03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 AĞUSTOS 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JV U I_j J. LJ JK. [email protected] 15 Son öğrenci oturumu Çoğunluk kuşku duymalı! ÖZGÜR ERBAŞ 21. Dünya Felsefe Kongresi'nde son öğ- renci oturumunu gerçekleştiren gençler, düşüncenin hayatı değiştirmek ve dönüş- türmek için gereksindiği politik araçlan tartıştılar. Başkanlığını Başak Ertür'ün yaptığı oturuma David Kelly, hâkim Mar- quez Duband, Ivo van Onna, Jen McYVe- eny ve Hakan Yücefer konuşmacı olarak katıldılar. Derrida nın politika ve iktidar konusun- da felsefenin söyleyecek sözü kalmadığı görüşüyle sunumuna başlayan David Kel- ly "Bu kongreyi çeşitli siyasiler açtı ve bu bizim yapamayacağımız şeyleri belirli- yor ve bize bunu dikte ettiler" diyerek eleştirisini dile getirdi. George Orwell'm '1984' romanındaki 'ikili dil' kavramı üze- rine kurduğu sunumunda Kelly. politika di- linin bir şeyi söylerken aslında başka me- sajlar verdiğini vurguladı. Politika ve reklam sektörü Kelly, 'Terör'ün birduygu. 'savaş'ın ise iki politik kurum arasındaki çatışma oldu- ğunu belirtti. Günümüzde politikanın rek- lam sektörüyle olan ilişkisine de değınen Kelly, insanlann seçmenlikten tüketiciliğe evrildiğini belirtti. George Bush'un inter- net sitesinde 2004 seçimleri için üzerinde 'W'O4' yazılı bir otoyol tabelasını kullan- dığına dikkat çeken Kelly, "Bush burada bütün siyasetini ortaya koyuyor, 'ya bu yol ya da diğeri' diyor. Bizler iki tarafı uçurum olan bir yoldan geçerken med- ya propagandasına karşı kuşkulu olma- lıyız" dedi. Hâkim Marquez Duband ise "aktif ka- yıtsızlık" olarak özetlediği görüşünü si- yahla beyaz aynmı olarak konan siyaset- lerin olgunlaşmasını sağlayacak bir tutum olarak niteledi. Aktif kayıtsızlann muha- taplannın hepsiyle konuşma olanağına sa- hip bir özerklikte olduklannı belirten Du- band, "llle de doğru yol budur, diyenle- ^ ^ ^ _ ^ _ ^ _ _ _ _ _ rin buluştukları basit düzlemin başkanlığını dışına çıkabiliriz, Başak Ertür'ün *e s s i z Ç°§un Ju -T ğun sesi kuşku- yaptığı son d a n g e l i r » d e d i öğrenci oturumuna DavidKelly, hâkim Marauez Kapitalizmin zayıf tarafları... Ivo van Onna, "Çukuru Düşün- Duband, Ivo van mek' başlıklı su- Onna, Jen numunda, orta- ı r JJT çağda kılısenın, McWeenyve m odern zamanda Hakan Yücefer devietin, postmo- konuşmaci dern dönemde ise olarak katıldılar. kişilerin kendi ira- _ ^ ^ ^ _ _ _ _ ^ _ _ _ _ delenyle karar verdiklerini belirt- ti. Van Onna, "Bugün insanlar kendi ira- deleriyle siyasetçiden talep ettikleri şey- lere bir tükerici olarak karar veriyorlar, ama burada iradelerinin özgürlüğünü de tartişmaJıyız" diye konuştu. Antonio Negri ve Michael Hurt'ün 'İmparatorluk' kitabma atıfta bulunan Van Onna, Coca Cola satın almanın hege- monik ilişkiye katkıda bulunmak olduğu- nu belirtti. Van Onna, çukur olarak nitele- diği şeyin kapitalizmin zayıf taraflan ol- duğunu dile getirdikten sonra "insanları toplumsal değil ekonomik birer varlık olarak değerlendiren kapitalizm ancak verili ekonomik tanımlann dışına çıka- rak aşüabilir" diyerek sözlerini tamam- ladı. 'Felsefeci olmak sorumluluktur' Sunumunu 'kötülük' kavramı üzerine kuran Hakan Yücefer ise "Varoluş, gele- cekte oluşacak bir iyilik için kurban edilmemeli, kurban vermenin dışında bir söylem bulmak gerek" diye konuştu. Ecofeminizm ve syborg aktivizmi üzerine kurduğu sunumunda MCWeeny, syborgla- nn verili sımflandumalann tamamen dı- şında varlıklar olduğunu ve bugünün ak- trvizminin bu çizgide yürütülmesi gerek- tiğini söyledi. "Terminatör - 3" filmin- de teknolojinin kontrolden çıkışının anla- tıldığım belirten MCWeeny, şiddeti de ik- tidann kontrolden çıkmasmın oluşfurdu- ğunu vurguladı. Doğayı ezen mantığın kadınlan da ezdi- ğini belirten McWeeny, "Syborg aktiviz- mi verili kategoriler üzerinden değil, bi- reysel yakınlıklar üzerinden kurulur" diyerek varolan aktivizm biçimlerini eleş- tirdi. Kongrede duyduğu şeylerin kendisi- nî umutlandırdığını ve bütün felsefecile- rin syborg olduğuna inandığını belirten McWeeny, şu çağnda bulundu: "Felsefe- ci olmak bir meslek değil bir sorumlu- luktur. Bizim araştırma yapmak ve oku- mak için yeterli paramız var. Gelecek felsefeciler kuşağının bu sorumluluğu alacağına inanıyorum." 21. Dünya Felsefe Kongresi'nin dünyapılan kapanış oturumunda insan hakları konuşuldu Geçici de olsa düşünmekBARIŞ DOSTER 21. Dünya Felsefe Kongresi sona er- di. Kapanış oturumunda konuşan Mil- li Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türk eğitim sisteminde felsefeye daha çok önem vereceklerini belirterek dünya filozoflannın Türkiye'de buluşmasın- dan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Türk Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. lonna Kuçuradi de insan hakla- rının evrenselliğine dikkat çekerek, bu haklann hukuk yoluyla ve parlamen- ter demokrasi içinde korunup güçlen- dirileceğini söyledi. Çelik'ten iddialı sözler 10 Ağustos'ta Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda başlayan 21. Dün- ya Felsefe Kongresi dün sona erdi. Kapanış oturumunda konuşan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, mün- ferit de olsa birkaç üzücü olay oldu- ğunu anımsatarak hükümeti adına, konuk felsefecilerden özür diledi. Kongreyi ilk günden beri büyük bir dikkatle izlediğini anlatan Çelik, "Göreve geldiğimden bu yana ez- berci ve tek tipçi, eski, köhne eğitim sistemini değiştirmeye çalışıyo- rum" diye konuştu. Dünya filozoflannın geçici de olsa Istanbul'da buluşmalannın ve Türk felsefecilerinin kendilerini kanıtlama- ~¥ Tluslararası Felsefe Kuruluşlan Federasyonu'nun baş- KJ kanlığını Kuçuradi'den devralan Peter Kemp, Kuçura- di 'yi tebrik etti. Kongrenin bitiminde "Macit Gökberk Fel- sefe Ödülü", Romanyalı genç akademisyen Ana Maria Pas- cal'a verildi. Pascal, ödülünü Çelik'in elinden aldı. sının çok önemli bulduğunu vurgula- yan Çelik, AKP'nin son dönemlerde yaptığı hukuksal ve siyasal değişim- leri "sessiz devrim" olarak niteledi. Çelik, felsefenin 20. yüzyılda içine girdiği toplumdan ve hayattan kopuk yapıdan sıynlıp, tekrar insanı günde- me almasını mutlulukla karşıladığını \airgulayarak, "Yeryüzünde etiği ol- mayan bir ekonomik hayat var. Biz sorgulayıcı insanlar yetiştirmek is- tiyoruz. Türkiye'nin çağdaşlaşma sürecinde felsefenin ve felsefi ekol- lerin büyük katkısı var. A:atürk'ü öncekilerden ayıran. zihnüıin ber- raklığı ve kararlıhğı olmuştur" di- ye konuştu. Türkive'de ara re-ım dönemlerinde felsefe derslerinin gözden düştüğünü, adeta cezalandınldığını anımsatan Çe- lik. "Felsefe derslerine gereken öne- mi vereceğiz. Eğitim sistemimizde ilk kez sosyal bilimler liseleri açaca- ğız. tlk lisenin adı da Mümtaz Tur- han Lisesi olacak. Çokseslilik ve farklılık bizim zenginliğimizdir" dedi. Küresel işbirliği şart UNESCO Dırektörü Pierre Sane de başanlı organizasyondan dolayı Kuçuradi'yi tebrik etti. Sane, küresel- leşme, insan haklan, banş, ırk aynm- cılığı, küresel adalet, çocuklara yöne- lik şiddet gibı konulann UNES- CO"nun öncelikJi gündem maddeleri olduğunu vurguladı. Sane, uluslarara- sı toplumun küresel işbirliğinin şart olduğuna dikkat çekti. Uluslararası Felsefe Kuruluşlan Fe- derasyonu'nun başkanhğını Kuçura- di'den devralan Peter Kemp ise Ku- çuradi'yi kongreden dolayı kutlaya- rak. 2008'de düzenlenecek olan felse- fe kongresinın de aynı düzende ve ni- telikte olması için elinden geleni ya- pacağnı söyledi. Kongrenin bitiminde "Macit Gök- berk Felsefe Ödülü", Romanyalı genç akademisyen Ana Maria Pas- cal'a verildi. Pascal, ödülünü Çelik'in elinden aldı. Kongrenin son gününde eylem Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği üyeleri, 21. Dünya Felsefe Kong- resi'nin kapanış oturumunda tecride karşı pankart açtı. Protestocular korumalarca dışarı çıkarıldı. (Fotoğraf: ALPER TURGUT) tstanbul Haber Servisi - Yirmıbırinci Dünya Felsefe Kongresi'nin kapanış oturumunda tecride karşı pankart açan Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyeleri, AKP'lı Milli Eğitim Bakanı'nın korumalan tarafından tartaklanarak dışan atıldı. Eylemcilere çalakalem yazdığı bir dövizle destek olmak isteyen ABD'li felsefeci de kongrenin yapıldığı binadan çıkanldı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in de katıldığı kapanış oturumu sırasında, TAYAD üyeleri, Bülent Solgun ıle ölüm orucu eyleminde yaşamını yitiren Osman Osmanağaoğlunun ağabeyı Feridun Osmanağaoğlu, "Stop to isolation stop to death-Tecride ve ölümlere dur" yazılı pankart açıp tecrit ve ABD'nin Irak'ı ışgaline karşı sloganlar attı. TAYAD'lılar, bakanın korumalan ve güvenlik görevlileri tarafından Felsefeci Daniel Smith eytemcilerin tartaklanmtsını protesto etti. tartaklanarak dışan çıkanhrken Türk Felsefe Kurjmu Başkanı tonna Kuçuradi, "Burada da yaptınız yapacağnnzı" dîdı. Sesi tıtreyen ve üzüntusûnü gizleyemeyen Kaçuradi. caha sonra konuşmasına Ingılizce devam ederek şunlan söyledi "Biz insanlarımtzın tüm acılarını anuvoruz. Ancak onlar bazı şeyleri karıştınyorlar. Ben bir insan haklan savunucusuyum. Ama burada yapılanlar yanlış. Bazı şeyleri polirize ederek işimizi daha da zorlaştınyoriar. Hepinizden özür diliyorum." Göstericilerin Lütfı Kırdar Kongre Sergi Sarayı'nın dışına çıkanlmasını bir grup felsefeci alkışlayarak protesto etti. Çin adına katılan ABD'li felsefeci Daniel Smith ise önce, yahnayak yürüyüp eylemcilerin tartaklanmasını protesto etti, ardından da tngilizce olarak hazırladığı "Komünist Türk eylemcileri neden kongreden dışan atıldılar" yazılı dö\ izi açtt. Smıth'in özel güvenlik görevlileri tarafından dışan çıkanlması üzenne, aralannda bazı Türk ve bir Avusturyalı felsefecinin de bulunduğu bu- grup kongreyi terk etti Olaylar sırasında gazeteciler ıle güvenlik görevlileri arasında itış-kakış yaşandı. HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDUN ANDAÇ Felsefenin çağıran sesiyle yaşamakGeorges Politzer'in 'Felsefenin Temel Ilkeleri'nin elimizden düş- mediği günlerdi. Dışanda kavga var- dı.. Özgürlük, banş türküleri söyle- niyordu. Korku, kaçış, siniklik, ihbar sarmıştı dört bir yanı. Kendimizi bulduğumuz tek yer kitaplardı. Sa- nhp bağlandığımız... Birde, üniver- site kampusuydu bizi yeni bir dün- ya ile yüzleştiren. Liseye yeni adım atmıştık. Kentin dışmdaki üniversiteye yolumuzu dü- şüren de Halkevi'ndekı tiyatro çalış- malanmızdı. Devrim düşüncesin- den, Marksizmden, sosyalizmden söz edilen bir ortamdı. Yabancısı ol- duğumuz bu ka\Tamlann ne anlama geldiğini ka\Tayabilmek için önü- müze konulan bu kitabuı içine gir-' menin, orada yol almanın ne denli güç olduğunu anlatamam! Hayata bakabllmenln sırları Montaigne'in denemeleriyle rastlaşmam da o günlere denk gelir. Benim için, bir tür, yaşama kitabı dıyebileceğim, Sabahattin Eyu- boğlu'nun çevirisi Denemeler; kendimize, hayata, e\Tene bakabil- menin sırlannı veriyordu. Düşün- menın boyutlannı, yaşama felsefe- sinın ne anlama geldiğini; dahası eleştırel düşüncenin benliğımizı var eden temel itki olduğunu Montaig- ne'in yazdıklannda gördüğümü söylemeliyim. Her bir yazısı usun, düşüncenin, varoluşun, evrenin ger- çekliğini anlatıyordu. Altını çizdi- ğim her satır beni yaşadıklanma gö- türüyor; tanıklıklanmın, korkulan- mın dilini çözüyordu. O 'yaşama kitabrm hep yanı ba- şımdaydı. Ömrümün her döneme- cinde yüzüm ona dönüktü.. Öğren- cilerime bunu bir 'kılavuz kitap' edinmelerini istemem de biraz bun- dandı. Işte, Politzer'in getirip karşıma diktiği engeli aşabilmemde Monta- igne'in yazdıklarmın önemli bir pa- yı vardı. Beni Nermi Uygur'a gö- türen, Ataç'ı sevdiren de buydu, sa- nınm!.. Ömrümün en gueel kitaplarını okuduğumu söyleyebileceğim bir mekâm yeri bende anlamlı kılan da; Varoluşçuluk Materyalizm ve Devrim (Çev.: Emin Türk Eliçin, 1967, Ataç Kitabevi) kitabıyla Sart- re'ı, 'Sanat ve Edebiyat'la da (Çev: Murat Belge, 197l", De Yay.) Marx ve Engels'i tanımam olmuş- tur. Sankamış Su tşleri Şantiyesi'nde çalışmaya başladığım yaz me\ sim- lerinin böylesi bir şenliği vardı. Halk Kütüphanesi bir üniversite gıbiydi bana. Oraya kitaplannı bağışlayan 'F.F.' rumuzlu adı, gizli bir öğret- menim gibi ananm. Bütün o iyi ki- taplan gidip bulduğum Erzurum'da- ki Üniversite Kitabe\ i. Atalay kar- deşlerin kitabe\leri apayn bir aydın- lıktı taşrada. Lisedeki felsefe derslerimizin ba- zen tartışmalı. bazen silik soluk ge- çen saatlerini bu kitaplann önümüz- de açtığı aydınlıkla dolduruyorduk. O okuma yolculuğunda apayn bir yoğunluğu yaşadığımı söyleyeyim. Dünyayı anlamak, hayatı yorumla- yabilmek, yaşadıklanmıza anlam verebilmek için çıkılan bir yolculuk gibi algılıyordum felsefeyi. Doğaya bakmak, tarihi anlamak; hayatı, olup bitenleri yorumlayabil- mek için bir yol yordam sunuyordu felsefe: sorular sorduruyordu; ne, nı- çin, neden nasıl, niye?.. Bunlar ardı ardına sıralandıkça; anlama çabanı- zı zorluyor, yeni kanallara yönelı- yordunuz. Gelip durduğum noktada Manc'ta, Engels'te oku>"up ka-.Tamaya çalış- tığım sanatm kökeni. sanatta gerçek- çiliğin ne anlama geldiğını Polit- zer'in derslenyle örtüştürüyor; ha- yatı algılamak, düşünce yordamım gelıştirebılmek ıçın felsefenin ne- den gereklı olduğunu sorguluyoT- dum. Işte, Sartre bu nokıada açıralayıcı gelmiş; Camus, havann trajik olan boyutunu getirip ömırne koyinuştu! Kuşkusuz. onlann ca çıkış kayua- ğmda eleştırel düşüıxeoin yansılan, felsefenin itkısi varâ. Benırn. Sart- re'dan Hiç Kopnudan Ynrümek düşüncem o günden beri kozasmı örüp duruyordu. Oradaın şunu çıkar- sadığımı da sdyleyebılirim insan gerçekliğinin dilı fel&efenin getırdi- ği yorum üzenne kurulur. Bllme, öğrenme sevglsl Politzer'de altını çızdığim şu iki sözcüğü çok sevmişrim: 'Bflgi sev- gisi'. Bu bılme, öğrecme sevgısi öy- lesine şenliklı bır ycî açıyordu ki önümüzde; heradımmızda bir başka yere yöne gidıyordunuz. Okuduğu- nuz heryapıt, yüzlevOğaiLZ heryazar anlam kazanıyor. ras:La^tığınız her olgu olay durum siznı algüayışı- nız yorumunuzla zenginleşıyordu. Felsefenin bizi çağıran sesi başkaca da ne anlama gelebihrdi ki... Varolu- şun anlamı. yaşamı kavrayışın bılm- ci, ussal düşüncenin 1czü oradaydı. Bizi hayata karşı liananımh kılan felsefe. ınsanlığm geLışıminm de kı- lavuzudur. Tıpkı kendi kişisel tarihı- mizde aldığmıız yolun etkileyici kaynağı olduğu gibı... OKUMA ÖNERİLERI *Bryan Magee, 'Felsefenin Öyküsü', Çev.: Bahadır Sina Şener, 2000, Dost Kitabevi. Yay. 240 s. — - *Wüliam S. Sahakian, 'Felsefe Tarihi', Çev.: Aziz Yardımh, 1990, Idea Yay, 365 s. *Nermi Uygur, 'Türk Felsefesinin Boyutları', 200. Yapı Kredi Yay, 131 s. *Selahattin Hilav, 'Yüz Soruda Felsefe', 2003, Koç Kitaphğı, 312 s. *Felix Marti- Ibânez, 'Felsefe Öyküleri', Çev.: Hamide Koyukan, 1998, îmge Kitabevi, 3 74 s. *Betûl Çotuksöken, 'Felsefe: Özne-Söylem', 2002, İnkilap Kitabevi, 288 s. *Osman Kafadar, 'Türkiye 'de Küîtürel Dönüşümler ve Felsefe Eğitimi', 2000, Iz. Yay., 554s. BELLEK KUTUSU "Felsefe, insanın geçmişine ; ait zengin deneyimini \ göstererek, ona kendi j kaderini çizmesinde yardıtn I edebilir; felsefe, insan için \ bugiinü değerlendirebileceği, . geleceğini görebileceği gerçekten eşsiz bir araçtır." , Felix Marti- Ibânez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle