02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 2003 PAZARTESİ HABERLER Bakanlar Kurulu, merkezin yetkilerini büyük ölçüde yerel yönetimlere bırakan taslağa son şeklini verecek Kamuyönetimisilbaştan• Hükümetin 'kamu yönetimi reformu' olarak adlandırdığı taslak, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün trafik hizmetlerini Içişleri Bakanı'nın onayı ile belediyelere devredebilmesini de öngörüyor. • Taslağa göre, bazı bakanlıklann taşra örgütleri kaldınlacak. Yalnızca Adalet, Milli Savunma, Içişleri, Maliye ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklannın taşra örgütü olacak. ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Hükümet, kamu yönetimini sil baştan düzenJeyen, merkezin yetkilerini bü- yük ölçüde yerel yönetimlere bırakan ve baa bakanlıklann taşra örgütleri- ni kaldıran kamu yönetimi temel ya- sa taslağını TBMM'ye göndermeye hazırlanıyor. Bakanlar Kurulu'nda, bugün ele alınacak taslağa son biçimi verilecek. Toplantının en önemli gündem mad- desini, hükümetin "kamuyönetimi re- formu" olarak adlandırdığı kamu yö- netimi temel yasa taslaği oluşruracak. Dağıtımda ayrıcalık Hükümet. 300 bin ton bedava kömür dağıtmayı planlıyor AKP'den seçim yatıraııı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin, "seçim yatinmı" kapsamında ihtiyacı olan ailelere kış mevsiminde dağıtmayı amaçladığı kömür ile ilgili çalışmalar Türkiye Kömür Işletmeleri (TKl) Genel Müdürlüğü'nde sürdürülüyor. Yapılan ön çahşmalar doğrultusunda, kükürt oranı düşük kömürlerm üretim merkezlerinden tüketim * bölgelerine nakli işi, TCDD'nin yük vagonlan tarafindan yapılacak. Organizasyonda ilgili valilik ve kaymakamlann vereceği bilgilerden de yararlanılacak. tl ve ilçelerdeki yardıma muhtaç yurttaşlann listeleri, bu birimJer tarafindan hazırlanılarak TKl Genel Müdürlüğu'ne iletilecek. Yoksul yurttaşlar için dağıtımı öngörülen miktar ise ihtiyaç listelerinin hazırlanmasından sonra netlik kazanacak. Bu tespitte, TKl Genel Müdürlüğü'nün mevcut üretim ve stok durumu göz önünde bulundurulacak. Henüz kesin olmamakla beraber, ayni yardım olarak ihtiyaç sahiplerine 500 kilogramlık poşetler halinde, yaklaşık 300 bin ton düzeyinde kükürt oranı düşük kömürün dağıtılması planlamyor. Uygulamanın sağlıklı olarak yürütülmesi için, kömür dağırımında TKÎ Genel Müdürlüğü, ilgili Devlet Bakaniığı, valilik ve kaymakamlıklar ortak bir çalışma yapacaklar. Yapılacak çahşmalardan sonra, ihtiyaç sahiplerinin listesi TKl Genel Müdürlüğu'ne iletilecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaniığı'nm görüşü alındıktan sonra Fıili uygulamaya başlanacak. Hükümet. son biçimini vereceği tas- lağı TBMM'ye gönderecek. Tasan, şu düzenlemeleri öngörüyor. # Merkezi yönetim, adalet, savun- ma, güvenlik, istıhbarat, dış ilişkıler ve dış politika hızmetlen; mahye, hazı- ne, dış ticaret, gümrük hizmetleri ile piyasalara ilişkin düzenleme hizmet- leri; milli eğitimde eğitim ve öğretim birliğini sağlama, programlan belirle- me ve geliştirme hizmetlen; din hiz- metleri; sosyal güvenlik hizmetleri; tapu ve kadastro, nüfus ve vatandaş- hk hizmetlennı yürütecek. Bunun dı- şındaki hizmetlerin tümü yerel yöne- timler tarafindan gerçekleştirilecek. # Bazı bakanlıldann taşra örgütle- ri kaldınlacak. Yalnızca Adalet, Mil- li Savunma, Içişleri, Maliye ile Çalış- ma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklan- nın taşra örgütü olacak. Dışişlen Ba- kanlığı ile Türk Işbirliği ve Kalkınma Idaresi dışmdaki bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlan yurtdışı ör- gütü de kuramayacak. # Cumhurbaşkanlığı ve MGK Ge- nel Sekreterliği, tasan kapsamında yer alırken; "Kamu hizmerJerinin verine getirilmesinde sürekli gefişim. kaülım- cdık, saydamhk. hesap verebilirlilik, öngörülebilirKlik. yerindetik, beyana güven, hizmederin sonucuna ve hiz- mettenyarartananiann ihtiyaanaodak- hlık esasür" ılkesıne tabi olacak. 0 Her ilde, yerel yönetimler ve bun- larabağlı kuşuluşlar ile yönetimler ta- rafindan kurulan bırlik ve işletmele- nn gerçek rüzel kişilerle ilgili işlem ve eylemlerinin hukuka uygunluğunu de- ğerlendırmek, aralanndaki anlaşmaz- lıklann çözümüne yardımcı olmak üzere bir halk denetçisi seçilecek. # Yerel yönetimlere görev ve sorum- luluklanyla orantılı gelir kaynaklan sağlanacak. Yasanın belirleyeceği alt ve üst sınırlar içinde kalmak kaydıy- la yerel yönetimler tarafindan topla- nacak vergi, resmi ve harçlann oran ve miktarlannı belirlemeye, yerel yöne- timlerin karar organlan yetkili olacak. # Gerçek ve tüzel kâşiJer, yasada be- ürlenen usul ve esaslar çerçevesinde bilgi edinme hakkına sahip olacak. # Emniyet Genel Müdürlüğü, tra- fik hizmetlerini Içişleri Bakanı'nın onayı ile belediyelere devredebilecek. Devredılen hizmetler belediyelerce genel trafik hizmetleri ile koordineli olarak yürütülecek. # Milli Eğitim Bakaniığı taşra teşkilatının görev ve yetkileri ile bi- na, okuJ, araç, gereç, taşınır ve taşın- maz mallan ile kadrolan il özel ida- relerine; Sağlık Bakaniığı taşra teş- kilatının görev ve yetkileri ile sağ- lık evi, sağlık ocağı, sağlık merkezi ve dispanserler ıle personeli nüfusu 10 binin üzerinde olan yerlerde be- lediyelere, bu yerler dışında bulunan hastaneler ve kadrolan da il özel ida- relerine; Kültür ve Turizm Bakaniı- ğı, Çevre ve Orman Bakaniığı, Ta- nm ve Köyişleri Bakaniığı. Sanayi ve Ticaret Bakaniığı, Bayındırlık ve tskân Bakaniığı. SHÇEK Genel Mü- dürlüğü ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü taşra teşkilatları da il özel idarelerine devredilecek. AlbayraMar gözünü doğalgaza dikti ANKARA (ANKA) - Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) gerçekleştirdiği şehiriçi doğalgaz dağıtım lisans ihalelerinde, AKP hükümetine yakınlığıyla bilinen şirketler öne çıkıyor AKP Milletvekili ve eski TEAŞ Genel Müdürü Afif Demirkıran, Inegöl'ün 30 yıl süreyle şehiriçi doğalgaz dağıtımını yapacak olan Kalen Enerji'nin sahibi Kalyon Inşaat'ın bir dönem genel müdürlüğünü yapmıştı.EPDK, bugüne kadar Kayseri, Konya, Erzurum, Çorlu, Gebze, Inegöl, Çatalca, Bandırma, Balıkesir, Sıvas, Kütahya, Karaman, Ereğli (Konya), Gemlik, Çorum, Kırşehir- Kınkkale için şehiriçi doğalgaz dağıtım ihalesine çıktı. şirket ısrarlı Bunlardan sırasıyla Kayseri'yi, 0.076 sent birim hizmet ve amortisman bedeliyle (işletme gideri, yatırım tutan, amortisman ve getiri) HSV, Konya'yı 0.O64 sentle Gaznet, Erzurum'u 0.046 sentle Palen Enerji, Çorlu'yu 0.036 sentle Arsan Arıtma, Gebze'yi 0.052 sentle Palgaz ve son olarak Inegöl'ü 0.061 sentle Kalyon tnşaat'ın sahibi olduğu Kalen Enerji kazandı. Inegöl'ün, 30 yıl süreyle şehiriçi doğalgaz dağıtımını yapacak olan Kalen Enerji'nin sahibi Kalyon Inşaat, îstanbul Büyüîcşehir Belediyesi'nde çelik boru alryapı projeleri hazırladı, iGDAŞ'ın doğalgaz dağıtım hattını gerçekleştirdi ve yol-tünel inşaatlan yaptı. AKP hükümetine yakınlığıyla bilinen Albayrak Şirketi; Konya, tnegöl, Çatalca, Gemlik, Balıkesir, Ereğli (Konya), Çorum ve Kırşehir- Kınkkale ihaleleri için yeterlik almak üzere başvuruda bulundu. Şu ana kadar sonuçlanan hiçbir ihaleyi kazanamayan Albayrak'ın, doğalgaz dağıtımına girme konusunda ısrarlı olduğu vurgulanıyor. T CHP Lideri Dcniz Baykal dün partisinin Hatay Ü Örgütü kongresine kaükü. (Fotoğraf: MEHMET ALl SOLAK) ürkiye'nin, Irak'a asker gönderelim, bu iş çözülür umudu içine girmesinin yanlış olduğunu söyleyen Baykal, " 170 bin Amerikan askerinin sağlayamadığını, 10 bin daha Türk askeri gelirse sağlayacağını düşünmek dogru değil" diye konuştu. TUSIAD'm açıklamaa sevmcürici CHP lideri Deniz Baykal, Hatay il örgütü Kongresinde yaptığı konuşmasında, 'Uluslararası hukuksal dayanak olmadığı sürece askerimiz Irak'a gidemez' dedi Viırt Haberleri Servis - ÇHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TÜStAD'ın Irak'a asker gönde- rihnesiyle ilgili açıklamalannı sevindirici bul- duğunu belirterek "CHP'nin yaptığı değerlen- dirmekr zaman içinde toplumun her kesimi ta- rafindan benimseniyor. TÜSİAD bildirisine de yansıdı. Bu 10 bin askerie halledilecek bir konu değfl. Siyasi çözunıe ihtiyaç var~ dedi. TÜSİAD bildınsıne destek veren Baykal, "Türkiye'nin Irak'a asker gönderelim, bu iş çö- zülür umudu içine girmesi dogru değil. 170 bin Amerikan askerinin sağlavanıadığmı, 10 bin da- ha Türk askeri gelirse sağiayacağuu düşünmek doğru değiT diye konuştu. MGK'nin de Türkiye'nin Irak'a derhal asker gönderme anlayışını paylaşmadığıra anımsatan Baykal, "MGK bir oluşum beklediğini, BM ile ilgfli bir arayışın bizim devlet kademelerimizede egemen olduğunu ortaya koymuştur. Bu sağhk- hbir yaklaşımdır. Ne yapılması gerektiğüıi CHP çok daha önceden söyledT dedi. Baykal, Başbakan RecepTayyipErdoğan'ın, Alevilikle ilgili sözlerinı de eleştırerek "Başba- kan, bir tarüşma konusunu daha Türkiye'ye ta- şunış bulunmaktadır. Maaksef Başbakan böy- le yanhşlan sık sıkyapıyor'* diye konuştu. Baykal dün de partisinin Hatay il örgütü kongresine katıldı. Antakyaspor Salonu'ndaki kongredeBaykal'labirhkteMehmetSevigen,Bü- lent Tanla, Ünal Batu, Fuat Çay, Gökhan Dur- gun, Züheyr Amber, Yahit Çekinen de yer aldı. Ertuğrul Ğün, AK Türetken ve Uğur Kurtoğ- lu'nun yanştığı. AtiDaOnaTın da suçlayıcı açık- lama yaparak çekildiği il başkanlığı seçimlerin- de zaman zaman gerginlik yaşandı. Baykal. kongrede yaptığı konuşmada "Da- ha kısa bir süre önce Talim Terbiye Kurulu'nda 167 uzman bir günde işlerinden atümışür. Bu kurumdaki kadroyu tasfiye edeceksin, oraya kendi kadronu yerleştireceksin vedaha sonra da buraya Milli Eğitim diyeceksin. Böylebir şey ola- maz" dedi. Irak'a asker gönderme konusuna da değinen Baykal, "Uluslararası hukuksal bir da- yanak ounadığı sürece askerimiz Irak'a gide- mez" diye konuştu. GHP Diyarbakır il kongresi de Büyükşehir Be- lediyesi Mehmet AkifErsoy Tiyatro Salonu'nda Diyarbakır milletvekillen Muhsin Koçyiğit,Me- sut Değer ve îstanbul Milletvekili Mehmet AB Özpolat'ın katılımıyla yapıldı. Kongrede tek listeyle aday olan Medeni Oz il başkanı seçildi. CHP Adana olağan il kongresi ise dün büyük birparrili kitlesirün kaölımı ile düzenlendi. Ada- na milletvekilleri, CHP Genel Başkanlığı'na aday olan Bedri Baykam'ın yanı sıra çeşitli par- ti temsilcileri ve 800"e yakuı CHP delegesinin katıldığı il kongresi, Genel Sekreter Tunceü Milletvekili Sinan Yerlikaya run divan başkan- lığına seçilmesiyle başladı. tl Başkanı Orhan Sümer. eski başkan SerdarSeyhan ve Vahap Ço- lak'ın aday olduğu il kongresi parti delegeleri- nin başkan, 23 il yöneticisi ve 28 kurultay de- legesinin belirleneceği oylama ile sürdü. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Kuşadasfna, oyörenin insanlan 'Ada' diyorlar. Ben her "ada "sözcüğünü gör- düğümde, Istanbul'un adalannı anım- sıyorum. Kuşadası, Türkiye'de turiz- min ilk başladığı ve geliştiği yerlerden birisiydi. Aşın betonlaşma, kontrolsüz bir yapılaşma Kuşadası'nın eski cazi- besinin azalmasına neden oldu. Bu yılki tatilımizi geçen yıl olduğu gi- bi gene Kuşadası'nda yapmayı tercih ettik. Kuşadası'na ilk gittiğimiz gün Dursun Akçam'ı sorduk. Kuşadalı dostları Akçam'ın hasta olduğunu, an- cak kanserin erken teşhisi nedeniyle çok da korkulacak bir durum bulun- madığını söylediler, rahatladık. Istanbul'a dönünce aranz diye düşünmüştük. Kuşadası'ndan dönüş yolunda Cum- huriyet'in Kuşadası muhabiri Latff San- sür aradı ve Dursun ağabeyin öldügü- nü söyledi. Çok üzüldük. Kuşadası ar- tık Dursun Akçam'sız kaldı. Onun ke- yifli kahkahalannı duyamayacağız ar- tık. Kuşadası'nda geçmişten farklı ola- Adalarda Sonbahar rak herkes çözüm anyor. Değirmen Lo- kantası'nda Gürsel Tombul'la sohbet ediyoruz. Gürsef Tombul, yaptığı eko- lojik tarımı anlatıyor. Yıllardır büyük bir emek ve özveriyle oluşturduğu çiftliği gezdirirken, incir ballannı, geleneklere uyarak yapılmış reçelleri, salçalan gös- teriyor. Salamura zeytinler yeni toplan- mıştı, onlan kontrol ediyor. Çiftliğin en kıymetli unsurlanndan birisi inekler. Biz gittiğimızde yeni doğum yapmışlardı. Buzağılar ayaktaydılar ve sütlerini bek- liyorlardı. Çiftliğin temel işlerinin önem- li bir kısmını kadınlar yapıyoıiardı. Gürsel Tombul'un yarattığı örnek as- lında doğru olanın ne olduğunu da or- taya koyuyor. Doğayı korumak, doğal olanı kendi özellikleriyle değerlendir- mek. Gürsel Tombul aynı zamanda tu- rizmci bu nedenle Kuşadası'nın bu yol- la yeniden cazibe merkezi haline gele- bileceğini düşünüyor. Kuşadası'nda eski dostlarımızla da buluştuk. MimarlarOdası Başkanı Yah- şi Karamollaoğlu'yla birlikte Davutlar kasabasının tepesindeki ormanların içindeki Manastır'a gittik. Yahşi, bir mi- margözüyle Manastır'ı inceliyor. Bu bi- nalann restore edilmesinin yöre açısın- dan öneminden söz ediyor. Yolda gi- derken, yol boyu kupkuru yol kenarla- rına bakarak eleştiriler yöneltiyor. "Şu yollann kenarına ağaçlar dikilse, biraz özen gösterilse her şey çok değişik görünebilir. Bu yol tarihi bir yol, heryıl on binlerce turist bu yoldan gidiyor. Bu görüntü, hiç de bu güzelim yerle- re uygun değil." • • • Bu yazıyı Büyükada'da Fenerbah- çe-Galatasaray maçının heyecanı için- de yazıyorum. Siz bu yazıyı okurken maç bitmiş ve sonuç ortaya çıkmış ola- cak. Kuşadası dönüşü bulduğum bir günlük fırsatı değerlendirmek için Bü- yükada'ya geldim. Adalar, tam anla- mıyla güzel bir sonbahar yaşıyor. Her taraf yemyeşil, güneş sonbahann en sı- cak günlerinden birisinde Adalar'a ışık veriyor. Adalılar, yine meydana toplan- mışlar, lokantalartıklım tıklım dolu. Res- sam Komet'e rastladım, maçın heye- canı içindeydi. Yıldızlar Kafe'ye girip maçı izlemeye koyuldu. Artık Adalar'ın son günleri, bir süre sonra Adalar'a hüzün ve yalnızlık çö- kecek. Biz bir kışı daha geride bırak- tıktan sonra yeniden Adalar'ın özlemı içinde koşup geleceğiz. Eski Adalı Nurullah Ataç'ın kızı Me- ral Ataç. eski Adalar'ı anlatırken şun- lan söylüyor: "Kışın ortasına kadar bu- rada otururduk. Otellerlokantalaraçık- tı. Splendid, ÇankayaOteli, SelektLo- kantası. Ada'da hayat vardı. Geceleri sokaklambasinınyandığınıhatriıyorum. Plaj Oteli'nin yanında jeneratör vardı. Evde gaz lambası kullanıyorduk. Ço- cukluğumda iskelenin önüne gider- dim. Babamı karşılamak için. Babam vapurdan çıkmazsa ağlaya ağlaya Do- nanma Sokak'taki evimize gelirdim. Sonraki vapur için tekrar giderdim." Adalar'da vapur seferleri kış tarifesi- ne geçmiş. Bu yüzden gidip gelmek daha da zorlaşmış. Ada'ya ayak basar basmaz Adalıların şikâyetleriyle karşı- laştım. En büyük şikâyet ise su fiyatla- nndan. İSKİ Adalar'a suyu Istanbul'a gö- re yüzde elli pahalı satıyor. Adalılar ise bu aynmcılığın nedenini anlamaktagüç- lük çekiyorlar ve değiştirilmesini isti- yorlar. • • • Kuşadası da, Adalar da bu yıl yete- rince turist gelmediğinden yakınıyor. Artık bu turizm mevsimi bitiyor. Umut- lar gelecek bahara kaldı. Güneş Hey- beliada'nın arkasından batıyor. Ada- lar'ın sonbahar keyfi hepsinden güzel. Bunu yaşamak gerekiyor. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Treutfa Ne Yaptjk da ÇocıManmız Böyle OMu?'... Catherine Mathelin bir Fransız psikolog ve da- nışmanı. "Çocuklanmız neden böyle oldu" diye so- ruyor ve bunun nedenlerini araştırıyor. Krtap Yayı- nevi bu yaprtı dilimize aynı adla çevirmiş, çeviri Ela Güntekin in. Yayın editörü dost Çağatay Anadol da her zamanki inceliğiyle kitabı göndermiş. Çocuklanmız nasıldı, nasıl oldu? Bu soru, aslın- da çağımızın en yakıcı sorulanndan birisidir. Çünkü, bugün çocukianmız olan kuşaklar, yannın gençleri- dir, daha sonrasının dayöneticileri, ekonominin, bi- limlerin, sanatlann, politikanın başına geçecek eriş- kinlerdir. Bu anlamda da hepimizin geleceğini ko- nuşuyoruz. Freud, kendisinden tavsiye istenen bir anneye "Ne istersenizyaptn, nasıl olsa kötü olacak" demiş. Catherine Mathelin, bu sözlerden "sonu kötü ola- cak" gibi bir olumsuz kehanet anlamı çıkanlmasını yanlış buluyor, sözleri, "Siz nasıl olsa yanlış yapa- caksınız" gibi biruyan olarak yorumluyor. Freud, bu sözleriyle, bir ideale ulaşmanın olanaksızlığını belir- tiyor. Freud'a göre çocuklar ana babalannın kaçınıl- maz yanlışlannı ergenlik çağında onlara yansıtırlar. Günümüzün 'çocuk gerçeği' nedir? Yazar, durumu şöyle açıklıyor: °19. yüzyılda tartışılmayan birotoriterizm egemen- di. Ana babalar, çocuklar üzerinde mutlak iktidarsa- hibiydiler; çocuklar ise ana babalarına saygı ve ita- atle yükümlüydü. ...Ebeveynlerini onurlandırmala- n ve onlann beklentilerine sadık kalmalan gereki- yordu. 2O.yüzyıl, çocuk köleliğinin kaldınlmasına, çocuk haklannın ilanına, çocuklann birer özne olarak ta- nınmasına ve onlara saygı gösterilmesi gerektiği- nin kabulüne tanık oldu. Bu temel evrime psikana- lizin büyük katkısı olmuştur. Ana babalann bu kök- lü değişimler karşısında şaşkınlığa düşmelerini an- lamakzor değil. Çoğu, itaat anlayışıyla yetiştirilmiş- ti. Mayıs 1968'deise 'yasaklamayasağı'paf/afrver- di. Her şeyiyeni baştan düşünmek gerekiyordu. Bir- kaç yıl sonra dünyaya getirecekleri çocuklan nasıl yetiştireceklerdi. Kuşkusuz, kendilerininyetiştirildiği gibi değil. Bel- ki de onlaha arkadaş olabilirler, onlara her konuda kendilerine eşitlermiş gibi davranabilirierdi. Yetiş- kinlerin çocuklan kendileriyle bir tutmalan kadar, ye- niden çocuk olmak için gehlemek istemeleh de so- runlaryaratır. Dünya küçükler ile büyüklerden olu- şur ve çocuklaryetişkinlerin yol göstermesini bek- lerler. örneklere gereksinim duyarlar, danıştıklan yetişkinlere saygı gösterirken kendileri de saygı görmek isteıier. Hiçbir şey çocuk gibi davranan yetişkin kadar güven sarsıcı olamaz. Ana baba otoritesi gerekli- dir, toplumumuzun bu gerçeği hatırlatmakta yeter- siz kalması hastalık belirtisidir. Çocuğa saygı gös- termek aynı zamanda ona sınıhar ve yasaklar koy- mak demektir. Çocuğun isteği göz önüne alınırama aynı zamanda isteğinin gerçekleşmesinin neden o anda olanaksızya da sonsuza kadar yasak olduğu ona açıklanabilir. Bir isteğin varlığını kabul etmek ona boyun eğmek demek değildir." Catherine Mathelin, durumu Fransa için açıklıyor ama artık yaşanan sorunlar da küreselleşti. Ameri- ka bu sorunlan daha da şiddetle yaşıyor. Biz de bu sorunlan her gün artan sıklıkla yaşıyoruz. 'Çocuk egemen aile' modeli sürekli olarak aruyor. Çocuklar artık ailenin gider kalemlerinde önemli bir yer tutuyor. Sadece kendi gereksinimlerinde değil, ailenin tüm harcamalarında da (alınacak eşya, de- ğiştirilecek araba, yiyecekler, gidilecek tatil yeri vb.) çocuklar söz ve karar sahibi. Böyle olunca da aile içindeki otorrte dağılımı yeniden yapılanmış oluyor. Bundandaönemlisi, çocuğun kendi yaşamıyla il- güi kararian, içinde bulunduğu dönemin özellikleri- ne göre yönleniyor. Okula bakışı, derslerine ilgisi, za- man kullanımı, geleceğe ilişkin yorumlan, arkadaş- lannı değerlendirişi gibi çok önemli seçenekleri, ken- dini yönetme (ya da yönetememe) gücünün etkisiy- le biçimleniyor. En büyük tehlikeler ya görülmüyor ya da göze alınıyor. Böylece, başansız bir dönem geçirrnekle kalınmıyor, yeni sorunlar ortaya çıkıyor ve çözüm bulmak gün geçtikçe zoriaşıyor. Konuyu sürdürmek gerekli görünüyor. Biz de öy- le yapacağız. e-mail:erdalatak ' superonline.com Faks:0212-513 90 98 Preveze savası Panosu sokülemedigı içinyıküdı HaberMerkezi-De- niz Kuvvetleri Komu- tanlığı Genel Sekreter- liği, Heybeliada'daki "Preveze Savaşı Pano- su"nun "teknik olarak sökümü mümkiin ola- madıgı" için yıkıhnak zorunda kaldığmı açık- ladı. Genel Sekreter Dn. Kur. Kd. Albay Caner Bener'in yaptığı açık- lamaya göre "Preveze Deniz Savaşı Pano- su"nun hazin öyküsü kısaca şöyle: Deniz Lisesi Komu- tanlığı deprem hasan ihtiyaçlan kapsamında kayıt sihne onayı alı- nan, yemekhane-yatak- hane binası cephesi üze- rinde bulunan ve 1954 yılında Ferruh Başağa tarafindan inşa edilen mozaik pano, Deniz Kuvvetleri'nin talebi üzerine Başağa tarafin- dan 6 Arahk 2000 tari- hinde Türkiye Iş Ban- kası AŞ Genel Müdür- lüğünebağışlandı. Söz konusu binanın yıkım işlemleri için 15 Mayıs 2001 tarihine kadar tes- lim alınması gereken mozaik pano banka ta- rafindan bulunduğu mekândan sökülerek başka bir yere nakliye- si ve restorasyonu ile ilgili maliyetlerin yük- sek olması nedeniyle koleksiyona dahil edil- medi. Deniz Kuvvetle- ri; 10 Mayıs 2001 tari- hinde durumu Başa- ğa'ya bildirirken Deniz Lisesi yıkım işlemleri de başlatıldı. Bener, sözkonusu pa- nonun briket duvar üze- rine harç ile yapıştınla- rak imal edilmesi do- layısıyla teknik olarak sökümü mümkün ol- madığını bildirdi. Bener açıklamasında, "Deniz Lisesi'nin hayati tehüke taşıy^n binalarnun ye- niden inşasına olan acil gereksinim dolayısrvla Preveze Deniz Savaşı Panosu \ ıkılmak zorun- da kahnmışür" dedi-.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle