20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5OCAK2004 PAZARTESİ CUMHURlYET SAYFA ROPORTAJ AHLÂKARANIYOR TURHAN SELÇUK TjLSlATLî ÎSTASBÜL EFEKÎÎSİ 1940'ta Avedis Ohanyan Ça/amğlu'nun açtığı ünlüpastane 20 küsuryıl sonrayeniden hayat buldu Markizmüşterisini anyor Markiz Pastanesi'nin seramik panolaria süslü küçük salonu, tahta masa \e sandahelerde yeni müşterileri ağtrbyor. A ntalya'da otururken bır kış. ^k babamın sanatçı dostlann- / g dan ABye Berger gelmiş; /""^ bızım evde bır hafta kal- ^ - A . mıştı Anımsadığım, "Ali- ya"nım Teyze"nın oturma odasındakı sedırde yattığı ve her sabah kalktığın- dahiç sırtağnsı çekmediğini söyledi- ğiydı. Kütüphaneye sığmayan kitap- lar Tekel'ın kıbnt sandıklannın ıçin- de dururdu. Babam, sandıklann üze- rine kalas koymuş ve üzerine de bir pa- muk yatak atarak sedır halıne getirmış- ti. Sedir. taş gibi serttı "Aliya'nım Te\T ze",tstanbura döndüğünde ilk ışı- nin sırt ağnlanndan kurtulmak ıçin somyah ve yaylı yatağını değıştirmek olacağını söylemiştı. 0 bahar annemle îstanbura gittıği- mizde to ABya''nıınTeyze"ye de iadeyı ziyarete gittık. Tünel'dekı Narmanlı Apartmanrnın ön daıresınde tek ba- şına fakat yitirdigi kocasının hayaliy- le birlikte yaşıyordu. Annem. Markiz Pastanesf ne girdi ve bır kutu çikola- ta yaptırdı. 0 gün, annemın kaş göz ışaretlennı dikkate almamış ve "Ali- ya'nım Teyze"nın desteğıyle bır kutu çıkolatayı bitırmiştim. Otomobil yedek parçacısı Uzun yıllar sonra Tunng ve Oto- mobil Kurumu Genel Müdürü Çelik Gülersoy'la gıtmiştım otomobil yedek parçacısı dükkânı yapılmak istenen Markız'e... Pastaneden eser kalma- mıştı ama duvardakı seramik tablolar duruyordu. Çelık Bey, Markiz'in pas- tane olarak korunması gerektjğıni söy- lüyordu. Markız'ın tekrar Markiz olabilme- si ıçin neredeyse 30 yıla yakın bir za- man gerekıyormuş.. Markiz, "marki''nin kansı... Marki, ortaçağ Avrupa'sında kont ile dük arasında bır soyluluk unvaru... îstıklalCaddesf ndeki "Markiz''ise bir kadın değil, Ermeni pastacı Ave- dis Ohanyan Çakıroğlu ve pastanenin geçmişı ortaçağa değıl 1940 yılına da- yanıyor. tkincı Dünya Savaşı'nın en berbat yıllannda Çakıroğlu, Istıklal Caddesi 360 numaradakı "PassageOrientaT ya- ni Şark Pasajı'nın ya da "Şark Ayna- lı Çarşı"nın gınşındekı Lebon Pasta- nesi'nin yenne Pans'ınünlü "Marqu- ise de Sevigne" çıkolatası kalitesınde imalat yapmak üzere Markiz Pasta- nesi'nı açıyor. Çakıroğlu'nu bu denlı ıddıalı ya- panne? Caddenin karşı tarafina taşınan Le- bon Pastanesi'nin finnı1 Bir önreği Dolmabahçe'de Lebon, 1806'da Istanbul'a gelen ve Fransız Büyükelçiliği'nde çalışan bir "mutfak ustasT Eduard Lebon ya da onun oğlu olmalı.. Sonradan büyükel- çilikten aynlıp kendi adını verdığı bır pastane açmış. Pasta fınnını da Pa- ris'teki Leumenier ustaya özel olarak yaptırmış. Lebon'un çörekJerindeki lezzet, Sultan n. Abdülhamit'i öyle- sine etkilemış kı 1888'de Alman Im- paratoru II. WTlhelm'in Istanbul zıya- retı öncesi, Pans'teki ustaya sipariş venlıp Dolmabahçe Sarayı'nınmutfa- ğına aynı finndan yaptınlmış. Fınnın özellığı ateş tuğlalannın ka- lıtesı ve ıçindekı ısı dağılımını düzen- leyen sıstem. Çakıroğlu'nun ıddıalı olması ıçin bır de pastanenin dekoru var. Seramilc panolar Lebon, 1905"te Boulanger-Choısy Seramık-Porselen Fabnkalan'nda üre- tılen ve altında "Arnoux" imzası bu- lunan "art nouveaıT tarzındakı sera- mik panolan 1920'lenn başında Pa- ris'ten getırtmış... Panolan üreten fabnkanın Birincı Dünya Savaşı yıllannda yıkıldığı du- şünülürse tstanbul'a getırtılen parça- lann antika değennde olduğu anlaşı- lıyor. Dört mevsımı betimleyen ve gü- zel kadınlarla rengârenk çıçeklenn süslediğı panolardan "kış" her ne ka- dar nakliye sırasında kınlmışsa da "sonbahar" ve "ilkbahar" bıle pasta- nenin tt hava"smı oluşturmaya yetı- yor. Mimar Alexandre Vallaury'nın iki katlı olarak ınşa ettığı ve 16. Louis tarzında doşenen alt katı pastane üst katı lokanta olan dükkân 1940'ta "Mar- kiz'' adıyla yeniden hayat buluyor. Çakıroğlu, ürünün kalıtesının yanı sıra sunumda da kalıteye önem veri- yor. Lımoges marka porselen tabaklar, Çhnstofle marka gümüş takımlarla servis yapıyor Bu arada Lebon caddenin karşı ta- rafında faaliyetine devam ederken Markiz de sanatçı takımını ağırlama- ya başlıyor... Lebon'dan Markız'e, 7 metre cephesı bulunan bu küçük dük- kân NaniıkKemal'den PierreLoti'ye. Yiınus Nadi'den Yahya Kemal e bırçok ünlu isimi ağırlıyor. 1970'lerde Beyoğlu gözden düşup Istiklal Çaddesi'nin yerini Nişantaşı al- maya başladığında dükkân bır otomo- bil yedek parçacısına satılıyor 1979'da Şark Aynalı Çarşı, tarihi eser kapsamına alındığında Avedis Ohanyan Çakıroğlu, ilerleyen yaşı ile otomobil yedek parçacısının devam eden tahlıye davasına daha fazla dıre- nemiyor ve vârisleri de olmadığı için Markiz'ı kapatıyor. Bitkisel hayat! 194O'ta başlayan ve 40 yılı bile bul- mayan bır "tarÜT böylece bıtıyor. Neyse kı tanhı dükkân otomobil ye- dek parçasına yâr olmuyor! İK/arkiz Pastanesi eski dekoru içinde yeniden hizmete girdi ama mönüsü artık eskisi gibi değil. Paris'te özel olarak yaptınlan pasta fınnı yeni mutfağın bir köşesinde "tarih; eser" olarak duruyor. Dükkân uzun yıllar kapalı kalıyor... Vıtnnınden bakıldığında kartondan kesılmış bayan ve bay siluetleri, tah- ta masalann çevTesınde oturup Mar- kız'i u bitkisel r ' de olsa hayatta tutma- ya çalışıyor. Ta kı, bir tunzm şırketi 2003 sonu- na doğru Aynalı Şark Çarşı ile bırhk- te Markiz'i de yeniden açıncaya kadar. Markız'i şimdilerde Nişantaşı'ndan gelen bir kafeteryacı işletiyor LalFe- ray Dedeoğhı... Dükkânın ıçınde ikı- şer kişılık 20 masa bulunuyor. Masa- lar tıpkı yapım. Ahşap sandalyelerin bir kısmı orijinal, bir kısmı tıpkı ya- pılıyor. Servis yeni takımlarla yapılı- yor. Mönüde eskisinden kalma bır iz bulunmuyor. Eskiden kalma çıkolata kutulan, fıncanlar, az sayıda da olsa çatal ve bıçaklarla gümüş kaplar ser- gilenmeyi beklıyor. Bunlann bır kıs- mı pastanenin tüllü vitrinini süslüyor. O meşhur pasta fınnı ise üst katta- ki lokanta kısmımn mutfağında anti- ka bir eser olarak duruyor. Sultan II. Abdülhamıt'ın ağzını sulandıran çö- reklenn yapıldığı fınn artık çalışmı- yor. Pastanenin ıçıne geünce... Kolonlar- daki aynalar, aynalardaki üç kolluk aplikler, tavandakı avize. yerdeki ka- ro taşlan ve duvardakı seramik pano- lar aynen duruyor. Meraklısı çok 20 masada en çok 40 kişıyi ağırla- yabilecek pastaneye gırip çıkanın sa- yısı bazı günler 900'ü buluyor. Merak- lı bakışlar, pastanenin ıçını şöyle bır süzüp gen çebliyor. Pastanenin vitrin camının üstünde köşeleri yuvarlak kesim üç cam bulu- nuyor. Camlar vıtrayla süslenmış. tb- rahim Safi'nin ımzasım taşıyor. Ortadaki camı bır krahyet tacı mo- tıfı süslüyor... Taç, Markiz'in kapısından gırecek- lere küçük bir ışaret veriyor. Zaten Markiz de 20 yılı aşan bir ara- dan sonra tekrar gerçek müşterisini anyor... GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ 0 Makaleyi Mutlaka Okuyun! Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) onde gelen- leriyle kamu yönetimınde öne çıkarılanların kamu- ya yansıyan görüşleri, merkezi ve yerel yönetim alanlannda yapılmak istenilen değişıkliklerin ardın- daki gerçek konusunda da ipuçları veriyor. Bu değişikliklenn yapılmasında iktidan özendıren etkenlerin başında da hiç kuşkusuz muhalefet par- tilennin işlevsellikten uzak tutum ve davranışlan geliyor. Yerel seçimlerin sonucunda daha çok oy alaca- ğını ve dolayısıyla daha çok yerel yönetici çıkara- cağını düşünen AKP içın merkezdekı yetkıleri ye- rel yönetimlere devretmek güç kaybı anlamına gel- miyor. Tersine, denetim şemasını değiştirerek pek çok alanda görevlilerin kendi kurallannı geçerlı kılabi- lecekleri bir ortamın yaratılması düşüncesı ıktidar partisini daha güçlü kılacağından yürütme organı- nın önü daha da açılmış olacak. Yerel yönetimlerin vesayet organı sayılan valiler- le kaymakamları da kendisı atayacağma göre, amaçlann yaşama geçirilmesi daha da kolaylaşmış olacak. Adı reform olacak ama eskilenn dediği "Ha Ho- ca Alı, ha Ali Hoca" söylemine eşdeğer bır yöne- tim biçımiyle karşı karşıya geleceğiz. • • • Başbakanlık Müsteşartığınagetirilen Prof. Ömer Dinçer'in, bugün de aynı görüşleri savunduğunu söylediği "21. Yüzyıla Girerken Dünya ve Türkiye Gündeminde Islam" adlı makalesinden kaynakla- nan tartışma ve gerginlik sürüyor. Dinçer'in makalesıni, tümünü bir kez daha oku- duktan sonra, bılim adamlığı özelliğını de katarak irdeleyenlerden biri de değerli meslektaşım Haluk Şahin. (O Makaleyi Mutlaka Okuyun / Radikal / 3 Ocak 2004.) Kimı bölümlerinı sizlerle de paylaşmak ıstedim. " Makaleyi buldurup dikkatle okudum. Ve kaygılanm arttı! Şundan arttı: öncelıkle makalenın bilimsellikle ilgisi olmadığını gördüm. Dınçer bu makalede bir bilim adamı olarak nesnel ifadelerte değil, birinan- cın sözcüsü olarak öznel yargılarta konuşuyordu. Türk modern devletinin nasıl yapılanması gerek- tiğinden sözederken hep 'biz' diye birtaraftan söz edıyordu. örneğin Cumhuriyet dönemini kastede- rek 'modern devletin bize dayattıklan'ndan yakını- yor, 'Cumhuriyet kavramının bızim ıçin fazla birma- nası kalmamıştır' diyordu. Buradaki Cumhuriyet karşıtı 'biz' kimdi acaba? Ve tabii 'onlar' kim? Dinçer'in bu makalesinde, siyasal Islamct söy- lemin dışında konuştuğu hatta onu eleştirdiğı öne sürülüyordu. Okuyunca gördüm ki, gerçek durum tam tersidir. Prof. Dinçer 'Siyasal Islam' terimine sadece Islamın karar alanını daralttığı için itiraz et- mektedir. Oysa ona göre, Islam bır bütündür, ha- yatın heralanı gibi siyası kararian da elbette belir- leyecektir. Bütününü okuyunca görüyoruz ki, Dinçer'in ma- kalesi 'biz' dediği grubun Türkiye'de iktidara gel- me süresinin ne gibi aşamalardan geçmesı gerek- tiğini adım adım sayıyor. Bunun için 'siyası önce- liklı Islamı hareketlerie' (parti) 'küitürel öncelikli Is- lami hareketlerin' (cemaat) bütünleşmesinı gerek- li buluyor. Sonra sıra merkezi bürokrasınin zayıf- latılmasına ve devletyapısının ülkedekı Islamı ener- jiyi serbest bırakacak adem-i merkezıyetçi birya- pıya kavuşturulmasına geliyor. Dinçer'in hâlâ muhafaza ettığini söylediği fikır- lerle son tasan arasında cıddi paralelliklerolduğu- nu gördüm. Ürktüm. Bana inanmıyorsanız, maka- lenin tamamını okuyun! Mutlaka okuyun!" • • • Işte size, çağdaş bır reform olarak sunulan tasa- nlann güncel söyleme uyarak nıtelendırilirse izJe- mek istediği yol haritası. Tabii okumak için pusulayı doğru yöne koymak gerekiyor. OKTAY AKBAL önce Ekmekler Bozuldu, Aşksız Insanlar, Bizans Definesi, Bulutun Rengi, Berber Aynası, Yalnızlık Bana Yasak, Tarzan Öldü, Istinye Sularıjlkyaz Devrimi, Karşı Kıyılar, Hey Vapurlar Trenler, Lunapark, Ey Gece Kapını Üstüme Kapat, Hücrede Karmen... BÜTÜN ÖYKÜLERİYLE CAIM YAYMMLARI DENIZ SOM Sarı Zaman Bu kitapta tanıdık isimlerinbildik kelimeler karşısında akıllanna gelen ilk düşünceleri bulacaksmız. Bazen şaşıracak bazen alkışlayacaksınız. Geriye dönüp bakmak adettır. Bu kitapla hem geriye dönüp bakacak hem de geride durup bugünü seyredeceksiniz. Ve bugünden yanna siz de tarihe not düşeceksıniz. Günizi Yayıncılık Tel: 0.212. 512 42 19 Faks: 0.212.512 11 72
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle