Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
4-
CUMHURİYET 13 EYLÜL 2003 CUMARTESİ
SOYLEŞI
CUMARTESİIstifa eden Şiriıı, AKP yönetiıııiııiıı ıııilletvekillermi 'figüran' gibi gördüğünü söyledi:
Parti içindedemokrasi
değil lider sultası varLEVLA TAVŞANOĞUJ
Partisinden ıstifa eden AKP mil-
letvekili Emin Şirin, ö>nceki gün ga-
zetemizi ayaret ederek okuyacağı-
nız bu zehır zemberek açıklamayı
yaptı. Partınin bugüntü yönetiminin
AKP'nin kuruluş felsefesi ve ilkele-
riyle tamamen ters düştüğünü ifade
ederek "Psrthi bugün ben temsil etfi-
yorum" dedı.
Emin Şirin, aynca AKP hüküme-
tinin Türkıye 'yi çok kötü bir yola sü-
rüklediğinı söyleyerekc suçladı. Baş-
bakan RecepTayyip Endoğan'la Nec-
metân Erbakan ı kıyaslarken, "Keş-
ke onun nezaket ve terfoiyesinden bir
şeyleralmışolsaydı'' dedi.AKPyö-
neticilerinın takıyye yaptıklanna da
dikkati çeken Şirin, parti içinde de-
mokrasi değil, sadece lider sultası
olduğu eleştirisini de getirdi.
Emin Şirin'le konuşmamız soru-
lu-yanıth şöyle gelişti :
- AKP siziıı için "yoksulluklar ve
yoisuziuklaruı üzerinc giden parti"
îdi Ama şimdi AKP'den koptunuz.
Neden?
'Polttbüroglbl'
E\dN ŞİRİN- AK Parti ne diye
kuruldu? "'Lider sultasına karşı par-
ti içi demokrasi" dendi. Gülmeyin,
niye gülüyorsunıız?
Öcinci olarak, "YoksuDukla ve yol-
suzlukla mücadele edeceğim" diye
kuruldu. Ben bunlann hiçbirisinin
doğru dürüst yürümediğini gördüm.
Yazıyla defalarca bunlan hatırlatnm.
Ama hiçbirinin yapılmadıgını, yapıl-
maya nıyet olsa bile ya becerileme-
diğini ya da ciddi bir niyet olmadığı-
nı gördüğüm için de bu partiyle de-
vam etmenin anlamsızhğını anlaya-
rak aynldım.
Bırakın parti içi demokrasinin ça-
hştınlmasuu, partinin îist yönetimin-
de bulunan ve bir "poHtbüro" gibi
hareket etmeye başlayan mantalite
milletvekillerinin bir kısmını ya figü-
ran olarak görüyor ya da bir dert ola-
rak görüyor
Size şöyle bir örnek vereyim: Hiç-
bir fikrimız dikkate alınmadığı gibi
aşağı yukan 200 küsur milletvekiliy-
le, parti yönetimi, daha doğrusu Ge-
nel Başkan Erdoğan seçimden sonra
hiçbir kez bile görüşme veya konuş-
ma ihtiyacı hissetmedi.
Partiden ayrılma...
-Hicmi?
ŞİRİN - Sıfir... Şaşırmayın, öyle...
Bu üç konuda netice alınmayacağı-
m, bu ekonomik programla doğru dü-
rüst bir ekonomik katkınmanın ola-
mayacağını da gördükten sonra o par-
tide devam etmenin anlarru kalmamış-
tı. Oy verilip seçilen AK Partinin
mantalitesini ben temsil ediyorum.
Bugünkü yönetim halkın oy verdiği
AK Parti'yi temsil etmiyor.
-Seçimlerdenönce "DemokratPar-
ti ruhu yeniden canlandı" biçiminde
AKPiçin bir slogan geöştirilmişti. De-
mokrat Parti ruhunun canlandığı
inancı içinde mi bunca insan AKP'ye
oyverdi?
ŞİRİN - Tabii, ben de o parçanın
içindeyım. Bugünlerde gazetelerde
sadece orduyu rencıde edecek biçim-
de tefrika edilen 28 Şubat süreci bir
askeri müdahale gibi görüldüğünden
bu dönemi tek parti döneminin son
günleri gibi değerlendirip 1950'ler-
deki Demokrat Parti ruhu sanarak bu
partiye gelen insanlann arasındayım.
Nitekim, o günlerdeki söylemler
de zaten oydu. Ben söylemlerde bir
eksüdik bulmuyorum. Partinin prog-
ramında, kuruluş felsefesinde, eylem
planlarında en ufak bir eksiklik bul-
muyorum. Ama bugünkü parti. o za-
man oy verilen parti değil.
O gün gerçekten Demokrat Par-
ti'ye yöneliş gibi bir yöneliş vardı.
Ama bundan sonraki seçimde halkın
yine aldanıp aldanmayacağım hep
birlikte göreceğiz.
Lobilerden destek...
-Acaba ABDyönetimi debenzer bir
yanılgıya mı düştü? Onlara da gözbağ-
ahk mı yapıkfa?
ŞtRİN - Bu-aknı ABD'yi, her de-
mokratik ülke AK Parti'nin kuruluş
Erdoğan çıkıyor ve diyor ki: "Başörtüsü
benim için öncelikli konu değildir."
Bundaki samimiyete kim inanır? Hiç
kimse inanmaz. "Şimdi zamanı değil,"
dediği zaman endişeler daha da artıyor.
Milletin aklına hemen şu geliyor: "Demek ki
kuvvetlendiği zaman uzlaşma arayacağına
cebren bazı şeyleri yapmaya kalkacak."
AKP üst yönetiminin, milletvekillerinin
hiçbir fikrini dikkate almadığına
dikkat çeken Emin Şirin şöyle konuştu:
"Aşağı yukan 200 küsur
milletvekiliyle, parti yönetimi, daha
doğrusu Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan
seçimden sonra hiç bir kez bile görüşme veya
konuşma ihtiyacı hissetmedi."
'Erdoğan kin tutuyof
-Erbakan veErdoğan'ıbir-
birhie kıyaslarsanız ortaya na-
sıl bir sonuç çıkar?
ŞİRİN - Bir kere Erdoğan
çok daha yakışıkh, çok daha
karizmatik. Erbakan Erdo-
ğan'la bu konuda yanşamaz.
Kendi deyimiyle Kasımpaşa
kabadayısı. Yürüyüşü daha bir
tumturaklı.
tkincisi, espri ve zekâ bakı-
mından Erbakan'ı tenzih ede-
rek şahsen çok daha üstün bu-
lurum. Nezaket açısından da
karşılaştırmayı bile zul adde-
diyorum. Sayın Erdoğan, Er-
bakan'ın yanında bu kadar
uzun süre kalmıştır da keşke
Erbakan'ın nezaketi ve terbi-
yesinden bazı şeyler almış ol-
saydı. Ortak taraflanru da söy-
leyeyim. tkisi de çok çalışkan,
ıkisi de çok dindar. Yalnız Er-
doğan eskiden yapılanlan hiç
unutmuyor ve şahsi mesele haline
getıriyor. Mağrurluğu daha ön plan-
da. Buna karşıhk Erbakan'ın daha
fazla tolerans ve nezaket sahibi ol-
duğunu düşünüyorum.
Irak'a asker gönderme
-Sz Tiirk askerinin Irak'a ginne-
sine neden karşısmız?
ŞİRİN- Şartlara bağlı... .ABD'nin
kontrolünde olmamak kaydı ıle ulus-
lararası camianın kabu] etrığı bir
plan olursa anayasal düzen başta
olmak üzere, hukuki ve idari bir
Irak yapılandırmasını ortaya koya-
caksa ve bu planı hayata geçirmek
için ABD yerine uluslararası bir
Emin Şirin: Erdoğan,
Erbakan'uı yanında bu kadar
uzun süre kaldı da keşke
Erbakan'uı nezaketi ve
terbiyesinden baa şeyter
almış olsaydu.
güç Irak'a gidecekse böyle bir gü-
cün içinde Türkiye lider olarak bu-
lunur. Aksı takdirde ABD'nin ya-
runa ya da yerine meçhul ve meş-
kuk bir ABD planını uygulamak
üzere Türk askeri oraya gidemez.
- Erdoğan sizin istifanızj duyun-
ca, "Çok iyi oUhı" demiş. Buna ne
diyorsunuz?
ŞİRİN - Çok iyi oldu da ondan ol-
du, herhalde. Ya bunu bir kız-
gınhkla söyledi. ki bir başba-
kana yakışmaz, ya da gerçek-
ten memnun oldu. O zaman
da benim haklı olduğum orta-
ya çıkar.
Partinin ne kadar otoriter,
ne kadar monolitik bir yapırun
içine gırdiğıni ve Erdoğan"ın,
kendisıne partinin ana sözleş-
mesini, programını. meydan-
da verdiği sözlen ve kendisi-
ne demokrasiyi hatırlatan bir
insana ne kadar tahammül ede-
mediğüıi gösteriyor.
. -AKP'decemaatilişkisimi,
yoksa demokratik bir ilişki mi
var?
ŞİRİN - Partinin içinde mı?
-Evet»
ŞİRİN - Leyla Hanım. ben
deminden beri ne anlatıyorum?
- AKP hükünıetinin ekono-
mi politikasL, bir önceki hükü-
metten farklı mı?
ŞİRİN - Bu. daha iyi icra edilen
bir Kemal Deniş programı.
- Yoksa Ali Babacan Derviş'in ye-
tiştirnıesi mi?
ŞİRİN -Ali Babacan'ın onun ye-
tıştirmesi olduğunu sanmıyorum,
ama Ali Babacan ve ekibi ya da bi-
zim bugünkü ekonomi kurmaylan
Kemal Derviş'le mutabık kalınan
IMF-Dünya Bankası programını,
hem tek parti hükümeti olmalan
hem de TBMM'de büyük bir güce
sahip olmalan nedeniyle Kemal
Deniş'ten fevkalade daha sıkı ve iyi
bir biçimde icra edıyorlar.
Hükümetin bugün uyguladığı
ekonomik politika bırebir budur.
felsefesini, oradaki demokratikleş-
me ve hukuk devleti arayışını mu-
hakkak ki destekler. CHnton döne-
mindeki ABD'nin Türkiye'ye bakı-
şı ve Clinton'ın Meclis'te yaptığı ko-
nuşma bence tarihı bir konuşmadır.
O konuşmada Atatürk'ten üç kez söz
ermıştir.
Osmanlı tmparatorluğu'ndan Ata-
türk'ün önderliğiyle modern bir Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin ortaya çıkışı, la-
ik, demokratik, sosyal hukuk devle-
rini anayasanın değişmez ilkesi hali-
ne getiren ve tslam ülkeleri arasında
bütün eksikliklerine rağmen hukuk
devleti ve demokrasi konusunda en
ilen aşamada bulunan Türkiye, Clın-
ton yönetiminin refah devleti, Gü-
ney-Kuzey yakınlaşması ve demok-
ratikleşme konusunda desteklediği
bir ülkeydi.
Böyle bir çerçevede ve hele de 28
Şubat süreci sürerken AK Parti'nin
söylemleriyle kurulmuş bir partinin
desteklenmemesıne inıkân yoktu.
Ama bugün ABD'de kimler, Türki-
ye'de kimlere destek veriyor? Ona
bakın.
Bugün bu hükümetin desteği Clin-
ton gibi düşünenlerden gelmiyor. Bu-
gün bu hükümetin desteği Irak sava-
şını sürdürmek ısteyen belirli bir lo-
biden geliyor.
'AKP YÖNETIMI
TAKıYYECI
IZLENIMI VERIYOR'
- Sizce AKP takıyyeci mi?
ŞİRİN - Bunu yazınızda özellikle
behrtmenızi istiyorum. Sızin AKP de-
diğiniz partiye ben hâlâ Adalet ve Kal-
kınma Partısı AK Parti diyorum. Bu,
AK felsefe etrafinda toplanmak is-
teyen ve ona oy veren bir tabandı.
Bugünkü yönetim takıyyeci ol-
masa bile maalesef takıyyeci izleni-
mini veriyor. Iki somut örnek vere-
ceğim.
Başörtüsü konusunu alahm. Recep
Tayyip Erdoğan'ın eşı Emine Hanı-
mefendi başörtülü. Kızlan baş örtü-
lü. Iki gelinleri de başörtülü. Kızla-
n ve gelinleri başörtüsü nedeniyle
Türkiye'de okuyamıyorlar; o neden-
le de eğıtimlerine ABD'de devam
ediyorlar. Bu yüzden, Türkiye'den
uzak kaldıklan için telefonda ağla-
dıklannı duyuyoruz.
'Samimiyetslzlik'
, t a Erdoğan çıkıyor ve diyor ki:
a
Başörtüsü benim için öncehİdi ko-
nudeğildir.'1
Şimdi, bundaki samimi-
yete kım uıanır? Hiç kımse inanmaz.
tnanmıyor da zaten. Erdoğan, "Şim-
dizamanı değfl" dediği zaman endi-
şeler daha da artıyor.
Milletin aklına hemen şu geliyor:
"*Demek bu adam daha kımetlen-
diğizaman uzlaşma ara>acağma, ceb-
ren bazı şe>1eri \ apnıa>a kalkacak."
Erdoğan, burada yanlış yapıyor.
Başörtüsü öncelikli bır konudur. Bu
saklandıkça samimiyetsizlik görün-
tüsünü destekler. Ve karşı taraf da bu
durumu korkuyla izler.
- Peld siz bu konuda bir çözüm öne-
risi getiriyor musunuz?
ŞİRİN - Laik kesimin korkulannı
ortadan kaldumak ve onlara güven
vermek görevi dindarlanndır. Once-
likle iki kesimin de diyaloğa açık ol-
malan gerekir. tkinci olarak, laikke-
sim dindarlann arasında iyi niyetli-
lere anlayışla yaklaşmalıdır.
Son olarak, dindarlar arasında ta-
kıyye yapmayanlar. laiklerin korku-
lannın saçma olmadığını idrak ede-
rek bunlan samimiyetle ortadan kal-
dıracak adımlan atmalıdu"lar.
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Ege'den Notlar
"Türkiye'nin aydınlık yüzüne yolculuklar"\n bi-
rinden daha iyımser duygularla döndüm.
Şiirle ve müzikle yolculuk bu kez Ege'nin ilçele-
rineydi.
Selçuk'ta, çok yıllar önceki bir Ege yolculuğun-
da, Efes'i gezdikten sonra mola vermiştik. O gün-
lerin küçük Ege ilçesi bugün geniş, temiz cadde-
leriyte, modern bir kent görünümünde.
Selçuk'un kurtuluş kutlamalan, banşçıl bir halk
şölenine donüşmüş. Bunda, beldeye pek çok hiz-
metler veren genç ve aydın Belediye Başkanı Ve-
fa Ülgür'ün kişiliğinın etkisi belirgin.
Ama Selçuk'ta beni en çok etkileyen şey, söz-
cüğün gerçek anlamıyla kırk yıllık arkadaşım ve yaş-
daşım Hasan Öztürk'ün adıyla özdeşleşen kültür
ortamı oldu.
Onunla tanışıp arkadaş olduğumuzda, Gem-
lik'in bir balıkçı köyünden, liseyi henüz bitirmiş bir
delikanlıydı. Anımsadığım kadanyla o sırada ede-
biyatla ilişkisi, ilerici, aydın bir genç oluşundan da-
ha fazla değildi. Bugün o, kimıleri ülkemizin en
önemli tiyatrolannca da sahnelenmiş birçok oyu-
nun yazandır.
Ama bundan daha da önemlisi, yeteneğini, hal-
kın içinde ve halkın hizmetine vermiş olması... On
yıldır Selçuk'ta yaşamakta olan Hasan öztürk, sa-
dece orada değil, başka çevre ilçelerde de bir ti-
yatro ateşi yakmış. öğrenciler yetıştirmiş ve yetiş-
tirmekte. Dinletimizin yapıldığı Efes Tiyatro Salo-
nu'nun duvarfarı, o sırada oynanmakta olan oyun-
lanndan birinin, bir çocuk oyununun fotoğraflany-
la donatılmıştı.
Hasan öztürk örneği, üzerinde ayrıca, önemle
durulmaya değer.
özellikle tiyatro yazarianmız, tiyatro üzerine dü-
şünenler, yazıp çizenler, Selçuk'taki tiyatro olayını
mutlaka gidip yerinde görmelıler...
• • •
Ikinci durağımız Kuşadası'ydı...
Kuşadası'ndaki kentleşme olgusu tartışılabilir.
Ama bu beldemizin sahip olduğu büyük turizm
potansiyeli çok açık.
Orada bulunduğumuz kısa sürede, limana, ya-
bancı bandıralı, dev büyüklükte yolcu gemilerinin
biri gelip biri gitti.
Efes Tiyatro Salonu gibi, Kuşadası'ndaki dinle-
tinin yapıldığı Ada Sanat Evi de şiir ve müzikse-
verlerle dolup taşmıştı.
Bunun miman da, hiç kuşkusuz, Sanat Evi'nin
sempatik yönetıcileri, her şeyden önce de Kuşa-
dası Eğitim Geliştirme Vakfı (KEGEV) Başkanı Ba-
yan Gürsel Tonbul'dur.
Çevreci bir aydın, seçeneksel tarım alanında
uluslararası ödüllerin sahibi birtanmcı veyine ulus-
lararası bir turizm kuruluşu olan Diana'nın sahip-
lerinden Bayan Tonbul, gerçek bir aydın ve ger-
çek bir yurtsever.
O da, kendi kişisel yaşamını sadelikle sürdürmek-
teyken, yeteneğini ve birikimlerini, yöresinin, ülke-
sinin mutluluğunaadamış...
• • •
Bir sonraki durağımız Torbalı'da, bizi Eğitim-
Sen'li öğretmen arkadaşlar karşıladı.
Torbalı kurtuluş kutlamalarının yine bır halk şö-
leni olarak yapıldığı Çamlık Alanı'ndaki dinletimi-
zin öncesinde Eğitim-Sen Torbalı Baş Temsilcisi Mu-
zaffer Yıldınmer ve derneğin başkaca yönetici ve
üyeleriyle dernek lokalinde yaptığımız söyleşide,
ülkemizin değişmez sorunlardenızineTorbalı öze-
linde bir çırpıda dalıp çıktık...
Ülke genelinden de uzak olmayan Torbalı öze-
li, özetle şöyle:
Geçen belediye seçimlerinde DSP adayı 4200,
CHP adayı 3800 oy almış. Bu toplam 9000 oya kar-
şın, DYP adayı 4400 oyla başkan olmuş. (Sayın Er-
tan Önver'in sevilen, aydın bir kişi olması ayn bir
konu.)
öğretmen arkadaşlar, yaklaşan yerel seçimler-
de "CHP çatısı altında solun ortak adayı "nın sap-
tanması için, "demokratik güç biriiği" adı artında
dört toplantı yapıldığını söylediler...
Ortak bir aday saptanabılecek mi?
Kuşkulu...
"CHP çatısı altında" başlığı bana akla yatkın
göründü...
Ama bu CHP'ye yetecek mi?
Başta CHP, ötekı sol. sosyal demokrat vb. par-
ti ve kuruluşlar, "demokratik güç biriiği"nir\ sağ-
lanması için gereken akıllılığı, kıvraklığı, sağduyu-
yu gösterebilecekler mi?
Torbalı'da da, ülke genelinde de toplumsal ya-
şamımızın en yakıcı, çözümü en acil sorunu kuş-
kusuz ki bu...
Açık havadaki dinleti güz rüzgânyla birden so-
ğuyan havada yapıldı.
Buna karşın, yüzlerce izleyici arasında, kucak-
lannda uyuyan çocuklarıyla dinleti sonuna kadar
yerierinden kımıldamayan genç anneleri unuta-
mam...
Bir de, her biri çilelerden geçmiş, bilinçli, yiğit,
özverili, aynı ölçüde de yalın sade, dost Eğitim-Sen'li
öğretmen arkadaşlan...
Ege izlenimlerim bitmedi, ama sütunumun sınır-
ları burada sona eriyor...
ataol b(« cumhuriyet.com.tr.
Faks:(0212)513 85 95
BAKIRKÖY 9. ASLİ\T HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN İLAN
2001'564
Davacı Şermın Ağul vekıli tarafından davalı
Necat Ağul aleyhıne mahkememize açılan boşan-
ma da\-asının yapılan açık duruşması sonunda;
Mahkememızin 30 4.2003 tarihli 2001 564
Esas, 2003 290 Karar sayılı karan ile davanın ka-
bulüne, Istanbul ilı, Esenler ılçesı, Namık Kemal
Mah. Cilt: 47, Hane 128, BSN: l'de nüfiısa kayıt-
lı M. Nıhat ve Melek oğlu 1957 doğumlu Necat
Ağul ile Ahmet ve Hafıze kızı 1960 doğumlu Şer-
mın Ağul'un MK'nun 134 ! maddesi gereğince
BOŞANMALARINA, taraflann müşterek çocuğu
1990 doğumlu Berk Ağul'un velayetinın davacı
anneye venlmesine, müşterek çocuk ıle baba ara-
sında her ayın 1. ve 3. haftalan cumartesi günü sa-
at 10.00, ertesi günü saat 17.00 ve dinı bayramla-
nn 2. ve 3 günlen a)Tiı saatler arasında müşterek
çocugun davalı baba yanına verilmesı suretiyle
aralannda şahsı ılışkı kurulmasına, davacı kendısı
içuı tedbır ve yoksulluk nafakası ıle maddi ve ma-
nevi tazminat ile müşterek çocuk için tedbir ve iş-
tırak nafakası ıstemedığinden bu konuda karar ve-
rilmesine yer olmadığına, karar venlmış olup ış
bu hüküm adresı meçhul bulunan Necat Ağul'a
ilanen teblığ olunur. Basın: 43086