02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ 8 HABERLERtN DEVAMI G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK H Baştarafı 1. Sayfada araziden trilyonlar kazanma olanağına kavuşan Unakıtan, geleceğini sağlam temellere oturtma- dı mı? Eski bır başbakan, eski bir cumhurbaşkanı bir zamanlar "Kendim için bir şey istiyorsam namer- dim" demışti. AKP döneminde aynı telden çalanlar çoğaldı. Birdeğil belki on, belki de yüz "namert" bu ik- tıdarın üst yapısını oluşturuyor. Kendileri için bir şey istemiyorlar. Kimileri ye- diği eski nanelerden af yoluyla kurtuluyor, kimi- leri de "vazgeçemediği idealleri" gerçekleştirme- nin peşinde. • • • Kendisi için bir şey istemeyenlerin önde gide- ni iktidarın, hükümetin başı. RTE'nin de-ğiş-ti-ği-ne öyle birtanığı var ki, taş gibi sağlam: Soldan sağa beklenmedik bir hızla değişiveren, bizzat kendi değişiminin kitabını yazan bir arka- daşımız. Hasan Cemal son yazısında eski ve yeni RTE'yi "birbilenin" anlatımlarıyla sunuyor ve so- nuçta, "Yani yaptıklanna bakınca, Tayyip Erdo- ğan'ın bugün için artık değiştiğine hükmetmek daha doğru ve haklı bir tespittir" diyor. Oysa RTE'nin usul usul yaptıklanna bakarak değişmediğine hükmetmek daha doğru ve haklı bir saptama olacak. • • • Bir-iki "küçük" örnek: Imam hatiplerin bugün llahiyat dışındaki fakültelere, yarın harp okulları- na girmelerini sağlayacak yolun açılması, YÖK Yasası'nda değişiklikle üniversiteleri AKP'nin em- rine ve sultasına almak gibi kısa vadedeki düzen- lemeler için milli eğitimi Hüseyin Çelik'e teslim etmesinin bir amacı yok mu? Imamların köylere dağılmasına göz yumması, yoksul 10 bin çocuğu devlet bütçesinden (ama tarikatlara ait) özel okullarda okutma projesini or- taya atması sadece insani kimi temel öğelere mi dayanıyor? Danıştay eşitlik ilkesine aykırı bulduğu uygula- maya izin vermedi. Rejim açısından tehlike gö- ren Cumhurbaşkanı Sezer yasayı veto etti. Se- zer, yoksul çocukların "tarikat ve cemaat okulla- nnın kucağına atılmasına" karşı çıkarken; özel okullann yoksul öğrenciler için zaten yüzde 10 oranında kontenjan tanıdığını anımsattı. RTE, demagojik bir yöntemle toplumu aldat- maya yönelerek parti Meclis grubunda da halk önündeki kürsülerde de saldırı oklarını uygulama- ya karşı çıkanlara yöneltiyor ve masum bir kım- lik sergileyerek "Yoksul çocuklara zengin çocuk- ları gibi okumayı çok gördüler" diye konuşuyor. Hepsi biryana; RTE'nin veçevresindeki adam- ların türbanlı, topluma kapalı yaşam koşullan, son düğünde izlenen manzaralar, sokaklarda kara çarşafın yoğunlaşması kafalarında, kalplerinde nasıl bir rejim özlemi çektiklerinin belirtileri değil mi? • • • RTE, bedeniyle ve beyniyle bağlandığı Refah Partisi'nin Islami değişimi süratle gerçekleştirme girişiminin iflas etmesinden sonra "menzili mak- suda aheste gitmeyi" yeğledi. Kimi olayda kısa, kimilerinde orta ama asıl sonuca uzun vadede bir planla ulaşmanın peşinde. RTE'nin gizli birgündemi olduğunu belirtenle- ri hafife almak, hatta birlikte yıllarını tükettiği, cumhuriyetin temel öğelerinden ödün vermeyen kimilerine "baykuş" diye saldırmak, RTE'yi koru- yan irdelemelere denge getirmek için bir cümle- cikle "laikliğeyakın takibin hiç kuşkusuz daha de- vam edeceğine" değinivermek... Bugün kurtarır, bol kazandırır, alkışlatır amma velakin yarın? ABD Büyükelçisi geldi Ankara'ya heyet kuşatması ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - AB- D' nin yeni Ankara Bü- yükelçisı Eric Edel- man, dün Türkiye'ye geldı. ABD yönetimi- nin Türkiye ile ilişkile- re büyük önem verdi- ğini kaydeden Eric Edelman, Türkiye'nin kendisi için çok ilginç bir tayin olduğunu söy- ledi. Edelman, eşi ve ço- cuklanyla birlikte gel- diği Esenboğa Hava- alanı'nda gazetecilere kısa bir açıklama yap- tı. Konuşmasına Türk- çe başlayan Edelman. Ankara'da bulunmak- tan duyduğu memnu- niyeti dile getirerek şunlan söyledi: "Türkiye benim için çok ilginç bir ta- yin. Çünkü iki ülke arasındaki ilişkiler çok önemli, ayrıca annem İstanbul'da doğdu ve büyük am- cam da Ankara Üni- versitesi'nde 31 yıl önce profesördü." Sadece 3.5 hafta Türkçe dersi aldığını söyleyerek konuşması- nı îngilizce sürdüren Edelman, uzun bir yol- culuktan sonra ailesiy- le birlikte Ankara'ya gelmekten mutlu oldu- ğunu ifade etti. Edelman, güven mektubunu henüz Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezere sunmadığını ve görevi- ne resmen başlamadı- ğını belirterek gazete- cilerden soru kabul et- medi. Büyükelçi Edel- man'ın ay sonundan önce güven mektubu- nu Cumhurbaşkanı Se- zer'e sunarak görevine başlaması bekleniyor. ABD Senatosu üyeleri geliyor Öte yandan, ABD Senatosu ve Temsilci- ler Meclisi'nden he- yetler gelecek hafta Ankara'ya geliyor. ABD Temsilciler Mec- lisi Tahsisler Komitesi Savunma Alt Komitesi üyesi John Murtha başkanlığındaki heyet, 18-19Ağustostarihle- rinde Türkiye'de te- maslarda bulunacak. Temsilciler Meclisi he- yetinin yanı sıra ABD Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Se- natör Richard Lugar başkanlığında bir he- yet de 19-20 Ağustos tarihlerinde Türkiye'yi ziyaret edecek. Orman talanına vetoSezer, orman arazilerinin satışına ilişhn anayasa değişikliği ile kızılağaçlar ve aşılı kestaneliklerin orman alanı dışına çıkarılmasına ilişkin yasayı Meclis 'e geri gönderdi \ • Baştarafı 1. Sayfada * çekti. Cumhurbaşkanı, Karadeniz'de 100 bın hektarlık kızılağaç-aşılı kes- tanelik arazisınin büyük orman ala- nına yayıldığına işaret ederek "Sana- yi kuruluşlarının ucuz hammadde isteminin, yöre halkının yoksullu- ğuyla birieşmesi, ormanların yok edilme olasılığını artırmakta- dır" dedi. 31 Aralık 1981 ta- rihınden önce or- man niteliğini yi- tirmiş arazilerin (Orman Yasa- sı'nın 2/B maddesi statü- sündeki) satı- şına olanak tanıyan yasa, Cumhurbaş- kanı'nin ilk iadesinin ar- dından Mec- lis'te bır maddesi de- ğiştirilerek kabul edil- mişti. Cumhurbaşkanı, düzenlemenin değiştirilmesi nedeniyle oluşan iade hakkını yine kullandı. Sezer. iade gerek- çesinde paket içinde yer alan mıllerve- kili seçihne yaşının 25'e düşürülmesi- ne ilişkin maddeye değinmedi. Pers veren gerekçeler Sezer'in, 2B arazilerinin satışına iliş- kin anayasa değişikliğinin iade gerekçe- leri şöyle: • Hukuksal tasarruflar metinden çı- kanlmış, söz konusu yerlerın "satışı"na ilişkin yetki korunmuş, bunun yanında bu yerlerin "idaresi"nin de yasayla dü- zenleneceği vurgulanmışhr. • Ormanın genel tanımı bulunmakla birlikte hukuksal yönden ormanı tanım- lamak oldukça güçtür. Ağaç bulunan her yere hukuksal yönden orman deni- lemeyeceğı gibi, üzerinde ağaç bulun- mayan kimi alanlann orman kapsamı- na girmesı olanaklıdır. • Orman sayılan alanlar, uzun yıllar- dan bu yana yürütme erkini ellerinde bulunduranlarca siyasal amaçlarla kul- lanılmıştır. Sonuçta, ülkemizde kamu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup " Başkanvekili Haluk Koç. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, ormanlarla ılgili yasalan Meclis'e iade etmesini memnuniyetle karşıladıklannı söyledi. Koç, iktıdann hukukla ınatlaştığına dıkkat çekerek "AKP hukuk tokadı yemeye devam edecek" dedi. Anayasa değişikliği bir kez daha TBMM'ye geldiğinde CHP'nin muhalefetini sürdüreceğini kaydeden Koç, sürecin sonunda Sezer'in referandum yoluna gidebileceğine dikkat çekti. Koç. "Sonunda referandum olursa. ülkenin ranta teslim edilmesini istemeven başta sivil toplum örgütleri olmak üzere herkese bunu anlatacağız. AKP'nin tehükeli gidişini herkes bilecek" dedi. - AKP'nin orman tala- "*••» "dıa-" detnek ıçın t " ~~*>iat artıyor. Talanabeyazsayfal%^ ?i^ss;* tîzrzzL***'**•• Gazetemiz anayasa değişikliğinin ormanların yağmalanmasına neden olacağına ilişkin haberleri manşet ve sayfalanna taşımıştı. tpek, Sezer'in vetosunun anayasaya ayJarı olduğunu savundu AKP: Aynı şekilde çıkannz yaranna uygun biçimde yönetilmesi zo- runlu olan ormanlar, işgalcilerce gelişi- güzel kullanılan alanlar olarak ortaya çıkmıştır. Son değişiklik ile de gelir sağ- lanması amacıyla eylemli duruma ana- yasal düzeyde yasallık kazandınlmak istenilmektedir. • Orman niteliğini tümüyle kaybet- miş ve orman sınırlan dışına çıkanlmış yerlerin satışı, sorumlulann ödüllendi- rilmesı anlamı taşımaktadır. Bu durum, orman alanlannın yok edilmesini özen- direcek ve yeni orman yıkımlanna ne- den olacaktır. Bu tür örnekler geçmişte yaşanmıştır. • 1974-1983 döneminde, devlet or- manı sayılan yaklaşık 1.2 milyon dö- nüm alan, "orman niteliğini yitirdiği; tanm ve hayvancıük için yarar görül- düğü; otlak, kışlak ve yaylak durumu- na geldiği" ya da "şehir, kasaba ve köy yapılannın toplu olarak bulunduğu" gerekçeleriyle orman rejimi dışına çı- kanlmıştır. Devlet ormanı sayılan arazı- ler, 1984 ve 1985 yıllannda 224 bin ve 1986-2000 döneminde de 2.5 milyon dönüm daraltılmıştır. • 199O'lı yıllarda yapılan "orman sı- nırlan dışına çıkanlmış yerlerin hak sahibi orman köylülerine satılması" uy- gulamalarının yoksul orman köylülerinden çok ilgili yöre- lerdeki çücarcılara yaradığı, aynı uygulamalann orman idareleri ile yöre halkı arasın- da yeni ve yoğun anlaşmaz- lıklara yol açtığı, bu gibi yer- lerin, kaçak yapılaşmaya ko- nu olduğu, bir kısmında mini kentler kurulduğu, çeşitli çı- kar guruplannın yasadışı ka- zanç sağlama yolu durumuna geldiği bilinmektedir. • Orman sınırlan dışına çı- kanlmış yerlerin, kullanıcıla- nna öncelik verilerek de olsa satışının yapılabilecek ohna- sı, orman yağmasını artıra- cak, yağmalanan bu taşın- mazlardaki kaçak yapılar için yeni "imar affl" umudu do- ğuracaktır. • Işgalcilerin bu yerlerin yasal sahibi olabilmelerine olanak tanınması, hukuk dev- leti ve adalet ilkesiyle bağ- daştınlamaz. Suç işleyerek ormandan yer elde etmiş ki- şi ya da kurumlann bu yolla ödüllendirilmesi, yasalara saygılı yurttaşlann devlete, hukuka ve yasalara güvenini sarsacaktır. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümetin, Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer'in veto ettiği 2B kapsamındaki or- manlann satışına ilişkin anaya- sa değişikliği ile kızılağaçlar ve kestaneliklerin satışına ilişkin yasayı TBMM'den "aynen çı- karma" eğiliminde olduğu öğ- renildi. AKP Grup Başkanveki- li Haluk İpek, Cumhurbaşka- nı 'nın vetosunun anayasaya ay- kın olduğunu ileri sürdü. Orman Bakanı Osman Pepe, iki düzenlemeyi de değiştirme- den yeniden Meclis'ten geçirme niyetini "İnşallah Meclisimiz tekrar görüşür, aynı şekilde çı- karır, tekrar sayın cumhur- başkanına gönderir" sözleriy- le dile getirdi. Cumhurbaşka- nı'nın takdir hakkım kullandı- ğuıı belirten Pepe, "Bu gerek- çeleri paylaşmak mümkün de- ğil'" görüşünü dile getirdi. AKP Grup Başkanvekili Haluk Ipek de yazılı açıklamasında, Se- zer'in TBMM'de değiştirilerek kabul edilen anayasa değişikli- ğinı bir kez daha iade hakkı ol- madığını ileri sürdü. tpek, ana- yasanın 175. maddesinin 6. fik- rasının iade edilen anayasa deği- şikliğinin üye tam sayısının üç- te iki çoğunluğu ile kabul edil- mesi durumunda Cumhurbaşka- nı tarafindan halkoyuna sunula- bilmesini, referanduma götürül- meyen düzenlemelerin ise yü- rürlüğe girmesini öngördüğünü beürtti. Tpek, "İade anayasaya aykırıdır" dedi. Yenitakvlm Hükümet, yeniden kabul edil- mesi durumunda anayasa deği- şikliğinin halkoyuna sunulabi- leceğini de dikkate alarak yeni bir takvim belirleyecek. Anaya- sa değişikliği için Meclis eylül ayında olağanüstü toplantıya çagnlabileceği gibi, halkoyunun yerel seçimle birleştirilmesi amacıyla konu olağan yasama döneminde de gündeme aluıa- bilir. Anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulmasını düzen- leyen yasaya göre Cumhurbaş- kanı 'nın bu yönde irade ortaya koyması durumunda 120 gün içinde halkoyuna gidilmesi ge- rekiyor. Anayasaya göre 330 ila 367 arasında kabul oyu alan ana- yasa değişikliklerinin halkoyuna sunulması zorunlukıhnıyor. 367 ve üzerinde kabul oyu alan de- ğişikliği halkoyuna sunmak ise Cumhurbaşkam'nın takdirine kalıyor. Iktidar, düzenlemenin yeni- den kabul edilmesi durumunda Cumhurbaşkanı'nın halkoyuna sunma eğilimine göre yerel se- çim tarihini de dikkate alan bir takvim belirleyecek. Türkiye ge- nelinde bir seçünin en az 50 tril- yon liraya mal olduğu dikkate alınarak, kasun ayında bir hal- koylamasına gidilmesi duru- munda bunun yerel seçimle bir- leştirilmesi tartışması yaşana- cak. Orman alanlarunn satışın- dan 25 milyar dolar gelir bekle- yen hükümet, kaynak beklenti- sini ileri tarihe atmayı göze aln-- sa halkoylaması yerel seçimle birleştirilebilir. Ancak iktidar, yerel seçimlerden önce kaynak sağlamak amacıyla anayasa de- ğişikhğine hız vermeyi yeğleye- bilir. Son olarak anayasa deği- şikliğinde 368 oya ulaşan AKP, son millervekili transferleriyle birlikte anayasayı daha rahat değiştirmeyi hedefliyor. Kızılağaçlar ve kestanellkler Sezer, Orman Yasası'nın bazı maddelerinin değiştiril- mesine ilişkin yasanın kızıla- ğaçlar ve kestaneliklerin satıl- masını öngören 1 ve 13. mad- delerini de bir kez daha gö- rüşmek üzere Meclis'e iade etti. Sezer'in gerekçelen: • Kesimlerin tek dayanağı, köy muhtarlığınca düzenle- nen bir belge olacaktır. Kızı- lağaçhklar ve aşılı kestane- likler bir yandan orman sayı- lan yerler kapsamından çıka- nlmakta, öte yandan da bu yerlerden yararlanma özel re- jime bağlanarak kolaylaştınl- maktadır. • Doğu Karadeniz, birinci derece toprak kaymasına açık yörelerdendir. Etkili su ve toprak dengesinin oluşma- sında ve korunmasında önemli rol oynadığı bilinen kızılağaç ve kestane ağaçla- nnın bu yöremiz için önemi büyüktür. Yöredeki bu ağaç örtüsünün ortadan kaldınl- ması, sel ve toprak kayması gibi doğal felaketlerin artma- sı anlamına gelmektedir. BM kararı tatıııiıı etmedi İETT pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. SİNANATICI ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Birleşmiş Mılletler (BM) Güvenlik Konseyi'nde kabul edilen 1500 sayılı Irak karan, Ankara'nın beklentilerini karşı- lamadı. Yeni kararda Fransa, Hindistan gibi ülkelerin de ısrar ettiği "BM şemsiyesinde çoku- luslu güç" koşulu karşılanmadı- ğı ıçın hükümet. tartışmalı 1483 sayılı kararla Irak'a asker gön- dermenin meşruiyetini savunma- ya hazırlanıyor. Hükümete yakın kaynaklar, yeni karann Irak'ta ıstikrar süre- cine BM'nin daha güçlü katıh- mını getirdiğinı savunurken. "Bu bizim de Irak'ın istikrarı sürecine katüpamızı daha ma- kul hale getiriyor" değerlendır- mesini yaptılar. BM Ğüvenlik Konseyi'nin ye- ni karan, BM'ye yalnızca "insa- ni yardım" İconulannda daha etkın bir rol venrken, "güven- lik" konularmı yine ABD ve ko- alisyon güçlerinin sorumluluğu- na bırakıyor. 1500 sayılı karar, bazı ülkelerin Irak istikrar gücü- ne asker göndermek için koşul olarak öne sürdüğü BM şemsi- yesinde bir "çokuluslu güç" oluşturulması karannı içermi- yor. Diplomatik kaynaklar, bu nedenle hükümetin İrak'a asker gönderme karan alması duru- munda, bunun uluslararası meş- ruıyet zemininin BM Güvenlik Konseyi 'nin daha önce kabul et- tiği "1483 sayılı" karar olacağı- nı \-urguluyorlar. 1483 sayılı karar üzerinde iki farklı yorum bulunuyor. Bazı ül- keler, bu kararda üye ülkelerden Irak için "güvenlik ve isfikrara katkı" istenmesinın bu ülkeye asker göndermek için yeterli ol- duğunu savunuyorlar. Diğer ba- zı ülkeler ise daha öncekı banş operasyonlannda olduğu gibi ye- ni bir kararla BM şemsiyesinde birçok uluslu güç oluşturulması gerektiğini %'urguluyorlar. Dışişleri kaynaklan, yeni ka- bul edilen 1500 sayılı karann iki önemli sonucu olduğunu dile ge- tıriyorlar. Buna göre ABD, I- rak'ta kurulan geçici yönetim için bir anlamda "uluslararası onay" sağlarken, üzerindeki yü- kü de hafifletmiş oldu. ABD ve îngiltere'nin, Irak'ta BM Misyo- nu oluşturulmasını kabul etmele- riyle de, Rusya, Fransa, Çin gibi ülkelerin BM'nin rolünün arttı- nlması beklentisi karşılanmış ol- du. Diplomatik kaynaklar, Irak'- ta geçici yönetimin yeni BM ka- ranndan güç alarak, Türkiye, Pa- kistan, Hindistan gibi ülkelere I- rak'ta istikrar gücüne katılım için davette bulunabileceğıni dile ge- tiriyorlar. Ankara, daha önce Irak geçici yönetiminden böyle bir davetı ön koşul olarak görmedi- ğini bildirmişti. GUNDEM Ml STAFA BALBAY • Baştarafı I. Sayfada çok gösterge var. Erdoğan, Erbakan hareketiyle yollarının ayrıl- masının başlıca nedenini şöyle açıkladı: 28 Şubat süreci ve devamında FP'nin kurulma- sı aşamasındaki dışlanma! Bunun Türkçesi şu: AKP hareketinin arkasında ciddi bir ideolojik yenilenme yok, sadece iktidara geliş ve kalış bi- çimlerinde bazı oynamalar var, o kadar! Gazetelerdekı ikinci yıl dizilerinde, AKP'den "kendini arayan parti" diye söz edilmesinin altın- da yatan da bu olsa gerek. AKP ve AKP iktidannı birkaç temel konuda sü- tuna yatıralım... önce rakam... 365 milletvekiliyle Meclis'e giren AKP 368'e çıktı. 11 Ekim'de yapılacak büyük kongrede biraz daha artış hedefleniyor. AKP, bu sayısal artışla anayasanın orasını burasını istedi- ği gibi değiştireceğinı düşünüyorsa, yanılıyor. Iş yine değiştirilecek maddenin içeriğine bakar. A- ma daha büyük görünmeyi arzu ediyorsa, bunun 3 anlamı olabılir: 1- özgüven eksikliği. 2- Psikolojik savaş. 3- DEHAP kararı. 11 Eylül'de Yargıtay'ın DEHAP için vereceği ka- rar çok önemli. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, DEHAP'ın sahte belgelerle seçime gırdiği kararı- nı verdi. Yargıtay bunu onaylarsa DEHAP'ıni mil- yon 956 bin oyu geçersiz sayılabilir ve DYP'nin oy oranı yüzde 10.2'ye çıkabilir. Bu da AKP'nin 42, CHP'nin 22 sandalye yitirmesi, 62 sandalyeli DYP ve 2 yeni bağımsız milletvekiliyle Meclis'in yeni- den yapılanması anlamına gelir. Muhafazakâr: Muhafaza kâr! AKP'nin ikinci yaşına armağan olarak Erdo- ğan'ın orta yakınlıktaki danışmanı Yalçın Akdo- ğan, partinin çizgisini tanımlayan bir kitap hazır- ladı: Muhafazakâr demokrasi! Demokrasi zaten herkesin kendine göre tanım- ladığı demokratik bir kavram. AKP'nin iktidarda- ki uygulamalarına bakınca muhafazakârlığın şu anlama geldiğini görüyoruz: Kârı muhafaza et! Geçelim transferlere... AKP'ye katılımlar Gü- neydoğu kökenli milletvekilleri arasından gerçek- leşiyor. önümüzdeki günlerdeki olası transferle- rin kaynağını da yine bu bölge oluşturacak. Bu ya- nıyla Meclis'te ilginç bir grup oluştu. Hani AKP'li CHP'li farkı gözetmeksizin Meclis'teki Güneydo- ğu kökenli milletvekillerinin önemli bir diliminin grup başkanvekili Dengir Mir Mehmet Fırat'tır desek, abartmış olmayız! AKP'deki parti içi demokrasiyegelince... Görü- nen şu: Tek seçici Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye'nin tam demokrasiye geçmesi için ham ne varsa olgunlaştırmaya çalışan Erdoğan, konu parti içi demokrasi olunca çark ediyor. AKP'nin üst yönetiminin tümünü görevden alma-atama yetkisi Erdoğan'da. Gülerdoğan beyler, FP'den parti içi demokrasi yok diye ayrılmışlardı. Tek seçici Erdoğan ama, Başbakan birinci yar- dımcısı Gül'ün partideki ağırlığının da demirden bir gülle kadar etkili olduğunu vurgulamak gerek. Erdoğan, partiyi yüzde 35'e kendi adının taşıdı- ğını düşünüyor. Gül, FP'de genel başkan adayı ol- duğunda oyların yarısını almasının AKP'yi doğur- duğunu düşünüyor. Annç da Gül ve Erdoğan'ı öne çıkaran süreçte kendisinin payı olduğunu dü- şünüyor! Çok düşünceli bir durum... İktidar pastası bu genişlikte sofraya gelmeye devam ettiği sürece yapı bozulmaz. AKP'nin ekonomi politikasını özetleyip noktayı koyalım: Kemal Derviş'in hazırlayıp sunduğu IMF prog- ramını iyi hatmetmişler. [email protected] Kürt devleti rüyası ölmedi' Talabani Türk askeri istemiyor Dış Haberler Servisi - kak Kürdistan Yurtse- verlerBirliği(IKYB)li- deri Celal Talabani, I- rak'a daha fazla ulusla- rarası güç gelmesinden memnunluk duyacakla- rını ancak ülkede Türk askeri istemediklerini bildirdi. Altı günlük bir ziyaret için dün Japonya'nın başkenti Tokyo'ya giden Talabani, gazetecilere yaptığı açıklamada, "I- rak halkı Japonya ve diğer ülkelerin asker- lerini Irak'ta görmek- ten memnunluk duya- caktır. Ama ülkemizde Türk ordusunun varü- ğına karşı\ız" dedi. Ta- labani, K.İrak'ta 3 bin Türk askeri bulunduğu- nu belirterek, "bunun yeterli olduğunu" sa- vundu. IKYB liden, "Bürün komşu ülkele- rin güçlerini Irak'ta görmek istemiyoruz. Sadece Türk, İran ve Kuveyt askeri değil di- ğer komşuların askeri- ni de istemiyonız" diye konuştu. Talabani, "ba- ğımsız Kürt devleti rü- yasımn ölmediğini, an- cak şu anda mümkün olmadığmı ve gündenı- de bulunmadığım" da söyledi. Celal Talabani, Kürt liderler olarak "bağımsız bir devlet- ten çok demokratik bir Irak için çaüşmayı yeğ- lediklerini sövledi. Güvenlik icin asker istediler Türkmen Cephesi ABD'ye hayır dedi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - AB- D'nin Felluce-Tikrit- Bakuba üçgeninde gü- venliği sağlayabilmek için Türkiye'den önce Türkmenlerden 1500 ki- şilik güç ıstedıği öğre- nildi. Irak Türkmen Cephe- si (ITC), yetkilileri, mu- harip güçlerinin olmadı- ğnıa işaret ederek, AB- D'ye taleplerini karşıla- yamayacaklan yanıtını verdiler. Irak'ın kuze- yindeki Kürt gruplar bölgeye yaklaşık 2 bin peşmerge gönderdi. Türkiye'nin asker gönderme karannı al- ması durumunda. aynı bölgede bulunan peş- mergelerin yeni bir so- run kaynağı olabileceği belirtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle