Katalog

SHYFA CUMHURİYET 5 OCAK 2004 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI KUMTAZ SOYSAL Başka Bir Ittifak 3UGÜNKÜ iktidaria Avrjpa Biıiiği arasında belli bir n<xtaya kadar sürecek olan ittifakın varlığını ve nite- liğni sezmeyen ve anlamayan kalmamıştır herhalde artk. Kemalist Cumhuriyetin ilkelerini olabildiğince zanflatıp dıştam stenenlere dırenen güçleri etsizleş- tirnek hesabınsdayanan DU ittifak sürerken bir baş- kattifak gözlenderı uzak kalmıştı. Şimdi o da yeniden güTdeme geliyor. ilımlı Islam" urnudu veren siyasal rejimler ile Ame- riki'yı yönetenter arasında zaman zaman kurulan bir ittiaktr bu Bir örneği, Özal'la yaşanmıştı. Şimdi ye- nis oluşmakta. önümüzdeki haftalarda, Başbakan'ın VVeshington tennaslan dolayısıyla, degişik açılardan daolsa, bundan sık sık söz edilecek. Birbakıma, Huntington'un "uygariıklarçatışma- sı" tezine karşı bazı Amerikalı düşünüıierle dip- lorratlann ve özellıkle Ankara'da görev yapmış CIA mensuplannın geliştiıtfikleri bu yaklaşıma göre, Ke- maizm aşınya kaçmış bir çağdaşlaşma akımıdır ve TÜK halkının temel degerlerine ters düşmüştür. Hat- ta, Dununla kalmajjıış, Türkiye ile Islam dünyası ara- sında başka türiîi kullanılabilecek köprüleri de atmış- tır. Dysa, akılcılığı böylesine öne çıkarmayıp şeriatia barştınlmış bir rejim, Amerika'nın Islam dünyasıyla, özelikledeArap ülkeleriyleılişkilerindesondereceya- rarl olabilirdi. Eu yaklaşıma, cihan harbi sonrasında VVilson ilke- lerine umut bağlamış olan Amerika içindeki Ermeni ve Rum unsurtarn Kemalist rejime karşı hep duya- geldikleri tepkiler de eklerımiştir. Aynca, Soğuk Sa- vaş dönemi boyunca iki ülke ordulan arasında olu- şan stratejik biriikteliğin ve teknolojik bağlılığın önce Pertagon, sonra da State Department'da yarattıgı bek- 'entler zaman zarnan Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki "çetin cewz"e, yan i Kemalist ideolojıye çarptıkça şöy- te br düşünce d « filizlendi: VVashington'da her iste- nenn Ankara'da hemen gerçekJeşmediğini görenler, 'Atatürkçülükten uzaklaşmış bir ılımlı Islam rejimin- de acaba asker başka türlü mü olurdu" diye düşün- meye başladılar. Ksacası, Türkiye'nin iç politikası açısından bakın- ca, Cumhuriyetin Kemalist yönünü kendi niyetlerinin önmde engel sayanlar, bu yönü zayıflatmak için AB'yi yönlendirenterle kunduklan ittifakın bir benzerini ABD'de "ılımlı Islam" düşüocesini besleyenlerte kurmuşa ben- ziyorlar Brükseî'le "Avrupacılık", VVashington'la "Is- lamcı öemokratlık" oyunu oynanmakta. Bir oyun söz konusuysa, karşı taraflann kartlannı düşünmeden olur mu? Brüksel, Kıbns'la Ege'yi, Washington Kuzey Irak'ta Kürt devletini oynuyor ola- maz mı? Ya da arada sırada, ikisi birden aynı kartla- n? Zaman T3ivsn oyun olmaktan çıkıp şantaja dönü- şen bu tertiplere karşı, yöneldikleri asıl hedefi, yani Ke- malizmi, şu değişik çağın siyasal, ekonomik ve sos- yal sorunlanyla daha iyi baş edebilecek duruma ge- tirmek; artık yeni b»ir ulusal dirilişin temel koşulu ol- mamış mıdır? CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ OCAK AYIETKİNÜKLERİ (1) Cumartesi söyleşiteri "TünR Sinemasında Kadın ve Sopunlanı" Türlcan ŞORAY (10 Ocak 2004 Cumartesi Saat: 15.00) Açılım : Feridun ANDAÇ Yer : Cumhuriyet Kitap Kulübü (Fransız Konsolosluğu'nun Yanı) Isriklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğju/İstanbul Etkinlikler Kocrp-C tarafından düzenlenmektedir. L'cı-etsiz ve herkese açıktır. Kafeıenamız Pazar dahıl her gün saat 10 00 • II 00 arası açıktır Cumhuriyet te d t a p I a r ı_j HİÇBİRİMİZ MASUM DEĞİLİZ Işıl Özgentürk 438 Sayfa 15.000.000TL. Ne zaman yazı mmakinesinin başına geçsern, kendimı kalabalık bir pazar) erinde alacalı bir kilimin ilstüne bağdaş kurmuş, gehp geçene hikâye anlauan. çok yaşlı ve çok genç bir kadına benzetiyormı. Pazaryerinı dolaşan insanlar başıma toplansm v e benı. en çok beni dinlesınjer, ıstenm. Işıl Özgentürk T r.,rr*h,,r*vmt C^S Pazarlama A.Ş. Türkocagı Cad. No:39/41 Cumhuriyet 3.^,334 Cagaloglu-Istanbul ^ . Kltap KUİUDU -nel:(0212)514 01 96 Faks:(0212) 514 01 95 Cumhuriyet CUMHURİYET'İN BİREYİ OLMAK-II (Sorunun D e ğ i l Çözümün Bir Parçası Olmak) TiLrkan Saylan 326 Sayfa 13.000.000TL. Bu kıtabıma "Sonjnurv Değil Çözümün Bir Parçası Olmak" alt başlığını koyuyoruz. çûankü dıkkat edilirse tüm yazılarda. var olan bır toplumsal sorunun k©-ndı açımdan değeriendırilmesınin yanında, yurttaşlık bılıncını taşı^yan ve örgütlenmenin önemıne inanmış dostlarla yaşayarak v » de çoğu kez el yordamıyla bulduğumuz ve uygulayarak doğruİLjğunu sınadığımız çözüm önerilerı de var TOrfcan Saylan r^ w r.ı«h..~hımt Ç-™6 Pazarlama A Ş. Türkocagı Cad. No:39 41 [ C §sBr£!Ssn 3 ^ 3 3 4 Cagaloglu-ls»anbul k^^. Kitap kulubu TelnO212) 514 01 96 Faks.(0212) 514 01 95 Yerel Seçimlere Doğru... Merkezi yönetimde 3 Kasım fırsatı, parti içi iktidar hesaplanyla kaçırılarak ülke, AKP'nin alacakaranlık yönetiminin bilinmezliğine terk edilmiştir. Yerel seçimlerde de böyle bir sonucun ortaya çıkması CHP açısından bağışlanmaz tarihsel sorumluluklan doğuracaktır. ErtuğnılGÜNAY Y erel seçimlere üç ay kadar kısa bir süre kaldı. Sosyal de- mokrat'demokrat sol partiler arasın- da, bir süredir yapılmakta olan "seçim işbirtîği^ görüşmeleri he- nüz olumlu bir sonuca ulaşama- dı. Oysa, 3 Kasım sonuçlan göz önüne alındığında böyle bir işbir- liği, "sol" açısından oldukça ya- şamsal görünüyor. Yerel seçim- lerde. benzer partilerin CHP ça- tısı ve kimliği altında işbirliği yapmalan, bu seçimlerde başan- yı yakalamak açısından olduğu kadar, gelecekte kalıcı bütünleş- melere kapı açmak bakımından da sayısız yararlan içeriyor. Ancak, DSP'nin bu rür bir iş- birliğine yaklaşmadığı, CHP'nin de -3 Kasım sonuçlanna takıla- rak- öteki partilerle kurumsal bir ilişkiye soğuk baktığı, bugüne kadar yaşanan gelişmelerden an- laşılıyor. CHP dışında kalan partilerin kendi aralannda birleşip bir çe- kim odağı oluşturabilme olasılı- ğı da zayıf-neredeyse olanaksız- olduğuna göre, yerel seçimlerde başanyı başka düzlemlerde ara- mak ve üretmek gerekiyor. Aynı siyasal doğrultuda bulu- nan partilerin parçalı görünümü- nün, başanyı olumsuz etkiledi- ği bir gerçektir. Ancak, ana göv- denin parçalanmışlığına karşın parçalardan birisi toplumun de- rinden gelen istencini (iradesini) iyi anlar ve gerektiği gibi siya- sallaştırabilirse başanlı olabilir. Clkemizin yakın siyasal geçmi- şinde bunun örnekleri yaşanmış- tır. 1989 yerel seçimlerinde, o günkü SHPnin -DSP ve Ecevit gerçeğine karşın- elde ettiği ba- şan bunun en son örneklerinden birisidir. O nedenle CHP, yerel seçimle- re giderken söylemini gözden ge- çirip güncelleştirmeli, toplumun temel beklendilerine dönük ye- ni, umutlu. rutarlı bir "yerel yö- nedmfcr programı" ile ortaya çık- malıdır. AKP'nin, bugünlerde gündemde olan sözde Kamu Yö- netimi Reformu tasansının ye- terli ve tutarlı bir hazırlıgın sonu- cu olmadığı bilinmektedir. Ancak, ana muhalefet partisinin bu tutar- sız girişime yalnızca karşı çıkma- sı toplumun bugünkü beklentile- ri açısından yeterli değildir. AKP'nin girişiminin tutarsız- lığına karşın yerel ve merkezi yö- netimlerin, giderek bütün kamu yönetiminin yeni bir bakış açısıy- la ele alınması gereği de ortada- dır. Bu noktada CHP, Türkiye'nin önüne yerel ve merkezi yapılann katılımcı, saydam, üretken ve ve- nmlı ışleyişine ilişkin yeni ve tu- tarlı öneriler koyabilir ve önce örgütünü, sonra da bütün toplu- mu buna inandırabilirse siyase- tin bugünkü parçalı tablosu için- de başanyla öne çıkabilir. Yeni seçmenfcr™ Yerel seçimler kentlerin mer- kezlerinde oturan yerleşik ve gö- receli olarak daha varlıklı seç- men kitlelerini ilgilendirdiği ka- dar ve hatta onJardan daha çok, yeni bir umutla iş bulmak, haya- ta tutunmak ve giderek kentli ol- mak isteyen daha genç ve daha yoksul geniş ldtleleri de yakından ilgilendirmektedır. Yerel seçim- lerin sonuçlan da büyük ölçüde bu yeni seçmen kitlelen tarafin- dan belirlenmektedir. O nedenle CHP,son zamanlarda itildiği var- hkblann ve tuzu kurulann par- tisi görüntüsünden hızla kuttul- mah, program ve rüzüğünde ya- zıb olduğu gibi özgüriükçü, eşit- Hkçi,dajanışmacı, tophımcu,de- mokrat "halk partisi" kimüğinj öne çıkarmabdır. On yıl kadar önce kentlerin çevrelerindeki yok- sul insanlann oylanyla yerel yö- netimleri kazanmış bir siyasal geleneğin, bugün varoşlardan çe- kinmesi ve varlıklı semtlere çe- kilmesi sol bir parti açısından do- ğal tabanına, ana kitlesine ya- bancılaşmanın hüzün venci bir göstergesidir. CHP bu yabancı- laşmadan kurtulduğu. doğal ta- banıyla banştığı ve buluştuğu öl- çüde başanya yaklaşacaktır. Başannm ölçütü. elbette birin- d parti obnaktır. 1989'da SHP, - yalnızca DSP ve Ecevit'e değil- ANAP iktidanna ve Özal'ın ka- rizmasına karşın yerel yönetım- lerde birincı olmayı başarabil- miştir. 12 Eylül'edaha yakın gün- lerde ve sol için çok daha baskı- lı koşullarda elde edilen bu ba- şannın, bugün daha zayıfAKP ik- tidan ve kadrolan karşısında ka- zanılamamasının hiçbir anlaşıhr nedeni ve kabul edilebilir açık- laması olamaz. CHP'nin yerel seçimlerde ba- şansızbğı, belediye başkanlıkla- nnın AKP'ye kaptınlması ve il genel meclisi oylannda geride kalınması valruz CHP için değü, Türkhe için de sıkmülı ve sancı- h bir sürecin başlangKKhr. Mer- kezi yönetimde 3 Kasım fırsatı, parti içi iktidar hesaplanyla ka- çınlarak ülke. AKP'nin alacaka- ranlık yönetiminin bilinmezliği- ne terk edilmiştir. Yerel seçimler- de de böyle bir sonucun ortaya çıkması CHP açısından bağış- lanmaz tarihsel sorumluluklan doğuracaktır. Adaylar: Yerel seçimlerde ba- şannın vazgeçilmez koşullanndan birisi de adaylann niteliğidir. Se- çimlere kısa bir süre kalmış ol- masına karşın Istanbul, Ankara gi- bi büyük kentlerde umut veren ve ilgi çeken CHP adaylannın adJa- rının duyurulamamış olması, CHP'nin bu kentlerde aday sı- kıntısı yaşadığının göstergesi ola- maz. CHP'nin bu seçimlerde hiç- bir yerde aday sıkınhsı yaşayaca- ğını sanmıyorum. Böyle bir sıkın- tı yaşanırsa bu tamamen bugün- kü yönetimin. adaylann niteliği- ne ilişkin kararsızlığmdan ve ikir- cikli tutumundan kaynaklanabi- lır. Tam tersine bu seçimlerde bel- ki adaylık için bir başvuru yo- ğunluğu yaşanacaktır. Bu yoğun- luk içinde yapılması gereken, CHP kültürünü özümsemiş, bil- gili, birikimli, çalışkan ve dürüst isimleri öne çıkarmaktır. Başannın temel koşullanndan birincisi budur. Bazı üst düzey CHP yönetıcileri zaman zaman, oy almak için sağ-sol aynmı yap- maksızın her kesimden aday ara- dıklanru. önemli olanın "oy art- ürmak" olduğunu söylemektedir. Yönetimin oy arttınnak kaygısı- nı bir ölçüde anlaşıyla karşıla- mak gerekse de. halk için ve par- tinin geleceği için aldığı görevi başanyla taşıyabilecek kişilerin daha önemli ve öncelikli olduğu da unurulmamalıdır. Yahuzca oy artürmak, seçim kazanmak için değil, kazandıktan sonra halka gerektiği gibi hizmet verebümek için CHP, -hiç obnazsa bu seçim- de- en bilgili, en ahlakh, erdemH adaylaria temsil edilmeüdir. Çünkü siyaset, bir seçimlikbir koşu değildir. Ülkenin ve toplu- mun yannlanna yönelik uzun erimli, uzun soluklu, sürekli bir yanştır. Kıbns'tan Kısa Notlar AydınOLGUN C TP'nin (Cumhu- nyetçı Halk Par- tisi)seçimlerden başanlı çıkmasının en önemli nedeni seçmen- lerin yüzde 20'sinin ya- ni yaklaşık 20 bin seç- menin sandığa gitmeme- sidir. Bu seçmenler CTP taraftan olduklan için de- ğil, hükümet partilerine çeşitli nedenlerden dola- yı kırgınlıkJanndan ötü- rü sandık başına gitme- mişlerdir. Bu gerçeği iler- de yapılacak bır genel se- çimde göz ardı etmemek gerekir. Türkiye'de ya da benzeri bir ülkede yüzde 20 oranındaki normal bir katılmama payının KKTC gibi avuç içi ka- dar küçük bir ülkede ger- çekleşmesi son derece çelişkili bir durumdur ve bu kesimin istemlennin sağlanması ve hoşnut- suzluğunun gidenlmesi halinde bu oylann ikti- dar partilerine yönelece- ği şimdiden belli olmuş gibidir. Denktaş'ın dünya ça- pındaki karizması top- lumda her şeyi Denktaş'm çözümleyebileceği kanı- sını pekiştirmiştir! Tabii ki olumsuzluklann so- rumlusu olarak da Denk- taş görülmekte, ancak Denktaş'ın anayasal yet- kilerinüı sınırlı olduğu göz ardı edilmektedir. KKTC'de iktidar parti- lerini oy kaybına uğratan nedenleri kısaca şöyle özetleyebiliriz: Olumlu işlerin gereği- ni yapmayışı, bakanlann halktan uzak olmalan, Mercedes ve sekreter sev- dası, aristokrasi havası içinde olan bürokrasinin savsaklayıcı. aldırmaz ve uyuşukluk içinde olma- sı, vatandaştan kopması, memur atamalanndaki torpil ve usulsüzlükler, çekememezlik ve dedi- koduda rekor kınlması, üye sayılan birkaç yüzü geçmeyen sayısız sendi- kanın yönetime egemen olması, atamalara bile ka- nşması, -örneğin; sendi- kalı öğretmenlerin başı- boş da\Tanışlan, ılkokul öğrencilerini mitinglere götürmeleri ve ilgililerin bunlar hakkında adeta hoşgörülü davTanmalan- pahalılık, ekonomik sı- kınhlar, yasalardaki yeter- sizlikler ve boşluklar, be- lirli bir kesimin refah için- de yaşaması, bunlann on binden fazla çocuklan- nın Ingiltere ve ABD'de okuma olanağı bulması, ülkede mevcut binlerce otomobil ve cep telefonu- nun bu mutlu azınJığa ait olması, zengin sınıfın ki- şi başına düşen geliri on bin dolann üzerinde bu- lunurken normal vatanda- şın gelirinin 3500 dolar civannda kalması, özel- lıkleKKTC'ningelirdü- zeyini üç dört kat arttıra- cak olan Türkiye'den bo- ru ile getirilecek su soru- nunun bir türlü çözümle- nememesi, ülkedeki elekrrik sıkıntılan, hâlâ Rum tarafından elektrik alınması, yerel basının ve TV^lerin çıkar karşı- lığı CTP'yi destekleme- leri, ver-kurtul politika- sına arka çıkmalan ve benzen. Seçim sonuçlannda el- betteki Türkiye'deki ba- zı büyük gazetelerle TV kanallanrun da olumsuz etkisi olmuştur. Türki- ye'nin en büyük tirajh gazetelerinde deamlı ola- rak ver-kurtul edebiyatı yapılmış, ÜterTürkmen, \L AffiBirand, Metin Mü- nir, Cünejt Ülsever, Ha- di lluengin, Ferai Tınç gibi yazar ve TV'cilerin AB taraftan ve Sayın Denktaş aleyhtan yazı- lan da sonuç üzerinde et- kili olmuştur. Seçimlerde özellikle gençlerin muhalefete o\ verdikleri görülmüştür. KKTC'de hükümetin et- kin bir eğitim poütikası- nm otmamasmın ve genç- lere geçmişlerinin veTürk tarihinin ciddi bir şekflde öğretilmemesinin bu so- nucu doğurduğu açıkbr. Iktidardaki hükümetin ve hatta Sayın Denktaş'ın gençlerin sorunlanna tam olarak eğilmedikleri, on- larla yakın temas kurma- dıklan bir gerçektir. Görünen odur ki; KKTC'de seçim sonra- sında yeni bir hükümet kurulamayacaktır. Kurul- sa bile bu ortamda bu- nun pek uzun sürmeye- ceği kesindir. Ufukta ye- ni bir seçim görülmek- tedir. VEFAT Cihandar Arıkan ve Ibrahim Arıkan'ın yengesi; Selvi Karaarslan, Metin Arıkan, Nazmi Arıkan, Ahmet Arıkan, Şentürk Arıkan, Yıldız Arıkan ve Hülya Koç'un anneleri FADİME ARIKANvefat etmiştir. Merhumenin cenazesi 5 Ocak 2004 Pazartesi (bugün) öğle namazından sonra Beşiktaş Sinanpaşa Camii'nden kaldırılacaktır. ARIKAN AİLESİ BAŞSACLICI FADİME ARIKAN Anne'yi kaybettik. Kurucumuz olan oğlu Nazmi Arıkan'ın ve tüm yakınlarının acısını paylaşıyoruz. FEN BİLİMLERİ MERKEZİ DERSHANESİ ÖĞRETMENLERİ ve ÇALIŞANLARI CUMHURİYETTEN OKURLARA IBRAHİM YILDIZ Cumhupiyet Bir Adım Önde Yeni yıla umutla girdik. Cumhuriyetgazetesi, 2004'ü atılımlannın so- nuç alacağı bir yıl olarak belirledi. Amacımız, artan trajımızı hedeflenen nokta- ya ulaştıımak. Bir süredir eklerimizdeki değişimi görmek olası. Kitap ekimizingrafiktasanmınıyeniledik. Şim- di içerikte yapacağımız yenilikleri oturtmaya çalışıyoruz. Pazar ekimiz Cumhuriyet Dergi'yi Cumhuri- yet Pazar gazetesi şekliyle yayımladık. Eleştiri de aldık, övgü de. Bulmaca sayısını ikiye çıkardık, farklı köşe- ler, farklı yazarlarla daha zengin bir içerik ve su- num kazandırdık. Cumhuriyet Pazar'ı olanaklar ölçüsünde is- tenilen, beğenilen vazgeçilmez bir pazar gaze- tesi yapmak için çalışıyoruz. Tüm bu çalışmalar adım adım ilerliyor. Hem eklerimizdeki hem de gazetemizdeki yenilikleri okurianmız yakında görecekler. Biz biliyoruz ki, Cumhuriyet okuru en iyi ga- zeteyi ve eklerini eline aldığında gazetesiyle kı- vanç duyacaktır. Bu nedenle her türlü koşulda yanımızda olan Cumhuriyetçilere teşekkür ederiz. *•• Cumhuriyet çalışanı 80 yıllık bir birikimin bi- lincindedir. Bugün tüm gazeteler, bizim yaptığımız her atı- lımı, her yeniliği takip eder durumdadır. Pazar dergisi, Kitap eki, Bilim Teknik eki, Sınava Doğru Dergisi ve Spor gazetesini ilk ve- ren, ilk düşünen Cumhuriyet gazetesi olmuştur. Bundan sonraki projelerimiz de eminiz ki kıs- kançlıkla izlenecek ve taklit edilecektir. ••• Gazetemiz Cumhuriyet, özel haberleriyle na- sıl bir adım öndeyse yapacağımız her yenilikle de önde olmayı sürdürecektir. • • • Geçen hafta Ankara büromuzun haberleri Türkiye'nin gündemini belirledi. KKTC'deki seçimlerin ardından Türkiye'nin An- nan Planı'na ilişkin "Türk tarafının tutumu" baş- lıklı önerilerini Ankara temsilcimiz Mustafa Bal- bay haberleştirdi. Haberin ardından Ankara'da- ki Kıbrıs görüşmeleri yoğunlaştı. AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu'nun TBMM'de bulunan mareşal üniformalı Atatürk resmini ve Meclis MuhafızTaburu'nu hedef alan sözleriyle Istanbul Fatih Camii'ndeki cenaze na- mazında Nakşibendilerin sergilediği görüntüle- retepki gösteren Kara Kuvvetleri Komutanı Or- general Aytaç Yalman'ın sözleri Cumhuriyet'in manşetinde yer aldı. Aynı olaylara Genelkurmay'dan yapılan açık- lama ile devamında Hüsrev Kutlu ve bir grup AKP'li arkadaşının Nakşibendi Menzil Cema- ati'nin iftar yemeği ve sohbet toplantılanna ka- tıldığını belgeleyen haberleryine Ankara Büro- muz tarafından haberleştirildi. İyi haftalar. CUMHURİYET KİTAP KULUBU OCAK AYI ETKİNÜKLERİ (1) Ayın Kitap Eleştirisi üzerkıe söyleşi ve kitap imzası Tahsin YÜCEL (6 Ocak 2004 Salı Saat: 18.00) Yer : Cumhurivet Kitap Kulübü (Fransız Konsolosluğu'nun Yanı) Istiklal Cad. Zambak Sok, No: 4 D: 1-2 Beyoğln/tstanbul Bu bir Kûop-C "Ortaklarta İlişkiler Kolu " etkinliğidir. İ'cretsiz ve herkese açıktır. Kafeter\amız Pazar dahıl her gün saat: 10.00 -21.00 arası açıkür CUMHURİYET KİTAP KULUBU OCAK AYI ETKİNÜKLERİ (2) n Aym Tıyatro Oyımları" TUncer CÜCEIMOĞLU ile Söyleşi (9 Ocak 2004 Cuma Saat: 18.00) Yer : Cumhuriyet Kitap Kulübü (Fransız Koosolosluğu'nun Yanı) İstiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Be>oğlu/İstanbul Bu bir Koop-C •'Ortaklarla İliskiler Kolu " etkinliğidir. L'cretsiz ve herkese açıktır. Kafetenamız Pazar dahıl her gün saat: 10.00 - 21.00 arası açıktır Türkiye Gazeteciler Cemryeti'nin yayınladtğı günlük Bizim cazete Ülke sorunlanna ilişkin raportanyla, araşörmalanyla, köşe yaalanyla, tarafsız haberteriyle srvil toplumiann gazetesi. Dûzenli okumak için abone olun. Tel: 0İ1Z 51108 75