Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 OCAK 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Elektronik posta denizsom#ctimhuriyetcom.tr www.denizsom.cQm Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 S?
- Demokrasi
takıyye aracı olmuş...
"Başbakan sözünün
arkasında duruvoti"
Derin çukun
Kaya Çetin:
"Kasımpaşalı
raconuyla Recep
Tayyip Erdoğan'ın
biçemini bilmeyenler,
sözlerine de yanlış
anlam veriyoıiar.
Başbakan 'derin
demokrasi' derken
demokrasi için
kazdıklan çukurun
derinliğinden söz
ediyor. Hani şu
'hazmettire hazmettire'
yapbkJan işten.
Mareşal
Ahmet Mete Apak:
"AKP Milletvekili
Hüsrev Kutlu,
TBMM'deki Atatürk'ün
mareşal üniformalı
resminden rahatsız
oluyormuş... Resmin
duvardan indirilmesi
için fetva vermiş...
AKP'ye yakışır... Ama
Atatürk'ün resmi
oradan inmeyeceğine
göre rahatsız olanlar
Iran'a gidip
Humeyni'nin sanklı
resimlerinin altında
huzur bulabilir!"
•• eni yıla umutla girilir... Ama siz bunu bir de
' Istanbul'daki turistik otel sahiplerinden Gül
| Küçükserim'eanlatın: "Otelciler ve acente-
1 ciler büyük bir kaos içinde çırpınıp, duruyo-
ruz. Artık kimsede dayanma gücü kalmadı. Türkiye'yi
yurtdışında tanrtma çabası ve gayreti içinde büyük
mücadelelerveren, herşeyterinibusektöreyatıran.ya-
tınm yapan, istihdam yaratan kişiler, 25-30 yıllık fırma-
lar itibariannı kaybediyor, batıyor ama hiçbir meslek ku-
ruluşu ne kadar zor durumda olduğumuzu anlatamı-
yor.
Her gün gazetelerde, yeni patlatılacak olan bomba-
lann haberlerini okuyoruz. Yakalanan bombacılar da
cabası. Bir başka haberde SARS'ın hortladığı anlatılı-
yor. Bütün bunlara karşı, gazetelerde sayfa sayfa ge-
zi ilanlan, içim sızlıyor doğrusu. Türkiye Otelciler Birti-
ği ve Türkiye Seyahat Acenteteri Birliği birteşerek, tu-
rizmi olumsuz etkileyen bu tür yazılan yayımlayan ga-
zetelerden ilanlannı çekseler, üyelerine bu yazılan gün-
Umutsuzluk
lük e-posta yoluyla ulaştırsalar, basın kuruluşlan da her
gün yazılannın bizler tarafından etkin bir protesto ile
karşılanacağını bilseler, daha dikkatli olmazlar mı?
Avrupa'da Ingiltere, Fransa ya da Italya'da patlayan
bomba haberleri gazetelerde iki satır yer alıyor. Bu ül-
kelerde haber özgürlüğü yok mu? Biz akıllı, onlar ap-
tal mı? Yurtdışında ABD ve Avrupa ülkelerinde üzerin-
den neredeyse iki ay geçtiği halde hâlâ TV kanallann-
da, bizim TVIerimizden alınan o vahşet manzaralan ay-
nen verilmeye devam ediliyor. Ne zaman akıllanaca-
ğız?
Kendi ülkelerinin Turizm getirferini arttırmalan için el-
lerine bundan iyi koz mu verilir? New York'ta iki yıldız-
lı bir otelın fiyatı 120 dolar, kahvaltı bile ekstra. Bizim
beş yıldızlı otellerimizin kaç para ettiği içler acısı. Irian-
da'nın tanıtım filmi konuşuluyor, 10 dakika ayakta al-
kışlanmış. Her ülke için ayn düşünülerek, tasarianmış
bir film. Pazar özelliği dikkate alınarak.
BizlerIstanbul'un göbeğindetarihi yanmadayasa-
hip çıkamıyoruz. Sokaklanmız ya işporta tezgâhlan ta-
rafından ya da kaçak otopark alanlan olarak kapatılı-
yor. Caddeler zifiri karanlık, aydınlatma diye bir şey
yok. Bu bölgedegün yüzüne çıkartılmayı bekteyen da-
ha pek çok eser yerin altında kaderine terk edilmiş.
Restore edilmeyı bekleyen, atıl vaziyette birçoğu ise
sahipsiz ve yok olma tehlikesi altında. Yedi yıldır çıkar-
tılamayan Fatih ve Eminönü bölgesi imar planları Anıt-
lar Kurulu ile belediyeler arasında gidip gelmekte. Kim-
ler ne rant sağlıyor ki, bu bölgeyi kurtaracak olan, ya-
tınmcının önünü açacak olan plan hâlâ engelleniyor.
Birtakım kişilere şirin gözükmeyi bırakıp, gerçek-
leri dile getirelim. Acil önlemler alınmadığı takdirde,
sektör bu krizden çok ağır bir darbe ile çıkacak ve to-
parianması çok uzun zaman alacaktır."
Yıldız
Akif Kökçe: "Beş
yıldızlı otele lüks
denirken milyarlarca
yıldızlı dünyanın içine
ediliyor."
SESSÎZ SEDASIZ (!)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkuc yahoo.com
Bendensin sayın başbakan...
Vergilerim senin şirketine kurban olsun!
Polisin gözetiminde yılbaşı bildirisi
Istanbul'un orta yerlerinden Beyazıt
Meydanı'nda ve çevrede görevli polisle-
rin gözü önünde, sanklı cüppeli kişiler ta-
rafından dağrtılan bıldiriden birkaç satır.
"Ey Müslüman kardeşim. Haksızlığın,
adaletsizliğin ve zulmün kol gezdiği bir
dünyada yaşıyoruz. Sırf Müslüman ol-
duklaniçinAfganistan'da, Filistin'de, Çe-
çenistan'da, Bosna Hersek'te insanlar
öldürüldü. Ve sen yılbaşını kutlarken ora-
da Müslümanlar öidürülmeye devam edi-
yor. Yılbaşı adetinin sahibi Hıristiyanlar,
Bosnalı çocuklan diri diri keserek köfte
yapıp annelerine yedirdiler, diri diri ço-
cuklann gözlerini oydular, çocuklann ve
kadınlann namusunu kirlettiler... Ve halen
Afganistan'da, Rlistin'de, Çeçenistan'da
bu zulümlerine ve katliamlanna dünyanın
gözetiminde vahşice devam ediliyor. Bü-
tün bunlarolurkenTürkiyeli Müs-
lüman kimin yılbaşısını kutlaya-1
cak ve niçin eglenecek!
Ey Müslüman kardeşim. Birta-
kım aydın geçinen kara cahiller Ku-
ran bizi idare edemez, bizi geri bıraktı, 14
asır önce ındirilmiş bir kitaba uymak ge-
nciliktir diyerek avaz avaz bağınrlarken
Yahudı ve Hıristiyanlann yani Batı'nın izi-
ni takip etmeyi, onlara uymayı ilericilik
sayariar. Şayet onlann dediği gencilik, ki-
tabın 14 asır önce indirilmiş oluşuysa şu-
nu iyi bilsinler ki Incil 20 asır önce, Tevrat
da yaklaşık 30 asır önce gönderilmiştir.
Ey Müslüman kardeşim. Daha yeni Ra-
mazan ayından çıktık... Ebedi cennetle-
re girme imkanımız varken ebedi cehen-
neme sokacak işleri, amelleri yapmaya-
lım."
Yüksel Caddesi ve
Yürüme Hakkıııa Dair
MUREAZA DEMjR
Kızılay'da Ziya Gökalp ve
Meşrutiyet caddelerinin ara-
snda, onlara paralel bir cad-
de. Demokratik hak ve özgür-
lüklere ilişkın açıklamalann ya-
Dİdığı, kimi olumsuz karar ve
jygulamalann protesto edil-
d ği, savaş karşıtı tepkilerin ör-
gltlendiği ve eyleme dönüş-
tiıgü cadde. Insan Haklan Anı-
t da burada.
Caddenin hoş özelliklerin-
den biri, belli saatler dışında
taşıt trafiğine kapalı olması.
Yaya kaldınmlan dahil her ya-
rn işgal eden trafik terörün-
den; keşmekeş ve kargaşa-
öan kurtulup kendinizi Yüksel
Caddesi'ne atabilirseniz, ne-
fes aldığınızı, yaşadığınızı fark
ediyor, varsa sosyal ve kültü-
regereksinimlerinizi karşılıyor,
z" tür eşitlik ve özgürlük duy-
ÇJSU yaşıyorsunuz.
Aradığınızı bulabildiğiniz ki-
cabevleri, düzenli kafeleri,
Mulkiyeliler Birliği, yan sokak-
la-da TMMOB, TBB, odalar,
oernekler, sendikalanyla sivil
ve capcanlı. Caddenin iki ya-
nnda akasyalar, çınarlar, diş-
bjdak ağaçları. Tünedikleri
callarda sürekli hareket eden,
çtğhk çığlığa bir şeyler anla-
tan sığırcıklar, serçeler...
Caddenin daha pek çok
özelliği var ama, görünen iki
hoşnutsuzluğu da olmasa!..
Eirisi şu: Cadde her yaz, iki ya
da üç ay belediye yetkililerin-
ce tamire alınır. Güven Park
ve diğerieri gibi. Yani sizin
Yüksel'de bir açık hava kafe-
snde biraz oturmak ve arka-
daşınızla sohbet etmek istedi-
ginizde veya çınartann gölge-
snde, kuş cıvıttıları dinleyerek
bir yürüyüş canınız çektiğin-
de, cadde "yeniden düzenle-
me" ya da başka gerekçeyle
sökülmüşse tam bir savaş
alanıdır orası! Taşlar, paletler,
kamyon, toz-duman, güya
emniyet şeritleri, ters dönerek
ayaklannıza dolaşan ve kendi-
s de "özür" olan, "Verdiğimiz
rahatsızlıktan dolayı özürdile-
riz" levhalan, daha döşenme-
den kınlmış çirkin, özensiz be-
ton plaklar, sökülenlerden kö-
tü estetik fukarası bordür taş-
lan ve oradan oraya zıplaya-
rak, gideceği yere ulaşmak is-
teyen insanlar...
Böyle durumlarda hevesiniz
kjrsağınızda kalır; "yine mi"
der, yetkilileri "iyi dileklerie"
anımsayarak, oflaya puflaya,
moloz yığınlan ve çukurtardan
kurtulduğunuza sevinir, ora-
dan adeta kaçarsınız. Eskor-
tu, klaksonu, insanı çileden çı-
kartan kırmızı plakalı uzun
konvoylanyla, aşırı ciddiyetli
ve takım elbiseli bürokratlan-
nın bulunduğu Bakanlıklar
semtiyle karşı karşıya duran
ve orayla tam bir tezat oluştu-
ran Yüksel Caddesi'nin ikinci
sorunu da lüks arabalı görgü-
süz "şehir eşkıyalandır".
Bu maganda takımından
Yüksel'e tebelleş olanlarının
en dayanılmaz hafiflikleri
"zevkleri" yayalara aynlmış bu
caddeye dalıp omuz omza
yürüyen insanlann hak ve öz-
gürlüklerine saldırarak, onlan
rahatsız etmek olmalı. Birkaç
gün önce caddenin benzer
devinimlerinden birinin yaşan-
dığı bir sırada gördüklerim
hem bunlan yazmama, hem
de kimi umutlanmı erteleme
ve "olayı "tebessümle izleme-
me neden oldu. Bir yurttaş yü-
rüme özgüriüğüne, hukukuna,
çevresine ve kentine sahip çı-
kıyordu ama!..
Araç trafiğine kapalı olan bu
saatte, aracını yayalann arası-
na süren lüks ve gösteriş düş-
künü magandanın davranışı,
bu yurttaşı çileden çıkarmış,
aracın önüne dikilip; "Geçe-
mezsin, araç yasağını ve yü-
rüme hakkımı gasp edemez-
sin!" diyerek bağırmasına,
bunca başıboşluğa ve kural
tanımazlığa isyan etmesine
neden olmuştu. Bu onuriu ve
örnek davranıştan olumlu et-
kilenenler ve ders çıkaranlar
vardı kuşkusuz ama diğerieri
çoğunluktu. "Adam arabanın
önüne dikelmiş; kaçılmıyo!"
diyordu, bir cadde sakini ya-
nındaki arkadaşına. Çoğun-
luk, lüks aracından inmeden
"çekil oradan!" diye bağıran
magandayı değil, kendi hak-
kıyla birlikte, kendisini suçla-
yanlann da hakkına sahip çı-
kan vatandaşı suçluyordu.
"Popstar" yarışmasında,
müzikal sesten çok, ilenmeyi
çağnştıran Bayhan isimli ya-
nşmacının katil olduğunun or-
taya çıkmasından sonra, ya-
nşma birincisi olması ve Sayın
Deniz Seki'nin bunu protes-
to etmesi gibi. Ve diğer üçjü-
ri üyesinin Sayın Seki'yi anla-
maları bir yana, Bayan De-
niz'in onuriu ve sorumlu tep-
kisini, "duygusa//;Wa"kanştır-
malan gibi.
Katillerin, soyguncu ve hor-
tumcuların, "Türkiye seninle
gurur duyuyor" çığlıklanyla
değil, hak ettikleri gibi yargı-
lanmaları, anılmaları, çağrıl-
maları ve artık "mümkünse
yargılanmalan" dileğiyle...
KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakig turk.net
ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci n mynet.com
HARBt SEMİHPOROY semihporoyia yahoo.com
HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA B/LG/V
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAI* 1 Ocak icicvcmumtaz~arikan.com
BAKIRKÖY 3. AİLE HÂKİMLİĞl'NDEN
2003^1321 Esas
2003^275 Karaı
Davacı Dofan Buidu vekili taıafından Mahkememıze açılan vasi
tayinı davasında davanın kabulü ile, Sıvas, Imranlı. Delıce, Cilt 38.
Hane l'de nüfiısa kayıth Dursun ve lpek oğlu, 20 03.1953 doğumlu
mahçur Vahap Gazi Buldu'nun hacır altına alınarak kendısine syta
yerde nüfusa kayıtlı Vahap Gazi ve Peruze oğlu 12.09.1971 doğumlu
oğlu Doğan Buldu"nun vasi olarak atanmasına karar verildıği ilan
olunur. 05.12.2003
Basın: 65302
'MUHBİR* GAZETESİ CtKIYOR..
O/t)
ÜÇ
Doer ve
. OSMAULI DEVLE7İ'
OLDUĞU;'
fCSİLİ
D/L/yL£ O//GC477
OLAN MUHŞ/K, yÖA/£rr'Mf
&EClKM£M/f, SS. SAYlStNM KAPAr/LM/ÇTt f
Nof-: Muhhir 'm bi/rada/b anhntı, haber
AÇIK
DÜZ ÇİZGt
ÜMÎTZtLELÎ
Cumhupiyetçiler
Ayağa KalkınL
Fotoğraf çok çarpıcıydı... Salı günü Vatan gazete-
sinin sürmanşetinde yeralan o fotoğraf, "Nereye gi-
diyoruz", "2003 korkunç biryıldı, 2004 için umut
var mı?" diye soranlara en yalın, en net yanıttı... Fa-
tih Camii'nin avlusundayüzlerce, binlerce sanklı, cüp-
peli erkek, birkadının cenazesi için saf tutmuştu... Ve
o avluda birtek kadın bileyoktu!.. Çünkü yasaktı!.. Ka-
ra çarşaflara bürünmüş kadınlar cenazeyi ancak uzak-
tan, avlunun dışından izleyebiliyordu... Kollanna gö-
revli yazısı takmış sakallı, sanklı, şalvarfı birtakım
adamlar "nizamı" sağlıyordu... Ve o avluda saf tut-
muş binlerce cüppeli, en büyük cüppeliye dokunmak,
sakalını öpmek için birbirini eziyordu!..
Nakşibendi tarikatının bir kolu olan Ismail Ağa ce-
maatinin liden Mahmut Ustaosmanoğlu, kızının ce-
naze törenınde, gönlünde yatan düzenı Fatih Ca-
mii'nin avlusunda resmetmenin dayanılmaz mutlulu-
ğunu yasadı!.. "Mübarek" sakalını öpmek için kıyası-
ya savaş verenlerin, ezilmeyi bile göze alanlann ara-
sındaAKP milletvekillen ile "milliyetçi" birpartinin ge-
nel başkanı da vardı!.. Şeyhlerinin sakalını öpme, cüp-
pesine dokunma mutluluğunu tadamayan kullar ise
arabasının camlannı öperek bir nebze olsun susuz-
luklannı giderdiler... O fotoğraf, 2004 yılında Türki-
ye'nin hangi yola sokulmak ıstendiğinin kanlı canlı
göstergesiydi...
- O fotoğraf, silkinip kendimize gelmezsek, ge-
leceğimizin resmiydiü!
• • •
Anlaşıldı ki, 2004 çok daha zor kavgalann yılı ola-
cak!..
Yalnızca şu son günlerdeki "ağır" örnekler bile Tür-
kiye için çizilen rotayı, hiçbir kuşkuya yer bırakmaya-
cak şekılde ortaya koyuyor. Şıralayalım:
- Başbakanlık Müsteşan, Ömer Dinçer'ın 1995 yı-
lında yazdığı "21. yüzyıla girerken dünya ve Tür-
kiye'nin gündemindeki Islam" başlıklı bildiri geniş
yankı uyandırdı. Yazının tümü Dinçer'in nasıl bir dü-
zen düşlediğini gayet açık şekılde ortaya koyuyor. En
çokşu bölüm dikkatımı çektı: "Türkiye Cumhuriye-
ti'nin başlangıçta ortaya koyduğu laiklik, cumhu-
riyet ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin ye-
rinidaha çok katılımcı, daha adem-i merkezi, da-
ha Müslüman biryapıya devretmesizorunluluğu-
nun ve artık bunun zamanı geldiği düşüncesini
taşıyorum..."He kadar açık değil mi?!.. Üstelik, ömer
Bey "adem-i merkeziyet" kısmını özene bezene ha-
zıriadığı "Kamu Yönetimi Reformu" tasansıyla ha-
yata geçirmek üzere!.. Diğer kısımlarda ardından ge-
lecek!.. Aynca müsteşar beyi kutlamak gerek; diğer
zevatgibi kıvırmadı, bu görüşlerinin arkasında durdu-
ğunu açıkladı!.
- Diyanet Işlen Başkanlığı'nın yeni yönetimi "yeni
döneme"nasıl kararlılıkla hazırtandığını ilanettı!.. ön-
ce pıyangonun haram olduğu fetvasını verdi, ardın-
dan sıra yılbaşı kutlamalannın da haram olduğu fet-
vasına geldi!.. Yoğun tepkiler üzerine "kıvrak" bir dö-
nüşle yılbaşı kutlamalannın evrensel olduğu fetvası çı-
kanldı. Geldiğimız noktaya bakın; Cumhuriyet'te fet-
va mı olurmuş demiyoruz da, içeriğini tartışıyoruz...
Yani her durumda, her şekilde Diyanet ve ardındaki-
ler galip!..
- Niye mi galip? Bakın, artık geleneksel hale gelen
Taksim yılbaşı kutlamalan da iptal edildı. Gerekçe te-
rör!.. Avuç içi kadar meydanı teröriste karşı koruya-
mayacak kadar acz içinde olmanın itirafı bir yana, asıl
amacın o meydanda kutlama yaptırmamak olduğu
açıkça ortada değil mı?. Alın size kocaman bir adım
daha!!!
- AKP Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu, durup
dururken "Meclis 'teki Mareşalüniformalı Atatürk res-
minin değişmesıni" ıstedi. TBMM'deki askerler yü-
zünden kendisini kışlada gibi hıssetmekten yakındı.
• • •
Yukandaki örnekleri Fatih Camiı'ndeki cenaze tö-
reninin östüne koyun, bu sütunda bir yıl içinde veri-
len tüyler ürpertici diğer girişimlerie çarpın...
- 2004'te hedefın ne olduğunu göreceksiniz!..
Bu yıl, aynı zamanda cumhuriyetçılerin, bu ülkenin
aydınlık insanlannın topyekün ayağa kalkma dönemi
olmalı... Bu ülkeyı, Cumhuriyetin kazanımlannı ve ge-
leceğimızi ancak ve ancak bizler koruyabiliriz. Seçe-
nek önümüzde:
- Geteceğimizya Cumhuriyettirya da Fatih Ca-
mii'nin avlusuü!
E-posta: umitzileii(attnetnettr
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Datçailçesi
yakınında ta-
nınmış bir
kumsal. 11
Büyük vesüs-
lü çadır...
Toprağı işle- 5
mek için kul- 6
lanılan bir ta- -.
nm aracı. 3/
Yaşam... Bir
8
ilimiz. 4/ Bir 9
Güney Ame-
rika ülkesine adım
1 2 3 4 5 6 7 8
1 2 3 4 5 6 7 8 9
veren ağaç. 5/ Bir işi
1
yerine getirme... Ya- 2
zıhşlan aynı, anlam- 3
lan farklı sözcükleri 4
bir arada kullanma 5
sanatı. 6/ Bir nota... 6
Danslı ve resmi gi- 7
yimli gece toplantısı. 8
II Divan edebiyatın- 9
da manzum bilmece... Eğilimli, hazır, yatkın ol-
ma. R/Birelektrolizaygıtındakiartıkutup... Ayak-
kabının yumuşak olan üst bölümü. 9/Alçak enlem-
lerde düzenli esen rüzgâr... En kısa zaman süresi.
YUKARTOAN AŞAGIYA:
1/ 1954'ten bu yana yaklaşık yirmi fîlme konu
olan, beyazperdedeki en ünlü canavarlardan bi-
ri. 2/Anadolu'da kurulmuş eski uygarlık... Belli
bir bölgede yaşayan hayvanlann tümü. 3/ thtiyar
Rum meyhanecilerine seslenmek için kullanılan
sözcük... Futbolda sayı. 4/Anlann çıkardığı bir
tür salgı... Yavaş, ağu-. 5/Gerçek anlamının dışuı-
da kullanılan söz. 6/Bir uzaîdığın son noktası...
Argoda karnı aç ya da parasız kimse... Tavlada
"üç" sayısı. 7/Bluesmüziğine özel rengini veren
ve doğal nota ile bemol arasında yer alan ses. 8/
Kürek gibi bazı araçlann, enli ve yassı bölümü...
Avuç içi. 9/ tşyeri olarak kullanılan birkaç katlı
yapı... Pamuk ipliğinden yapılan kaluıca kilim.