Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ
8 HABERLERtN DEVAMI
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
H Baştarafı 1. Sayfada
araziden trilyonlar kazanma olanağına kavuşan
Unakıtan, geleceğini sağlam temellere oturtma-
dı mı?
Eski bır başbakan, eski bir cumhurbaşkanı bir
zamanlar "Kendim için bir şey istiyorsam namer-
dim" demışti.
AKP döneminde aynı telden çalanlar çoğaldı.
Birdeğil belki on, belki de yüz "namert" bu ik-
tıdarın üst yapısını oluşturuyor.
Kendileri için bir şey istemiyorlar. Kimileri ye-
diği eski nanelerden af yoluyla kurtuluyor, kimi-
leri de "vazgeçemediği idealleri" gerçekleştirme-
nin peşinde.
• • •
Kendisi için bir şey istemeyenlerin önde gide-
ni iktidarın, hükümetin başı.
RTE'nin de-ğiş-ti-ği-ne öyle birtanığı var ki, taş
gibi sağlam:
Soldan sağa beklenmedik bir hızla değişiveren,
bizzat kendi değişiminin kitabını yazan bir arka-
daşımız.
Hasan Cemal son yazısında eski ve yeni
RTE'yi "birbilenin" anlatımlarıyla sunuyor ve so-
nuçta, "Yani yaptıklanna bakınca, Tayyip Erdo-
ğan'ın bugün için artık değiştiğine hükmetmek
daha doğru ve haklı bir tespittir" diyor.
Oysa RTE'nin usul usul yaptıklanna bakarak
değişmediğine hükmetmek daha doğru ve haklı
bir saptama olacak.
• • •
Bir-iki "küçük" örnek: Imam hatiplerin bugün
llahiyat dışındaki fakültelere, yarın harp okulları-
na girmelerini sağlayacak yolun açılması, YÖK
Yasası'nda değişiklikle üniversiteleri AKP'nin em-
rine ve sultasına almak gibi kısa vadedeki düzen-
lemeler için milli eğitimi Hüseyin Çelik'e teslim
etmesinin bir amacı yok mu?
Imamların köylere dağılmasına göz yumması,
yoksul 10 bin çocuğu devlet bütçesinden (ama
tarikatlara ait) özel okullarda okutma projesini or-
taya atması sadece insani kimi temel öğelere mi
dayanıyor?
Danıştay eşitlik ilkesine aykırı bulduğu uygula-
maya izin vermedi. Rejim açısından tehlike gö-
ren Cumhurbaşkanı Sezer yasayı veto etti. Se-
zer, yoksul çocukların "tarikat ve cemaat okulla-
nnın kucağına atılmasına" karşı çıkarken; özel
okullann yoksul öğrenciler için zaten yüzde 10
oranında kontenjan tanıdığını anımsattı.
RTE, demagojik bir yöntemle toplumu aldat-
maya yönelerek parti Meclis grubunda da halk
önündeki kürsülerde de saldırı oklarını uygulama-
ya karşı çıkanlara yöneltiyor ve masum bir kım-
lik sergileyerek "Yoksul çocuklara zengin çocuk-
ları gibi okumayı çok gördüler" diye konuşuyor.
Hepsi biryana; RTE'nin veçevresindeki adam-
ların türbanlı, topluma kapalı yaşam koşullan, son
düğünde izlenen manzaralar, sokaklarda kara
çarşafın yoğunlaşması kafalarında, kalplerinde
nasıl bir rejim özlemi çektiklerinin belirtileri değil
mi?
• • •
RTE, bedeniyle ve beyniyle bağlandığı Refah
Partisi'nin Islami değişimi süratle gerçekleştirme
girişiminin iflas etmesinden sonra "menzili mak-
suda aheste gitmeyi" yeğledi. Kimi olayda kısa,
kimilerinde orta ama asıl sonuca uzun vadede bir
planla ulaşmanın peşinde.
RTE'nin gizli birgündemi olduğunu belirtenle-
ri hafife almak, hatta birlikte yıllarını tükettiği,
cumhuriyetin temel öğelerinden ödün vermeyen
kimilerine "baykuş" diye saldırmak, RTE'yi koru-
yan irdelemelere denge getirmek için bir cümle-
cikle "laikliğeyakın takibin hiç kuşkusuz daha de-
vam edeceğine" değinivermek...
Bugün kurtarır, bol kazandırır, alkışlatır amma
velakin yarın?
ABD Büyükelçisi geldi
Ankara'ya heyet
kuşatması
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - AB-
D' nin yeni Ankara Bü-
yükelçisı Eric Edel-
man, dün Türkiye'ye
geldı. ABD yönetimi-
nin Türkiye ile ilişkile-
re büyük önem verdi-
ğini kaydeden Eric
Edelman, Türkiye'nin
kendisi için çok ilginç
bir tayin olduğunu söy-
ledi.
Edelman, eşi ve ço-
cuklanyla birlikte gel-
diği Esenboğa Hava-
alanı'nda gazetecilere
kısa bir açıklama yap-
tı. Konuşmasına Türk-
çe başlayan Edelman.
Ankara'da bulunmak-
tan duyduğu memnu-
niyeti dile getirerek
şunlan söyledi:
"Türkiye benim
için çok ilginç bir ta-
yin. Çünkü iki ülke
arasındaki ilişkiler
çok önemli, ayrıca
annem İstanbul'da
doğdu ve büyük am-
cam da Ankara Üni-
versitesi'nde 31 yıl
önce profesördü."
Sadece 3.5 hafta
Türkçe dersi aldığını
söyleyerek konuşması-
nı îngilizce sürdüren
Edelman, uzun bir yol-
culuktan sonra ailesiy-
le birlikte Ankara'ya
gelmekten mutlu oldu-
ğunu ifade etti.
Edelman, güven
mektubunu henüz
Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezere
sunmadığını ve görevi-
ne resmen başlamadı-
ğını belirterek gazete-
cilerden soru kabul et-
medi.
Büyükelçi Edel-
man'ın ay sonundan
önce güven mektubu-
nu Cumhurbaşkanı Se-
zer'e sunarak görevine
başlaması bekleniyor.
ABD Senatosu
üyeleri geliyor
Öte yandan, ABD
Senatosu ve Temsilci-
ler Meclisi'nden he-
yetler gelecek hafta
Ankara'ya geliyor.
ABD Temsilciler Mec-
lisi Tahsisler Komitesi
Savunma Alt Komitesi
üyesi John Murtha
başkanlığındaki heyet,
18-19Ağustostarihle-
rinde Türkiye'de te-
maslarda bulunacak.
Temsilciler Meclisi he-
yetinin yanı sıra ABD
Senato Dış İlişkiler
Komitesi Başkanı Se-
natör Richard Lugar
başkanlığında bir he-
yet de 19-20 Ağustos
tarihlerinde Türkiye'yi
ziyaret edecek.
Orman talanına vetoSezer, orman arazilerinin satışına ilişhn anayasa değişikliği ile kızılağaçlar ve aşılı
kestaneliklerin orman alanı dışına çıkarılmasına ilişkin yasayı Meclis 'e geri gönderdi
\ • Baştarafı 1. Sayfada
* çekti. Cumhurbaşkanı, Karadeniz'de
100 bın hektarlık kızılağaç-aşılı kes-
tanelik arazisınin büyük orman ala-
nına yayıldığına işaret ederek "Sana-
yi kuruluşlarının ucuz hammadde
isteminin, yöre halkının yoksullu-
ğuyla birieşmesi, ormanların yok
edilme olasılığını artırmakta-
dır" dedi.
31 Aralık 1981 ta-
rihınden önce or-
man niteliğini yi-
tirmiş arazilerin
(Orman Yasa-
sı'nın 2/B
maddesi statü-
sündeki) satı-
şına olanak
tanıyan yasa,
Cumhurbaş-
kanı'nin ilk
iadesinin ar-
dından Mec-
lis'te bır
maddesi de-
ğiştirilerek
kabul edil-
mişti. Cumhurbaşkanı, düzenlemenin
değiştirilmesi nedeniyle oluşan iade
hakkını yine kullandı. Sezer. iade gerek-
çesinde paket içinde yer alan mıllerve-
kili seçihne yaşının 25'e düşürülmesi-
ne ilişkin maddeye değinmedi.
Pers veren gerekçeler
Sezer'in, 2B arazilerinin satışına iliş-
kin anayasa değişikliğinin iade gerekçe-
leri şöyle:
• Hukuksal tasarruflar metinden çı-
kanlmış, söz konusu yerlerın "satışı"na
ilişkin yetki korunmuş, bunun yanında
bu yerlerin "idaresi"nin de yasayla dü-
zenleneceği vurgulanmışhr.
• Ormanın genel tanımı bulunmakla
birlikte hukuksal yönden ormanı tanım-
lamak oldukça güçtür. Ağaç bulunan
her yere hukuksal yönden orman deni-
lemeyeceğı gibi, üzerinde ağaç bulun-
mayan kimi alanlann orman kapsamı-
na girmesı olanaklıdır.
• Orman sayılan alanlar, uzun yıllar-
dan bu yana yürütme erkini ellerinde
bulunduranlarca siyasal amaçlarla kul-
lanılmıştır. Sonuçta, ülkemizde kamu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Grup "
Başkanvekili Haluk Koç.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer'in, ormanlarla ılgili
yasalan Meclis'e iade etmesini
memnuniyetle karşıladıklannı
söyledi. Koç, iktıdann hukukla
ınatlaştığına dıkkat çekerek
"AKP hukuk tokadı yemeye
devam edecek" dedi. Anayasa
değişikliği bir kez daha
TBMM'ye geldiğinde CHP'nin
muhalefetini sürdüreceğini
kaydeden Koç, sürecin sonunda
Sezer'in referandum yoluna
gidebileceğine dikkat çekti.
Koç. "Sonunda referandum
olursa. ülkenin ranta teslim
edilmesini istemeven başta
sivil toplum örgütleri olmak
üzere herkese bunu
anlatacağız. AKP'nin
tehükeli gidişini herkes
bilecek" dedi.
- AKP'nin orman tala-
"*••» "dıa-" detnek ıçın
t " ~~*>iat artıyor.
Talanabeyazsayfal%^
?i^ss;* tîzrzzL***'**••
Gazetemiz anayasa değişikliğinin ormanların yağmalanmasına
neden olacağına ilişkin haberleri manşet ve sayfalanna taşımıştı.
tpek, Sezer'in vetosunun anayasaya ayJarı olduğunu savundu
AKP: Aynı şekilde çıkannz
yaranna uygun biçimde yönetilmesi zo-
runlu olan ormanlar, işgalcilerce gelişi-
güzel kullanılan alanlar olarak ortaya
çıkmıştır. Son değişiklik ile de gelir sağ-
lanması amacıyla eylemli duruma ana-
yasal düzeyde yasallık kazandınlmak
istenilmektedir.
• Orman niteliğini tümüyle kaybet-
miş ve orman sınırlan dışına çıkanlmış
yerlerin satışı, sorumlulann ödüllendi-
rilmesı anlamı taşımaktadır. Bu durum,
orman alanlannın yok edilmesini özen-
direcek ve yeni orman yıkımlanna ne-
den olacaktır. Bu tür örnekler geçmişte
yaşanmıştır.
• 1974-1983 döneminde, devlet or-
manı sayılan yaklaşık 1.2 milyon dö-
nüm alan, "orman niteliğini yitirdiği;
tanm ve hayvancıük için yarar görül-
düğü; otlak, kışlak ve yaylak durumu-
na geldiği" ya da "şehir, kasaba ve köy
yapılannın toplu olarak bulunduğu"
gerekçeleriyle orman rejimi dışına çı-
kanlmıştır. Devlet ormanı sayılan arazı-
ler, 1984 ve 1985 yıllannda 224 bin ve
1986-2000 döneminde de 2.5 milyon
dönüm daraltılmıştır.
• 199O'lı yıllarda yapılan "orman sı-
nırlan dışına çıkanlmış
yerlerin hak sahibi orman
köylülerine satılması" uy-
gulamalarının yoksul orman
köylülerinden çok ilgili yöre-
lerdeki çücarcılara yaradığı,
aynı uygulamalann orman
idareleri ile yöre halkı arasın-
da yeni ve yoğun anlaşmaz-
lıklara yol açtığı, bu gibi yer-
lerin, kaçak yapılaşmaya ko-
nu olduğu, bir kısmında mini
kentler kurulduğu, çeşitli çı-
kar guruplannın yasadışı ka-
zanç sağlama yolu durumuna
geldiği bilinmektedir.
• Orman sınırlan dışına çı-
kanlmış yerlerin, kullanıcıla-
nna öncelik verilerek de olsa
satışının yapılabilecek ohna-
sı, orman yağmasını artıra-
cak, yağmalanan bu taşın-
mazlardaki kaçak yapılar için
yeni "imar affl" umudu do-
ğuracaktır.
• Işgalcilerin bu yerlerin
yasal sahibi olabilmelerine
olanak tanınması, hukuk dev-
leti ve adalet ilkesiyle bağ-
daştınlamaz. Suç işleyerek
ormandan yer elde etmiş ki-
şi ya da kurumlann bu yolla
ödüllendirilmesi, yasalara
saygılı yurttaşlann devlete,
hukuka ve yasalara güvenini
sarsacaktır.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hükümetin, Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Sezer'in
veto ettiği 2B kapsamındaki or-
manlann satışına ilişkin anaya-
sa değişikliği ile kızılağaçlar ve
kestaneliklerin satışına ilişkin
yasayı TBMM'den "aynen çı-
karma" eğiliminde olduğu öğ-
renildi. AKP Grup Başkanveki-
li Haluk İpek, Cumhurbaşka-
nı 'nın vetosunun anayasaya ay-
kın olduğunu ileri sürdü.
Orman Bakanı Osman Pepe,
iki düzenlemeyi de değiştirme-
den yeniden Meclis'ten geçirme
niyetini "İnşallah Meclisimiz
tekrar görüşür, aynı şekilde çı-
karır, tekrar sayın cumhur-
başkanına gönderir" sözleriy-
le dile getirdi. Cumhurbaşka-
nı'nın takdir hakkım kullandı-
ğuıı belirten Pepe, "Bu gerek-
çeleri paylaşmak mümkün de-
ğil'" görüşünü dile getirdi. AKP
Grup Başkanvekili Haluk Ipek
de yazılı açıklamasında, Se-
zer'in TBMM'de değiştirilerek
kabul edilen anayasa değişikli-
ğinı bir kez daha iade hakkı ol-
madığını ileri sürdü. tpek, ana-
yasanın 175. maddesinin 6. fik-
rasının iade edilen anayasa deği-
şikliğinin üye tam sayısının üç-
te iki çoğunluğu ile kabul edil-
mesi durumunda Cumhurbaşka-
nı tarafindan halkoyuna sunula-
bilmesini, referanduma götürül-
meyen düzenlemelerin ise yü-
rürlüğe girmesini öngördüğünü
beürtti. Tpek, "İade anayasaya
aykırıdır" dedi.
Yenitakvlm
Hükümet, yeniden kabul edil-
mesi durumunda anayasa deği-
şikliğinin halkoyuna sunulabi-
leceğini de dikkate alarak yeni
bir takvim belirleyecek. Anaya-
sa değişikliği için Meclis eylül
ayında olağanüstü toplantıya
çagnlabileceği gibi, halkoyunun
yerel seçimle birleştirilmesi
amacıyla konu olağan yasama
döneminde de gündeme aluıa-
bilir. Anayasa değişikliklerinin
halkoyuna sunulmasını düzen-
leyen yasaya göre Cumhurbaş-
kanı 'nın bu yönde irade ortaya
koyması durumunda 120 gün
içinde halkoyuna gidilmesi ge-
rekiyor. Anayasaya göre 330 ila
367 arasında kabul oyu alan ana-
yasa değişikliklerinin halkoyuna
sunulması zorunlukıhnıyor. 367
ve üzerinde kabul oyu alan de-
ğişikliği halkoyuna sunmak ise
Cumhurbaşkam'nın takdirine
kalıyor.
Iktidar, düzenlemenin yeni-
den kabul edilmesi durumunda
Cumhurbaşkanı'nın halkoyuna
sunma eğilimine göre yerel se-
çim tarihini de dikkate alan bir
takvim belirleyecek. Türkiye ge-
nelinde bir seçünin en az 50 tril-
yon liraya mal olduğu dikkate
alınarak, kasun ayında bir hal-
koylamasına gidilmesi duru-
munda bunun yerel seçimle bir-
leştirilmesi tartışması yaşana-
cak. Orman alanlarunn satışın-
dan 25 milyar dolar gelir bekle-
yen hükümet, kaynak beklenti-
sini ileri tarihe atmayı göze aln--
sa halkoylaması yerel seçimle
birleştirilebilir. Ancak iktidar,
yerel seçimlerden önce kaynak
sağlamak amacıyla anayasa de-
ğişikhğine hız vermeyi yeğleye-
bilir. Son olarak anayasa deği-
şikliğinde 368 oya ulaşan AKP,
son millervekili transferleriyle
birlikte anayasayı daha rahat
değiştirmeyi hedefliyor.
Kızılağaçlar ve
kestanellkler
Sezer, Orman Yasası'nın
bazı maddelerinin değiştiril-
mesine ilişkin yasanın kızıla-
ğaçlar ve kestaneliklerin satıl-
masını öngören 1 ve 13. mad-
delerini de bir kez daha gö-
rüşmek üzere Meclis'e iade
etti. Sezer'in gerekçelen:
• Kesimlerin tek dayanağı,
köy muhtarlığınca düzenle-
nen bir belge olacaktır. Kızı-
lağaçhklar ve aşılı kestane-
likler bir yandan orman sayı-
lan yerler kapsamından çıka-
nlmakta, öte yandan da bu
yerlerden yararlanma özel re-
jime bağlanarak kolaylaştınl-
maktadır.
• Doğu Karadeniz, birinci
derece toprak kaymasına açık
yörelerdendir. Etkili su ve
toprak dengesinin oluşma-
sında ve korunmasında
önemli rol oynadığı bilinen
kızılağaç ve kestane ağaçla-
nnın bu yöremiz için önemi
büyüktür. Yöredeki bu ağaç
örtüsünün ortadan kaldınl-
ması, sel ve toprak kayması
gibi doğal felaketlerin artma-
sı anlamına gelmektedir.
BM kararı tatıııiıı etmedi
İETT pasomu kaybettim. Hükümsüzdür.
SİNANATICI
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Birleşmiş Mılletler (BM)
Güvenlik Konseyi'nde kabul
edilen 1500 sayılı Irak karan,
Ankara'nın beklentilerini karşı-
lamadı. Yeni kararda Fransa,
Hindistan gibi ülkelerin de ısrar
ettiği "BM şemsiyesinde çoku-
luslu güç" koşulu karşılanmadı-
ğı ıçın hükümet. tartışmalı 1483
sayılı kararla Irak'a asker gön-
dermenin meşruiyetini savunma-
ya hazırlanıyor.
Hükümete yakın kaynaklar,
yeni karann Irak'ta ıstikrar süre-
cine BM'nin daha güçlü katıh-
mını getirdiğinı savunurken.
"Bu bizim de Irak'ın istikrarı
sürecine katüpamızı daha ma-
kul hale getiriyor" değerlendır-
mesini yaptılar.
BM Ğüvenlik Konseyi'nin ye-
ni karan, BM'ye yalnızca "insa-
ni yardım" İconulannda daha
etkın bir rol venrken, "güven-
lik" konularmı yine ABD ve ko-
alisyon güçlerinin sorumluluğu-
na bırakıyor. 1500 sayılı karar,
bazı ülkelerin Irak istikrar gücü-
ne asker göndermek için koşul
olarak öne sürdüğü BM şemsi-
yesinde bir "çokuluslu güç"
oluşturulması karannı içermi-
yor. Diplomatik kaynaklar, bu
nedenle hükümetin İrak'a asker
gönderme karan alması duru-
munda, bunun uluslararası meş-
ruıyet zemininin BM Güvenlik
Konseyi 'nin daha önce kabul et-
tiği "1483 sayılı" karar olacağı-
nı \-urguluyorlar.
1483 sayılı karar üzerinde iki
farklı yorum bulunuyor. Bazı ül-
keler, bu kararda üye ülkelerden
Irak için "güvenlik ve isfikrara
katkı" istenmesinın bu ülkeye
asker göndermek için yeterli ol-
duğunu savunuyorlar. Diğer ba-
zı ülkeler ise daha öncekı banş
operasyonlannda olduğu gibi ye-
ni bir kararla BM şemsiyesinde
birçok uluslu güç oluşturulması
gerektiğini %'urguluyorlar.
Dışişleri kaynaklan, yeni ka-
bul edilen 1500 sayılı karann iki
önemli sonucu olduğunu dile ge-
tıriyorlar. Buna göre ABD, I-
rak'ta kurulan geçici yönetim
için bir anlamda "uluslararası
onay" sağlarken, üzerindeki yü-
kü de hafifletmiş oldu. ABD ve
îngiltere'nin, Irak'ta BM Misyo-
nu oluşturulmasını kabul etmele-
riyle de, Rusya, Fransa, Çin gibi
ülkelerin BM'nin rolünün arttı-
nlması beklentisi karşılanmış ol-
du. Diplomatik kaynaklar, Irak'-
ta geçici yönetimin yeni BM ka-
ranndan güç alarak, Türkiye, Pa-
kistan, Hindistan gibi ülkelere I-
rak'ta istikrar gücüne katılım için
davette bulunabileceğıni dile ge-
tiriyorlar. Ankara, daha önce Irak
geçici yönetiminden böyle bir
davetı ön koşul olarak görmedi-
ğini bildirmişti.
GUNDEM Ml STAFA BALBAY
• Baştarafı I. Sayfada
çok gösterge var.
Erdoğan, Erbakan hareketiyle yollarının ayrıl-
masının başlıca nedenini şöyle açıkladı:
28 Şubat süreci ve devamında FP'nin kurulma-
sı aşamasındaki dışlanma!
Bunun Türkçesi şu:
AKP hareketinin arkasında ciddi bir ideolojik
yenilenme yok, sadece iktidara geliş ve kalış bi-
çimlerinde bazı oynamalar var, o kadar!
Gazetelerdekı ikinci yıl dizilerinde, AKP'den
"kendini arayan parti" diye söz edilmesinin altın-
da yatan da bu olsa gerek.
AKP ve AKP iktidannı birkaç temel konuda sü-
tuna yatıralım...
önce rakam... 365 milletvekiliyle Meclis'e giren
AKP 368'e çıktı. 11 Ekim'de yapılacak büyük
kongrede biraz daha artış hedefleniyor. AKP, bu
sayısal artışla anayasanın orasını burasını istedi-
ği gibi değiştireceğinı düşünüyorsa, yanılıyor. Iş
yine değiştirilecek maddenin içeriğine bakar. A-
ma daha büyük görünmeyi arzu ediyorsa, bunun
3 anlamı olabılir:
1- özgüven eksikliği.
2- Psikolojik savaş.
3- DEHAP kararı.
11 Eylül'de Yargıtay'ın DEHAP için vereceği ka-
rar çok önemli. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi,
DEHAP'ın sahte belgelerle seçime gırdiği kararı-
nı verdi. Yargıtay bunu onaylarsa DEHAP'ıni mil-
yon 956 bin oyu geçersiz sayılabilir ve DYP'nin
oy oranı yüzde 10.2'ye çıkabilir. Bu da AKP'nin 42,
CHP'nin 22 sandalye yitirmesi, 62 sandalyeli DYP
ve 2 yeni bağımsız milletvekiliyle Meclis'in yeni-
den yapılanması anlamına gelir.
Muhafazakâr: Muhafaza kâr!
AKP'nin ikinci yaşına armağan olarak Erdo-
ğan'ın orta yakınlıktaki danışmanı Yalçın Akdo-
ğan, partinin çizgisini tanımlayan bir kitap hazır-
ladı:
Muhafazakâr demokrasi!
Demokrasi zaten herkesin kendine göre tanım-
ladığı demokratik bir kavram. AKP'nin iktidarda-
ki uygulamalarına bakınca muhafazakârlığın şu
anlama geldiğini görüyoruz:
Kârı muhafaza et!
Geçelim transferlere... AKP'ye katılımlar Gü-
neydoğu kökenli milletvekilleri arasından gerçek-
leşiyor. önümüzdeki günlerdeki olası transferle-
rin kaynağını da yine bu bölge oluşturacak. Bu ya-
nıyla Meclis'te ilginç bir grup oluştu. Hani AKP'li
CHP'li farkı gözetmeksizin Meclis'teki Güneydo-
ğu kökenli milletvekillerinin önemli bir diliminin
grup başkanvekili Dengir Mir Mehmet Fırat'tır
desek, abartmış olmayız!
AKP'deki parti içi demokrasiyegelince... Görü-
nen şu:
Tek seçici Recep Tayyip Erdoğan.
Türkiye'nin tam demokrasiye geçmesi için ham
ne varsa olgunlaştırmaya çalışan Erdoğan, konu
parti içi demokrasi olunca çark ediyor. AKP'nin
üst yönetiminin tümünü görevden alma-atama
yetkisi Erdoğan'da. Gülerdoğan beyler, FP'den
parti içi demokrasi yok diye ayrılmışlardı.
Tek seçici Erdoğan ama, Başbakan birinci yar-
dımcısı Gül'ün partideki ağırlığının da demirden
bir gülle kadar etkili olduğunu vurgulamak gerek.
Erdoğan, partiyi yüzde 35'e kendi adının taşıdı-
ğını düşünüyor. Gül, FP'de genel başkan adayı ol-
duğunda oyların yarısını almasının AKP'yi doğur-
duğunu düşünüyor. Annç da Gül ve Erdoğan'ı
öne çıkaran süreçte kendisinin payı olduğunu dü-
şünüyor!
Çok düşünceli bir durum...
İktidar pastası bu genişlikte sofraya gelmeye
devam ettiği sürece yapı bozulmaz.
AKP'nin ekonomi politikasını özetleyip noktayı
koyalım:
Kemal Derviş'in hazırlayıp sunduğu IMF prog-
ramını iyi hatmetmişler.
[email protected]
Kürt devleti rüyası ölmedi'
Talabani Türk
askeri istemiyor
Dış Haberler Servisi
- kak Kürdistan Yurtse-
verlerBirliği(IKYB)li-
deri Celal Talabani, I-
rak'a daha fazla ulusla-
rarası güç gelmesinden
memnunluk duyacakla-
rını ancak ülkede Türk
askeri istemediklerini
bildirdi.
Altı günlük bir ziyaret
için dün Japonya'nın
başkenti Tokyo'ya giden
Talabani, gazetecilere
yaptığı açıklamada, "I-
rak halkı Japonya ve
diğer ülkelerin asker-
lerini Irak'ta görmek-
ten memnunluk duya-
caktır. Ama ülkemizde
Türk ordusunun varü-
ğına karşı\ız" dedi. Ta-
labani, K.İrak'ta 3 bin
Türk askeri bulunduğu-
nu belirterek, "bunun
yeterli olduğunu" sa-
vundu. IKYB liden,
"Bürün komşu ülkele-
rin güçlerini Irak'ta
görmek istemiyoruz.
Sadece Türk, İran ve
Kuveyt askeri değil di-
ğer komşuların askeri-
ni de istemiyonız" diye
konuştu. Talabani, "ba-
ğımsız Kürt devleti rü-
yasımn ölmediğini, an-
cak şu anda mümkün
olmadığmı ve gündenı-
de bulunmadığım" da
söyledi. Celal Talabani,
Kürt liderler olarak
"bağımsız bir devlet-
ten çok demokratik bir
Irak için çaüşmayı yeğ-
lediklerini sövledi.
Güvenlik icin asker istediler
Türkmen Cephesi
ABD'ye hayır dedi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - AB-
D'nin Felluce-Tikrit-
Bakuba üçgeninde gü-
venliği sağlayabilmek
için Türkiye'den önce
Türkmenlerden 1500 ki-
şilik güç ıstedıği öğre-
nildi.
Irak Türkmen Cephe-
si (ITC), yetkilileri, mu-
harip güçlerinin olmadı-
ğnıa işaret ederek, AB-
D'ye taleplerini karşıla-
yamayacaklan yanıtını
verdiler. Irak'ın kuze-
yindeki Kürt gruplar
bölgeye yaklaşık 2 bin
peşmerge gönderdi.
Türkiye'nin asker
gönderme karannı al-
ması durumunda. aynı
bölgede bulunan peş-
mergelerin yeni bir so-
run kaynağı olabileceği
belirtiliyor.