03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLUL 2003 SALI CUMHURİYFT SAYFA 17 'f "Bath'tt en çok sh İ3 eOıtenUz." £ TeUsasmm mMeo r/ Etektronik posteu [email protected] www.derazsom.com Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Islami bonoya yeni kılıf geliyormuş... "Demek ki minarenin işi tamamlanıyort" Fiyat Perihan Dönmez, Yapı Kredi Yayınlan'ndan çıkan "Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşhğı" kitabını Bakırköy D&R mağazasından 20 milyon lira satın alıyor. Birkaç gün sonra aynı krtabın Bakırköy'de Beyaz Adam, Martı ve Beyaz Martı krtapevlerinde 13 milyon liraya, 13.5 milyon liraya ve 14 milyon liraya satıldığını görüyor. Haklı olarak, "Aynı yayınevinin kitabı nasıl oluyor da bu kadar fiyat farkı ile satılryor" diye soruyor ve "Bir kitap okuru olarak magdur durumda olduğumu düşünüyorum" diyor. artışılmakta olan yeni üniversite yasası üze- rine aykırı bir görüşe ne dersiniz? Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasanm Fakül- tesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Bayhan, "Rektörsüz ve dekansız bir üniversite? Neden olma- sın!" diyor: "Hep yakınmadık mı; dersliklerin badanası ya da kınlan sandalyeler, yemeğin parası, bozulan bilgisa- yarın onanmı, malzeme alımı, fotokopiye toner, ya- zıcılara kartuş bulunması, telefon, elektrik, su fatu- ralannın ödenmesi, sağlık ve sosyal hizmetlerin dü- zeni, memurların özlük hakları, öğrencinin bürokra- tik işleri öğretim üyesinin işi değil demedik mi? öğretim elemanının beynini ve enerjisini odakla- ması gereken konular bunlar mıdır? Benzeri bütün işleri profesyonel bürokratlar alır götürür. Hem de daha iyi yaparlar, uzmanlaşıriar, bil- gi birikiminin sürekliliği sağlanır. llkelerin saptanması ve denetim gerekıyorsa ku- Rektörsüz rullar ne iş yapmakta? Ana ilkeler belirlenir ve so- nuçlar gözlenir. Demokratik platformda tüm ele- manlarca irdelenir. Konunun ayrı ve önemli bir yönü daha var İşleri yıkıyoruz az sayıdaki elemanın üzerine ve ço- ğunluk 'elini taşın altına sokmuyor'. özgür ve uzak bildiğince davranıyor, sorumluluğu ve eziyeti pay- laşmıyor. özlük hakları dahil tüm akademik konularda ku- rullar olması gerektiği gibi sahip çıkar. Tek tek her- kes ilgilenir ve katılıp çalışır. Çalışmıyorsa sonucuna katlanır. Tam anlamı ile açık toplantılarda tartışılır, önerisi ya da başvurusu olan böylesine açıklıkla irdelenmesine razı olur, aka- demik aşamalar dahil. Rektör ve dekan olmadığında; profesyonel uygu- layıcılar ve kurullar gereği gibi çalışırlarsa, hiçbir ko- nuda sorun doğmaz. Böylesi çalışma, paylaşma sağlanamıyorsa neden üniversitedeyiz? Ne kaldı geriye? Fakülte ve üniversitenin temsil edilmesi mi? Kıdemli öğretim üyeleri sıraya girer ve birer aylı- ğına üstlenirler. Böylece: Günlük işler profesyonel bürokratlarca daha ve- rimli ve sürekli yürütülür. Akademik konular herkesin katılımı ile ortaklaşa belirlenir. Insanlığın örgütlenmesinde bir adım atılmış, şef- önder-lider-egemen-buyurgan dönemi geride bıra- kılmış ve tüm üyelerin artısına ve eksisine paydaş olacağı gerçek demokrasi çağı başlamış olur. Üniversitelere zarar veren gereksiz tartışmalar or- tadan kalkar." Sol CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Yerel seçimlerde merkez sağdan oy alacağız" diyor... Istanbul'dan Erdem Gülegen de, "Doğrudur... Zaten soldan alınacak ne kaldı ki!" diyor. SESSÎZSEDASIZO) Yüksek Yerilim Hattı erdincutku'a yahoo.com Avusturya'dan sokraayan an ithal edilmiş... Muhalefette uykuya yatan ANAP ansı yeterdi aslında! Kuzey Irak'ta olanlar ve Ankara Siyaset bilimci.yazar Muzaffer Ayhan Kara: "ABD Başkanı George Bush, 7 Eylül'de yaptığı 'ulusa seslenış'in bir ye- rindesözü İrak'a getirerek, 'Irak'ın kuze- yi, genellikle istikrarlı. Yeniden inşa ve kendi kendini yönetme konusunda yol alıyor' dedi. Cumhuriyet Dış Haberler Servisi'nin haberinde, Bush'un Irak'ın kuzeyinden söz ederken 'self-govem- ment' ifadesinin de dikkat çektiği vur- gulandı. Bütün bunlar, Irak'ın kuzeyın- de; Musul ve Kerkük'ü de içine alacak şekilde ve geniş bir alanda, Türkmen nü- fusu da kontrol edecek bir boyutla 'Kür- distan' isimli devletin kuruluşundaki ka- rarlılığın göstergesidir. Irak'ın bütünlüğü içinde federe bir deviet yaklaşımı, Barzani-Talabani'nin ABD'nin yönlendiriciliğinde oluşturduk- lan 'aparat'tan çok farklıdır. Zaten şu sı- ralar ortaya atıian 'Kürdistan Anayasa Taslağı' da bunu teyit etmektedir. Sözü edilen belgeden herhalde devletin ilgili kuaıluşlannın haberi vardır. Bu 'anayasa taslağı' incelendiğinde; kendi bayrağı, başkenti, ordusu, deviet başkanı, yasama ve yürütme organı, sı- nırlan olan bağımsız, egemen bir dev- iet tanımı ortaya çıkmaktadır. Bu aşamada, gelmiş geçmiş Türk hükümetlerinin, Dışişlerinin, özellikle ulu- sal güvenlik gibi konularda hükümetle- re tavsiyelerde bulunan MGK'nin, stra- tejik istihbaratla görevli kuruluşlann göz- lerinin ABD'ce nasıl bağlandığını, mu- anzlanmızın niyetlerini nasıl hesaba kat- madıklannı öne sürmek çok mu ağır bir eleştiri olur?" ABDveÇin Prof. Dr. TURKKAYA ATAOV Paul Kennedy benzeri ya- zariara göre, büyük devletler yükselir ama sonra düşüşe geçerler ve yerini alacak olan- larla çatışırtar. Amerikan ön- derliğindeki ya da baskısı al- tındaki sisteme karşı çıkması söz konusu olan deviet ya da devletler grubu var. Bunlann başında Çin gelir. Ancak, önemli soru şu: Çin'in rekabe- ti ne derece gerçekçi? Hem komünist nitelikte gördüğü devletini yaşatmak, hem eko- nomik egemenliğini sürdür- mek istiyor. Askeri gücüyle bağlantılı ekonomik büyüme hızı ABD hegemonyasının önünü kesmeye yeterîi mi? Geçmişte ABD ve Sovyet- ler'e karşı koymuş olan Çin günümüz küreselleşmesinde ABD'nin protektorası ya da küçük bir ortağı gibi görün- mek istemez. Ikisi de ilişkile- rinde kullandıkları kelimeler- de bile titiz davranıyorlar. Üni- formalı Amerikalılann Çin su- baylarının başlanna çuval giy- dinmeleri ya da bir orgeneral- lerini helikopter kazası süsüy- le ortadan kaldırmaları uzak olasılık. öte yandan, Çin'in dünya ticaretinin içinde yer al- ması gerek. O zaman da, re- jimden ve egemenliğinden ödünler vermek zorunda. Bu durumda, ABD'yi tehdit eden bir rakıp olmaktan daha da uzaklaşacak. Çin'in sorunu bu açmazda yatıyor. BM'nin Güvenlik Konse- yi'nde sürekli üye olan Çin'in büyük deviet statüsünü sür- dürmesi engellenemez. An- cak, bunu hangi yönden ger- çekleştirecek? Bugünkü kü- reseüeşme akımının dışında kalırsa, devrimci yanı ağır ba- sar. ABD onu küreselleşme içine çektikçe büyümesi hız- lanacak, güçlendikçe de, çevresindeki toprak, deniz ve adalar üstündeki geleneksel görüşlerini daha özgürce ileri sürebilecektir. ABD'nin Çin'e ilişkin açmazı da budur. Çin'in güçlü olduğu doğru. Ancak, gerçek gücü ne? Gü- nümüz küreselleşmesini sar- sacak ve yıkacak güçte mi? Yoksa sistemin son tahlilde destekçisi olmaya mı mah- kûm? Ya da koşullara göre, biraz statükocu, biraz dev- rimci mi? Yani, yolun sağıyla solu arasında yalpalıyor mu? Samuel Huntington benze- ri yazarlann "Çin-lslam işbir- liğinin tehdidi" görüşü ne öl- çüde geçerti? Amerika'da si- yasetteki güçlü çevre, iktida- nnı yitirmeyi nasıl istemiyorsa, Çin'dekiler de konumlannı bı- rakmayanlısı değiller. Kaldı ki, bazı Amerikan tavırları Çin için endişe verici. En başta, ABD Japonya'yı da, Tayvan'ı da (Formoza) içine alan yeni bir füze sistemi kurarsa, Çin'le ters düşer: giderek, bu adanın bağımsızlık ilanının et- kisi 1914'te Birinci Dünya Sa- vaşı'na yol açan Saraybosna olayı gibi bir dinamit rolünü oynayabilir. Ayrıca Çin, Yu- goslavya örnegi gözler önün- deyken, demokrasinin Pan- dora kutusunu açacak ve ço- ğulcu görünüm ardındatekel- ci sermayenin emrine teslim olacak mıdır? öte yandan, Mao döne- minden farklı olarak, kapitaliz- mi yeryüzünden süpürmek gibi bir hedefi de yok. Belg- rat'taki Çin Büyükelçiliği bombalandığında bile pek sert tepki göstermedi. ABD dünya savunma harcamala- nnın üçte birine yakınını ya- parken Çin'in payı yüzde 4'ün biraz üstünde. Üniformalı Çinliler, Amerikalı ve Batı Av- rupalı askerlerin yarısından daha az. ABD'nin 12 uçak ge- misine karşılık, Çin'de hiç yok. Stratejik nükleer harp başhğı ABD'de 11 bın; Çin'de 300. Uzun menzillli ABDfüze- si 1000; Çin'inki 17. Uzun menzilli ABD bombardıman uçağı 178; Çin'inki sıfır. Mo- dern taktik ABD savaş uçağı 4450; Çin'de 697. Çin, avcı uçaklannda ve milislerde ön- de. Ama ABD'nin sattığı silah Çin'in otuz katı. Bazı Çin si- lahlan 1950-60'lardan kalma. Çatışma olasılığının sonu şimdiden belli. ABD gıda yö- nünden yeterli; Çin alıcı. ABD Çin'e abluka da uygulayabilir ve aç bırakır. Küresel rekabet bir yana, Çin'in bölgesel etkisine Rus- ya, Hindistan ve Japonya bi- le karşı çıkacaktır. Çin ABD'ye askeri bir tehdit değilse eko- nomik, kültürel ve ırksal teh- dit olabilir mi? Mao'dan fark- lı olarak, var olan ekonomik dünya düzeninin bir parçası olma peşinde. Çince ve sarı ırk da Uzakdoğu ile sınırlı. Çin yöneticileri ancak kendi oto- ritelerine ciddi tehdit görürler- se sertleşebilirler. Bugünkü sınıriı bir değişimdir ve ekono- mik hamle için bir araçtır. Bu- nun ötesinde ciddi rekabetin koşullan yok. ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2OO3İ077 Davacı Gönül Demirtaş. tarafından davalı Söngü Demirtaş aleyhıne açılan boşanma davasının yapılan yargılamasında verilen ara kararı jyannca; Davalı Söngü Demırtaş'ın Kurtuluş mah Çanakkale sk No 3 Kınkhan Hatay adresine çıkartüan tebligatlann tebliğ edilemediğı %e adıeslerininde zabıtaca yapılan araştırmada tespit edılemediğinden adı ieçen şahsın duruşma günü olan 27.01 2004 tanhi saat 10.45'de tum Jeliller ıle bırlıkte mahkememızde hazır bulunması veya kendısını bir velulle temsil ettirmesı aksi takdirde yokluğunuzda devam edıleceğı ve iarar venlecegı HlJMK. 509 ve 510. maddesı uyannca tebliğ yenne iaım olmaküzere ilanen tebliğ olunur. 17.09.2003 Basın 44440 Ehliyetımi kaybettim. Hükümsüzdür. İSMAİL AHMET AKÇAY ÇİZGİLtK KÂMlL MASAR4CI kamilmasaraci • mynet.com HARBI ( SEMİH % % I fr POROY W6KfgHJ £ CY0-0O0 ^T— 0 semi/ıporoyC« yahoo.com BULUT BEBEK MRAYÇİFTÇİ bulutbebek <ı hotmail.com HAYAT EPİK TfrATROSL MUSTAFA BILGİ TtSK bE UYARDI: işsizlik tehdidi OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ R K -^ ı' /5r J0\ \ f // J X **" // h > â _urgenc(a yahoo.com TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 23EyW wiac.munUa3-arikan.c0m TARIHSEL MİRAS/N KURTAR1LMAS/ AÇI MUMTAZ SOYSAL Sıkışma ÖYLE anlaşıhyor ki, AKP iktidan üç terslik ara- sına sıkışmış durumdadır. Üçü de Irak konusunda kendi yarattığı ya da engellemesi gerekirken engelleyemediği terslik- ler. Parti'yi kuranlar başlangıçtan beri ABD'nin Or- tadoğu politikasına destek vereceklerini belli ettiler. Ikinci Irak savaşı öncesinin VVashington zi- yaretleri, başka konularda olduğu gibi bu konuda da ABD'ye verilecek desteğin iktidar mücadelesin- deki işleri kolaylaştıracağını düşünmekten kaynak- lanıyordu. Hem kısa vadeli seçim hesaplan, hem de uzun vadeli rejim hedefleri için. Kendi açılanndan hak- sız da değildiler. Ama, ayrıntılaragirilmemişti. Irak savaşında des- teğin nasıl ve nerede verileceğini o aşamada ko- nuşmuş olamazlar. Yalnız, böyle bir yakınlığın Ku- zey Irak'taki PKK variığını ortadan kaldırmaya, I- rak yeniden yapılanıri<en söz sahibi olmaya ve iç- teki mali durumu düzeltmeye yarayacağı düşünül- müştü. Ne var ki sonradan, İrak'a birtikte giriş müzake- relerinde, bizim askerin kuzeyde bütün istedikle- rini tam yapamayacağı, örneğın kendini savunma dışında PKK'yi "temizleme"s\ne izin verilmeyece- ği belli oldu. Zaten, Tezkere'nin reddi mali beklen- tileri de boşa çıkardı. Bu, birinci terslikti. O imdi, yaratılan durumu onarma aşaması yaşa- ^ P nıyor. T)nceleri, kazasız belasız bir "barış" misyonuy- labu işin başanlabileceği düşünülmekteydi. Fakat, koşullar değişmiştir. Olaylar, işgal güçlerinin savaş- ta verilenden fazla zayiat verdiklerini gösterdi. Bu yüzden, içte "şehit cenazelen"y\e halk desteğini yitirme, dışta da Irak halkının güveninden yoksun kalıp "yeniden yapılandırmada söz sahibi olma" fırsatını kaçırma rizikosu var. İrak'a giriş için askerdeki istekliliğin sürdüğü söy- ienebilir. Ama orada da birterslik belirdi: Ordu, bü- yük olasılıkla, öngörülenden daha fazla sayıyla gi- rilmesini zorunlu saymakta, sivillerce düşünülenin aksine ne kadar çok askerie ginlirse o kadar az za- yiatla Irak'taki duruma egemen olunabileceğini sa- vunmaktadır. Aynca, kurmay gözüyle, Habur-Bağ- dat yolunun tutulması, bu değişik konjonktürde PKK sorununa değişik açıdan yaklaşmanın bir ça- residir. Bunlan müzakere edip ABD'ye kabul ettirmek ise hayli zor. Ama bu zoriuk, askerin değil, siyasilerin omu- zundadır. Avrupa'da ve Amerika'da herkes "Demokrasi- lerde askerin otoritesi sivil otoriteye tabi olmalı- dır" demıyor muydu, işte Türkiye'de de asker "Siz bu koşullan sağlayın ve görev verın, biz vanz" de- miştir. Artık, İrak'a girişin ve şehit cenazelerinin so- rumluluğunu askere yıkma kolaylığı da yok. AKP, deviet yönetmenin, heleTürkiye Cumhuri- yeti gibi birdevleti yönetmenin güçlüğünü öğreni- yor. Öğrenmeyişi, onun da sonu olur. B U L M A C A 5£P4T K4gAK4JV SOLDANSAĞA: 1/ Yanıltacak söz. 2/ Bir nesnenin uzayda kap- ladığı yer... Trabzonun Akçaabat il- çesinde bir göl. 3/ Macar mutfağına özgübirtüret yemeğı... Dinsel tören ve kurallan. 4/ Te- mel, esas... Maden eşya üzerine vuru- lan bir cins cila. 5/ Yapılarda pencere önlerine yapılan dar çıkıntı. 6/Tekke ede- 6 biyatı şiir rürlerin- 7 denbiri... Oylumlu. 8 7/Yelkenli ve motor- 9 lu bir yanş teknesi... Ilave. 8/Bir şeyin aynldığı bölümlerden her biri.. "Dünyalar vardır elvan/Bir — damlasında, bir kıl ucunda" (Ahmed Arif). 9/ Kötümser. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Karşıt, uymayan, aykın. 2/ " — olur gemilerin direğLYaruk olur efelerin yüreği"(Türkü)... Kir- lıliği gösteren iz. 3/ Çok değişik ve zengin bir hay\an yapısına sahip olan, bu nedenle Danvin'in "Doğal Ayıklanmalar Kuramı" ile ilgili araştır- malannı yürüttüğü takımadalar. 4/Gözleri görme- yen... Bir ülkede, kentte ya da semtte oturanlann tümü. 5/Bir karayolunda trafık çizgileri ile aynl- mış bölümlerden her biri. 6/ tskambilde bir kâğıt... Fas'ınplaka işareti... îsyankâr. 7/lyileştirme, te- davi... Akıl. 8/Ticarette. geciktirilmiş ödemeler için kullanılan sözcük. 9/ Satrançta bir taş... Ar- goda "peşin para" anlamında kullamlan sözcük. ÖZÜR: Dün yayımlanan bulmacamız teknik bir hatadan dolayı yanlış çıkmıştır. Özür dileriz. Cumhuriyet AFRİKA'NIN UÇLARINDA Mustafa Balbay Geziye ilişkin en büyük hayallerimden biri, Afrika' nın dibinden doruğuna. doğusundan batısına, deyım yerindeyse sünjne sürüne yolculuk etmek... En büyük fakirlığim zaman beni böyle bir zengınlikten yoksun bıraktı. Bunun yerine Afrikanın üç ucunu seçtim: Güney Afrika, Mısır, Fas... 270 Sayfa 13.000.000.TU. Çag Pazarlama A Ş Turkocagı Cad No 39ı4l Ş 34334 Cagaloglu-tslanbul Ü Tl(0212) 514 01 96 FkKİtap kulübü Tel:(0212) 514 01 96 Faks.(*212) 514 01 95 •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle