20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFÂ CUMHURİYET 12EKİM2004SALI 14 KULTUR [email protected] TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN Çağdaşbir öykü...Şu giinlerde AB ile yatıyor, AB ile kalkıyoruz. Sadece biz mi? Onlar da... 'Farkhsınız' yaklaşunı perde perde yükseliyor Ege'nin karşı kı- yısındân yukanlara doğru. Kark yıl- hk bir sürecin sonunda varılan nok- tada 'biz' ve 'ötekfler' dunımu bu iliş- kilerin gündemde kalmasını pekiş- tiriyor. Öte yandan, iki tarafin fotoğ- raflan yeni bir albüm oluşturmaya başhyor. Bu albümün içinde; kültür- ler arası buluşma, dinler arası çatış- ma söylemleri uçuşuyor. Kuşkusuz. toplum temellerinin üzerine oturdu- ğu bu ıki olgunun dinamikleri kül- türler arası iletişimin insan değer- lerine hızla yönelmesiyle biçimlen- mekte. Doğaldır ki bu gelişim için- de tıyatro da tiım sanat dallan gibi, yeni buluşmalara kapılar açacak, ye- ni arayışlarla zenginleşecektir. 'Ev'-'yurt' kavramları Emre Koyuncuoğlu'nun 'Hotne Sweet Home' adlı tiyatro çalışması "bin bir zaman, mekân ve parçadan oluşan" bir öykü üzerine odaklanı- yor. "Bu oyunun öyküsü ktsaca, bi- ziz" diyor sanatçı. Diyarbakır Sa- nat Merkezi (DSM) ile Kunsten Fes- tival Des Arts 2004, Berlin Tanz im August,HebbelTheaterve 14- Ulus- lararası Istanbul Tiyatro Festivali ortak yapımı olan 'Home Sweet Ho- me', ilk olarak 2003 sonunda Di- yarbakır'da Çeltik Kilisesi'nde oy- nandıktan sonra, bu yıl Brüksel'e gitti. Ardından, Istanbul Tiyatro Fes- tivali'nde Beyoğlu'nda tarihi Nar- manlı Han avlusunda seyirciyle bu- luştu ve ağustos sonlannda da 'Ho- me Sweet Home' Berlin'in önemli festivallennden biri olan Tanz im Angust'a gitti. Emre Koyuncuoğlu, 'Home Sweet Home'da iki temel kavram üzerinde duruyor: Aidiyet duygusu, biryere ait olmak dunımu ve de bireyler, toplum- lararasındaki paylaşım/iletişim ilişki- si. Oyunda 'ev' ve 'yurt' kavramlan- nın ele ahnış biçimi dikkat çekiyor. Ya- zılı bir metin üzerine odaİdanmayan oyunun bir özelliği de temsil edildiği mekânla sıkı bağlar kurması ve o me- kâna göre her defasında yeniden kur- gulanması. Öne çıkan bir diğer özel- lık de kuşkusuz Çiğdem Borucu'nun ses kayıtlanyla oluşturduğu 'ses met- • Emre Koyuncuoğlu 'Home Sweet Home'da iki temel kavram üzerinde duruyor: Bir yere ait olmak durumu, aidiyet duygusu ve insanlar, toplumlar arasındaki paylaşım/iletişim ilişkisi. nf Birbirinin üstüne binen sesler, öne çıkan röportajlar, sokak sesleri, söz- cükler, duyulmayan seslenişler, anla- tılar... Yogun bir iç hesaplaşma yapı- tın sorgulayıcı karakterini oluşturur- ken mekân-zaman ilişkisinin ele ah- nış biçimi farklı kültürel yapılar, fark- lı kuşaklar, inançlar arasında ilişkile- ıf paylaşımlankopukluklan dile ge- tiriyor. Izlenmesi, somut'soyut ilişkiler ağı- nın yakalanması kolay olmayan bir çalısma 'Home Sweet Home'. Bu zor- lama, mekânda oyuncu' dansçılann ve görüntüde Aydın Sanoğlu ile Figen Gönükan'ın oluşturduklan resimlerin alhnda yatan gerçeküstü çizgiler ve yo- ğungöndermelerle bağlantüı. OğuzYe- nen'in Narmanlı Han'ın yaşanmışh- ğını vurgulayan ışık tasanmı da söz ko- nusu resimleri destekleyen bir unsur. Bir yere ait olmak ya da 'yuva-yurt' kavramlannın sorgulandığı koşullan ele almak, o koşullan irdelemek fark- lı açılardan, farklı düzlemlerde vurgu- lamyor Koyuncuoğlu'nun yorumun- da. EBfOzdemir'in Narmanlı Han'da- ki mekân düzenlemesi çalışmaya ye- ni bir boyut kazandınyor. Oyunun çok katmanlı yapısı içinde sıkışmışhk, ka- palı sistemler ve bu sistemler içinde- ki hareket alanı dar ilişkiler irdeleni- yor sanki. Kadınlann üst kat pence- resinde beliren, kaybolan siluetleri gi- bı... Sırtlannda ay yıldızlı formalanyla futbolculann sürekli dönen bir topun peşinde koşmalan, oyunda söz konu- su olan sistem eleştirisinin bir uzan- tısıdır. Sokakla avlu arasındaki geçit- te dans eden başı bağlı kızın, Su, Gü- neş, Mihladız atonal bir müzik eşliğin- de vals adımlan kullanması ya da er- keğin beden kullanımında sürekli 'erk olına' durumunu yansıtması da yine aynı bağlamda değerlendirilebilir. Gös- teri başlarken bir rüya mantığı içinde dar bir mekâna yerleşen küçük kızın (trem Erkaya) kaybolmuşluğunun bi- linç akışında dile getirilmesi ve iç se- sin gerçek seslere kanşması, kaybol- ması, duyulmaması, taş duvarlara yan- sıyan çekimlerin öne çıkması gibi ya da gelinin çaresizliğinde biçimlenen tebessümün izleyenleri yakalaması gi- bi... Parçalanmışlık Kadın - erkek (Esra Bezen Bilgin. İstemihan Tuna) ilişkilerinde za- man zaman sert bir arayış söz ko- nusudur. Etten bir duvara çarpış, geri dönüş, yeniden deneyiş. Payla- şım için bir direniştir bu. Böylesi bir enerji boşalım sürecinde çözüm ara- nışı ve bulunamayışı belki biraz ka- ramsar ama o denli de gerçekçi bir bakış açısıdır yaşama ve getirdiği ko- şullara. Bu bağlamda hep bir ilişki biçimi arayan kadının ev olarak be- nimsediği mekâna serdiği ve üzeri- ne yattığı halı (kıyma) parçalanmış- lığın simgesidir. Etin kıyılması, be- denin simgesel olarak ufalanması ve böylesi bir parçalanmışlık üzerinde yaşamın sürdürülmesi. Aynı şekil- de sülük simgesi de çok yönlü açı- lımlar içerir oyun kapsamında. Bir yanda insanın kanının emilişi, öte yanda tedavi maksatlı kullanılışı! Her açıdan acıtan bir durumdur bu... Fonda ise oyun süresince kentin ses- lerinin, insanlann seslerine, AB Ko- misyon üyelerinin kendi dıllerinde yankılanan/uzaklaşan-yakınlaşan seslerine kanşması pek çok açılım- lar içerir bu sahnede de. 'Home Sweet Home'da kişisel ta- rihler önemli bir yer tutar. Sürekli aynı şeyleri söyleyen yaşiı kadın, Cunıhuriyetiıı birinci kuşağmı tem- sil eder. Zaman sanki durmuştur onun anlaülannda. Kbnse dinlemez bueskitstanbulhanımefendEİni.Ka- otik sesler arasında kaybolur sesi, îstanbul gibi çok yaşh ve çok değer- b' bir şehrin hoyratça hırpalanışma ve yaşama göndermeler içerir san- Id onun varhğı. Öte yanda, şık tuva- leti içinde hiçbir mekânla örtüşme- yen genç kadın (Hilda Wüs) neyi' ki- mı simgeler? Böylesine zengin kül- türel bir bütün içinde öne çıkan yü- zeysel özlemleri mi? Ya bu sıkışmış- lık ortasında zor nefes alan diğer kadın (DenizOlgay).? O sanki ayak- lan yere basan günümüz kadmıdır. Kadın fıgürlerinde belki de kendi ai- diyetine, kendi bedenine bakışı di- le getirmektedir Emre Koyuncuoğ- lu... 'Home Sweet Home' bir tiyatro, müzik, dans ve video gösterimi de- ğil; toplumsal, ekonomik, politik sorgulamalan öne çıkan çağdaş bir öykü. Çağdaş bir öykü, güçlü bir sor- gulama. istanbul Üniversitesi Sanatçılar altematif açılışşenliğinde İstanbul Haber Servisi - îstanbul Üniversitesi (IÜ) öğrencileri, yann saat 12.00'de alter- natif bir açılış şenliği düzenleyecek. Üni- versite öğrenci dernekleri ve gruplannın ortak olarak düzenlediği şenlikte Kardeş Türkûkr, Grup Yorum, Bflgesu Erenus, Ekrem Ataer, Gökhan Birben, Emin Igüs, Burhan Berken gibi sevilen sanatçı ve gruplar konser verecek. Şenlikte İstanbul Üniversitesi Tiyatro Grubu, oyunlannı ser- gileyecek. Öğrenci dernekleri ortak bir açıklama yaparak her yıl rektörlüğün şen- lik masraflannı üstlenmesine karşm bu yıl izin dahi verihnediğini anımsattı. Öğrenci- ler harcamalannı kendilerinin karşıladığı şenliğin engellenmek istenmesini "antide- mokratik" bir uygulama olarak nitelediler. Öğrenciler açılış şenhklerinin geleneksel- leştiğini, yeni eğitim yılına eğlenerek ve istemlerini dile getirdikleri demokratik bir ortamda girmek istediklerini kaydettiler. Belediye Başkanı Demircan: İstanbul çok şık bir alana kavuşacak Beyoğhrna festival alanı GÖKÇE UYGUN Eski Beyoğlu keyfinin yaşandığı Çatı Passage Restaurant'ta sonbahara girerken; Sanatçı ve Yazar'lara sürekli indirim, 22 Kasım'a kadar %20 genel indirim. Pasaj keyfini yaşamanız için bekliyoruz. Istiklal Caddesi No- 348/10 Sunye Pasajı 34430 Bevoğlu Tel (0 212) 251 00 00 Faks (0 212) 252 75 80 www catirestaurant.com • ınfo@catırestaurant com Beyoğlu'nda, eskiden TCYAP Fuar Merkezi'ninbulunduğu 11 dönümlük alan festival merke- zi haline getirilecek. Beyoğlu Belediyesi ile istanbul Büyük- şehir Belediyesi'nin ortak ola- rak yürüttükleri tasanyla alan- da festival düzeni kurulacak, cep sineması yapılacak. Beyoğlu'na yönelik tasanla- rmı gazetemize anlatan Beyoğ- lu Belediye Başkanı AhmetMis- bah Demircan, ilçenin güzelleş- mesi için yeni planlanna kavuş- masuıın ve yaşanabilir hale gel- mesinin çok önemli olduğunu söyledi. Beyoğlu'nda festival ve sanatsal etkinhklerin yapılabile- ceği alanlann ohnamasuun bü- yük sıkıntı yarattığını belirten Demircan, "Taksim'de gerekö düzenleme yapdmadığı için bir alanm varfağından sözedüemiyor. Galatasaray ve Tûnel mevdan- larmda ise yoğun takbe karşm gereksinimi karşüayacak yeter- K alan bulunmuyor" dedi. 11 dönümlük alan Kültürel kimliği öne çıkan bir ilçede bu eksikliğin giderihne- si için çalıştıklannı belirten De- mircan, TÜYAP' ın eskiden bu- lunduğu yaklaşık 11 dönümlük alanı bu amaçla kullanacaklan- m dile getirdi. îstanbul Büyük- şehir Belediye Başkanhğı ile or- tak tasan yaparak, bu alandaki düzenleme çalışmalannı tamam- layacaklannı anlatan Demircan, "Büyükşehirin ilgili birimieriya- Orım planlamasını tamamlan- dı. Meydamn altmda, yüksekn- ğiyeterinceuygun oian kapahme- kânı düzenleyecekveiçerisinde- ki cep sinemasmda gerekü deği- şiknği yapacağız. Böylece tstan- buDular ciddi bir küMrve sanat alanma kavuşacak" diye konuş- tu. Tasan için Beyoğlu'na gönül vermiş mimarlarla bir araya gel- diklerini anlatan Demircan, bu alanın düzenlenecek ohnasuun yatınmlan da canlandıracağını dile getirdi. STKlerle l;blrllğl Demircan, Beyoğlu'nda yap- tıklan çahşmalar için sivil top- lum örgütleri, sanat önderleri, yazarlar ve çok sayıda kültür adanuna bir mektup yazarak, il- çeye ilişkin düşünce ve öneri- lerini sorduklannı anımsatarak her hafta yapılan toplantılan daha da geliştirmek istedikle- rini söyledi. Demircan, şöyle devam etti: "Onlardan aldığunız cevap- lar çerçevesinde, gündemibelir- leyip, geniş kaühmlı toplanülar >< apm, Beyoğlu'nu tarüşmakis- tiyoruz. Bunu genişleterek. Be- yoğlu'ram konuşulduğu bir pJat- fornı haline dönüştürmek isti- yoruz. Yine bu toplanülara da- yanarak, ilçede yapılacak her türlü shil toplum hareketinin içi- ne Beyoğlu Beledryesi'nide kat- mak istijoruz." Halk meclislerl Halk Meclisi Programı'na da değinen Demircan, kenti yurt- taşla birlikte yönetmek için yü- rütülen bu tasan kapsamında şu ana kadar 5 toplantı yaptık- lamıı söyledi. "Mahaflelrye top- lantı zamanım duyuruyoruz. Geliyorlar, oturup dertieşiyo- ruz" diyen Demircan, yurttaş- lann kendilerine yol gösterme- si sayesinde daha sağlıklı karar- lar alacaklarmı vurguladı. De- mircan, Beyoğlu'ndaki diğer X J eyoğlu'nda, eskiden TÜYAP Fuar Merkezi 'nin bulunduğu 11 dönümlük alan festival merkezi haline getirilecek. Tasanyla alanda festival düzeni kurulacak, cep sineması yapılacak. çalışmalannı da şöyle özetledi: "BuyazgençlereyöneHkKef- ken projesini gerçekleştirdik. Üç büı başanb çoeuğumuza üc- retsiz yaz tatiü olanağı sunduk. Üçedeki 43 okul için hayırsever vTirttaşlannıızmdadestegrvielJ; trilyon lira civannda bir yar- dun kampanyası oluşnırduk. Ve bu okullann ihtiyaçlarun karşıladık. Gelecek yuiarda bu okullann tamamının ihtiyaç- lannı gidermeyi, Kefken'de 3 bin olan kapasiteyi ilk aşamada 10 bine çıkarmayı, ondan son- raki dönemlerde de çocuk- lamnızm tamamuıa kamp yap- tırmayı hedefliyoruz. Böylece yerel yönetim-de\1et-miDet kay- naşmasma zemin ohışturulacak. Talimhane'de gerçekleştir- diğimiz projeyi Dolapdere'deki Mobilyacüar Çarşısı ve Kasını- paşa'daki Kızüay Meydam'nda da yapıyoruz." YAZIODASI SELİM İLERİ Üç Ustayı, Üç Ağbiyi Yitinmek Bizi bırakıp giden ölüler için yazmak istemiyordum artık. Birer birer çekip gidiyorlar. Üzüntüsü bize kalıyor, diyondum. Cenaze törenlerine de gitmek istemiyoaım. Çekip gıdenler susuyor, ortalarda görünmüyor; bizler, törende buluşanlar dünya işlerinden konuşup duruyoruz. Ama Bülent Ağbi'nin cenaze törenine gitmeyi çok isterdim. Gecikmiş yaşımda beni askere gönderen sevgili ustam Bülent Oran! Diyordu ki: "Ne olacak sana? Selim lleri'y/ bütün askerier çoksevecek..." Kimbilir kaç yıl önce. Nasıl da dün gibi. Bacaklannı uzatmış, sigarasını tüttürüyor. ölmüş Bülent Oran, haberim olmamış. 1980'lerdeydi, Türkân Şoray için Seni Kalbime Gömdüm'ü yazıyordum. Erkek kahraman, birkaç sözcükle, geçmiş, yoksul yaşamını anlatacak; bir türlü işin içinden çıkamıyorum. Bülent Ağbi'ye gıttim, anlattım. "Yaz" dedı, sen hiç damdan şakır şakır yağmur yağarken, sırtında palto, ders çalıştın mı; yaz, on yıliık ceketinin yırtığını ayakkabı boyasıyla örtmeye çalıştın mı?.. Sevinçten uçarak yazdım. Senaryo bittikten sonra, biricik Türkân Hanım bana dedı ki: "Selim Bey, en güzel replikleri erkekkahraman içinyazmışsınız..." Kıskançlığımdan söylememiştim onlan Bülent Oran'ın söylediğini. Ah Bülent Ağbi! Bıze, bir zamanlann Angos dergisine ne güzel yazılar yazmıştınız. Söz vermiştinız, anılannızı yazacaktınız. O yazılardan birinde Bakırköylü bilmem ne hanımın kahkahası taa Samatya'dan işitilirdi. Hep çalmak istedim bu satırlannızı. Siz ne alçakgönüllü, ne iyı insandınız. Önce siz. Ardınızdan Halûk Kurdoğlu. Biliyordum, hastalıklar yakasma yapışmıştı. Annem gibi çocuklaşmış, dünyaya duruluğun, anlığın ışıltısında bakmaya koyulmuştu. Okulda, bazı sabahlar. Kopuk kopuk konuşmalarda. Arsen'e. Can'a soruyordurn, Halûk Bey'in nesi var? Bu çirkin dünyanın her türlü hesabından kitabından kurtuluyordunuz. Bense, çocuklaşmış Halûk Bey'i hep unırtulmaz oyunlarından anımsıyordum. Hele, Eskimeyen Oyun'da, NedretGüvenç'le ikisi, iki anıt oyuncu. lyi kötü sanatçı olmak ıstemiş ben, çok az eser karşısında o kadar heyecanlanmış. nefes nefese kalmıştım. Halûk Bey, aziz ağbim, bir yaz sonuydu, lürfedip beni de doğum gününüze çağırmıştınız. Böylesine dostunuz saydığınızı bilmezdim. Hayır hayır, cenaze töreninıze gelmedim. Çok istediğim halde. Birdenbire o sabah, doğum gününüz, Etiler'de, bir lokantada, üç beş yakınınız arasında Selim. Selim o hatırada kalmak ıstedi. Son anda vazgeçtim. Halûk Bey, ayrılıyoruz artık. İlk eşiniz Muazzez Kurdoğlu nun ölüm haberini alışınız gözümün önünde. Zaten hiçbir zaman unutmadım. "Muazzez ölmüş", diyorsunuz, çocuk gibi ağlamaya başlıyorsunuz. Şimdi ben de, günler sonra sizden aynlalı. Hiç istemiyordum ölüler için yazmayı. Onlar bizi bırakıp gittiler. Ismet ölmeseydi. Yazmayacaktım. Ama Ismet Ay gitmek istemezdi ki. Anılannı yazmayan Ismet Ay! "Hafta sonlan Şile'ye gel. Sana anlatayım, sen yaz" diyen Ismet Ay. Sevgili bir başka ölünün eşsiz eseri Bozuk Düzen'e hayat verenlerden Ismet Ay. O sevgili ölünün adı ise Güner Sümer. Çekip gıdenler. Bize beşınci, altıncı kadehi içirtenter. Sevgili ağbım Ismet, bana kızdığın akşamlar oldu. Durup dururken. Sonra ne zarif özür dileyişlerin. "Ne olurböyle şeyler söyleme" derdim. Ama sen büyük duyarlıkların insanıydın; "Olmaz! Dileyeceğim" diye tuttururdun. Çehov'un eşsiz Firs'i Ismet Ay! Taksim Sanat Evi'nin kapısı. Biz, iki kişi içeri giriyoruz. Sen, tek kişi, geceden aynlıyorsun. Birden yaşamını anlatmaya başladın. Anlatmak mı? Halt etmişim. Tek kişilik, bir defahk, eşsiz bir oyundu. Herkes, oradaki herkes donakalmıştı. Ne kadar sürdü bilmem. Yağmurlu geceye yine bir başına gitmiştin. Anneciğin, ölenler için, filancayı sakladık, falancayı sakladık dermiş; anlatmıştın. Olmek kelimesi yok, tamam. Çehov'a üçünüz de itıraz edemezsiniz: "Yeryüzünde mutluluk, barış kurulacak. Şimdi yaşayanlan iyi sözlerle anacaklar... Oh, sevgili kardeşlerim... Hayatımızhenüzsonaermedi. Yasayacağız... Bando öylesine neşeli, öylesine sevinçli çal/yorki!.." Niçin acı çektiğinizi... Evet, bizler, geriye kalanlar. 4. Bil's Kısa Film Yanşması • Kültür Servisi - Türkiye'nin ilk konsept gömlek markası Bil's'in düzenlediği *4. Bfl's Kısa Film Yanşması'nın ödül töreni, 19 Ekim Salı günü Babylon'da yapılacak. Yapıtlann toplu olarak seyredilebileceği gecede. kazanan yönetmenlere ödülleri de venlecek. Kısa film tanımının dışına çıkmamak, 15 dakikayı geçmemek ve en çok iki yıl önce çekilmiş olmak kaydıyla konu kısıtlaması olmaksızuı. \ideo filmi formatında yapıtlann katıldığı yanşmanın bu yılki seçici kurulu Fatih Ozgüven, Bülent Soma>, Yeşjm Tabak, Paul McMillen ve Süha BUalden oluşuyor. Her sezon, popülerlik kaygısı taşımayan film ve müzikleri Teşvikiye mağazasında sergileyen Bil's, kısa film yanşması fikrini hayata geçirerek yeni sinema yapıtlannın yaratılmasına da destek oluyor. Cevdet Kudret Ödülü Baydar'a I Kültür Servisi- 'Cevdet Kudret Edebiyat lü' bu yıl, Oya Baydar'ın Erguvan Kapısı adh romamna verildi. Feridun Andaç, Semih Gümüş, Nezihe Meriç, Ahmet Oktay ve Jale Parla'dan oluşan seçici kurul. ödüle katılan romanlar arasmda yaptığı değerlendirme sonucunda Erguvan Kapısı'nı, yazann birikimini yansıtan ustalığı, bir dönemin bireysel ve toplumsal sorunlanna tanıklık etme kaygısı nedenleriyle oy çokluğu ile ödüle değer gördü. TÜYAP Kitap Fuan etkinlikleri arasında yer alacak olan Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri Töreni 24 Ekim 2004 Pazar günü saat 15.00'te Beylikdüzü'ndeki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nin Karadeniz Salonu'nda yapılacak. Töreni tiyatro sanatçılan Ayda Aksel ve Cevdet Ancılar sunacak. Baydar'a ödülünün verilmesinden sonra, Doç. Handan Inci'nin yöneteceği'Yoksulluk ve Roman" konulu panele Prof. Jale Parla, Prof. Murat Belge ve yazar Latıfe Tekin konuşmacı olarak katılacakJar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle