04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EYLÜL 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR kulturfa cumhuriyet.com.tr 15 Westernden polisiyeye, çeşitli macera filmlerinin aranılan oyunculanndan olan Charles Bronson artık yok 0, suçlulann kahramanıydı s.>ert, bıçkın, korkusuz maceraperest rolleriyle tamdığımız Amerikalı oyuncu Charles Bronson 83 yaşında son perdeyi indirdi. Sergeo Leone'nin spagetti - western filmleriyle ününü perçinleyen oyuncu,50 yaşından sonra hareketli, hızlı serüvenlerde boy göstermeyi sürdürmüştü. Kültür Senisi - Spagetti - western filmle- rinin vazgeçilmez siması Amerikalı oyuncu Charles Bronson zatürree tedavisi gördüğü Cedars - Sınaı Tıp Merkezı'nde 83 yaşında öl- dü. Lıtvanya asıllı göçmen bir ailenin çocuğu olarak 1920dedoğanCharles Bronson, tiyat- roda küçük rollerde göründükten sonra 1951'de yönetmen Henry Hathaway'ın "Y- ou're in the Navy Now" adlı filmiyle sinema oyunculuğuna başladı. Kaslı, atletik bedenı ve kınş kınş, karakte- ristik yüzüyle, vvesternden polisiyeye, çeşitli macera filmlerinin aranılan oyunculanndan biri oldu kariyerinin ilk döneminde. Amerikan sinemasının 1. sınıf oyuncusu Buchinski olan soyadını 1954'te Bronson'a çevirdı, Delmer Daves'in Alan Ladd'lı "Drum Beat- Silah Başına" adlı westernin- de. Robert Aldrich ın "Apache-Asi Cengâ- ver" (1954). "Drum Beat" (1954) ve Roger Corman ın "Machine-Gun Kelly-Makineli Tüfek Kelly" (1958) fılmlenyle dikkatı çeken Charles Bronson, 1950'li yıllar süresince yan rollere ve kımi zaman da düşük bütçeli, bağım- sız yapımlann baş rollenne talim ettikten son- ra 196O'ta şöhret kuşunu yakaladı, John Stur- gesın western klasığı "The Magnificent Se- ven - 7 Silahşörler"ıyle, kariyennın 1960-68 arasındakı ikincı döneminde yine ıkinci dere- ceden rollerde, değışik kompozısyonlar çiz- meyi sürdüren Bronson'un adı, artık zengin kadrolu, büyük üstünyapımlann afışlerinde y- er alıyordu, "The Great Escape- Büyük Fi- rar" (John Sturges, 1963), "The Sandpiper- Ümitsiz Aşk" (Vincente Minnelli, 1965) ve "This Property is Condemned- Yolun So- nu" (Sydney Pollack, 1966) gibi. Hapishanelerden toplanıp cepheye sürülmüş katil ve suçlulann kahramanı olduğu, 2. Dûn- ya Savaşı'nda geçen "The Dirty Dozen -12 Kahraman Haydut" (Robert Aldrich, 1967) filmiyle Amenkan sinemasının birincı sınıf Çok ünlendiği 1970'lere denk gelen kariyerinin son döneminde, kendini tekrarlamaktan kurtulamavan Bronson, eieştirmenlerce burun kıvrılan ama gişede çok iyi çalışan "Death VVish- Yara" filmlerinin dışında 1980'lerde ortaya pek bir şey koyamadı oyunculan arasma katılan Bronson'u uluslara- rası yıldız yapansa, spagetti-vvestern türünün babası-ustası Italyan yönetmen Sergio Leone oldu, "Once Upona Time in the West - Ba- tı'da Kan Var"la, 1969'da Fransız yönetmen- lerle çahştığı "Adieul'ami" (Jean Herman, 1969) ve "Le Passager de la Pluie - Yağmur- la Gelen Adam", (Ren* Clement, 1969), "San Sebastian'ın Toplan" (Henri Verne- uil, 1968) gibi filmlerle uluslararası ününü perçinleyen Bronson, 50 yaşından sonra da ha- reketli, hızlı serüvenlerde boy göstermeyi sür- dürdü; sert, bıçkın, korkusuz maceraperest rol- lerinde. "Batı'da Kan Var"daki duygusuz, ifade- siz yüzlü, duygulannı açık etmeyen, ketum kahraman kompozisyonuyla giderek özdeş- leşen Bronson, 1970'li yıllarda, yönetmen Michael Winner'la işbirliğinin ürünü olan ve çoğu kez kansı Jill Ireland'la birlikte oy- nadığı "Death Wish" serisi filmlerinde, so- runlannı bilek gücüyle çözen bir adalet da- ğıtıcısı tiplemesini geliştirdi, bu rol adeta za- manla üstüne yapıştı. 1980'lerden sonra tekrar Çok ünlendiği 1970'lere denk gelen kariye- rinin son döneminde, kendini tekrarlamaktan kurtulamayan Bronson, eleştırmenlerce burun kıvnlan ama gişede çok iyi çalışan "Death Wish- Yara" filmlerinin dışında pek bu- şey koyamadı ortaya 1980'lerde. 1990'lann başında kansı Jill Ireland'ı kan- serden kaybettikten sonra ıyice sesi soluğu du- yulmaz olmuştu Bronson'un. Haftalardır zatürree tedavisi gördüğü Los Angeles'tan gelen ajans haberleri, 83 yaşında- ki oyuncunun son perdeyi ındirdiğini (31 Ağustos'ta) bıldınyordu. Bir dönemin önemli yıldızımn önemli film- len şöyle sıralanabılir: You're in the Navy Now (1951), Apache, Ve- ra Cruz, Drum Beat, Seven Brides for Seven Brothers (1954), Jubal, Run of the Arrow (1957), Gagn War (1958), The Magnificent Seven (1960), The Great Escage (1963), 4 for Texas (1964), The Sandpıper( 1965), The Dirty Dozen (1967), Guns for San Sebastian (1968), Once Upon a Time in the West (1968), Red Sun (1972). Chato's Land (1972), The Stone Kıl- ler (1973), Mr. Majestyk (1974), Death Wish (1974), Breakout (1975), Raid on Entebbe (1977), Telefon (1977), The Whıte Buffalo (1978), Capoblanco (1979), Borderline (1980), Death Wish 2(1981), Ten to Midnight (1983), Death Wısh 3 (1984), Murphy's Law (1986), Assassination (1987), Death Wish 4 (1987), Death Wish 5 (1994), The Sea Wolf (1994). Maya'nın akustik enstrümanlar ve elektronik altyapıyla zenginleştirdiği ilk albümü piyasada Olmayan filmin müzikleriMURAT BEŞER Bir proje olarak gitarcı Deniz Cuylan, davulcu Cem Aykut ve basçı Güney Kurdak tarafından 1994 yılında oluşturulan Maya, ilk albümünü Ada Müzik'ten çıkardı: 'Telecine". Müziklerini akustik enstrümanlar ve elektronik bir alt- yapı ile zengınleştirerek yola de- vam eden Maya, aynı zamanda fırklı disiplınlerden sanatçılarla projeler üreten, performanslar orta- ya koyan bir üretim merkezi olarak taumlıyor kendini. Maya üyeleri, abümlen ve gelecek projeleri hak- kndakı sorulanmızı yanıtladı. - Kısaca Maya'nın nasıl kurul- duğunu anlatır mısınız? MAYA - Üçümüz de St. Joseph Lısesı'nde beraberdik. O zamanlar cız-rock, fusion tarzmda müzik ya- pyor, kendi bestelerimizi çalıyor- dık. ilk üniversıte yıllannda tarzı- nız daha deneysel, özgür caza yak- lişan bir yapıya sahip oldu. 2000 smesınde elektronik öğelerin de dıhıl edılmesiyle müziğimiz, kafa- mzdakılen anlatabilme konusun- dı doğru araçlar ile donatılmıştı. Rı birlikteliğe (Sanskritçede ger- ç:ğı gizleyen illüzyon perde anla- nındakı) Maya ismini verdık. Ve br film için tasarladığmız bestele- rve demo kayıtlannı yapmaya baş- ldık. Sonuç, olmayan bir filmin miziklerinin oluşturduğu "Teleci- tt" albümüydü. S)nuç değil süreç önemli - Neden bir grup olmanızdan çk, proje grubu olduğunuzu vırguluyorsunuz? MAYA - Klasık anJamda bir mü- zc grubu olmak, hiçbirimizin ha- yJi değildi. Müziğı, kafamızdaki dşüncelerin hayata geçirilebilmesi icn bir araç olarak kullanmak isti- yrduk. Bir albüm yapıp, konserler vnp, sonraki albüm için çalışmaya hşlamak ve bu döngüyü olabildi- ğace uzun sürdürmek, bizim için sacı bir süreçtı. Bunun için Ma- ynın, dığer yaratıcı insanlann da • Bir proje olarak gitarcı Deniz Cuylan, davulcu Cem Aykut ve basçı Güney Kurdak tarafından 1994 yılında oluşturulan Maya, ilk albümünü Ada Müzik'ten çıkardı: Telecine. Topluluk üyeleri kendilerini aynı zamanda farklı disiplinlerden sanatçılarla projeler üreten, performanslar ortaya koyan bir üretim merkezi olarak da tanımlıyor. zaman zaman ıçınde bulunduğu bir üretim platformu olması gerekiyor- du. Bizim amaçladığımız, bir işin sonucu değil yapılış sürecidir. ilk iş "Telecine" albümünün ortaya çıka- nlmasıydı. Bu çahşma sırasında; "Özlem Süer'in Düsseldorf'taki defile müziklennın yapılması, Ed- ward Albee'nin tiyatro eserinin kavTamsal sanat sergısi mantığında Londra'da sergilenmesı, Atina Bı- enali'ne katılma ve performans gi- bi işler yapıldı. Bunlar ve gelecekte yapacaklanmız ancak bir proje gru- bunun ortaya koyacağı işlerdir. - Bir parçayı oluşturma ve kay- detme süreci nasıl gerçekleşiyor? MAYA - Başlangıçta müzikal fi- kir parçalan vardır. Bunlann ilk kaynağı, öncül olarak ruh halleri, dinlenilen başka müzikler ve bizim için fılmlerdir. Bu fikır parçacıkla- nnı kendi stüdyomuzda çeşitli test- lere tabi tutanz. Doğaçlama çal- mak, kayıt, tekrar tekrar dinlemek, üzerine konuşup öyküler yazmak gibi... Bütün bu süreç bizim için ke- yif verici ise o fikirlerin üzerine gı- dilir. Ve parçalar oluşur. Bunlann düzenlenmesi, verimli enstrüman kullanımı bu süreci izler. Bunlann olabilmesi için kendi stüdyomuza sahip olmak şarttı. Bunun bilincin- de olarak yaptığımız ilk iş, parça- lan yazmadan önce stüdyoyu mşa etmek oldu. Maya'mn ilk işi kendi stüdyosudur. Tek bir 'öz'e doğru gitmek - Rock, elektronika ve dans mü- ziğı arasında oluşan ses manzara- larıyla, albümün bukletinde ay- rıntıyı gösteren makine parçala- rıyla, hangi zaman, mekân ve coğrafyayı yaşatıyorsunuz? MAYA - Müziğımızde vokalın, atmosfen yaratacak bir öğe olarak kullanılması ve az yer vermemiz, zaman ve mekândan soyutlanmış sesler bütünü yaratılmasında etkilı oluyor. Buna etnik yapılann göze sokularak değil, bu" ruh hali olarak verilmesı de eklenince ortaya refe- rans noktalan belırsız bır coğrafya çıkıyor. Samimi olarak tasarlanan, bestelenen tüm işler tek bir "öz"e doğru gıtmeyi amaçlar. Bu "öz"ün bulunduğu zamanın ve mekânın tasvin de sanatsal yapıt ile ortaya konulur. "Telecine"nin ortaya koy- duğu şey, çok boyutlu, zamanm da şekillendırdiği mekânlardır. Bu me- kânlann ortasında, spot altmda du- ran hiçbır şey yoktur. Bu "öz" için aynlmış olan alandır. Zorlama duygusu yok - Telecine'nin konsept bir albüm olduğundan söz edebilir miyiz? MAYA - "Telecine", "olmayan bir filmin soundtrack"idir. Kapak tasanmı ve fotoğraflardan, albü- mün ve parçalann isimlerinden ve en önemlisi parçalann müzikal ya- pılarından bunu anlayabiliyoruz. Fakat kompozısyonlar belirlenen konseptin içine tıkıştmlmamıştır. Hayatımızın bu döneminde ortaya koyduğumuz müzik, bu konsepti oluşturmuştur. Yapılan işlerin ken- di çerçevesini oluşturduğunu düşü- nürsek, konsept bir albümdeki en büyük handıkap olan 'zorlama' duygusunun üstesinden gelinmıştir. - Maya gelecekte nasıl bir pro- je olarak yoluna devanı edecek? MAYA - Maya'nın amacı, keyıfli ve yaratıcı üretim süreçleri oluştur- maktır. Yakın gelecek için konuşur- sak, albümdeki parçalann kısa film- lerinin değişik yönetmenler tarafin- dan çekilmesi, bunlann toplamın- dan oluşan veya tamamen bağımsız bir film projesi (önce soundtrack- sonra film) kafamızda dolaşmakta. AyBn Güngör'un hazırladığı video- art ile Stockholm, Londra ve Bal- kan ülkelerinde müzikal perfor- manslar olacak. Bunun yanı sıra se- zon açılışıyla Istanbul, Izmir ve An- kara'da çeşitli konserler ile "Teleci- ne"nin tanıtımım yapfcağız. YAŞAMI GlBt ŞltRl DE SADEYDİ Doğan Şadıllıoğlu yaşamını yitirdi ALt AYAROĞLU ZONGULDAK - Zonguldaklı şair Doğan Şadıllıoğlu tedavi gördüğü Ankara Ibni Sina Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Şadıllıoğ- lu'nun yemek borusu kanseri teşhisiyle bir sü- re önce yatınldığı hastanede ameli- yatma karar veril- di. Cumartesi gü- nü, ameliyattan çıktıktan sonra fe- nalaşan Şadıllıoğ- lu hayatını kay- betti. 67 yaşında, evli ve iki çocuk baba- sı olan Doğan Şa- dıllıoğlu'nun özellikle 1965 yı- lında çıkardığı Yeni Ocak dergisi büyük ses getir- mışti. Şiirlerinde de yaşamında olduğu gibi, sadelıği benimseyen şaırin Uğraş, Yeditepe, Yeni Dergi, Dönemeç ve ulusal düzeyde yayımlanan kültür ve sanat dergilerinde birçok şiıri yayımlanmıştı. Türki- ye Işçi Partisi'nin (TlP) ilk kuruculan arasın- da da yer alan Şadıllıoğlu, Ereğli Kömürleri Iş- letmesmde (şimdiki Türkıye Taşkömürleri Ku- rumu'nda) ışçılik yapan Şadıllıoğlu, 1968 yı- lında Zonguldak maden havzasında meydana gelen işçi dırenişinde eylemlere öncülük ettiği gerekçesiyle 300'e yakın maden işçisi ile bir- likte işten atıldı. Şadıllıoğlu, son dönemde bu- güne kadar çeşitli dergilerde ve gazetelerde ya- yımlanan şıirlerini kitaplaştırmak üzere hazır- lık yapıyordu. 67 yaşınrda yaşamını yitiren Doğan Şadıllı- oğlu, dün Zonguldak'ta yapılan cenaze töreni- nin ardından asri mezarlıkta toprağa verildi. Şadılhoğlu'nun cenaze törenine yazar dostla- n. ailesi ve çok sayıda yurttaş katıldı. Gökçeada Film Festivali ödülleri • ÇANAKKALE (AA) - Çanakkale'nın Gökçeada ilçesinde düzenlenen '6. Gökçeada Film Festivali' sona erdi. Gökçeada Belediyesi Amfi Tiyatro'da düzenlenen kapanış gecesinde, halk oylanyla en iyi film, en iyi erkek ve kadın oyuncular belırlendi. TRT yapımı 'Abdülhamit Düşerken' en iyi film seçilırken en iyi erkek oyuncu ödülünü, 'O Şimdi Asker" filmındeki rolüyle Mehmet Günsür, en iyi kadın oyuncu ödülünü ise 'Hiç Bir Yerde' filmi ile Zuhal Olcay kazandı. Final gecesinde, Bulganstan ve Yunanistan'dan gelen halk oyunlan ekipleri gösteri yaptı. Cezeri Kasm P. Camrnde hrsnfek • Kültür Servisi - Eyüp'te bulunan, yapunı 16. yüzyıl başlanna tarihlenen camide 24 Ağustos'ta bır hırsızlık olayı yaşandı. Mihrap duvannın sağ penceresi üzerindeki Kâbe tasvirli çmı pano yerinden sökülerek çalındı. Çini panodakı kıtabede 1725 (h.H38)tarihive Iznikli çinı ustası Osman Ibn Mehmed imzası bulunmaktaydı. Çini panonun Tekfur Sarayı çini atölyesi üretimi olduğu sanat tanhçilerince ileri sürülmekteydi. Drarna seminerleri • Kültür Servisi - Livan Akademi tarafından düzenlenen ve Çağdaş Drama Derneği Istanbul Şubesi'nce desteklenen drama seminen v£ paneli 12-14 Eylül tarihlerinde düzenlenecek. Etkınliğin atölye çalışmalan Erik Szauder tarafından gerçekleştirilecek. 3 gün sabah 10. 00-18.00 saatleri arasmda düzenlenecek olan atölyeler, Livan Akademi'nin Şişlı'deki binasında yapılacak. Etkınlik çerçevesinde gerçekleşecek olan panel, 13 Eylül 2003 Cumartesi günü saat 18.30'da Profilo Alışveriş Merkezi'nde yapılacak. Atölye çalışmalanna katılacak olan Eric Szauder, Budapeşte'deki Eötvös Üniversitesi Özel Eğitim Fakültesi'nde drama ve özel eğitim dersleri venyor. Yüksek lisans derecesini Ingiltere/Birmingham'da bulunan Central England Üniversitesi'nden almış olan Szauder, aynı üniversitede doktora çalışmalannı sürdürüyor. Araştırma alanlan engelli öğrencilerle (ve onlar için) drama; dramayla öğrenme yollannın geliştirilmesi, demokratik uygulamalann arabuluculuğunu yapmanın bir aracı olarak eğitimde tiyatro. Szauder aynı zamanda Macar Eğitimde Drama ve Tiyatro Kurumu'nun yönetim kurulunda ve Drama Eğıtıminde Araştırma ve Eğitimde Drama dergisi gibi yayınlann uluslararası danışmanlık bölümünün üyesi. (0 212 219 57 56)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle