20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EKİM 2004 PA2AR CUMHURİYET SAYFA 17 AB yeşü ışık yakmış. Hangi yeşil? Tiirbe yeşili mi. ı çimen yeşüi mi? BektronJk posta: denizsomocimhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Amerikahlar Saddam'a cinsel tacizde bulunmuş... "Bush. ceohevi aenisJetti!" BeklentiAlman Spiegel dergisinin son sayısında yayımlanan söyieşide RTE, "Türkiye din ile demokrasi ve laisizmi birleştiriyor" diyor. Izmir'den Mete Neptun'un, Spiegel'e gönderdiği okur mektubu: "Din ile demokrasi ve laisizmi birleştireceğini sanan Erdoğan, oyiann yüzde 34'ü ile parlamentoda yüzde 67 çoğunluğa ulaşsa da halkın yüzde 100'ü adına konuşamaz. Ona oy vermeyen yûzde 64'lük bir çoğunluk, Türkiye'de dinin devlet işlerine kanştınlmasını arzu etmiyor. Bu çoğunluğun beklentisi, 'llımlı Islam' ya da 'Islam-demokrasi sentezi' gibi saçmalıklara kulak vermeyen bir AB'nin, Türkiye'yi şeriatçılara karşı koruyanlann yanında yer almasıdır." İşbirlikçiler Ayşe Meral: "AB'ye girince cebimiz para dolacak, diyenlerin aslında, kendi ceplerine giren paradan bahsettikleri artık iyice anlaşıldı." eçenlerde Istanbul'da bizi hiç ama hiç ilgilen- dirmeyen bir konuda bilimsel birtoplantı ya- pıldı. Jeoloji Mühendisleri Odası ve Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen "Kıyı ve Deniz Jeolo- jisi Sempozyumu"nda bizi hiç ilgilendirmeyen sorun- lar ele alındı. işte bizi hiç ilgilendirmeyen sempozyu- mun sonuç bildirgesinden birkaç paragraf: "Kıyılarda yapılacak köprü, baraj, tünel, boru hattı, enerji nakil hattı, nükleersantral, doğalgaz depolama tesisi gibi yapılar mevcut deprem yönetmeliğinin kap- samı dışında bırakılmıştır. Bu yapılar için uluslararası standartlarda, depremli ve depremsiz tasanm ve in- şaat şartname ve yönetmeliğine ihtiyaç vardır." "Kıyılarda yapılan liman, iskele, tersane ve mendi- rek gibi önemli bayındırlık yapılan yapılırken kıyılan bi- çimlendiren ve değiştirmeyi sürdüren dalga, akıntı, rüzgârgibi doğal etkenler bilinmediği, yeterince araş- tınlıp incelenmediği için, bu yapılarda yapım sırası ve Kıyılar sonrasında önemli sorunlar yaşanmaktadır." "Kıyı alanlanmızda yerleşim bölgelerini ve turizm alanlannı tehdit eden erozyona karşı, betonarme ya- pılaşma değil gelişmiş ülkelerdeki gibi kıyının jeolojik, jeomorfolojik, ekolojik ve dalga dinamiğine uygun do- ğal kaynaklarla planlanan çözüm ağıriık kazanmalıdır." "özellikle son yıllarda büyük ekonomik girdiler ya- ratan kıyı alanlanmızdaki turizm çabalan kıyı özellikle- ri gözetilmeden bilinçsizce gerçekleştirildiğinden kıyı- lar ciddi bir şekikje tahrip edilmektedir." 'Türkiye'nin çok sayıda ülkeyie denizden ortak kom- şuluk ilişkisi bulunmaktadır. Bu da başta kıta sahanlı- ğı olmak üzere çeşitli sorunlann ortaya çıkması de- mektir. Bu sorunlar bilinenin tersine sadece Ege De- nizi'nde değil aynı zamanda Karadeniz ile Kıbns çev- resindeki ülkeler arasında da vardır. Gelecekte bu böl- gelerde aşılması gereken bilimsel sorunlaıia baş et- menin başlıca yolu bilimsel çalışmalann desteklen- mesidir." "Deprem, çarpık yapılaşma, kıyılann değişimi, kir- lenme, erozyon, tanm alanlan, doğal yaşam alanlan, kıyılardaki kumlann talanı gibi başlıklar altında topla- yabileceğimiz konularda kıyılanmızın önemli sorunla- n bulunmaktadır. Bu sorunlann aşılmasında bilgi biri- mi teknolojik donanımla da güçlendirilmelidir." 'Türkiye, jeolojik konum açısından dünyanın en yaş- lı denizi Akdeniz, orta yaşlı denizi Karadeniz ve dün- yanın en genç denizlerinden biri Ege ileçevrilmiştir. Bu farklı jeolojik geçmişlerinden dolayı tüm denizlerimiz birbirinden farklı dinamik özellikler taşımaktadır. Kıyı ve denizlerimizin bu değişik özeJliklerini iyi bilmeden denizleri ve kıyılan iyi kullanmak ve onlan yönetmek sürdürülebiliıiik açısından olanaklı değildir." Bize ne! SESSÎZ SEDASIZ (!) Deniz otobüsündeki dört kişilik ekip! 6 Ekim Çarşamba günü Kartal'dan Ya- lova'ya gitmek için Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Istanbul Deniz Oto- büsleri (İDO) Işletmesi'nin Nusret deniz otobüsüne biniyorsunuz. Deniz otobüsü saat 12.15'te Kartal'dan hareket ederken, kapısında yolcular için "Girilmez" yazan kaptan köşküne dört kişinin girdiğini gö- rüyorsunuz: Çember sakallı bir erkek ve kara çarşaflı üç kadın. Düşünün bakalım. Yolculara yasak oian kaptan köşküne girebilen ve orada seya- hat eden bu kişiler kim? Bir kere bu kişi- lerin yolcu otmadıklan kesin... 0 halde... Bu kişiler Ulaştırma Bakanlığı'nın de- niz ulaştırması ile ilgili biriminde görev- li olabilirier mi? Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nden, deniz otobüslerini denetime çıkmış üst düzey yetkililer olabilir mi? İDO Genel Müdürlüğü'nden teknedeki seyir aletlerinin bakımını yapmaya gelen teknik bir ekip olabilir mi? Deniz otobüslerinde çalışan ve nö- betten çıkan bir kaptan ve kaptanın ailesi olabilir mi? Deniz otobüsünü kazalardan korumak için okuyup üfleyecek bir hoca efendi ile hocanın muska torbasını taşımaya yar- dım eden hatunlar olabilir mi? Çok önemli kişi muamelesi yapılan bir tarikat şeyhi ve haremi olabilir mi? Nusret'teki yolcular gibi, sorunun yanı- tını bulamıyorsunuz... Ama bir gerçek var ki o da, aklınıza gelen yanrtlardan herhan- gi bir doğru olabilir! Yüksek Yerilim Hatb Süreyya dopingsiz çıktı Bazı spor yazarlan da karalama dopingi kontrolünden geçirilecek mi? erdincutkuo yahoo.com ÇED KÖŞESt OKTAY EKtNCt BirFoçaRüyası... Gaüba 3 yılı geçtı Foça'ya git- meyeli.. Geçenlerde Belediye Başkanı Cökhan Demirağ'la karşılaştık Tanhı Kentler Birhği'nin Kayse- ri buluşmasında... Başkan "Ne zaman geleceksiniz?" deyince "En kısa zamanda 71 demiştim. Daha da kısa bir zamanda "rii- yamda" beraber olacağımı nere- den bilebilirdim.. Üstelik Foça öteden beri zaten hep "rüya" gibi gelmiştir bana... Berrak, masmavi bir gökyüzü altında aynı berraklıktaki hafif serin havası; sürekli esintüi ve in- sanı gün boyu yosun kokusuyla karşılayan sahili; kentin altında- ki antiİc "Phokaia" ile olan hem sevdalı, hem de kıskançlık dolu kucaklaşması; Ege mimarisinin soylu ve alçakgönüllü örnekleri- ni sergileyen eskı taş evleri; sa- vaşlann yerine hep banşı ve sev- giyi çağnştıran güzel kalesi ve hemen her kapının önüne atıhnış sandalyelerde geleni geçenı sey- reden güleç yüzlü yaşhlanyla. di- ğer tüm kjyı yerleşmelerimızden çok farklıdır. Hele o denıze açılan çiçekli. as- malı dar sokakJan ve avnı sokak- ederler... Rüyamdaki üzerinde beyaz şa- rap bulunan san örtülu masa da işte onlardan binnindı.. Hem adı bile belli desem, inanır mısınız? Yıllar önce de dostlarla oturduğu- muz "Deniz Restaurant"... Tanımlanamaz bir yemek key- finin ardından Foça'nın 2600 yıl- lık kent tarihine ait tüm katman- lan aynı yaştaki anıtsal duvarla- nnda sergileyen "kutsal alanı" zi- yaretimiz... Rüyayla kulak çınlar mı bile- mem ama NihatDirim' in eminim kı çınlamışnT. 0nun belediye baş- kanlığı zamanrndaki düzenle- meyle aynı duvann önüne asılan bilgi panosunda, 10 6. yüzyılda "gemkileri karşılayan" bu kutsal alanın ana tannça "Kybele'^e adandığuu yazmışlardı Rüyamda da yoksa Kybele'yle beraber miydım'' • • • Denizle kutsal alan arasındaki yaya köprüsünden geçip, tanhi duvarlara yaslanmış banklara oturduğurnuzda. "güneş" öylesi- ne "Foça" gibi ki hem parlak ve sımsıcak. hem de yakmıyorve sa- dece ısıtıyor. Insan böyle bir gü- Huzur dolu sokaklar... (Fotoğraf: SDK arşivi) lann buluştuklan meydancıklar- daki sessız ve dingin ortamlar yok mu? Foça bu rıitelikleriyle de ör- neğrn ne Bodrum'un ınsana say- gısız kargaşasını taşır, ne de Mar- marisin betonlaşmış gurültüsü- nü... Bu nedenle de gerçekten rüya gıbidir; anlatılamaz, "görmek" gerekir... • • • Ben de belediye başkanırun da- v;tine ne zaman gidebıleceğimi hznüz düşünemeden aynı rüyayı gDrmeyeyim mi? Hani o karayolunun son tepeyi ajtığı yerdeki kentin ilk göründü- ği yerden meraklı bakışımızı bi- k... Yıllardır büyük çabalarla dırdurulan "uygunsuz yapılaş- na" artık geçmişte kalmış olma- L ki o "pitoresk" manzara hâlâ gjzümün önünde. Sonra, en tok insanı bile önün- cfen geçerken "ayartan" o terte- niz ve çekici sahil lokantalan... lale'nın bulunduğu burnun ku- z y tararuıdaki koyda, yani Kû- çUtdeniz'in kenanndalar. Türki- y'nin en taze deniz ürünlerinden eı lezzetli mezelerini, yine Tür- •ye'nın en özenii damak tadı uz- Msanı aşçı ve garsonlanyla ikram neşte "yaşamına'* sankı daha bir sıkıca sanlıyor.. Derken, aynı güneşin battığı yere doğru limandan bir bir ayn- lıp giden balıkçı tekneleri... Ak- şamrn bereketli geçmesi için "rastgele" demek geliyor içim- den, ama bağırsam da işitemezler ki... Uzaklardaki karalnlar da Pho- kaıa'ya, dolayısıyla Foça'ya da adlanm verdikleri söylenen fok balıklannın sı&rndıklan efsanevi "Siren Kaj-ahİdan" olmalı. Rü- yamda ıshk seslerini duyamadım, ama dalgalardan belli ki rüzgân kayalann oyuklannda sıkışünp hâlâçahyorlardı... işte bütün bunlar yaşamın için- de en az birkaç saat sürse bile rü- yamda sanki birkaç dakikada gö- rülüp bitiverdi... Ardından düşün- düm. Foça'ya gerçekten en tasa zamanda gitmeliyim ve 3 yıl ön- cesi ile bugünkü durumu kıyasla- malıyım... Bakalım, belediye başkanı kentin "gerçeklerini" gösterdi- ğinde. bu anlattıklanmdan "ferk- h" mı olacak: yoksa Foça hâlâ rü- ya gibi mi?. oekincif t cumhuriyet.com.tr ÇİZGtLlK KÂMtL MASARACI kamilmasaracit mynet.com HARBİ SEMİH POROY semihporoyuiyahoo.com HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BtLGiN hayatepik" mynet.com AVKUPA pAŞLEMENTOŞU BAŞKANI: "SORUN D İ N İ VA DA KÜUTÜREU DE6ÎL TÜRKİyENİN FA DEMÎS !.. BIŞEY bEĞİL ARAMIZDAld ASYALILAR YÜZÜNDEN AVRUPA'YA DA ALZNM1CAZ OTOBÜSTEKİLER KEMALVRGENÇ k_urgencayahoo.com \>\Y var- f \ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 10 Ekim ıcmc.mumtaz-arikan.com PKOF. EMİN ONAT VE OZHAH AKDA'MN &HÜN- Cİ OIAN PROJS6Î, UYGUtAtM SII&StN- DA B&ÇOK OE&pK. Ğ Am-KABfR'İtiTEMEÜATILDL. /944'TEBUGÜNjmaİIKK İÇİN YtPOACAk OLAN ANir-KAB»'W TBMEÜ ATHJH.ANKAItA'NIN 6Ü- N£YtNDEKi KASATTBPE'DE 19iPfLA4ASlNA KA- RAK VEKİLEN MHT-KA8İH İÇİN ULUSLAK A&- S/ 8İR PKÛJE -rtaÇUASI AÇILMIŞ, KIÜK YEDİ MUUAR KATJLMtÇn. BİZİHd ££Çİl£N,PROF. EMİN ON4T İL£ OGHAH ARM'NIN PROJEBOtPU- OOtOIZ YIL &Ü8SC£İCİN$AATl 2OMİt-Y0NÜI&- HA UAL OCACAZ77. YOL,AUW VE Ş&& SAW- NU OLMAK ÛŞ£H£ ÛÇ BĞUJMPS YAPILACAK ANIT-KASİK'İN HEYKBL VE KA&AeTMI- LAMNi^BÖLİ^HADİBAeA,ZÜHTÜ MÜHİ. PO&M l/£ fAPİ ÇAUK YONrACAK, YA2I- LAH/NI DA HATTATEMİN GÖRÜŞ TURKKAYA ATAOV Kapitalizm, Empepyalizm ve Biz Yalnız Bush ve Kerry değil, uğraşı siyaset olan- ların çoğunluğu da, ister Batı Avrupalı ister Uzak- doğulu olsunlar, günümüzü yorumlamada havan- da su dövüyoriar. Çağımızın birinci gerçeği şu: Dünyanın her köşesinin tekelci sermaye tarafından açıkça ışgalini yaşıyoruz. Sonunda başanlı olup olamayacağı ayn bir konu. Ancak işgalcinin "özgüriük" ve "demokrasi" sözcüklerini öne çıkarmasında şaşılacak yan yok. Bunlardan amaç her şeyden önce, ürünü en uy- gun koşullarda yaratma, satma ve kân alıp götür- medir. önce önemli olan "açıkpazar"Ğ\r, demok- rasi nasıl olsa "kendiliğinden ama sonra" gelir. "Sermayenin küreselleşmesi" demek merkezde- ki sendikalardan ve sınıriayıcı yasalardan kurtul- ması demektir. Sonuçta, ürün ilişkileri genişler ve derinleşir. Yalnız ulusal değil, bölgesel ve yerel pa- zarlar küresel ağa güçlü düğümlerle bağlanırtar. Inönü Üniversitesi Rektörü Prof. F. Hilmioğlu'nun Türkiye'de yerel yönetimlerie ilgili duyarlılığının kaynağı yersiz değildir. Doç. Ç. Erhan'ın Lozan'ın değiştirilmesine ilişkin önerilere tepkisi de. Şu tanımlamalarda anlaşmakta yarar var: Kapi- talizmin siyasal yapısının "kapitalist devlet" oldu- ğunu söylemek eksiktir. O denli ki, son tahlilde ya- nıltıcıdır. Onun siyasal yapısı, tamamı tamamına, "kapitalist devletlerarası düzen"dir. Bu düzene konan kimi sınıriar temel gerçekleri değiştirmez. Günümüzde çok açık biçimde görüldüğü gibi, iş- galci bu sınırlan da tanımıyor. Devletin genel isten- ci simgelediği de yanlıştır. Günümüz devletleri iç- te daha çok büyük sermayenin denetimi altında- dır. Pazar ekonomisine bazı kurallar getiriyorsa da, asıl müdahalelen pazar güçlerini yaratmak için- dir. Görevi büyük sermayenin önündeki engeileri kaldırmaktır. "Toplum adına" deyip ulusal parkla- n ihaleye açmaktan kaçınıyorsa, bu sınırlamalar kapitalist düzeni toplum uğruna akılcılığa itmeye yeterli değildir. Bu sınıriar gene kapitalist dünya ekonomisi çemberi içindedir. Türkiye'nin çervesin- deki bu çember de gitgide daralmaktadır. Lenin'in oldukça bilinen bir kitabı var "Kapita- lizmin En Yüsek Aşaması: Enmperyalizm". Bu başlık ve ona uygun içerik eksiktir; denebilir ki, bu nedenle, yanıltıcıdırda. Çünkü emperyalizm kapi- talizmin yalnızca en yüksek aşaması değildir; o- nun başından bu yana gerekli, sürekli ve aynlmaz parçasıdır. Emperyalizmin gösterdiği, özendirdiği ve zorla kabul ettinmek istediği "gelişme" strate- jisi de onun kumandasındaki dünya düzeninde ulusal toplumların "merkez-çevre" ilişkileri çerçe- vesinde aldıklan yerdir. Türkiye'de son elli yılın ik- tidarlan merkeze bağımlı çevrenin içinde olabilme yanşındadıriar. Aslında "gelişen" belirti bir dünya düzenidir, ulu- sal toplumlar değil. Bu sonunculann "gelişme" dedikleri şey, egemen düzen merdivenlerinde bi- raz yukan tırmanmaktır. Ama bu tırmanış "mer- kez'e hep gerekli olan "çevre"yi ortadan kaldıra- cak ölçülere varamaz. Giderek, emperyalizmin be- nimsettiği gelişme yöntemi zayıf ulusal birimleri "çevre"de tutacak niteliktedir. "Merkezln işçisi de "çevre"nin işçisinden kopuktur. Aynca, her iki işçi grubunun yöneticileri genelde "merkez"e ya- kın yaşayan, neredeyse "soylulaşmış" eski çalı- şanlardır. Kendine "sosyalist" diyen ülkeler de ka- pitalist dünya ekonomisinin dışında tam olarak hiçbir zaman kalmadılar. Sovyet etkisi altındaki eski Doğu Avrupa'ya dı- şardan müdahalelere set çeken "Brejniyev Dokt- rini" artık yok. Ama ABD'nin "Batı yanküresine benden başka kimse ilişemez" diyen "Monroe Doktrini" artık tüm dünyaya uygulanıyor. Türkiye bu kıskacın içindedir. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLMNSAĞA: 1/ Böbrek üs- tü bezlerinin salgıladığı et- kin bir mad- de.2/Bilinç... Çanakkale Boğazı'nda bir burun. 3/ Günümüzde Hatay yöre- sindebllâya- pılan. eski Türk güreşle- rinden biri... Dürüle- rek boru biçimi ve- rilmiş deri ya da kâ- ğıt.4/Eskidildesu... 3 Dokuma tezgâhında tarağı tutan parça. 5/ 5 Kaba konuşma... 6 Dagkeçisi. 6/ As- ya'da bir göl... Bir 8 nota. 7/Bir sıvıyı iç- 9 mekte kullanılan boru... Pişirilen yemeklerin ye- necek kıvama gelmesi. 8/Değerli madenlerin saf- lık derecesi... Basketbolda çemberi tutan çarpma tahtası. 9/Mutluluk hormonu. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Vanlmak istenen bir amaca doğru geçilmesi ge- rekli dönemlerden her biri... Bir bitki hastahğı. 2/ Eri lezzetli bir balık... Sahip, malik. 3/Iskambil- de bir kâğıt... Bir cins yabankedisi. 4/Yiğit... Bo- ğa güreşçisi. 5/Bircervel türü... " — yoruldu ben yoruldum / Güzel bindiri bindiri" (Köroğhı). 6/ Sıtma mikrobunu aşılayan srvrisinek... Italya'nın en uzun ırmağı. 7/Mikroskopta kullanılan küçük ve ince cam parçası... At tüyünün rengi. 8/"trlan- da Cumhuriyet Ordusu"... Bildirme yazısı. 9/Bir meyve... Kırşehir'in bir ilçesi. İLAN ANTALYA ASÜYE TİCARET MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN 2004/1348 Davacı Ali Sankaya - Levent Saraçoğlu - Necdet Şenol S.S. Deniz Tü. Koop. Tasfıye Memurlan tara- fından davalı Tasfiye Halınde S.S. Deniz Tüketim Köoperatifı aleyhine açılan iflas taîeplı dılekçesi üze- rine verilen tensip karan uyannca; llan tanhrnden ıtıbaren 15 gün ıçınde borçlu davalının veya davalı şirketın dığer alacaklılannın davaya müdahale (aslı) veya ıtıraz ederek borçlu davalının ıflasını gerektiren bır hal bulunmadığını ılen sürerek iflas talebinin reddıni talep etmediklen takdirde mahkemece yapılacak inceleme netıcesınde borçlu da- valının ıflasına karar verebıleceğı hususu ilan olunur. 27.09.2004. Basın: 44817 GEREDE ASIİYE HÜKUK HÂKÎMLİĞt'NDEN EsasNo: 2004/159 Davacı Kâzım Erdoğan tarafından davalı Dörtdivan Mal Müdürlüğu ve Kargıbay- ramlar k ö ^ aleyhine mahkememize açılan tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Bolu ili Dörtdivan ilçesi Kargıbayramlar köyü Köyıçi mevlainde kadastro tespiti sırasında kadastro haricı olarak bırakılan 1012 m2 alana davacı Kâzım Erdo- ğan 50 yıldır malik sıfatıyla ziryet olduğundan bahisle Medenı Kanun'un 713/1 mad- desi uyannca olağanüstü zamanaşımı ile iktisap ettığinden bahisle söz konusu yenn kendı adına tapuya kayıt ve tescil talebi ile dava açmıştır. Söz konusu davaya karşı dava konusu yere itirazı olanlann ilan tanhinden 3 ay içensinde itiraz edebilecekleri hususu ilanen teblig olunur. Basın: 44836
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle