24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 21. DUNYA FELSEFE KONGRESI Vürincilik Prof. Dr. Irzık, askeri araştırmalara harcanan parayla pek çok sorunun çözüleceğini söyledi Bilim şirketlerehiztnetediyorÖZGÜRERBAŞ Neoliberal politikalara teslim olan bilimin. insanlığa değil şirketlere hiz- met ettiği belirtildi. Dünyada askeri harcamalara yapılan yatınmın küçük bir bölümünün bile dünyadaki pek çok sorunu çözmeye yeteceği vurgulandı. Felsefe Kongresi'nin dün gerçek- leştinlen "Teknoloji ve BUinıdeki Ye- ni Getişmeier Işığında Fetsefe* konu- lu son ana oturumunda "Bifim ve Ya- Saydamlık bildirgesi E.İHSANÖZOL • Saydamlık ulusal ve uluslararası banş ve mutluluğun temel taşı ve aracı olup; tüm bireyler, aileler, kuruluşlar ve hükümetler tarafindan en kısa sürede benimsenmeli ve okul programJarına alınarak gelecek kuşaklara öğretilmelidir. • Irk, dil, din farkı olmadan tüm insanlık gerçekten saydam hale gelmedikçe iç ve dış savaş ve yoksulluklar bitmeyecektir. • Bundan böyle, insanlığın kaderini medeniyet ve kültürler arası savaşlar değil saydam alanlar ile olmayanlar arası ilişkilerin düzeyi belirleyecektir. • Saydamlık, genel ahlak kurallarının uygulanması olup, doğru ve açık olmak, yöneticilerin zamanında hesap vermeleri şeklinde kısaca özetlenebilir. Bu tanıma göre davranışlannda doğru ve açık olacak yerde kuvvet ve para gücü ile amaçlanna ulaşmak isteyenler saydam sayılamazlar. • Bu açıdan hangi amaçla olursa olsun insanlar arasında gızli ilişkiler kurma ve gizli dernekler çaösı altında faaliyetlerde bulunmak da saydamlığa aykındır. • Saydam insan hiç kimse veya kuruluşu para ile satın almaz veya satmaz. Kendi çıkan için baskalannın zarar görmesini istemez. • Büyük-küçük tüm devletlerin katılacağı uluslararası bir saydamlık örgütü kurulması için acele girişimde bulunma zamam gelmiştir. Zira, saydam olmayan devlet veya kuruluşlar dünya ekonomisinde devamlı olarak birbirlerine zarar vermekte ve her geçen gün insanlığın fakirleşmesine ve sefaletin artmasına neden olmaktadırlar. • Uluslararası bir saydamlık örgütü kurulduktan sonra uyulması gereken saydamlık ilkeleri uluslararası bir konferansla saptanarak bir an önce uygulamaya konmalıdır. Düzeltme Arslan Kaynardağ'ın dün yayımlanan 'Başanh Geçen Kongre" başlıklı yazısında, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in konuşmasından yapılan alıntıda yer alan 'varbğın ve yaşamın temei ilkeleriıu sorgulavan birey, yönünü bulamaz ve özne olamaz' sözündeki 'sorgulayan' sözcüğü 'sorgulamayan' olacaktır. Düzeltir, özür dileriz. ratüğı Sorunlar" başlıklı bir tebliğ su- nan Prof. Dr. Gürol Irzık, neoliberal politikalar sonucunda bilimin kamu yaranna değil şirket çıkarlanna hizmet eder hale geldiğını söyledi. FISP Yönetim Kurulu üyeliğine se- çilen Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Irzık, devletlerin aka- demıye ve araştırmalara giderek daha az pay ayırması sonucu üniversitele- rin yüzünü özel sektöre döndüğünü kaydetti. "BüimiııözeUeşıııesi*'nınkü- reselleşmenin ekonomik altyapısı olan neoliberal politikalar nedeniyle oluş- tuğunu ve bilimin politize olduğunu be- lirten Irzık, "Arükher akademisyenin ortağı olduğu bir şirket var. Bu neden- le kamu yaran yerine kendi şirketinin yarariannı koilamak zorundalar. Bilim, kamu yaran gütroezse meşnıluğunu kaybeder" dedi. Irzık, bilimin militarizme hizmet et- mesine de karşı çıktı. Askeri araştır- malara harcanan parayla dünyada bu- gün yaşanan pek çok sorundan kurtu- lunabileceğine işaret eden Irzık, "Ze- kâmız artü,ama bilgeiiğimiz ilerkme- di" dedi. Irzık"ın önerdiğı çözüm ıse şöyle: "Hükümederin askeri araştır- malara harcadıkian rakamlan düşür- mesi, kitfe imha silahlanna ilişkin bü- tün araşarmalann vasakianması, üni- versiteierde bilimsel etik kurullannın ve kuraDaruun oiuşturulması." Kongreye Fransa'dan kafılan Anne Fagot-Largeautt ise genom projesi ve 4 aylıkbebeğin kongre izlenimleri biyolojik gelişmeleri anlattı. Avru- pa'da, genlerle oynamanın tıpta kabul gördüğünü, ancak tanmda kesin bi- çünde reddedildiğini ifade eden Lar- geault, embriyo üzerinde yapılan ça- hşmalarda tek birhücrenin insan onu- runa sahip olup olmadığının genel tar- tışma konusu olduğunu belirtti. Largeault, bilimsel gelişmelerin her zaman tepkiyle karşılaştığım, felsefe- cilerin bilimsel gelişmelere çoğu za- man temkinli yaklaştıklannı söyledi. Günün programı Yabancı Düşmanlığı ve 'Kendi ve DiğerlerT Sorunu Sinan Evcan (Türkıye). Fernat Tayian (Türkiye), Henrik Joker Bjerre (Danimarka), Kammy Lai (Kanada), Martin Laramee (Kanada). (11.00-12.50 / Anadolu) Çağda$ Felsefe Jean Ferrari (Fransa), Marina EBykova (ABD), Maria de Lourdes Borges (Brezilya), Simon Lumsden (Avustralya), \Iiran Bozovic (Slovenya), Bogdan Popoveniuc (Romanya), David Patterson (ABD), Jaime Palacio. (11.00-12.50 /Topkapı A) E t i k Rodney Peffer (ABD), P.K. Pokker(Hindistan), SaraÇeük (Türkiye), HaKl Turan (Türkiye), tsmail Demirdöven (Türkiye). (11.00-12.50/DolmabahçeB) Cüncel Felsefe YaoJiehou (Çin), VV'anda Gregory-Torres (ABD), Alevandra Markovna Zheüıova (Rusya), Jalalul Haq (Hindistan), Banş Gönülşen (Türkiye), Elif Çıraknıan (Türkiye), Ferda Keskin (Türkiye). (14.00- 15.50/ Haliç) eztyor SİNAN EVCAN fstanbuTda süren 21. Dünya Felsefe Kongresi'nin tninik konuklanndan Max, babasi Amerikalı felsefeci David Ingnun ve yine felsefeci olan annesi Jennifer Parks'ın kucağuıdan izledi olup biteni. David Ingram, kongrede ele aldığı zorunlu göç ve yaşanan acılannı en çok çocuklan etkilediğini, bazı ülkeierde göçle geten afleJerin çocukianna eğitim hakkı bile tanınmadığına dikkat çekti. Eşi ise feminizmin savunuculanndan olduğunu beiirterek dünyada kadnılara karşı yapılan adaktsizlikJere acfl çözüm getirilmesi gerektiğini söyledL Henüz dört ayhk olan Max, geleceğinin nasıl olacağı somsuna uzak olsa da oldukça dikkadi gözlüyordu etrafi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) İletisisim ve Bilgl Feisefesi Cartin Romano (ASD), Aaron Ben- Ze'ev (Israil), Mikoiaj Kocikowski (Polonya), Beybin Kejantaoğlu (Türkiye), VTadimir A. Inozemtsev (Beyaz Rusya). (14.00-15.50/ Kırmızı Salon) Katılımcılar çeviriden yana dertli SELCENAKSEL *21.DiiııyaFelsefeKongresi''nın be- şinci gününde de dünya felsefecileri ve toplumda farklı rollerde karşımıza çıkan. fakat düşünü yaşamından ayı- nlmayan bırçok kişi bir aradaydı. An- cak katılımcılar, ana oturum dışında çeviri yapılmamasından şikâyetçiydi. Etkinliği düzenleyen yetkililer, çe- virinin uluslararası standartta yapıl- dığını beiirterek bu iş için 20 bin do- laraynldığını söylediler. Felsefe Kong- resi'ne katılan konuklardan bazılan görüşlerini şöyle dıle getirdıler: James Hersh (Salve Reglna Üniversitesi): Kongrenin ilk gü- nünden beri buradayım. Bu kongre, dünyada yapılagelenler içinde en önem- lilerinden bin oldu. Yaşadığımız dün- ya için önemli bir dönemdeyken, fark- lı ülkelerden ve yerlerden felsefecile- rin buluştuğu, çok çeşitli konulann ele alndığı birkonferans. Zamanımız- da felsefeye ve yenı düşüncelere ger- çekten ihtiyacımız var. Özellikle po- litika ve insan haklan konusunun ele ahnması gerekiyor, demokratik dü- şüncelerin geliştırilmesi gerekiyor, kültürel, dini altyapıların felsefik açı- dan ele alınması da önemli bu bağlam- da. Felsefenin rolü çok özel. Ancak fel- sefe, sadece düşünce sahibi olmak, bunlan paylaşmak değildir, aynı za- manda bir şeyler yapmaktır. John F. Ouinn (Davton Ünl- versltesl - Ohlo): Uzmanlık alanlanmdan bin, klasik Yahudi, Hıristiyan ve Islam feisefesi. Islam feisefesi, sadece Batı'yı besle- miş olan bir kaynak olarak görülemez. 'Varoluşun gizi, doğada saklıdır. an- cak doğanın kendisi değildir 1 dıyen bir Islam felsefecisı öldürülmüştür. tn- sanlar hâlâ yanlış yorumluyorlar. Is- lam düşüncesini sadece edebiyat ürü- nü olarak incelemek bir hata. Isiam kültüründe iki seçenek oluştu, Ame- rikan etkısine yakın olanlar ya da aşı- n tutucular. Bu güzel bir oluşum de- ğil. Ibni Rüşt, Ibni Arabi, herkesin hakkında bilgi sahibi olması gereken kişiler. Islam düşüncesi, insanlann kendi iç dünyalan ve yaşamla ilişki- lerini düzenleme rolünü alabilir oysa. Hlllar Marlan (Houston Texas Üniversitesi): Ilk kez böyle bir kongreye Doğu Avrupa ve Rusya'dan bu kadar yoğun katılım ohnasına tanık oluyorum. Bu bize yeni bir perspektif kazandınyor. Bölgesel birçok sorun var çözüm bu- lunması gereken, bu kongrede belir- lenmiş bazı konular bunlan içenyor. Dinlerin çeşitliliği, kültürlerin çeşitli- liği... Benim bu denli ilgimi çeken bir kongre olduğunu hatırlamıyorum. Peter simpson (Amerlka): Kendi adıma felsefenin dünya sorun- lanyla bu kadar yakın ilişki kurmuş ol- masından dolayı memnunum. Felse- feciler geçmişte daha akademik çalış- malar içindeydi sadece, kendi aralann- da ahşveriş... Zengin ve ekonomik açı- dan zayıf ülkelerin dunımu, ABD 'nin dış politikası, bu sorulan bilmeme- miz ve bu platfonnda tarüşabilmemiz harika bir şey. Enrique Dussel (Meksika): Kuzey - Güney Felsefik Diyalo- ğu'na katıldım konuşmacı olarak. Son derece ilgi çekici bir kongre yapılıyor. Amerika'da daha analitik felsefeye yer verilen etkinliklere katıldım. Burada, dünyanın çeşitli yerlerinden, farklı merkezlerden felsefeciler bir arada. Günümüzün birçok olgusunun bura- da yansımalanna tanık olabiliyoruz. Ülkemizin en çok satan gazetesinde bir köşe yazan yazmış: Dünya üzerinde kalan en büyük felsefeci Habermas imiş, felsefe Almanca dışında bir dilde hakkuu vererek yapılmaz imiş, kendisi de Habermas'ın müridiymiş. Uhıengin; Hddegger, Nietzche gibi filozoflann da adını geçirmiyor değil. Ancak, düşünce olarak, daha doğrusu polemik olarak algılayabileceğimiz, artık suçladıklan statükoculann yorumlanndan da daha klişeleşmiş olan tek eleştirel yorum laikçilerin ne kadar dar görüşlü olduğu ve aslında Islamcı düşünürlerin felsefe kongresine (laikçilerden) çok daha ilgiü olduklan, ve çok daha geniş düşündükleri. Liberal ve derin tespitlerle, "trend* yakalamyor. Star olmak kolay değil. Futbolun stan Beckham ise felsefenin stan da Habermas! Bazılan Derrida'yı sayıyor... Ama meselenin başka bir yönü de var. Ovgüyle bahsedilen Alman ekolü ve Batı felsefe ekolleri, aydınlanma düşüncesi, Kartezyen mantık acaba "laik" ortamlarda yeşermedi mi? Eğer insan haklanndan bahsediyorsak, uluslararası hukuktan, Habermas'ın iletişimsel teorisinden ve demokrasiden bahsediyorsak hangi referanslara gönderme yapacağız? Islama mı, aydınlanmaya mı? Felsefe bürokratı Laikçiliğe dogmarikliğe savaş açan bir demokratı "Kberal dogma kaip", acaba basma kalıp, indirgemeci ikilemlerden kurtarabilir mi? Kafalar başka türlü çahşmaz oldu galiba: Laik, denince hemen üvey kardeşi Islam karşısına yapıştınhveriyor. Islam deyince de tersi. Tabii ki daha ince post modernler var, bunlar üç dört boyut daha ekleyip rölativizmin doruklanna daha gururlu tırmanabiliyorlar. Bir de felsefeciler var, düşünenler var: Mesela Jacqoes Derrida yapılan söküp, yeniden dikme mücadelesiyle baş başa bırakabiliyor siyasi savaşçılan. Kendisi muazzam bir felsefe bürokratı, Dünya Felsefe Kongresi'nde yer almadı ancak felsefeye yaptığı katkılar inkâr edilemez. Paris'te her sene bir olgu ele alır ve sene boyunca enine boyuna inceler. Bir sene "affetaıek" konusunun semantik, ontolojik, psikanalitik her türlü açüımına, diğer bir sene "öteki" olgusunun kökenlerine e! atar. Sonuç olarak üzerinde düşünmemiz için bize birçok bakir alan bırakır. Siyaset adına normatif yaklaşımlardan kaçınır, siyasi projeler sunmaya yanaşmaz ve bir aktivist kesinlikle değildir. Bütün bunlann üzerine bir de hem düşünüp hem acı çekenler var. Üzülenler, haksızlıklara yorumdan öte çözüm arayanlar, çözüm arayışlannı mücadelede görmekte inat eden evrensel felsefeciler bunlar: Örnek: HegeJ, Mara, Ahhusser, Gramsci, Zizek, Lacan, Ctaomsky, Badiou vesaire. Bunlar mücadelede bir taraf olmanın, ve siyasi duruşu yeşertmenin felsefenin var oluşuyla bire bir ilişkih olduğunu düşünürler. Siyasetin uzlaşmacı, iletişimsel ve orta yolcu olduğuna kesinlikle inanmazlar. Sığ propogandaya derin propaganda, haksızlığa hak arayışıyla cevap verilmesi gerektiğini savunurlar. Kısacık hayatın kelimelerin deşifre edimesiyle geçemeyeceğini anlamış olmalılar ki, haksızlığa ugrayanlann tarafinda olmanın ivediliğine düşüncelerinde yer verirler. Bir de vitrin pseudo- felsefecileri olabiliyor. Genellikle mürit oluyorlar. Böyle olunca acaba hayatımızdaki mücadele eksikhğinin yalnızhğından biraz kurtuluyor muyuz? Biraz derin düşünsek, neler olurdu acaba? Vitrincilik bu kadar mı eziyor düşünceleri Türkiyemizde. sinane%can(g aoi.com Trakya Üniversitesi ile Cumhuriyet Gazetesi tarafindan ortaklaşa düzenlenen PANELI OtuniR Başkaı PPOI. BP. BMH HU Trakya Üniversitesi Rektörü S i m z DIRfiAN Cumhunvet Yazan & Koop-C Yönetmeni PrK.DP.MtmşXn| Cumhuriyet Yazan & Istanbul Üniversitesi Iktısat Fakûltesi Öğretim Üyesi Daç.Dr.HmiMrkıDİJIN Trakya Üniversitesi İktisadı ve İdari Bilimler Fakûltesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesı ve Atatûrk llke ve İnkılapları Tarüıı Araştırma Merkez Müdürü Yrt.Doç.DP.L8vtmtWH Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakûltesi Uluslararası İlişkiler Ana Bilım Dalı Öğretim Üyesi Tarih: 17 Ağustos 2003 saat 14.001e Yer: Trakya Üniversitesi Rektörtük Sanat Galerisi Düzenlemeye Katılanlar • Trakya Üniversitesi • Koop-C (S.S. Okur Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi) • Edirne Belediyesi • ÇEKÜL Trakya Bölgesi Koordinatörlüğü • ADD Edirne Şubesi TOPLANTI HERKESE AÇIKTIR SÜRMENE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2003 '99 Davacı Tedaş Genel Müdürlügü vekılı tarafindan Hüseyin oğlu Cemal Duman aleyhıne açılan kamulaştırma bedelınin tespitı ve taşınmazuı ıdare adına tapuya tesci- li davasında: Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 SK'la değişik 10 ve 19. maddesi uya- nnca tensiben verilen ara karan gereğınce; Trabzon ıli, Sürmene ılçesı. Oylum köyü. Fatih Mahallesı'nde kaın ve stnırlan doğusu sahibi senet, batısı sahibi senet, kuzeyı yol, güneyı Ömer oğlu Aydın Duman ve Hüseyin oğiu Cemal Duman'ın zilyedi ve maliki bulunduğu, 2604.39 m2 yüzölçûmündekı taşınmazın hat altına ısabet eden 1343.81 m2'lik kısmının 671.905. 000.-TL. bedel ile ırtıfak hakkı olarak, Tedaş Ge- nel Müdürlügü lehıne kamulaştınldığı bu nedenle hat altına isabet eden beluiılen ka- mulaştırma bedeli ile irtifak hakkı olarak Tedaş Genel Müdürlügü adına tapuya tesci- li için işbu davanın mahkememızde açıldığı, yapılacak yargılama sonunda belirlene- cek kamulaştıram bedelinın 4650 SK'nun gereğınce ılgıliler adına mahkemece belir- lenecek Sürmene Ziraat Bankası şubesine yatınhnasına ve bedelın yatınlması ile ta- şınmazın idare adına tesciline karar \r enleceğı, konuya ve taştnmaz malın değenne ilişkin tüm savunma ve delıllenn ilan tarihinden itıbaren 10 gün ıçmde mahkemeye yazılı olarak büdirmelen gerektiğı, hak sahıplennin son ılan tarünnden itibaren bir ay içinde itiraz etmedıklen takdırde, kamulaştımıa bedelınin zifyede ödeneceği husu- su, Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 SK'la degışık 10 ve 19. maddesi uyannca ilanen tebliğ olunur. Basın: 36195 SÜRMENE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2003 97 Davacı Tedaş Genel Müdürlügü vekılı tarafindan Hasan oğlu İlyas Karadenız'in aleyhıne açılan kamulaştırma bedelinın tespiti ve taşınmazın idare adına tapuya tesci- h davasında: Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 SK'la değişik 10 ve 19. maddesi uya- nnca tensiben verilen ara karan gereğince; Trabzon ili, Sürmene ilçesi, Yazıoba İcö- >oinde kain ve stnırlan doğusu yol, batısı dere (küçükdere), kuzeyi Hasan oğlu Meh- met Karadeniz, güneyi Ali oğlu Sait Yıldınm olan ve Hasan oğlu İlyas Karadenız'in zilyedi ve maliki bulunduğu, 2868.552 m2 yüzölçûmündekı taşınmazın hat altına isa- bet eden 1493.69 m2'lik kısmının 746.845.000.-TL. bedel ile irtifak hakkı olarak Te- daş Genel Müdürlüğü lebine kamulaştınldığı bu nedenle hat altına isabet eden belir- tilen kamulaştırma bedeli ile irtifak hakkı olarak Tedaş Genel Müdürlüğü adına tapu- ya tescilı ıçın işbu davanın mahkememızde açıldığı, yapılacak yargılama sonunda be- lirlenecek kamulaştıram bedelinin 4650 SK'nun gereğince ilgıliler adına mahkemece belirlenecek Sürmene Ziraat Bankası şubesine yatınlmasına ve bedelin yatınlması ile taşınmazın idare adına tesciline karar venleceğı, konuya ve taşmmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin ilan tarihinden itibaren 10 gün içinde mahkemeye yazılı olarak bıldırmelen gerektiğı, hak sahiplennın son ılan tanhınden itibaren bu- ay içinde ıtıraz etmedıklen takdırde, kamulaştırma bedelınin zılyede ödeneceği husu- su, Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 SK'la değişik 10 ve 19. maddesi uyannca ilanen tebliğ olunur. Basın: 36193 ANMA Izmir Kız Lisesi Emekli Biyoloji Öğretmeni Cumhuriyet okuru ŞÜKRAN ERDİNÇ Çok sevdiğim kızım, Değerii ablam, Canım annemiz aramızdan ayrılalı 3 yıl oldu. Seni hiç unutmadık. Kalbimizde yaşıyorsun. Nur içinde yat. ANNEN • KARDEŞİN • ÇOCUKLARIN BEŞİR CÖCÜŞ'Ü SAYGIYLA ANIYORUZ 1999 yılında Yalova depreminde eşi ve kızıyia birlikte yitirdiğimiz Beşir Göğüş'ü,17 Ağustos 2003 Pazar günü (yann) Gölbaşı Gömütlüğü'nde, saat 16.00'da anacağız. (Pazar günü, saat 15.00te, Konur Sok. 30/1 'den, Gölbaşı Gömütlüğü'ne araç kalkacaktr.) Göğüş dostlarına duyurulur. DİL DERNECİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle