Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLUL 2003 SALI
14 LJK kuttur@cumhuriyet.com.tr
TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN CÜRÜN
SimgelerleyüklübiryapıtMetin AnaFm Yapı Kıedi Yayınla-
n'ndan çıkauı 'Oyıuı ve Bûgü-Tûrk
Kültüründe Oyun KavramT adlı kı-
tabı ilk kez 1974"te, Iş Bankası Kül-
tür Yayınları tarafindan bankanın 50.
yıldönümü «ledeniyle yayımlanmış.
Biraz maceralı olur ilk baskı. Metın
And, YKY'den yeniden çıkan geniş-
letilmış ikinci baskının önsözünde
şöyle özetliyor bu olayı; "Kitabuı
başlığı bankâya sunduğum metinde
Oyun \e Biiyü'ydü... Ancak.. kuru-
luşunun 50. yıldönümünü ügüendir-
diğiiçm bankanın yönetim kuruhınun
onaymdan geçmesi gerekiyordu. Yö-
netim kurulnnda bir üye Idtabınu be-
ğenmiş (!) ancak başlığındaki 'büyü'
sözcüğüne takrimıştı; böyle önemli
biryddönüınünde adında "büy-ü' olan
bir kitabın > ayımlanmasının doğru
oknayacağunı, bu adın kaJdınJması
koşuluyla yayımlanabilecegini ileri
sürmüştü. Herhalde üye büyii" söz-
cüğünü kocakan büyüleri 9e kanşür-
nuştL"
Metin And, kitabını yayından çek-
meküzereykenKültürYayınlan'nda-
ki görevlinin "büyü" yenne "bügü"
önerisi sonınu çözer, çünkü yazar ki-
tabında zaten bu sözcüğün çözümle-
melerini yapmıştır.
'Oyuncu insaıT
Yoğun, çok yönlü birbiümsel araş-
tırma "Ovun ve Bügü-Türk Kültü-
ründeOyun Kavranu." Anadolu halk
danslanndan dramatik köylü oyunla-
nna, çocuk oyunlanna uzanan geniş
bir alanda yapılan köklü bir çalışma.
Tiyatromuz için zengın bir kaynak ol-
manın ötesinde dünya tiyatrosu için
de önemli kapılar açan bir inceleme.
Yazar, bu kitabında hareket noktası-
nın Johan Huizinga nın "homo lu-
dens- oyuncu insan" ka\Tamı olduğu-
nu belirtiyor ve Huizinga'nın ortaya
koyduğu temel ilkelerin oyun kavra-
mının bizim kültürümüzdeki yerini
göstermesi bakımından önemli oldu-
ğunu da söylüyor. Huizinga'nın oyun
kavramının niteliklerini Anadolu köy-
lüsünün oyun olarak değerlendirdiği
örneklerbağlamında inceledikten son-
ra şu sonuca vanyor: "Öylesanıyonım
Huizinga. Türkçeyi ve Türk kültürü-
nü tanıyabilmiş olsaydı, hek' O>iın' ve
'Bügü' kavTamlannm gelişimini bil-
seydi Homo Ludens kuramı için en
^•Yoğun, çok yönlü bir bilimsel araştırma "Oyun ve Bügü-Türk
Kültüründe Oyun Kavramı ". Anadolu halk danslanndan dramatik
köylü oyunlanna, çocuk oyunlanna uzanan geniş bir alanda yapılan
geniş bir çalışma. Tiyatromuz için zengin bir kaynak olmanın
ötesinde dünya tiyatrosu için de önemli bir inceleme.
sağlam dayanağa kavuşmuş olacak-
n." Yararlandığı pek çok önemli yer-
li ve yabancı kaynak arasında Sir Ja-
mes Frazerın 'The Golden Bough'
adlı 13 ciltlık eserinin de onu Türk halk
kültürüne mitos ve rirüel yolundan
yaklaşfırdığını belirtiyor
Ortak özeüikler
"Giriş: Oyun KavramT bölümün-
de ele alınan 'Oyun' ve 'Büyü'.
'Oyunlann Eskfliği-\'a>'gml^ı-Önenii'.
'OyunlardaSöz-Eylem-İşlev\ •Oyun-
lann Kümelenmesi ve Yapısal Boyut-
lan' gıbi alt başlıklar bu iki sözcü-
ğün yüklendığı çeşitli anlamlara ve
bu anlamlann kökJerine inen bir yol-
culuk olarak tanımlanabilir. Yazarla
birlikte çıkılan bu yolculukta Anado-
lu oyunları ve dünyaya yayılmış oyun-
lann hemen hepsinde ortak özellık-
ler olduğu saptanır. Aynı saptama
dramatik oyunlar için de geçerlidir.
Bu oyunlar çoğunlukla eski bolluk tö-
renlennın uzantısı olan oyunlardır.
Metın Andın üzennde durduğu bir
nokta da farkJı kültürlere aıt olup or-
tak özellikJer taşıyan oyunlann çok
yönlü olarak incelenmesinın sadece
antropologlara değil, dilcılere, ruh-
bilimcilere yeni kapılar araladığıdır.
Çocuk oyunlannın farklı kültürlerde
yakalanan ortak noktalannı da işlev-
leri ve yapısal boyutlanyla incele-
mek bu açıdan önemlidir.
'Anadolu Köylü Oyunlanndan Ör-
nekler' kendi ıçinde çeşitli bölümler
içenr. Bu bölümler bir bütün olarak
ele alındığında. Metin And Anadolu
oyunlanru oluşturan etkenleri Soy (Or-
ta Asya Kültürü), Yer (Anadolu Kül-
türü), Din (Islam Kültürü) üçgeni içeri-
sinde ıncelemiştır. Bu süreçte Orta
Asya'nın ve Şamanlığın Anadolu
Türkleri üzerindeki izlerini ele almış
ve Şamanlık üzerine yoğunlaşmıştır.
Metin And'ın bu araştırmasında de-
rinlerine daldığı zengin kaynaklar, bu
kaynaklar arasında kurulan köprüler,
yaşanan gelgitler çalışmanın çapını
da ortaya koyar. Sürekli bir doğur-
ganlık söz konusudur iç içe geçen
kaynaklarda, yerlerde. yönlerde...
Şamanın farklı kültürlerdeki yol-
culuğunun Anadolu kültürüne uzanı-
şını yazann şu sözleri çok güzel açık-
larbence: "Buldtabıanpokumadan,
kitapçı sergeninde gören için, gerçek
Önsöz, kabındaki Siyah Kalem'in
(Muhammed Bahşi Uygur) iki kara
Şamanın mendijle ovununu gösteren
resmiolacakür.Ö>iesanr\wıımbure-
siın tek başma bu kitabın anlamınıver-
mektedir.... Resimdeki iki rengin sim-
geselhği Öak ve karaÜ oyun ve kita-
bumz bakımından anlamhdır; top-
rak kırmızıs] yeri. toprağı; gök mavi-
si isegöğü simgelemektedir. Şaman da
yer De gökyüzü arasında bir elçi, bir
aracıdır. Niteldm Mevievi sema'la-
nnda, semazenlerin sağ eUeri yuka-
n, göğe doğru, sol eUeri aşağrya, top-
rağa doğrudur." Metin And, ılerle-
yen bölümlerde Şamanlıktan gelen iz-
lerin çeşitli alanlarda incelendiğini,
ancak oyunlarla ilgilı henüz kapsam-
lı araştırmalar yapılmadığım da be-
lirtir ve "Şamanhk Tiyatronun Kö-
keni CHabffir mi?" sorusunu sorar. Ya-
nıtını şu sözlerle venr. "Türlderin
eski yurdu Orta Asya'dan getirdikle-
rinin bu getişmede katkısı yok muy-
du? İşte bu düşünceden yola çıkarak.
Oyun ve Bügü-Türk Kültüründe
Oyun Kavramı (İstanbul 1974) adh k>-
tabı yazdun— Orta Asya kültürüne ve
özelÛkle Şamanbğın payuıa da geniş
yer verdim. Bu önem daha kitabın
başında oyun ve bügü sözcüklerinde
kendini gösteriyordu."
Metin And, 'Anadolu Oyunlan'
üzerine yoğunlaşırken günümüzde
Anadolu köylüsüne ait törenlerin özü-
nü bozmadan bir uygarlıktan diğeri-
ne akış üzerinde durur. Bu arada, Türk
külrürünün önemli üçüncü ayağı ola-
rak nıtelendirdıgı tslam kültürünü
ele alırken bu dinin getirdiği çeşitli
yasaklara karşın Ta'zıye ve Sema'nın
varlığını sürdürmüş olmasmın altını
çizer. Bu noktada, sema'lann Anado-
lu köylerindeki karşılığı olan Alevi
semahlanna yönelir. Ta'zıye ve Se-
ma ile Anadolu danslan arasında ko-
reografik düzenı söz ve çizimlerde-
kı simgesel yorumlarla açıklar.
Yukarda da belirttiğim gibi, Türk
tiyatrosu için olduğu kadar dünya
tiyatrosu için de önemli pencereler
açan bilimsel bir araştırma "Oyun
ve Bügü-Türk Kültüründe Oyun
Kavramı".
.aşkışla'da sergi söyleşisi
Mimarlığı
tersten de
Kültür Servisi - Rural Studio,
mimarlık programının çalışmalan
'Mimarlığı Tersten Ghmek'
başlığıyla Garanti Galeri'de (GG)
sergilenmeye devam ederken
program aracılığıyla ortaya atılan
kavramlan irdelemek amacıyla, 2
Eylül Salı günü 18.30'da tTÜ
Taşkışla binasında bir tartışma
gerçekleştirilecek. GG'nin
düzenleyeceğı 'Mimarlığı Tersten
Ghebihr miyiz?' başhklı tartışmada;
mimarhğın kurumsal sınırlan,
mimarlığın müşterisi olanlar ve
olmayanlar, yapı malzemesı
olmayanla inşa etmek, tasanm ve
uygulamada doğaçlama ve
toplumsallaşma aracı olarak
mimarlık kavramlan yeniden
değerlendirilecek. Mimarlık
tarihçisi Dr. BüJent Tanju'nun
yöneteceği tartışmaya, antropolog
Doç. Dr. Ayfer Bartu. mimarlık
tarihçisi Prof. Dr. Uğur Tanyeli ve
mımar Han Tümertekin
katılacak.Dünyayla aynı anda GG'de
sergilenen ve tartışılan program,
mimarlığı toplumsal sorumluluk
bağlamında yeniden tartışmaya
açıyor ve bu tartışmayı mimarlık
eğitiminin parçası olarak görüyor.
Rural Studio programı kapsamında
mimarlık öğrencıleri, Amenka'nın
güneyinde yoksulluk oranı yüksek
olan Hale County'dekı yöre halkı
için basit, ama yaratıcı konutlar,
sosyal merkezler, spor tesisleri,
kiliseler tasarlıyor ve ınşa ediyor.
Öğrenciler, bir yandan toplumsal
bilinçlerini gelıştinrken diğer
yandan bölgeye özel toplumsal,
kültürel ve teknolojik
gereksinimlerin ve koşullann
ayırdrna vanyor.
(Bilgi için: 0 212 233 22 38)
Uluslararası bir etkinlik olan festival önceki akşam 'Tango Flamenko' gösterisiyle sona erdi
5odrum'da bale başkadırGAMZE AKDEMİR
BODRUM-17-31 Ağustos tanh-
leri arasında bu yıl ılkı gerçekleş-
tirilen Bodrum Uluslararası Bale
Festivali, önceki akşam İspanya
Madrid Dans Tiyatrosu nun sun-
duğu 'Tango Flamenko' gösterisiy-
le sona erdi. Eserlen PascalGaona
ve Antonio N'ajarro'nun özgün fi-
kirlenyle sahneye koyduğu toplam
bir buçuk saatlik gösteride. her bir
bölüm tam bir ayin havasında mo-
dernize edilmiş koreografılerle ay-
n dünyalardan öykülerle buluştur-
du izleyenleri.
Tango ve flamenko tanımımn ba-
leyle geliştirildıği modernize tar-
zıy la İspanya Mardrid Dans Ti\ at-
rosu karalar bağlamış, şenlik ateşi
yakmış, isyankâr. kararlı. annmış,
inançlı, ağıtsal. tempolu. gergin,
yitik, dınlimli, bol aksiyonlu top-
lam 12 bölümde, 12 farklı öyküyü,
12 farklı koreografîyle sundu.
Kalede balenin ayak sesleri
Dansçılara eşlik eden or kestra \e
solistler de başanyla icra ettikleri
müzikleriyle gecede büyük alkış
aldı. îlgiden izdiham yaşanan ve
sonunda 15 dakkika ayakta alkış-
lanan topluluk için Bodrum Kale-
si 'nin önünde uzun ku>Tuklar oluş-
tu. Ikisı yabancı topluluk olmak
üzere toplam 5 etkinliğin sanatse-
\erlerle buluştuğu I. Bodrum Ulus-
lararası Bale Festivali'ndekı tüm
etkınhkler için bıletlenn günler ön-
cesinden tükenmesi veeserleri top-
lam yedı bın beş yüz kişinin izle-
mesi, etkınlıkle belde için ne kadar
büyük bir eksıklığin kapatılmış ol-
duğunu bir kez daha kanıtladı.
"Turizmi kültür ve sanat besler"
anlayışıyla yaz aylannda ülkemizin
tarihi ve turistik mekânlarında sa-
nat etkinlikleri gerçekleştiren Dev-
let Opera ve Balesi Genel Müdür-
lüğü bu festivallede tarihi Bodrum
Kalesi'ne balenin ayak seslerini ta-
T
± a
ango ve flamenko tammının baleyle geliştirildiği modernize tarzıyla
İspanya Mardrid Dans Tiyatrosu karalar bağlamış, şenlik ateşi yakmış,
isyankâr. kararlı, annmış, inançlı, ağıtsal. tempolu, gergin, yitik, dirilimli, bol
aksiyonlu toplam 12 bölümde, 12 farklı öyküyü, 12 farklı koreografiyle sundu.
şıdı. Devlet Opera ve Balesi Genel
Müdürii Remzi Buharalı Bod-
rum'un deniz. kum. güneş. çılgın
müzıkler ve danslannın yanı sıra ba-
le sanatıyla da tanınacağına dikkat
çektı.
Buharalı, dansın en estetik, sanat-
sal kalitesi en yüksek olan bale sa-
natını taşıyor olmanın Bodrum'a
bir ayncalık da getireceğinin altını
çizdi. Opera ve bale sanatlannın
yüksek maliyetli sanatlar olduğu-
nubelirten Buharalı sözlerinesöy-
le devam etti: "Son yıllarda spor
alanına, özellikle de fütbol alanına
baktığımız zaman çok büyük başa-
nlara imza atıyoruz. Tüm bu başa-
nlara para harcamadığınız takdir-
de imza atmak mümkün değil. Ay-
rıca bu başarılar ülkemizin tanıh-
mı adına da tüm gayTetlere ivme
kazandın\x)r. Bu asla savurganhk de-
ğü. Dünya çapında sanatçılara sa-
hibiz ve bu dünya çapındaki sanat-
çılanmızla birlikte dünya standart-
lanna lavikıyla ulaşmak istiyorsak
bu harcamalan yapmak zorunda-
yız. Bundan sonra opera ve bale sa-
natının hiçbir gerhe dönüşü yok.
Hiç kimse şu noktada durdurahm
kakhrahm gibi bir anla\ışı taşryamaz.
Bö\ le olduğu takdirde karşılannda
en ağır yanıtlan veren sanatçılan
ve bu anlamda yoğun gayretlerle
bü>1ik şehirlerden \e beldelerden
küçük şehiıiere ve beldelere kadar
yoğun gayretlerle oluşturulan ve da-
ha da geliştirilmeye çahşılan sanat
sevgisi dolu kamuoyu verecektir."
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Hazin Bir Yakarış (3)
Gezginden iç burkucu bir saptayım daha:
"Yalılar, köşkler, saraylar birbiri arkasına yükse-
lir, en yakındakilerden en uzaktakilere kadar bütün
evlerin arasında her şey yeşildir, her tarafta, ara-
larında beyaz çeşmelehn ortaya çıktığı ve ıssız tür-
belerie camilehn kubbelerinin pınl pınl partadığı,
meşe, çınar, akçaağaç, kavak, çam, incir tepeleri
yükselir."
Gezgın yolunu sürdürür. Şimdi Bebek'tedir.
Yanm daire şeklindeki Bebek, küçük bir vadinin
güryeşilliğine gizlenmiştir. Sonra semt, meşe ağaç-
lanyla örülü birtepenin sırtlanna kadar uzanır
Karşı yakada kıpkırmızı gül bahçeleri. Hep kıp-
kırmızı güiler.
Anadoluhisarı'na doğru, gül bahçelerinin kıpkır-
mızısına başka, canlı, göz alıcı renkler de kanşa-
caktır. Fıstık çamları, zeytinlikler, hatta üzüm bağ-
lan, Boğaz'ın köyieri boyuncabirgeçrttöreninin duy-
gulanımlannı bırakır.
Hem doğa hem insan eli, ahengi koruyarak, tek-
düzeliğe itiraz etmektedır.
Geçit töreni sürüp gıder:
"Bu, bahçelerle taçlanmış Incirköyü'dür. incir-
köyü'nünyanında, bir orman içine saklanmış gibi
duran Sultaniye; Sultaniye'den sonra, bahçeler ve
bağlarla çevrilmiş, koca ceviz ağaçlannın altında-
ki büyükBeykoz köyü. (...)
Beykoz'unöbürtarafında, uzakta, artık büyük ye-
şil bir halının üzerindeki sarı ve kırmızı çiçek yığı-
nından başka bir'şey değilmiş gibi duran, eski
Ameae, Yalıköy var. Ama bu, büyük bir tablonun
sadece taslağıdır."
Tabloyu her iklimin bitki örtüsü, suyun eşsiz gö-
rünümleri, o çağlayanlar, dereler, su yollan, daima
bahçeler, kat kat bahçeler, koyu gölgelikler, deni-
ze vardıkça beliren -hepsi de- beyaz yelkenler, yel-
kenlilerin akıp gidişi usul usul tamamlar.
Nihayet batan güneş, gökyüzünü uçsuz bucak-
sız pembeye çalacaktır.
Seyyahın duası unutulup gider. "Aziz ve büyük"
şehrin güzelliği git git unutulur.
Değişirken özelliklerini koruması temenni edilen
İstanbul da, Boğaziçı de yıkımla yüz yüze gelir. Bo-
ğaziçi'nde önce ahşabın tarihi silinir. Üstelik, bu
mimarinin anlamı üzerine, Refik Halid gibi, Ab-
dülhak Şinasi gibi önemli yazarların onca uyansı-
na rağmen.
Zamana dayanıklı malzemeyle yapılmış yapılar da
göçüp gider. Bir zamanla nn "Korent alınlıklı ve be-
yaz mermer sütunlarla süslü binalar"\ yok olur. O
beyaz mermer sütunlar, yeni zengin evlerine, ina-
nılmaz bir eklektizm örneği şeklinde ilave edilmek
istenir.
Yeşile saldınysa, bu yeni yaşamda, eşine ender
rastlanılacak bir doğa düşmanlığıdır. Fakat kimse
yadırgamaz. Bir gecede bir korunun ortadan kal-
dınldığına bire bir tanık Istanbullu susar.
Şimdi, çiçekler ve yeşillikler, Boğaz sırtlarındaki
gecekondu mahallelerinde, gecekondulann ufarak
bahçelerınde, pencere önlerinde. öylece.
Saksılardakı, plastik su şişelerindeki, yoğurt kap-
lanndaki, tenekelerdeki çiçekleri ya da ufarak bah-
çelerin domatesfidelerini, karalahanalannı, salata-
lıkları hor görmeyinız. Onlar hâlâ doğadan nimet-
ler...
Geriye kalan, lüks ve gösterişten ibaret.
Seyyah, şehrin soyluluğunu koruması için yakar-
mıştı. Çocuklannın da Istanbul'u, bu dünya başken-
tini görmesini diliyordu.
Seyyahın çocuklarına sunabildiğimiz bu kadar...
Takvimde îz Bırakan:
"Mercan yokuşundan yukanlara uzandım. Kal-
pakçılan, kürkçülen, örücüleri dolaştım. Dersaadet
gezmekle biter mi? Sadece sanat erbabıntn oldu-
ğu yerier dahi görmekle tükenmez. Marpuççular,
ketenciler, kılıççılar, tespihçiler, tarakçılar..." Beh-
çet Necatigil, Uç Turunçlar, Varlık Yayınlan, 1970.
Uhısal Resim Yanşması sonuçlandı
• Kültür Senisi - ,\ntalya Büyükşehır
Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat \'akfı
tarafından ikıncisi düzenlenen 'Antalya Resim
Festivali' kapsamında yapılan 'Ulusal Resim
Yanşması' 31 Ağustos'ta sonuçlandı. Ressam
Prof. Dr. Turan Erol'un başkanlığmda Mustafa
Ata, Alaettin Aksoy, Doç. Dr. Kıymet Giray.
Yrd. Doç. Devabil Kara ve Prof. Dr. Tülın
Onat'tan oluşan jüri, Cezmi Orhan'ın "Kutsalın
Sonu' adlı eserini birinci seçti. Yanşmada
ikinciliği Zafer Erkan'ın 'Saydam Geçişler
Serisinden' adlı tablosu alırken Semih Zekı'nin
'Kırmızı" adlı yapıtı üçüncü seçildi. Aynca
Melek Baydar'ın 'Görüşme', Aytaç Armağanın
'Giriş' ve Hakan Esmer'in'Karşılaşmalar" adlı
eserlen mansıyona layık görüldü. Yanşmanın
birincisi 6 milyar, ıkincisi 4 milyar. üçüncüsü 2
milyar, mansiyon alanlarsa birer haftahk çift
kişilik tatil ödülü kazandı. Değerlendirmenin
sonunda sergilenmeye değer görülen
60 eser, bugün açılışı yapılacak Antalya
Resim Festivali süresince Cam Piramıt
Kongre ve Fuar Merkezi'nde sanatseverlerin
beğenisine sunulacak.
Sezen Aksu Harbiye'de
Kültür Servisi - Geçen günlerde çıkardığı 'Yaz
Bıtmeden' albümüyle müzik listelerinin başına
oturan Sezen Aksu, Harbiye Açıkhava
Tiyatrosu'nda 10 ve 11 Eylül tarihleri arasında
Istanbullu hayranlanyla buluşacak. Klip
çekmeme karan aldığını söyleyen sanatçı,
bundan sonra konserlere ağırlık vereceğini
belirtmişti. Sanatçının konser bilet fiyatlan
49.500.000 TL., 44.000.000 TL., 38.500.000
TL., 33.000.000 TL., 28.000. 000 TL. arasında
değişıyor. Biletix (0 216 454 15 55)
BUGUN
• YAPI KREDİKÜLTÜR SANAT MERKEZt,
SERMET ÇİFTER ARAŞTTRı\U
KÜTÜPHANESİ'nde saat 18.30'da Ayhan Ateş
önderliğindeki, 'Kavıp Medyalann tzinde'
başbkhsöyleşi. (02İ2 252 47 00)
• İTÜ TAŞKIŞLA BİNASISALON 109da saat
18.30'da 'Garanti Gakri'nin (GG) düzenlediği
Dr. Bülent Tanju önderliğindeki tartışma.
(0212 233 22 38)