04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLUL 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA DIZI Dünyaya yeniden açılmanın yolu: Olimpiyatlar G üney Kore son yıllarda düzenlediği uluslararası spor etJdnlikleriyle öne çıktı. Seul Olimpiyatlan'nın ardından Dünya Futbol Şampiyonası ve geçen ay bizim de bir bölümünü izlediğimiz Üniversiteler Olimpiyatlan... Asya'da ekonomisi son dönemlerde geJişen ancak 1997'de geçirdiği büyük ekonomık krizi atlatmaya çalışan Güney Kore, otomotiv sanayisiyle tanınırken komşusu Kuzey Kore'nin varlığı ve onunla ilişkileri açısından da dünya kamuoyunda giderek tanınıyor... Öte yandan Türkiye'de birileri son günlerde "Irak'ın özgürleştirilmesi. Irak halkının güvene kavuşmasr adına, Türk askerJerinın gönderiJeceğinden daha sık söz eder oldu. Bizirn de aklımıza 50 yıl önce "Kore'nin özgürleştirilmesi, Kore haJkının güvene kavuşması için" göndenlen askerlerimiz geldi. Bugün Asya'nın "küçük Amerikası" diye cilalatılıp parlaölmaya çalışılan, ekonomik durumu her ne kadar bizden iyi olsa da 1. krizin etküeriyle boğuşan Güney Kore'de, Busan kentinde, BM Şehitligi'nde, topragm altında yatan yiğit Anadolu delikanlılannın önünde, tarifsiz duygularla kalakalıyoruz. Birilerinin Irak'a yolculuğa hazırlanırken tarihten hiç mi ders almadıklan sorusu geliyor akhmıza önce. Ama hemen ardından gençlerimizin Kore'ye bile bile ölüme gönderildiği gerçeği bir nııh gibi saplanıyor bilincünize. Aynı karanJık sonu, Irak'a gönderilecek gençlerimizin paylaşacaguıın ürküntüsü dalga dalga büyüyor, kaygılanıyoruz... ABD'nin Irak'ı işgalini ve Türkiye'nin bölgedeki rolüne ilişkin tartışmalan bir de Kore Savaşı'nın ışığında düşünmek gerek DünütıKore'sibugüminIrak'ı Son dönemlerde Kore'nin, da- ha çok da Güney Kore'nin adını sıkça duyduk. Bir za- manJarAsyayıldızı olarakgösterilen. bizde de saglı sollu liberal politıkacı ve ekonomistlerin adından övgüyle söz ertikleri Güney Kore, 1997"li yıl- larda ekonomik krize girip geniş sos- yal çalkantılar yaşamıştı. Bızler tele- \izyon haberlerindepolisle karşı kar- şıya gelen işçi ve öğrencileri izlerken Asya'nın küçük ABD'si G. Kore'yi unutmuş görünüyorlardı bizim küre- selleşmeciler... Emperyalist egemen- lıği insanlığa dayatma amacıyla kriz sonrası verilen büyük ekonomik des- tekJerle yeniden parlatılmaya çalışılan G. Kore, çeşitli etldnliklerle dünya vitrinine çıkanlmaya başlandı. Seu] Olimpiyatlan'mn ardından, Dünya FutboJ Şampiyonası ve son olarak ge- çen ay düzenlenen Dünya Üniversite- ler Olimpiyatlan... Biz de başka bir noktadan yaklaşalım istedik G. Kore'ye. Işte geçen ay iz- lediğimiz üniversiteler olimpiyatla- nnda tanıklıklanmız ve bugün birya- nıyla Irak'la özdeşleşen uzak bir As- ya ülkesindeki izlenimlerimiz.... Senaryo aynı... 2. Paylaşım Savaşı sırasında Japon- lar Kore yanmadasını işgal etmişler- di. Çağn üzerine işgali kırmak için SSCB askerleri kuzeyden Kore'ye ulaştılar. Bunun üzerine ABD de gü- neydençıkarmayaptı. Bugün Irak "ta olduğu gibi 38 paralel oluşturuldu ve Korehalkı ildye bölündü,flataraflı pro- vokasyonlar, 1950 yılında bedeli 600 bin Koreli ve 150 bıni aşkın BM gü- cünde yer alan insanın yaşamlanna mal olacak savaşın ilk kıvılcımlan ol- du. Savaşın ilk döneminde ABD'yi G.Kore'âen Türkiye •Jfe v Sertlar KIZIK • Bir zamanlar, ABD'nin Asya yıldızı olarak gösterdiği Güney Kore, 1997'de ekonomik krize girip sosyal çalkantılar yaşamıştı. Son dönemlerde ise verilen büyük ekonomik desteklerle adı yeniden dünya vitrinlerine çıkan ülke, Seul Olimpiyatlan'nın ardından. Dünya Futbol Şampiyonası ve Dünya Üniversiteler Olimpiyatlan ile tekrar adını duyurmaya başladı. Güney Kore'nin 2. Dünya Savaşı'nda başlayan hikâyesi. bugüne de ışık tutuyor... ABD'nin isteği üzerine Günev Kore'ye giden Türk ordusu, 721 şehit verdi, 3 bin asker yaralandı. köşeye sıkıştıran Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, birsüre sonra kar- şısında Banş Gücü adı altında arala- nnda Türklerin de olduğu BM asker- lerini buldu. 3 yıldan fazla süren Kore Sava- şı 'nda şehit olan 121, yaralanan 3 bin askerimizin öyküsü bu yolculukla baş- lamıştı. BM şemsiyesi altında ABD'nin yönetiminde 16 müttefık ül- ke olmasına rağmen, kayıplar açısın- dan Kore ve ABD'den sonra üçüncüy- dük. Türkiye çok partili yaşamla söz- de demokrasiye kavustuğu yıllann ba- şında, emperyalistler henüz askerle- rimizin başına Amerikan malı çuval- lan geçirmemişti. Ancak ordunun ayaklanna önce ChurchiU sonra da RooseveltpostaUan giydiriliyordu. Prestljlnlz artacak Kore macerası, Ankara'ya gelen Amerikalı bir generalin ağzından çı- kan sözcüklerle başlamıştı. "Türkiye, Kore Savaşı'na muüaka askeri biıiik- le kaülmalıdır. Bu sizin bütün dünya- da prestijinizi deartnracakor" demiş- ti ABD'li general. O günlerde hükümetten ses çıkmı- yordu. Basının halı de bugünkune ben- zer bir tabloyu yansıtıyordu. Kunu- n 'de yüzlerce Mehmet'in ölmesine ne- den olan saldın sorgulanmıyor, Ame- rikan bırliklen cepheden Seul'e çekı- lırken Türk askerlerinin kuşatmaaltın- da bırakıldığına değinilmiyordu. Dönemin Demokrat Parti iktidan- nın bakanlan "Nurtu ufuklar" sloga- nını seçmişlerdı Kore'ye asker gönde- nrken. NATO şemsiyesinin altında, güvenceye kavuşacaİrtık komünizm tehdidine karşı! Savaştan sonra ABD Dışişlen Bakanı John F. Dulles. NA- TO'ya en ucuz askeri Türkiye'nin sağ- ladığının altını çizecekti, "BirTürkas- kerinin bize maliyeti 23 sent" diyordu. Pişkinliği bugün daha da öteye gö- türen ABD yönetimi, bugünkü iktidar- la, askerlerimizin Irak'taki giderleri- nin Türkiye tarafindan karşılanması- nı bile pazarhk konusu yapabiliyor. * Türk askerleri bizim göstereceğuniz yerlerde görev yapsın" dayatması da cabası... AKP'nin Başbakanı, Dışiş- leri Bakanı ve Milli Savunma Baka- m'nın ifadelenne göre, "Irak hallo- nı koruma ve özgürieştirme. onlara daha iyi yaşam olanaklan sağlama - sanki Türkiye'de varmış, gibi- ve istik- rar" uğruna. yıne Türk gençlerini ölüm mü bekliyor? Banş Isteyenler susmadı O dönemde de banş yanhlan sus- mamıştı iktıdarkarşısında. BehiceBo- ran'ın öncülük ettiği Türk Banşse- verler Derneği, Kore Savaşı'na karşı mücadeleyegirişti. Boran'ın 14Tem- muz 1950'de yayımladığı bildiride şu görüşler dile getıriliyordu: "Adnan Menderes hükümeti, Kore'de harp et- sin diye 4 bin 500 Türk çocuğunu Ge- neral Mac Arthur'un emrine veriyor. Adnan Menderes hükümetinin bu ka- ran, Türk mifletine nasd gösterifrsegös- terilsin Amerikan menfaatian uğru- na harbe kaolmanuz demektir... Mil- li menfaadannuza ve dünya banşuun korunmasına tamamen aykın olan bu karan şiddeüe protesto ederiz." Sonuç olarak 3 yıl süren kanlı sa- vaş, Çin'in de\Teye girmesinin ardın- dan saldırganlann evlerine dönmele- riyle, gende parçalanmış bir halk. yi- tip giden yüz binlerce yaşam, büyük bir çöküntü bırakarak sonuçlandı. ABD ıstedığine tam olarak ulaşama- mış ama bugün güneyde sorunlan bü- yük "KüçükAmerika'"\ı yaratarakas- kerlerini çekmişti. DEV MARKA NASIL YARATILDI? Bilinçli yurttaşlar, tıpatıp kentlerTürkiye'deolduğu gibi, ulaşım sorunu, şehirlerin beton hâkimiyeti altına gimıesi gibi sorunlarla boğuşan Güney Kore 'nin ülkemizden önemlifarkları var: Trafikteki bütün araçlaryerli üretim Hyımdaiya da Kia... Bir de sağlam altyapısı... S on derece çağdaş bir mimannin yansıdığı Seul Incheon Havaalanı, ilk gelen için olumlu bir hava yaratıyor. Ama daha dı- şanya adımınızı atar atmaz boğucu bir nemle karşılaşıyorsunuz. Bu nedenle sokaklar genel- lıkle boş. Zorunlu olmadıkça bu mevsimde kli- malı ortamlarbırakılmıyor. Bu atmosfere günün değişik saatlennde bardaktan boşanırcasına ya- ğan yağmuru ekleyin, en azından sinirbozucu bir durumla karşı karşıyasınız demektir. Dış hatla- ra çalışan bu havaalanı ıle kent merkezi arasın- daki bir saati aşkın yolculuk. önemli bir trafık so- runuyla cebelieşeceğinızi ortaya koyuyor. Iç hat- lann çalıştığı bir başka havaalanı, Seul'ün diğer kenannda. Bu nedenle yaklaşık 400 kilometre- lik Gyeongju'ya karayoluyla gitmek akılcı görü- nüyor. Ancak kazın ayağı hıç de öyle değıl. Her iki kent arasmda otoyol olmasına karşın yoğun trafık nedeniyle 7.5 saate katlanmak gerekiyor. Yerll malı kullanma blllncl Işte bu noktada G. Kore'nin iki önemli gerçe- ğıyle yüzleşiyor insan. Birincisi trafikteki bütün araçlann yerli üretim Hvoındai ya da Kia marka- sını taşımalan; bir hafta boyunca ülkenin büyük kentlerinden yalnızca Daegu'da yabancı marka- lı -BMV- bir araç gördük. Hani serbest piyasa, küresel ekonomi \ardı? Niçin acaba G. Kore yurttaşlan yabancı marka araç değil de kendi üret- tiklenni kullanıyorlar 9 Birzamanlarsağda ve sol- da yer alan kimi siyasetçilerin Türkıye'ye ömek gösterdikleri G. Kore neden böylesı birulusal ta- vir sergiliyor? Hani uluslararası rekabet vardı? Evet, bu örnekte de iki unsur öne çıkıyor. Birin- cisi yabancı arabalara yüksek gümriik, ıkıncisi bizim küresel siyasetçi ve televoleci ekonomist- lerin dudak büktüğü yerli malı kullanma bilinci. Bu konuya yeniden dönmek üzere, şimdi ikin- ci unsura gelelım. Doğası yemyeşil. Bol yağış ve ısı. doğayı yeşıle bezemiş. Ama ya kentler? Tam anlamıyla beton yığını. Bütün kentlerin mimari dokusu birbiriyle aynı. Geleneksel kültürün kent- lerde yansımalannı bulmak oldukça güç. Geri- ye, küçük yerleşim birimlerindeki tek tük örnek- ler ve bazı müzelerdeki fotoğraflar kalıyor. Kentlerde başta ulaşım olmak üzere güçlü bir altyapı kendinı hissettiriyor. Ancak estehkten söz etmek oldukça güç. Örneğin kentin en şık ve pa- halı. yaklaşık 500 metre uzunluğundaki alışve- riş caddesimn durumu, yıllık 10 bin dolarlık or- talama gelire hiç de uygun değil. Lüks mağaza- lann önünde ışporta tezgâhlan çalışıyor. Atıklardan elektrlk... Yine. G Kore'nin en büyük liman kenti Bu- san'm sokaklan da. açıkta satılan kurutulmuş ahtapot, yosun gibi deniz ürünleri ve fason üre- tim giyimlerin yer aldığı tezgâhlannın istilası al- tında. llginç bir noktaya daha değinelim. Hangi lokantaya, hangi kafeter> r aya girerseniz girin bir koku çarpıyoryüzünüze. Bu çok ağırkoku, ade- ta dennıze siniyor. Gerekçesı de yemeklerin ge- nellikle susam yağından hazırlanması ve çok de- ğişiksoslar... BETON YIĞESXARIARASINDA OLÎMPÎYAT Doğası yemyeşfl olan Güne> Kore'de kentler tam anlamıyla beton yığuıı. Bühın kentlerin mimari dokusu birbtrüıin zyra. Geleneksel kültürün kentlerde yansımalannı bulmak oldukça güç. Ülkede. yurttaşlann yerii malı bilincinin geüşmiş olması ve yabancı araclara konulan yüksek vergi nedenhie yabancı otomobil görmek çok zor. 22. Ünhersiteler OHrnpivatian'nı izie>en TürkJer. bir sonraki olimpivatlann İ/nıir'de yapdacağuıı pankartia dmıırdular. (üstte) Seul'de en belirgin yeşil doku, bu- gün kent merkezınde kalan ABD üssünden yan- sıyor. ABD üssü yaklaşık 18 golf sahası büyüklüğiinde...Yerel yönetım, üssü kent dışına çıkarmaya çalışıyor ama şimdilik bir sonuç alı- namamış. 24 milyon kişinın banndığı ve dünya- nın 5. büyük kenti Seul'de dikkat çekici görünüm- lerden bin de Han Nehri'nın üzerinde duran ıkiz adacıklar. Rehberimiz, böylesine büyük birkent- ten çıkan kah atıklann yok edilmesı için yerel yö- netımlerin yenı aravişlarda olduğunu, adacıkla- nn da bu arayışlardan kaynaklandığını söylüyor. Kah atıklar düzenli olarak nehrin üzennde ya- pay adacıklar biçiminde depolanmış ve üzen ye- şillendirilmiş. Atıklarda biriken metan gazı da. hemen yanı başındaki küçük yerleşımlerin elekt- rik gereksimmıni karşılıyor... G. Kore. düzenlediğı spororganizasyonlan için yaptığı tesisleriyle de öne çıkıyor. Seul'deki Dün- ya Kupası Stadyumu'nun yanı sıra Deagu'daki 65 bin kışilik stadyum, konuya \enlen önemi açıkça ortaya koyuyor.. Bu arada 23. Üni\ersiteler Olimpiyatlan'mn Izmir'de yapılacağını da anımsatalım ve bu dün- yanın ikinci büvük spor organizasyonu için îz- mir Büyükşehir Belediyesi dışında diğer kurum- lann ciddı bir hazırlık yapmadığını da vurgula- yalım. 2005 Eylülü'nde yapılacak organizasyo- nu Türkiye'ye kazandırmak için büyük çaba gös- teren Izmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ab- met Piriştina'nın bir saptaması var: "Bu işi salt tznür değil, G. Kore'nin yapöğı gibi ülke olarak sahiplenmelhiz. Bütün kurumlann ciddi hazır- lık vapmalan gerekiyor." SÜRECEK Hyundai adındaki ahtapot B izim otomobil markası olarak tanıdığunız ve geçen aylarda yönetün kurulu başkamnın "rüşvet" kaynaklı intihanyla bir kez daha gündeme gelen Hyundai, tekstüden inşaata değin, neredeyse her sektörde göze çarpıyor. Bu dev marka ve otomotiv sektoründen hareket edip, G. Kore ekonomisine bakalun ve Türkiye'de otomotiv üretimiyle karşılaştıralım. Yemden TÜBıTAK Başkanhğı'na seçilen Prof. Dr. Namık Kemal Rak ile danışmanı Prof. Dr. Ergun Türkcan'ın ortaklaşa çalışmasında, Kore'nin geç sanayileşen ülkelerden farkı, devletin özel fırmalara uyguladığı disiplin olarak vurgulanıyor. Hükürnetlerin ihracat, Ar-Ge, yeni ürünlerin geliştirilmesi gibi performanslanna dayalı teşvilderiyle güçlerini takviye ederek daha da büyüdüler. G. Kore, çok hızlı sanayileşip bir kuşak içinde 5 milyon dolarhk demir cevherinden 24 milyar dolarhk elektronik malzeme ihraç eden, toplam ihracah 100 miryar dolar dolayında bir ekonomiye dönüştü. Bu tablo, bilinçli birsana- yileşme, belirlen- miş amaçlara uyarlı teknoloji politika- lanyla yaratıldı. Araştırmalara büvük destefc 1989'daçıkanlan "Temel Bilimsel Araşürmalan Teş>ik Vasaa", araştırma enstitüleri ve üniversitelerin temel bilimlerdeki arastirmalanm desteklemeyi öngördü Hyundai firmasıda 1970'lerinbaşında kendi modeline yöneldi ve ihracatı esas alacak atılımı başlatarak oto üretiminde dünyada ön sıralara oturdu. Ancak, kendi arabasını üretmesi, lisans anlaşması altında başkasının arabasuu üretmek kadar kolay değildi. Bunu öğrenme süreci ise çok zor ve pahahydı. Kore hükümeti, 1973 'te, "Otooıobfl Sanavünin Teşvild İçin Uzun Dönemli PUn"ı formüle ederek, mevcut 4 otomobil firmasına, parçalar halinde gelen arabalan ülkede monte etmeye son vererek tamamen ülkede tasarlanmış "Kore mah" aile arabası geliştirmeleri için a>Tintılı planlar hazırlamalannj emretti. Hyundai 1985'e kadar 54 lisans anlaşmasıyla tüm Kore otomobil fırmalannın önüne geçti. Firma, 5 tasanm mühendisini Italya'ya gövde çizim ve stilizasyonu öğrenmek için gönderdi. Yanlışlan minimize etmek için British Leyland'dan 3 yıllığına. başta eski genel müdür ohnak üzere 6 uzman mühendis kiralandı. Ingilizler gidince, gizlice bazı Japonlardan yararlanıldı. Sonunda, 1975'te, Kore'yi, Japonya'dan sona Asya'nın ikinci bağımsız üreticisi yapan Hyundai"nin yerli üretim, ilk orijinal modeli "Pony" piyasaya çıktı. Bu model, Ortadoğu, Avrupa ve Asya'da 62 bin 592 adet satıldı. Böylece geç sanayileşen ekonomilerde, devletin teknoloji üretimini teşvik etmesinin hatta dayatmasının ne kadar önemli olduğu anlaşıldı. Ote yandan eğitime de önem verildi. 1965'te ortaögretimde okullaşma oranını yüzde 29'a çıkaran Güney Kore, 1978'de yüzde 68'e yükseldi. Kişi başına gelir bakımından da Türkiye'yi yakalayıp geçti. ürkiye'de sadece otomobil markası olarak tanınan Hyundai, tekstilden inşaata değin her sektörde göze çarpıyor. Hem bu firmamn, hem de Kore endüstrisinin gelişimi bizim ülkemiz için de önemli dersler içeriyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle