Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
21. DUNYA FELSEFE KONGRESI
Vürincilik
Prof. Dr. Irzık, askeri araştırmalara harcanan parayla pek çok sorunun çözüleceğini söyledi
Bilim şirketlerehiztnetediyorÖZGÜRERBAŞ
Neoliberal politikalara teslim olan
bilimin. insanlığa değil şirketlere hiz-
met ettiği belirtildi. Dünyada askeri
harcamalara yapılan yatınmın küçük
bir bölümünün bile dünyadaki pek çok
sorunu çözmeye yeteceği vurgulandı.
Felsefe Kongresi'nin dün gerçek-
leştinlen "Teknoloji ve BUinıdeki Ye-
ni Getişmeier Işığında Fetsefe* konu-
lu son ana oturumunda "Bifim ve Ya-
Saydamlık
bildirgesi
E.İHSANÖZOL
• Saydamlık ulusal ve uluslararası
banş ve mutluluğun temel taşı ve
aracı olup; tüm bireyler, aileler,
kuruluşlar ve hükümetler tarafindan
en kısa sürede benimsenmeli ve okul
programJarına alınarak gelecek
kuşaklara öğretilmelidir.
• Irk, dil, din farkı olmadan tüm
insanlık gerçekten saydam hale
gelmedikçe iç ve dış savaş ve
yoksulluklar bitmeyecektir.
• Bundan böyle, insanlığın kaderini
medeniyet ve kültürler arası savaşlar
değil saydam alanlar ile olmayanlar
arası ilişkilerin düzeyi belirleyecektir.
• Saydamlık, genel ahlak kurallarının
uygulanması olup, doğru ve açık
olmak, yöneticilerin zamanında
hesap vermeleri şeklinde kısaca
özetlenebilir. Bu tanıma göre
davranışlannda doğru ve açık olacak
yerde kuvvet ve para gücü ile
amaçlanna ulaşmak isteyenler
saydam sayılamazlar.
• Bu açıdan hangi amaçla olursa
olsun insanlar arasında gızli ilişkiler
kurma ve gizli dernekler çaösı
altında faaliyetlerde bulunmak da
saydamlığa aykındır.
• Saydam insan hiç kimse veya
kuruluşu para ile satın almaz veya
satmaz. Kendi çıkan için
baskalannın zarar görmesini istemez.
• Büyük-küçük tüm devletlerin
katılacağı uluslararası bir saydamlık
örgütü kurulması için acele girişimde
bulunma zamam gelmiştir. Zira,
saydam olmayan devlet veya
kuruluşlar dünya ekonomisinde
devamlı olarak birbirlerine zarar
vermekte ve her geçen gün insanlığın
fakirleşmesine ve sefaletin artmasına
neden olmaktadırlar.
• Uluslararası bir saydamlık örgütü
kurulduktan sonra uyulması gereken
saydamlık ilkeleri uluslararası bir
konferansla saptanarak bir an önce
uygulamaya konmalıdır.
Düzeltme
Arslan Kaynardağ'ın dün yayımlanan
'Başanh Geçen Kongre" başlıklı
yazısında, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in konuşmasından
yapılan alıntıda yer alan 'varbğın ve
yaşamın temei ilkeleriıu sorgulavan
birey, yönünü bulamaz ve özne
olamaz' sözündeki 'sorgulayan'
sözcüğü 'sorgulamayan' olacaktır.
Düzeltir, özür dileriz.
ratüğı Sorunlar" başlıklı bir tebliğ su-
nan Prof. Dr. Gürol Irzık, neoliberal
politikalar sonucunda bilimin kamu
yaranna değil şirket çıkarlanna hizmet
eder hale geldiğını söyledi.
FISP Yönetim Kurulu üyeliğine se-
çilen Boğaziçi Üniversitesi Felsefe
Bölüm Başkanı Irzık, devletlerin aka-
demıye ve araştırmalara giderek daha
az pay ayırması sonucu üniversitele-
rin yüzünü özel sektöre döndüğünü
kaydetti. "BüimiııözeUeşıııesi*'nınkü-
reselleşmenin ekonomik altyapısı olan
neoliberal politikalar nedeniyle oluş-
tuğunu ve bilimin politize olduğunu be-
lirten Irzık, "Arükher akademisyenin
ortağı olduğu bir şirket var. Bu neden-
le kamu yaran yerine kendi şirketinin
yarariannı koilamak zorundalar. Bilim,
kamu yaran gütroezse meşnıluğunu
kaybeder" dedi.
Irzık, bilimin militarizme hizmet et-
mesine de karşı çıktı. Askeri araştır-
malara harcanan parayla dünyada bu-
gün yaşanan pek çok sorundan kurtu-
lunabileceğine işaret eden Irzık, "Ze-
kâmız artü,ama bilgeiiğimiz ilerkme-
di" dedi. Irzık"ın önerdiğı çözüm ıse
şöyle: "Hükümederin askeri araştır-
malara harcadıkian rakamlan düşür-
mesi, kitfe imha silahlanna ilişkin bü-
tün araşarmalann vasakianması, üni-
versiteierde bilimsel etik kurullannın
ve kuraDaruun oiuşturulması."
Kongreye Fransa'dan kafılan Anne
Fagot-Largeautt ise genom projesi ve
4 aylıkbebeğin kongre izlenimleri
biyolojik gelişmeleri anlattı. Avru-
pa'da, genlerle oynamanın tıpta kabul
gördüğünü, ancak tanmda kesin bi-
çünde reddedildiğini ifade eden Lar-
geault, embriyo üzerinde yapılan ça-
hşmalarda tek birhücrenin insan onu-
runa sahip olup olmadığının genel tar-
tışma konusu olduğunu belirtti.
Largeault, bilimsel gelişmelerin her
zaman tepkiyle karşılaştığım, felsefe-
cilerin bilimsel gelişmelere çoğu za-
man temkinli yaklaştıklannı söyledi.
Günün programı
Yabancı Düşmanlığı ve
'Kendi ve DiğerlerT Sorunu
Sinan Evcan (Türkıye). Fernat
Tayian (Türkiye), Henrik Joker
Bjerre (Danimarka), Kammy Lai
(Kanada), Martin Laramee
(Kanada). (11.00-12.50 / Anadolu)
Çağda$ Felsefe Jean Ferrari
(Fransa), Marina EBykova (ABD),
Maria de Lourdes Borges (Brezilya),
Simon Lumsden (Avustralya),
\Iiran Bozovic (Slovenya), Bogdan
Popoveniuc (Romanya), David
Patterson (ABD), Jaime Palacio.
(11.00-12.50 /Topkapı A)
E t i k Rodney Peffer (ABD), P.K.
Pokker(Hindistan), SaraÇeük
(Türkiye), HaKl Turan (Türkiye),
tsmail Demirdöven (Türkiye).
(11.00-12.50/DolmabahçeB)
Cüncel Felsefe YaoJiehou
(Çin), VV'anda Gregory-Torres
(ABD), Alevandra Markovna
Zheüıova (Rusya), Jalalul Haq
(Hindistan), Banş Gönülşen
(Türkiye), Elif Çıraknıan (Türkiye),
Ferda Keskin (Türkiye). (14.00-
15.50/ Haliç)
eztyor
SİNAN EVCAN
fstanbuTda süren 21. Dünya Felsefe Kongresi'nin tninik
konuklanndan Max, babasi Amerikalı felsefeci David
Ingnun ve yine felsefeci olan annesi Jennifer Parks'ın
kucağuıdan izledi olup biteni. David Ingram, kongrede
ele aldığı zorunlu göç ve yaşanan acılannı en çok
çocuklan etkilediğini, bazı ülkeierde göçle geten
afleJerin çocukianna
eğitim hakkı bile tanınmadığına dikkat çekti. Eşi ise
feminizmin savunuculanndan olduğunu beiirterek
dünyada kadnılara karşı yapılan adaktsizlikJere acfl
çözüm getirilmesi gerektiğini söyledL Henüz dört ayhk
olan Max, geleceğinin nasıl olacağı somsuna uzak olsa
da oldukça dikkadi gözlüyordu etrafi.
(Fotoğraf: VEDAT ARIK)
İletisisim ve Bilgl Feisefesi
Cartin Romano (ASD), Aaron Ben-
Ze'ev (Israil), Mikoiaj Kocikowski
(Polonya), Beybin Kejantaoğlu
(Türkiye), VTadimir A. Inozemtsev
(Beyaz Rusya). (14.00-15.50/
Kırmızı Salon)
Katılımcılar çeviriden yana dertli
SELCENAKSEL
*21.DiiııyaFelsefeKongresi''nın be-
şinci gününde de dünya felsefecileri
ve toplumda farklı rollerde karşımıza
çıkan. fakat düşünü yaşamından ayı-
nlmayan bırçok kişi bir aradaydı. An-
cak katılımcılar, ana oturum dışında
çeviri yapılmamasından şikâyetçiydi.
Etkinliği düzenleyen yetkililer, çe-
virinin uluslararası standartta yapıl-
dığını beiirterek bu iş için 20 bin do-
laraynldığını söylediler. Felsefe Kong-
resi'ne katılan konuklardan bazılan
görüşlerini şöyle dıle getirdıler:
James Hersh (Salve Reglna
Üniversitesi): Kongrenin ilk gü-
nünden beri buradayım. Bu kongre,
dünyada yapılagelenler içinde en önem-
lilerinden bin oldu. Yaşadığımız dün-
ya için önemli bir dönemdeyken, fark-
lı ülkelerden ve yerlerden felsefecile-
rin buluştuğu, çok çeşitli konulann
ele alndığı birkonferans. Zamanımız-
da felsefeye ve yenı düşüncelere ger-
çekten ihtiyacımız var. Özellikle po-
litika ve insan haklan konusunun ele
ahnması gerekiyor, demokratik dü-
şüncelerin geliştırilmesi gerekiyor,
kültürel, dini altyapıların felsefik açı-
dan ele alınması da önemli bu bağlam-
da. Felsefenin rolü çok özel. Ancak fel-
sefe, sadece düşünce sahibi olmak,
bunlan paylaşmak değildir, aynı za-
manda bir şeyler yapmaktır.
John F. Ouinn (Davton Ünl-
versltesl - Ohlo):
Uzmanlık alanlanmdan bin, klasik
Yahudi, Hıristiyan ve Islam feisefesi.
Islam feisefesi, sadece Batı'yı besle-
miş olan bir kaynak olarak görülemez.
'Varoluşun gizi, doğada saklıdır. an-
cak doğanın kendisi değildir
1
dıyen bir
Islam felsefecisı öldürülmüştür. tn-
sanlar hâlâ yanlış yorumluyorlar. Is-
lam düşüncesini sadece edebiyat ürü-
nü olarak incelemek bir hata. Isiam
kültüründe iki seçenek oluştu, Ame-
rikan etkısine yakın olanlar ya da aşı-
n tutucular. Bu güzel bir oluşum de-
ğil. Ibni Rüşt, Ibni Arabi, herkesin
hakkında bilgi sahibi olması gereken
kişiler. Islam düşüncesi, insanlann
kendi iç dünyalan ve yaşamla ilişki-
lerini düzenleme rolünü alabilir oysa.
Hlllar Marlan (Houston Texas
Üniversitesi):
Ilk kez böyle bir kongreye Doğu
Avrupa ve Rusya'dan bu kadar yoğun
katılım ohnasına tanık oluyorum. Bu
bize yeni bir perspektif kazandınyor.
Bölgesel birçok sorun var çözüm bu-
lunması gereken, bu kongrede belir-
lenmiş bazı konular bunlan içenyor.
Dinlerin çeşitliliği, kültürlerin çeşitli-
liği... Benim bu denli ilgimi çeken bir
kongre olduğunu hatırlamıyorum.
Peter simpson (Amerlka):
Kendi adıma felsefenin dünya sorun-
lanyla bu kadar yakın ilişki kurmuş ol-
masından dolayı memnunum. Felse-
feciler geçmişte daha akademik çalış-
malar içindeydi sadece, kendi aralann-
da ahşveriş... Zengin ve ekonomik açı-
dan zayıf ülkelerin dunımu, ABD 'nin
dış politikası, bu sorulan bilmeme-
miz ve bu platfonnda tarüşabilmemiz
harika bir şey.
Enrique Dussel (Meksika):
Kuzey - Güney Felsefik Diyalo-
ğu'na katıldım konuşmacı olarak. Son
derece ilgi çekici bir kongre yapılıyor.
Amerika'da daha analitik felsefeye yer
verilen etkinliklere katıldım. Burada,
dünyanın çeşitli yerlerinden, farklı
merkezlerden felsefeciler bir arada.
Günümüzün birçok olgusunun bura-
da yansımalanna tanık olabiliyoruz.
Ülkemizin en çok satan gazetesinde bir köşe
yazan yazmış: Dünya üzerinde kalan en büyük
felsefeci Habermas imiş, felsefe Almanca
dışında bir dilde hakkuu vererek yapılmaz imiş,
kendisi de Habermas'ın müridiymiş. Uhıengin;
Hddegger, Nietzche gibi filozoflann da adını
geçirmiyor değil. Ancak, düşünce olarak, daha
doğrusu polemik olarak algılayabileceğimiz,
artık suçladıklan statükoculann yorumlanndan
da daha klişeleşmiş olan tek eleştirel yorum
laikçilerin ne kadar dar görüşlü olduğu ve
aslında Islamcı düşünürlerin felsefe kongresine
(laikçilerden) çok daha ilgiü olduklan, ve çok
daha geniş düşündükleri. Liberal ve derin
tespitlerle, "trend* yakalamyor. Star olmak
kolay değil. Futbolun stan Beckham ise
felsefenin stan da Habermas! Bazılan
Derrida'yı sayıyor... Ama meselenin başka bir
yönü de var. Ovgüyle bahsedilen Alman ekolü
ve Batı felsefe ekolleri, aydınlanma düşüncesi,
Kartezyen mantık acaba "laik" ortamlarda
yeşermedi mi? Eğer insan haklanndan
bahsediyorsak, uluslararası hukuktan,
Habermas'ın iletişimsel teorisinden ve
demokrasiden bahsediyorsak hangi referanslara
gönderme yapacağız? Islama mı,
aydınlanmaya mı?
Felsefe bürokratı
Laikçiliğe dogmarikliğe savaş açan bir
demokratı "Kberal dogma kaip", acaba basma
kalıp, indirgemeci ikilemlerden kurtarabilir mi?
Kafalar başka türlü çahşmaz oldu galiba: Laik,
denince hemen üvey kardeşi Islam karşısına
yapıştınhveriyor. Islam deyince de tersi. Tabii ki
daha ince post modernler var, bunlar üç dört
boyut daha ekleyip rölativizmin doruklanna
daha gururlu tırmanabiliyorlar. Bir de
felsefeciler var, düşünenler var: Mesela Jacqoes
Derrida yapılan söküp, yeniden dikme
mücadelesiyle baş başa bırakabiliyor siyasi
savaşçılan. Kendisi muazzam bir felsefe
bürokratı, Dünya Felsefe Kongresi'nde yer
almadı ancak felsefeye yaptığı katkılar inkâr
edilemez. Paris'te her sene bir olgu ele alır ve
sene boyunca enine boyuna inceler. Bir sene
"affetaıek" konusunun semantik, ontolojik,
psikanalitik her türlü açüımına, diğer bir sene
"öteki" olgusunun kökenlerine e! atar. Sonuç
olarak üzerinde düşünmemiz için bize birçok
bakir alan bırakır. Siyaset adına normatif
yaklaşımlardan kaçınır, siyasi projeler sunmaya
yanaşmaz ve bir aktivist kesinlikle değildir.
Bütün bunlann üzerine bir de hem düşünüp hem
acı çekenler var. Üzülenler, haksızlıklara
yorumdan öte çözüm arayanlar, çözüm
arayışlannı mücadelede görmekte inat eden
evrensel felsefeciler bunlar: Örnek: HegeJ, Mara,
Ahhusser, Gramsci, Zizek, Lacan, Ctaomsky,
Badiou vesaire. Bunlar mücadelede bir taraf
olmanın, ve siyasi duruşu yeşertmenin felsefenin
var oluşuyla bire bir ilişkih olduğunu düşünürler.
Siyasetin uzlaşmacı, iletişimsel ve orta yolcu
olduğuna kesinlikle inanmazlar. Sığ
propogandaya derin propaganda, haksızlığa hak
arayışıyla cevap verilmesi gerektiğini savunurlar.
Kısacık hayatın kelimelerin deşifre edimesiyle
geçemeyeceğini anlamış olmalılar ki, haksızlığa
ugrayanlann tarafinda olmanın ivediliğine
düşüncelerinde yer verirler. Bir de vitrin pseudo-
felsefecileri olabiliyor. Genellikle mürit
oluyorlar. Böyle olunca acaba hayatımızdaki
mücadele eksikhğinin yalnızhğından biraz
kurtuluyor muyuz? Biraz derin düşünsek, neler
olurdu acaba? Vitrincilik bu kadar mı eziyor
düşünceleri Türkiyemizde.
sinane%can(g aoi.com
Trakya Üniversitesi ile Cumhuriyet Gazetesi
tarafindan ortaklaşa düzenlenen
PANELI
OtuniR Başkaı
PPOI. BP. BMH HU
Trakya Üniversitesi Rektörü
S i m z DIRfiAN
Cumhunvet Yazan & Koop-C Yönetmeni
PrK.DP.MtmşXn|
Cumhuriyet Yazan & Istanbul Üniversitesi
Iktısat Fakûltesi Öğretim Üyesi
Daç.Dr.HmiMrkıDİJIN
Trakya Üniversitesi İktisadı ve İdari Bilimler Fakûltesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesı ve
Atatûrk llke ve İnkılapları Tarüıı Araştırma Merkez Müdürü
Yrt.Doç.DP.L8vtmtWH
Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakûltesi Uluslararası İlişkiler
Ana Bilım Dalı Öğretim Üyesi
Tarih: 17 Ağustos 2003 saat 14.001e
Yer: Trakya Üniversitesi Rektörtük Sanat Galerisi
Düzenlemeye Katılanlar
• Trakya Üniversitesi
• Koop-C (S.S. Okur Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi)
• Edirne Belediyesi
• ÇEKÜL Trakya Bölgesi Koordinatörlüğü
• ADD Edirne Şubesi
TOPLANTI HERKESE AÇIKTIR
SÜRMENE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2003 '99
Davacı Tedaş Genel Müdürlügü vekılı tarafindan Hüseyin oğlu Cemal Duman
aleyhıne açılan kamulaştırma bedelınin tespitı ve taşınmazuı ıdare adına tapuya tesci-
li davasında: Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 SK'la değişik 10 ve 19. maddesi uya-
nnca tensiben verilen ara karan gereğınce; Trabzon ıli, Sürmene ılçesı. Oylum köyü.
Fatih Mahallesı'nde kaın ve stnırlan doğusu sahibi senet, batısı sahibi senet, kuzeyı
yol, güneyı Ömer oğlu Aydın Duman ve Hüseyin oğiu Cemal Duman'ın zilyedi ve
maliki bulunduğu, 2604.39 m2 yüzölçûmündekı taşınmazın hat altına ısabet eden
1343.81 m2'lik kısmının 671.905. 000.-TL. bedel ile ırtıfak hakkı olarak, Tedaş Ge-
nel Müdürlügü lehıne kamulaştınldığı bu nedenle hat altına isabet eden beluiılen ka-
mulaştırma bedeli ile irtifak hakkı olarak Tedaş Genel Müdürlügü adına tapuya tesci-
li için işbu davanın mahkememızde açıldığı, yapılacak yargılama sonunda belirlene-
cek kamulaştıram bedelinın 4650 SK'nun gereğınce ılgıliler adına mahkemece belir-
lenecek Sürmene Ziraat Bankası şubesine yatınhnasına ve bedelın yatınlması ile ta-
şınmazın idare adına tesciline karar \r
enleceğı, konuya ve taştnmaz malın değenne
ilişkin tüm savunma ve delıllenn ilan tarihinden itıbaren 10 gün ıçmde mahkemeye
yazılı olarak büdirmelen gerektiğı, hak sahıplennin son ılan tarünnden itibaren bir
ay içinde itiraz etmedıklen takdırde, kamulaştımıa bedelınin zifyede ödeneceği husu-
su, Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 SK'la degışık 10 ve 19. maddesi uyannca ilanen
tebliğ olunur. Basın: 36195
SÜRMENE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2003 97
Davacı Tedaş Genel Müdürlügü vekılı tarafindan Hasan oğlu İlyas Karadenız'in
aleyhıne açılan kamulaştırma bedelinın tespiti ve taşınmazın idare adına tapuya tesci-
h davasında: Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 SK'la değişik 10 ve 19. maddesi uya-
nnca tensiben verilen ara karan gereğince; Trabzon ili, Sürmene ilçesi, Yazıoba İcö-
>oinde kain ve stnırlan doğusu yol, batısı dere (küçükdere), kuzeyi Hasan oğlu Meh-
met Karadeniz, güneyi Ali oğlu Sait Yıldınm olan ve Hasan oğlu İlyas Karadenız'in
zilyedi ve maliki bulunduğu, 2868.552 m2 yüzölçûmündekı taşınmazın hat altına isa-
bet eden 1493.69 m2'lik kısmının 746.845.000.-TL. bedel ile irtifak hakkı olarak Te-
daş Genel Müdürlüğü lebine kamulaştınldığı bu nedenle hat altına isabet eden belir-
tilen kamulaştırma bedeli ile irtifak hakkı olarak Tedaş Genel Müdürlüğü adına tapu-
ya tescilı ıçın işbu davanın mahkememızde açıldığı, yapılacak yargılama sonunda be-
lirlenecek kamulaştıram bedelinin 4650 SK'nun gereğince ilgıliler adına mahkemece
belirlenecek Sürmene Ziraat Bankası şubesine yatınlmasına ve bedelin yatınlması ile
taşınmazın idare adına tesciline karar venleceğı, konuya ve taşmmaz malın değerine
ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkemeye
yazılı olarak bıldırmelen gerektiğı, hak sahiplennın son ılan tanhınden itibaren bu-
ay içinde ıtıraz etmedıklen takdırde, kamulaştırma bedelınin zılyede ödeneceği husu-
su, Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 SK'la değişik 10 ve 19. maddesi uyannca ilanen
tebliğ olunur. Basın: 36193
ANMA
Izmir Kız Lisesi
Emekli Biyoloji Öğretmeni
Cumhuriyet okuru
ŞÜKRAN ERDİNÇ
Çok sevdiğim kızım,
Değerii ablam,
Canım annemiz
aramızdan ayrılalı 3 yıl oldu.
Seni hiç unutmadık.
Kalbimizde yaşıyorsun. Nur içinde yat.
ANNEN • KARDEŞİN • ÇOCUKLARIN
BEŞİR CÖCÜŞ'Ü
SAYGIYLA ANIYORUZ
1999 yılında Yalova depreminde eşi ve kızıyia birlikte yitirdiğimiz
Beşir Göğüş'ü,17 Ağustos 2003 Pazar günü (yann)
Gölbaşı Gömütlüğü'nde, saat 16.00'da anacağız.
(Pazar günü, saat 15.00te, Konur Sok. 30/1 'den, Gölbaşı Gömütlüğü'ne araç kalkacaktr.)
Göğüş dostlarına duyurulur.
DİL DERNECİ