02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EYLÜL 2053 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA kultur(5 cumhurjyet.com.tr 15 Kiiltür Servisi - Osmanh Bankası Müzesi'nde Çelik Gülersoy'un anısına bir panel düzenlenecek. FarukPekin'in yöneteceği panel, 24 Eylül'de 18.30'da gerçekleştirilecek. Gülersoy tarafından kurulan îstanbul Kitaphğrnın ele alınacağı panele, Prof. Dr. Ilber Ortaylı ve Çelik Gıilersoy Vakfi Mütevelli Heyeti'nin Istanbul Kitaplığı'ndan sorumlu ü>esi Deniz Yalav konuşmacı olarak katılacak. Panel, Osmanh Bankası Müzesi'nin ekim ayında başlatacağı 'Istanbul Sohbetleri' başlıklı toplantılar kapsamında özel etkinlik olarak yapılacak. let It Btf yeniden hanrtamyop • LONDRA (BBC) - Beatles'ın 'Let It Be' adlı albümünün, 'sadeliğe' ve 'rock'a dayanan köklerine daha yakın olan kaydı, 17 Kasım'da yayımlanacak. 1969 yılında topluluğun dağılma aşamasında stüdyo kayıtlan yapılan ve son haline getinlemeyen albüm, yapuncı Phil Spector tarafından yayıma hazırlanmıştı. Paul McCartney'in düzenlemesine sadık kahnarak yeniden hazırlanmakta olan albüm. eklenen efekt ve düzenlemelerden anndınlacak. 'Across the Universe' ve 'Let It Be' gibi tanınmış parçalann yer aldığı albümün, başlangıçta admın 'Get Back' olması düşünülmüş, daha sonra, 'Dig It' ve fonda konuşmalann olduğu 'Maggie Mae' adlı parçalar çıkanlarak 'Don't Let Me Down' eklenmişti. Jon Voighrm yeni filmi • Kiiltür Servisi - John Frankenheimer'ın çektiği 'The Manchurian Candidate' filminin yeni versiyonunda Jon Voight rol alacak. Jonathan Demme tarafından çekilecek filmde suikastçı olarak görev yapmak üzere beyinlen yıkanarak politıkacılara yönlendirilen bir grup Amerikan askennin hikâyesi anlatılıyor. Frank Sinatra ile Angela Lansbury'nin oynadığı 1962 yapımı politik gerilim filminin yeni çevrilecek ikinci versiyonunda Denzel VVashington. Meryl Streep ve Liev Schreiber gibi oyuncular rol alacak. 500yıllık heykelin kir ve yağdan anndınlma yöntemi hâlâ tartışma konusu 'Davut' temizleniyor liyatro Kedi perdesini açıyor • Kültür Servisi - Tiyatro Kedi. yeni sezonu ekim ayında sahnelemeye başlayacağı üç oyunla açıyor. 'Yalandan Kim Ölmüş', 'Tarlakuşuydu Juliet' ve 'Ölümüne Suçlu' 1 Ekim'den itibaren Kadıköy Halk Eğitim Merkezi ve Profilo Kültür Merkezi'nde dönüşümlü olarak sahnelenecek. Hakan Altıner'ın sahnelediği 'Yalandan Kim Ölmüş'te evliliğini annesinden gizleyen bir kocanın, gizlice aldığı evinde baskınlarla yaşanan olaylar anlatılmakta. ikinci oyun, Ephraim Kishon'un pek çok ülkede beğeni toplayan 'Tarla Kuşuydu Juliet' olacak. Şükrü Türen'in rejisiyle sahnelenen oyun Romeo ile Juliet'in trajik sonlu aşk öyküsü mutlu sonla bitseydi ne olurdu, sorusunu irdeliyor. Richard Harris'in yazdığı ve Hakan Altıner'in yönettiği 'Ölümüne Suçlu'da arabada kalp krizi geçiren bir adamın sevgilisınin yaşadıklan anlatılıyor. Tiyatro Kedi bu sezon uygulamaya koyduğu kombine bilet sıstemiyle iki oyuna birden bilet alan sanatseverlere üçüncü oyunu ücret ödemeden izleme flrsatı veriyor. (0 212 287 68 77) KOMEDİ FILMLERI FESTİVALI • BEYOĞLU StNEMASFnda 14.15'te 'Bekçi', 16.30'da'Ravyoli', 18.45'te 'Karşı Cins' ve 21.15'te 'Bayan ( aldicot'un Savaşı'. (0 212 251 32 40) • SİNEMA TÜRSAK'ta 14.15te 'Lanet Olası Hayat', 16.30'da 'Hayır Diyemeyen AdanT ve 18.45'te 'Karım Maurice'. (0 212 251 67 00) • FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde 14.00'te 'French Cancan', 16.00'da 'Özgürlük Bizimdir'. (0 212 252 61 55) • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde 14.30'da 'Singapur Yolıı', 16.30'da 'Zoraki Evlilik' ve 18.30'da 'Aşk Uğruna Rol'. (0 212 293 98 48) Michelangelo'nun 'Hz. Davut' heykeli Floran- sa'da Galleria dell'Accademia'da bulunuvor. FLORANSA / İTALYA (AFP) - Hz. Davut heykelinin nasıl bir yöntem uygulanarak temizlenmesi gerektiğine dair tartışmalara Italya'mn kültürel alandaki bilirkişilen bir son vermek istiyorlar. Son birkaç yıldır, ülkeden ve yurtdışından uzmanlar, bu işlemin nasıl yapılması gerektiği konusunda görüş birliğine varamadı. Önümüzdeki yıl 500 yaşına basacak olan heykelin şampuan kullanılarak temizlenmesine karşı çıkılmasının ardından. damıtılmış suyla ve özel bir kanşımla kompres yapılarak kir ve yağdan anndınlmasına karar verildi ve bu ayın başında denemelere başlandı. Ancak buna karşı çıkan Italyan ve yabancı uzmanlar, bu yöntemle kirden başka şeylerin de çıkanlabileceğini ve ana malzemenin zarar görebileceğini öne sürüyorlar. Bu yöntemi uygulamakta olan uzmanlar adına konuşan Cristina Acidini ıse bebek tenine gösterilecek özeni gösterdiklerinı söyledi. "Sonuç olarak heykelin görünüşünde çizgili bir hal alması gibi bir değişiklik olmayacağını" belirten Acidini, yüzeydekı formlara ve taşın farklı olduğu alanlara göre hareket edildiğını vurguladı. Daha çok yüze maske uygular gibi. selülöz ve sepıohte'nin (beyaz. kilimsı bir madde) 15 dakıka uygulanmasının ardından, bu aşamanın sonunda pamukla temizlenecek. Aynca 19. yy'da heykelin zarar görmemesı için sürülen mumya tabakalar, yağ bazlı bir madde ile çıkanlacak. Acidini, bu yöntemın daha önce denendığinı ve başanlı olunduğunu, tüm bu çalışmaların sonunda, "çok daha açık bir gri tonunda, matlığın azalnıış olacağını, fakat çitilenmiş gibi beyazlaşmayacağını" söyledi. 'Pieza a Pieza' sergisi, 30 Eylül'e dek Ortaköy Bobos Nylon Sanat Galerisi'nde. Sınır tanımayanlarKültür Servisi - Cervantes Enstitüsü ve uluslararası sivil toplum kuruluşu Artogether'ın katkılanyla düzenlenen 'Pieza a Pieza' (Parça Parça) başlıklı sergi 30 Eylül'e dek Ortaköy Bobos Nylon Sanat Galerisi'nde görülebilir. Küratör Dis Berlin bu sergi sayesınde farklı kökenlerden gelen ve farklı stilleri yansıtan 58 Ispanyol sanatçuıın yapıtlannı bir araya getirdi. 49 resim ve 9 fotograftan oluşan sergıde 80'li yıllardan günümüze figüratif sanatının varyasyonlan yansıtılıyor. Cervantes Enstitüsü'nün düzenledıği 'Pieza a Pieza' daha önce Almanya, Italya. Yunanıstan, Polonya, Romanya ve Portekiz'de sergılenmiştı. Uluslararası bir sivıl toplum kuruluşu olan Sınır Tanımayan Restoratörler'le işbirliğı içinde çalışan Artogether, Türkiye'dekı sanatın tanıtımı için çalışan uluslararası bir çağdaş sanat kuruluşu. Sanatın sınır ve engel tanımadıgı inancından yola çıkarak kurulan Artogether gerçek sanatın, tüm dünyadan sanatçılan ve farklı sanatlan bir araya getirmek olduğunu savunuyor. Kuruluş dünyanın çeşitli ülkelennden yaratıcı gençlen Istanbul'a davet ederek burada kendılerinı kanıtlamalanna olanak tanıyor. Izmir Devlet Opera ve Balesi 18 ayrı yapıtla sanatseverlerin karşısma çıkacak Yeni sezonaiddialıgiriyorlartZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) - Izmir Devlet Opera ve Ba- lesi (IZDOB) yeni sezonda sanat- severlerin karşısına 18 ayn yapıtla çıkacak. IZDOB. konserlerdışında 8 opera, 6 bale, 2 sahne kantatı, 3 çocuk oyunu sahneleyecek. 1 Ekım'de başlayacak yeni se- zonda sanatseverlere keyifli daki- kalar yaşatacaklanm belirten IZ- DOB Müdürü ve Sanat Yönetme- ni Alpaslan Mater, seyırci profi- linin gençlere yönelik olarak ge- nişlediğini söyledi. 'Falstaffın ilk gösterlmi Izleyici sayısında yüzde 5'le 10 arasında bir artış yaşadıklannı açıklayan Mater, "IZDOB, 21. oyun sezonunda bir ilki daha gerçekleştirecek. G. Verdi'nin, son operası 'Falstaff', 11 Mart 2004'te yapılacak Türldye prö- miyeriyle tzmirli sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Bu sezon tZDOB'un uygulamaya koydu- ğu diğer bir önemli yenilik de in- ternet üzerinden bilet satışı yapı- lacak olması. tsteven izlevicileri- miz, 'www.dobgm.gov.tr' adre- sinden bilet alabilecek" dedi. Mater. ttalya'nın Avrupa Birlıği Dönem Başkanlığı nedeniyle yeni sezona "Operet Gecesi"yle başla- yacaklannı bildırdi. Konser Izmır ttalyan Külrür Merkezi işbirlığiy- le gerçekleştırilecek. Sezonun ilk yansında bilet fiyat- Iannda değişiklik yapmayacakla- nnı belirten Mater, "İZDOB, İz- mir ve Ege Bölgesi'nin sanat ya- şamına katkıda bulunmanın en temel görevi olduğu gerçeğinden hareketle, geçen sezon olduğu gi- bi bu sezonda da opera, operet, bale temsilleri dışında, çeşitli müzikal ve konserlerle daha ge- niş halk kitlelerine ulaşmayı he- defliyor. Gerçekleştirdiği tüm et- 'ezonu 'Operet Gecesi'yle açacak olan Izmir Devlet Opera ve Balesi'nin programında 'Nabucco'dan 'Falstaff'a, 'Fındıkkıran'dan 'Tosca'ya kadar birçok yeni yapım yer alıyor. kinlikJeri tzmirli sanatseverlerle sanatsever kurum ve kuruluşla- rın katkılanyla yaşama geçiren İZDOB, 21. yılında da, bilgi ve deneyiminin birikimi sayesinde başarılarını sürdürme kararlılı- ğında olacak" dıye konuştu. Bu dönem yem yapıtlara yer ve- receklerini açıklayan Mater, sah- nelenecek eserleri de şöyle sırala- dı: "Yeni sezonda, Verdi'nin Na- bucco operası, Çaykovski'nin klasik bale baş yapıtlarından Fındıkkıran balesi, Rossini'nin Stabat Mater kantatı, Verdi'nin Falstaff operası gibi yapıtların yanı sıra, Cumhuriyetin 80. yılı kutlamaları kapsamında, Ata- türk'ün en sevdiği opera olan Puccini'nin Tosca'sı da sahnele- necek. Aynca Mehmet Balkan ve Tan Sağtürk'ün koreografisiyle üç bale izleyicilerle buluşacak. Atatürk Oratoryosu ve Genç Kore- ograflar Gecesi'yle de izleyicile- rimize hoş vakitler yaşatmayı amaçlıyoruz." tZDOB'un bu yıl ayrıca, Bale Oyunu ve Saka Kuşu adlı ıki ye- ni çocuk oyunu sahneleyeceğini bildıren Mater, Bellini'nin 'Nor- ma'. Bizefnin v Carmen\ Rossi- ni'nin 'Sevil Berberi', Verdi'nin 'Rigoletto', Mozart'ın 'Don Gi- ovanni' operalan. Prokofiev'in 'Romeo ve Juliet', Adam'ın 'Gi- selle', Kodallı nın 'Hürrem Sul- tan' ve 'Bedenin Renkleri' bale- lennin bu sezon da yeniden izleye- cilerle buluşacağını söyledi. Çığ korkusu ve suskun toplum Soruyok, itirazyok, kimlikyok, sadece göz alabildiğine uzanan ve arkasında geçmişin hayaletlerinin bir görünüp bir kaybolduğu buz tabakası... AYŞE EMEL MESCİ Niye bu denli tepkısiz, suskun bir toplu- muz? Soruyu şöyle sormak gerek belkı de: Toplumda herhangi bir alandaki haksızlıkla- ra, yanlış kararlara, politikalara tepki göste- ren kesünler niye bu kadar daraldı ve söz ko- nusu tepkilenn geniş toplum katmanlarında yankılanmasının, güçlü bir sese dönüşmesı- nin, kamuoyu haline gelmesının yollan neden ve nasıl tıkandı? Kamuoyu kavramının ıfade ettiğı gerçeklik ne gibi tarihsel. kültürel, sos- yolojik zemınler üzennde şekılleniyor? Biz- de bu gerçekliğın çapı ve sınırlan nedir? CIÖ Tuncer Cücenoğlu'nun 'Çığ' adlı oyunu- nu çalışırken kafamda ardı ardına birçok so- ru büyüyor, deyım yenndeyse sorular eklem- lene eklemlene bılıncimde çığ oluyor. Oyu- nun gerçek bir olaydan hareket eden. çok sa- de ve metaforik bir yapısı var: Mekân, bir dağ köyü. Insanlar kış aylannı hıç gürültü et- meden, sesten yalıtılmış bir ortamda geçir- mek zorunda, çünkü bu- tüfek patlaması, bir nara veya yeni doğmuş bir bebek çığlığı, ken- dilerini kuşatan dağlardan tepelenne çığ ola- rak dönebilir Bu tehlikenin yarattığı korku köydeki tüm yaşama, insanlann derilennin gözeneklerine dek sınmiş. Mitolojide kozmik katları bağlayan geçış yolunu oluşturan: bu mıtoslann uzantısında yer alan halk efsanelennde ıse başkaldınnın. özğurlüğün ve toplumsal düzenı/varoluşu aş- manın, aşkınlığın ifadesi olan "Dağ" sımge- si bu oyunda somut bir baskı ve tehlıke ara- cına, hatta tehlikenin kendisıne dönüşmüş. tnsanlar içinde yaşadıklan coğrafyaya yaban- cılaşmış. ımgelemlerindeki yolculuk pusula- sının ıbresi artık büyük kente dönmüş ve ge- rek kendilerini. gerek çevrelerini algılamala- rındakı katmanlar sığlaşmış. Gündelik yaşamın zaman döngüsü kozmik zaman algısından tamamen kopmuş. kışisel tarihlen aşkın bir amacın yokluğu ve korku sanki yamyassı bir buz katmanı oluşturmuş. Üzerinde ayakta durmaya çalıştıkça kayıp dü- şüyorlar ve düşeni kimse yerden kaldırmı- yor. Yüzlerinı o yan saydam buzdan zemine ya- pıştınp derinliklenndeki gizemı keşfetmeye çalışmıyorlar bile, çünkü tarihlerini korkula- nnın güdümünde sonradan oluşturduklan, a- ma ezelden beri varmış gıbı davrandıkları in- şa edilmiş geleneklere dayandırmışlar. Hayat- lanna yön verecek tüm açıklamalan o gele- neklerden bekliyorlar, ama onlann ayaklan- nın altuıdakı kaygan buzun incecik katmanın- dan daha derine uzanmadığını fark etmıyor- lar bile. Köy topluluğunun arasında vanlmış gizli ve sessiz uzlaşma, ortak aklın yerine bu ge- leneğın geçirilip yaşamın da dondurulması- na yol açıyor. Suskun, korku dolu bir yaşam... Soru yok, itiraz yok, kimlik yok, sadece göz alabildiği- ne uzanan ve arkasında geçmişin hayaletle- nnin bir görünüp bir kaybolduğu buz tabaka- sı... Cüncel gelenekler Ortak aklm yerini alan gelenekler, sadece tanhe, geçmışe ait bir kategori değil bence Çünkü toplumsal algılama araçlannda özel- likle son 20 yılda gerçekleşen köklü değişım, medya aracılığıyla egemen bir görünürlük kazanan kimi kavramlan, görüşleri, ideolo- jilerı deyim yenndeyse 'gelenekleştirdi.' Biz artık kalıplaşmış görüntü montajı teknik- leriyle beslenen söylemlerin oluşturduğu 'güncel gelenekler'le yönlendiriliyoruz. Ba- zı dayatılmış iddialann, tartışılmaz gerçek- ler olduğuna inandınlıyoruz. Idari ve med- yatik baskılarla toplumsal genlerimize işle- nen korkuyu, biz de yeniden üretiyor ve ya- şam alanlanmıza şiddet olarak yayıyoruz. Aklımız, imgelemimiz, duyusal ve duygusal algılama kapasitemiz inanılmaz bir hızla akan ve değişen o görüntü, haber, yorum çı- ğının altında kalıp, yamyassı bir buz tabaka- sına dönüşüyor, tüm derinlik olanaklannı yı- tiriyorlar. Yaşamımız giderek yatay bir düzleme hap- soluyor. sanki yerküreyi dümdüz bir buzlu cama, devasa bir ekrana dönüştürüp üzerin- de ayakta durmaya çabalıyoruz. Altımızda- ki buza baktıkça, o puslu lunapark aynasına yansıyan kendi eciş bücüş göriintümüzden dehşete kapılıyoruz. Belki de o buzun üs- tünde bir ateş yakmak, belki de dağlarla ye- niden dost olmanın yolunu buhnak gerek... [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle