Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2003 PAZARTESİ
HABERLER
Tarikatdeğil devlet sermayesi
Hacı Bektaş Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında düzenlenenpanelde konuşan araştırmacıyazar
FaikBulut, Yeşil sermaye olarak adlandırılan mali gücün devlet eliyleyapılan teşvilderle doğduğunu belirtti
SELAHATTİN ŞAHtN
NEVŞEHİR - Hacı Bektaş Anma,
Kültür ve Sanat Etkinlikleri paneller
ve söyleşilerle devam ediyor. "Türld-
ye'deki dini kurumlara Avrupa'dan
bakış ve AB'ye gküş yohında Alevile-
rin yeri" konulu panelde Anadolu'da-
ki çok renkli kültürel yapının ve din-
leringelecekte Avrupa Birliği'ne (AB)
örnek oluşturacağı belirtildi.
Dün ilk olarak Hacıbektaş Kültür
Merkezi'nde "Sermaye ve tnanç" ko-
nulu panel düzenlendi. Panelde bir
konuşma yapan CHP Milletvekili Prof.
Dr. YakupKepenek, ekonomi tarihin-
de önceleri sermaye ile inanç arasm-
da çatışma gözlemlendiğini belirte-
rek şöyle konuştu:
"MÖ 5 binfiyiDardaAristo dönemin-
de başlayan sermaye kavTamı Orta-
çağ'dafaiz olarak karşuıuzaçıkryor. 19.
yüzyıida üretimdekuDandan tüm araç-
lan kapsayansermayenin tophımsal ifiş-
kflerideortavaçıkardığıgözİera>w.Üre-
tim sürecinde işgücünü harekete geçi-
ren sermaye,tophımsal nıanada bir iiş-
kiyi de gündeme geririyor. Bu ilişki de
toplumsal bölüşümde anahtar rol oy-
nuyor."
Sermaye ile inanç arasında; serma-
yenin değişken, inancın durağan ve de-
ğişmez kurallan nedeniyle sürekli bir
kavram kargaşası olduğunu savunan
Prof. Dr. Kepenel^ "GünümüzdeTür-
krye'de sermayenin ilk olarak rengine
balabyor. Bunun yaru sıra sermayenin
ekonomik, siyasi ve ahlaki yönleri de
ortaya çıkryor" dedi.
'Tarikatiar dini duygulan
sermaye yapryor'
Araştırmacı-yazar Faik Bulut ise
sermayenin tarihte ilk olarak güveni-
lir kişi konumundaki kilise rahipleri-
ne para verilip onlann bankacı veya
banker konumuna getirilmesiyle or-
taya çıktığrnı anlattı.
"Sermaye hareketinin bir ucunda
kıbç ve maneviyatvarsa bir ucunda da
para vardır" diyen Bulut, ekonomi
anlamında ise tslami sermaye diye bir
kavram olmadığını söyledi.
Türkiye'de özellikle 1950'lerden
sonra DP ve AP hükümetlerinden
günümüze kadar tarikat sermayele-
rinin, devlet eliyle yapılan teşvik-
lerle ortaya çıktığım vurgulayan Bu-
lut şöyle devam etti:
"Bunun için tarikatlann serma-
yderi kendine özgü degildir. Özellik-
le dini motifler kullanıbp, halkın di-
ni duygulanndan yola çıkılarak ser-
maye oluşturmaya gayret ediliyor.
Ordu ve emniyet gibi birimlerie ya-
kınlaşma içine giremeyen dini tari-
katiar, tabandan tavana doğru bir
taktik izhyor. Miliiyetçihk duygula-
Nevşehir'in Hacıbektaş Uçesindeki Haa Bektaş Veli KüDryesi ziyaretçi akınına uğrarken yurttaşlar Çilehane, Beştaşlar
ve Dedebağ gibi dini merkezleri ziyaret ederek kurbanlannı kesiyorlar. Külliyeyi ziyaret erfikten sonra şifah okhığuna
inanıian Arslanh Çeşme'den su içebilmek için saatlcrce sıra bekleyen yurttaşlar, türbede dua ederek çeşitti dileklerde
bulundular, günahlanmn affedilecegi inancryla "munı" diye anılan taşı kucakladılar. (Fotoğraf: Anadolu Ajansı)
Türbe ziyaretleri,tiyatrogösterileri, paneller, siyasilerin etkinlikleri ve trafik canavan
Hacıbektaş'm gündemi Türldye
MİYASEİLKNUR
NEVŞEHtR- Geçmiş yıl-
lara oranla kanumın düşük ol-
duğu Hacıbektaş anma tö-
renlerinde ilk giinkü etkin-
liklere karılanlann büyük bir
kısmı ikinci gün ilçeden ay-
nlınca ilçe sokaklan tenha-
laştı. Geçen yıl yaşanan fa-
cianın da bunda etkisi oldu-
ğu söyleniyor. Bilindiği gibi
geçen yıl Hacıbektaş 'tan dö-
nenleri taşıyan otobüsün ka-
za yapması sonucu 30 kişi
yaşamını yitirmişti. Şişli Be-
lediye Başkanı Mustafa Sa-
ngül'ün Istanbul'dan getir-
diği 7 bin kişi de geceyi ilçe-
de geçirmeden Istanbul'a
döndü. Sangül'e önceki gün
yaptığı katkılardan dolayı Ha-
cıbektaş Belediye Başkanı
Mustafa Özeivan tarafından
bir plaket sunuldu.
Törenlerin ikinci gününde
kültürel etkinliklerle birlikte
siyasi etkinlikler de gerçek-
leştirildi. SHP Genel Başka-
nı Murat Karayalçın, Hacı-
bektaş Veli Anma, Kültür ve
Sanat Etkinlikleri için ilçeye
yalçm 300 kişilik bir kalaba-
lığa konuştu.
Nevşehir'in Hacıbektaş il-
çesindeki Hacı Bektaş Veli
Külliyesi ziyaretçi akınına
uğrarken, yurttaşlar Çilehane,
Beştaşlar ve Dedebağ gibi di-
günahlannın affedilecegi
inancıyla "mum" diye anı-
lan taşı kucakladılar.
Çilehane'de de "Bu Ölü
Kalkacak" adlı sokak tiyat-
rosu gösterisi sunuldu. Çile-
hane'de sokak tiyatrosundan
• Hacıbektaş, ilk günkü kalabalığın ardmdan ikinci gün daha sakindi.
Dini mekânlar önündeki ziyaret kuyruklan sürerken SHP ilçe
örgütünün açılışı Genel Başkan Karayalçın tarafından yapıldı. Kültür
sanat etkinliklerinin büyük ilgi gördüğü ilçede ÖDP'liler tarafından
Irak'taki ABD işgaline karşı eylem yapıldı.
gelerek partisinin ilçe teşki-
latmın açılışını yaph. Tören
için SHP Genel Sekreteri Fik-
ri Sağjar, Genel Başkan Yar-
dımcısı Mustafa Kul ve diğer
genel merkez yöneticileri de
Hacıbektaş'a geldiler. Tören-
de SHP Genel Başkanı Kara-
ni merkezleri ziyaret ederek
kurbanlannı kesiyorlar. Kül-
liyeyi ziyaret errikten sonra
şifalı oiduğuna inanıian Ars-
lanlı Çeşme'den su içebilmek
için saatlerce sıra bekleyen
yurttaşlar, türbede dua ederek
çeşitli dileklerde bulundular,
çok Deliklitaş ve Aşık Mah-
zuni Şerif in mezan halkm il-
gisini çekti.
Deliklitaş'tan geçmek ve
Mahzuni Şerif in mezannı
ziyaret etmek için uzun kuy-
ruklar oluştu. Beştaşlar, De-
debağ ve Beştaşlar mevkiin-
de düzenlenen geleneksel aşu-
re gününde 5 kazan aşure da-
ğıtıldı. Karacaahmet Sultan
Kültürünü Tanıtma ve Daya-
nışma Derneği'nce pişirilen
5 ton et de konuklara ikram
edildi. Kızılay tarafından ku-
rulan 1500 çadırda konakla-
yan yurttaşlar, geceleri de saz
çalarak semah dönüyorlar.
Çilehane ve 60. Yıl Spor Sa-
lonu'ndaki konserler, tiyatro
gösterileri büyük ilgi görü-
yor.
ABD'yi protesto
Hacı Bektaş Veli Külliye-
si'nde yurttaşlar ibadetlerini
sürdürürken dün yaklaşık
ÖDP'li bir grup ABD aleyhi-
ne gösteri yaptı. Irak'a asker
gönderilmesi tartışmalanna
tepki gösteren gruba polis
müdahale etmedi.
nyla yola çıkan bazı cemaatfcr Kam-
boçya, Zimbabve gibi ülkelerde aç-
nğı bir dizi eğitim kurumlanyla ka-
ra parayı Rusya üzerinden Avrupa
ve ABD'ye transfer ediyor."
'Özel okuDara d e p İslami
sermayeye destek verüecekti'
AKP hükümetüün de yumuşak ve
ılımlı Islam anlayışı çerçevesinde yok-
sul öğrencilerin kolejlerde öğrenim
görmesi ve ücretsiz kitap dağıtılması
uygulamalan ile islami sermayeyi des-
teklemeyi amaçladığını belirten Bu-
lut, Alevi-Bektaşilerinde sermayele-
rini toplumun demokratikleşmesi yö-
nünde kullanmalannı istedi.
AB'ye gidiş yolunda
Alevilerin yeri
Hacıbektaş Kültür Merkezi'nde dü-
zenlenen ikinci panelin konusu ise
"Türkiye'deki dini kurumlara Avru-
pa'dan baloşveAB'yegidişyolunda Ate-
\11erin yeri" oldu. Açılış konuşması-
nı yapan Hacıbektaş Belediye Başka-
nı Mustafa Ozcivan, 21. yüzyıida glo-
balleşme adına sömürü sisteminin art-
tığını ve halka karşın AB'ye girme
uğruna birtakım değerlerin yittiğini be-
lirtti. Özcivan, şöyle konuştu:
"Ne oldu da 12. yüzyıida esnaf örgüt-
lenmesini yapan, eşitiigi ve özgürtüğü
saviuıan, insana değerveren,flmive bi-
Hmi ön plana çıkaran Anadolu erenle-
rinin torunlan, o çagda ortaçağ ka-
ranlığını yaşayan Avrupa'nın gerisine
düştü. Ulkelerin çağdaş otanası, inanç-
salve kültürel kimliğini kaybetmesi mi
demek? Halbuki bugün Japonya ve
Kore geleneksel yaşam kültürünü kay-
betmeden sanavi devTİmini gerçekleş-
tirmişlerdirr
Ahrıanya'nın Velbert Belediye Baş-
kanı Hanns Frierich Hörr de çeşitli
inançlara sahip olan Anadolu'da çok
renkli bir kültür ve dinin bulunduğu-
nu ve Türkiye'nin AB için değişik ya-
şam biçimiyle gelecekte örnek oluş-
turacağmı söyledi.
Alevilerin öğreti ve inançlannın ken-
dilerine büyük benzerlik gösterdiğini
ıfade eden Hörr, "Bu nedenle Türki-
ye'nin ,\B'ye gnişinde Alevilerin rolü
büyük olacaknr" dedi.
'Neden Avrupa sorusu
sorulmalı''
Köln Üniversitesi'nden Prof. Dr.
Christian TroD de Türkiye'nin AB'ye
üyelik konusunda öncelikli olarak
"Neden Avnıpa" diye sorması gerek-
tiğini belirtti. Türkiye'nin birçok Av-
rupa ülkesinden daha fazla nüfusa sa-
hip olmasının AB'ye siyasal ve eko-
nomik anlamda zorluk getireceğini
söyleyen Troll, "Ancak Türldye kül-
türel yaşam anlamında renkli tophım
değeıieriniiçinde banndıgı içinAB'ye
pozhifsmyaller verecekrir. Ama bu de-
ğerierinkunımsalbştırıhnasıgerek'' di-
ye konuştu.
SDP Köln milletvekli Lale Akgün
ise AB'deki islami grupların kurum-
sal bir yapı içinde olmadıklannı ifade
ederek, şunlan söyledi:
"Bu kurumsal yapuun kurulması
gerek. Avnıpa'daki Yahudiler bunu
başarch. Özeffikfc Müslümanlann 11
Eylül'den sonra algıbnmalan zorlaş-
b. Toplumsal anlamda kabul edOme-
leri zor bir noktaya geidi KurumsaJ-
laşmayı bunu aşabüirler''.''
Türkiye Araştırmalar Merkezi Baş-
kanı Faruk Şen de AB'de yaşayan 376
kişiden 14 milyonunun Müslüman oi-
duğuna dikkat çekerek, "Değişik tslam
ûikderindeinsaniann buhmması İslami
algılama yönünden çeşitülik kazan-
dmvor" dedi.
oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Inti-lllimani, Bolivya'da La Paz ya-
kınlanndaki bir dağın adı. Bölgedeki
Ayamara diyalektine göre Güneş Da-
ğı anlamına geliyor. Inti-lllimani müzik
topluluğu, önceki gece Istanbul Açık
Hava Tiyatrosu'ndaydı. öncülüğünü
Victor Jara'nın yaptığı topluluğu, dün-
yaçapındaünlendiren "Venceremos"
şarkısıydı. Açık HavaTiyatrosu'nu hın-
ca hınç dolduran binlerce devrimci
müziksever, konserin sonunda bu ün-
lü parçayı toplulukla birlikte söyledi.
Inti-lllimani, Şili'deki Pinochet top-
luluğuna karşı müzikteki direnişin sem-
bolüydü. 11 Eylül 1973'teŞili'deGe-
neral Pinochet liderliğindeki ABD yan-
lısı askerler yönetime el koyup sosya-
list Devlet Başkanı Sah/adorAllende yi
öldürdüklerinde, genç müzik grubu
Avrupa tumesindeydi. Darbeciler, Vıc-
tor Jara'yı da Şili'de katlettiler. Inti-ll-
limani, 14 yıl Avrupa'dan ülkesine dö-
nemedi. Bu sürede Italya'da yaşadı-
lar.
Bu yıl kuruluşlannın 35. yılını kutla-
yan grubun siyasi olup olmadığı soru-
suna grubun kurucularından Jorge
Inti-lllimani'yi Dinlerken
Coulon şöyle cevap veriyor: "Bizim
çok siyasi bir grup olduğumuz tama-
men birpropagandadan ibaret. Söy-
lendiğianlamda hiçbirzaman siyasibir
grup olmadık, fakat siyasi olarak hep
bazı konularla ilgilendik. Bizim bir top-
lum kavrayışımız ve insan ilişkilerine ba-
kış açımız var. Müziğimize bu anlayış-
lanmızı yansıtıyoruz. Bir partinin çiz-
gisine bağlı değiliz ve onlann anlayış-
lannı yansıtmıyoruz. Müziğimiz daha
iyi bir dünya özlemini yansıtıyor."
Inti-lllimani grubu, ilk kez 1987 yı-
lında Şili'ye döndüğünde 130 bin ki-
şilik bir konserle halkının karşısına çık-
tı. Tamamen Şili'ye dönmelerinin tari-
hi ise 1990. Askeri zorbalar bütün ya-
saklara rağmen direnişin müziğine en-
gel olamamışlardı. İlk döndüklerinde,
15-20 yaşındaki gençlerin onlann şar-
kılarını söylemesine grup çok şaşır-
mıştı.
Önceki gece, Açık Hava Tiyatro-
su'nda binlerce yurttaşımız, büyük bir
heyecanla Inti-lllimani'ye neden sa-
hip çıkmıştı? Şurası bir gerçek, Inti-ll-
limani Latin müziğinin en etkili grup-
larından birisi. 30 yıldır Latin dünyası-
nın neredeyse bütün farklı seslerini,
farklı ezgilerini grubun sesinde bul-
mak mümkün. önceki gece detam an-
lamıyla bir Latin müziği ziyafeti verdik-
lerini söyleyebiliriz.
Inti-lllimani'de müziğin ötesinde bir
başka büyü daha vardı bizim için. On-
lar Şililiydiler. Sosyalist Devlet Baş-
kanları, Amerika tarafından destek-
lenen birdarbe iledevriiipöldürülmüş-
tü. Binlerce Şilili devrimci, askeri cun-
tanın işkencetezgâhlarında, hapisha-
nelerinde can vermişti. Onlar da çok
uzun yıllardan beri askeri cunta ile tam
anlamıyla hesaplaşamamışlardı. Dar-
becigeneralPinochet'ninhâlâbirgü-
cü vardı ve ondan hesap soramıyor-
lardı.
Işte bu benzerlikler belki de Inti-llli-
mani'ye olan sevgimizi daha da arttı-
nyordu. Onları dinlerken müzikten öte
başka şeyler de hissediyorduk. 0 yüz-
den onlar bütün dünyadaki müzikle-
rinin yanı sıra Güney Amerika'nın in-
sani duygulannın büyükelçileri sayıl-
dılar. Uluslararası Af örgütü'nün, Vic-
tor JaraVakfı için düzenlediği konser-
lere Peter Gabriel, Bruce Springs-
teen, Mercedes Sosa, Sting, Paco
Pea, John VVilliams, EmmaThomp-
son, Karen Matheson, Maria Faran-
touri, Salsa Cettica ve Rambert Dans
Kumpanyası ile birlikte katıldılar.
• • •
Inti-lllimani, müziğin ne kadar önem-
li bir iletişim aracı olduğunu kanıtlayan,
yeni bir insanlık kültürünün oluşması-
na katkıda bulunan önemli bir müzik
topluluğu. Onlar, yüreği Şili halkının
özgüriüğü için atan dünyanın duygu-
larınatercüman oldular. Bir köprü gö-
revi gördüler.
Inti-lllimani konserinden önce Grup
Yorum ve Moğollarda küçük birer kon-
ser verdiler. Sesler ve duygular birbi-
rine destek oldu. Inti-lllimani'nin kuru-
culanndan Horacia Duran, yasakçı-
lığın zarariarını şöyle dile getiriyordu:
"Victor Jara ölmemeliydi... llksöyle-
mem gereken bu.. Bizleryeniliğe açık
müzikçilerdik. Meraklıydık ve araştın-
yorduk. Kendi açımdan And Dağlan
müziği üzehnde daha fazla yoğunlaş-
malıydım. Geçmişin müziğini tanıma,
anlama, yorumlama çabam ne yazık
ki kesintiye uğradı. Darbe sonrası Şi-
li'ye dönüşümüz engellendi."
Inti-lllimani bizden biri gibiydi. Bizim
de müzikçilerimiz susturulup, tutuklan-
mıyor muydu? Ruhi Su yurtdışına te-
davi için bile çıkamamıştı. Ahmet Ka-
ya sürgünde öldü. Şairlerimiz, sinema-
cılanmız hep bağnazlığın kurbanı ola-
rak kendi topraklanndan kopanlmadı-
larmı?
Şili ile Türkiye'nin benzeyen çok
yanları var. Onun için onlann müziği bi-
zim müziğimiz gibi geliyor. Aslında ezi-
len ve yoksul dünyanın acıları da kül-
türleri de birbirine benziyor. Inti-lllima-
ni'ye sevgiler...
2000'Iİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Futbol'da Değep
Kayması...
Yeni futbol sezonu da her yıl olduğu gibi başla-
dı. Bu başlangıçla birlikte her yılın tartışmalan da
gündemdeki yerini aldı. Transferler, takımlann du-
rumu, maç sonuçları ve futbolda şiddet.
'Futbolun bir spor olduğu' savının artık geçer-
sizliği kabul edilmelidir. Günümüzde futbol bir spor
degildir, bir iktidar oyunudur. Dünya çapında bir olay
olmasının nedeni de budur.
Kitlelerin futbola böylesine düşkün, böylesine
tutkun olmalannın nedeni budur. Futbol, hem ki-
şisel iktidann aracıdır hem de topluluklann iktidar
yoludur.
"Futbol bir spor oyunudur. Iki takım karşılaşır.
Oyun ya bir takımın yengisiyle sonuçlanır ya da
berabehikle biter. Yenen tarafda, yenilen tarafda
bir spor olayını yaşamıştır. Iki taraf da sportmen-
ce yanşmıştır, el sıkışarak aynlırlar."
Bu anlayış, bir değer sistemini yansıtmaktadır.
Bu değer sistemine göre futbol bir spor oyunudur,
oynayan iki takım da yenseler de yenilseler de so-
nuçta bir oyunun sonucunu paylaşmışlardır. So-
nuçtaki başan da başansızlık da bir değer artışı ya
da değer kaybı degildir. önemli olan, katılmak,
oyunu kurallanna uyarak oynamak, elinden gele-
ni yapmaktır. Başan sevindirir, başansızlık üzer
ama, değerier sistemini bozacak bir dengesizlik ya-
ratmaz.
Artık bu anlayış ortadan kalkmıştır. Böyle düşü-
nenler, futbolu bir spor olarak görenler, bunu dile
getirenler 'sporun etik değeıierine sahip çıkan'
çok az sayıdaki insandır.
Ama futbol olayının içinde olsun ya da taraftar
olarak yer alsın büyük bir kitle, futbola saft kendi
iktidarlannın aracı olarak değer vermektedir. Fut-
bol karşılaşmaJanndan bekledikleri de sadece 'ken-
di iktidarlannın gücünün kanıtlanması 'dır.
'Kendiiktidarlannın gücünün kanıtlanması', fut-
bolun bütün aşamalanndan beklenmektedir Trans-
ferler, bu iktidan herkese gösterecek nitelikte ol-
malıdır. Onun için de, transferde etiketler işlevler-
den önce gelir. Tantanalı yabancı transferieri, on-
lann eşdeğeri içerde olsa bile yeğlenecektir. Çün-
kü onlar futbol iktidannın vitrinidir. Yerii futbolcu-
lann ise vitrin değerleri düşüktür.
Takımlann dunjmu didik didik inceleniyorsa, spor
aşkından değil, iktidar hırsındandır. 'Bakalım bu ta-
kım bu sezonda bizi iktidara taşıyacak mıdır?'
Maç sonuçları bu iktidar nedeniyle her şeyi or-
taya koymaktadır. Karşı takımı (ne karşısı, düşma-
nı...) yenmek için her şey yapılmalıdır. Bizim takı-
mın faulleri faul degildir ama, ötekilerin her hare-
keti fauldür, hakem onlara satıldığı için bizim takı-
ma sürekli haksızlık etmekte, faulleri vermemek-
tedir. öteki takımın taraftarian düşmanlanmızdır. On-
lan yuhalamalı, dövmeli, bıçaklamalı, öldürmeli-
yiz. Bizim iktidanmıza karşı çıkan herkes yok edil-
melidir.
Yendiğimiz zaman, işte budur, biz böyle yapa-
nz, yakarız, yıkanz, mahvederiz, sülalesini kılıçtan
geçiririz, kurşuna dizeriz.
Yenildiğimiz zarnan, aynı duygulan kendi takımı-
mıza karşı duyarız. Futbolcular sahtekârdır, teknik
direktör kovulmalıdır, başkan istifa etmelidir, hiç-
bir şey yerinde kalmamalıdır, kentler yıkılmalı, ara-
balar yakılmalıdır. iktidardan böyle düşmeye kim-
se dayanamaz, katlanamaz.
Bütün bunlann neden böyle olduğunu anlamak
için, futbolda yaşanan bu büyük değer kayması-
nı anlamamız gerekiyor.
Futbol artık bir spor olayı degildir. Futbol karşı-
laşmaları sportif yanşmalar degildir. Bir futbol ma-
çında yenen veyenilenlerin 'birspor oyunununye-
nenleri ve yenilenleri' olarak kabul edilmesi artık
olanaksızdır.
Bu sporla bağlantılı değerler ortadan kalkmıştır.
Spora yüklenen değer, bir iktidar aracı olmaktır. Ta-
kımlar, siyasal partilerin yerini almıştır. Kulüp baş-
kanları parti başkanlan olmuştur. Teknik direktör-
\er, partilerin eylem liderteridir, futbolcular ise ikti-
dann güç kaynaklandır.
Bu değişim. futbolda bu denli şiddetin nasıl
'meşru kabul edildiğini' de açıklamaktadır. Maç ön-
cesinde, maç sonrasında yaşanan taşkınlıklar, maç
sonrası silah atmalar, kitlelerin dürtüsel hareketle-
ri hep aynı davranışsal kabul ile karşılanmaktadır.
Yenenler, yendiği için, yenilenler, yenildiği için hoş
görülmekte, bu yaptıklan 'yapılabilir' kabul edilmek-
tedir.
Eğer değişim bekleniyorsa, bu ancak değerler
değişimi ile olabilir.
e-mail:erdalatak«' superonline.com
fax:0212-513 90 98
Cüney illeri bolge toplantısı
Doktorlarekimde
meydanlara çıkacak
MEHMETAIİSOLAK
ANTAKYA - Güney
îlleri Tabip Odalan'nın
bölge toplanhsında ey-
lem planı çıktı. Türkiye
Tabipler Birliği (TTB)
Başkanı Füsun Sayek,
sonbahar mevsiminde
seslerini yükseltecekle-
rini belirterek, "Sesimi-
zivüksdtirken sadeceör-
gütümüzk değil, birçok
kesimi katarak ey lemi-
mizi gerçekleştireceğiz''
dedi.
Hatay Tabipler Oda-
sı'nda yapılan toplantı-
ya katılan Sayek, başta
ilaçta katkı payı olmak
üzere, ek primler, Söz-
leşmeli Personel Yasa-
sı, Kamu Yönetim Yasa-
sı gibi çalışmalann ken-
dilerini rahatsız ettiğini
vurguladı. Her gün yeni
yasa taslaklannın gün-
deme geldiğini ifade
eden Sayek, şöyle ko-
nuştu:
"Bu taslaklarm hiçbi-
ri hükümetin ifade etti-
ği gibi bizlerin görüşüne
sunularak, anlaşarak,uzr
laşarak yapılmiş taslak-
lar degildir. Bu vasalar
hEfaMeclis'tengeçirikiL
' Saldın yasalan' da de-
nen kamuyönetimiyle fl-
gfli bazı yasa taslaldany-
la neredeyse SağhkBa-
kanhğı'nıntşleviortadan
kaUayor."
Sağlık Bakanlığı per-
soneli olarak çalışan he-
kimlerin kamu görevli-
si olmaktan çıkacakla-
nnı ve söz konusu yasa-
larla mücadele başlata-
caklannı belirten Sayek,
"Tüm hedefimiz mey-
danlara inerek bu yasa-
lan püskürtmek, tepld-
lerimia ilan etmek ola-
cak Bunun için de gere-
kirseişibırakma, gerekir-
se işi yavaşlatma eylem-
Ieri \ı
apacağtzn
dedi.