Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 EYLÜL 2003 SAL!
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Umutsuzluk, Umut
Olursa!
Değışmişlermiş!
Yllarca Erbakan'ın çıraklığını yapmışlar Yıllarca
şeriat düzenini getirmek aşkıyla terdökmüşler? Cum-
hurr/eti, demokrasiyi bir araç olarak göfmüşler! Fet-
hullah efendinin yöntemini uygulayarak, adım adım,
hopaya zıplaya, yeri gelince sinerek, yeri gelince şah-
lanarakiktidarkoltuğunayerleşrnişler... Sonrada "Biz
değştik, Müstüman demoknatolduk" havasını verme-
ye çalışmışlari
Değişmiş olsalar, devletle böylesine kavgaya tutu-
şuriarmü Cumhurbaşkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu, üni-
verstteler, Danıştay, Yargrtay, sivil toplum örgütleri,
Ataturkçü aydınlar, dernekler... Hepsiyle kavgalı olur-
lar mydı? Hiç degilse Fethullah efendinin önerisini, ya-
ni yavaş yavaş gitmeyi, yavaş yavaş devletin önemli
yerierini ele geçirmeyi yeğlerferdi...
Anaçlan ne, varmak istedikleri nokta neresi? Bu so-
rulan sormak yanlıştır. Istenen, özlenen, Türkiye Cum-
huriyeti'ni temellerinden koparmak, Atatürk aydın-
lanmasını söndüımek, gide gide Türk Islam devletinin
temellenni atmaktır. Dost, düşman, bunu iyi bilsin! Çe-
şitli yorumlaria kimse kimseyi aldatmasın! Bakın ken-
dileri de artık aldatmaktan, yanıltmaktan vazgeçmiş
görünmüyorfar mı?
Bir seçim olsa AKP yine yüzde otuzlara ulaşır mı?
öteki partilerin çoğu yine yüzde onbarajınatakılırmı?
Yapılan yeni araştırmalara göreAKP'nin ilerieyişi dur-
durulmuş, ama öteki partilerde biryükselme varmış...
Bunca yazıp çizmeye, bunca suçlanmaya, bunca kö-
tülenmeye karşın Uzanlar ın Genç Parti'si yüzde 13
oy çizgisindeymiş! Demek halkımız, Uzanlar'ın olayı-
na pek aldınş etmiyorf Bir aile ki, on beş yirmi yılda
korkunç servetlere ulaşmış, çoluk çocuğuyla milyar-
der yaşamına kavuşmuş, sonra bir de parti kurmuş,
ilk girdiği seçimde iki milyona yakın oy almış!.. Dernek
Genç Parti yeni bir seçimde yüzde 13'le Meclis'e alt-
mış yetmiş kişi sokabilecek!..
Güç, paradır. Oysa, öyle olmamalıydı! Orfalığa dö-
külen bir sürü suçlama, Uzan ailesi üyelerinin tutuk-
lanması, aranması tek tek elde ettikleri zenginliğin he-
sabının sorulması gibi durumlar, seçmeni pek etkile-
miyor! Değişme, ileriye, iyiye, güzele. yararlrya doğru
olmalı... Geriliğe, çirkinliğe, yanlışlığa değil... Bir ikti-
dar partisi herkesle davalı, herkesle kavgalı oldu mu,
yıkılma aşamasına yaklaşmıştır. Bayar'ların, Mende-
res'lerin saltanatı bile on yıl sürmüştü. Tayyip'lerin
Göl'lerinki ise daha birinci yılda tükenmekte!.. Halkı-
mız kurtuluş, çıkış yolunu bin bir suçla lekelendiği sa-
nılan Genç Parti'de aramakta...
Uzanlar'ın karşılaştıklan suçlamalar, nasıl kurdukla-
rı partiye artı notlar kazandırryorsa, yine, başta Susur-
luk olayı olmak üzere birçok yönden ağır suçlamalar-
la karşılaşan bir Mehmet Ağar'ın DYP'si de halkın gö-
zünde yeni bir umut kapısı olmaktadır. Uzan ve Ağar
partilerinin ilk seçimde barajı aşıp Meclis'te önemli bir
yer alacaklanna kesin gözüyle bakılıyor...
Değişme, AKP'de yok! Değişmeme, eski yolda bü-
yük bir hızla yürüme var... Ama Genç Parti ile DYP'de
bir uyanma, bir derlenip toparlanma, bir umut olma
gerçeğini görünce, insan garip düşüncelere dalryor! Top-
lum önünde ne kadar kötülenirsen kötülen, halkımız
etkilenmiyor. Çaresiz, umut diye ona buna sanlmak-
tan vazgeçmiyor...
Deniz Kültürümüzde Bir Ses: TÜDAV-ıı
B
Artık yedi denizde bayrak gezdiren, para kazanan, ekonomideki yerini almış
ve uluslararası kurallar içinde çalışan önemli tonajda bir Türk Ticaret Filo-
muz vardır. Bu iş için yetişmiş bir kuşak bu sektörün uluslararası forumlann-
da ve yönetimlerinde söz sahibidir.
Oktay SÖNMEZ Denizciyazar
u başlıkla önceki gün yayımianan ya-
| zınun, ikincı ve son bölümünü su-
nuyonım. Denizcıliğimiz, gerçek
Idenizci uluslann yaşamında yeret-
mış bir deniz kültürü biriktirebıl-
rruş. uluslararası boyutlarda ve insanlık tari-
hinde önemi ile anılan katkılarda bulunmuş ol-
maktan oldukça uzaktadır. Ama bu alanda ner-
de olduğumuzu. bilmenın bilincine vardığımız
günlerden -Cumhuriyet'in ilk yıllan- bu yana
denizlerde gerçekten önemli bazı aşamalara da
ulaşılmıştır.
Ulus olarak varlıgımızın, sarsılmaz sevgi ve
güvencemizin yoğunluk noktası olan Silahlı
Kuwetlerimizin uluslararası boyutlarda, çağ-
daş bir savaş filosu. ömeğın NATO gibi ulus-
lararası birlikteliklerde ağırlığı olan bir deniz
gücü vardır.
Artık yedi denizde bayrak gezdiren. para ka-
zanan. ekonomideki yerini almış ve uluslara-
rası kurallar içinde çalışan önemli tonajda bir
Türk Ticaret Fılomuz vardır. Bu ış için yetiş-
miş bir kuşak bu sektörün uluslararası forum-
lannda ve yönetimlerinde söz sahibidir.
Tersanelerimizde her boyutta ve dünyapazar-
larında kalıte üstünlüğü ile alıcı ve isteklisi git-
tikçe artan uluslararası standartlann da üstün-
de donatılmış türlü amaçlı gemiler yapılmak-
ta ve Türkiye dünyaya güçlü rakiplerine karşın
gemi satmaktadır. Ne devletten ne de yabancı
finans kuruluşlanndan yardım gören. kıyılan-
mızda sayılan her yıl artan tezgâhlar yurtdışın-
dan \'erilen siparişlerle doludur. Bu siparişler
öyle Muz Cumhurıyeti'nden falan degıl, deniz-
ciliğin 'as'lan olan Danimarka, Fransa. Alman-
ya gibi ülkelerden.
Eşsiz güzellik ve zenginliklerle donanmış
denızlerimiz. onlan çevreleyen kıyılarımızın
güveninı sağlamak. korumak ve geliştirmek
yolunda artık bu temel güçlerle birlıkte gelişen,
en önemlisi bir kiiltür birikimi oluşturan yep-
yeni bir bilimsel güç ortaya çıkmıştır. Üniver-
sitelerdeki deniz bilımleri bölümleri, idealist yurt-
sever öğretim kadrolannın yanında deniz ve
çevresine sahıp çıkan, ilgili bilimsel örgütler,
denizcilik, gemıcilik. balıkçılık işlerinde bili-
min rasyonel ortamı ve disiplini ile özverili bir
çalışma içinde uluslararası kolektif çalışmalar-
da yer almış durumdadırlar. Yeri gelmişken ku-
ruluşundan bu yana geçen sadece beş yıl için-
de yapoklan, bu sayfalara sığmayacak kadar çok
olan Türk Deniz AraştırmaJan Vakü 'ndan söz
etmek bovnumuzun borcu oluyor. Başlannda
îstanbul Üniversitesi "nden Prof. Bayram Öz-
törk'ün bulunduğu, bu işinin adeta çılgını. yo-
rulmak bılmez. denizlere. oradakı ulusal zen-
ginlik ve yararlara sevdalı bir ekibin çalışma-
lannın kapsamı konusunda sadece yayımladık-
lan (îngilizce ve Türkçe) kitaplar, raporlar, bil-
diriîer kuşkusuz denize sevdalı gelecek kuşak-
lann başvuru kaynakları olacaktır Bu ekip bu-
gün Ölüdeniz'de kurduklan laboratuvarda dün-
yanın belki de en güzel ve yoğun turistik kıyı-
lanndakı deniz suyunu, içindeki tüm oluşum ve
organizmalan ile sürekli olarak izlemekte. ana-
liz etmektedir. Yann, kıyılanmızda her gün bir
yenısı kurulan ve artık bir dışsatım unsuru olan
balık türlerinin ıyileştınlmesi konusundaki bir
çalışma toplantısındadırlar. öbür gün bakarsı-
nız aynı ekipten bir grup Şile'de Karadeniz'de
tükenmeye yüz tutmuş bir balık türünün yeni-
den kıyılanmıza dönmesi ve geliştirilmesinin
sağlanmasını görüşmektedir. Bu dinamik ve
tutkulu ekibin yönetimi Ataköy Marina'dakı
konferans salonlannı bundan böyle denizlerle
ilgili olarak yapılacak uluslararası bilimsel top-
lantılann arenası durumuna getirmıştir. Her ül-
keden üst düzey akademısyen ve uzmanlann ka-
fıldığı bu bilimsel çalışmalarda görüşülen ko-
nulann başlıklanndan bazı örnekler vermekte
yarar var.
Çünkü konular sadece çe\Te, denizlerin temız
tutulması, deniz ürünleri gibi sınırlan da aşıyor.
Bazı başlıklara dikkat yeterli. Her bıri bir baş-
vuru kitabı olarak meraklılan için açık adres TÜ-
DAV (Türk Deniz Araştırmalan Vakfı).
- Ege Sorunlan (Egemenliği devredilmemiş
ada, adacık ve kayalıklar, Doğu Ege adalannın
silahlandınlma statüsü)
- Ege Siyasi Cografyası
- Ege Kıta Sahanlığı Sempozyumu Bildiri-
len. 14-15. 12.02
- Uluslararası Navigasyonda Kullanılan Dün-
ya Deniz Geçitleri Sempozyumu 16-17.11.02
(bildiriler)
- Karadeniz ve Azak Denizi"nde Dip Balık-
lan Türlerinin Korunma ve Geliştınlmesı
- Ton Balığı Çiftlikleri. Korurna ve İyileşti-
rilmesi.
- Türkiye Deniz Canlılan Rehberi Kısa adı
ile TÜDAV (Türk Deniz Araştırmalan Vakfı).
Türk denizciliğindeki kültür birikiminin bilim-
sel öncülüğünü yapmakta. geleneklerin oluş-
masına çabalamaktadır. Denizlerimizin, çoğu-
nun isminı bile duymadığımız bu gönüllüleri,
Dünya Su Günü olarak ilan edilen uluslarara-
sı etkinliklerbağlammcla, bu konudaki çahşma-
lannı (su canlılannın korurna ve iyileştınlme-
si, nehir ve göl sulanmızdaki koşullann ve
ürünlenn istatistik değerlendirilmesi. vs.) en
bmük ulusal gururumuz Cumhunyetin 80. yıl-
dönümü haftasına programlayarak avnca anlam-
lı bir u\gulamanın içindedirler.
Aynı zamanlama içinde 18-19 Ekim günle-
nnde Ölüdeniz'de genç akademisyenlerin ka-
tılımı ile sualtı fotoğraf yanşması düzenleye-
rek denizlerimiz altındaki güzellikler dünyasın-
dan da toplumumuza görünümler sunacaklar.
31 Ekim'de a\Tiı deniz bilimleri takımı Doğu
Akdeniz'de bir "ilk'"e ginşiyorlar. Şimdilere
kadar "200 m derinlikten sonra denizde canh
vaşamaz" yargısını da aşacaklar. Rodos'un ba-
tısında bir noktada gemılen ile gidip belirlı bir
program içinde 3000 m derinlikten dip malze-
mesi fauna ve flora örnekleri alarak bu derin-
liklerdeki olası organizmalan ve yaşayışlan
konusunda araştırmalar başlatacaklar.
Ülkemizde de çocuklar artık gemi model-
len yaparak oynuyorlar. TÜDAV ekibinin on-
lar için çıkardığı Mobydickdergısinden esın-
lenerek denize yönelik hobiler. uğraşlar edi-
niyorlar.
Artık orda burda sadece denizcilikle ilgili
gemi alet ve eşyaları. dekorasyon objeleri sa-
tan dükkân vitrinleri önünde biriken gençler
görüyoruz. Bunlardenizlenn. gemılerin insan
yaşamına yansımalandır. Gençler artık bisık-
let kadar yelken kullanma>ı öğrenmeye de
yöneliyor. Deniz se\dası bulaşıcıdır da. Hız-
la başka alanlara yayılır. Yıllardır yazınımız-
da (edebiyatımızda) pek az görünen deniz. ge-
mi, gemiciler konulu yapıtlar da artık kitap-
çı vitnnlerını süslüyor.
Denizi. denizdekileri yazanlar var artık.
Deniz kültürü denilen değerli torrunun biri-
kimi ancak denizlerde bir şeyler yapmakla gün-
lük yaşamımıza gırip yerleşen yeni bir tat
olabiliyor. Bu tat gerçekten denizci olan ül-
kelerde oluşur. Başka hiçbiryerde değil...
--? *-»- Ikemizdeki siyasi
I J partilerin çoklu-
\—/ ğu, çoksesliliğin
değil, çaresizliğin gös-
tergesidir. Soldaki parti-
leri şöyle bir sayacak
olursak;CHP,BCP.SHP,
DSP, CDP, YTP, İP. TKP,
ÖDP dive uzun bir liste
Solda Birleşememe...
Kubilay GULSEM îşlemed
olduğunu görürüz. Sağ- da da uzun bir liste oluş-
da da durum çok farkh
değil. AKP, ANAP.DYP,
YP,MHP,SP,BTPbura-
makta. Sağı, radikaller
(faşistler ve köktendin-
ciler) ve liberaller olarak
BANKEUROPA
Size özel servis!
Kişisel Finans Çözümleri
Avaıpa'nın en güçlü finans kuruluşlarından BCP Group'un üyesi BankEuropa, sizi kişisel bankacılık anlayışı ile îanıştırıyor.
BankEuropa yurtiçi ve uluslararası piyasaları iyi îanıyor, yatırımlarınızı en iyi ve en doğru şekılde değerlendirmenizi sağlıyor.
Sizi yakından tanıyan, beklentilerinizi bilen profesyonel Fınansal Hızmetler Yöneticileri. yatınmlannızı kazanca yönlendiren
seçenekler sunmak için BankEuropa'nın özel olarak tasarianmış şubelerinde sizi bekliyor.
Beşyıldızlı bankacılık, BankEuropa ileTürttiyede.
ayırma olanağı var. Ama
onlar bile kendi aralann-
da bölünmüş. AKP'nin
SP'den farkı? ANAP'ın
DYP'den farkı?
E
lbette hiçbir farkı
yok. Sorun sen-ben
kavgası. Hangisi
Amerikancı değil ki. Sol-
da durum nasıl?
Daha acı, çünkü isim-
leri sol. CHP sayesinde
"liberal sol" tanımını da
öğrendik.
YTP'nin CHP'den,
DSP'den, SHP'den farkı-
nı bilen var mı? Sadece
genel başkanlan farklı
hepsi bu. Farkım bilen
varsa gelsin beri. Adına
sol denilen bu partilerin
özelleştirmeye, liberal
ekonomiye, AB'ye ba-
kışian nasıl?
Hepsi aynı yöne fark-
lı apartman dairelerinden
bakmıyorlar mı? Sayın
Ece\it, Sayın Cem'in iş-
bırliğı çağnsına; "neden
gittin" diye yarut vermi-
yor.
Büieşeiim bağnşmala-
rına Sayın Kara>alçm so-
run Kderfikte di\ or. Sayın
Cem bir bölüyor bir bir-
leşiyor, Sayın Özden ne
dediğini kendi de bilmi-
yor. Sayın SoysaL özelleş-
tirmeye, liberal ekono-
miye karşı olan ve Ke-
malist devrimieri sonu-
na kadar yaşama geçir-
meye hazır olan tüm dev-
rimci solculara kapımız
açık diyor.
Liberal ekonomiyi eli-
nin tersiyle itiyor. Sa>in
Ba\ kaJ barajı aşıp kapa-
ğı MecBs'e atöğı için ken-
disini boy a\nasında gö-
riiyor. Aynanın sanal gös-
terdığini gören partilile-
ri de suskun.
Ortalık: toz duman.
Mustafa Kemal'in öncü-
lüğünde kurulan Cum-
hurryetimizçağmm en bö-
yiik ihaneti> le karşı kar-
şrva. Halk şaşkın ve tep-
İdsiz. Çözüm şimdilik za-
manda gibi gözüküyor.
Solcular. devrimciler
tarihin akışını değiştire-
bilecek, süreci kısaltıbi-
lecek gücü ve yetiyi ken-
dinde gören insanlardır.
Bu gücün kaynağı, so-
runlann doğru saptanma-
sından; yetinin kaynağı
ise doğru çözümden geç-
mektedir. Ülkemizin ba-
şına gelenler yıllardır iz-
lenen liberal politikala-
nn sonucu değil midir?
ANAP, DSP. AKP ikti-
darlan neyi değiştirmiş-
tir. Aynı politikalan fark-
lı bir biçemde söyleyen
solcular olası iktidarla-
nnda neyi değiştirebilir-
ler.
Yapılması gereken ne-
dir? Ivedilikle liberal po-
litikalar terk edilmelidir.
Cumhuriyetimizin temel
ilkelerinden biri olan dcv-
letçiük yaşamın her ala-
nına düzgün bir şekilde
uygulanmalıdır. Küresel-
leşmenin göz alıcı çeki-
cihğine ve kandırmala-
nna karşın inatla ve
inançla sosyal devlet an-
laşını savunmak ve in-
sanlanmızı aydınlatmak
gerekir.
CHP'den özeOeştirme-
yehayv denildiğini duyan
oldu mu? Atlantik öte-
sinden gelen Sayın Der-
v^, liberal ekonomiyi terk
etmek ve Özelleştirmeye
karşı çıkmak için mi
CHP'yekatıldı.Ülkemi-
h soydurtmavız, yerimin
hakianı yedirme>iz diye
kulağa hoş gelen söylem-
leri söyleyip de özelleş-
tirmeyi, liberal ekonomi-
yi saMinmanın mantığı-
nı bilen var mı?Özelleş-
tirmenin kendisi soygun
değil midir?
Soicu olmak kolay de-
ğıldir. Küreselleşme dal-
gası tüm değeryargılan-
na saldırarak tarihin akı-
şını geriye götürmeye ça-
lışırken -hem de en ilkel
biçimde- dimdik ayakta
durabilmek sadece lider-
lerin görevi değil, aynı
zamanda parti program-
lannın da işidir. "Maddi
üretim araçlannı elinde
bulunduran sınıf, a> nı za-
manda, zihinsel üretim
araçlannı da emrinde bu-
lundurur. Bunlar o ka-
dar birbirinin içine gir-
miştir ki. kendilerine zi-
hinsel üretim araçlan %'e-
rilmeyenlerin düşüncele-
ri de aynı zamanda bu
egemen suııfa bağfadır.n
Özelleştirmeye karşı çık-
ma cesaretini göstereme-
yen v e kendilerinin nasıl
bir sol olduğunun arayı-
şında olanlar bilmem, bu-
nun farkında mıdırlar?
PENCERE
Bir Aktör Oldii..
Ne arayabiliyordum..
Ne sorabiliyordum..
Biliyordum..
Hastaydı..
"Endişe" içimde Celal Sılay'ın aynı başlıklı şi-
irinden bir dörtlüğe dönüşmüştü:
"ölmek üzreyse, ölmeküzreyse..
Bu kadar insan ortasında bir kişi
Sokak sokak dağıttığı selâmların hakkını
Senden ve benden bekJemekteyse!"
Yıllar boyu süregelen kucak kucak dostluğun sı-
caklığını ölümün soğukluğu unutturabilir mi?
Bir aktör öldü:
Kerim Afşar.
•
Aktör kim?
Tüccar Elbu Kâzım Çin'den dönmüş, geçmiş va-
kit, orada gördüğü bir olayı anlatıyor: Kalabalık bir
yerdeki yükselti üzerinde adamlar bir şeyler yapı-
yorlar, at sırtında gidiyorlar, ama atları yok; kılıç
dövüşü yapıyorlar, ama, kılıçları yok; ölüyorlar;
ama, ölü değiller; herkes seyrediyor, ama, inanmı-
yor...
Elbu Kâzım'ı dinleyen ünlü Ibni Rüşd'ün olaya
aklı ermiyor, nedir bu?..
Tiyatro!
Kerim'in ölüm haberini alınca düşündüm:
Yaşadığımız bir tiyatro muydu?.,
Dostum Kerim A^şar mıydı?.. Hamlet miydi?..
Romeo muydu?.. Nâzım Hikmet miydi?.. Mus-
tafa Kemal miydi?.. Yoksatümü birden miydi?..
Celal Sılay'ın sorgusundaki şiirsellik gibi:
"Bulmak üzereyse, bulmak üzereyse..
Arayan insanlardan biri sırrımızı
Toplayıp yeryüzünün muammasını
Önümüze yığmak üzereyse!
•
Bir aktör öldü..
Tiyatroya "üç duvarlı dünya" adını kim yakıştır-
mış, bilmiyorum.
"Üç Duvarlı Dünya"nm dördüncü boyutu salo-
na açılır, gerçek dünyaya karışır; perde kapanınca
aktörü beğenen seyirciler derler ki:
- Oynamadı, adeta yaşadı!..
Oyuncu sahnede yaşamıyor mu?.. Yüreği daral-
mıyor mu?.. Midesi ağnmıyormu?.. Soluğu kesil-
miyormu?.. Nezaman hayatın içindedir, nezaman
oyunun içinde?.. Kerim Afşar ne zaman sahne-
deydi, ne zaman dışındaydı?..
Hiç bilemedim...
Sahne dışında ne zaman Nâzım'dı, ne zaman Mus-
tafa Kemal, ne zaman Kerim Afşar?..
Her zaman insandı; dost, sıcak, sevgi dolu, gü-
venilir; hiç oynamadı ya da hep oynadı, hep yaşa-
dı, insan gibi...
•
Afşar 1923 Devrimi ile yaratılan laik Cumhuriye-
tin sahnesinde bir aktördü..
inanılmaz bir gerçeği vurguluyordu..
Hem köylü idi..
Hem işçi..
Hemsoylu..
Hem Atatürk idi.. :. _ * , - -
Hem Nâzım..
Ve de Kerim..
Pınl pınl kimliğiyle sahnede hangi kişiliği oynar-
sa oynasın, bu ülkede gerçekleşen paha biçilmez
uygariık devriminin üç duvarlı dünyadaki temsilci-
siydi.
Istercfim ki bu yazıyı Kerim yaşarken yazayım; içim-
de bir hicrandır..
Kerim Afşar gitti..
Adıkaldı.. - .
Yadigâr.
ŞEYT>y\ TÎRYAKİ
üe
DOĞA ŞAHİN
Evlendiler.
Mutluluklar dileriz.
27.09.2003
CUMHURİYET ÇALIŞANLARI
Cumhuriyet£ 1 t p l a r
KOY ENSTITÜLERİ
ÖZGÜRLEŞME EYLEMİ
Mehmet Başaran
I Tarihsel koşullann sağladığı
olanaklardan yararlanarak;
eğitimi; emekçi üretici halkı
I bilinçlendirerek, siyasal bir
I güç durumuna getirici;
sömürü düzenini zorlayıcı,
| değişmeyi hızlandırıcı bir
eyleme; özgürleşme
| eylemine dönüştürmekti.
> Bu kitabında Mehmet
Başaran eğitim devrimirti,
I doğal ve toplumsal çevreyi
değıştiren, bunu yaparken kendisi de değişen
insanların öyküsünü anlatıyor. _^
8.000.000.TU
z Caâ Pazaılama A Ş. Tûrkocaö Cad No 39,41
- 3 4 3
- ' 4
Cağaloglu-Istanbul
U T l f t ^ S14 01 96 Faks:(0212)514 01 95
BOZTEPE SIT>H HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2003-25
Davacı Hacı Yılmaz ve arkadaşlan tarafından dava-
lılar Hatice Kara ve arkadaşlan aleyhine açılan ıştirak
halındeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi
davasının yapılan duru^ması sırasmda venlen ara ka-
ran gereğince; Davalılar A>Tiur Bel ve ALTZU Kara'nın
adreslerinin tüm aramalara ragmen tespit edilemedi-
ğinden davalılar Aynur Bel ve Arzu Kara'nın
18.11.2003 günü saat 09.30'da hazır bulunmalan, ta-
yin olunan günde duruşmaya gelmedıklerı veya bir
vekılle kendilerini temsıl ettirmediklen takdirde işti-
rak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çe\ril-
mesine karar verileceöi ilanen tebliğ olunur.
12.09.2003 Basın: 45655 "