Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFÂ CUMHURİYET 12EKİM2004SALI
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN
Çağdaşbir öykü...Şu giinlerde AB ile yatıyor, AB ile
kalkıyoruz. Sadece biz mi? Onlar
da... 'Farkhsınız' yaklaşunı perde
perde yükseliyor Ege'nin karşı kı-
yısındân yukanlara doğru. Kark yıl-
hk bir sürecin sonunda varılan nok-
tada 'biz' ve 'ötekfler' dunımu bu iliş-
kilerin gündemde kalmasını pekiş-
tiriyor. Öte yandan, iki tarafin fotoğ-
raflan yeni bir albüm oluşturmaya
başhyor. Bu albümün içinde; kültür-
ler arası buluşma, dinler arası çatış-
ma söylemleri uçuşuyor. Kuşkusuz.
toplum temellerinin üzerine oturdu-
ğu bu ıki olgunun dinamikleri kül-
türler arası iletişimin insan değer-
lerine hızla yönelmesiyle biçimlen-
mekte. Doğaldır ki bu gelişim için-
de tıyatro da tiım sanat dallan gibi,
yeni buluşmalara kapılar açacak, ye-
ni arayışlarla zenginleşecektir.
'Ev'-'yurt' kavramları
Emre Koyuncuoğlu'nun 'Hotne
Sweet Home' adlı tiyatro çalışması
"bin bir zaman, mekân ve parçadan
oluşan" bir öykü üzerine odaklanı-
yor. "Bu oyunun öyküsü ktsaca, bi-
ziz" diyor sanatçı. Diyarbakır Sa-
nat Merkezi (DSM) ile Kunsten Fes-
tival Des Arts 2004, Berlin Tanz im
August,HebbelTheaterve 14- Ulus-
lararası Istanbul Tiyatro Festivali
ortak yapımı olan 'Home Sweet Ho-
me', ilk olarak 2003 sonunda Di-
yarbakır'da Çeltik Kilisesi'nde oy-
nandıktan sonra, bu yıl Brüksel'e
gitti. Ardından, Istanbul Tiyatro Fes-
tivali'nde Beyoğlu'nda tarihi Nar-
manlı Han avlusunda seyirciyle bu-
luştu ve ağustos sonlannda da 'Ho-
me Sweet Home' Berlin'in önemli
festivallennden biri olan Tanz im
Angust'a gitti.
Emre Koyuncuoğlu, 'Home Sweet
Home'da iki temel kavram üzerinde
duruyor: Aidiyet duygusu, biryere ait
olmak dunımu ve de bireyler, toplum-
lararasındaki paylaşım/iletişim ilişki-
si. Oyunda 'ev' ve 'yurt' kavramlan-
nın ele ahnış biçimi dikkat çekiyor. Ya-
zılı bir metin üzerine odaİdanmayan
oyunun bir özelliği de temsil edildiği
mekânla sıkı bağlar kurması ve o me-
kâna göre her defasında yeniden kur-
gulanması. Öne çıkan bir diğer özel-
lık de kuşkusuz Çiğdem Borucu'nun
ses kayıtlanyla oluşturduğu 'ses met-
• Emre Koyuncuoğlu 'Home Sweet Home'da iki temel kavram üzerinde duruyor:
Bir yere ait olmak durumu, aidiyet duygusu ve insanlar, toplumlar arasındaki
paylaşım/iletişim ilişkisi.
nf Birbirinin üstüne binen sesler, öne
çıkan röportajlar, sokak sesleri, söz-
cükler, duyulmayan seslenişler, anla-
tılar... Yogun bir iç hesaplaşma yapı-
tın sorgulayıcı karakterini oluşturur-
ken mekân-zaman ilişkisinin ele ah-
nış biçimi farklı kültürel yapılar, fark-
lı kuşaklar, inançlar arasında ilişkile-
ıf paylaşımlankopukluklan dile ge-
tiriyor.
Izlenmesi, somut'soyut ilişkiler ağı-
nın yakalanması kolay olmayan bir
çalısma 'Home Sweet Home'. Bu zor-
lama, mekânda oyuncu' dansçılann
ve görüntüde Aydın Sanoğlu ile Figen
Gönükan'ın oluşturduklan resimlerin
alhnda yatan gerçeküstü çizgiler ve yo-
ğungöndermelerle bağlantüı. OğuzYe-
nen'in Narmanlı Han'ın yaşanmışh-
ğını vurgulayan ışık tasanmı da söz ko-
nusu resimleri destekleyen bir unsur.
Bir yere ait olmak ya da 'yuva-yurt'
kavramlannın sorgulandığı koşullan
ele almak, o koşullan irdelemek fark-
lı açılardan, farklı düzlemlerde vurgu-
lamyor Koyuncuoğlu'nun yorumun-
da. EBfOzdemir'in Narmanlı Han'da-
ki mekân düzenlemesi çalışmaya ye-
ni bir boyut kazandınyor. Oyunun çok
katmanlı yapısı içinde sıkışmışhk, ka-
palı sistemler ve bu sistemler içinde-
ki hareket alanı dar ilişkiler irdeleni-
yor sanki. Kadınlann üst kat pence-
resinde beliren, kaybolan siluetleri gi-
bı...
Sırtlannda ay yıldızlı formalanyla
futbolculann sürekli dönen bir topun
peşinde koşmalan, oyunda söz konu-
su olan sistem eleştirisinin bir uzan-
tısıdır. Sokakla avlu arasındaki geçit-
te dans eden başı bağlı kızın, Su, Gü-
neş, Mihladız atonal bir müzik eşliğin-
de vals adımlan kullanması ya da er-
keğin beden kullanımında sürekli 'erk
olına' durumunu yansıtması da yine
aynı bağlamda değerlendirilebilir. Gös-
teri başlarken bir rüya mantığı içinde
dar bir mekâna yerleşen küçük kızın
(trem Erkaya) kaybolmuşluğunun bi-
linç akışında dile getirilmesi ve iç se-
sin gerçek seslere kanşması, kaybol-
ması, duyulmaması, taş duvarlara yan-
sıyan çekimlerin öne çıkması gibi ya
da gelinin çaresizliğinde biçimlenen
tebessümün izleyenleri yakalaması gi-
bi...
Parçalanmışlık
Kadın - erkek (Esra Bezen Bilgin.
İstemihan Tuna) ilişkilerinde za-
man zaman sert bir arayış söz ko-
nusudur. Etten bir duvara çarpış,
geri dönüş, yeniden deneyiş. Payla-
şım için bir direniştir bu. Böylesi bir
enerji boşalım sürecinde çözüm ara-
nışı ve bulunamayışı belki biraz ka-
ramsar ama o denli de gerçekçi bir
bakış açısıdır yaşama ve getirdiği ko-
şullara. Bu bağlamda hep bir ilişki
biçimi arayan kadının ev olarak be-
nimsediği mekâna serdiği ve üzeri-
ne yattığı halı (kıyma) parçalanmış-
lığın simgesidir. Etin kıyılması, be-
denin simgesel olarak ufalanması ve
böylesi bir parçalanmışlık üzerinde
yaşamın sürdürülmesi. Aynı şekil-
de sülük simgesi de çok yönlü açı-
lımlar içerir oyun kapsamında. Bir
yanda insanın kanının emilişi, öte
yanda tedavi maksatlı kullanılışı!
Her açıdan acıtan bir durumdur bu...
Fonda ise oyun süresince kentin ses-
lerinin, insanlann seslerine, AB Ko-
misyon üyelerinin kendi dıllerinde
yankılanan/uzaklaşan-yakınlaşan
seslerine kanşması pek çok açılım-
lar içerir bu sahnede de.
'Home Sweet Home'da kişisel ta-
rihler önemli bir yer tutar. Sürekli
aynı şeyleri söyleyen yaşiı kadın,
Cunıhuriyetiıı birinci kuşağmı tem-
sil eder. Zaman sanki durmuştur
onun anlaülannda. Kbnse dinlemez
bueskitstanbulhanımefendEİni.Ka-
otik sesler arasında kaybolur sesi,
îstanbul gibi çok yaşh ve çok değer-
b' bir şehrin hoyratça hırpalanışma
ve yaşama göndermeler içerir san-
Id onun varhğı. Öte yanda, şık tuva-
leti içinde hiçbir mekânla örtüşme-
yen genç kadın (Hilda Wüs) neyi' ki-
mı simgeler? Böylesine zengin kül-
türel bir bütün içinde öne çıkan yü-
zeysel özlemleri mi? Ya bu sıkışmış-
lık ortasında zor nefes alan diğer
kadın (DenizOlgay).? O sanki ayak-
lan yere basan günümüz kadmıdır.
Kadın fıgürlerinde belki de kendi ai-
diyetine, kendi bedenine bakışı di-
le getirmektedir Emre Koyuncuoğ-
lu...
'Home Sweet Home' bir tiyatro,
müzik, dans ve video gösterimi de-
ğil; toplumsal, ekonomik, politik
sorgulamalan öne çıkan çağdaş bir
öykü. Çağdaş bir öykü, güçlü bir sor-
gulama.
istanbul Üniversitesi
Sanatçılar altematif
açılışşenliğinde
İstanbul Haber Servisi - îstanbul Üniversitesi
(IÜ) öğrencileri, yann saat 12.00'de alter-
natif bir açılış şenliği düzenleyecek. Üni-
versite öğrenci dernekleri ve gruplannın
ortak olarak düzenlediği şenlikte Kardeş
Türkûkr, Grup Yorum, Bflgesu Erenus,
Ekrem Ataer, Gökhan Birben, Emin Igüs,
Burhan Berken gibi sevilen sanatçı ve
gruplar konser verecek. Şenlikte İstanbul
Üniversitesi Tiyatro Grubu, oyunlannı ser-
gileyecek. Öğrenci dernekleri ortak bir
açıklama yaparak her yıl rektörlüğün şen-
lik masraflannı üstlenmesine karşm bu yıl
izin dahi verihnediğini anımsattı. Öğrenci-
ler harcamalannı kendilerinin karşıladığı
şenliğin engellenmek istenmesini "antide-
mokratik" bir uygulama olarak nitelediler.
Öğrenciler açılış şenhklerinin geleneksel-
leştiğini, yeni eğitim yılına eğlenerek ve
istemlerini dile getirdikleri demokratik bir
ortamda girmek istediklerini kaydettiler.
Belediye Başkanı Demircan: İstanbul çok şık bir alana kavuşacak
Beyoğhrna festival alanı
GÖKÇE UYGUN
Eski Beyoğlu keyfinin yaşandığı
Çatı Passage Restaurant'ta sonbahara girerken;
Sanatçı ve Yazar'lara sürekli indirim,
22 Kasım'a kadar %20 genel indirim.
Pasaj keyfini yaşamanız için bekliyoruz.
Istiklal Caddesi No- 348/10 Sunye Pasajı 34430 Bevoğlu
Tel (0 212) 251 00 00 Faks (0 212) 252 75 80
www catirestaurant.com • ınfo@catırestaurant com
Beyoğlu'nda, eskiden TCYAP
Fuar Merkezi'ninbulunduğu 11
dönümlük alan festival merke-
zi haline getirilecek. Beyoğlu
Belediyesi ile istanbul Büyük-
şehir Belediyesi'nin ortak ola-
rak yürüttükleri tasanyla alan-
da festival düzeni kurulacak, cep
sineması yapılacak.
Beyoğlu'na yönelik tasanla-
rmı gazetemize anlatan Beyoğ-
lu Belediye Başkanı AhmetMis-
bah Demircan, ilçenin güzelleş-
mesi için yeni planlanna kavuş-
masuıın ve yaşanabilir hale gel-
mesinin çok önemli olduğunu
söyledi. Beyoğlu'nda festival ve
sanatsal etkinhklerin yapılabile-
ceği alanlann ohnamasuun bü-
yük sıkıntı yarattığını belirten
Demircan, "Taksim'de gerekö
düzenleme yapdmadığı için bir
alanm varfağından sözedüemiyor.
Galatasaray ve Tûnel mevdan-
larmda ise yoğun takbe karşm
gereksinimi karşüayacak yeter-
K alan bulunmuyor" dedi.
11 dönümlük alan
Kültürel kimliği öne çıkan bir
ilçede bu eksikliğin giderihne-
si için çalıştıklannı belirten De-
mircan, TÜYAP' ın eskiden bu-
lunduğu yaklaşık 11 dönümlük
alanı bu amaçla kullanacaklan-
m dile getirdi. îstanbul Büyük-
şehir Belediye Başkanhğı ile or-
tak tasan yaparak, bu alandaki
düzenleme çalışmalannı tamam-
layacaklannı anlatan Demircan,
"Büyükşehirin ilgili birimieriya-
Orım planlamasını tamamlan-
dı. Meydamn altmda, yüksekn-
ğiyeterinceuygun oian kapahme-
kânı düzenleyecekveiçerisinde-
ki cep sinemasmda gerekü deği-
şiknği yapacağız. Böylece tstan-
buDular ciddi bir küMrve sanat
alanma kavuşacak" diye konuş-
tu. Tasan için Beyoğlu'na gönül
vermiş mimarlarla bir araya gel-
diklerini anlatan Demircan, bu
alanın düzenlenecek ohnasuun
yatınmlan da canlandıracağını
dile getirdi.
STKlerle l;blrllğl
Demircan, Beyoğlu'nda yap-
tıklan çahşmalar için sivil top-
lum örgütleri, sanat önderleri,
yazarlar ve çok sayıda kültür
adanuna bir mektup yazarak, il-
çeye ilişkin düşünce ve öneri-
lerini sorduklannı anımsatarak
her hafta yapılan toplantılan
daha da geliştirmek istedikle-
rini söyledi. Demircan, şöyle
devam etti:
"Onlardan aldığunız cevap-
lar çerçevesinde, gündemibelir-
leyip, geniş kaühmlı toplanülar
><
apm, Beyoğlu'nu tarüşmakis-
tiyoruz. Bunu genişleterek. Be-
yoğlu'ram konuşulduğu bir pJat-
fornı haline dönüştürmek isti-
yoruz. Yine bu toplanülara da-
yanarak, ilçede yapılacak her
türlü shil toplum hareketinin içi-
ne Beyoğlu Beledryesi'nide kat-
mak istijoruz."
Halk meclislerl
Halk Meclisi Programı'na da
değinen Demircan, kenti yurt-
taşla birlikte yönetmek için yü-
rütülen bu tasan kapsamında
şu ana kadar 5 toplantı yaptık-
lamıı söyledi. "Mahaflelrye top-
lantı zamanım duyuruyoruz.
Geliyorlar, oturup dertieşiyo-
ruz" diyen Demircan, yurttaş-
lann kendilerine yol gösterme-
si sayesinde daha sağlıklı karar-
lar alacaklarmı vurguladı. De-
mircan, Beyoğlu'ndaki diğer
X J eyoğlu'nda,
eskiden TÜYAP
Fuar
Merkezi 'nin
bulunduğu 11
dönümlük alan
festival merkezi
haline
getirilecek.
Tasanyla alanda
festival düzeni
kurulacak, cep
sineması
yapılacak.
çalışmalannı da şöyle özetledi:
"BuyazgençlereyöneHkKef-
ken projesini gerçekleştirdik.
Üç büı başanb çoeuğumuza üc-
retsiz yaz tatiü olanağı sunduk.
Üçedeki 43 okul için hayırsever
vTirttaşlannıızmdadestegrvielJ;
trilyon lira civannda bir yar-
dun kampanyası oluşnırduk.
Ve bu okullann ihtiyaçlarun
karşıladık. Gelecek yuiarda bu
okullann tamamının ihtiyaç-
lannı gidermeyi, Kefken'de 3
bin olan kapasiteyi ilk aşamada
10 bine çıkarmayı, ondan son-
raki dönemlerde de çocuk-
lamnızm tamamuıa kamp yap-
tırmayı hedefliyoruz. Böylece
yerel yönetim-de\1et-miDet kay-
naşmasma zemin ohışturulacak.
Talimhane'de gerçekleştir-
diğimiz projeyi Dolapdere'deki
Mobilyacüar Çarşısı ve Kasını-
paşa'daki Kızüay Meydam'nda
da yapıyoruz."
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Üç Ustayı, Üç Ağbiyi
Yitinmek
Bizi bırakıp giden ölüler için yazmak istemiyordum
artık. Birer birer çekip gidiyorlar. Üzüntüsü bize kalıyor,
diyondum. Cenaze törenlerine de gitmek istemiyoaım.
Çekip gıdenler susuyor, ortalarda görünmüyor; bizler,
törende buluşanlar dünya işlerinden konuşup
duruyoruz.
Ama Bülent Ağbi'nin cenaze törenine gitmeyi çok
isterdim. Gecikmiş yaşımda beni askere gönderen
sevgili ustam Bülent Oran! Diyordu ki: "Ne olacak
sana? Selim lleri'y/ bütün askerier çoksevecek..."
Kimbilir kaç yıl önce. Nasıl da dün gibi. Bacaklannı
uzatmış, sigarasını tüttürüyor. ölmüş Bülent Oran,
haberim olmamış.
1980'lerdeydi, Türkân Şoray için Seni Kalbime
Gömdüm'ü yazıyordum. Erkek kahraman, birkaç
sözcükle, geçmiş, yoksul yaşamını anlatacak; bir
türlü işin içinden çıkamıyorum.
Bülent Ağbi'ye gıttim, anlattım. "Yaz" dedı, sen hiç
damdan şakır şakır yağmur yağarken, sırtında palto,
ders çalıştın mı; yaz, on yıliık ceketinin yırtığını ayakkabı
boyasıyla örtmeye çalıştın mı?.. Sevinçten uçarak
yazdım.
Senaryo bittikten sonra, biricik Türkân Hanım bana
dedı ki: "Selim Bey, en güzel replikleri erkekkahraman
içinyazmışsınız..." Kıskançlığımdan söylememiştim
onlan Bülent Oran'ın söylediğini.
Ah Bülent Ağbi! Bıze, bir zamanlann Angos dergisine
ne güzel yazılar yazmıştınız. Söz vermiştinız, anılannızı
yazacaktınız. O yazılardan birinde Bakırköylü bilmem
ne hanımın kahkahası taa Samatya'dan işitilirdi. Hep
çalmak istedim bu satırlannızı. Siz ne alçakgönüllü,
ne iyı insandınız.
Önce siz. Ardınızdan Halûk Kurdoğlu. Biliyordum,
hastalıklar yakasma yapışmıştı. Annem gibi
çocuklaşmış, dünyaya duruluğun, anlığın ışıltısında
bakmaya koyulmuştu. Okulda, bazı sabahlar. Kopuk
kopuk konuşmalarda. Arsen'e. Can'a soruyordurn,
Halûk Bey'in nesi var? Bu çirkin dünyanın her türlü
hesabından kitabından kurtuluyordunuz.
Bense, çocuklaşmış Halûk Bey'i hep unırtulmaz
oyunlarından anımsıyordum. Hele, Eskimeyen
Oyun'da, NedretGüvenç'le ikisi, iki anıt oyuncu. lyi
kötü sanatçı olmak ıstemiş ben, çok az eser karşısında
o kadar heyecanlanmış. nefes nefese kalmıştım.
Halûk Bey, aziz ağbim, bir yaz sonuydu, lürfedip
beni de doğum gününüze çağırmıştınız. Böylesine
dostunuz saydığınızı bilmezdim. Hayır hayır, cenaze
töreninıze gelmedim. Çok istediğim halde. Birdenbire
o sabah, doğum gününüz, Etiler'de, bir lokantada,
üç beş yakınınız arasında Selim. Selim o hatırada
kalmak ıstedi. Son anda vazgeçtim.
Halûk Bey, ayrılıyoruz artık. İlk eşiniz Muazzez
Kurdoğlu nun ölüm haberini alışınız gözümün önünde.
Zaten hiçbir zaman unutmadım. "Muazzez ölmüş",
diyorsunuz, çocuk gibi ağlamaya başlıyorsunuz.
Şimdi ben de, günler sonra sizden aynlalı.
Hiç istemiyordum ölüler için yazmayı. Onlar bizi
bırakıp gittiler. Ismet ölmeseydi. Yazmayacaktım.
Ama Ismet Ay gitmek istemezdi ki.
Anılannı yazmayan Ismet Ay! "Hafta sonlan Şile'ye
gel. Sana anlatayım, sen yaz" diyen Ismet Ay. Sevgili
bir başka ölünün eşsiz eseri Bozuk Düzen'e hayat
verenlerden Ismet Ay. O sevgili ölünün adı ise Güner
Sümer.
Çekip gıdenler. Bize beşınci, altıncı kadehi içirtenter.
Sevgili ağbım Ismet, bana kızdığın akşamlar oldu.
Durup dururken. Sonra ne zarif özür dileyişlerin. "Ne
olurböyle şeyler söyleme" derdim. Ama sen büyük
duyarlıkların insanıydın; "Olmaz! Dileyeceğim" diye
tuttururdun. Çehov'un eşsiz Firs'i Ismet Ay!
Taksim Sanat Evi'nin kapısı. Biz, iki kişi içeri giriyoruz.
Sen, tek kişi, geceden aynlıyorsun. Birden yaşamını
anlatmaya başladın. Anlatmak mı? Halt etmişim. Tek
kişilik, bir defahk, eşsiz bir oyundu. Herkes, oradaki
herkes donakalmıştı. Ne kadar sürdü bilmem.
Yağmurlu geceye yine bir başına gitmiştin.
Anneciğin, ölenler için, filancayı sakladık, falancayı
sakladık dermiş; anlatmıştın. Olmek kelimesi yok,
tamam.
Çehov'a üçünüz de itıraz edemezsiniz: "Yeryüzünde
mutluluk, barış kurulacak. Şimdi yaşayanlan iyi
sözlerle anacaklar... Oh, sevgili kardeşlerim...
Hayatımızhenüzsonaermedi. Yasayacağız... Bando
öylesine neşeli, öylesine sevinçli çal/yorki!.." Niçin
acı çektiğinizi... Evet, bizler, geriye kalanlar.
4. Bil's Kısa Film Yanşması
• Kültür Servisi - Türkiye'nin ilk konsept
gömlek markası Bil's'in düzenlediği *4. Bfl's Kısa
Film Yanşması'nın ödül töreni, 19 Ekim Salı
günü Babylon'da yapılacak. Yapıtlann toplu
olarak seyredilebileceği gecede. kazanan
yönetmenlere ödülleri de venlecek. Kısa film
tanımının dışına çıkmamak, 15 dakikayı
geçmemek ve en çok iki yıl önce çekilmiş olmak
kaydıyla konu kısıtlaması olmaksızuı. \ideo filmi
formatında yapıtlann katıldığı yanşmanın bu
yılki seçici kurulu Fatih Ozgüven, Bülent Soma>,
Yeşjm Tabak, Paul McMillen ve Süha BUalden
oluşuyor. Her sezon, popülerlik kaygısı taşımayan
film ve müzikleri Teşvikiye mağazasında
sergileyen Bil's, kısa film yanşması fikrini hayata
geçirerek yeni sinema yapıtlannın yaratılmasına
da destek oluyor.
Cevdet Kudret Ödülü Baydar'a
I Kültür Servisi- 'Cevdet Kudret Edebiyat
lü' bu yıl, Oya Baydar'ın Erguvan Kapısı
adh romamna verildi. Feridun Andaç, Semih
Gümüş, Nezihe Meriç, Ahmet Oktay ve Jale
Parla'dan oluşan seçici kurul. ödüle katılan
romanlar arasmda yaptığı değerlendirme
sonucunda Erguvan Kapısı'nı, yazann
birikimini yansıtan ustalığı, bir dönemin
bireysel ve toplumsal sorunlanna tanıklık etme
kaygısı nedenleriyle oy çokluğu ile ödüle değer
gördü. TÜYAP Kitap Fuan etkinlikleri arasında
yer alacak olan Cevdet Kudret Edebiyat
Ödülleri Töreni 24 Ekim 2004 Pazar günü saat
15.00'te Beylikdüzü'ndeki TÜYAP Fuar ve
Kongre Merkezi'nin Karadeniz Salonu'nda
yapılacak. Töreni tiyatro sanatçılan Ayda Aksel
ve Cevdet Ancılar sunacak. Baydar'a ödülünün
verilmesinden sonra, Doç. Handan Inci'nin
yöneteceği'Yoksulluk ve Roman" konulu
panele Prof. Jale Parla, Prof. Murat Belge ve
yazar Latıfe Tekin konuşmacı olarak
katılacakJar.