Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYtt CUMHURİYET 10EKİM2004PAZA
12 PAZAR KONUGU
Çekyazar Kohout'la sosyalizmin dönüşümünü, sorunlarını ve değişimi konuştuh
S Ö Y L E Ş I : LEYLA TAVŞANOĞLU
[email protected]
faveKohout ilginç bir~ kişilik... Çekoslovakya doğumlu roman ve oyun
yazan... Belki de Doğzu Avrupa 'nın en tartışmalı yazarlarından...
Siyas. bir kimliğide \ar. Ömür boyu sürekli değişime uğramış... Ikinci
Dünya Savaşı 'nın nokt&landığı 1945 yılından '50'liyılların başına
kadar sıkı bir Stalinci. Kendi anlatımıyla o dönem kapitalizm ve
demokrasinin işlerliği olmadığını görünce sosyalist olmuş... Ama
bakmış ki kendince sosyalizmde defayda yok... '60 'h yıllarda
Alexander Dubcek'le birlikte "Güler Yüzlü Sosyalizm "i denemiş...
Çoğumuzun hatırlayacağı gibi Güler Yüzlü Sosyalizm, Sovyet
tanklarmm altında kalınca da ülkesinde tu kaka edilmiş. Ta 1989 'a
kadar. Ondan sonra kendini demokrat ilan etmiş ve dünyada en iyi
rejimin demokrasi olduğuna karar vermiş. Kohout geçenlerde
Istanbuldaydı. Alman Goethe Enstitüsü 'nün düzenlediği bir
konferansa konuşmacı olarak katıldı. Bu arada benimle de bir araya
geldi. Onunla Çekoslovakya 'nın savaş sonrası dönemini, kendi
yaşadıklarını, değişim süreçlerini konuştuk, Kohout, dünyamn bugün
geldiği durumu ve terörle mücadeleyi "üçüncü dünya savaşı" olarak
adlandırıyor. Ancak kendisinin artık savaşım defterini kapattığmı
söyleyerek "Benim kuşağım kendi hatalarını yaptı. Artık bundan
sonrası benden sonraki kuşağın meselesi" diyor...
Küresel savaş gelecek kuşağın sorunu- Siz 1950'liyülarda cidtdi Stalinci bir komü-
nisttimz. Sonra 1960 'larda Güler Yüzlü Sos-
yaiizm'in miman Alexander Dubcek'le 1968
Pragîlkbahart'ndayoldaş oidunuz. 1970'liyd-
larda rtjimemuhalefetinizgiderekarttu 1978'de
Vîyanc 'ya gittiniz ve 1991 'e kadar da dönme-
diniz. 1950 'liyıllardan sonra başlayan bu de-
ğişim nasıl bir şey?
PAVIL KOHOUT - Bir kere ben ülkemı terk
etmedım. 1978'de Viyana "ya gitmiştim. Gen dö-
nüşümeizin vermediler. Dalıa doğrusu gen dön-
düm, ama beni yaka paça edip sınıra geri gön-
derdiler Sorduğunuz bu değişimimin bir man-
tığı var. Büiyorsunuz, ben 1928 doğumJuyum. Ye-
ni gelişme çağında yaşamun«ia üd önemli dönüm
noktası oJay vardı. BunJar<Jan bırincısi 1930'lar-
daki dünyayı sarsan ekonornik kriz, ikincisi de
Nazilerin Münih baskınıydı. Dolayısıyla bu iki
olay, benim kuşağımda kapitalizmin ve Batı de-
mokratik sistemininhiçbir şekilde işlerliğı olma-
dığı inancını yerleştirdi. Bu iki olay. özellıkle
Çekoslovakya'da Çekler ve Slovaklar olarak ye-
ni sistem arayışlanna girmernize yol açtı. Bu ye-
ni sistem de sosyalizmdi. Ancak 1945 "te sosya-
lizmin Stalinizme dönüşecegini algılayamamış-
tık. 1950'li yıllarda benim kuşağım bunu fark et-
ti ve yine benim kuşağımın bu yanlışı düzeltme
görevini üstlenmesi en doğal hakkıydı.
Sosyallzmle yasamaya alışmafc
- Siz o sırada Çekoslovakya rejimini eleşti-
ren bir de oyunyazdımz, değil mi?
KOHOUT-Evet. 1954'te kendi ülkemin reji-
mini sert bir biçimde eleştiren bir oyun yazdım.
Amaç, benim kuşağımın yaptığı hatayı onarmak
için sadece bir denemeydi. I>erken, sosyalizmle
yaşarnayaahsrnayıdenedik. 1968Ükbahandaböy-
le bir denemeydi. Moskova'nın sosyalizmden
başka bir rejime açık olamayacağını herkes bilı-
yordu. Böylece şöyle bir deneme yapmaya ka-
rar verdik: Etiket, isim, yani sosyalizm aynı kal-
sın, ama yaşam farklı olsun. Ama Ruslar bu
yaptığırruzı hemen anladılar. Onun ıçin de üze-
nmizepanzerlerleyürüdüler. 1968'den 1978'e ka-
dar 10 yıl boyunca ev hapsinde kaldım. Bir ar-
kadaşıma telefon etmeme bile izin verilmiyordu.
Yurtdışına çıkamıyordum. Ama sürekli yazı ya-
zıyordum. EserlerimBatı'dayayımlandı;sahne-
ye kondu.
- Bu kadar sıkı ev hapsindeyken eserleriniz
nasılBatı 'dayayımlandı?
KOHOUT - Batılı yayınevleriyle daha önce-
den yapılmış anlaşmalanmız vardı. Rejim bizi,
yani benim gibi muhalifleri, bu anlaşmalan fes-
hefmeye zorladı. Ama bizler bunu reddettik.
"Bunlar geçeıü anlasmalardır. Bunlardan geri
dönemeyiz" dedık.
Batı'dapek çokkişi de yazdığamız yazılann ora-
lardayayımJanmasına yardımcı oldular. 1977 bi-
zim ıçinçokönemli biryıldı. Biüyorsunuz 1977'de
Helsinkı'de Avmpa Güvenlik ve Işbirliğı Konfe-
ransı yapılmıştı. Bu konferansın ardından beni
Viyana'ya, Avrupa Edebiyat Ödîilü'nü almam ıçin
davet ettiler. Oraya gitmeme izin verdiler. Viya-
na da aynca birkaç ay Burgtheater'de dramaturg
olarak çalıştım. Bu, çok önemli Almanca oyun-
lar sahneye koyan bir tiyatrodur. Böylece aylar
sonra Çekoslovakya'ya dönme karan aldık. Ama
anlaşılan rejimin en tepesindekiler bizim geri
dönmek ısteyeceğımızi beklemiyorlardı. Tam sı-
nırdan geçiyorduk ki bizi oldubittiye getirdiler.
Kaba kuvvetle bizi Çekoslovak sınınndan Avus-
rurya sınırına gen götürdüler. Ancak 10 yıl son-
rageri dönebıldik. Şimdi eşim ve benimhernAvus-
turya, hem Çek Cumhuriyeti vatandaşlığımız
var. Dolayısıyla hem Viyana"da, hem Prag'daya-
şama şansımız var.
Güler Yüzlü KapitallzrrT
-Siz, 1930'luyıllarda kapitalizmin hiçbiriş-
leriiğiolmadığınainandığınızı söylemiştiniz. Pe-
ki, şimdi çok mu iyi bir düzen?
KOHOUT - Şu anda işlerliği olan tek sistem.
Her seferinde de düzeltilmesi gerekıyor. Yani
•'Güler Yüzlü Kapitalizm" olması gerekiyor.
-İyi de, güleryüzlü kapitalizm nasılolacak?
KOHOUT - Ben yılın bir bölümünü Avustur-
ya'da geçirdiğım için biliyorum. A\ıısturya'da
güleryüzlü kapitalizm uygulaması mümkün. Av-
rupa'da, zenginle yoksul arasmda uçurum olma-
van bazı ülkelerde de güler yüzlü kapitalizm var.
Sosyalizm ise çok basit birnedendendolayı iş-
levsel değildı.
-Neydi o sebep?
KOHOUT-Aslında sosyalizmin ana tezi bü-
tün insanlann eşit olduğudur. Ama ne yazık ki
bütün insanlar eşit değil.
Örneğin bazı insanlar işlerini çok severek ya-
pıyorlar, ama bazılan da işlerini severek yapmı-
•orlar. Şunu da belirtmem gerekir ki bu sözünü
;ttiğim, Sovyet etkisi altrndaki bir sosyalizmdi.
O sistemde birisinin çaüşkan, öbürünün tem-
bel olması hiçbir şey fark ettirmiyordu. Çünkü
üsi de aynı parayı alıyordu, ikisi de aynı şekil-
Je muamele görüyordu sonuçta... Yani, çalışkan
jlmarun bir anlamı yoktu. Çünkü daha fazla ge-
m elde edemiyordunuz. Sonuçta o sistemde in-
PAVEL KOHOUT
1928, Prag doğumlu. Ünlü bir siyasi
kişilik, roman ve oyun yazarı. 1950'li
yıllarda ciddi bir Stalinist Daha sonra
1968 Prag İlkbaharı sözcülerinden
birisi. 1969'da Çekoslovak Komünist
Partisi'nden ihraç edildi 1977'de Vaclav
Havel'le birlikte "77Bildirisi"ni
imzaladtktan sonra ülkesinde artan
basküara maruz kaldu 1978'de üçüncü
eşi Jelena 'yla birlikte Viyana 'ya gitti.
1979'da Çekoslovakya'ya dönmelerine
izin verilmeyince Viyana ikinci vatanlan
oldu. 1989'da ülkesine döndü. O
tarihten beri Viyana vePrag'dayaşıyor.
Deutsches Theater'in müdürü olarak
Prag'ın kültürelyaşammda önemli bir
yeri var. Son olarak da bir romanı "Dul
Kasabı" adıyla Türkçeye çevrildL
sanlann gırişim istekleri yok oldu. Rekabet duy-
gusu, ortamı yok edildi. Toplum da zamanla ha-
reketsizleştı.
Bu öyle bir sistemdi ki, insanlara, "Sizdûşûn-
meyin. Sizin düşünmeaize gerek yok. Çünkü btz
sian yerinize düşünüyoruz'' telkıninde bulunu-
yordu.
Aradakl buyük fark
- Peki, bugün aynı durum kapitalist sistem
içindedeyok mu? Yanikapitalizm insanın çok
fazla düşünmesine elverişli mi?
KOHOUT-Kapitalizm, insanlan düşünmeye
teş\ ik ediyor. Aslûıda her iki sistemde de başka-
sınınkendisinin yerinedüşünmesini isteyip böy-
lece rahat ettiğini sanan insanlar var. Ama ikisi
arasındaki asıl önemli fark, kapitalizmde birisi
serbestçe düşunmekistiyorsa duşünebiliyor. Sos-
yalist sistemdeyse serbest düşunmek isteyen bir
insan bunu yapamıyordu. Gördüğünüz gibi ara-
dakı çok büyük bir fark. Hayatımda iki totaJiter
sistem yaşadım. Hider dönemini de biliyorum,
sosyalizmi de. Sosyalizm başka bir totaliter sis-
tem.
-Sizin, Türkçedeyayımlanmış "DulKasa-
bı " adlı romammz var. Santyorum tam İkinci
DünyaSavaşı 'nın bitişydı olan 1945'te Çekos-
lovakya 'daki düşünce biçimlerini anlatıyor...
KOHOUT - Evet. O dönem Çekoslovakya'da
tam anJamıyla totaliterbirdüşünce biçımi hâkim
olmuştu... insanlar öyle düşünme eğılimindey-
diler... Kitabın orijinal adı "KatiKnEn UygunCi-
nayetAnı*. Benimkitapta vermek istediğim me-
saj, en iyi fikir için savaşılmış olsa bile onun kö-
tüye kullanılabileceği... Daha açık söylemek ge-
rekirse o milliyetçi duygu çokkörüye kullanıldı.
- Peki, siz iki kutuplu bir dünyayıyaşadınız.
Şimdi tek kutuplu dünyada ömür sürmek na-
sıl bir duygu?
KOHOUT - Çok mutluyum. Çünkü gençli-
ğimdeki Avrupa'yla bugünkü Avrupa arasında
dağlar kadar fark var. Benim ilk Avrupa deneyi-
mim yedi yaşımdayken oldu. Önce Italya Sa\a-
şı patlak vermışti, ardından da Ispanya lç Sava-
şı... Bunun ardından Münih baskını ve Öcinci
Dünya Savaşı... Benim için en büyük mutluluk
kaynağı da 150 yıl savaşan Avrupa'nın ıkı büyük
devleti Almanya ve Fransa'nınel sıkışarak bir an-
laşma yapmalan olmuştu. Çünkü Öanci Dünya
Savaş,ı'ndan sonra bile Fransa'yla Almanya'nın
yeniden savaşa tutuşması gibi güçlü bir tehlike
\
f
ardı. Ama ikisi de büyük birvizyon göstererek
bugünkü yeni AvTupa'nuı temellerini atan Kö-
mür ve Çelik Birliği'ni kurdular. Bakın, Alman-
ya'yla Fransa'nın o kadaryıl sa\asmalannın asıl
nedeni de kömür ve çelik zengınlikleriydi. Bu an-
laşma birkartopu etkisi yaptı ve öbürAvrupa ül-
kelen de bu anlaşmaya katıldılar. Ben bugün çok
iyimserim. A\rupa şimdi şansı yakaladı.
-Şimdiysepetrolyüzünden küreselbirsava-
şın içindeyaşıyoruz. Öyle değil mi?
KOHOUT - Bu benden sonraki kuşağın me-
selesi, benim değil.
- Bu çok bencilce biryaklaşım değil mi?
KOHOUT - Özür dilerim, ama ben gelmişim
77 yaşına... Ben kendi hatalanmı yaprım. Şimdi
benim çocuklanm ve onlann çocuİdan kendi ha-
talannı yapmalıdırlar. Ben daha sonra kendi ha-
talanmı onardım. Benimyasadığım birkapah de\-
re, diye düşünelim. Demokratik bir Çekoslovak-
ya'da dünyaya geldim. Bugün yeniden demok-
ratik birülkede yaşıyonım. Böylece de daire ka-
pandı.
önemli blr ayrılık
-Siz birleşikbir Çekoslovakya 'da doğdunuz.
Ama şimdi bir Çek, bir de Slovak cumhuriyet-
leri var. Ülkenizin bölünmesiyleilgili nelerdü-
şünüyorsunuz?
KOHOUT-Bakın, bu bölünme Slovaklar ıçin
çok önemliydı. Çünkü Slovaklar kendi kültürie-
n, kendi tarihleri, kendi ayn dilleriyle ayn birulus-
tular. Çekler Avusturya, Slovaklar da Macaris-
tan tarafindan işgal edihnişti.
Bu da çok önemli bir aynlıkh. Avusturya yö-
netimi altındaki Çekler çok güçlü bır sanayi top-
lumu oluşturdular. Oysa Slovaklar Macarlar ta-
rafindan büyük baskılar altındarutuldular. 1918'e
kadar Slovaklann okullan, öğretmenleri. gaze-
teleri, hiçbir şeyleri yoktu.
O tarihte Çek öğretmenlerSlovakya 'ya çocuk-
lan eğirmeye gönderildi. Öğretmenler önce Slo-
vak dilini öğrendiler. Böylece de Slovak öğren-
cilerleiletişim kurabildiler. Böylece okullan ya-
pılandınldı. Bütün sektörlerde çahşanlar, devlet
memurlannın hepsi. Çek tarafindan oraya gön-
derildi.
Düşünün ki posta memuru bile yoktu. Bu dü-
zen 10 yıl çok düzgün gitti. Ama daha sonra
Çeklerde Slovaktarafinınbirsömürge olduğu duy-
gusu ya da sanısı uyanınca Slovaklar bu işin
böyle gitmeyeceğini anladılar. Dolayısıyla Slo-
vaklar kendi ayaklannın üzerinde durma zama-
nırun geldiğinin bilincine vardılar. Hatta, onlar-
da, "Çeklerin yapoğı bütün hatalan biz de tek-
rarhj'onız'' sanısı uyandı. Ama artık 15 yıldırda
Slovaklar kendi hatalannı kendileri yapıyorlar. O
zamandan beri de Çekler ve Slovaklar arasında
çok güzel bir ilışkı kuruldu.
6
Her şey eşit olarak bölündü'
- Tam burada size bir soru
sormak istiyorum. Sizin de de-
diğiniz gibi birleşikken Çekler
ve Slovaklann kendi araların-
da ciddi sorunlar yaşadıkları-
nı ben de biliyorum. Peki, na-
sıl oldu da ayrılık hiç sancılı
geçmedi ve şimdi de bu kadar
güzel bir ilişkigötürülebiliyor?
KOHOUT - Biüyorsunuz ki
her ülkenin kendine özgü ko-
şullan var.
Demin bunun nedenlerine bi-
raz değindkn. Bir kere birbirle-
rinin dilleri ayn, ama yakın. Ta-
rihleri de ayn, ama yakın.
Çeklerle Slovaklar hiçbir za-
man birbirleriyle savaşmadılar.
ikisi de aynı zamanlarda işgal al-
tuıda bulundular. Hatta demin de
sözünü ettiğim gibi Çekler, Slo-
vaklara çok büyük yardımlarda
da bulundular.
Hatta Çekler Slovaklann ken-
di ayaklan üzerinde durma is-
teklerinde de onlan hiçbirzaman
engellemediler.
15 yıl önce Slovaklar Çekler-
den aynlmak istediklerinde olay
bir kadının kocasına gidip "Ben
artık seninJebir arada >aşamak
istemiyorum.Arûk boşanalun"
demesine benziyordu. Adam da,
"Gitmekte serbestsin. Sana bir
şey vermiyonım" ya da "Ta-
mam, boşanalım. Benden ne is-
tiyorsun?" diyebilir.
Çekoslovakya'da 10 milyon
Çek, 5 milyon Slovak yaşıyor-
du. Çek bölgesinin yüzölçümü
80 bin. Slovak bölgesinin yü-
zölçümü 50 bin kilometreka-
reydi.
Buna rağmen bütün ülke ya-
n yanya bölündü. Buna uçak-
lardan turun da ambulanslara,
okullara kadar her şey dahil.
Hatta devletin hazinesi bile
yan yanya paylaşıldı ve altı ay
gibi kısa zamanda bu bölünme
gerçekleşti. Tek bir kötü olay
çıkmadı.
Demokrasi
bir gecede
ölebilir
- Boşanmada maJpaylaşımı çok uygarca
yapıldı, öyle mi?
KOHOUT - Bunun Örneği zaten dünyada
başka hiçbir yerde olmadı. Biüyorsunuz
Yugoslavya da parçalandı. Ama o
parçalanma ne kadar kanlı geçti.
Çok açık bir şey söyleyeyim. Ben bu
boşanmayı 70 yıllık evliüğin en önemli
meyvesi olarak görüyorum.
Şimdiyse her ıkimiz de AB'ye girmiş
bulunuyoruz. NATO'da da vanz. Üsteük
Çek ve Slovak birlikleri bir arada
Afganistan'dalar.
- Peki, siz son birkaçyıldır dünyada hızla
artan terort'zm tehdidini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
KOHOUT - Ben bunun bir üçüncü dünya
savaşı olduğunu söylemek istemiyorum.
Ama olabiür. Burada yapılması gereken,
teröristlere kendilerini geliştirip
güçlendirecekleri bir toprak parçası
verilmemesidir.
Bununla da Afganistan, frak, Kuzey Kore
gibi ülkelerden söz ediyorum. Gruplar
haünde örgütlenmelerine ve o topraklan
kendilerine üs olarak kullanmalanna göz
yumulmamalıdır. Onlara yapılan bütün
maddi yardımların da kesilmesi lazımdır.
Sanıyorum bu durum birkaç yıl daha
sürecektir. Durum 15 yıl önce daha
kolaydı.
- Nasıl daha kolaydı?
KOHOUT - Çünkü o dönemde Sovyetler
Birliği Araplan, Amerikaülar da Israil'i
destekledi.
Oysa bugün durum farklı. Çin dahil bütün
dünya ülkeleri artık teröristlere destek
sağlamaktan vazgeçerlerse kaynaklan
biteceğüıden terorizmin tükenmesine şans
taruyorum.
Ama bu, daha önce de söylediğim gibi
arük şimdiki genç kuşağın sorunu. Ben
artık onlara sadece şans dilemekten başka
bir şey yapamam.
Demokrasi kendlnl savunabllmeH
- İşin görünen yani terorizmle mücadele
gibi dursa da, gerçekte bütün dünyada
petrolpaylaşımı yüzünden bu savaşın
patlak verdiği herkesin dilinde.
Almanya ve Fransa, iki dünya savaşım
nasıl kömür ve çelik içinyaptılarsa şimdi
de üçüncü dünya savaşının petrol
yüzünden patlak verdiği söyleniyor. Siz
bu konuda ne düşünüyorsunuz?
KOHOUT - Tabii ki petrol için de
savaşıhyor. Ama sadece petrol değil. İşin
içinde demokrasinin sorunu da var.
Çünkü dünyada demokrasi zayıfladı ve
bunlara karşı kendini iyi savunamıyor.
- Demokrasi neden kendini iyi
savunamıyor?
KOHOUT- Bunun sebebi demokratik
olması. Yani demokrasi, kendi karşıtlanna
kendilerini örgütleme olanağı veriyor.
Dolayısıyla demokrasi bir gecede ölebilir.
Ama öte yandan totaliter devletler bu
hatayı yapmıyorlar. Çünkü onlar
demokrasiyi kesinlikle içselleştirmiyorlar.
Dolayısıyla totaliter rejimin tamamıyla
ölmesi 30-40 yıl alabiüyor.
Ben yaşamunda edindiğim deneyimlerden
yola çıkarak diyorum ki: "Demokrasi
kendini savunabilmeli, koruyabilmeJi''
Bu benim birinci önceliğim.
Demokrasinin de kendini savunabilmesi
için petrole ihtiyacı var.
- Terörün İslamdan kaynaklandığı
inancı yerleşik. Siz buna katüıyor
musunuz?
KOHOUT - Ben aynı fikirde değilim.
Ortaçağda Katoük Kiüsesi'nin terörü akıl
alır gibi değildi. Örneğin Protestanlık,
Katoliküğin yaptıklanna başkaldın olarak
ortaya çıkan bir mezheptir. Müslümanlık
da Hıristiyanlık gibi tektannlı bir din. Her
iki din bir taraftan dünyayı
zenginleştirirken bir taraftan da körüye
kullanıldılar. Istanbul'dayken
düşünüyorum. Acaba Hıristiyanlann
Istanbul'u ele geçirmesi mi, yoksa
Müslümanlann 200 yıl sonra Istanbul'u
fethetmeleri mi daha kötüydü? Bir
zamanlar Hrristiyanlık kötüye
kullanıldı. Şimdi Kuran adına
kötülükler yapılıyor. Ama bu, dinlerin
kötü olduklan anlamına gelmez.