29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÜL 2003 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Ruhban ve Plan NUR BATUR'un Atina haberine göre, Başbakan Erdoğan. Yunanlı işadamı ve yerii hukukçularia birlikte gelen Fener Rum Patriği Bartholomeos'a "Heybeliada Ruhban Okulu açılsın isteniyorsa, mi- naresiz mûzeyapılan Atina 'daki Mustafa Voyvoda Camii de dimpiyatlarda ibadete açılsın" demiş. Aynı şeymi? Onlar "Siz de Ayasofya'nın mina- relerini yıkıo tepesine haç takın ve Ortadoks iba- detine açır " demezler mi? Üstelik, Heybeliada Okulu konusu, bu çeşit ba- srt dengelemeteri aşan çok daha ciddi bir konu. Hem de, Patrikliğin "ekümeniklik" iddiasına bağlı olarak. Türkıye devleti, "Okul açtlmasın" demiyor, "ül- kenin bütünyükseköğretim kurumları gibi açıl- sın" diyor. Hatta, azınlıklann din görevlisi yetiştir- meleri için Istanbul Üniversitesi llahiyat Fakülte- si'nde kurulacak "dünya dinleri" bölümüyle bu ge- reksınimin karşılanması bile önerilmiş kendilerine. Anayasa, özel yükseköğretimin ancak "vakıf üni- versitesi" biçiminde olabileceğini, yasalar da as- keriik ve din konulannda özel ögretim kurumlannın açılamayacağını öngörüyor. Ama, Patrikliğin amacı başka: Ruhban Okulu'nu kendi emnnde tutmayı, "ekümeniklik" iddiasının bir parçası sayıyor ve bu iddiadan vazgeçmiyor. Bir Alman vakfının toplantısında Sayın Patrik, "Bu sta- tü beş yüzyıl önce verildi; kimse alamaz" demiş- ti. Herhalde. Patrikliğe, "milletbaşı" olarak kendi "mil- let"\ üzerinde birtakım yönetim ve hukuk yetkileri veren FatihFermanı'na veOsmanlı'nın 1862 Nizam- namesı'ne dayanmaktaydı. Oysa. Patrikhane'yi yurtdışına çıkarmak isteyen yeni Türkiye Devleti, Istanbul'da kalışa, ancak bu iddiadan vazgeçilmesi ve sadece aıhani yetkilerie yetinilmesi koşuluyla razı olmuştu. Lozan'da Veni- zelos'la Kaklamanos'un Patrikliği Osmanlı döne- mindeki statüsüyle "Konstantinopolis"Xe tutma ça- balannı, Ankara delegelerınden Rıza Nur Bey, Yu- nanistan'ın "devlet içinde devlet kurma" niyetine bağlamış, Antlaşmaya böyle birstatü koydurulma- mıştı. Ekümeniklik, "evrensellik" ıddiasıdır:BatıveDo- ğu kiliselerinin ayrılışından ve sonra Protestan- lığın çıkışından beri hep tartışılır. Şimdilerde, Hıris- tiyanlan derleyip toparlamanın banşmazemini ola- rak yeniden gündemde. Ama, Patrikhane'nin ekümenikliğe bakışı farklı: Ekümeniklik iddiasıyla Vatikan'ın Italya'dakine ben- zer bir statü elde etse, Çartığın güçlenişi ve Osman- lının zayıflamasıyla şurda burda yarı-bağımsızla- şan çeşitli Ortodoks kiliseleri üzerinde ek nüfuz ka- zanacak. Atina da, içte laikliğe yönelmiş olsa bile, Patrikliğin bu planindan kendi dış politikasında ya- rarianabileceğini hesaplıyor elbet. Patrikliğin istan- bul'da kalışı, Avrupa Biriiğı ve ABD yoluyla Anka- ra'yı baskı altında tutup başka isteklerini de kabul ettirme fırsatı veriyor ona. "lyi ya, burda kalsa ve ekümenikliğini kabul et- sek kendi dış politikamız için Patrikliği biz kullana- maz mıyız" diyenler, Ortodoksluk ile çağdaş Yunan tarihi arasındaki çok sıcak ilişkiye biraz daha ya- kından eğilmelidirler. Türk Yargısı Bağımlı mı, Bağımsız mı? YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN Hukukçu < < i o • J ^ ^L * l 1 JURKİYE TWjnXlT llhifiri Kurulmak ıstenen Batı boyutlu duzentn Turfcıye ve bolgeye etkılen aynntılf Turkrye ve bölçeye yönetık senaryo.ar, ttetgele r d e kjtlantJarak ortaya kondu EnılMAIİİSAUmn kısa yazılanndan meydana gslen bu çalışmada, çarpıct ı dd ıa ! a r y e r almakîad'T Bır solukta okunacak ve akılda kalacak tMr krtap 2 003-2004 Adalet yılı.Yar- gıtay Başkanı'yla Türkiye BarolarBiriiğı (TBB) Baş- kanı'nın konuşma yapa- caklan, açıhş görünümlü geleneksel törenle buaün başlıyor. 1991 ve 1992 yıllannda TBB'yi ay- n toplantı düzenJeme zorunda bıra- kan, dışlayıcı yanlışlık ve yanılgı- lann yinelenmeyipunutulması. yar- gıyı tümleyen sav-savunma-karar üçlüsünün dayanışması mutluluk vericidir. "Adalet devtetin, savun- ma da adaletin temetidir" özdeyı- şine "Adalet dünyanın temetidir"ı ekleyerek gelişen ilişkiler düzenin- de yalnız ulusal değil, uluslararası bağlamda da "hak" duygusunu do- yurucu işlevin ne denlı ve ne ölçü- de etkin olduğunu belirtmek isri- yorum. Bireylerarası ilişkiler den ulusla- rarası ilişkiler e uzanan geniş bir alanda anlaşmazlıklan gıdermek. yaptınmlan belirleyip uygulamak için çağdaş ölçüt olarak benimse- nen ve kurallarla somutlaşan huku- ku yaşama geçirerek toplumsal ba- nşı gerçekleştirmeye çalışan yargı kurumunun sorunlanylaçözüm öne- rileri her yıl yınelenmekte. yenilen- mektedir. Genelde duygusallık yan- sıtan düzey ve konum (aröşmalann- dan. kurallara. uygulamalara, kay- nak, yapı, kadro, özlük haklanna, de- mokratlık göstensiyle laikJiğı eleş- tirmeye, yadırgatıcı "cüzdania vic- dan arasnda sılaşma" yakınması- na değin bırçok konu ele alınırken özeleştiri savsaldanmaktadır. İçde- netimyoksunluğu. tutariüık, hızlı ça- lışma, gerekçeli-doyurucu karar. başta sıyaset her tür etkiyi, söylen- tı nedenlerini ve tüm olumsuzluk- lan önleme. hukuk üretme, devie- tin tüm işlem ve eylemkrinin ba- ğımsız yargının denetime açık ol- mas, anayasaya uygunlulc AB hu- kukuna uyarlama özlemleri çoğun- lukla yüzeysel değinmelerle geçiş- tirilmektedir. Atatürkün Büyük Söylev'ınin sonunda vurguladığı "Bilimin ve teknolojinin son gereklerine göre kunıtmuş devlefin özgün nıtelik- lenne saldınlar artarak sürerken şe- riatçHarikatçı-aşiretçi kadrolasma hızlanırken. ulusal eğitımi özelleş- tirmeye ve köktendinci öğretime yeni kapılar açılırken ulusal varlık- larla doğal kaynaklarjBğmalanır, or- manlara kıyılııken, SİT alanlan bo- zulurdağıtılırken, gereksiz af yasa- lan ve parüzan düzenlemelerle hu- kuk yadsınırken Silahh KuvAetler'ı zayıflatma çabalan aldınşsızlılda karşılamrken. ülke ve dünya gerçe- len göz ardı edılırken. saltanat dü- ğünleri çarşaflı gövde gösterilenne dönüşûrken. öğrencıler acımasızca dövülürken. üniversite özerkliğı büsbütün kaldınlırken; suçlar, intı- harlar, ıflaslar artar, terönstlere ko- laylıklar tanınıp devleti, hak ve öz- gürlüklen koruyanlara saldın ola- nakJan sağlanırken. fetva ve fer- man dönemini anımsatan aykınlık- lar birbırini ızlerken. medyanuı bü- yük bölümü tüm olumsuzluklan "başan, iyi gkJiş" olarak yansıtır- ken ınsanımızın devlete güveninin başlıca dayanağı yargının sorum- luluğu tanımı güç bıçimde ağırlaş- maktadır. Anayasa, seçim yasalan, Siyasal Partiler Yasası'ndan ilgıli kurum ve kuruluşlann yapılanmalarına, gö- rev yetkilerine, yenilenmelerine, an- tidemokratik kurallardan anlayışa. tutum ve davTanışlara değınmeyi arök fazla buluyorum. Konuşulup yazılmamış bir şey kalmamış gibi: Kökü, ırası, yönü, yolu belb, kafa- sının değişmesi olanaksız siyasal gücünulusal egemenlikle ulusal is- tenci birbirine kanştınp, koşullan- mış. önyargılı sözde uzmanlannın kışkırtması ve yabancıların deste- ğiyle siyasal çoğunluğuna aidana- rak her şe>ı yapacağını sanması, anayasal demokrahk düzenin kar- şılaştığı en büyük tehlikedir. Yargı- yı etkisiz ve geçersiz kılma çabala- n. siyasal oyunlar. kimı oyalama, avutma ve aldaönacalar gündemde- dir. Dokunulına korkusu! Yasama sorumsuzluğunu koru- yarak millervekili dokunulmazlığı- ru sınırlama beklentılerirun sonuç- suz bıraJalması, bu olumsuz açılı- mın ilginç bir örneği ve kanıtıdır. En sağlıklı ulusal, anayasal güvence olan yargı bağımsızlığı bu neden- lerle tartışılmaz bır önem taşımak- tadır. Yargı bağımsızlığı gerçek hukuk devleti olmanın ilk koşuludur. Öz- gürlük ve eşıtlik bağımsızlıkla ge- çerlik ve anlam kazanu". Hiçbir et- kiye, kuşkuya, kuruntuya. korku- ya, öneriye yer vermeyen yansızlık, bağımsızlıkla sağlanır ve gerçekle- şır. Hiçbir yerin buynık verememe- sı, yönlendırememesi, hukuka, \ic- dana uygun, özgürce karar veril- mesi ve denetimın kendi kurumu içinde yapılması demektir. Özellik- le günümüz koşullannda, karma- şık sorunlar yaşanırken kaçuıılmaz. gecikmış **yargıreformu' > 'nunbaş sorunu bağımsızlıktır. Büyük Ata- tûrk 1920de "Uhıslann yârgı hak- kı, bağnnsızbğının birinci koşulu- dur. Adalet gücü bağımsız olma>an bir ulusun. devlet olarak varhğı ka- bul edilemez" dıyerek konunun özü- nü ve kaynağını ortaya koymuştur. İsmetİnönü "Kapkülasyoııbelasnı- dan kurtulnıak, Türkyargıçlannın bağımsı^ık ve saygıııİığııu kurtar- mak. Lozan Banş Antlaşmasının başlıca konusu olmuştur" (1) ve "Anuaşma, llusal Kurtuluş Ssva- şrrun temeli olan bağımsız bir dev- letin hukuksal \arbğuu tüm koşul- lan>la oluşturmak amaeıyla ger- çekleştirümiştir" (2) açıklarnaiany- la içte ve dışa karşı yargı bağımsız- lığının önemını vurgulamıştır. 1924 Anayasası'ndaki yargı gü- cününniteliğı, 1961 Anayasası'yla açıkça adlandınlıp kurumsallaşmış- tır. Ekonomik ve yasal olanaklan, anlayışı kapsayan yanadaasıl sorum- luluk görevlilerindir. Yargının ba- ğımsız olmadığı yakınması mah- keme merdiven, koridor ve kapıla- nnda yıllar geçiren yurttaşlarla, ki- mi yazarlar yanında kimi yargıçlar, >-üksek yargı başkanlannca da dile getirilmektedu-. Ulusal uzlaşma ve onur belgesi, ulusal yaşam andı sa- yüan anayasadakı öngörüler birer öz- lem. birer bu>Tuktur: olanı değıl ol- ması gerekeni gösterir. Amaçladı- ğı yargı bağımsızlığı asıldır. temel- dir, ilkedir. Bağımsızhk, yarguıın doğasın- da vardır. Bağımsız olmayan yar- gı, yargı değildir. Yargılama, ulusal egemenlik kapsamuıdaki en önem- ii yetkilerden biri olup ulus adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. Mahkemenin bağımsızlığı başta yargıç. savcı ve avukatlann bağım- sızlığıdır. Yargıç bağımsız olmaz- sa. bağımsızlığı karşı konulmaz ve yenilmez bir güç, bir soylu duygu olarak vıcdanında taşıyıp gerekle- nni yenne gerirmezse yargı bağım- sız olmaz. Yargı bağunsızlığı. tam bağımsızlık ilkesinin doğal sonucu- dur. Bağımsızlık. yarguıın ırasıdır (karaktendır). Özellikle yönetimle ılgilı davalarda yansızlığın gücü- dür. Bağımsızlığı kurallar, "söz" ola- rak venr. Ama onu gerçekten %'ar'' edıp yaşatan. anlamlı ve yararlı kı- lan. \r argılama yetkısini kullanıma yaraşır saydıran. yargıcuı anlayışı, bu konudaki duyarlı ve özenlı tutu- mu, nesnel yargısıdır. Yansız. bi- limsel. doyurucu çalışmalar, seçkin ve örnek kışıliğij'le bagımsızlığın gö- nencuıi duyurur. Yargı kuruluşu da saygınlığını kendi tutumuyla korur, güçlendinr ve sürdürür. Kararlar geç, güç ve gerekçesız yazılu-. çe- lışkıler, aykınlıklar, yandaşlık ve etkı kuşkusu duyuracak anlatunlar içerirse asla güven vermez. bağım- sızlığa özde kıyılmış olur ve ba- ğımsızlık biçimsel kalır. Yargının bilirkışilere bırakılması da böyledir. Bılgisiz-bağnaz. yabaml-aymaz, çıkarçı-düşkün, arsız-doyumsuz., saplanülı-sapkın, bıkkın-şaşkıa ruh- sal bozukluİdan, kötü alışkanlıkla- n olan hukukçularia; şeriatçı, mez- hepçı, tarikatçı, aşıretçi, etnik ayn- lıkçı üyelerle; yeteneksiz görevliler ve kişilıksız yetkiblerle yargı ba- ğımsız olmaz, bağımsızlık bağım- lılığa dönüşür. Bağımsız Yaro Dünkü yazımı sürdürüyorum: "Yargı bağımsız değil!" yakınması gerçeğı yansıtsa, uyan ve öneri sa- yılsa da başkalanndan beklentileri de çağnşhnr. Siyasetçiler buna ya- naşmaz. siyasetı hukuksallastıra- caklanna, hukuku siyasallaşönna- yı yeğler, gücü elinde tutup kendi- si için kullanmaya çalışu". Hukuk siyasallaşınca siyaset etken ve ege- men. yargı ızle\icı ve edılgen olur. Hukuku "ayakbağT gören ilkel an- layış bırakılınca siyaset de arınır. beğenı toplar. Siyasal iktidarlann kötü alışkanlığı, yargıya sırt çevir- mektir. hukuka aldırnîamaJcnr. Bu nedenle yargı sorunlarını çözmez. yoğunlaştınr. sonra da yargıyı suç- larlar. Nasıl yargı bağımsızlığı ön- celikle halk içınse, yarguun sorun- lan da halkın sorunlandır. Yargı, ya bağımsızdu" ya da de- ğildir. Ortası geçerli sayılmaz, ol- maz. olmamalıdır. Kâğıt üzerinde "bağımsız'' göriilmekle birlikte bu- nu önleyen kural ve kurum engel- leri vardır. Yargı denetimıne kapa- h işlemler de bağımsızlığa aykın- dır. Cumhurbaşkanı'nın yargı yer- lerine üye seçimi, bütçenınyönetim- de bağlanması, barolann yönetsel vesayet altında tutulması. yapttnm- lann sulandmlması. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapı- sı ile siyasal sorumlulann yargıdan kaçınlması kimı örneklerdir. Tüm olumsuzluklar, bağımlılığı olmasa bile, bagımsızlığın özlenen düzey- de, gerçek ve tam olmadığını gös- termektedır. Bu çarpıklığı düzeltme- >e öncelik vermek, yönetim-temsil yerleri seçunlennde hatır, pazarlık, karşılıklı ödün ve değişık etki söy- lentilenni önlemekten başlayıp ye- nıden yapılanmaya ivedilıkle gıriş- mek, adaletin anlam ve amacı ile devletin geçerlik ve uygarlık gücü olan yargının onuruna en uygun yaklaşımdır. Yargıda yanguı ve yı- İonh, devletin çöküşüdür. Yasadışı güçlere ve oluşumlara. kendi hak al- maya neden olmak bağışlanamaz. Süslü sözler, alıntılı-yollamalı söy- levler. demeçler, konuşmalar ve ya- zılardan çok. eylemlerle sonuç alı- nır. Kurallar, kurumlar bağlamında- kı olumsuzluklann en önemlisi an- layışta, eğitimdedir. Adaletçi yetış- tirmeden adalet sağlanamaz. Ah- laklı. bilgili, çalışkan, nitelikli-ye- tenekli, yansız. yürekli hukukçu, yargı bağımsızlığının olmazsaolmaz koşuludur. Ölçüsüz, taşkın siyaset yargıya el atmaktan kaçınmasa da gerçek hukukçular bu aşınlığı ön- leyip geçersiz kılar. Bağımsızlık ve- ninez. alınır. Yargı. adınayaraşır ka- rarlanyla, etkin duruşu ve tutumuy- la bağımsızlığını sağlar, hak eder ve kazanır. Yasalaria verilmış ya da venlmemış olması o kadar önemli degıldir. Anayasa Mahkemesf nin •nTİrürlüğüdurdurma")curumunu kendi karanyla olanaklı kılması. anayasaya uygunluk denetunınin 1950-1960 uğraşlanyla kazanılma- sı gibi hukukçulann hukuk savası- mıyla bağımsız yargı gerçekleşe- cektir. Devlete güven, hukuka bağ- lılık, yargıya saygı, yargıç, sa\cı ve a\oıkata ınanış bağunsızlığm onu- rudur. (1) Ismet ÎNÖNU, 24.7.1967 konuş- ması (Ulus, 25.7 1967) (2) 26.10.1973 günlü yazısı (.\nkara Barosu Dergısi Cumhuriyetın 50. Yılı özel savısı) Sımsıcak bir kış için Abonelik sizden, kombi bizden! 330 milyon abonelik bedeli otdksit! 444 «ibaymak kombiBu <;e* lı; GDAŞ tarafıoddn Mıli Piyar-gû <iafes. On«1 Muduriugu n 02/09 2003 *a-ıh « B 0 7 1 MP! 0 T3 00 02/1279-5M2 say.lı a n ıl« O9 2O0^25 10 2003 tanhlen atası abone oJa-Uı- 44J Savmat ECC 2*0 1 kcmtsı çekırçıne«tı/- >' Bki çefcıitşın ta ıM le- 03 11 2X3 tanhmde » a t UOO azım Kaîabekı- Cadötm, Ho 4 Al b*yko> Ktarbu) aaresı-tde yap. ac*« t,e% hfte t»)ırlen«ek-ir Kaıanan *.a»i^bl« 07 11 2OC3 tanhınde MıftıyeT Gazetesı nde ılar^ edtt*cs«Tır ÇekMtjter sc-nra as>l *^ X* hlı'erın adfesle- ne PTT yoluyia Tebi gat yap< ocakr. r K3OAŞ 4a-ı sanay ve tx-yuk tscan aboneiığ yaptıranıar ıle 18 ,aşifiûan Hemen arayın! Danışma Hattı: 444 36 36 www.igdas.com.tr çekilişle hediye! ıkrarruyekr venlmcz ÛTV ve KDV harç dtçer yaial yuku tal hlrye aıttnf Bu çekıit^e <ıalrlan h«rlc»s bu jartf»n kabu "GökyüzüyleArkadaş" IGDAŞ CUMHURtYErTEN OKURLARA İBRAHİM YILDIZ Gündem Yoğun Gazetecilik açısından bizim gibi ülkeler verimli- dir. Gündem her zaman yoğundur. Haber sıkıntısı çekmezsiniz. Haber çeşitliliği açısından sorun ya- şamazsınız. Bu açıdan bakıldığında eylül ayının ve sonraki gün- lerin gündemi netleşiyor. - Irak'a asker gönderme, -11 Eylül'de Yargıtay'da görülecek DEHAP da- vası, - Uzan operasyonunun süreci, - Üst kurullardaki (BDDK dahil) operasyon, - PETKİM, TEKEL ve TÜPRAŞ'ın özelleştirilme- si, - YÖK'te yapılması düşünülen değişiklik. ABD'nin Irak'ı işgaliyle başlayan süreç, medya- mızın en önemli konusu oldu doğal olarak. Herga- zete ve yazar, yaşananları kendi bakış açısına gö- re değerlendirdi. Ancak, ulusal bir davada, sorun masaya yatınlırken artıları ve eksileri iyi düşünmek, analizi ona göre yapmak gerek. AKP'li bazı milletvekilleri gibi Mehmet Dülger'in de şikâyetçi olduğu, "Irak'a asker gönderme" ko- nusunda Cumhuriyet'in görüşü bellidır. Irak'ta, "Müslüman asker istemeyiz" demeçlerınin yoğun- laştığı şu günlerde, Türkiye'de siyasi iradenin ala- cağı karar çok tartışılacaktır. • • • Stockholm muhabirimız Gürhan Uçkan'ın ha- beri, Irak'ta yaşananlan tüm açıklığıyla ortaya ko- yuyor. (02.09.2003) Haberde, saygın bir gazeteci olan Robert Fısk'in gözlemleri de yeralıyor. Fisk'in anlattıkları çarpıcı: "Amerikan askerlerinin, içinde iki sıvil olduğu- nu gördükleri birotomobile ağır silahlarla ateş aç- tıklannı gözlerimle gördüm. Adamlardan geriye iskeletleri ve yanık et parçaları kaldı. Bu tür olay- lar hiçbir yere kaydedilmeden, herhangı bır soruş- turma konusu olmadan kaynayıp gidiyor." • • • Nadir Nadi'nin ölüm yıldönümü nedeniyfe başyazanmızla ilgili yazı dizimiz Cumhuriyet okur- lanndan büyük ılgı gördü. Yine 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda verdiğimiz Atatürk posteri ve yayım- lanan yazı dızılerı, yeni kuşaklara yakın tarihimizi anlatmak ve bugünleri daha iyi değerlendirmek açısından bir kaynak oluşturdu. • • • Cumhuriyet gazetesi çalışanlan, okuruna daha iyi bir gazete vermek için yoğun çaba gösteriyor. Yann yayımlamaya başlayacağımız Server Tanil- li'nin kaleme aldığı "Nasıl BirDemokrasi Istiyoruz" yazı dizisi şu günlenn tartışmalanna ışık tutacak- tır. • • • Okullann açılmasına az bir süre kaldı. Eğitim ha- berierimiz, eğitimle ilgili yazı dizilerimizle bu alan- daki sorunlan göz önüne seriyoruz. Cuma günü ve- receğimiz Eğitim Gazetesi, ilköğretim, üniversite öğ- rencileri ve velilere rehber nitelıği taşıyacak. lyi haftalar... PİYANO DERSİ VERİLİR Heidelberg Devlet Konservatuvan piyano öğretmeni tarafından. Tel: 0216 -336 54 64 KIRMIZI BALIK ÇOCUK EVİ 13. YIL BİLİNÇLİ EĞİTİMLE BÜYÜYEN ÇOCUKLAR İÇİN Dr. ERDAL ATABEK İLE TOPLANIYORUZ Bostancı : Altıntepe, Mehmetçik Sk. 3 0 216/41716 36-36614 31 Mecidiyeköy : Latilokum Sk. 5 Şişli 0212/213 95 88-213 8740 Tarih : 20 Eylül 200311.00-12.30 İLGİ DUYANLAR ÇAĞRILIDIR. e-mail: kirmizibalik / superonline.com www.kirmizibalik.com Yeni Adli Yıl Açıldı hep aynı nakarat! ÇAG2OO2 Seçim Yenilgisi Bir Dönüm Noktası mı' Aricara'daYaıgıçlvVarın? At AB Yanctogiıı Tel: 0212 244 78 26 Faks: 244 78 27 www.gunisigihukuk com e-posta:ınfo@gunısıgihukuk.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle