05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EYLÜL 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIZI Kürt sorununun çözümünde 'sosyal nekahaf dönemi şartcl • U rjfniin Server TANILLI PKK terörûnün sona ennesiyle Kürt sorunu gündemden düşer gibi oldu; ne var ki, Irak savaşıyla, sorun ytne güncellik kazandı ve çözülünceye kadar da gündemde kalacağa benzer. Şunu da görmek gerekir: Kürtlerin mücadelesı, PKK'nın kişıliğine ındirgenip bir terör olayı olarak göstenlmeye çahşılmıştır; oysa sorun PKK'den önce vardı, PKK sahneden çekilse de sorun varlığını sürdürecek. Bir gerçek de şudur: Kürt sorununu çözmek, aynı zamanda Türkıye'de demokrasıyi sağlığına kavuşturmak, onu sağlam temeller üzerine oturtmakla eşanlamlıdu-. Böylece, her iki sorun, etle tımak gibi bırbirine bağlıdır: Kürt sorunu çözülmeden özgürlükçü bir demokrasinin kurulması mümkün olmadığı gibi, çağdaş bir demokrası kurulmadan da Kürt sorunu çözülemez. Kürt sorunu, halk yığınlannın ıstemleri doğrultusunda, diyaloğa dayanan uzlaşmalarla adım adım çözüme götürülürken, ülkemızde de özgürlükçü demokrası adun adım kazanılacaktır. Türkıye'de gerçek demokratlık ve yurtseverlik, bırbinyle bağlantıh bu ikı hedefe yürümek demektir. Önümüzde açılan dönem altın değerindedir: Vakıt yıtırmeden, elbet gerçekçiliğı de elden bırakmadan, kalıcı bir çözüm ıçin neler yapılması gerekiyorsa yapılmalıdır. Şunu hiç unutmamalı: Geçmiş usullere artık ıtibar edemeyiz; demokrasi, hukuk devleti, insan haklan, çıkış noktalanmızdır. Aynca, Avrupa kapılannda bekleşirken uygar dünyanın da bızden beklentileri vardır. Başta özgürlükler ve "Idmlik sorunu" geliyor. Özgürlükler ve klmllk sorunu Anayasadan kaynaklanan şu acayıplikler sıntıyordu: "Kanunla yasaklamnış herfaangi bir dfl"le, düşünce açıklaması ve yayım yasaklanmıştı (m. 26, 28). Burada kastedilen, aslında Kürtçe ıdı v e elbette bir ılkelhkti; çünkü dil, yasaklama kaldırmaz. Bu, anayasa değışiklikleri sırasında kaldınlıp atılırken, "öram cezası" ayıbı da -ilke olarak- hukukumuzdan temızlenmıştır. Ama Terörle Mücadele Kanunu'nun 8. maddesinin kaldınlması, Kürtçe radyo ve televizyon yayımı ile Kürt dıli eğıtimi konulan, özellikle askerlerden gelen direnişle karşı karşıya. Söz konusu yasanın. "Tûrkiye Cumhuriyeti devietinin ülkesi ve milleri De bölünmez bütünlüğünü bedef alan yazılı ve sözlü propaganda ik toplanü, gösteri ve yürüyüş yapılamaz" dıyen \e hapis cezası getiren -ünlü- maddesı kaldınldığında, ülkenın bir bölgesinin bağımsızhğını -şiddete başvurmadan- dile getırmek bır suç olmaktan çıkacak. Maddenin Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ile bağdaşmadığı, yığınla yurttaşın daha önce Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne (AtHM) başvurusu sonucu verilen kararlarla sabit olmuştu. Onun yerine TCK'nın 312. maddesinin kullanılması halinde. AİHM ile yeniden sıknıtı yaşanacağı açık. Sorunun özünde ıse, Sedat ErgüTın dedığı gıbı, Türk demokrasisinin, "aynhkçı düşünceler"in dile getirilmesini bir hak olarak tanıyıp tarumayacağı sorusu yatıyor. Kürtçe tele\ızyon ve radyo yayınlan için de, bölücü ve aynlıkçı propaganda girişimlerinin etkili biçımde denetlenmesinin güç olacağı kaygısı var. PlyarbaRır'a Kürt Enstitüsü gerek Ne var ki, Türkiye'nin var olan bir dil üzerinde fiili bir yasaklamayı uzun süre devam ettırebilmesi pek güç gözüküyor. Aynca, Türkiye'nin Kuzey Irak'takı Türkmenlerin kültürel haklarmı birçok yerde savunurken, kendı bünyesınde yasaklayıcı olması önemli bir çelışki. Anadılde eğitim ise, çok daha az itirazla karşılaşıyor ve pek doğal bir hak bu.Öte yandan, Kürt yurttaşlann çocuklanna Kürtçe adlar koymalanndan daha doğal başka bir şey olamaz; ama bunu yasalara da geçirmeli. Aynca, Kürt yurttaşlann kimlik belgeleri ve pasaportlannda "TC yurttaşı" olduklan elbette belırtilecek. Ama "Kürt" olduklan halde "Türk" diye gösterilmelerinde ne gibi bir zorunluluk vardır?Bu söylediklenmizin bir bölümü, Avrupa Kabbm Ortakhğı Belgesi ile gündeme girmış şeyler. Ama sorun onlarla bitmiyor. Bunca çıleli yıllann arkasuıdan, Sayın Ferai Tlnç'ın deyimiyle. bölge ile ilgılı ama tüm Türkiye'ye yönelik sosyal "nekahat" programlan düşünüp geliştirerek hayata geçirmeliyiz.PKK terörü savsaklanmaya gelmese de. teröristlere bir "eve dönüş" kapısı açmak onlardan biridır. Ya geçmişten çıkan derslerin geleceğe ışık tutabilmesi için bihmsel gücü seferber etmenın yaran? Her açılan ünıversiteye bir îlahiyat Fakültesı eklenmiş olan ülkemızde. bır tek ünıversıtede -örneğin Dıyarbakır'da- açılmış bır "Kürt Enstitüsü" gösterebihr mısiniz? Böylesı bir bılım ocağının, hele hele önümüzdeki yıllarda, yalnız Türkiye'ye değil, bölgemıze ve dünyaya yayacağı aydınlığı göz ardı edebilır mıyız? Ama sadece bunlar da yehnez: Doğu ve Güneydoğu, kalkınmayı ve gönencı de bekliyor... PKK terörünün sona ermesiyle gündemden düşer gibi olan Kürt sorunu, Irak savaşıyla birlikte yeniden güncellik kazandı. Sorunu çözmek, Türkiye'de demokrasiyi sağlığına kavuşturmak, onu sağlam temellere oturtmakla eşanlamlıdır. Kürt sorunu çözülmeden özgürlükçü bir demokrasiyi kurmak mümkün olmadığı gibi, çağdaş bir demokrasi kurulmadan Kürt sorunu çözülemez. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kalkındınlması, sadece orada yaşayanlann iş ve aş sorununun çözülmesi ve gelir düzeylerinin yükseltilmesi için değil, bütiin ülke için önem taşır. Çözüm, bölgedeki girişmıcileri desteklemek, bölge halkını yatırıma ve üretime yöniendirrnektir. Yatınm ve üretim sadece fabrika kurarak olmaz; tarımsal yatınm ve üretim de sanayi kadar önemlidir. DOĞU KALKINMA VE GÖNENÇ BEKLİYOR Cumhuriyet'in kalkınma politikasmda ağuiık batıva ve Marmara bölgesüıe verüınce, Türkiye'nin Doğusu ve Günejdoğusu bugüne kadar ihmal edilmiş alanlar olarak kaldı. Devlet ve hükümet artık kalkınmayı ve gönenci debekleven bölge insanlanna borcunu ödemelL Daha şündiden bir "ulusal dava" boyutlanna bürünen bu konunun üzerinde ne kadar dunılsa yeridir. Bir kanadı kınk güvercin Zengin yeraltı veyerüstü kaynaklarına karşın hâlâ bölgesi olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Türkiye • Güngör Uras şunlan söylüyor: Eğer biz Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu ihmal edersek, ABD'nin desteği ile sınınn öte yanmda yaşayanlann iş ve aş sorununun çözülmesi ve refahlannın artması, çok yakın bir gelecekte Türkiye'nin başına büyük dertler açacaktır. Türkiye'nin Doğusu ve Güneydoğusu, zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklanna karşın, ülkenın "mahrumiyet bölgesi"dir; dün öyleydı bu bölge, bugün de böyledır. Bu "mahrumhet"i rakamlara vurmak mümkün. Ama asıl önemlısı, nedenler ve çıkış çarelen. Cumhuriyet'ın kalkınma politikasuıda, ağırlığın batıyâ ve Marmara Bölgesf ne \ erilmesı nedenlerin başında geliyor. Öyle de olsa, 1927 sanayi sayımında, Diyarbakır, iller arasında 7. sırada idi; 1997 sıralamasında 57. sıraya düşer. Arada uzun yıllann ihmallen yer alıyor. Bu savsaklamalar. yoksulluğa yol açarken bır gün teröre de kaynaklık edecektı elbet. Gerçekten, Doğu'nun ve Güneydoğu'nun olduğu kadar, bütün bır ülkenin belını kıran, sosyal ve ekonomık dengesini altüst eden, PKK terörü olmuştur. Bılanço korkunçtur: 30 bin insan ölmüş, 100 milyar dolar heba olmuştur. Sadece, bu da değil: Doğu ve Güneydoğu Anadolu "dan göç eden insanlar, Batı Anadolu'nun zengin kentlennin varoşlanna yerleştiler ve Batı'nın sosyal ve ekonomik dengesı bozuldu; tüketıcıyi üretici yapalım derken, üreticilerin çoğu tüketıcı oldu. Şu son yıllarda bütün bır toplumu çarpan iktısadî bunalımlann önemli bir nedeni işte bu olumsuz gelışmelerdir. Bütün bunlara, Irak'a Amenkan saldınsının bir mahrumiyet 'nin zayıfnoktası ekonomrmize vurduğu darbeleri de eklemeli. Ancak, bir şeyler de yapmak gerekiyor. Sadece, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kalkındınlması, orada yaşayanlann iş ve aş sorununun çözülmesi ve gelir düzeylerinin yükseltilmesi için değil, butün bir ülkeyı etkileyeceği için de bir şeyler yapmak: Çünkü Türkiye, anlamlı bir benzetmeyle, "bir kanadı kınk güvercindir, Doğu ve Güneydoğu kanadı iyUeşip güçlenmeden uçamaz," A K P gelişmelerin yeterlnce blllnclnde ml? Dahası var: Bu "ekonomik ve sosyal" gerekçeye, bir de "poütik" gerekçe eklenmiştir. Gerçekten, Sayın Güngör Uras'ın belirttıği gibi, Doğu ve Güneydoğu sınınnın ıkı yakasında yaşayanlann çoğu ırk. dil, dın kardeşıdır. Bugüne değın. bizım yakada yaşayanlar öte yakada yaşayanlardan daha iyi durumda sayılabilırdı. Ne var kı, artık ABD Irak'a yerleşiyor \e Amerikan Dolan akmaya başlıyor oraya. "Eğer biz Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu ihmal edersek, ABD'nin desteği ile suunn öte yanmda yaşayanlann iş ve aş sorununun çözülmesi ve refahlannın artması, çok yakın bir gelecekte Türkiye'nin başına büyük dertler açacaknr." Tıpkı, Kıbns'ta olduğu gibi...AKP hükümeti, gehşmelerin yeterince bılincinde midir? DEVLET, SİSTEMİ İŞLETMELİ Yoksulluk inşallahla maşallahla çözülmez• Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da hayvancılık ve tanmsal üretim ölmüştür: Buranın insamna iş ve aş sağlayan sistemi biz kendimiz çökerttik. Şimdi, hemen yapılması gereken, bu sistemi yeniden kurup işletmek olmalı! Değerlı iktısatçuıın hatırlatmalanna uyarak söylemiş olalım: Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan insanlann ış ve aş sorunu "inşaüah ve maşaDah"la çözülemez. Devletin. bugünkü haliyle bu bölgelerde fabnka kurması, ışyen açması ise imkânsız; çünkü parası yok. Yabancı sermaye ve ülkenin batısmda oluşan sermaye de bu bölgelerde gelip yatmm yapmaz. Bu durumda, tek çözüm, bölgedeki girişimcileri desteklemek, bölge halkını yatınma ve üretime yönlendirmektir. Yatınm ve üretim de sadece fabnka kurarak olmaz; tanmsal yatınm ve üretim de sanayi yatınm ve üretimi kadar önemlidir. Feodallte ve agalık Ne var ki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da hayvancılık ve tanmsal üretim ölmüştür: Yanlış hayvancılık ve tanm politıkalan ile Et ve Bahk Kurumu'nu, Süt Endüstnsi Kurumu'nu kapatarak; Ziraat Bankası'nın kontrollü kredi sistemini bozarak; Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'mn bölgedeki tanm mühendis ve uzmanlannı "büro personeli" yaparak; Toprak Mahsulleri Ofısi'nı çalışamaz hale getirerek, meralan kapatarak, kör-topal da olsa, Doğu ve Güneydoğu insamna ış ve aş sağlayan sistemi biz kendımiz çökerttik! Şimdi, hemen yapılması gereken, bu sistemi yeniden kurup işletmek olmalı! Bunu yapacak olan da, devlettir, hükümettir. Sistem, ayaklan üzerine tekrar dikıldiğmde, Doğu ve Güneydoğu insanını hem yatınma hem üretime itecektir. Sıradan teşviklerle de yetinmemeli: Yatınmcıya rekabet şansı vermek için daha başka ve daha güçlü teşvik onlemlerine ihtiyaç vardır. Aynca, teşvikte, daha önce teröre uğramış 11 ili başa almalı; ve bir de, paralann çarçur omıaması için, feodaliteyi ve ağalık sisteminin bozucu etkilerini göz önünde tutmalı. Şampfyon Inekler Umut verici başlangıçlar da görüyoruz: 2000 yılında, Koç Grubu'nun, Şanhurfa'da hayata geçirdiği Koç-Ata Tesisleri'nde, "şampivon ineklerle" süt üretürune girişmesi, onlardan bıridir; Dıyarbakırlı kadınlann. kadın demeklennin omuz vennelenyle, -basında yankı da uyandıran- hediyelik kutu üretimıne başlamalan, bir başka güzel işarettir. Bunlar yüreklendınlmeli ve basuıa da büyük görev düşüyor bu konuda. Ancak Doğu'yu ve Güneydoğu'yu kurtaracak ve yollan açacak olan, daha büyük çapta üretim etkinlikleridir. Daha şündiden bir "ulusal dava" boyutlanna bürünen bu konunun üzerinde ne kadar dunılsa yeridir. Aynca sormuş da olalım: Dışımızdakı onca değişmeden sonra, Kürt politıkamızı gözden geçırmeyecek miyiz? Bir başka önemli konu, sivıl iktıdar ve askeri otorite ilişkıleridir YARIty: SİVİL İKTİDAR-ASKERİ OTORİTE ILIŞKILERI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle