25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2003 SALI 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE PB 27 Sinop Edirne PB 26 Kocaelı PB 28 Çanakkale PB 27 Izmir A 30 Manısa 30 Aydın 33 Denizli 30 Zonguldak PB 24 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas PB PB PB B B B B 26 24 25 25 26 25 22 PB 25 Adana A 33 A 33 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıırt Hakkâri Van A A A A A B B 32 31 32 28 30 27 26 PB 18 Yurdun kuzey ke- sımlen parçalı bulut- lu, dığer yerler az bu- lutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı yurdun ıç ve doğu kesımlerınde bıraz daha artacak.Ruz- gâr kuzey ve doğu yonlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksei Parıs Bonn y Y Y Y Y Y Y Y y 14 18 16 17 17 19 17 Münih Y 17 Zünh Berlın Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y B Y B B B Y A 14 29 26 26 26 25 27 29 PB 20 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflıs Kahire B A Y Y Y Y Y A 19 18 8 21 21 6 13 30 A 34 Taş«ent •Tatiran QfAçık '•• Parçalı Oulutlı Sısl ~- Eu'.tu ^ Çck bulutiu ' Yağmuriu Karlı S u ' ü k Gok gurultûlü G ü N C E L CÜÎVEYT ARCAYÜREK I Baştarafi 1. Sayfada ' demek nezaketmi gösteriyor. Kimi büyük gazeteler bu haberi şöyleyorum- luyor manşetinde: Bush'u sadece bizimkinin etkileyebileceğjini kocaman harflerle yazarak Bill Clinton'un Türkiye'den esirgemediği önemi, büyüklüğü kişiye indirgiyor. Tuhaf bir rastlantı. 22 Eylül tarihli ünlü Nevvs- vveek'teki biryazıyı özetleyen Ertuğrul Özkök, derginin ABD'ye karşı çıkan liderler arasında saydığı bizimkinin fotoğrafı altına yazılanları şöyle aktarıyor: "Bundan önce: Amerikan askerlerinin Irak topraklanna geçişine pasifdestek sözü verdi. A- ma sonradan sözünden döndü. Şimdi: Irak'a 10 bin asker gönderme konusunda pasif destek sözü veriyor. Ancak bir kere daha sözünden dö- nüyor". Newsweek istihbaratı güçlü bir dergi. Kuşku- suz yorumlan yönetimin bakış açısını da yansı- tıyor. ABD; "sözünde durmayan"siyasetçi darn- gasını vurduğu bizimkinin mi yoksa coğrafi ko- numunu ve bölgedeki yadsıyamadığı önemini, Müslüman bir ülke olmasını dikkate alarak vaz- geçemediği Türkiye'nin etkisi altında mı kalı- yor? Insaf sahiplerinin bu soruyu nasıl yanıtlaya- cağını kestirmek zor degil. • • • Zaten Clinton, bizdekiler gibi şişirme bir lider, bir başkan degil. Söylemleri ölçülü. Konuşma- larında Amerikan yarariarını ölçülü bir özenle koruyor. Asker göndermeye karşı çıkan Irak ve Türk halkına karşın, bizimki almış sazı eline Clinton'a da bilinen türküleri çığınyor. Nedir o türküler? "Verin bir sektör Irak'ta ba- rış götürelim, kalkınma götürelim" gibi bir şey- ler söyleyerek asker göndermeyle ilgili siyasal irade kararlılığını belki de bu kez sözünden dön- meyeceğini, belki de Clinton üzerinden Bush yönetimine duyurmak istiyor. Dubai'deki Türk gazetecilere "tavnmız ma- lum"diye konuşuyor. Malum olan neymiş; "par- lamentonun açılmasıyla biriikte önce AKP gru- bunda saptayacakları görüşleri, MGK'deki dü- şüncelerie biriikte Bakanlar Kurulu'na götüre- cekler" ve "karanmızı" belirleyeceklermiş. "Irak'a askergöndermek için fazla zamanımız kalmadı" diyor. Acaba bu cümlede saklı olan anlam nedir? öteden beri acele etmemiz gerek- tiğinin altını çizen Amerikalılar, şu tarihe, örne- ğin ekim ayının ortalarına kadar asker karannı almamızı mı istediler, şu gün bilinmiyor. ABD'nin bizimkileri uyuttuğu birinci önemde- ki sorunumuz; PKK/KADEK'ı temizlemek için "belirli bir zaman ve yöntem" saptanmadan, hatta bu konuda gerekli güvenceler almadan asker göndermek Amerika'ya karşılıksız ödün verdiğimiz anlamına gelmeyecek mi? Elbette; hükümetin kimi yaşamsal sorunlar- da ABD'ye yönelttiği sorulara gerekli, ola ki do- yurucu yanıtlar alındığı gibi bir olasılık akla ge- lebilir. Bush indinde "sözünde duran adam" konu- muna gelmek için ulusal yararlarımızı göz ardı eden bir siyasetin, bugün ve yarın ülkeye beş paralık yarar sağlamayacağı ortada. • • • Bir nokta artık belirginleşti: Bu hükümet, ne olursa olsun Irak'a asker göndermeyi kafaya koymuş. Işte Dışişleri Bakanı Gül'ün demeci. Diyor ki; "BM karan önemli olmasına önemli a- ma her şey BM karanna bağlı değil". Görünen o ki; AKP grubunda yeni bir tezke- renin akıbeti araştırılacak. Oradaki eğilime gö- re asker gönderme için izin mi isteneceği, yok- sa anayasa zorlanarak Bakanlar Kurulu'na TB- MM'nin yetkisini devredecek bir yöntem mi iz- leneceği saptanacak. Bush, üzme tatlı cancağızını. VVashington'dan senin tak diye söylediklerini Ankara'da ağır ak- sak da olsa şak diye yapmaya hazırlananlar var! Krediye Irak koşuluI Baştarafi 1. Sayfada "Türkiye'nin güçlü ekono- mik politikalar yürütüyor ol- ması ve Türkiye'nin Irak ko- nusunda ABD hükümetivle işbirliği içerisinde olması" olarak yer alan koşullann yeri- ne getirilip getirilmediğinin de ABD Hazınesi tarafından izlen- mesi benimsendi. Anlaşmada. Irak'ta işbirlığine ilışkın ifade- nin belirsiz ve yoruma açık bı- rakılması dikkat çekti. ABD Hazıne Bakanı John Snovv'un bu koşula ilışkın açıklaması ile anlaşma metnindeki ifadeler çelışki yarattı. Vanlan anlaşma- ya göre Türkiye'nin Irak'ta ya- pılacak işbirlığının değerlendi- rilmesı tamamıyla ABD'nin ınısiyatifine bırakıldı. ABD koşulları Izleyecek Snow, anlaşma öncesinde yaptığı açıklamada. "Türki- ye'nin Irak konusundaki iş- birliği değerlendirüirken Türk birliklerinin Irak'taki barışın korunması ve istikrar harekâtına katkıda bulunma- sı gerekli bir koşul değildir" dedi. Snow, ABD yardımının Türk askennin Irak'a gönden- lip göndenlmemesine bağlı ol- madığını savunurken "Bunlar iki ayn konu" dedı. Ancak Snow, imzalanan anlaşmanın koşullannın Türkiye tarafından yerine getirilip getirilmediğinin ABD Hazınesi, Dışişleri Ba~ kanlığı ve Savunma Bakanlığı tarafından ızleneceğini vurgu- ladı. Snovv, bu yardımın amacının, E T OOP Şarkı ve türküler barış için söylendi ÖDP'nin Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Ti- yatrosu'nda düzenlediği gecede şarkılar ve tür- küler "barış ve adalet" için söylendi. "Küresel Banş ve Adalet Koalisyonu"nun 27 Eylül'de An- kara'da düzenleyeceği "Küresel Banş ve Adalet" mitingi öncesinde gerçekleştirilen gecede yakla- şık 2 bin kişi Gökhan Birben, Erkan Oğur, İsma- il Hakkı Demircioğlu, Mehmet Gümüş, Kazım Koyuncuoğiu ^e Moğollar'm ezgileriyle halaylar çekti, horonlar tepti. (Fotoğraf: ALPERIZBUL) 'Smırsız yetki' planıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak'a asker gönderil- mesi için sınırlı süreli bir tezkere yerine, Meclis'ten ucu açık yetki isteyebilecekJerini açıkladı. Hü- kümet, böylece parlamentodan genel bir yetki aldıktan sonra .ABD ile görüşmeleri sürdürme- yi, asker gönderme aşamasına gelindiğinde "kapsamı, süreyi, sınırı ve miktarf* tek yanlı ola- rak belirlemeyi amaçlıyor. Erdo- ğan'ın öncelik tanıdığı bu plan, Cumhurbaşkanı'nın yanı sıra muhalefet partıleri ve AKP gru- bunda yeni tepkilere neden olabi- lecek riskler içenyor. Erdoğan, Dubai zıyaretinden dönüşünde yaptığı açıklamada "yetki plamm" doğruladı. Irak'a asker gönderilmesi için sınırlı Meclis karan yerine genel bir yet- ki ısteyıp istemeyeceklerine iliş- kin soru üzenne Erdoğan önce, bu konunun henüz Bakanlar Ku- rulu'nda görüşülmedığini bildir- di. Erdoğan daha sonra "Bakan- lar Kurulu'nda görüşerek böy- le bir yetki talebiyle Meclis'e gelebiliriz. Önce Bakanlar Ku- rulunda.grubunıuzda konuyu görüşüp, olguniaştınp ondan sonra da eğer böyle bir karara varabilirsek, bunu alma yolu- na gidebiliriz" diye konuştu. Erdoğan gezisiyle ilgili yaptı- ğı değerlendirmede de, "Dünya ekonomisiyle bütünleşme ko- nusundaki kararlılığımızı ken- dilerine açıkça vurguladım. Ül- kemizin görüş ve yaklaşımları- nın dünya ekonomisi üzerinde etkisinin büyük olduğu, inkâr edilemez bir gerçek" dedi. Türkiye'nin ekonomik reform sürecini desteklemek, Irak'a yapılan operasyonun Türki- ye'ye olası negatif etkılennı en aza indirgemek ve bunlan orta- dan kaldırmak olduğunu söyle- di. Türkiye'nin terorizme karşı savaşta çok önemli bir rol oyna- dığını belirten Snovv, "Türki- ye, ABD'nin bu coğrafya için- deki en önemli ortaklarından biri. Türkiye İslam ülkeleri içinde güçlü ve istikrarlı de- mokrasinin en kıymetli örne- ği olarak karşımıza çıkıyor" dedi. Devlet Bakanı Alı Babacan da, Türkiye ve ABD'nin güçlü siyasi, ekonomik ve asken iş- birliği olan ikı dost ülke olduğu- nu vurgulayarak imzalanan fı- nansman anlaşmasının da bu dostluğun en önemli işareti ol- duğunu ifade etti. Anlaşmanın ayrıntıları 8.5 mılyar dolarlık kredi an- laşmasının, yasal ve teknik pro- sedürlenn tamamlanmasının ar- dından yürürlüğe girmesi öngö- rüldü. Kredi, 4 yıh geri ödeme- siz 10 yıl vadelı olarak kararlaş- tınldı. Anlaşmaya göre Türkiye, ABD'nin koşullannı yerine ge- tirirse krediyi yaklaşık 18 aylık bir süre içerisinde 4 eşit dilim- de kullanacak. Türk Hazınesi kendi nakit akışı, iç ve dış borç geri ödemelerini dikkate alarak her bir kredi çekişini ne zaman yapacağına karar verecek. .ABD hükümeti, bu talebin ardından 8 işgünü içerisinde Türkiye'nin koşullan karşılayıp karşılama- dığını inceleyecek. Bu 8 işgünü içerisinde karannı verecek olan ABD, kredinin serbest bırakılıp bırakılmamasını belirleyecek. Kredinin son iki dilimi, Türki- ye'nin talep etmesi durumunda hibeye dönüştürülebilecek. Tür- kiye'nin krediyi vadesinden ön- ce ödeme hakkı da söz konusu olacak. Falz oranı bellrsiz ABD ile yapılan kredi anlaş- ması uluslararası anlaşma kap- samına girdiği ıçın TBMM'nin onayının ardından Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer'in de onaylaması gerekiyor. Ayn- ca, kredinin Eylül 2005 'e kadar kullanılmaması durumunda ye- ni kongre karan gerekecek. Kredinin faiz oranı ise açıklan- madı Başbakan Tayyip Erdo- ğan da anlaşmadan önce kredi ile Türkiye'nin Irak'a asker gönderme karan arasında ilişki olup olmadığı sorusuna. "Irak ayn, kredi ayn bir konu" ya- nıtmı verdi. Hazİne hortumculari CentralPark'taDalaiLama ve • Baştarafi 1. Sayfada dolan aştı. Istanbul Büyük- şehır Belediye Başkanlığı yaptıklan dönemlerde Re- cep Tayyip Erdoğan ve Ali Müfit Gürtuna'nın Hazi- ne'ye ödettiği borç miktan da 1 milyar dolan buldu. Türkiye Serbest Muhase- beci Mali Müşavirler ve Ye- minli Mali Müşavirler Oda- sı Bırlığı'nin (TÜRMOB) aylık yayın organı Bilanço dergisinde yayımlanan ça- lışmada, b^Tikşehır beledi- yelerinin Hazine garantili yurtdışından yaptıklan borçlanmalannı "Hazi- ne'nin sırtına yükledikle- ri" belirtildi. Bu yıhn ılk çeyreğinde 6 milyar dolar se\iyesinde gerçekleşen ha- zine garantili borç stokunda en büyük pay KÎT'ler ve ye- rel yönetimlere ait. Araştır- mada, "Borcun yüzde 57'si KİT'Iere, yüzde 23'ü yerel yönetimlere ait" ifadesi kullanıldı. "KİT'Iere sağlanan Ha- zine garantili kredilerden oluşan borç stokunun yüz- de 70'ini Elektrik Üretim En Büyük Borç Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Mevlana'dan dostluk mesajları Borçlu Kunjluş Ank3raBûyûkşehifBete(fiyea ASKİ-Ankara Su ve Kanalizasyon Idaresi ^ Ğ O Genel MOdüriâğCHAnkara) Istanbul Büyükşehir Betediyesı İGDAŞ-fat Gaz DaŞrtım San. ve Tic, A.Ş. İSKİ-Ist.-Su ve Kanalizasyon Idaresi Toplam 1992-2003 (bin dolar) t m w Büyükşehir Batetfiyesi Izmrt Büyükşehir Beledıyesi Adana Büyükşehir Bstediyesi Kamu Iktisadi Teşebbûsteri (KİTLER) Bektnk Üretım AŞ. Toprak Mahsullen Ofisı Deviet Oemtyoflan BOTÂŞ Hazjne garantılen nedenyte üsöenılen toplam ödeme ZULAL KALKANDELEN AŞ ileTHY borçlan oluş- turuyor" denilen yazıda, Hazine garantili dış borç stokunun diğer büyük kale- mi olan yerel yönetimlerin borç stokundaki payını ise 658 milyon dolar ile büyük- şehir beledıyeleri ve 512 milyon dolar ile belediye ik- tisadi teşebbüslerinin oluş- turduğu kaydedildi. Araşnrmaya göre, bu yılın ilk üç ayında yerel yönetim- ler için geri ödemelerin yüz- de 94'ünün (87 milyon do- lar) üstlenen Hazine, 1992 yılından beri mahalli idare- İer için 5.3 milyar dolar borç ödemesi yapmış bulu- yor.Hazine'nin garantili borçlardan dolayı 42 katril- yon 221 trilyon 990 milyar lira alacağı mevcut. Bu ala- cağın 24 katrilyonu bütçe dışı fonlar, 5 katrilyonu KİT'lervel0.9katrilyon li- ralık bölümü ise mahalli idarelerden kaynaklandı. NEW YORK - Tibet'in ruhani lideri Dalai Lama, New York'u ziyareti kapsamında Cent- ral Park'ta halka açık bir konuşma yaptı. Elli binden fazla kişinin izlediği konuşma öncesin- de, etkinliğin sponsorlanndanThe Initiatives Fo- undation'uı (GirişimlerVakfı) kurucusu ünlü si- nema oyuncusu Richard Gere sahneye çıkarak Mevlana Celaleddin Rumi'nin "Gel, Gel.. Yi- ne Gel, Ne Olursan 01 Gel" mısralan ile baş- layan dünyaca ünlü şiirini okudu ve büyük alkış aldı. Long Island'da bir Budist manastınnın duva- nnda görüp okuduğu bu şiiri, hoşgörünün sün- gesi olan böylesi bir günde okumak istediğini söyleyen Gere, daha sonra sahneye Dalai La- ma'yı çağırdı. Bir saate yakın süren konuşması sırasında Dalai Lama, maddi zenginlik ile mut- luluk arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığı- nı, esas olanın ruhani mutluluk olduğunu, bunu yakalamak için her insanın çaba harcaması ve çevresinde kimseyi incitmeden yaşamayı öğren- mesi gerektiğini söyledi. tnsanlar arasuıda renk ve ırk farkı obnadığına dikkat çeken ruhani Jider, yaptığı esprilerle de izleyicileri güldürdü. BBC'nin haberlerinden, New York'taki suç oranının giderek azaîdığını öğrendiğini anlatan Dalai Lama, bunu, kentin daha ruhani bir hale gelişi olarak yorumladı. Konuşmasında savaşı "yasallaşrınlmış şid- det" olarak tanımlayan Tibet'in ruhani lideri, bütün dünyayı, sorunlan banşçıl yollarla çözme- ye çağırdı. Amerika seyahati çerçevesinde ABD Başkaru G«orge Bush ile görüşen Dalai Lama, gazetecilere bu buluşmanın eski bir arkadaşı zi- yaret etmek gibi olduğunu ve Bush'un yakın dostluk ve ilgi gösterdiğini söyledi. Çin yönetimi ise Tibet'in bağımsızlığı konu- sundaki görüşleri nedeniyle reddetriği Dalai La- ma'nın, Beyaz Saray'da kabul edilmemesini Washington'dan açık olarak istedi. Fakat Çin yö- netiminin tepkisi, ruhani lider Ue Bush'un Be- yaz Saray'da ikinci kez bir araya gelmesine en- gel olamadı. Dalai Lama'nuı programında aynca. dört gün süreyle NewYork Beacon Tiyatrosu'nda eerçek- leştirilen "Aklı Eğitmek, Kalbi Açmak 2003" adlı bir öğreti de yer aldı. Sinema, riyatro ve televizyon dünyasuıdan bir- çok ünlünün izlediği Dalai Lama etkinlikleri Philip Glass, Kronos Quartet, Anoushka Sbankar, Foday Musa Suso ve Tom VVaits gi- bi önde gelen müzisyenlerin katıldığı "Banşa ve Uzlaşmaya Katkı Konseri" ile sona erdi. Etkinlikleri yakından takip edenlere göre, dün- yada şiddet ve savaşın kol gezdiği günümüzde, Dalai Lama'nın New York'a gelerek tüm insan- lığa verdiği kardeşlik, dostluk ve hoşgörü me- sajlannın önemi çok büyük. m m GUIVDEM MLSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada rekabet ve kalite konularında ortak anlayışa vanl- dığı vurgulandı. Bu konuları elbette küçümsemi- yoruz ama, ortak toplantıdan sonra uzlaşma mad- deleri olarak bunların açıklanmasının Türkçesi şu: Henüz YÖK Yasası'nın temel maddeleri konu- sunda uzlaşmaya varılamadı! Hükümetin YÖK Yasası tartışmasını daha ileri götürmesi halinde nelerin olabileceğini ODTÜ Rektörü Prof. Ural Akbulut, üniversitenin açılış konuşmasında haber verdi: "Yükseköğretim Yasa Tasansı bu haliyle çıkar- sa, o günü Türk üniversite tarihi ve bilim tarihimiz için kara gün iian edeceğiz." Buna karşın hükümetin aklından başka şeyle- rin geçtığıne ilişkın bilgileralıyoruz. Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, son ulusatersleniş, atfeder- siniz sesleniş konuşmasında, üniversite sınavla- rında normal liseler ile imam hatip liseleri arasın- daki puanlama farkının giderileceğini söylemişti. Milli Eğitim Bakanlığı, eğer YÖK Yasası'nda iste- diği değişikliği yapamazsa; tek maddelik, kendi- si küçük ama etkisi büyük bir değişiklik yapacak. Üniversiteye girişte sınav koşullannı belirleme yet- kisini YÖK'ten alıp kendisine bağlayacak. AKR ömür boyu iktidarda kalacakmış gibi ha- reket ediyor. Üniversite gençliğinin gerçek durumunu Mali- ye Bakanlığı Bütçe Genel Müdür Yardımcısı Ah- met Kesik'in araştırması ortaya koyuyor: - Her 4 üniversite öğrencisinden biri ailesinin gönderdığı 45 milyon lira ile birayı geçiriyor. Son- raki yüzde 20'lik dilime ise ailesi ayda 118 milyon lira gönderebiliyor. - Her 10 öğrenciden biri çalışarak eğitimini sür- dürüyor. - Üniversite öğrencisi başına ABD 19.802 do- lar, Israil 10.765, Şili 6.897, Italya 6.295, Yunanis- tan 4.157, Uruguay 2.081 dolar harcıyor. Türki- ye'de ise devlet sadece 1.328 dolar harcıyor. Üniversite öğrencisinin gerçek sorunu bunlar ama, AKP'nin kendi sorunu üniversiteleri rahat kadrolaşabileceği kurumlar haline getirmek. Ku- rum kendisine bağlı olsun da varsın kurum bağ- lasın! TÜBlTAK'a saygısızlık Son saptamamızı doğrulayan önemli bir geliş- me TÜBİTAK'ta yaşanıyor. TÜBİTAK ve ona bağ- lı kurumlar özel yasa ile işlevini sürdürüyor. TÜBİTAK Bilim Kurulu, geçen şubat ayında yap- tığı toplantıda, başkanlığa yeniden Prof. Namık Kemal Pak'ı seçti. Yasal olarak bu aşamadan sonraki süreç şu: Bu karar Başbakanlığa ulaşacak. Başbakanlık kararnameyi Çankaya Köşkü'ne gönderecek. Köşk'ün onayından sonra başkan görevine baş- layacak. Sürecin sadece Başbakanlığa kadar olan kısmı işledi. ötesi yok. Prof. Pak'a ilişkin atama kararı geçen mayıs ayından bu yana yaklaşık 4 aydır Başbakanlık'ta bekletiliyor. Herhangi bir açıklama da yapılmıyor. Prof. Pak'ın görevi 31 Mayıs'ta doldu. Başba- kanlık doğal süreci işletmediği için başkanlığı Prof. Tuğrul Tankut vekâleten götürüyor. TÜBİTAK'ın sorunu, sorunsuz bir yönetim an- layışıyla bilime katkıyı arttırmak, üniversitelerin bu alandaki çabalarına değişik yöntemlerle katkıda bulunmak. Zaten aklın yolu da bu... AKP'nin yolu ise şu: En kısa zamanda TÜBlTAK'a özerklik veren bu yasayı değiştirmek. Başkanın Başbakalık'ça se- çilmesini sağlamak. Buradaki yapıyı tümüyle ken- di istediği hale getirmek. önceki hükümetler döneminde de pek çok ba- kan TÜBİTAK'ın bu özerkliğini kabullenmek iste- memiş, kafayı değiştireceğine yasayı değiştirme- ye girişmişti! AKP de aynı yolun yolcusu... Konu AB'ye uyum olunca mangalda kül, ede- biyatta fasikül, bilimde molekül bırakmayan AKP, uygulamaya gelince tespihte püskül, ağıriıkta bas- kül bırakmıyor! ankcum@ttnetnet.tr Gizli kararname Danıştay'da İZMİR (Cumhuri- yet Ege Bürosu)- AKP hükümetinin, Irak'ın yeniden yapılandınl- ması adı altında, ülke sı- nırlanndaki asken ve si- vil tesislerle üslerin ya- bancı askerlerin kulla- nımına açılması ve Irak'a asker gönderme- ye ilişkin 1 Mart'ta oy- lanarak reddedilen tez- kereden önce çıkardı- ğı"gizli" kararname, yargının denetimine girdi. Danıştay 10. Da- iresi, Bakanlar Kuru- lu'ndan söz konusu ka- rarnameyle ilgili bilgi istedi. Ust mahkeme, cevabın en geç ikı hafta içinde kendilerine ulaş- tınlması gerektiğine hükmetri. Insan Haklan Vakfı Izmir Temsilcilıği, Iz- mir Barosu'na kayıtlı bir grup avukat, sendi- kacılar, hekimler ve çe- şitli meslek örgütünden kişıler, söz konusu ka- rarname için yürütme- nin durdurulması iste- miyle başvurdu. Baş\n- ruda "Bu ülkede hu- kukun üsrünlüğü ilke- sinin yerleşmesini ilke edinen, denıokratik kurumlann işlevini anayasaya uygun ola- rak yerine getirmesini dileyen yurttaşlar ola- rak, anılan Bakanlar Kurulu karannın, ül- kemize, geleceğimize zarar vermesi nede- niyle 'idarenin yargısal denetiminden geçmesi' ve iptali amacıyla Yüksek Mahkemeye başvurmajı uygun bulduk" denildi. BaşvTiru, Danıştay 10. Dairesi tarafından değerlendirmeye alındı. Danıştay Tetkik Hâkimi Yunus Çerin ve Savcı Tülin Ozgenç, yürüt- menin durdurulması is- teminin, davalı idare Başbakanlık'ın savun- masının alınmasından sonra ıncelenmesı ko- nusunda görüş bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle