02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2003 CUMA HABERLER DUNY4DABUGÜN ALİ SİRMEN Irak'ta Sapla Samanı Karıştırmayalım SP Genel Başkan Yardıması Şevket Kazan, Bağ- dat'taki BM temsilciliği merkezine yapılan saldın ile ilgili olarak, garip bir açıklama yapmış. Eski tüfektakıyyecilerden Kazan, saldınnın üzü- cü ancak doğal olduğunu söyledikten sonra şöy- le buyurmuş: "Ülkesi işgal edilmiş bir halkın bu işgali bir an önce bertaraf etmek için çaba göstermesi gayet doğaldır. Biz de Istiklal Harbi'nde böyle yapmış- tık..." Burada bütün dünyadaki köktendincilerin kafa kanşıklıkJarından doğan ortak yanılgılarının bir ör- neğini veriyor Sayın Kazan. Gerilla savaşı başka bir şeydir, terör başka bir şey. Ülkesi işgal alttnda olan halkın, her türlü direni- şi meşrudur. Genellikle üstün güce karşı gerilla sa- vaşı düzenlenmektedir ki, bu da doğallıkla haklı bir davranıştır. Ama gerilla savaşının sınırlan sivil hedeflerde durur. Sivil hedeflere yönelik saldınlann meşru gö- rülecek biryanı olmadığı gibi, son tahlilde işgal al- tındaki toplumun insanlanna da bir yarar sağlamaz. ••• Bağdat saldınsında bu durum açıkça ortadadır. BM işgalci güçler arasında değildir. BM aynca, ABD işgaline ne yeşil ışık yakmış, ne de methaldar olmuştur. Bu kuruluşa bağlı silah denetçilerinin raporlan daABD işgalini meşru gösterecek herhangi bir içe- rik taşımamaktadır. Saldın, Amerikan kuvvetlerine veya koalisyon as- kerlerine yönelik olmuş olsaydı, durum tabii ki de- ğişik açıdan değerlendirilecekti. Ama burada, savaşa taraf olmayan siviller söz konusudur ve bu durumda saldınyı doğal karşıla- mak veya haklı görmek söz konusu olamaz. öte yandan ABD'nin BM'yi elinden geldiğince, Irak konusuna kanştırmamaya çalıştığını, Bush yönetiminin BM'yi bütün konularda saf dışı bırak- maya çalıştığını görüyoruz. • • • BM ve Irak konusunda çok açık olan bu ayrım, daha karmaşık gibi görünen konularda da geçer- lidir. örneğin Filistin sorunu. Filistin, Israil işgali altında bir ülke. Şimdi bu durumda biz köktendinci Filistin örgüt- lerinin Israilli sivillere, kadınlara yönelik terör sal- dınlannı, haklı mı göreceğiz? Kudüs'teki son saldırının sivil kurbanlannın gö- rüntülerini izlerken, "Oh iyi olmuş, onlann asker- leri de, Filistin 'i işgal altında tutmasalardı" mı di- yeceğiz? Peki, o siviller arasında, Israil'in Filistin'i işgal et- mesine karşı çıkanlann bulunmadığını nereden bi- leceğiz? Kaldı ki, son saldınnın kurbanlan arasında bu- lunanlann hepsi de, Şaron politikasını destekle- seler bile, bu hareketi haklı görebilir miyiz? Istilacıya karşı savaş, işgali sona erdirmeye, ba- nşı sağlamaya yönelik olduğu için meşrudur; in- tikam duygusuna yönelik savaşın meşruiyeti de ol- maz, işgal altında bulunan topluma yarar da sağ- lamaz. 1992yılındaülkesindegörüştüğüm, birzaman- lar Franco rejimi tarafından idama mahkûm olmuş ve ölümden, dünya kamuoyunun baskısıyla son anda dönmiiş olan eski Bask milrtanı Mario Ona- india'ya örgüt üyeliğinden vazgeçme nedenlerini sorduğumda, ileri sürdüğü gerekçelerden biri de "terörile banşa erişmenin ve özgürbirtoplum oluş- turmanın imkânsızlığını anlamış olmasıydı." Gerçekten de terör ile kurtuluşu arayanlar ikti- dar olduklannda, aynı terörü kendi halklanna uy- gulamaktadırlar. Tarih bunun canlı örnekleriyle doludur. Aynca, Filistin örneğinde gördüğümüz gibi, te- rör, istilacıyı yıldınp banşa yol açmıyor, tam tersi- ne istilacının kamuoyunda haksız hareketinin meş- ru görülmesi gibi bir yanılgıyı doğuruyor ve banşı engelliyor. Bizim Istiklal Harbi'mizde, böyle bir örnek bildi- ğim kadanyla yoktur, varsa da olay Istiklal Sava- şımızda olduğu için meşrulaşamaz. Sayın Kazan'ın "Umanmbuolaylmk'aaskergön- dermek isteyenlere ilahi bir ikaz olur" sözünü ise tüylerim ürpererek okudum. Terörde ilahi ikaz arayan kafanın, Sıvas katliamı sanıklannı Adalet Bakanı iken hapiste özel olarak ziyaret etmiş olduğunu da anımsatmak isterim. Allahım sen bizi, Şevket Kazan gibi terörde ilahi ikaz arayan inanış sahiplerinin imanından koru! 1986 yılında ölmüştü 3.Cumhurbaşkanı Celal Bayaranılacak ANKARA (AA) - Üçüncü Cumhurbaşka- nı Celal Bayar, bugün Umuıbey'de törenle anı- lacak. Yaşamının 80 yı- lı siyasetle geçen Ba- yar, 22 Ağustos I986'da 103 yaşında öldüğün- de dünyarun en yaşh p o litikacısıydı. Genç yaşta siyasetle ilgilenmeye başlayan Bayar, DP'nin 14 Ma- yıs 1950'de iktidara gel- mesinden sonra 22 Ma- yıs'ta Türkiye Cumhu- riyeti'nin üçüncü cum- hurbaşkanı seçildi. Ba- yar, 27 Mayıs 1960ha- rekâtında tutuklandı ve Yüksek Adalet Diva- nı'nda yargılandı. Ba- yar, 15 Eylül 1961'de "vatana ihanet" ve "anayasayı ihlaF'den idamla cezalandınlan 15 DP'li arasında yer aldı. Ancak Milli Birlik Komitesi, 77 yaşındaki Bayar'ın cezasını yaş sınınnı aştığı gerekçe- siyle son anda ömür bo- yu hapse çevirdi. Ba- yar, kalp krizi geçirme- si üzerine serbest bıra- kıldığı7Kasıml964'e kadar Kayseri Ceza- evi'nde tutuldu. Kılık kıyafet yönetmeliğine aykın davranmaktan soruşturma açılan akademisyenlerden komik savunma: Sakal sapıklardankoruyorMAHMITGURER ANKARA - Sakal bıraktıklan ve Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ne uyma- dıklan gerekçesiyle haklannda so- ruşturma açılan Van 100. Yıl Üniver- sitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Baş- kanı Doç. Dr. Ha>Tettin Kara ve HaÛc Sağlığı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. NevzatAkmaıt savTinmalannda ilginç gerekçelere yer \ erdiler. Kara, öğre- tim üyelennın sakal bırakıp bırakama- yacağı konusunda yasal bir karmaşa olduğunu savunurken, sakalını kesti- ğı taktırde "babası tarafindan azar- lannuş çocuk" konumuna düşeceği- ni ileri sürdü. AJcman ise ilginç gerek- çelersunduğu savunmasında "Sakal- n olduğıunda kadınlardan farkım ol- duğumu düşünüyorum. Böylece şah- sıma karşı olabikcek sapık yöneHş- lerden korunduğumu düşünüyorum'' • Van 100. Yıl Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hayrettin Kara ve Halk Sağlığı Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nevzat Akman hakkında kılık kıyafet yönetmeliklerine uymadıklan gerekçesiyle soruşturma açıldı. Prof. Kara, savunmasında 'sakalını keserse babası tarafından azarlanmış çocuk durumuna düşeceğini' söylerken, AJanan da "sakalı sayesinde cinsel tacizden korunduğunu' ileri sürdü. görüşüne yer verdi. Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörlü- ğü tarafından haklannda "Kıhk Kıya- fet VönetmelikJeri'ne uymadıklan ge- rekçesiyle'' soruşturma açılan öğretim üyelerine "Neden sakal bırakıyorsu- nuz?" diye soruldu. Üniversite Psiki- yatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kara, yönetmelik, yasa ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlan arasında ko- nuya ilişkin birkarmaşa olduğunu ile- ri sürerken, öğrencilennin kendisini sakallı halde görmeye alıştığını ve sa- kallannı keserse. babası tarafından azarlanmış çocuk durumuna düşeceği- ni ifade etti. Kara, sakal bırakmanın en doğal hakkı olduğunu savundu. Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. H. Nevzat Akman ise savunmasında, sakallı olduğu za- man kendisini huzurlu hıssettığini be- lirterek "Sakallı olduğumda kadınlar- dan farkun olduğumu düşünüyorum. Böylece şahsuna karşı olabilecek sapık yönelişlerden korunduğumu düşünü- yorum" görüşünü kaydetti. Kılık Kıyafet Yönetmeliği 'nın hata- lı olduğunu ve bir an önce değiştiril- mesi gerektiğini öne süren Akman 'ın savunmasında şunlar yer aldı: "tnsan- lar kadın ve erkek olarak ayn üd cins- teyaraalmışlanhr.Insan nesli böylede- vam etmektedir ve aile toplumun te- melklir. Sakalholduğumdakadınlardan farklı olduğumu ve şahsuna karşı ola- bflecek sapıkyönelişlerden korunduğu- mu düşünüyorum. Halk sağlığı uzma- nı olarak biliyorum ki, şu an geiişmiş ülkelerdekiönemlisağhksorunlarmdan biri. AIDS hastalığıdır. Ve bu hastahğın yavıoşuıdaki önemli sebep, sapıkve gay- ri meşru iiişkilerdir. Kadın oîsun erkek olsun. insanui cinsiyetini bilmesi ve ona uygun davranması. ruh sağlığı açısın- dan da önemlidir. Sakal da yarabhş iti- barrylaerkeğikadından ayıranbir özd- liktir. Bir ilim adanu olarak yukanda açıkiadığım nedenlerieerkeklerin sakal- lannı kesmelerinin değil bırakmalan- nın teşvik edilnıesinin uygun olacağı kanısjndayım... Sakalh ohnam bir suç ve kabahat değil, aksine ruh ve beden sağlığı açısuıdan olumiu bir dunım- dur." Öğretim üyeliğinden aüldı Yrd. Doç. Dr. Akman'ın 1998 yılın- da Van 100. Yıl Üniversitesi Tıp Fa- kültesi'nde yapılan "rürban eylenü" sonrası görevinden uzaklaştırıldığı an- cak 1999 yılında çıkan 4457 sayılı af yasasıyla üniversiteye geri döndüğü öğrenildi. Van 100. Yıl Üniversitesi'nde yapı- lan türban soruşturması, üniversiteler- de yapılan en kapsamlı irtica karşıtı hareket olarak gerçekleşmişti. İĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN m9000'0090000+000 ÇAflN TARİHİMZ 00 000000000000000000000 Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özok'tan Adalet Bakanı'nın sözlerine tepki: Çiçek yakmacak makamda değilANKARA (CumhurivetBüro- su) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, Adalet Bakam Cemil Çiçek'in yolsuzluklara yönelik mücade- leye ilişkin değerlendirmeleri- ne yürekten katıldıklannı, "An- cak bu tespitkri üçüncüşa- hıs gibi yapıp, sorumlulîık almamasu taşuı atnna elini sokmaması, kabul edile- mez" dedi. Adalet Bakanı Cemil Çi- çek'in yolsuzluklar nede- niyle ortaya çıkan "PisKği, yargnun tenüzlenıe mecbu- metinde olduğu; vapanın yanma kâr kalmıyor dedirtmek yargmm en başbca görevidir" yönündeki çağnsmın ancak "ryi nryetietemenni" olabileceğinde hukuk çe\Teleri birleşirken, so- runun "lafla" çözülemeyeceği vurgulandı. Türkiye Barolar Birliği Baş- kanı Özdemir Özok, Çiçek'in "iyi niyerü tespitierine yürekten kaaldıklannı" belirterek "An- cak bu tespitieri üçüncü şahıs gi- bi yapıp sorumhınık almaması. şey değfl" diye konuştu. Eski Adalet Bakanı Seyfı Ok- tay da yargıda, çağın anlayışma uygun, kapsamlı dönüşümün sağlanması gerektiğinin altını çizerek yapılması gereken kök- lü reformun gerçekleştirilmesi • Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in yolsuzlukla mücadelede yargının işleyişine ilişkin sözleri tepkiyle karşılandı. TBB Başkanı Ozok, Bakan'ın üçüncü şahıslar gibi şikâyet etme hakkı olmadığını söyledi. taşın ahına elini sokmaması ka- bul edDemez. Başmda buhındu- ğu bakanhğuı bütün sorunlan- nı kendisi çözmek durumundave mevkindedir. Üçüncü şahıslar gibi davranması kabul edilir bir durumunda, siyasetin yolsuz- luklarla uğraşmasına gerek kal- mayacağını \urguladi. Oktay, Adalet Bakanı 'nın çağnsının gü- zel olduğunu belirterek "tyi ni- yetle, temenni olabilir. Ama işle- vişi güçkndjrip. bütün yönleriy- le yargının bağınısızhğını güçlü şekfldesağbrve kendisinden kuş- ku duyuhnayacak tşleyişe kavuş- tunırsanız, bu temenniler yeri- ni bulur'' dedi. Oktay, yargıda yaşananlarda si- yasetin etkisine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Yargmm kararknra, ka- nunlarla önlemeye çalışır- samz, beüi düzenlemeler ve uygulamalarla devre dtşı bı- rakmaya çahşırsanız, yargı bağunsızhğmdan söz edile- mez. Eğer, yargının bağun- SE, şeflFaf ve objektif işleyi- şini sağlarsamz, yargıdan hiç kfansenin kuşku duymayacağı iş- leyişi gerçekleştirirseniz her tür- lü olayın üstesinden gelirsiniz. Her şeyden önce hukuk devleti- ne inanmak gerekrvor." Kendini yalanladı Bakan Çelik'i ele veren belgeANK\RA(Cumhurivet Bürosu)-Millı Egitim Ba- kanlığı, dün gazetemizin manşetınden verilen "Ba- ğışa bakan ödülü" başlık- lı haberi sadece imam ha- tip liseleri değil tüm okul yaptıranJann belirlenmesı amacıyla 81 ilin valiliğine tek birgenelge gönderildi- ğini ileri sürerek yalanla- maya çalıştı. Ancak Milli Eğitim Ba- kam Hüseyin Çetik'in ya- lanladığı, MEB Din Öğre- timi Genel Müdürü Irfan Aycan tarafından yine Çe- lik adına 22 Temmuz'da 81 il valiliğine gönderilen 1542250sayılı, "aceleve günlüdür" damgalı genel- gede, ~İmam hatip lisesi yaporan vc\a vaponına kat- kıda bulunan ha>irsever vatandaşlaruı bilinmesine ihtiyaç duj-ulmuştur" de- niliyor. MEB Basın Mü- şavirliği'nden dün yapılan yazılı açıklamada, "Eğiti- me Yüzde Yüz Destek Kampanyas" çerçevesin- de, okul yaptıran veya ya- pımına katkıda bulunan ki- şilerin bilgiierinin tek bir genelge ile istendiği kay- dedildi. Açıklamada, kam- panyanın özel sektörün eği- tim yatınmlanna katkısını arttırmak amacıyla yapıl- dığı belirtilirken, kampan- ya ile okul yaptıran ve ya- pımına yardımcı olan kişi- lere "şiİt" verileceği kay- dedildi. Cumhuriyet'in dünkü haberınde, Bakan Çelik adına valılikJere gönderi- len genelgede, imam hatip lisesi yaptıran ya da yapı- mına katkıda bulunan ha- yırseverlerin ismi ve adre- si istendiği belgesıyle yer almıştı. Belgede şu ifade- ler yer almıştı: "Bakanh- ğunızda yapılan çalışma- larda kullanümak üzere, Uinizdahüindeimam hatip lisesi yaptıran veya yapı- mında büyük oranda kat- kıda buiunan hayırsever vatandaşlann bilinmesine ihtnaçduyiıbnuştur. Bu se- bepk,Qmizdahflindeimam hatip lisesi yaptıran \eya büyükoranda katkıda bu- lunan hayırsevervatandaş- lann tespit edilerek isim, adres, telefon numarası ile özgeçmişlerinin en geç 15/08/ 2003 tarihinde, ba- kanhğımız Din Oğretimi Genel Müdürlüğü'nde olacak şekilde gönderil- mesini rica ederim." .VA^tUÛtNB f Lijem n{MlJM ytf4 h^Ob oauta ksâtA !MJIWI A ; Genelge, bakanlıgın açıklamasıyla uyuşmuyor. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Beyoğlu, Türkiye'nin kültür ve sanat merkezi. Istanbul bir dünya kenti ve Be- yoğlu, istanbul'un dünyaya açılan en önemli yüzü. Beyoğlu, sinemalarıyla, ti- yatrolanyla, sanatçı kahveleriyle, yüz- yıllara meydan okuyan tarihi binalany- la, Bizans'tan Osmanlı'ya, Osmanlı'dan Cumhuriyete uzanan öyküleri ve kişile- riyle büyülü bir semt. Beyoğlu'nda yürürken ünlü müzikçi Franz Lizst'in kaldığı eve, Italya'nın bir- liğini sağlayan Garibaldi'nin kaldığı bi- naya, aşağı Galata'ya doğru yürüyün- ce Fransız Ihtilali'nin ünlü şairi Andre Chenier'in doğduğu eve rastlayabilirsi- niz. Daha kimler gelip geçmedi bu tari- hi Pera semtinden. Tarihi ve turistik bakımdan önemli bu semte gereken değeri veriyor muyuz? Bu önemli semt, yaşadığı sorunlarla na- sıl varlığını sürdürecek? Kapkaççılany- la, tinerci çocuklanyla, yığılan çöpleriy- le, gürültüsüyle, bakımsızlığıyla, herya- nını saran polis görüntüleriyle nasıl baş edeceğiz? Bu güzel semtimize nasıl ge- reken değeri kazandırabiliriz? • • • Bir süredir bu dertlere çare üretmek Beyoğlu'na Yeni Yüz... amacıyla bir örgütlenme oluşturuldu. "Beyoğlu Turizmi Geliştirme Projesi" adı verilen bu örgütlenmenin temel özel- liği sivil toplum temsilcileriyle kamu tem- silcilerinin bir arada çalışması. Istanbul Valiliği, Beyoğlu Belediyesi, Beyoğlu Kaymakamlığı, Beyoğlu Emniyet Amir- liği, TURSAB gibi turizm örgütlerinin temsilcileri, mahalle derneklerinin tem- silcileri ocak ayından bu yana toplanıp projeler geliştiriyorlar. Planlama işin en önemli yanı. Plan- lama Komisyonu'nda Beyoğlu Beledi- yesi adına Tülin Ersöz, Ij Kültürye Tu- rizm Müdüriüğü adına Özgül Özkan Yavuz, Şehir Plancıları Odası adına Özcan Biçer, TAÇ Vakfı adına Fat- magül Aslaner, Insan Yerîeşimleri Der- neği adına Korhan Gümüş yer alıyor. Planlamayı hangi anlayışlar içinde ele aldıklannı şöyte anlatıyoriar: "Beyoğ- lu, içerdiği kültürel, sosyal ve ekono- mik değerler açısından İstanbul'un her dönemde gözbebeğiolmuş önem- li merkezlerden biridir. Fakat gûnü- müzde çeşitli yasal, yönetsel sorun- larnedeniylepotansJyellerinideğerlen- dirme konusunda sıkıntılaryaşanmak- tadır. Beyoğlu'nun sorunlannı çözebil- mek için, ortak değerler yaratılması ve geleceğe bakışın şekillendlrilmesi gerekmektedir. Ekonomik problem- lerden sosyal sürtüşmelere ve fıziksel düzenlemeye varan geniş bir sorun- lar yelpazesiyle karşı karşıyayız. Bu sorunlarancakyaşayanlann katılımıy- la güçlendirilmiş, yerel bir kalkınma planı üretmeyi amaçlayan planlama çalışması ile çözülebilir." Komisyon bu amaçla mevcut duru- mu değerlendirerek aşağ/daki sonuç- laravarmıştı: 1- Ekonomik sorunlar, 2- Sosyal sorunlar 3- Fiziksel sorunlar, 4- Çevre sorunlan, 5- Yasal sorunlar. Bu sorunlan çözebilmek amacıyla önce- lik/e "Bilgi Bankası" oluşturulmaya ka- rar verilmişti. Beyoğlu'nun bugün ta- rihine, özelliklerine ilişkin ciddi bir bil- gi kaynağı bulunmuyor. llk iş olarak tüm araştırmacılara açık bir bilgi ban- kası çalışması başlatılmış durumda. Bu sorunlardan yola çıkılarak kısa va- deli projeJer hazırlanmıştı. Bonlar ise ula- şım sisteminin geliştirilmesiydi: 1 - Sul- tanahmet Meydanı veTaksim Meyda- nı arasında mevcut otobüs güzengâ- hının kullanımının arttınlması, 2- Sul- tanahmet Meydanı veTaksim Meyda- nı arasına turist hattı konulması, 3- Is- tiklal Caddesi'ne kamu araçlannın gi- rişinin engellenmesi, daha küçük araç kullanımının teşvik edilmesi, 4- Gü- müşsuyu'ndaki Inönü Caddesi'ne şe- hirierarası otobüs girişlerinin engellen- mesi, 5- Türkiye Denizcilik Işletmeleri AŞ tarafından yürütülen uluslararası yolcu limanı projesi gibi önemli ulaşım projelerinin tasanm sürecine katkıda bu- lunarak bütüncül bir ulaşım sistemi an- layışının gelişmesinin sağlanması. Projeler, Taksim Meydanı, Galata- saray, Tünel Meydanı, Galata Kulesi ve çevresi ve önemli sokaklaria ilgili so- runlara da çözüm bulmayı amaçlıyor. Bir kısmında bazı çözümlerin de üre- tildiği projeyi tanıtmak amacıyia yapı- lan basın toplantısında izleyiciler de çeşitli eleştiri ve önerilerde bulundular. Beyoğlu ve Galata esnafının en çok sıkıntısını çektiği konulardan birisi iç- ki ruhsatı. Özellikle Galata ve çevresindeki bar- larvekafelersürekli mevzuatın ve ida- renin engelleriyle ve yasaklanyla kar- şılaştıklarını belirtiyorlar. Toplantıda, idarenin bu konuda daha esnek dav- ranması dile getirildi. Taksim Meyda- nı'nın bir polis devleti görüntüsünden kurtanlması istendi. Daha birçok so- run burada idari, yerel yönetıcilerle ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle tartışıldı. Projenin en önemli yanı, sorunlara çö- züm getirebilecek bütün güçlerin bir ara- da çalışması. Beyoğlu için şimdi daha çok şey yapabilmek mümkün. En önemlisi katılımcı biryol izlenmesi. Hep birlikte bu projenin gelişmesine des- tek olmamız gerekiyor. Emeği geçen herkese başanlar diliyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle