Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
4-
CUMHURİYET 5 EYLÜL 2003 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Uygulama
ÇOK istedığiniz birşey varsa, en zayıf umut ışı-
ğını bile sınırsz sevinçle karşılamaktan, hatta is-
teğinizdeki saflığı belli etmekten kendinizi alamaz-
sınız.
Saflık ise, akdatılmaya hazır olmak demektir.
Türkiye'de çoğunluk AB'ye tam üyeliği genel
olarak büyük saflıkla istıyor ve kimi politıkacılar iç-
teki bambaşka amaçlan için öyle görünüyorlarya,
Avrupalılar da "çok sevindirici" sözler etmekten
gen kalmıyorlar.
Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, "An-
laşılan o ki, Kanuni Sultan Süleyman bu sefer
Vıyana kapılanndan dönmeyecek" dedi diye, ko-
ca başlıklar, sevinen sıyasiler. Sanki, yalnız Viya-
na'nın değil, Brüksel'in de kapılan açılmış.
Başbakan Gerhard Schröder "Reformlardan
etkilendik; uygulamada da aynı ilerieme sağlanır-
sa büyük adırn atılmış olacak" deyince, heyecan-
lanan yazartar, sesi değişen yorumcular, Son ka-
muoyu yoklamalarına göre Almanya halkından
yüzde 80'in Türkiye'nin tam üyeliğini hâlâ isteme-
diğini unutarak.
Bu toplumsal şenlik, diplomatların gözünden
kaçmayanı sevgili medyanın değerli çabalan
sayesinde halkın gözünden kaçırmaya yanyor: ko-
nuşan bütün Avrupalı deviet adamlannın ısrarla "uy-
gulama" sözü etmekte oluşlannı.
Ne demek uygulama?
Yani, "Kurallan değiştirdiniz arna, bakalım na-
sıluygulayacaksınız?" demek. "Bakalım"\n nean-
lamageldiğinivenekadarsürebileceğinidüşünen
yok. Çıkmaz ayın son çarşambasına kadar mı? Ba-
lık kavağa çıkıncaya dek mi?
O
rnek olarak, son değişikliklerin en çarpıcı ve şa-
şırtıcı olanını, AB'lilerin de inanmakta güçlük
çektikleri Milli Güvenlik Kurulu "reform"unu ala-
lım.
Bu reformun "uygulaması" nasıl olacak? Ku-
rul, iki ayda bır yerine yine her ay toplanmayı sür-
dürürse, uygulamaya ilişkin kuşkular da artmaya
başlayacak mı? Hele, uygulamanın "AB standart-
larına göre kabul edilebilir" olması, MGK'nin Ba-
kanlar Kurulu'na "Kıbns'ı hemen verelim; Ege'de
de haklanmızdan vazgeçelim" tavsiyesinde bulun-
ması demek midir? Fischer, şimdiden, "Kıbns'ta
son dakikayı beklemeyin" diyor. Adayı verseniz ta-
rih verecekmiş, tarih verse de hemen üyelik vere-
cekmiş gibi.
Kısacası, "uygulamaya bakalım" sözü öyle bir
söz ki, uygulamaya bakmak. Türkiye Cumhuriye-
ti Istiklal Savaşı'yla kurulan Türkiye olmaktan çı-
kıncaya, süngüsü düşünceye, göğsünü her türtü
sömürüye tam açıncaya kadar "sittin sene" süre-
bilir. Işin kötüsü, o tam üyelik günü geldiğinde,
eğer gelirse, o gün kimin kalıp kimin kalmayaca-
ğı belli değildır.
Üstelik, şimdi Avrupa'yla flört edenlerin, şimdi
içte değişmesini istedikleri değiştikten, örneğin
cumhuriyet bekçilerinin dişleri söküldükten son-
ra, gerçekten Avrupalı olmak ısteyip istemeyecek-
leri de belli değil.
Ama, Avrupa'nın bütün bunlan bildiği çok belli.
Sıvas Kongresi'nde Bir Kahraman...
"Savaşma seviş" sloganlanyla yetişmiş olan 12 Eylül gençliğinden Hikmet
Bey örneğini beklememiz gerçekçi midir? Gençlerin geleceğimizin garantisi
olduğu tartışma götürmez bir gerçek olduğuna göre, onlan gelecekteki
tehlikelere karşı uyanık tutmak görevimiz değil mi?
Sadlk BEYAZ Emekli Tarih Öğretmeni
S
ıvas, her ne kadar yakın geçmişi-
mizde meydana gelen talihsiz Ma-
dımak olayı \e bırkaç akılsız ve
meczup tarafından atılan "Cum-
huriyet Srvas'ta kuruldu. burada
yıküacak" sloganı ile olumsuz bir biçimde
anılsa da. Sıvas ve Sıvashlann Cumhunyet ta-
rihimizde ayn bir yeri ve önemi vardır. Zira
Kurtuluş Savaşımız4-12 Eylül 1919 tarihle-
ri arasında Sıvas'ta toplanan bir a\iaç dene-
bilecek az sayıda (otuz sekiz kişi) yurtse\er
ve cesur insanın aldığı kararlarla başlamış ve
bu kararlar aynı zamanda, kurulan yenı dev-
letin temel taşlan olmuştur. Misak-i Milli
(Ulusal Ant) kararlannda, TBMM'nin açılı-
şında alınan kararlarda ve 1921 Anayasa-
sı'nda Sıvas Kongresi'nin kararlan esas alın-
mıştır.
Dilimizde "adsz kahraman" deyimi, yur-
du ve halkı için her şeyi göze almış ve yap-
mış, fakat hizmetı ölçüsünde tanınmamış in-
sanlar için kullanılır. Tarihimız böyle insan-
larla doludur. Bunlardan bıri de Sıvas Kong-
resi'nde Istanbul'dan Tıbbiyelıler adına katı-
lan Hikmet Bey'dir.
Hikmet Bey, Kurtuluş Savaşı'nın başladı-
ğı sırada Istanbul'da Tıbbıye Mektebı'nin 3.
sınıfında okumaktadır. Sıvas'ta bır kongre
yapılacağı duyunılunca Tıbbiyelıler bır ara-
ya gelerek kongreye katılma karan alırlar.
Olayı Hikmet Bey'in yakın arkadası Doktor
Yusuf Balkan, şöyle anlatır:
"Bir sabah alacakaranlıkta okulun hama-
mındaki göbek taşı üzerinde toplandık. Hik-
met 'le ben delege seçildik, fakat paramız yok-
tu. Herkes cebindeki parayı çıkanp ortaya
koydu ancak dokuz buçuk öra yani bir kişrye
yetecek kadar para sağlanabildi. Bu para ile
Hikmet'in gitmesini söyledim. para bulursam
ben deona kaülacaküm. Bulamadığım için ben
gidemedim. Hikmet'i İsmaıl Fazıl Paşa (Alı
Fuat Cebeso) 'unbabaa)UeSrvas"augurladık.*'
Kongre çalışmalarına katılan genç Tıbbi-
yeli Hikmet Bey, düş kınklığına uğrar. Zira
delegelerin çoğu manda fıknni sa\aınmakta-
dır ve Mustafa Kemai bu duruma kayıtsız gi-
bi görünmektedir. Hikmet Bey oturuma ara
verümesinden yararlanarak Mustafa Kemal" in
odasma gırer ve ona:
"Delegeieri olarak bulunduğum Tıbbiyeli-
ler, beni buraya bağunsızfak yohındaki çahş-
malara katümak üzere gönderdiler. Manda-
yı kabul edemem. Manda fikrini siz kabul
ederseniz, sizi de reddederim. Mustafa Ke-
malM vatan kurtancısı değil, vatan banncısı
olarak adlandınrvelanetieriz" diyerek man-
da fikrine şıddetle karşı çıkmıştır.
Hikmet Bey'in bu cesur ve kararlı çıkışın-
dan çok hoşlanan Mustafa Kemal, manda ko-
nusunda kongreye zamanı gelince müdahale
edeceğini belirterek şöyle devam etmiştir:
"GönMnü ferah tuteviat,gençierlegurur du-
yuyor, gençliğe güveniyorum*'. (Atatürk'ün
Gençliğe Güveni: Pro'f. Metin Kale 06
Temmuz 2003 Cumhunyet) Bilindiği gibı
uzun tartışmalardan sonra manda fikri Sıvas
Kongresi tarafından reddedilmıştır.
Kongrenin bitmesinden sonra İstanbul'a
dönen Hikmet Bey, Kurtuluş Savaşı'nın baş-
laması üzerine arkadası Yusuf Balkan'la bır-
likte Kuvayı Milliye'ye girer ve Kurtuluş Sa-
vaşı'na katılır Savaşın bitmesinden sonra îs-
tanbul'a döner ve yarım kalan öğrenimini bi-
tirip çeşitli yerlerde doktorluk yapar.
Aradan yıllar geçmiştir. Bır akşam sofra-
sında Atatürk Sıvas Kongresı'ne katılan genç
Tıbbiyeli Hikmet Bey'ı anımsar ve bulup mil-
letvekilı yapmalan için etrafındakilere buy-
nık verir. Yanında bulunan Mahzar Müfit
Kansu (yanhşhkla) Hikmet Bey'in ölmüş ol-
duğunu söylemesı üzerine Gazi çok üzülür ve
toplantıyı dağıtır.
Daha sonra Halk Partisi yöneticileri Hik-
met Bey'i Balıkesir'demilletvekıli adayı yap-
mak isterler. Bu sefer de bazı çıkarcılar "Ba-
lıkesir'in yabancısıdır, Giresunludur" propa-
gandası ile mılletvekillığini engellerler. Oy-
sa Hikmet Bey Balıkesir'in Savaştepe buca-
ğındandır ve Savaştepe'nin eski adı Gire-
sun'dur.
Terslikler ve talihsizliklerin yakasını bırak-
madığı Hikmet Bey. sonunda o günlerin aman-
sız hastalığı olan vereme yakalanır ve geride
2-3 yaşlannda bir yetim çocuk bırakarak 1945
yılında bu dünyadan aynlır.
Hikmet Bey Soyadı Kanunu'nun kabulün-
den sonra "Boran" soyadını almıştır. Yetim
kalan çocuğunun adı ıse Orhan'dır, yani ün-
lü sunucu Orhan Boran... O Orhan Boran ki,
alanımn doruğundaki üç kişiden biri, baba-
sının hıncını ahrcasına ünlenmiş fakat hiçbir
zaman babasını kullanma yönüne gitmemiş-
tır. Bız Hikmet Bey'le ulusça gurur duyuyo-
ruz. Orhan Boran ne kadar gurur duysa az-
dır..
Hikmet Bey'in yaşamöyküsü birçok yön-
den ibret vericidir. Önce. ulus olmayı yalnız-
ca ırka bağlayan ideoloji sahiplerine şunu
anımsatmak isteriz ki Hikmet Boran, bir Çer-
kez asıllı yurttaşımızdı. Ama işgal güçleriy-
le aynı safta olup Kuvayı Milliye'ye karşı sa-
vaş veren yüzlerce Türk'ten biriydi.
"Savaşma seviş" sloganlanyla yetişmiş olan
12 Eylül gençliğinden Hikmet Bey örneğini
beklememiz gerçekçi midir? Gençlerin gele-
ceğimizin garantisi olduğu tartışma götür-
mez bir gerçek olduğuna göre, onlan gelecek-
teki tehlikelere karşı uyanık tutmak görevi-
miz değil mi?
Son olarak da başta Sayın Cumhurbaşka-
nımız olmak üzere tüm yetkililerden yurdu ve
ulusu için bu kadar özvende bulunmuş olan
Hikmet Boran adına uygun bir yerde "örne-
ğin kongre binası bahçesinde" anıt dıkilme-
sıni diler. başta Atatürk. Hikmet Boran ve ar-
kadaşlannı minnet \e saygıyla ananz.
* Hikmet Boran hakkında geniş bilgi için
baş\%ırulacak eserler:
1- Sıvas Kongresi Delegeleri ve Heyet-i Tem-
siliyeüyeleri (Hikmet Denizlı-Ankara-1996)
2- III. Meşrutiyet, 1920. (Mahmut Goloğlu-
Ankara-1970)"
3- Sıvas Kongresi (Vehbi Cem Aşlan, Istan-
bul-1963)
4- Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Be-
raber (Mahzar Müfit Kansu-Ankara-1968)
Demiryolu-Karayolu Savaşı...
AB ERGİN Maden Yüksek Müh. Raylı Sistem Uz
si'nin önü artık tamamen
kesiliyor. Kısmen gerçek-
leştirilmiş olan projeden,
otomotiv sanayicilerinin
tuzağına düşülerek vaz-
geçilmesi ve güzergâhta
U
zun yıllardır Tür-
kiye'nin günde-
minde olup, tüm
ulusumuzun hayalinde
yaşayan Ankara-Istanbul
Hızh Demiryolu Proje-
manı
biraz daha hızh çalışabi-
lecek yatar gövdeli tren
setlerinin satın alınarak
mevcut hattın altyapısı-
nın iyileştirilmesi en son
düşünülecek proje olnıa-
hydı. Acil ve gerekli olan
hat, Arifiye-Sincan-An-
kara hattı olmalıydı.
Ttargut Özal gelmış,
Adnan Menderes'in E-
5'ini beğenmeyip TEM'i
gerçekleştirmiştir. (Tran-
sit European Motonvay).
Bugün artık sıra TER'de-
dir. (Transit European Ra-
ılway), TER'e uygun ve
mevcut hattın dışında, hız-
lı hat koridorunu açarak,
Kurtköy (Sabiha Gökçen)
Havaalam altından, ya-
nından geçen Arifiye-
KÜLTÜK • SAMAT
Ayaş-Sıncan-Ankara hat-
tını tekrar ele alalım ve
gerçekleştirelim. Demir
ıpekyolunun başlangıcına
temel atalım. tlk etapta
Haydarpaşa-Gebze ara-
sını belediyelere de\Te-
derek, katenerlen söke-
rek. 3. cereyan raylannı
döşeyerek, peyderpey hat-
tı kapatarak metro haline
getirelim.
Bu fikn paylaşan birçok
kişi gibi ben de AKP'den
bunu bekliyorum, bekli-
yoruz. Bunun gerçekleş-
mesi esnasında güzergâh-
ta bulunan linyit kömürü,
demir cevheri, trona, kil
madenleri ocaklan faali-
yete geçebilecek, üretim
ve sanayi canlanacaktır.
Demiryollarını fizibl
yapacak olan, kombi nak-
liyedir. Bu sayede Bey-
pazan-Nallıhan-Ayaş il-
çeleri ve havalisinin kal-
kınmasına çok önemli
katkıda bulunulmuş ola-
caktır.
Eninde sonunda TER'e
uygun Arifiye-Ayaş-Sin-
can-Ankara hızlı tren hat-
tı gerçekleşeceği gibi, Po-
latlı-Afyon-tzmir ile Af-
yon-Antalya Alanya hız-
lı tren hatlan gündeme
gelecektır. Dolayısıyla Es-
kişehir-Ankara hattı öne-
mini kaybedecektir.
Ankara-Eskişehir ve
daha sonra Arifiye hattı-
nın ıyıleştırihnesi esna-
sında aksamalar olacağı
ve iyileştirmenin pahalı-
ya mal olacağı. çok uzun
zaman da alacağı kesin-
dir. tlgılilere arz ederim.
(0212) 2*3 H T I
DEV YÖNETMENDEN 1 1 EYLÜL VE SONRASINDA YAŞANANLARA
İ1DAKİKA, 09 SANİYE, 01 KAREÜK 11MUHAÜF BAŞKALDIRI
11'09"01
Sınırlı Aşk
Poyraz Ali, Sultan'ı kaçırmaya karar verir.
Ancak kötü bir sürpriz herkesi şok eder...
Heyecanla izleyeceksiniz!
Bu akşam 22:30
T\
Esas Show bu Shovv!
BİR GALATEE RLMS / STUDIO CANAL YVIMI
SMtATYÖNETMBII
ALAIN BRIGAND SEOUENCE19. PR0DUCT10NS
YAPM DAMİSMAM
JACÛUES FERRtH NICOU.S KLAUVERKAY
YVHSORUHIBII
JEANDETREGOMMN
ALEXANDRE DESPLAT
11eylHl-fitm.com 110901-fHm.conı
SAMIRA MAKHMALfiAF
CLAUDE LELOUCH
YOUSSEFCHAHINE
DANISTANOVIC
IDRISSAOUEDRAOGO
KEN LOACH
ALEJANDRÇ GONZÂLEZINARRITU
AMOS GITAI
MIRANAIR
SEAN PENN
SHOHEIIMAMURA
IFıLü
birfiim.com
FfûC
YAPI^TKRHJI
KOLTOR SANAT
YAY1NOUK
EURIMAGES
Beyoğlu ALKAZAR
şantaşı MffVTEPLEX
Kadıköy BROADWAY
Kâ'dikdy'TEP EjÇJNEW
ANKARA Kızıhrmak
ANKARA Odeon "Cineplex
ANKARA Derya
ANKARA Batı
ANKARA Metropol
(293 24 66) 11 .30 - 14.00 - 16:30 - 19 00 - 21 :30
(219 09 60) 11 :4S - 1 3 30 - 16 15 - 19 00 - 21 :30"
(346 14 81) 11 30 - 14 00
(339 85 85) 1100 - 1 7 30
(425 53 93)
(541 1333)
(229 96 î 8J
(418 45 98) 11 15 - 13 45 -
(425 75 76) 12 15 - 15.15
(425 53 93) H'15 - 13 45
(541 13 33) 1 1 J Ş 1 4 O O
1.6 30_- 19 00 -_JÎ1 jp_
22.00 - CuJÇ tesı 24 30
16.15 - 18 45 - 21:15
18 15 - 21:15
PENCERE
Dengeler Bozulup
DüzeliPken...
Sovyetler yıkıldıktan sonra yeryüzü şallak mal-
lak oldu; "Doğu" ile "Batı" blokları arasındaki den-
geler hesabı çöp tenekesine atıldığından artık hiç-
bir konuyu eski terazilerde tartmak olanağı kalma-
dı.
lyi ya da kötü..
Gerçek bu!..
"Komünizm tehlikesi"ne karşı, ABD, Anado-
lu'dan Orta Asya'ya uzanan Müslüman ülkeleri
"Yeşil Kuşak" stratejisiyle çekip çeviriyor, doğal
kaynaklannı sömürüyor, gerici iktidariarı destekli-
yor, Islam coğrafyasında "Aydtnlanma "nın gözle-
rine mil çekmeye çalışıyordu.
"Komünizm tehdidi" ortalıktan kalkınca Müslü-
man, karşısında kimi düşman gördü?..
Amerika'yı!--
Ne yazık ki 20'nci yüzyılın neredeyse yarısı uçup
gitmişti...
Atatürk Cumhuriyeti açısından durum neydi?..
Irtica Türkiye'de toplumun hücrelerine sızmış ve
örgütlenmiş bulunuyordu.
•
Amerika şimdi Islam coğrafyasında kendi elle-
riyle besleyip büyüttüğü bir "canavar"\n karşısın-
da mı?..
HayırL
ABD "Mazlum" Müslümanlan evire çevire rahat-
ça sömürmek olanağını yitirdi.
Sorun bu!..
Yoksa bir "uygarlıklar çatışması" karşısında bu-
lunmuyor dünyamız...
Şii lideri El Hakim'in boş tabutu bir milyon kişi-
nin elleri üstünde Necefetaşınırken, kendinden geç-
miş kalabalığı televizyon ekranından tüyleri ürpe-
rerek seyredenler yanılmasınlar.
Şiilerin ilkel görüntüleri kimseyi gerçeğın özün-
den uzaklaştırmasın...
Irak'taki Amerikan askerinin üniformasındaki ke-
sime, botlanndaki çizime, kaskındaki dizayna, elin-
deki silahların teknolojisine bakarak bu zavallı ro-
botlan uygar sanmak aldanıştır...
Amerika'yı istila sürecinde Kızılderıliyi yok ede-
rek karaderiliyi köleleştiren kafa Irak'ı işgal etti.
•
Peki, bu kanlı ve alacalı Ortadoğu harrtasından
Orta Asya'ya uzanan coğrafyada Anadolu insanı-
na düşen tehlike ve tehdit payı ne?..
Sovyetler yok..
Geriye ne kalıyor?..
Dincilik ve etnikçilik!..
EtnikçilikKuzeylrak'ayerteşmişBushtakımının
elinde tehdit aracı...
Ya dincilik?..
•
RTE daha yolun başlangıcında Amerika'ya ko-
şup Başkan Bush'a sığınarak gereken güvenceyı
vermek marifetini gösterdi, kurnazlığını kanıtladı;
bugünkü çabası da ortada, ayan beyan...
Ancak artık ne "Yeş/V Kuşak" var..
Ne Sovyetler..
Takıyyeci irtica Türkiye'de gecikmiş bir takvim-
le iktidarageçti...
Eski dengeler ve hesaplar geride kaldığı için,
ABD'nin Türkiye'de ille de irticayı palazlandırıp Is-
lamcı iktidariarı desteklemesi için bir hesabı ola-
maz...
Yakında bu gerçek daha çok ortaya çıkacak;
şimdilik kim neyin nesi kimin fesi pek belli değil...
I Cumhuriyet
ı fc ı t a p l a r ı
AFRİKA'NIN UÇLARINDA
Mustafa Balbay
Geziye ilişkin en büyük
hayallerimden biri.
Afrika' nın dibinden
doruğuna. doğusundan
batısına, deyim
yerindeyse sürüne
sürüne yolculuk etmek...
En büyük fakirliğim
zaman beni böyle bir
zenginlikten yoksun
bıraktı.
Bunun yerine Afrika'nın üç ucunu seçtim:
Güney Afrika, Mısır, Fas... 270 Sayfa
13.000.000.TL.
Ça
S Pazarlama A Ş Tûrkocağı Cad. No:39'41
j ^ 3 4 3 3 4 C
ağalo|lu-Istanbul
^ Kltap kUlUbu Tel (0212) 514 01 96 Faks(0212l 514 01 95
BAKIRKÖY 3. ASLİYE
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2003'296
Karar No: 2003 37
tstanbul. Küçükçekmece, Cennet Mah. C: 4. Hane
No: 144'te nüfusa kayıtlı Salih ve Nuran'dan olma
1958 d.lu Mithat Arslân mahkememizin 28.8 2003 ta-
rih ve 2003 296 esas, 2003 37 sayılı karar ılamı ile
vesayet altına alınmış olup, kendisıne vasi olarak ab-
lası Çorum, Merkez, Ahmetoğlan Köyü, C: 21, Hane:
41'de nüfusa kayıtlı Salih ve Nuran'dan olma 1956
d.lu Nüket Türkyılmaz tayın edılmıştir
İşbu vası tayıni karanna itırazı olanlann 10 gün
içinde mahkememıze müracaatları rica olunur.
1.9.2003
Basm: 42043
BORNOVAİCRA
MÜDLTRLÜĞÜ'NDEN
DLZELTME İLANI
Dosya No: 2000-3859 Talimat
11.08.2003 günlü Cumhunyet Gazetesı'nde yayın-
lanan 5011 ılan ve B 38845 nolu dosyamıza aıt gayn-
menkul satış ilanının satış şartlannda 1. ihale muham-
men bedelinin %75'inden yapılacağı hususu %60 ola-
caktır. Ayrıca ihale alıcısına istendiğinde 20 günü
geçmemek üzere mehil verılebılir ifadesı, 10 günü
geçmemek üzere mehıl verilebilir olacaktır. Düzelte-
rek ilan olunur.
01.09.2003 Basm: 42288