğiile 24-25 Eylül2004
tarihleriarasında Istanbul'da gerçekleştirdik. 'Eği-
timde Bilişim ve Gelişim Konferansfnda konuş-
macılardan biri de Dr. Kamran 'dı ve ne ilginçtirki;
Dr. Kamran'ın verdiği tüm ömeklerin içinde dün-
yayı değiştiren liderierden en önemlisi olarak hep
Atatürkyer alıyordu. îstanbul'daki okul ziyaretle-
rinde, Miniaturk'teki Zafer Müzesi'nde de yine
Atatürk çok etkiledi onu. Vegiderken şöyle bircüm-
le sarfetti: 'Ben okulumda da bir haftayı bu yüce
insana, banş insanına vermek isterim, ne dersiniz?'.
Bu beni son derece mutlu eden biröneriydi. Za-
tenyüce liderin değerini 'UNESCO Banş ödüllü'
bir okulun bilmesinden daha doğal ne olabilirdi,
değil mi? Bu teklif dün sabah bir kez daha yine-
lendi. Hindistan 'da, Delhi'ye birsaat uçuş mesa-
fesindeki 29.000 mevcutlu bir okulda 10-17 Ka-
sım tarihleri arasında Atatürk Haftası kutlanacak.
Üstelik bu kutlama sadece bu yılla kısıtlı kalma-
yacak. Her yıl geleneksel olarak devam edecek
ve belki de dalga dalga yayılıp o bölgedeki tüm
uluslan da ateşiyle, sevgiyle bakan mavi mavi
gözleriyle saracak bu eşsiz insan ve yaptıklan,
eserieri, düşünce sistemi. Bizim üstümüze büyük
bir görev düştüğü inancındayım bu etkinlikte.
Atamıza başka uluslann böylesine sahip çıktığı bir
dönemde bizterneyapıyoruz, neleryapacağız; hep
biriikte görelim bakalım."
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Sedat Peker Olayı
Devam eden bir dava hakkında düşünce açık-
lamanın doğru oimadığmı elbette biliyorum. Ancak
"tutuktama" bir dava değil, Ceza Muhakemeleri Usu-
lü Yasası'nın öngördüğü bir önlemdir. özellikle sa-
nığın kaçmaması, işlediği ileri sürülen eylemin ağır
cezalık olması ya da delillerin karartılmasının ön-
lenmesini amaçlayan bir önlem.
Sedat Peker'le ilgili soruşturmada, Cumhuriyet
Savcısı'nın 32 kişi için tutuklama istemini Nöbet-
çi Mahkeme yerine getirmiyor. "Niçin böyle yapı-
yorsun" sorusunun sorulamayacağı tek görevli
organ olan yargıcın o karannaşayet savcı itiraz et-
meseydi ve bir üst mahkeme olan 12. Ağır Ceza
Mahkemesi tam tersine hareket ederek tutuklama
ısteklerini onaylamasaydı ne yapacaktık? Ancak
Ağır Ceza Mahkemesi, aynı gün aynı dosya üstün-
de Cumhuriyet Savcısı'nın isteği doğruttusunda ka-
rar verince, başlayan tartışma giderek artarak sü-
rüyor. Üstelik toplumun saydamlaşma yolunda
uzun adımlarattığı ve bugüne kadar dokunulmaz-
lık taşıyan kurumlara karşı "yeter" denmeye baş-
landığı bir dönemde.
Biz vergi mükellefleri...
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Amerikan filmlerin-
de izlemeye alıştığımız bır söylemin belki de ilk kez
resmi ağızdan bizim toplumumuzca da sahiplen-
mesine yeşil ışık yakıyor. Vatandaşları, aynı za-
manda oluşturduklan devletin vergi yükümlüleri
olarak, sorunlan irdeleme hakkının sahıpleri ola-
rak göreve çağıran bir söylemdir Sayın Çiçek'in dün
gazetelerde açıkladığı görüş. O görüşe göre ister
doğrudan memur, ister politikacı ya da yargıç ko-
numunda olsun. Devletten maaş alan herkes, o ma-
aşa vergısi ile katkıda bulunanlara hesap verme yü-
kümlülüğünde olmalıdır.
Amerikan filmlerinde bu yüzden işine karışılma-
sından hoşnut olmayan polisin "Sen kim oluyor-
sun" sorusuna verilen "Senin maaşını veren kişi-
yim. Vergiyükümlüsüyüm" yanıtı, birtür haklı öy-
künme de oluyor.
O zaman, hıç gazeteci olmaya ya da bu son
olaydan yola çıkarak söyleyelim, Hâkimler ve Sav-
cılar Yüksek Kurulu Üyesi olmaya bile gerek duy-
madan herkes düşüncesini açıklayabilmelidir. Za-
ten Sedat Peker olayı bu tür bir tartışmayı çoktan
başlattı. Dosyayı hazırtayan ve soruşturma düğ-
mesıne basan polisin, o dosyanın içeriğini, hatta
belli ölçülerde abartarak sanık olarak göstermek
istediği kışiler yargı önüne çıkmadan belirii biror-
tamı hazırlama çabası içinde olduğu gözden kaç-
tı mı? Hani hazırlık ve ilk tahkikat aşamalannın giz-
li olduğunu yazan yasalar nerede? O yasalan ilk
çiğneyen isimleri belirsiz resmi kişiler, el altından
polis muhabirierini diledikleri biçimde yönlendirir-
ken Emniyet Genel Müdürtüğü niçin sessiz kalı-
yor? O sessizlik içinde, bir politikacı ya da üst dü-
zey bürokrata veya işadamına hıncı varsa, onu
kolaylıkla yerine getiren meçhul kişiden hiç hesap
sorulduğunu hatırlayanımız oluyor mu?
Mesela Peker olayı sırasında, bir güvenlik gö-
revlisine gönderme yapılarak bulunan silahlann
birbölümünün ancak devletin belirii bölümlerinde
rastlanan türden olduğu yazıldı. Daha sonra açık-
lanan listede ise yalnızca av tüfeği ve tabancalar-
dan söz ediliyordu. Acaba hangisi doğruydu? Bu
tür görevlerin yapıldığı kurumlarda görünürde bi-
rer sözcüden bahsedilir. Ama o 'sözcüler'm konuş-
ması sıradan olaylarla sınıriı kalır. Adlarını verme-
yen kışiler, daha çok her dilediklerini medyaya
yansıtmak amacıyla bir tür embedit gazeteci kul-
lanır ve diledikleri havayı oluştururlar.
Polisle üç gün kovalamaca oynayan Sedat Pe-
ker'in, dün ağabeyi ile biriikte Beşiktaş'ta, hakla-
nndaki tutuklama karannın verildiği Ağır Ceza Mah-
kemesi'ne gelerek teslim olması, olaya yeni bir
boyut getırecektir. Belki kimi çevreler, yolun bitti-
ğini, yani kaçıp saklanmanın sonu oimadığmı an-
ladığı için teslim olma seçeneğini kullandığını ile-
ri süreceklerdir. Başkaları da salıverildiği sırada
"Devlet istiyorsa girer yatanz" şeklindeki açıkla-
masında söylediklerini çağrıştıran biryöntem kul-
landığını söyleyeceklerdir.
Belki her iki düşüncede de hak payı vardır.
Ve Sedat Peker, şayet suç işlemediğine içten-
likle inanıyorsa, yargının en doğru karan verece-
ğini bilmelidir.
Faks: 0 216 3028208 obirgrttoe-kolay.net
Prof. Dr. Muharrem Coskun
Hastalara
'omç' uyarısı
tstanbul HaberServi-
si - Ramazanda yanlış
beslenme, sindirim sis-
temini olumsuz etkile-
mesinin yani sıra bazı
hastalıklann ilerlemesi-
ne de neden oluyor.
' Türk Kalp Vakii kar-
diyologlanndan Prof. Dr.
Muharrem Coşkun,
oruç rurmanm kanser,
sürekli ilaç kullanımı ge-
rektiren hastalıklar, kalp-
damar, şekerhastalıkla-
n, verem, ateşli hasta-
hklar ile özellikle sindi-
rim sistemi hastalıklan-
nın ilerlemesine, hatta
ölüme neden olabilece-
ğini belirtti. Prof. Dr.
Coşkun, sağlığı uygun
olmayan kişilerin oruç
tutmamalannı ya da dok-
tor kontrolünde tutmala-
rını önerdi. Ramazanda
sindirim sisteminde olu-
şan sorunların çoğunun
yanlış beslenmeden kay-
naklandığını belirten
Coşkun, bunun ülser, mi-
de kanaması ve diğer mi-
de hastalıklanna neden
olduğunu söyledi.
Kalp-damar hastalık-
lan ile yüksek tansiyo-
nu olanların ve günde 3-
4 kez ilaç alması gere-
kenlerin oruç tutmasının
sakıncalı olduğunu vur-
gulayan Prof. Dr. Coş-
kun, "Tanshon hasta-
larmın kullandığı idrar
söktürücü ilaçlar, vü-
cuttan sıvı ve ekktroüt
akmmıhıziandırdığıiçin
bunlannenkBazaman-
da geriahnmasıgerekir.
Bu nedenle oruç tutma-
malantavsiye edili\x)r"
diye konuştu.
Hamile kadınlann
oruç tutması, kan şeker-
lerinin düşmesine ve bu
nedenle bayılmalara yol
açacağı için bebeğin sağ-
lığını etkileyeceğini vur-
gulayan Prof. Dr. Coş-
kun, bebek susuz kalıp
beslenmesi aksayacağı
için emzirenlerin de oruç
tutmamasını önerdi.
Coşkun, şeker hastala-
nnın da oruç tutmasının
sakıncah olduğuna dik-
kati çekerek diyalize gi-
renlerin oruç tutmasının
kesinhkle yasaklandığı-
nı açıkl?dı.