21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5AYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2004 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER :EVET/HAYIR OKTAY AKBAL lamıa Güzel Şeyler Bırakmak Sabaraodar ı şıl'tgıl yanardı yorgancının vitrini!.. ftç beş arladaş s-on rramvayı beklerdik. Şimdi Emi- rcnü'nctef kalktı kalkacak. Buzgibı birhava. Isınmak ieh otauğımuz yerde boyuna kıpırdayarak... "Istanbd tram^aylannm başlıca kalkış merkezle- rndenbıriSafrçekapı'ydı. Buradan Topkapı, Edirne- Mopı ve Yidikule 'ye tranvaylar kalkardı. Birer rö- morklu ofm bu Crç tramvay Sirkeci, Güfhane Parkı tfapısıptn önür. Alemdar yokuşu, Divanyolu'nu izle- y&ek Beyizıt'a çtkar, buradan, Edimekapı Tramva- V Istanbu Üniversitesi kapısının o zamanlar önün- ce bulurnn oval tiiçimindeki havuzun çevresinden cclanır, Ş=hzade>başı'ndan geçerek Fatih yoluyla Ecimekap 'ya ulaşırdı." 0ellıli yılar!-. Se-vgıli Selami Akpınar'ın "Bizim Ga- -Z9fe"deçKan "BabıâliAnılan"n\ okurken yanmyüz- y I geriye çrttirn. O yeşil tramvayın gözükmesini bek- l«ediğımiz geceyajrılanna.. Selami, Ihsan Son Pos- ta'nın, Vatan'ırı, Cumhuriyet'ın emekçileri... Oncayor- gunluk bir anda silinip gitmış. Çocukça bir sevinç sarmış kcca adarnlan! Kırmızılı, yeşilli, sanlı yorgan- l-ara bakar<en nel-erdüşlenmiş... Selami Akpınar, Babıâli'nin ünlü bir gazetecisi... Kaç yılımız, tcaç gecemiz geçmış!. Sigara dumanla- nyla dolu odada, Selami, Ihsan Ada, Kadri Bey, Ne- abh, arada bir geli p giden dostlar, her an ajanslardan, radyodan BBC'den düşen haberler!.. Birgazetecinin yaşantısı başka ınsanlannkine ben- zemez. Selami Akpınar Kırk'lardan Elliler'den Ikibin- lcre kadarsürüp gelen anılannı iyi ki yazdı. Ama hep- s bu kadardeğil. Kore'ler, hapıslıkler, serüvenler... "Ba- bıâli Anılan"n\n kütap olarak çıkması Basın tarihimiz açısından bir karanç olacaktır. Dün'lerde nasıldı bu işler. şımdı nasıl, birkarşlaştırma, bıraraştırma... Yeni biryıl!. Bı>gün 2004'ün ilk günü!.. Her yılbaşı, kışı gecmışe cialaır. Nasıl geçti bunca zaman diye dü- şunürîlsteristemezolurbu... Bellegin kapıları alabil- diğine açılır. Dünleri yeniden yaşamış gibi olursunuz. Akpınar'ın anılan da bütün canlılığıylageçmişi bugü- ne getırdi işte!.. O güzel günler, o güzel dostluklar... Vaşam denesn şey nedir ki? Sevgi, saygı, anlaytş, dostluk... Son zamanlarda anı yazmak moda mı oldu? Her- kes kendini anlatıyor! Hangi alanda, hangi dalda, hangi yerde yaşamış olursan ol kendi yaşantının çok önemli olduğunu düşünürsün! Heryaşantı ilginç mi- dir? Her anı, okura bir şeyler katar mı? "Benim ha- yatım romandır" demezmiyiz? Doğrudur, heryaşan- tı binbir olayla, serüvenle doludur. Ama bunları ayık- lamasını bilmek, gündelık aynntılan anlatmak bece- risini göstermek gerekir. • • • "Benim Sevgifi Taşram"öa Nedret Gürcan'ın anı- lan... Taşralı bir şaiıi Ne demek taşra? Istanbul dışı yerler taşraydı eskıden! Şimdi kaldı mı taşra? Istan- bul oldu taşra!.. Istanbu bırleşmiş köyler topluluğu!. Ne ararsan var! Türkiye'nin dört bir yanından geten tüm yurttaşlar... Yeni bir Istanbul mu çıktı ortaya? Ye- rıi bir Istanbulluluk mu? Bir kanşıklık, bir anlamsızlık, bir deger yitmesi mi? Şairdir, yazardır Nedret Gürcan, tüm yaşamı Afyon'un Dinar ilçesinde geçmiş!.. Hem şair hem işadamı!. Kendini bir taşralı olarak gören Gürcan bir dönemin yaşantısını, bir şairin dünyasını anlatmış, "Benim Sev- gili Taşram"da (Dünya Yayını)... Yeni bir yılın ilk günü ne yazmalı? Umutla, sevınç- le, onuıia, coşkuyla.. 2003'ten mutlulukduyacağımız bir şey kaldı mı? Yannlara, o güzel, o umutlu günle- re kalıcı bir şeyler götürebilecek mıyız?.. Bir umut. "Fa- kirin Ekmeği" olan mı? önemli olan yarına, yannlara güzel anılar bırakmak! Anımsandıkça sizi mutlu kılan yaşantılar... Dokunulmazlığıma Dokundurtmam... İmam hatip öğrencilerinin öğreticilik yapmalannın planlandığı ve ilköğretim öğrencilerine de açık olacak. geceleri de eğitim vermesi düşünülen, yeni Kuran Kurslan Yönetmeliği aydınlık güçlerin tepkileri sonucunda şimdilik geri çekilmiştir. Erol EKTUĞRUL Hukukçu Son genel seçimlerden önce. yönetıme gelir gelmez, milletvekili dokunulmazlık- lannı kaldıracaklannı söyleyenler, seçimler- den sonra bu sözlerıni unuttular. Dahası. açık biçimde, dokunulmazlıklan kaldırma- yacaklannı söylediler. Buna gerekçe olarak da yargıya güvenmediklerini, yargırun siya- sallaştığını açıkladılar. Yani açıkça. "doku- nulmazlıklara dokundurtmam" diyorlar. Onlara göre, yargıdaki siyasal kararlar en- dişe yaratıyormuş. Bizler de ulus olarak bu siyasal kararlan merak ediyoruz. Neymiş bu siyasal kararlar, açıklasalar da bizler de öğ- rensek Siz, tapusuz orman alanlannı huku- ka ve yasalara aykın biçimde ele geçirin, bu- ralarda binalar yapın, sonra, yargılanıp, ba- ğımsız mahkemelerden cezalar alın, bu ce- zalannız, Yargıtay tarafindan da onansın, son- ra 'yargıya güvenmiyoruz' deyin. Siz bulun- duğunuz kamu görevinde, piyasalara aykı- n davranarak suç işleyin, yakınlannıza hu- kuk dışı yollarla çıkarlar sağlayın, sonra. birkaç davadan yıllarca tutan hapis cezala- n ile yargılanın ve sonra, yargıya güvenmi- yoruz deyin. Siz. hayaM ihracat yapın, naylon fatura kullanın, devleti milyarlarca liralık zararla- ra uğratın. bunlardan ötürü. yargılanmaya başlayıp, sonra da yargıya güvenmıyoruz de- yin. Siz. partinize verilen Hazıne yardımı- nı, sahte belgelerle, il örgütlenne dağıtılmış gibı gösterin ve bu paralann üzenne oturun. bir bölümünüz, dokunulmazlıklan olmadı- ğı ıçin yargılanıp cezalar alsın, bu cezalar Yargıtay'ca onansın. bir bölümünüz de Dı- şişlen Bakanı. tçişleri Bakanı, millervekili olun. ama. yargıya güvenmediğinizi söyle- yin. Yukandan beri sayılan bu yargılanma- lann ve daha sayılmamış bu tür onlarca yar- gılamalann hangileri siyasal içeriklidir... Bu tür hangi yargılamalarda, siyasal karar- lar verilmiştir. Herkes de açıkça biliyor ki. bu yargılamalann hiçbirisinin siyasal bir yanı yoktur. Bunlann tümü adi içeriküvesı- radan suçlardır. Bu yargılamalarla ilgili ola- rak. yargıya güvenmiyorum demek ve bu yol- da kamuoyunda kuşkular yaratmak, yargı- yı baskı altına almaya yöneliktir ve kendi- leri ile ilgili olarak yapılacak yargılamala- ra engel olmak amacuıı taşımaktadır. Asıl amaç ise, yargılanmaktan ve hesap vermek- ten kaçmaktır. Bugün TBMM'de 63 millet- vekili ile ilgili 115 dokunulmazlık dosyası bulunmaktadır. Başta Başbakan olmak üze- re, beş bakan hakkında yolsuzluk davalan, dokunulmazlık korunması nedeni ile dur- muştur. Türk ulusu adına karar veren Türk yargı- sına, halkımız güvenırken ve hiçbir kuşku taşımadan gidıp hakkını ararken. ulusun temsilcileri olan parlamenterlerin bundan ka- çınmaya çabşmalan oldukça anlamlı ve dik- kat çekici bir durumdur. Eğer onlann söy- ledıgi gibi gerçekten yargıya güvenilmeye- cekse, dokunulmazlık koruması olmayan ve yargıda işi olan insanlanmız ne yapacak- lardır. Hukuk dışı uygulamalannız Anayasa Mahkemesi'nden gen dönsün, güzel yurdu- muzu kör inançlara teslim etmek yolunda- ki çabalannıza mahkeme kararlan engel ol- sun, doğal olarak, yargıya güvenmeyecek- sınız. Yargıtay, Danıştay. Anayasa Mahke- mesi, eylemleri ile söylemleri ile laik Cum- huriyet ilkelerine, Cumhuriyetimizin kuru- luş felsefesine sahip çıksın, sürekli olarak onlan karşınıza alın ve çarpık emelleriniz için. onlan yıpratmaya çalışın. On bin yok- sul öğrenciyi özel okullarda okurmak giri- şimi, tarikat okullanna para aktanmını sağ- layacak ve çocuklanmızın beyinlerinı yıka- maya yönelik bir eylem olarak Danıştay'a takılmıştır. Yakın geçmişte, Kuran Kursla- n Yönetmeliği. ülkemizi. hafız okullanyla donatacak bir eylem olarak, yine Danış- tay'dan dönmüştür. tmam hatip öğrencile- rinin öğreticilik yapmalannın planlandığı ve ilköğretim öğrencilerine de açık olacak, ge- celeri de eğitim vermesi düşünülen. yeni Kuran Kurslan Yönetmeliği ise, aydınlık güçlerin tepkileri sonucunda şimdilik geri çekilmiştir. Kuran kurslannda ise din eği- timi adı altında yalnızca ezbere Kuran öğ- retildıği ve Cumhuriyetimize karşı kuşak- lar yetıştirilmeye çalışıldığı herkesçe bili- niyor. Temel din eğitimi ile beyinleri yıkan- mış kuşaklann yurtdışında aldıklan bılgı ve direktiflerle. yurdumuzu nasıl kan gölü- ne çevirdikleri ortada iken. bu tür ısimler- den vazgeçmeyen AKP yönetimi, eğer bir kasıt taşımıyorsa, anlatılmaz bir aymazlık içerisindedir. Anayasamıza göre, yargı, devletimizi oluş- turan üç güçten birisıdır. Ve Türk ulusu adı- na karar veren mahkemeler bağımsızdır. Her ülkede olduğu gibi ve her kurumunda olduğu gibi, yargının da sorunlan vardır. Ama bu sorunlar yargıya güvenmemeyi ge- rektırmez. Hesap vermekten kaçmak için. yargıya güvenmediklerini söyleyenler. hak aramak söz konusu olduğunda, çekinmeden yargıya başvuruyorlar. Başbakanın, bir bö- lüm bakanın. açtıklan ödence (tazminat) davalanndan sonra, "Tûrk yargısma güve- nrvoruz" sözlenne ne demeli. Kendi işleri- ne gelmediği zaman, yargıya güvenmedi- ğini söyleyenlere, işine geldiği zaman da öv- güler düzenlere, "sh'asetçiye bak sen siya- setçiye, yargıya güvenmh ormuş" demezler mi? Oysa ülkemizde en az güvenilir olan- lar politikacılardır. Yargılanmaktan korkanlar ve yargıdan kaçanlar, başkalannı Yüce Divan'a, yargı- ya göndermek için, göstermelik komisyon- lar kuruyor ve bu yolda kararlar alıyorlar. Ulusumuz bunlan görüyor, gerekli değer- lendirmeleri yapıyor. Unutmamak gerekir ki, hukuk ve yargı bir gün herkese lazım olur. Bağımsız Türk yargısı doğal olarak, bu bas- kılardan etkilenmeyecek ve güvenilir bir kurum olarak varlığını sürdürecektir. Millet Mektepleri 75 Yaşında... Yaşar ÖZTÜRK Silijke Işgalci güçleri ülkesin- den kovan Gazı Musta- fa Kemal ^Başkomutan" giysisini çıkanp "Başöğ- retmen'' oldu. Cehaletin kıskacındaki Türkiye'yi kurtarmak için bir sefer- berliği başlattı. Bu hiç kimsenin göze alabilece- ği bir iş değildi. Fransız yazar Georges Duhamel şöyle diyor: "Atatürk'ün yapıb, tngüiz, Fransız ya da Rus devrimcilerinin yapıtınahiçbirbakundan benzetilemez. Bu ülkeier- den hiçbiri dile, yazıya dokunabilmeyi akıllan- nm krvısından bile geçir- mcnıişlerdir. Örneğin ne Cromvvell. ne Robespi- erre, ne Lenın ve arka- sından gelenkr, öndeıük errikkri ulusu, bilim fel- sefesi, düşünce yöntemi, kısacası alın yazısmı de- ğiştirme \ohınagötürme- ye kalkışamamışlardır." CIMBC-e Dergi'ye abone olun 12 ay için W.000.000 TL yerine 10.000.000 TLödeyin, her ay adresinize teslim edelim Abone Hattı 0212 630 17 00 Formu Doldur ^ 0212 335 48 96, ABONE FORMU ADi ve SOYACN- E V J B J DAHILI E-mai: Detgyi fesirı AhaK Istedgınt Adres SEMT HCE: POSTAKOOU. lûtfen kjedl katiTKlan 10 OOO.OOO THahsl edraz. (1 yıBık uyel'k ucret. ı Vtesercard -» Visa J MC : I . „l.L Son KUönma lârtı BANKJV «AVALESI İLE OO€MEK ISTıYORIM: J Ba-.a Hava.es: GARANT1 BMMKAS1 MKdDtVEKÖV ŞUBESİ 6 » 9 04» nolu hesap — - / - _ ^ ~ . Guvertltk Kodu: i CİHSIYET KAiMN J ERKK J DOĞUM TARIHI. / MED6NİDURUMU: EV1.I OC'ENIM OURUM'J İLKOĞfETlM J ORTAOĞRET1M J UNİVERSITE J LİSAKSUSTU J fi *<* gcc 70 Ocak Toot ia r *tne I Adrvm ımısh xo%trr la$]«anw«aMfafcı çok ta SJ^vSs göndsn BEICARD VAftSA ÇOCUK SAY19 \raa 75 yıl önce lOcak 1929 günü Millet Mektepleri açıldı. Temelleri 4 ay ön- ce atılmıştı. 24 Kasım 1928 günü olur alan MEB"ye400binhraek bütçe öngören yasayla genel başkanlığını ve ba- şöğretmenliğini Musta- fa Kemal'in üstlendiği. Millet Mektepleri kurul- muşru. Bu nedenle 24 Kasım Ögretmenler gü- nü oldu. Kurslarda "Düz- gün Okuma ^ Yazma", "Hesap ve Ölçüler", "Yurttâşlık, Sa^ıkBilgi- si" gibi temel yaşamsal bilgiler ders olarak oku- tuldu. .Amaç okur-yazar sayısını arttırmaktan öte bilgili. kültürlü yeni bir toplum yaratmaktı. Ders- lerde bugün bile özen gösterilmeyen bir nokta vardı: "Birişisevdirmek." Düzgün okuma ve yaz- ma dersinde erek şunlar- dı: "Kolayhkla ve düz- günce okurnak. Okumak ze\kini abnak» Okutula- cak parçalann öğrenci- nin Ugi duyacagı şeyler olması gerekir. Istenüen sadece hiç düşünmeksi- zin, gelişigü/eL, kendili- ğinden bir okuma değil- dir. Bunun için okunan parçalann ögrenci tara- findan iyice anlaşılması gerekir. Okuma için el- deki kitaptan yararlanı- lacaktır. Yalnız ara sıra güzel halk şiirlerinden ve yeni şürlerden, seçmeya- zuardan okurulması gere- kir. Şürier ve yaznisal de- ğeri olan parçalar oku- nurken öğretmen bunla- nn güzel olan bölümleri konusunda öğrencinin U- gisini çekmeU, onlara bu güzelli0 duvıırmaya ça- hşmalıdır. On beş günde bir derslerde öğrencrve gazeteve dergilerden uy- gun makale ve köşe yazı- lan okurulması da çok yararlı olur. Bu yazının o günlertlehalkıügierKİiren ya dailgilendirmesi gere- ken olaylara ait olması yaran arttınr. Gazeteler- de okunan makaleier üze- rine kısa tartışmalann yapılnıası da hem öğren- cinin gazete-dergi okuma ilgisini arttırnıaya hem de düzgünce konuşma alışkanlığı almasına >a- rar. Yazma derslerinde öğrenciye düşüncelerini düzgün\¥ anlaşjhr biçim- de yazı ile dile getirmek öğretflecektir. Bunun için adım admı ilerlemek ge- rekir. Yazı için mektup, belge, dilekçe, telgraf, se- net gibi yaşamda her za- man gereksinim duy ulan konulann seçilmesi ya- rarh olur. Yazı derslerin- de mektuplann biçimine Uişkin kurallar da öğreti- lecekir. Düzgün tarih at- mak, düzgün adres yaz- mak gibi. Derslerde yeri geükçe öğrenciye yazun ve dilbilgisi kuraUann- dan söz edilmeh. onlar- da sık sık karşdaşılan ya- zım, dilbilgisi ve sözdizi- mi hatalan düzeltilmeu- dir. Ders için seçilecekga- zete ve dergi, makale ve yazüann halk için yarar- lı şeyler olması gerekir. Güveıüik olaylanna ve ci- na>etlere ilişkin yazılar öğrenciye kesinhkle oku- rulmanıahdır. Hesap ve ölçülerde; gündelik ya- şamda her zaman karşı- laşüan ve kafadan hesap- la her zaman çözüleme- yen basit sorunlan çöz- meye yarayacakgendilk- leri ve kurallan öğren- mek ve bunlan kolayca, doğnıca ve çabucak kul- lanmak.- Sağhk bilgisin- de, beden, organlar \e gö- revlerinden başlayarak temizhk, toplum sağbğı, grvim kuşamdan, hasta- hklara kaza,zehirienme, çocuk bakmu» Yurt bil- gisinde öğrenciye vatan, ulus, yurttaşbk hak, öz- gürlük ve ödevleri konu- sunda bir yurttaşm bil- mesi gereken asgari bflgi- yi kazandırmakbr. t\i bir Türk vatandaşı vatanını se\er, görevini biBr, çah- şır, insaniy etfidir." ilk yıl 20487 derslık açıldı. Yerleşim yerlerin- deki bütün okul binalan bu ış için kullanılırken okulun bulunmadığı yer- ler için gezici kurslar, uy- gun odalarda, bu da yok- sa açık havada yapıldı. Halk bu yeniliği yürek- ten benimsedi. Yeni abe- ceye "Gazi Alfabesi" adı- nı verdi. lOcakl 929 Salı günü kapılannı öğrencilerine açan Millet Mektepleri o kadar büyük bir ilgi gör- dü ki, ilk gün birçok in- san geri döndü. Yeni ders- likler açıldı. Öğrenciler (Bir çoğunun ilk kez gör- düğü, duyduğu) gramo- fondan Mustafa Kemal'in "Yeni Harfler Söyle^ini" dınleyerek derse başladı. Hapishanede. askerde olanlardan işyerinden ay- nlamayan işçilere. hamal- lara. tarlada çalışan gün- delikçilere varana kadar herkesın bu okuma yaz- ma seferberliğinden ya- rarlanması tasarlandı. Mustafa Kemal, 75 yıl önce büyük bir sevinci büyük bir üzüncü ile ya- şadı. Yazı Devrimınin. halk eğitimi, halk ders- hanesi, ilk köy öğretmen okullarının ve Millet Mektepleri "nın kurucu- su, tüm ders kıtaplannın yenileyıcisi, 31 yaşında Millı Eğitim Bakanı olan Mustafa Necati, 1 Ocak günü öldü. Millet Mektepleri'nin mimanydı, ilk öğrencisi olmayı bekliyordu, ama hastalandı. Büyük yapıtı Millet Mektepleri 'nin açı- lışını görmek için ameli- yahnı erteleten Mustafa Necati, kurtarılamadı. Ateşler içinde Millet Mektepleri'ni sayıklaya sayıklaya gözlerini yum- du. Mustafa Kemal ağlı- yordu. FaHh Rrfkı Atay o günü şöyle anlatıyor: u Atatürkün ilk defa hıç- kuıklar ile ağladığını bu öhnn akşamıgörmüştüm. 'Ne evlattı o...' diye üzü- hlyordu. Y üzbinkrin ölü- müne göz kırpmadan ba- kan, ateşte dö\iUmüş \"e kanda soğumuş bu irade, bir ana kalbi kadar yu- nıuşaka" tsmettnönü me- zan başında bir konuşma yaptı: "De\Tİmcilerin ölürken kalanlardan ve yeni yetenlerden bir tek dileği vardır: Cansız bi- leklerinde sallanan görev ba>ragmınka\Tanıpdaha >üksekdalgalanmasKİır!" Başbakan tnönü, iki ay boyunca Mustafa Neca- ti" nin yerine birini ataya- madı. Görevi vekâleten kendısı yürüttü. Daha son- ra yoldaşı, kendisi gibi genç yaşta ölen Vasıf Çı- nar'a görev verildi. Dr. ResjtGaKp,HasanÂliYü- cel bu bayrağı daha da yükseklere taşıdı. PENCERE Bu Yılbaşı Bir Başka Yılbaşıydı.. Ben bu yazıyı 2003 yılında yazıyorum.. Siz 2004'te okuyacaksınız.. Ikisi arasında bir yılbaşı gecesi yaşandı.. Ama nasıl?.. Eskiden yılbaşı geceleri daha çok Batı'da yaşa- nırdı; insanlar çılgınca eğlenirlerdi, kadınlar ve er- kekler, içkiler ve yemekler, danslar ve kutlamalar- la yaşanan gecenin tam yarısında saatin akreple yelkovanı buluştu mu, herkes birbirini kutlardı... "UygarDünya "da yaşanan bu geleneğin yaygın- laşıp kimi yoksul ülkelerde de göreneğe dönüşme- si 20'nci yüzyılın ilginç olgulanndan biridir. Ancak ne olursa olsun, ister savaş, ister barış, insanlığın yılbaşında tedirginleştiği şimdiye dek görülmemişti... Bu yıl yeni bir durum var. • Nedir o?.. Batı yılbaşını eskisi gibı gönül rahatlığıyla kutla- yamıyor... Neden?.. Küresetleşme yüzünden... Eskiden Londra ya da New York gibi kentler dün- yadagüvenlikanıtı sayılırlardı; biryandasömürge- ler vardı, öteyanda metropoller!.. Batı'da -özellik- le Amerika'da- hayat öylesıne güvenliydi kı örnek gösterilirdi... 11 Eylül bu güveni yıktı... Cumhuriyet'in dünkü sayısında "Dış Habeher Serv/s/"mizin hazırladığı şu satırlar Batı'da güven- sizlığin nereye dek tırmandığını vurguluyor: "Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI), ül- ke çapında tüm polisleri almanak taşıyan kişilere karşı dikkatli olmalan konusunda uyardı. FBI, No- el öncesi yakiaşık 18 bin polise gönderdiği bildi- ride, hava koşullanndan yer kısaltmalarına kadar çok sayıda bilgiyi banndıran almanaklann, terörist- lerce hedef seçme ve operasyon öncesi planla- mada yardım almak için kullanılabileceğini belirt- ti." Inanılır gibi değil... FBI bizim Abdülhamrt hafiyelerinin kuruntulan- nı aşan vesvese içinde mi çırpınıyor?.. Bu ruh ha- letiyle yaşayan ABD ne yılbaşında rahat yüzü gö- rebilir, ne yeni yılda, ne de daha ötesinde... Terör kuşkusu, 2004'e giren dünyada Batı'nın kal- binedekgirdi... Batılının aklına çengelini taktı.. • Terör insanlıksuçu.. Ama insanlığın da küreselleşme sürecinde sö- mürgeciliğin kabayöntemleriyleyürütülen emper- yalizme seyirci kaldığı bir gerçek... Insanlık hep birlikte mutlu ve güvenilir yılbaşıla- rı yaşamak istiyorsa, insan gibi yaşamayı herkese hak gören bir yeni düzene açılmak zorundadır... Yoksa doğaldır ABD'de yılbaşı tedirginliği.. AB'de yılbaşı tedirginliği.. Ve insanlıkta yılbaşı tedirginliği.. Yılbaşında saat 12'yi vurmaya başladı mı, ışık- lar söndürülür, insanlar yakınlanyla kucaklaşırlar... Bu yıl tedirginlik ilk kez 2003 ile 2004 arasında- ki gece yarısına girdi.. Neden?.. Sorunun yanıtını dün gece yarısı düşünmeyen- ler için 1 Ocak 2004 taze bir başlangıçtır. SAATLI MAARİF DUVAR TAKVİMİ ' Sayın okuriarımızın Yeni Yılını kutlar, sağlık, huzur ve mutluluklar dileriz. Saatli Maarif Takviminizi tükenmeden bayinize ayırtmayı unutmayınız. istanbul Maarif Kitaphanesi ve Matbaası A.Ş. Cağaloğlu Yokuşu No:38 Tel:(0212) 519 00 41 fransızca'da başarıya adıjn adımr " a s ı z : : ' r : F ~ : = . ; •. t - ' '•'e'-ez ' " . e ; ; - d n Test ve kayıtlar : 8-9 Ocak 2004 ( 9 * -18°«) 10 Ocak 2004 ( 9 ^ - M 0 0 ) Kursların başlama tarihi: 12 Ocak 2004 Istıklal Cad. No: 8 Taksım / Istanbul Tel: (0212) 334 87 40/45 Faks: 334 87 41 St Joseph Lısesı Moda / Kadıköy Tel: (0216) 418 56 66 E-ııuil: [email protected] / intenKt: www.mfist.org
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle