Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 2003 CUMA
HABERLER
DUNY4DABUGÜN
ALİ SİRMEN
Irak'ta Sapla Samanı
Karıştırmayalım
SP Genel Başkan Yardıması Şevket Kazan, Bağ-
dat'taki BM temsilciliği merkezine yapılan saldın
ile ilgili olarak, garip bir açıklama yapmış.
Eski tüfektakıyyecilerden Kazan, saldınnın üzü-
cü ancak doğal olduğunu söyledikten sonra şöy-
le buyurmuş:
"Ülkesi işgal edilmiş bir halkın bu işgali bir an
önce bertaraf etmek için çaba göstermesi gayet
doğaldır. Biz de Istiklal Harbi'nde böyle yapmış-
tık..."
Burada bütün dünyadaki köktendincilerin kafa
kanşıklıkJarından doğan ortak yanılgılarının bir ör-
neğini veriyor Sayın Kazan.
Gerilla savaşı başka bir şeydir, terör başka bir
şey.
Ülkesi işgal alttnda olan halkın, her türlü direni-
şi meşrudur. Genellikle üstün güce karşı gerilla sa-
vaşı düzenlenmektedir ki, bu da doğallıkla haklı
bir davranıştır.
Ama gerilla savaşının sınırlan sivil hedeflerde
durur. Sivil hedeflere yönelik saldınlann meşru gö-
rülecek biryanı olmadığı gibi, son tahlilde işgal al-
tındaki toplumun insanlanna da bir yarar sağlamaz.
•••
Bağdat saldınsında bu durum açıkça ortadadır.
BM işgalci güçler arasında değildir.
BM aynca, ABD işgaline ne yeşil ışık yakmış, ne
de methaldar olmuştur.
Bu kuruluşa bağlı silah denetçilerinin raporlan
daABD işgalini meşru gösterecek herhangi bir içe-
rik taşımamaktadır.
Saldın, Amerikan kuvvetlerine veya koalisyon as-
kerlerine yönelik olmuş olsaydı, durum tabii ki de-
ğişik açıdan değerlendirilecekti.
Ama burada, savaşa taraf olmayan siviller söz
konusudur ve bu durumda saldınyı doğal karşıla-
mak veya haklı görmek söz konusu olamaz.
öte yandan ABD'nin BM'yi elinden geldiğince,
Irak konusuna kanştırmamaya çalıştığını, Bush
yönetiminin BM'yi bütün konularda saf dışı bırak-
maya çalıştığını görüyoruz.
• • •
BM ve Irak konusunda çok açık olan bu ayrım,
daha karmaşık gibi görünen konularda da geçer-
lidir.
örneğin Filistin sorunu.
Filistin, Israil işgali altında bir ülke.
Şimdi bu durumda biz köktendinci Filistin örgüt-
lerinin Israilli sivillere, kadınlara yönelik terör sal-
dınlannı, haklı mı göreceğiz?
Kudüs'teki son saldırının sivil kurbanlannın gö-
rüntülerini izlerken, "Oh iyi olmuş, onlann asker-
leri de, Filistin 'i işgal altında tutmasalardı" mı di-
yeceğiz?
Peki, o siviller arasında, Israil'in Filistin'i işgal et-
mesine karşı çıkanlann bulunmadığını nereden bi-
leceğiz?
Kaldı ki, son saldınnın kurbanlan arasında bu-
lunanlann hepsi de, Şaron politikasını destekle-
seler bile, bu hareketi haklı görebilir miyiz?
Istilacıya karşı savaş, işgali sona erdirmeye, ba-
nşı sağlamaya yönelik olduğu için meşrudur; in-
tikam duygusuna yönelik savaşın meşruiyeti de ol-
maz, işgal altında bulunan topluma yarar da sağ-
lamaz.
1992yılındaülkesindegörüştüğüm, birzaman-
lar Franco rejimi tarafından idama mahkûm olmuş
ve ölümden, dünya kamuoyunun baskısıyla son
anda dönmiiş olan eski Bask milrtanı Mario Ona-
india'ya örgüt üyeliğinden vazgeçme nedenlerini
sorduğumda, ileri sürdüğü gerekçelerden biri de
"terörile banşa erişmenin ve özgürbirtoplum oluş-
turmanın imkânsızlığını anlamış olmasıydı."
Gerçekten de terör ile kurtuluşu arayanlar ikti-
dar olduklannda, aynı terörü kendi halklanna uy-
gulamaktadırlar.
Tarih bunun canlı örnekleriyle doludur.
Aynca, Filistin örneğinde gördüğümüz gibi, te-
rör, istilacıyı yıldınp banşa yol açmıyor, tam tersi-
ne istilacının kamuoyunda haksız hareketinin meş-
ru görülmesi gibi bir yanılgıyı doğuruyor ve banşı
engelliyor.
Bizim Istiklal Harbi'mizde, böyle bir örnek bildi-
ğim kadanyla yoktur, varsa da olay Istiklal Sava-
şımızda olduğu için meşrulaşamaz.
Sayın Kazan'ın "Umanmbuolaylmk'aaskergön-
dermek isteyenlere ilahi bir ikaz olur" sözünü ise
tüylerim ürpererek okudum.
Terörde ilahi ikaz arayan kafanın, Sıvas katliamı
sanıklannı Adalet Bakanı iken hapiste özel olarak
ziyaret etmiş olduğunu da anımsatmak isterim.
Allahım sen bizi, Şevket Kazan gibi terörde ilahi
ikaz arayan inanış sahiplerinin imanından koru!
1986 yılında ölmüştü
3.Cumhurbaşkanı
Celal Bayaranılacak
ANKARA (AA) -
Üçüncü Cumhurbaşka-
nı Celal Bayar, bugün
Umuıbey'de törenle anı-
lacak. Yaşamının 80 yı-
lı siyasetle geçen Ba-
yar, 22 Ağustos I986'da
103 yaşında öldüğün-
de dünyarun en yaşh p o
litikacısıydı.
Genç yaşta siyasetle
ilgilenmeye başlayan
Bayar, DP'nin 14 Ma-
yıs 1950'de iktidara gel-
mesinden sonra 22 Ma-
yıs'ta Türkiye Cumhu-
riyeti'nin üçüncü cum-
hurbaşkanı seçildi. Ba-
yar, 27 Mayıs 1960ha-
rekâtında tutuklandı ve
Yüksek Adalet Diva-
nı'nda yargılandı. Ba-
yar, 15 Eylül 1961'de
"vatana ihanet" ve
"anayasayı ihlaF'den
idamla cezalandınlan
15 DP'li arasında yer
aldı. Ancak Milli Birlik
Komitesi, 77 yaşındaki
Bayar'ın cezasını yaş
sınınnı aştığı gerekçe-
siyle son anda ömür bo-
yu hapse çevirdi. Ba-
yar, kalp krizi geçirme-
si üzerine serbest bıra-
kıldığı7Kasıml964'e
kadar Kayseri Ceza-
evi'nde tutuldu.
Kılık kıyafet yönetmeliğine aykın davranmaktan soruşturma açılan akademisyenlerden komik savunma:
Sakal sapıklardankoruyorMAHMITGURER
ANKARA - Sakal bıraktıklan ve
Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ne uyma-
dıklan gerekçesiyle haklannda so-
ruşturma açılan Van 100. Yıl Üniver-
sitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Baş-
kanı Doç. Dr. Ha>Tettin Kara ve HaÛc
Sağlığı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr.
NevzatAkmaıt savTinmalannda ilginç
gerekçelere yer \ erdiler. Kara, öğre-
tim üyelennın sakal bırakıp bırakama-
yacağı konusunda yasal bir karmaşa
olduğunu savunurken, sakalını kesti-
ğı taktırde "babası tarafindan azar-
lannuş çocuk" konumuna düşeceği-
ni ileri sürdü. AJcman ise ilginç gerek-
çelersunduğu savunmasında "Sakal-
n olduğıunda kadınlardan farkım ol-
duğumu düşünüyorum. Böylece şah-
sıma karşı olabikcek sapık yöneHş-
lerden korunduğumu düşünüyorum''
• Van 100. Yıl Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hayrettin Kara ve Halk
Sağlığı Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nevzat Akman hakkında kılık kıyafet yönetmeliklerine
uymadıklan gerekçesiyle soruşturma açıldı. Prof. Kara, savunmasında 'sakalını keserse babası
tarafından azarlanmış çocuk durumuna düşeceğini' söylerken, AJanan da "sakalı sayesinde cinsel
tacizden korunduğunu' ileri sürdü.
görüşüne yer verdi.
Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörlü-
ğü tarafından haklannda "Kıhk Kıya-
fet VönetmelikJeri'ne uymadıklan ge-
rekçesiyle'' soruşturma açılan öğretim
üyelerine "Neden sakal bırakıyorsu-
nuz?" diye soruldu. Üniversite Psiki-
yatri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr.
Kara, yönetmelik, yasa ve Anayasa
Mahkemesi'nin kararlan arasında ko-
nuya ilişkin birkarmaşa olduğunu ile-
ri sürerken, öğrencilennin kendisini
sakallı halde görmeye alıştığını ve sa-
kallannı keserse. babası tarafından
azarlanmış çocuk durumuna düşeceği-
ni ifade etti. Kara, sakal bırakmanın en
doğal hakkı olduğunu savundu.
Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim
üyesi Yrd. Doç. Dr. H. Nevzat Akman
ise savunmasında, sakallı olduğu za-
man kendisini huzurlu hıssettığini be-
lirterek "Sakallı olduğumda kadınlar-
dan farkun olduğumu düşünüyorum.
Böylece şahsuna karşı olabilecek sapık
yönelişlerden korunduğumu düşünü-
yorum" görüşünü kaydetti.
Kılık Kıyafet Yönetmeliği 'nın hata-
lı olduğunu ve bir an önce değiştiril-
mesi gerektiğini öne süren Akman 'ın
savunmasında şunlar yer aldı: "tnsan-
lar kadın ve erkek olarak ayn üd cins-
teyaraalmışlanhr.Insan nesli böylede-
vam etmektedir ve aile toplumun te-
melklir. Sakalholduğumdakadınlardan
farklı olduğumu ve şahsuna karşı ola-
bflecek sapıkyönelişlerden korunduğu-
mu düşünüyorum. Halk sağlığı uzma-
nı olarak biliyorum ki, şu an geiişmiş
ülkelerdekiönemlisağhksorunlarmdan
biri. AIDS hastalığıdır. Ve bu hastahğın
yavıoşuıdaki önemli sebep, sapıkve gay-
ri meşru iiişkilerdir. Kadın oîsun erkek
olsun. insanui cinsiyetini bilmesi ve ona
uygun davranması. ruh sağlığı açısın-
dan da önemlidir. Sakal da yarabhş iti-
barrylaerkeğikadından ayıranbir özd-
liktir. Bir ilim adanu olarak yukanda
açıkiadığım nedenlerieerkeklerin sakal-
lannı kesmelerinin değil bırakmalan-
nın teşvik edilnıesinin uygun olacağı
kanısjndayım... Sakalh ohnam bir suç
ve kabahat değil, aksine ruh ve beden
sağlığı açısuıdan olumiu bir dunım-
dur."
Öğretim üyeliğinden aüldı
Yrd. Doç. Dr. Akman'ın 1998 yılın-
da Van 100. Yıl Üniversitesi Tıp Fa-
kültesi'nde yapılan "rürban eylenü"
sonrası görevinden uzaklaştırıldığı an-
cak 1999 yılında çıkan 4457 sayılı af
yasasıyla üniversiteye geri döndüğü
öğrenildi.
Van 100. Yıl Üniversitesi'nde yapı-
lan türban soruşturması, üniversiteler-
de yapılan en kapsamlı irtica karşıtı
hareket olarak gerçekleşmişti.
İĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN
m9000'0090000+000 ÇAflN TARİHİMZ 00 000000000000000000000
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özok'tan Adalet Bakanı'nın sözlerine tepki:
Çiçek yakmacak makamda değilANKARA (CumhurivetBüro-
su) - Türkiye Barolar Birliği
(TBB) Başkanı Özdemir Özok,
Adalet Bakam Cemil Çiçek'in
yolsuzluklara yönelik mücade-
leye ilişkin değerlendirmeleri-
ne yürekten katıldıklannı, "An-
cak bu tespitkri üçüncüşa-
hıs gibi yapıp, sorumlulîık
almamasu taşuı atnna elini
sokmaması, kabul edile-
mez" dedi.
Adalet Bakanı Cemil Çi-
çek'in yolsuzluklar nede-
niyle ortaya çıkan "PisKği,
yargnun tenüzlenıe mecbu-
metinde olduğu; vapanın
yanma kâr kalmıyor dedirtmek
yargmm en başbca görevidir"
yönündeki çağnsmın ancak "ryi
nryetietemenni" olabileceğinde
hukuk çe\Teleri birleşirken, so-
runun "lafla" çözülemeyeceği
vurgulandı.
Türkiye Barolar Birliği Baş-
kanı Özdemir Özok, Çiçek'in
"iyi niyerü tespitierine yürekten
kaaldıklannı" belirterek "An-
cak bu tespitieri üçüncü şahıs gi-
bi yapıp sorumhınık almaması.
şey değfl" diye konuştu.
Eski Adalet Bakanı Seyfı Ok-
tay da yargıda, çağın anlayışma
uygun, kapsamlı dönüşümün
sağlanması gerektiğinin altını
çizerek yapılması gereken kök-
lü reformun gerçekleştirilmesi
• Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in
yolsuzlukla mücadelede yargının
işleyişine ilişkin sözleri tepkiyle
karşılandı. TBB Başkanı Ozok, Bakan'ın
üçüncü şahıslar gibi şikâyet etme hakkı
olmadığını söyledi.
taşın ahına elini sokmaması ka-
bul edDemez. Başmda buhındu-
ğu bakanhğuı bütün sorunlan-
nı kendisi çözmek durumundave
mevkindedir. Üçüncü şahıslar
gibi davranması kabul edilir bir
durumunda, siyasetin yolsuz-
luklarla uğraşmasına gerek kal-
mayacağını \urguladi. Oktay,
Adalet Bakanı 'nın çağnsının gü-
zel olduğunu belirterek "tyi ni-
yetle, temenni olabilir. Ama işle-
vişi güçkndjrip. bütün yönleriy-
le yargının bağınısızhğını güçlü
şekfldesağbrve kendisinden kuş-
ku duyuhnayacak tşleyişe kavuş-
tunırsanız, bu temenniler yeri-
ni bulur'' dedi.
Oktay, yargıda yaşananlarda si-
yasetin etkisine ilişkin şu
değerlendirmeyi yaptı:
"Yargmm kararknra, ka-
nunlarla önlemeye çalışır-
samz, beüi düzenlemeler ve
uygulamalarla devre dtşı bı-
rakmaya çahşırsanız, yargı
bağunsızhğmdan söz edile-
mez. Eğer, yargının bağun-
SE, şeflFaf ve objektif işleyi-
şini sağlarsamz, yargıdan hiç
kfansenin kuşku duymayacağı iş-
leyişi gerçekleştirirseniz her tür-
lü olayın üstesinden gelirsiniz.
Her şeyden önce hukuk devleti-
ne inanmak gerekrvor."
Kendini yalanladı
Bakan Çelik'i
ele veren belgeANK\RA(Cumhurivet
Bürosu)-Millı Egitim Ba-
kanlığı, dün gazetemizin
manşetınden verilen "Ba-
ğışa bakan ödülü" başlık-
lı haberi sadece imam ha-
tip liseleri değil tüm okul
yaptıranJann belirlenmesı
amacıyla 81 ilin valiliğine
tek birgenelge gönderildi-
ğini ileri sürerek yalanla-
maya çalıştı.
Ancak Milli Eğitim Ba-
kam Hüseyin Çetik'in ya-
lanladığı, MEB Din Öğre-
timi Genel Müdürü Irfan
Aycan tarafından yine Çe-
lik adına 22 Temmuz'da
81 il valiliğine gönderilen
1542250sayılı, "aceleve
günlüdür" damgalı genel-
gede, ~İmam hatip lisesi
yaporan vc\a vaponına kat-
kıda bulunan ha>irsever
vatandaşlaruı bilinmesine
ihtiyaç duj-ulmuştur" de-
niliyor. MEB Basın Mü-
şavirliği'nden dün yapılan
yazılı açıklamada, "Eğiti-
me Yüzde Yüz Destek
Kampanyas" çerçevesin-
de, okul yaptıran veya ya-
pımına katkıda bulunan ki-
şilerin bilgiierinin tek bir
genelge ile istendiği kay-
dedildi. Açıklamada, kam-
panyanın özel sektörün eği-
tim yatınmlanna katkısını
arttırmak amacıyla yapıl-
dığı belirtilirken, kampan-
ya ile okul yaptıran ve ya-
pımına yardımcı olan kişi-
lere "şiİt" verileceği kay-
dedildi.
Cumhuriyet'in dünkü
haberınde, Bakan Çelik
adına valılikJere gönderi-
len genelgede, imam hatip
lisesi yaptıran ya da yapı-
mına katkıda bulunan ha-
yırseverlerin ismi ve adre-
si istendiği belgesıyle yer
almıştı. Belgede şu ifade-
ler yer almıştı: "Bakanh-
ğunızda yapılan çalışma-
larda kullanümak üzere,
Uinizdahüindeimam hatip
lisesi yaptıran veya yapı-
mında büyük oranda kat-
kıda buiunan hayırsever
vatandaşlann bilinmesine
ihtnaçduyiıbnuştur. Bu se-
bepk,Qmizdahflindeimam
hatip lisesi yaptıran \eya
büyükoranda katkıda bu-
lunan hayırsevervatandaş-
lann tespit edilerek isim,
adres, telefon numarası ile
özgeçmişlerinin en geç
15/08/ 2003 tarihinde, ba-
kanhğımız Din Oğretimi
Genel Müdürlüğü'nde
olacak şekilde gönderil-
mesini rica ederim."
.VA^tUÛtNB
f Lijem n{MlJM ytf4 h^Ob oauta ksâtA !MJIWI
A ;
Genelge, bakanlıgın açıklamasıyla uyuşmuyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Beyoğlu, Türkiye'nin kültür ve sanat
merkezi. Istanbul bir dünya kenti ve Be-
yoğlu, istanbul'un dünyaya açılan en
önemli yüzü. Beyoğlu, sinemalarıyla, ti-
yatrolanyla, sanatçı kahveleriyle, yüz-
yıllara meydan okuyan tarihi binalany-
la, Bizans'tan Osmanlı'ya, Osmanlı'dan
Cumhuriyete uzanan öyküleri ve kişile-
riyle büyülü bir semt.
Beyoğlu'nda yürürken ünlü müzikçi
Franz Lizst'in kaldığı eve, Italya'nın bir-
liğini sağlayan Garibaldi'nin kaldığı bi-
naya, aşağı Galata'ya doğru yürüyün-
ce Fransız Ihtilali'nin ünlü şairi Andre
Chenier'in doğduğu eve rastlayabilirsi-
niz. Daha kimler gelip geçmedi bu tari-
hi Pera semtinden.
Tarihi ve turistik bakımdan önemli bu
semte gereken değeri veriyor muyuz?
Bu önemli semt, yaşadığı sorunlarla na-
sıl varlığını sürdürecek? Kapkaççılany-
la, tinerci çocuklanyla, yığılan çöpleriy-
le, gürültüsüyle, bakımsızlığıyla, herya-
nını saran polis görüntüleriyle nasıl baş
edeceğiz? Bu güzel semtimize nasıl ge-
reken değeri kazandırabiliriz?
• • •
Bir süredir bu dertlere çare üretmek
Beyoğlu'na Yeni Yüz...
amacıyla bir örgütlenme oluşturuldu.
"Beyoğlu Turizmi Geliştirme Projesi"
adı verilen bu örgütlenmenin temel özel-
liği sivil toplum temsilcileriyle kamu tem-
silcilerinin bir arada çalışması. Istanbul
Valiliği, Beyoğlu Belediyesi, Beyoğlu
Kaymakamlığı, Beyoğlu Emniyet Amir-
liği, TURSAB gibi turizm örgütlerinin
temsilcileri, mahalle derneklerinin tem-
silcileri ocak ayından bu yana toplanıp
projeler geliştiriyorlar.
Planlama işin en önemli yanı. Plan-
lama Komisyonu'nda Beyoğlu Beledi-
yesi adına Tülin Ersöz, Ij Kültürye Tu-
rizm Müdüriüğü adına Özgül Özkan
Yavuz, Şehir Plancıları Odası adına
Özcan Biçer, TAÇ Vakfı adına Fat-
magül Aslaner, Insan Yerîeşimleri Der-
neği adına Korhan Gümüş yer alıyor.
Planlamayı hangi anlayışlar içinde ele
aldıklannı şöyte anlatıyoriar: "Beyoğ-
lu, içerdiği kültürel, sosyal ve ekono-
mik değerler açısından İstanbul'un
her dönemde gözbebeğiolmuş önem-
li merkezlerden biridir. Fakat gûnü-
müzde çeşitli yasal, yönetsel sorun-
larnedeniylepotansJyellerinideğerlen-
dirme konusunda sıkıntılaryaşanmak-
tadır. Beyoğlu'nun sorunlannı çözebil-
mek için, ortak değerler yaratılması
ve geleceğe bakışın şekillendlrilmesi
gerekmektedir. Ekonomik problem-
lerden sosyal sürtüşmelere ve fıziksel
düzenlemeye varan geniş bir sorun-
lar yelpazesiyle karşı karşıyayız. Bu
sorunlarancakyaşayanlann katılımıy-
la güçlendirilmiş, yerel bir kalkınma
planı üretmeyi amaçlayan planlama
çalışması ile çözülebilir."
Komisyon bu amaçla mevcut duru-
mu değerlendirerek aşağ/daki sonuç-
laravarmıştı: 1- Ekonomik sorunlar, 2-
Sosyal sorunlar 3- Fiziksel sorunlar, 4-
Çevre sorunlan, 5- Yasal sorunlar. Bu
sorunlan çözebilmek amacıyla önce-
lik/e "Bilgi Bankası" oluşturulmaya ka-
rar verilmişti. Beyoğlu'nun bugün ta-
rihine, özelliklerine ilişkin ciddi bir bil-
gi kaynağı bulunmuyor. llk iş olarak
tüm araştırmacılara açık bir bilgi ban-
kası çalışması başlatılmış durumda.
Bu sorunlardan yola çıkılarak kısa va-
deli projeJer hazırlanmıştı. Bonlar ise ula-
şım sisteminin geliştirilmesiydi: 1 - Sul-
tanahmet Meydanı veTaksim Meyda-
nı arasında mevcut otobüs güzengâ-
hının kullanımının arttınlması, 2- Sul-
tanahmet Meydanı veTaksim Meyda-
nı arasına turist hattı konulması, 3- Is-
tiklal Caddesi'ne kamu araçlannın gi-
rişinin engellenmesi, daha küçük araç
kullanımının teşvik edilmesi, 4- Gü-
müşsuyu'ndaki Inönü Caddesi'ne şe-
hirierarası otobüs girişlerinin engellen-
mesi, 5- Türkiye Denizcilik Işletmeleri
AŞ tarafından yürütülen uluslararası
yolcu limanı projesi gibi önemli ulaşım
projelerinin tasanm sürecine katkıda bu-
lunarak bütüncül bir ulaşım sistemi an-
layışının gelişmesinin sağlanması.
Projeler, Taksim Meydanı, Galata-
saray, Tünel Meydanı, Galata Kulesi ve
çevresi ve önemli sokaklaria ilgili so-
runlara da çözüm bulmayı amaçlıyor.
Bir kısmında bazı çözümlerin de üre-
tildiği projeyi tanıtmak amacıyia yapı-
lan basın toplantısında izleyiciler de
çeşitli eleştiri ve önerilerde bulundular.
Beyoğlu ve Galata esnafının en çok
sıkıntısını çektiği konulardan birisi iç-
ki ruhsatı.
Özellikle Galata ve çevresindeki bar-
larvekafelersürekli mevzuatın ve ida-
renin engelleriyle ve yasaklanyla kar-
şılaştıklarını belirtiyorlar. Toplantıda,
idarenin bu konuda daha esnek dav-
ranması dile getirildi. Taksim Meyda-
nı'nın bir polis devleti görüntüsünden
kurtanlması istendi. Daha birçok so-
run burada idari, yerel yönetıcilerle ve
sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle
tartışıldı.
Projenin en önemli yanı, sorunlara çö-
züm getirebilecek bütün güçlerin bir ara-
da çalışması. Beyoğlu için şimdi daha
çok şey yapabilmek mümkün. En
önemlisi katılımcı biryol izlenmesi. Hep
birlikte bu projenin gelişmesine des-
tek olmamız gerekiyor. Emeği geçen
herkese başanlar diliyoruz.