Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2003 SALI
8
Istanbul
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
PB 27 Sinop
Edirne PB 26
Kocaelı PB 28
Çanakkale PB 27
Izmir A 30
Manısa 30
Aydın 33
Denizli 30
Zonguldak PB 24 Antalya
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
B
B
B
B
26
24
25
25
26
25
22
PB 25 Adana A 33
A 33 Kars
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Sıırt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
B
B
32
31
32
28
30
27
26
PB 18
Yurdun kuzey ke-
sımlen parçalı bulut-
lu, dığer yerler az bu-
lutlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığı
yurdun ıç ve doğu
kesımlerınde bıraz
daha artacak.Ruz-
gâr kuzey ve doğu
yonlerden hafif ara
sıra orta kuvvette
esecek
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksei
Parıs
Bonn
y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
y
14
18
16
17
17
19
17
Münih Y 17 Zünh
Berlın
Budapeşte
Madnd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
B
Y
B
B
B
Y
A
14
29
26
26
26
25
27
29
PB 20 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflıs
Kahire
B
A
Y
Y
Y
Y
Y
A
19
18
8
21
21
6
13
30
A 34
Taş«ent
•Tatiran
QfAçık '•• Parçalı Oulutlı Sısl ~- Eu'.tu ^ Çck bulutiu ' Yağmuriu Karlı S u
' ü k Gok gurultûlü
G ü N C E L CÜÎVEYT ARCAYÜREK
I Baştarafi 1. Sayfada '
demek nezaketmi gösteriyor.
Kimi büyük gazeteler bu haberi şöyleyorum-
luyor manşetinde: Bush'u sadece bizimkinin
etkileyebileceğjini kocaman harflerle yazarak
Bill Clinton'un Türkiye'den esirgemediği önemi,
büyüklüğü kişiye indirgiyor.
Tuhaf bir rastlantı. 22 Eylül tarihli ünlü Nevvs-
vveek'teki biryazıyı özetleyen Ertuğrul Özkök,
derginin ABD'ye karşı çıkan liderler arasında
saydığı bizimkinin fotoğrafı altına yazılanları
şöyle aktarıyor:
"Bundan önce: Amerikan askerlerinin Irak
topraklanna geçişine pasifdestek sözü verdi. A-
ma sonradan sözünden döndü. Şimdi: Irak'a 10
bin asker gönderme konusunda pasif destek
sözü veriyor. Ancak bir kere daha sözünden dö-
nüyor".
Newsweek istihbaratı güçlü bir dergi. Kuşku-
suz yorumlan yönetimin bakış açısını da yansı-
tıyor. ABD; "sözünde durmayan"siyasetçi darn-
gasını vurduğu bizimkinin mi yoksa coğrafi ko-
numunu ve bölgedeki yadsıyamadığı önemini,
Müslüman bir ülke olmasını dikkate alarak vaz-
geçemediği Türkiye'nin etkisi altında mı kalı-
yor?
Insaf sahiplerinin bu soruyu nasıl yanıtlaya-
cağını kestirmek zor degil.
• • •
Zaten Clinton, bizdekiler gibi şişirme bir lider,
bir başkan degil. Söylemleri ölçülü. Konuşma-
larında Amerikan yarariarını ölçülü bir özenle
koruyor.
Asker göndermeye karşı çıkan Irak ve Türk
halkına karşın, bizimki almış sazı eline Clinton'a
da bilinen türküleri çığınyor.
Nedir o türküler? "Verin bir sektör Irak'ta ba-
rış götürelim, kalkınma götürelim" gibi bir şey-
ler söyleyerek asker göndermeyle ilgili siyasal
irade kararlılığını belki de bu kez sözünden dön-
meyeceğini, belki de Clinton üzerinden Bush
yönetimine duyurmak istiyor.
Dubai'deki Türk gazetecilere "tavnmız ma-
lum"diye konuşuyor. Malum olan neymiş; "par-
lamentonun açılmasıyla biriikte önce AKP gru-
bunda saptayacakları görüşleri, MGK'deki dü-
şüncelerie biriikte Bakanlar Kurulu'na götüre-
cekler" ve "karanmızı" belirleyeceklermiş.
"Irak'a askergöndermek için fazla zamanımız
kalmadı" diyor. Acaba bu cümlede saklı olan
anlam nedir? öteden beri acele etmemiz gerek-
tiğinin altını çizen Amerikalılar, şu tarihe, örne-
ğin ekim ayının ortalarına kadar asker karannı
almamızı mı istediler, şu gün bilinmiyor.
ABD'nin bizimkileri uyuttuğu birinci önemde-
ki sorunumuz; PKK/KADEK'ı temizlemek için
"belirli bir zaman ve yöntem" saptanmadan,
hatta bu konuda gerekli güvenceler almadan
asker göndermek Amerika'ya karşılıksız ödün
verdiğimiz anlamına gelmeyecek mi?
Elbette; hükümetin kimi yaşamsal sorunlar-
da ABD'ye yönelttiği sorulara gerekli, ola ki do-
yurucu yanıtlar alındığı gibi bir olasılık akla ge-
lebilir.
Bush indinde "sözünde duran adam" konu-
muna gelmek için ulusal yararlarımızı göz ardı
eden bir siyasetin, bugün ve yarın ülkeye beş
paralık yarar sağlamayacağı ortada.
• • •
Bir nokta artık belirginleşti: Bu hükümet, ne
olursa olsun Irak'a asker göndermeyi kafaya
koymuş. Işte Dışişleri Bakanı Gül'ün demeci.
Diyor ki; "BM karan önemli olmasına önemli a-
ma her şey BM karanna bağlı değil".
Görünen o ki; AKP grubunda yeni bir tezke-
renin akıbeti araştırılacak. Oradaki eğilime gö-
re asker gönderme için izin mi isteneceği, yok-
sa anayasa zorlanarak Bakanlar Kurulu'na TB-
MM'nin yetkisini devredecek bir yöntem mi iz-
leneceği saptanacak.
Bush, üzme tatlı cancağızını. VVashington'dan
senin tak diye söylediklerini Ankara'da ağır ak-
sak da olsa şak diye yapmaya hazırlananlar var!
Krediye Irak koşuluI Baştarafi 1. Sayfada
"Türkiye'nin güçlü ekono-
mik politikalar yürütüyor ol-
ması ve Türkiye'nin Irak ko-
nusunda ABD hükümetivle
işbirliği içerisinde olması"
olarak yer alan koşullann yeri-
ne getirilip getirilmediğinin de
ABD Hazınesi tarafından izlen-
mesi benimsendi. Anlaşmada.
Irak'ta işbirlığine ilışkın ifade-
nin belirsiz ve yoruma açık bı-
rakılması dikkat çekti. ABD
Hazıne Bakanı John Snovv'un
bu koşula ilışkın açıklaması ile
anlaşma metnindeki ifadeler
çelışki yarattı. Vanlan anlaşma-
ya göre Türkiye'nin Irak'ta ya-
pılacak işbirlığının değerlendi-
rilmesı tamamıyla ABD'nin
ınısiyatifine bırakıldı.
ABD koşulları Izleyecek
Snow, anlaşma öncesinde
yaptığı açıklamada. "Türki-
ye'nin Irak konusundaki iş-
birliği değerlendirüirken
Türk birliklerinin Irak'taki
barışın korunması ve istikrar
harekâtına katkıda bulunma-
sı gerekli bir koşul değildir"
dedi. Snow, ABD yardımının
Türk askennin Irak'a gönden-
lip göndenlmemesine bağlı ol-
madığını savunurken "Bunlar
iki ayn konu" dedı. Ancak
Snow, imzalanan anlaşmanın
koşullannın Türkiye tarafından
yerine getirilip getirilmediğinin
ABD Hazınesi, Dışişleri Ba~
kanlığı ve Savunma Bakanlığı
tarafından ızleneceğini vurgu-
ladı.
Snovv, bu yardımın amacının,
E T
OOP
Şarkı ve türküler
barış için söylendi
ÖDP'nin Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Ti-
yatrosu'nda düzenlediği gecede şarkılar ve tür-
küler "barış ve adalet" için söylendi. "Küresel
Banş ve Adalet Koalisyonu"nun 27 Eylül'de An-
kara'da düzenleyeceği "Küresel Banş ve Adalet"
mitingi öncesinde gerçekleştirilen gecede yakla-
şık 2 bin kişi Gökhan Birben, Erkan Oğur, İsma-
il Hakkı Demircioğlu, Mehmet Gümüş, Kazım
Koyuncuoğiu ^e Moğollar'm ezgileriyle halaylar
çekti, horonlar tepti. (Fotoğraf: ALPERIZBUL)
'Smırsız yetki' planıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, Irak'a asker gönderil-
mesi için sınırlı süreli bir tezkere
yerine, Meclis'ten ucu açık yetki
isteyebilecekJerini açıkladı. Hü-
kümet, böylece parlamentodan
genel bir yetki aldıktan sonra
.ABD ile görüşmeleri sürdürme-
yi, asker gönderme aşamasına
gelindiğinde "kapsamı, süreyi,
sınırı ve miktarf* tek yanlı ola-
rak belirlemeyi amaçlıyor. Erdo-
ğan'ın öncelik tanıdığı bu plan,
Cumhurbaşkanı'nın yanı sıra
muhalefet partıleri ve AKP gru-
bunda yeni tepkilere neden olabi-
lecek riskler içenyor.
Erdoğan, Dubai zıyaretinden
dönüşünde yaptığı açıklamada
"yetki plamm" doğruladı. Irak'a
asker gönderilmesi için sınırlı
Meclis karan yerine genel bir yet-
ki ısteyıp istemeyeceklerine iliş-
kin soru üzenne Erdoğan önce,
bu konunun henüz Bakanlar Ku-
rulu'nda görüşülmedığini bildir-
di. Erdoğan daha sonra "Bakan-
lar Kurulu'nda görüşerek böy-
le bir yetki talebiyle Meclis'e
gelebiliriz. Önce Bakanlar Ku-
rulunda.grubunıuzda konuyu
görüşüp, olguniaştınp ondan
sonra da eğer böyle bir karara
varabilirsek, bunu alma yolu-
na gidebiliriz" diye konuştu.
Erdoğan gezisiyle ilgili yaptı-
ğı değerlendirmede de, "Dünya
ekonomisiyle bütünleşme ko-
nusundaki kararlılığımızı ken-
dilerine açıkça vurguladım. Ül-
kemizin görüş ve yaklaşımları-
nın dünya ekonomisi üzerinde
etkisinin büyük olduğu, inkâr
edilemez bir gerçek" dedi.
Türkiye'nin ekonomik reform
sürecini desteklemek, Irak'a
yapılan operasyonun Türki-
ye'ye olası negatif etkılennı en
aza indirgemek ve bunlan orta-
dan kaldırmak olduğunu söyle-
di. Türkiye'nin terorizme karşı
savaşta çok önemli bir rol oyna-
dığını belirten Snovv, "Türki-
ye, ABD'nin bu coğrafya için-
deki en önemli ortaklarından
biri. Türkiye İslam ülkeleri
içinde güçlü ve istikrarlı de-
mokrasinin en kıymetli örne-
ği olarak karşımıza çıkıyor"
dedi.
Devlet Bakanı Alı Babacan
da, Türkiye ve ABD'nin güçlü
siyasi, ekonomik ve asken iş-
birliği olan ikı dost ülke olduğu-
nu vurgulayarak imzalanan fı-
nansman anlaşmasının da bu
dostluğun en önemli işareti ol-
duğunu ifade etti.
Anlaşmanın ayrıntıları
8.5 mılyar dolarlık kredi an-
laşmasının, yasal ve teknik pro-
sedürlenn tamamlanmasının ar-
dından yürürlüğe girmesi öngö-
rüldü. Kredi, 4 yıh geri ödeme-
siz 10 yıl vadelı olarak kararlaş-
tınldı. Anlaşmaya göre Türkiye,
ABD'nin koşullannı yerine ge-
tirirse krediyi yaklaşık 18 aylık
bir süre içerisinde 4 eşit dilim-
de kullanacak. Türk Hazınesi
kendi nakit akışı, iç ve dış borç
geri ödemelerini dikkate alarak
her bir kredi çekişini ne zaman
yapacağına karar verecek. .ABD
hükümeti, bu talebin ardından 8
işgünü içerisinde Türkiye'nin
koşullan karşılayıp karşılama-
dığını inceleyecek. Bu 8 işgünü
içerisinde karannı verecek olan
ABD, kredinin serbest bırakılıp
bırakılmamasını belirleyecek.
Kredinin son iki dilimi, Türki-
ye'nin talep etmesi durumunda
hibeye dönüştürülebilecek. Tür-
kiye'nin krediyi vadesinden ön-
ce ödeme hakkı da söz konusu
olacak.
Falz oranı bellrsiz
ABD ile yapılan kredi anlaş-
ması uluslararası anlaşma kap-
samına girdiği ıçın TBMM'nin
onayının ardından Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Sezer'in
de onaylaması gerekiyor. Ayn-
ca, kredinin Eylül 2005 'e kadar
kullanılmaması durumunda ye-
ni kongre karan gerekecek.
Kredinin faiz oranı ise açıklan-
madı Başbakan Tayyip Erdo-
ğan da anlaşmadan önce kredi
ile Türkiye'nin Irak'a asker
gönderme karan arasında ilişki
olup olmadığı sorusuna. "Irak
ayn, kredi ayn bir konu" ya-
nıtmı verdi.
Hazİne hortumculari CentralPark'taDalaiLama ve
• Baştarafi 1. Sayfada
dolan aştı. Istanbul Büyük-
şehır Belediye Başkanlığı
yaptıklan dönemlerde Re-
cep Tayyip Erdoğan ve Ali
Müfit Gürtuna'nın Hazi-
ne'ye ödettiği borç miktan
da 1 milyar dolan buldu.
Türkiye Serbest Muhase-
beci Mali Müşavirler ve Ye-
minli Mali Müşavirler Oda-
sı Bırlığı'nin (TÜRMOB)
aylık yayın organı Bilanço
dergisinde yayımlanan ça-
lışmada, b^Tikşehır beledi-
yelerinin Hazine garantili
yurtdışından yaptıklan
borçlanmalannı "Hazi-
ne'nin sırtına yükledikle-
ri" belirtildi. Bu yıhn ılk
çeyreğinde 6 milyar dolar
se\iyesinde gerçekleşen ha-
zine garantili borç stokunda
en büyük pay KÎT'ler ve ye-
rel yönetimlere ait. Araştır-
mada, "Borcun yüzde 57'si
KİT'Iere, yüzde 23'ü yerel
yönetimlere ait" ifadesi
kullanıldı.
"KİT'Iere sağlanan Ha-
zine garantili kredilerden
oluşan borç stokunun yüz-
de 70'ini Elektrik Üretim
En Büyük Borç
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin
Mevlana'dan dostluk mesajları
Borçlu Kunjluş
Ank3raBûyûkşehifBete(fiyea
ASKİ-Ankara Su ve Kanalizasyon Idaresi
^ Ğ O Genel MOdüriâğCHAnkara)
Istanbul Büyükşehir Betediyesı
İGDAŞ-fat Gaz DaŞrtım San. ve Tic, A.Ş.
İSKİ-Ist.-Su ve Kanalizasyon Idaresi
Toplam 1992-2003 (bin dolar)
t m w Büyükşehir Batetfiyesi
Izmrt Büyükşehir Beledıyesi
Adana Büyükşehir Bstediyesi
Kamu Iktisadi Teşebbûsteri (KİTLER)
Bektnk Üretım AŞ.
Toprak Mahsullen Ofisı
Deviet Oemtyoflan
BOTÂŞ
Hazjne garantılen nedenyte üsöenılen toplam ödeme
ZULAL KALKANDELEN
AŞ ileTHY borçlan oluş-
turuyor" denilen yazıda,
Hazine garantili dış borç
stokunun diğer büyük kale-
mi olan yerel yönetimlerin
borç stokundaki payını ise
658 milyon dolar ile büyük-
şehir beledıyeleri ve 512
milyon dolar ile belediye ik-
tisadi teşebbüslerinin oluş-
turduğu kaydedildi.
Araşnrmaya göre, bu yılın
ilk üç ayında yerel yönetim-
ler için geri ödemelerin yüz-
de 94'ünün (87 milyon do-
lar) üstlenen Hazine, 1992
yılından beri mahalli idare-
İer için 5.3 milyar dolar borç
ödemesi yapmış bulu-
yor.Hazine'nin garantili
borçlardan dolayı 42 katril-
yon 221 trilyon 990 milyar
lira alacağı mevcut. Bu ala-
cağın 24 katrilyonu bütçe
dışı fonlar, 5 katrilyonu
KİT'lervel0.9katrilyon li-
ralık bölümü ise mahalli
idarelerden kaynaklandı.
NEW YORK - Tibet'in ruhani lideri Dalai
Lama, New York'u ziyareti kapsamında Cent-
ral Park'ta halka açık bir konuşma yaptı. Elli
binden fazla kişinin izlediği konuşma öncesin-
de, etkinliğin sponsorlanndanThe Initiatives Fo-
undation'uı (GirişimlerVakfı) kurucusu ünlü si-
nema oyuncusu Richard Gere sahneye çıkarak
Mevlana Celaleddin Rumi'nin "Gel, Gel.. Yi-
ne Gel, Ne Olursan 01 Gel" mısralan ile baş-
layan dünyaca ünlü şiirini okudu ve büyük alkış
aldı.
Long Island'da bir Budist manastınnın duva-
nnda görüp okuduğu bu şiiri, hoşgörünün sün-
gesi olan böylesi bir günde okumak istediğini
söyleyen Gere, daha sonra sahneye Dalai La-
ma'yı çağırdı. Bir saate yakın süren konuşması
sırasında Dalai Lama, maddi zenginlik ile mut-
luluk arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığı-
nı, esas olanın ruhani mutluluk olduğunu, bunu
yakalamak için her insanın çaba harcaması ve
çevresinde kimseyi incitmeden yaşamayı öğren-
mesi gerektiğini söyledi.
tnsanlar arasuıda renk ve ırk farkı obnadığına
dikkat çeken ruhani Jider, yaptığı esprilerle de
izleyicileri güldürdü. BBC'nin haberlerinden,
New York'taki suç oranının giderek azaîdığını
öğrendiğini anlatan Dalai Lama, bunu, kentin
daha ruhani bir hale gelişi olarak yorumladı.
Konuşmasında savaşı "yasallaşrınlmış şid-
det" olarak tanımlayan Tibet'in ruhani lideri,
bütün dünyayı, sorunlan banşçıl yollarla çözme-
ye çağırdı. Amerika seyahati çerçevesinde ABD
Başkaru G«orge Bush ile görüşen Dalai Lama,
gazetecilere bu buluşmanın eski bir arkadaşı zi-
yaret etmek gibi olduğunu ve Bush'un yakın
dostluk ve ilgi gösterdiğini söyledi.
Çin yönetimi ise Tibet'in bağımsızlığı konu-
sundaki görüşleri nedeniyle reddetriği Dalai La-
ma'nın, Beyaz Saray'da kabul edilmemesini
Washington'dan açık olarak istedi. Fakat Çin yö-
netiminin tepkisi, ruhani lider Ue Bush'un Be-
yaz Saray'da ikinci kez bir araya gelmesine en-
gel olamadı.
Dalai Lama'nuı programında aynca. dört gün
süreyle NewYork Beacon Tiyatrosu'nda eerçek-
leştirilen "Aklı Eğitmek, Kalbi Açmak 2003"
adlı bir öğreti de yer aldı.
Sinema, riyatro ve televizyon dünyasuıdan bir-
çok ünlünün izlediği Dalai Lama etkinlikleri
Philip Glass, Kronos Quartet, Anoushka
Sbankar, Foday Musa Suso ve Tom VVaits gi-
bi önde gelen müzisyenlerin katıldığı "Banşa
ve Uzlaşmaya Katkı Konseri" ile sona erdi.
Etkinlikleri yakından takip edenlere göre, dün-
yada şiddet ve savaşın kol gezdiği günümüzde,
Dalai Lama'nın New York'a gelerek tüm insan-
lığa verdiği kardeşlik, dostluk ve hoşgörü me-
sajlannın önemi çok büyük.
m m
GUIVDEM MLSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
rekabet ve kalite konularında ortak anlayışa vanl-
dığı vurgulandı. Bu konuları elbette küçümsemi-
yoruz ama, ortak toplantıdan sonra uzlaşma mad-
deleri olarak bunların açıklanmasının Türkçesi şu:
Henüz YÖK Yasası'nın temel maddeleri konu-
sunda uzlaşmaya varılamadı!
Hükümetin YÖK Yasası tartışmasını daha ileri
götürmesi halinde nelerin olabileceğini ODTÜ
Rektörü Prof. Ural Akbulut, üniversitenin açılış
konuşmasında haber verdi:
"Yükseköğretim Yasa Tasansı bu haliyle çıkar-
sa, o günü Türk üniversite tarihi ve bilim tarihimiz
için kara gün iian edeceğiz."
Buna karşın hükümetin aklından başka şeyle-
rin geçtığıne ilişkın bilgileralıyoruz. Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan, son ulusatersleniş, atfeder-
siniz sesleniş konuşmasında, üniversite sınavla-
rında normal liseler ile imam hatip liseleri arasın-
daki puanlama farkının giderileceğini söylemişti.
Milli Eğitim Bakanlığı, eğer YÖK Yasası'nda iste-
diği değişikliği yapamazsa; tek maddelik, kendi-
si küçük ama etkisi büyük bir değişiklik yapacak.
Üniversiteye girişte sınav koşullannı belirleme yet-
kisini YÖK'ten alıp kendisine bağlayacak.
AKR ömür boyu iktidarda kalacakmış gibi ha-
reket ediyor.
Üniversite gençliğinin gerçek durumunu Mali-
ye Bakanlığı Bütçe Genel Müdür Yardımcısı Ah-
met Kesik'in araştırması ortaya koyuyor:
- Her 4 üniversite öğrencisinden biri ailesinin
gönderdığı 45 milyon lira ile birayı geçiriyor. Son-
raki yüzde 20'lik dilime ise ailesi ayda 118 milyon
lira gönderebiliyor.
- Her 10 öğrenciden biri çalışarak eğitimini sür-
dürüyor.
- Üniversite öğrencisi başına ABD 19.802 do-
lar, Israil 10.765, Şili 6.897, Italya 6.295, Yunanis-
tan 4.157, Uruguay 2.081 dolar harcıyor. Türki-
ye'de ise devlet sadece 1.328 dolar harcıyor.
Üniversite öğrencisinin gerçek sorunu bunlar
ama, AKP'nin kendi sorunu üniversiteleri rahat
kadrolaşabileceği kurumlar haline getirmek. Ku-
rum kendisine bağlı olsun da varsın kurum bağ-
lasın!
TÜBlTAK'a saygısızlık
Son saptamamızı doğrulayan önemli bir geliş-
me TÜBİTAK'ta yaşanıyor. TÜBİTAK ve ona bağ-
lı kurumlar özel yasa ile işlevini sürdürüyor.
TÜBİTAK Bilim Kurulu, geçen şubat ayında yap-
tığı toplantıda, başkanlığa yeniden Prof. Namık
Kemal Pak'ı seçti. Yasal olarak bu aşamadan
sonraki süreç şu:
Bu karar Başbakanlığa ulaşacak. Başbakanlık
kararnameyi Çankaya Köşkü'ne gönderecek.
Köşk'ün onayından sonra başkan görevine baş-
layacak.
Sürecin sadece Başbakanlığa kadar olan kısmı
işledi. ötesi yok. Prof. Pak'a ilişkin atama kararı
geçen mayıs ayından bu yana yaklaşık 4 aydır
Başbakanlık'ta bekletiliyor.
Herhangi bir açıklama da yapılmıyor.
Prof. Pak'ın görevi 31 Mayıs'ta doldu. Başba-
kanlık doğal süreci işletmediği için başkanlığı Prof.
Tuğrul Tankut vekâleten götürüyor.
TÜBİTAK'ın sorunu, sorunsuz bir yönetim an-
layışıyla bilime katkıyı arttırmak, üniversitelerin bu
alandaki çabalarına değişik yöntemlerle katkıda
bulunmak. Zaten aklın yolu da bu...
AKP'nin yolu ise şu:
En kısa zamanda TÜBlTAK'a özerklik veren bu
yasayı değiştirmek. Başkanın Başbakalık'ça se-
çilmesini sağlamak. Buradaki yapıyı tümüyle ken-
di istediği hale getirmek.
önceki hükümetler döneminde de pek çok ba-
kan TÜBİTAK'ın bu özerkliğini kabullenmek iste-
memiş, kafayı değiştireceğine yasayı değiştirme-
ye girişmişti!
AKP de aynı yolun yolcusu...
Konu AB'ye uyum olunca mangalda kül, ede-
biyatta fasikül, bilimde molekül bırakmayan AKP,
uygulamaya gelince tespihte püskül, ağıriıkta bas-
kül bırakmıyor!
ankcum@ttnetnet.tr
Gizli kararname
Danıştay'da
İZMİR (Cumhuri-
yet Ege Bürosu)- AKP
hükümetinin, Irak'ın
yeniden yapılandınl-
ması adı altında, ülke sı-
nırlanndaki asken ve si-
vil tesislerle üslerin ya-
bancı askerlerin kulla-
nımına açılması ve
Irak'a asker gönderme-
ye ilişkin 1 Mart'ta oy-
lanarak reddedilen tez-
kereden önce çıkardı-
ğı"gizli" kararname,
yargının denetimine
girdi. Danıştay 10. Da-
iresi, Bakanlar Kuru-
lu'ndan söz konusu ka-
rarnameyle ilgili bilgi
istedi. Ust mahkeme,
cevabın en geç ikı hafta
içinde kendilerine ulaş-
tınlması gerektiğine
hükmetri.
Insan Haklan Vakfı
Izmir Temsilcilıği, Iz-
mir Barosu'na kayıtlı
bir grup avukat, sendi-
kacılar, hekimler ve çe-
şitli meslek örgütünden
kişıler, söz konusu ka-
rarname için yürütme-
nin durdurulması iste-
miyle başvurdu. Baş\n-
ruda "Bu ülkede hu-
kukun üsrünlüğü ilke-
sinin yerleşmesini ilke
edinen, denıokratik
kurumlann işlevini
anayasaya uygun ola-
rak yerine getirmesini
dileyen yurttaşlar ola-
rak, anılan Bakanlar
Kurulu karannın, ül-
kemize, geleceğimize
zarar vermesi nede-
niyle 'idarenin yargısal
denetiminden geçmesi'
ve iptali amacıyla
Yüksek Mahkemeye
başvurmajı uygun
bulduk" denildi.
BaşvTiru, Danıştay
10. Dairesi tarafından
değerlendirmeye alındı.
Danıştay Tetkik Hâkimi
Yunus Çerin ve Savcı
Tülin Ozgenç, yürüt-
menin durdurulması is-
teminin, davalı idare
Başbakanlık'ın savun-
masının alınmasından
sonra ıncelenmesı ko-
nusunda görüş bildirdi.