Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JS/rfFA CUMHURİYET 5 OCAK 2004 PAZARTESİ
4 HABERLER
"YTFlkleri Cem, îstanbul'da Ercan Karakaş'ın desteklenmesi için Baykal ve Karayalçın'a mektup yazdı
Sol ittifakta 'çatı' pazarlığı
•aoa SHP'nun adayiannı
teseklerneye hanroldu-
runı bikirdi-
TUREYKOSE
ANKARA- CHP ve DSP dışın-
daki sol partilerin ittifak arayış-
lan "çaü" pazarlığında odaklanır-
kea, buhafta durumunnetleşme-
si bekleniyor. SHP, ittifak aday-
lannın ''çaü parti" olarak kendi
partisınden adaygösterilmesıni is-
tiyor. SHP'nin ortak bir siyasi
bildiride uzlaşılması durumun-
da DEHAP'labirlikte seçıme gir-
me arayışlannı sürdürdüğü,
YTP'nın ise ittifak adresinı yerel
örgütlere bırakma görüşünde ol-
duğubildtrildi. YTPlideri tsma-
U Cem, CHP ve SHP genel baş-
kanlanna mektup yazarak tstan-
bul'da anakent belediye başkan
adaylan ErcanKarakaş'ı destek-
lemelerini istedi.
YSK'nin geçen hafta SHP'nin
• SHP'nin seçime gireceğinin kesinleşmesi ardından sol ittifak içın çatı tartışmalan da
tekrar başladı. SHP ittifak adaylannın kendi partisinden gösterilmesini isterken YTP
tercihin yerel örgütlere bırakılmasını savunuyor. Cem, CHP ve SHP liderlerine yazdığı
mektupta, "Hiç değilse büyükşehir belediyelerinde ortak siyaset dünyalan ve çağdaş
birikimleri temsil eden adaylara hep birlikte destek verilmeli" dedi.
seçime giremeyeceğıni açıkla-
ması solda ittifak görüşmelerin-
de duraklamayayol açtı. SHP'nin
itirazının ardmdan seçime gire-
bileceğinin ilan edilmesiyle bu
hafta içinde görüşmelerin yeni-
den başlaması bekleniyor.
SHP'ninbu hafta. baştaDEHAP
olmak üzere "çati"" parti olma
arayışlan doğrultusunda görüşme-
leri sürdürmesi bekleniyor. Ortak
bir siyasi bildiri metni üzerinde
anlaşma sağlanması durumunda.
DEHAP adaylannın SHP çatısı
altında seçime gırebilecegi büdi-
rüdi. YTP ise. "çaü" modelinı
kabul etmiyor, ittifak adresinin
yerel örgütler tarafından belir-
lenmesini istiyor.
YTP lideri Ismail Cem, CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal ve
SHP Genel Başkanı Murat Ka-
rayalçın'a gönderdiği mektuplar-
da îstanbul adaylan Ercan Kara-
kaş'ı desteklemelerini istedi.
YTP'nin diğer büyük şehirlerde
CHP ya da SHP'nin adaylanm
desteklemeye hazırolduğunubil-
diren Cem, "Hiç değüse büyük-
şehir betediyelerinde ortak siya-
set dünyalan ve çağdaş birikim-
leritemsileden adaylarabepbir-
liktedestekverflmeti. Yenileşme-
yi, değişimi, çağı ve cumhum eti,
sosyal adaleti ve getişmeyi temsil
eden,yaşadığı kentteözdeşleşmiş
olan ve dürüstlüpnden kuşku
duyulmayan bir aday. Îstanbul
büyükşehir belediyebaşkanhğuu
kazanabilir" dedi.
Ercan Karakaş, "Birçokilçede
zatenpartiörgüüeribirarayage-
lipittifak]kurdu. İstanburda8ö-
çede ittifak sağtandı. Bunlardan
baalannda YTP'den, baalann-
da SHP'den. bazuannda da ba-
ğımsız adayiarüzerindeuzlaşma
sağlandLYerindenyönetimigüç-
lendinneyisavunuyorsaruz,bıra-
kahm yerel örgüüer adaylar ko-
nusunda keodileri karar versin-
ler" dedi. tstanbul'da bu aşama-
da 6partininkendi adayhğıru des-
teklediğini vurgulayan Karakaş,
şu görüşleri dile getirdi:
"CHP dtşmdakisoignıplar be-
ni teşvik etti. Yoksa ortaya çık-
mazdun.Merkeziyetçibiranlayış-
lakararverilmesimünıküngörül-
müyor.Bunedenlekaranyerel ör-
gütîere bırakmak yerinde olur.
Biz örgütkrimize, yörenizde de-
mokrasiyi benimseyen. sohı be-
nimseyen ortak aday çalışması
yürütün. uzlaşmalan genel mer-
keze bildirin, dedik. Birçok yer-
de bu anlaşmalar sağlandu"
5EÇIM KURALLARI
YSK cepten
propagandayı
yasakladı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek
Seçım Kuruln (YSK) siyasi partilenn "cep
ttlebnlan ile belK bir merkezden
yönkndirilın«k suretryie seçim propagandası"
yıpmalartnı yasakladı. Güncelleştınlmek
üzere 2 Arahlc Salı günü muhtarhk bölgeleri
esas alınarak askıya çıkanlan sandık seçmen
listeleri de bugün saat 17.00'de mdirilecek.
YSK'nin yerel seçime ilişkin yasaklan
belirleyen kajan, Resmi Gazete'de
yayımlandı. Karara göre, seçim yasaklan,
seçünin ba^langıç tarihı olan 1 Ocak 2004
Perşembe günü başlayan ve propaganda
başlangıç tarihi olan 18 Mart 2004 Perşembe
gunünden itibaren uygulanacak şekilde iki
başlık altında toplandı. Seçimin başlangıcı
olan 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren
uygulanmaya
Reşit DeM, kongredeki konuşmasına Kûrtçe başlayınca emniyet görevtileri tarafmdan uyankb. (AA)
HAK-PAR Kongresi 'nde Kürtçe krizi
seçım çalışması
• Y S K ' n i n yerel
seçime ilişkin İGenelyollar
yasaklan üzerinde,
belirleyen karan, mabetlerde, kamu
Resmi Gazete'de hizmetı görülen
yayımlandı. bına ve tesıslerde
Karara g o r e c e p
telefonlan ıle p a r t i b ü r o s u
propaganda kurulamayacak.
yapılamayacak, • 18 Marfta
propaganda başlayan serbest
malzemelerinde Propaganda süresı
_.. , , ^ ıçınde ılçe seçım
Turkbayrağıve ^ ^ a
dını motıfler gösterileceklerden
kullanılamayacak. başka açık ve
kapalı yerlerde
toplu olarak propaganda yapılamayacak.
Partilerin ve adaylann kendılerini tanıtıcı
nitelikte broşür ve el ilanlan dışında herhangi
bir hediye ve eşantiyon dağıtılamayacak.
• El ılanı mahıyetindekı matbualan
dağıtacak kimselerin, seçme yeterliğını haiz
olmalan gerekecek.
• Propaganda için kullanılan el ilanlan ve
diğer her türlü matbu üzerinde, Türk
Bayrağı, dini ibareler bulundurulamayacak.
Propagandada, Türkçeden başka dil ve yazı
kullanılmayacak.
• Hiçbir siyasi parti veya bağımsız aday, oy
verme günûnden önceki yirminci gün
akşarmna kadar duvar ilanı, flama ve bayrak
asamayacak.
• Cep telefonlan ıle belli bir merkezden
yönlendiritnek suretiyle seçim propagandası
yapılamayacak. Yapıldığı takdirde ılgili
imtiyaz şirketleri sorumlu olacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - HAK-PAR'ın
1. Olağan Büyük Kongresi'nde "Kürtçekonuşma*
tartışması yaşandı. HAK-PAR Genel Başkan Yar-
dımcısı Reşit Defi, açılış konuşmasını Kürtçe yap-
mak istemesi üzerine emniyetgüçleri ta-
rafından uyanldı. Isuklal Marşı'nın okun-
madığı, Türkbayrağınınasümadığıkong-
rede Mesud Barzani ile Ceial Talaba-
ni'nin Kürtçe mesajlan ayakta alkışlan-
dı. Kongreyi AKP Grup Başkanvekili
Hahıktpek de bir süre izledi.
HAK-PAR'ın 1. Olağan BüyükKong-
resi, Yeni Çıftlik Restoran'da gerçekleş-
tirildi. Türk bayrağının asümadığı sa-
londa, "Tüıidye'ye demokrasi,Kürtiere
özgürtük". "Kürt sonınunun çözümü
için yeni bir toplumsal sözleşme", "Ka-
habanşiçinfederaLdemokratikb-ak'' ^ — —
yazıh pankartlaryer aldı. Kongrede HAK-PAR Ge-
nel Başkan Yardımcısı Reşit Deli, açılış konuşma-
sını Kürtçe yapması üzerine emniyet güçleri tara-
fından uyanldı. Konuşmasını Türkçe olarak sürdü-
• HAK-PAR
Kongresi'nde
salona Türk
bayrağı asılmadı,
tstiklal Marşı
okunmadı. Kürt
liderler Barzani
ve Talabani'nin
mesajlan ayakta
alkışlandı.
recegini ifade eden Deli, emniyet görevlilerine "ge-
rekfi yasal işlemkri yapabflecekterini" söyledi. De-
li, Kürtçenin ardından Türkçe olarak yaptığı konuş-
mada, kongrenin, "DemokrasiveKürtiereözgürlük
_ _ _ _ _ içinbir adımolacağmainancınmtamol-
duğunu" söyledi.
Konuşmamn ardından, saygı duruşun-
da bulunulurken tstiklal Marşı okunma-
dı. Sağlık sonmlan nedeniyle kongreye
katılamayan Genel Başkan Abduhneük
RratKürtçe başlayıp Türkçe devam eden
mesajında Diyarbakıril kongresinde de-
legeleriKürtçe olarakselamladığı için bö-
lücülük yaptığı gerekçesiyle hakkında
dava açıldığıru belirterek "Hâiâülketni-
zi despot ve totaliter kafah insanlar yön-
lendirmektedir'" diye konuştu.
" " ~ ~ ~ " Kongrede, Irak Kürdistan Yurtsever-
lerBirliği lideri Talabani ve IrakKürdistan Demok-
ratik Partisi lideri Barzani'nin gönderdiği Kürtçe
mesajlarise ayakta alkışlandı. Kongrede sık sık "Bi-
ji Barzani", "Biji azadü" sloganlan atıldı.
Kamu
Yönetimî
Reformunun
hedefi ulus
devlet'
îstanbul Haber Servisi - AKP hü-
kümeü tarafından hazırlanan "Ka-
mu Yönetimi Reformu Yasa Tasan-
a"nın Kemalistulus devletinin tasfı-
yesini hedeflediği öne sürüldü.
Ulusal Güç Birliği Hareketi, "Ka-
mu Yönetimi Reformu Yasa Tasan-
a"nın kamuoyundan saklanan yön-
lerini ortaya çıkarmak amacıylaEsen-
yurtBelediyesi Konferans Salonu' nda
bır toplantı düzenledi.
Konferansın açıhş konuşmasını ya-
pan Esenyurt Belediye Başkanı Gür-
büz Çapan. -Bizim bir ütopyamız
yok. Tjlusal Güç BnüğiHareketi ye-
niden ütopyamızı kurabilir miyiz' di-
ye bir araya geidi" dedi.
AnkaraÜniversitesiHukuk Fakül-
tesi ögretim üyesi Prof. Dr. Anü Çe-
çen ise "Kamu Yönetimi Yasa Tasa-
nsı demek Lozanda elde ettifimiz
haklan geri vermek. Srvas Kongre-
si'ndeahnankarartarmreddidemek-
tir* dedi.Çeçen ise Türk ulusunun
ulusal refleksini harekete geçirmek
içinyolaçıktıklannıbelirterek "Tür-
kije Cumhuriyeti'ninbirliğinivebü-
tünlüğünütehditedenyenibiryasa ta-
sansı ile karşı karşry^yız" dedi.
Ulusal Güç Birliği Hareketi Genel
ANADOLU HAREKETt
CHP'ye
önderlik
çağrısı
ANKARA (Cumhumet Bürosu) -
CHP'nin yann yapılacak grup top-
lantısında Gaziantep Belediye Baş-
kanı Celal Doğan ile eski Antalya
Valisi Ertuğrul Dokuzoğlu'nun par-
tiye katılması bekleniyor. Antalya
Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir
Kumbul aday olmayacağını açıklar-
ken Dokuzoğlu'nun bu kentten be-
lediye başkan adayı gösterilmesi
planlanıyor. Son olarak merkez va-
liliği yapan Dokuzoğlu, aday ola-
caklar için son başvuru gününde
kamu göre\inden istifa etmişti. An-
talya'da Kumbul'un adaylıktan çe-
kildiğıni ilan etmesinin ardından da
gözler Dokuzoğlu'na çevrildi. CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal'ın,
Antalyaiçın Dokuzoğlu'nu aday
göstermeyi düşündüğü büdirildi.
Antalya için adı geçenler arasında
eski CHP 11 Başkanı ÜmitUysal da
bulunuyor
t
CHPçatiolsun^
Anadolu Hareketi eşgüdüm kuru-
lu tarafından yapılan açıklamada
ise seçim işbirliği istendi. CHP'-
nin işbirliğine önderlik etmesi ve
CHP çatısı altmda ilkeli ve tutarlı
bir birlikteliğin sağlanması için
üzenne düşeni yapması gereği
üzerinde dunılan açıklamada şöy-
le denildı: "Seçimlerde hedef bi-
rinci parti obnaktır. Clke, merkezi
yönetimde okluğu gibi, yerel yöne-
timkrde de AKP karanhğına terk
edüemez. CHP merkez yönetimi
aday betnieme sürecinde 3 Kasım
öncesinde işlenen hatalardan ke-
sinh'kle kaçnunahdnv"
Sekreteri Tayyrç) Yefcn de konuşma-
sında Çok Taraflı Yatınm Anlaşma-
sı (MAt) gibi bazı anlaşmalann halk-
tan gızlendiğini öne sürerek "Kamu
YönetimiReformuYasaTasanaie Ke-
malistulusdevieteson vçrümekisten-
mektedir'' dedi. Tasannınbirinci mad-
desinde, devletinkamuhizmetleri dü-
zenleyicisi olarak ele alınıp sosyal
fonksiyonlannın kaldınldıgını ifade
eden Yelen, "Üniterdevietierde halk
adınaişleyen bağımsızyargıorganla-
nnuı>^rgıyetkisinin,itibarhyerel Id-
şfleretrviekullanılmasıgetirilmeyeça-
hşdmaktadır" diye konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ge-
çenlerde biı cezaevi ziyareti sırasın-
<Ja, "Burahra cezaevi demeyelim,
devlet konuk evi öiyelim" şeklinde
bir açıklamada buiundu. Bakan, sa-
nınm cezae
v
lerinin birer eza evi olma-
ması gerektğini kastedıyordu. Bakan
bu açıklamalan yaoarken bazı hasta
ve sakat g^ıçler, değişen bir adalet
•anlayışının sonucu cezaevlerine ye-
niden konu^ortardı.
Çok uzur süre devam eden, hatta
bazı küçük grupların hâlâ sürdürdü-
ğü ölüm orjçlan sırasında yüzlerce
genç. bu eyemler sırasında bir beyin
hastalığı ol»n "VVemicke-Korsakoff
hastalığına /akalandıtar. Bu hastalık,
beyinde kalcı hasariar bırakıyordu ve
geri dönüşi mümkün değildi. ölüm
oruçtarı de\am ederken "VVemicke-
Korsakoff" hastalığından sakat ka-
lanlar Adli "ıp Kurumu'nun raporla-
nyla serbes b rakıidılar.
Sayılan yuzlerle ifade edilen bu sa-
kat insanla. ciddi olarak ve sürekli
şekilde bakıma muhtaçtılar. llaçları
Değişen Adalet ve Cezaevleri
ve bakımlan çok pahalıydı. Türkiye
Insan Haklan Vakfı, bu insanlann ba-
kımı için bir rehabilitasyon merkezi
kurdu. Bu rehabilitasyon merkezi,
hasta sayısının çokluğu nedeniyle bir
ara maddi bakımdan bu yükün altın-
dan kalkamadı. Bunun üzerine bu ba-
kıma muhtaç insanlar için kampan-
yalar düzenlendi.
Bu sakat insanlar her altı ayda bir
yeniden Adli Tıp Kurumu tarafından
muayene edildiler ve cezalarının in-
fazı ertelendi. Ancak son dönemde ne
olduysa, bir anda Adli Tıp Kurumu'nun
tavrı değişmeye başladı. Bu değişim
AKP iktidan döneminde oldu. Adli Tıp
Kurumu, daha düne kadar "VVernic-
ke-Korsakoff" hastalığı nedeniyle in-
fazlannı ertelediği tutuklu ve hüküm-
lüler için yeniden "cezaev/nde yara-
bilir" raporları vermeye girişti.
Bu hastalardan bir kısmını şahsen
tanıyorum. Yürümekte zorluk çeki-
yorlar, konuşamıyorlar. örneğin bun-
lardan birisi de Sait Oral Uyan'dı.
Geçenlerde babası telefonda ağla-
maklı bir sesle Sait Oral'ın da bu tür
bir rapor nedeniyle cezaevine konu-
lacağını söyledi. Inanılır gibi değildi.
Böyle bir insan, F tipi cezaevlerinin
hücrelerinde yaşamını nasıl sürdüre-
bilirdi ki! Hangi akıl ve mantıkla, han-
gi tıp insanı bu sakat insanlann ce-
zaevlerine girmelerine evet diyebiliyor-
du!
•••
Bu Adli Tıp karartannın arkasında
yeni bir siyasi tercih mi yatıyor diye
endişe ediyorum. Çunkü daha önce
sakat olduğu çok değişik raporiarla
kanıtlanan bu insanlann, şimdi ceza-
evinde yatabilecek kadar sağlıklı ol-
duğu nasıl saptanıyordu? Doktorlar-
layaptığım çeşitli görüşmeterde "Wer-
nicke-Korsakoff" hastalığının kalıcı
bir hastalık olduğunu, geriye dönüşü-
nün mümkün olmadığını öğrendim.
Zaten dışanya çıkan hastalar da iyi-
leşmiyorlar, yalnızca rehabilitasyon
yoluyla hayatlannı sürdürebilecek ba-
z\ şeyleri yeniden öğrenebiliyorlar. 0
zaman, bu insanlann yeniden ceza-
evine girmesi, birtıbbi saptama oimak-
tan çok bir siyasi tercih anlamı taşı-
mıyor mu?
Şimdi, bu sakat insanlar için yeni
bir dram başlayacak. En çok da aile-
leri bu acının altında ezilecekler. Sa-
kat çocuklannı F tipi cezaevinin hüc-
relerine götürüp bırakacaklar. Kendi-
lerini idare etmekten âciz bu çocuk-
ların orada nasıl yaşayacağını düşü-
nerek geçecek günleri. Çaresiz, umut-
suz ve acılı.
Bir ülkede adalete inanç kalmama-
sı acı birdurumdur. Daha önce, bu in-
sanlann sakat olduğuna ve cezaevin-
de yatamayacağına karar veren dev-
letin kurumlan, hiçbir şey değişme-
diği ve değişmeyeceği halde, aynı in-
sanlan şimdi sağlam kabul ederek
cezaevine kapatıyor. Bunun neresi
adalet? Bunun neresine güvenecek
insanlar...
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "Bura-
lar cezaevleri değil, devlet konuk ev-
leri" diyor cezaevleri için. Acaba bu
saptama nedeniyle mi, bu sakat ve
hasta insanlan buralara yeniden ka-
patmak istiyorlar? Orada onlara ko-
nuk muamelesi mi yapacaklar? An-
cak önümde F tipi cezaevlerinden
gelen mektuplar duruyor. Bunlardan
bir kısmını da bu köşede yayımladım.
Orada, hücre tipi uygulamalar nede-
niyle psikolojik rahatsızlıklann sayısı
gün geçtikçe artıyor. Intihar edenler,
bunalım geçirip etraflanna saldıran-
lar giderek çoğalıyor. Bu nedenle Ada-
let Bakanı'nin sözleri de havada ka-
Iryor.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e bura-
dan tekrar sesleniyorum. Bu olayı bir
araştınn ve adalete olan güvenin daha
fazla zedelenmesine engel olun.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Evet Sevgi...
Evet Dostluk...
Kalmadı değil mi? Doğru, kalmadı.
Herkes bunlan konuşuyor.
Sevgi kalmadı, dostluk kalmadı, sadakat, vefa
kalmadı, değerbiliriik yok.
Ama neden kalmadı, bunlar neden yok?
Kapitalizmin insana yaptığı en büyük kötülük
budur.
Kapitalizm, insana parayı ve üstün olmayı öğ-
retti.
Parayla satın almayı, elde etmeyi, sonra da bun-
larla üstün olmayı öğretti.
İnsanlar buna hiç de karşı çıkmadılar.
İnsanlar paraya ve üstün olmaya bütün duyar-
galannı açtılar.
Kapitalizm insanlara "Parayla üstün olmak öz-
gürtüktür" dedi.
İnsanlar bu yeni özgüriüğe bayıldılar,
paraya ve üstün olmaya koştular.
Artık özgürlük, düşüncelerin yadaduygulann öz-
gürtüğü değildi.
özgürlük daha çok parası olmak, daha üstün ol-
maktı.
En çok parası olanlaria en üstün olanlar üstün-
dü.
Geri kalanlar hiçti, hiçbir şey değildi, hiç olarak
kalacaklardı.
Onlar da bu yanşa katıldılar. alışveriş merkezle-
rinde birbirini ezdiler.
Artık her şeyleri vardı. Bunlan bırbirine göstere-
rek mutlu olacaklardı.
Ama hiç mutlu olamadılar.
Hiç mutlu değillerdı.
Neden mutlu olmadıklarını da bilmiyoriardı.
Neden içlerinde hiçbir şeyle doiduramadıklan
büyük bir boşluk vardı?
Sevgi yoktu.
Sevdikleri vardı, çok sevdikleri vardı ama sevgi-
leri yoktu.
Dostluk yoktu.
Dostlan vardı, görmeden duramadıklan dostla-
rı vardı ama dostluklan yoktu.
Sevgi paylaşıldıkça çoğalır.
Dostluk paylaşıldıkça çoğalır.
Ama para, paylaşıldıkça azalır.
Üstünlük paylaşılırsa yok olur.
Para ile sevgi bir arada olamaz.
Üstünlük ile dostluk da bir arada olamaz.
Paranın birbirine bağladığı insanlann bağı 'çıkar-
/ar'dır.
Üstünlük ise ancak rakiplerden korunarak var ola-
bilir.
Sevgi ve dostluk, çıkarlaria rekabetin olduğu
yerde bannamaz.
Onun için çok paranız oldu, çok üstün oldunuz.
Ama sevgiyi de dostluğu da kaybettiniz.
Şimdi yakınıyorsunuz, sevginin ve dostluğun
kalmadığını söylüyorsunuz.
Ama her ikisini de siz kendi hırsınızyüzünden kay-
bettiniz.
Onlan siz kaybettiniz ama şimdi nedenini göre-
miyorsunuz.
Sadece yalnızsınız, korkuyorsunuz, güvensizsi-
niz.
Paranızla ve üstünlüğünüzle baş başa kaldınız,
korku içinde üşüyorsunuz.
Gene paranıza ve üstünlüğünüze sığınıyorsu-
nuz.
Onlara yalvanyorsunuz, sizi ısıtmalan ve koru-
malan için.
Onlar size yeniden emrediyor: Bizi çoğalt, bizi
hep çoğalt, durma, bizim için çalış. Yalnız bizim için
çalış. Bizi çoğalt, yoksa sen de hiç olursun.
Sevgiyi, dostluğu bulma şansınız artık hiç ola-
mıyor.
Hep daha çok para için, hep daha üstün olmak
için çalışmak zorundasınız.
Size özgür olduğunuz söylenmişti ama siz köle
oldunuz.
Paranın ve üstünlüğün kölesi oldunuz.
Yazık, çıkış yolunuz görülmüyor.
Çıkış yolunu tıkayan da sizden başkası değil.
Sevgi ve dostluk artık başka yerlerde.
Onu hak edenlerin yanına gitti.
e-mail: erdalatakta superonline.com
Fax: 0 212 513 90 98
Malatya'da tarikat operasyonu
Müslüm Gündüz ve
15müridigözaltında
Yurt Haberler Servi-
si-Malatya'nınBattal-
gazi üçesinde Aczmen-
di tarikatına yönelik
operasyon düzenlendi.
Operasyonda tarikat li-
deri Müslüm Gün-
düz'ün de aralannda
bulunduğu 16 kişi gö-
zaltına alındı.
Battalgazi'deki bir ev-
de izinsiz toplantı yapıl-
dığı ihban üzerine, gü-
venlik güçlerince ope-
rasyon düzenlendi.
Operasyonda, Aczmen-
di lideri Müslüm Gün-
düz"ün de aralarında
bulunduğu 16 kişi gö-
zalhna alınarak sorgu-
lanmak üzere Malatya
EmniyetMüdürlüğü'ne
götürüldü. Gündüz'le
birlikte gözaltına ah-
nan kişilerin, tarikatın
diğer illerdeki temsil-
cileri olduğu ortaya çık-
tı. Gündüz bir televiz-
yon kanalında yaptığı
açıklamada, "haDcara-
sında kin \e düşmanb-
ğıtahrikettiği" gerek-
çesiyle 1996 yılında 2
yıl hapis cezasınaçarp-
tinldı. Uzun süre aranan
Gündüz, 1997 yılında
yapılan bir operasyon-
da, Kadıköy'de "yan
çıplak" bir şekilde Fa-
dhne Şahin ile yakalan-
dı. Gündüz daha sonra
DGM'de "sindinne,\Tİ-
dmnavttehdityöntem-
leriyleCumhurr.'etinla-
ikdüzeninideğtştirmek
amacjylayasad^fi örgüt
kurmak" suçundan
yargılandı. Yargılama
sonucu4 yıl, 2 ay hapis
cezasına çarptırıldı.
Gündüz daha sonra 2
yıl hapis cezası aldığı
davayla ilgili olarak
AİHM'ye gitti. Gün-
düz'ünbaşvurusunu de-
ğerlendiren AİHM,
Türkiye'yi 5 bin Euro
(8.5 milyar lira) tazmi-
nat ödemeye mahkûm
etti.