Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
ARADABtR
Doç. Dr. HÜNER TUNCER
Lozan Antlaşması
Taa Yüreğimizde...
"Istiklâl-i tam denildiği zaman, siyasî, malî,
iktisadî, adfî, askerî, harsî ve ilâ... her hususta
istiklâl-i tam ve serbesti-i tam demektir. Bu
saydıklanmın herhangi birinde istiklâlden mah-
rumiyet, millet ve memleketin mânâ-yı hakiki-
siyte bütün istiklâlinden mahrumiyet demektir."
Bu ozlu sozler, buyuk Atatürk'undur. Bu dâhı ın-
san, bu sozlen, Fransa'nın 13 Hazıran 1921 'de An-
kara Hukumetı ıle bır anlaşma (ıtılâfname) ımzala-
makamacıyla gönderdığı temsılcısı Franklin-Bo-
uillon ıleyaptığı gorüşmede soylemıştır Boylelık-
le, Ataturk, yenı Turkıye'nın buyuk devletler karşı-
sındakı ve uluslararası topluluktakı konumunu be-
lırlemış olmaktaydı
Içınde bulunduğumuz şu gunlerde, ülkemizi yö-
netenlerin, dış polıtıkamızı saptarken ve yurutur-
ken, ozellıkle de Dünya Bankası, IMF gıbı kuru-
luşlarlave Avrupa Biriiği ıle ılışkılerımızı değeıien-
dırırken buyuk Ataturk'un yukarıda belırtılen soz-
lennı goz ardı etmemelen en ıçten dıleğımızdır
Ataturk'umuzun gerçekleştırdığı ve oz kendısı-
nın yonettığı Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarına done-
cekolursak, 11 Ekım 1922 'de Ankara Hukumetı ıle
karşı Muttefıkler arasında Mudanya Ateşkes Ant-
laşmasrnın ımzalanmasından sonraen onemlı so-
run, Turkıye ıle Muttefık Guçler arasında Bınncı
Dunya Savaşı'nı sonuçlandıracak olan bır barış
antlaşmasının ımzalanmasıydı Lozan Konferan-
sı'na Turkıye'yı temsıl edecek heyetın seçılmesı
onemlı bır sorun olarak ortaya çıkmıştı Konferan-
sa gıdecek Turk temsılcılerının, her şeyden once,
Batılı devletler karşısında her zaman boynu bukuk
durmaya ve bu devletlerie olan ılışkılerınde odun
vermeye alışmış olan Osmanlı zıhnıyetınden ken-
dılerını kurtarmaları gerekıyordu Osmanlı dıplo-
matlan, Lozan'da yenı Turkıye devletını temsıl ede-
mezdı, çunku onlar Avrupa devletlen karşısında hep
aşağılık duygusuna kapılmışlar ve kendılerını Av-
rupalı devletlenn temsılcılenyle eşıt statude gorme-
mışlerdı Osmanlı Devletı'ne Batılı devletler tara-
fından takılan "Hasta Adam" adı Osmanlı devlet
adamlarını da etkılemış ve bu kışılerın zıhınlerıne
lyıce yerleşmıştı Bu nedenle, Osmanlı, "hasta
adam"m zayıf bunyesıne uygun onlemlerie, onu bı-
raz daha yaşatmak yontemı ve polıtıkasını benım-
semıştı
Oysa, yenı Turkıye devletının kurucusu Musta-
fa Kemal, Lozan'da Turk temsılcılerının kendılen-
nı Batılı devletlenn temsılcılenyle eşıt gormesını ve
bu anlayışla goruşmelerı surdurmesını ıstemek-
teydı Bu nedenle de, Mustafa Kemal, Lozan'da ul-
kemızı temsıl edecek heyetın başkanını oz kendı-
sı (bızzat) seçmıştı Ismet Paşa, Lozan'ayenı Turk
Devletı'nın Dışışlerı Bakanı sıfatıyla katıldı
Lozan'a gıttığı sırada 38 yaşında olan Ismet Pa-
şa, Kurtuluş Savaşı sırasında buyuk başanlar gos-
termış bır komutandır -Garp Cephesı Komutanı-
ancak, Ismet Paşa'nın dış polıtıka alanında dene-
yımı bulunmamaktaydı Oysa, Lozan'da karşısına
çıkacak Muttefik Devletler'ın temsılcılen, dış polı-
tıkada buyuk deneyımlerı olan devlet adamlarıydı
Buna karşın Ismet Paşa Lozan Konferansı'nda,
Bınncı Dunya Savaşı'nın galıplerını yenılgıye uğra-
tan bır devletın temsılcısı olduğunu hıçbır zaman
usundan çıkarmamış ve bu yureklılıkle hareket et-
mıştı Anadolu halkının Kurtuluş Savaşı'nın kaza-
nılmasında katlandığı ozvenler, ismet Paşa'dasar-
sılmaz bır guven duygusu yaratmıştı
Lozan Konferansı'nın açılış oturumunda bir
konuşma yapan Ismet Paşa, konferans masa-
sında Türkiye'nın egemen ve bağımsız bir dev-
let olarak kabul edilmesi ve eşıt hak ve yetkı-
lere sahip olması gerektiğini büyük bir inanç-
la belırtmiştir. Gerçekten, Lozan Konferansı go-
ruşmelen sırasında Turk temsılcılennın uzennde
ısrarla durduklan en onemlı nokta bu olmuştur
Günümüzde Avrupa devtetieri temsilcileriy-
le yürutülen görüşmelerde de, ülkemiz temsil-
cilerinin, Atatürk'ün Türkiyesı'nı temsıl ettikle-
rini hiçbir zaman hatırlarından çıkarmamaları-
nı ve Batılılar karşısında aşağılık duygusuna
kaptlmadan, onlarla eşrt düzeyde olduklannı ka-
bul etmelerinı ve ona göre davranmalannı ne
kadar isterdik!..
OKTAYAKBAL
Romanlar
Garipler Sokağı, 12. Baskı
Suçumuz insan Olmak, 12. Baskı
Insan Bir Ormandır, 5. Baskı
Düş Ekmeği, 4. Baskı
Batık Bir Gemi, 2. Baskı
CAN YAYINLARI
Hacıbektaş Şenliği...
Seksen yıl sonra, ulkeyı o çızgıden seksen yıl genye
ıtelemenın ulusaşın tasanmlan karşısında bır anlık
"gaflet ve dalalef'ın ülkeyı nereye gotüreceğı artık tüm
ulusça görulmelıdır!
Ümit SARIASLAN Sanat Tanhçısı
1
924-1925 yıllanCumhu-
riyet Devrimi'nın temel
blokunu tutan taşlann ko-
nulduğu yıllardır Hılafe-
tın kaldınlmasından eğı-
tım bırlığı yasasına, adaletın çağa
uygunluğunun sağlanmasına, "kı-
hkkıyafet'' yasasına, sonra tekke ve
zauyelerın kapatılmasına ılışkın
yasanın yururluğe gırmesıne de-
ğın
Devrım onden Mustafa Kemal,
yıne bır ağustos gunu, 30 Ağustos
1925 'te Kastamonu'da yaptığı ko-
nuşmada gınlen bu yenı yolu şu
sozlenyle betımleyecektır
"Efendfler ve e> millet! BOiniz ki
Türkiye Cumhum eti şeyhler, der-
vişler, müritler, mensuplar memle-
keti obmaz. En doğru, en haküd ta-
rik tarikat-ı medetuyvedir. Mede-
nheünemir\çtalepeöiğiniyapmak,
insan olmak için kâfıdir. Ruesayı
tarikat, bu dediğım hakıkati butün
vuzuhuyta idrak edecek ve kendi-
Blderinden derhaJtekkelerinikapa-
tacak,müritkrininarnkvâsıkrüşt
olduklannı elbette kabul edecek-
tir."
Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa Ke-
mal' e koşulsuz destek veren Haa
Bektaş erenleri Mustafa Kemal'ın
çağnsına uyacaklardır 30 Kasım
1925'te BMM'ce kabul edılıp 13
Aralık 1925 'te yururluğe gıren *ya-
sa" gereğınce Haa Bektaş Tekke-
si de kapanlacaknr
Toplumsal tarıhın akışı ıçınde,
cumhunyetın kurulup kurumlaş-
ması surecınde kendı genlık ve ge-
leceğını laık-demokrat cumhun-
yetın genlık \e geleceğınde gore-
rek tanhın bağnna çekılen Hacı
Bektaş Tekkesı, burada Anado-
lu'nun kalbınde, ozdeş adlı bu ku-
çuk ılçede 1964 yılında yenıden ve
başka bır duzlemde Anadolu ınsa-
nıyla buluşacaktır 3 Mart 195O'de,
"Tekke \e Zavhelerle Türbelerin
Kapatılmasına \e Turbedarfaklar-
la Birtakun Unvanlann Yasaklan-
masına ve Kaldınlmasuıa İlişkin
Yasa"ya eklenen bır maddevle bu
gıbı kalıttan sanat değen olanlan-
nın Mıllı Eğıtım Bakanlığı' nca ka-
muya açılmasına olanak sağlanır
Işte bu
tt
madde"ye dayanılarak
Hacı Bektaş Velı Turbesı ve ek-
lenulennın 16 Ağustos 1964'te mu-
ze olarak açılmasını ızleyen gun-
lerde başlatılan Hacı Bektaş Ve-
lı'yı Anma Torenlen, toplumsal
tanhımızın akışı ıçınde kırk yılı
gende bırakmış durumdadır
1975 yılına değın kendı uzenne
kapalı ve gelenekçı yanı ağır basan
bır çızgıde yuruyen bu "törenler",
bu yıla gelındığınde, benzen çağ-
daş kultur sanat etkınlıklerı gıbı
daha dışa açık, kulturel, sanatsal
duzey ve ıçenğı daha zengın, an-
cak Hacı Bektaş sevtnlenn gelenek-
sel beklentı ve arayışlannı da goz
ardı etmeden yurur-ümeye başlan-
dı O yıla değın "n lehter takunı"
ıle açıhşı yapüan, "kıhç-kalkan" ekı-
bının gosten yaptığı, gızemcı ve
dınsel vanı one çıkar etkınlık, o
gunden sonra ulusal duzeyde aydın
ve sanatçılann, kultur ve tanh araş-
tırmacılannın ılgı odağına yerle-
şen, gehşme umudu yuksek bır şen-
lık olma yoluna evnldı
12 Eytükükr orada da~
Sıyaset aygıhndan gelen yoğun
baskı \e sındırmeye koşut olarak,
yerel aranışlann ulusal duzeyde ya-
nıt bulduğu, uluslararası duzeyde
sağlıklı ılgılenr ılçeye çevnldığı
bır kulturel-sanatsal eşık (sahne)
kımlığıne burunen bu etkınlıkle-
nn 12 Eylul'den sonra uzenne olu
toprağı serpıldı 1984'teışbaşına ge-
len yerel yonetımden gunumuze
ağan sureçte Hacı Bektaş Şenlık-
len, yenıden 1975 oncesı adıyla
"Hacı Bektaş Vefi'yi Anma Tören-
leri" adı altında yurutulmeye baş-
landı Bır on yılı aşkın suredır de
"uhıslararası'' nıtemıyle kuşatılı
olarak, yıne Hacıbektaş Beledıye-
sı onculuğunde yurutulen etkınlık,
16 Ağustos 2003 "te kırk yaşma gı-
recektır 1975-76'da RuhiSu'nun
ılçeye gehnesıne ızın venhneyen,
Mahzuni'nın soyleyeceğı turku-
nun sayısına kanşılan, her gorev-
lının ardında bır başka "göre\-
li"nın(') gezdınldığı etkınlık,
1990'dan sonra, bırden "devtet"
bulur, "devledi'' ılgılen çeker oldu
Konuya uzak duran, turlu tanhsel-
guncel nedenle sakınımlı yaklaşan
aydınların ılgısını ılçeye, anılan et-
kinlığe çekmek ıçın kaç yıldır sa-
bırla kozasını oren şenlık yonetı-
cılen yalnızlık ıçınde çırpınırken,
bu kez aydınların ılgısını de aşkın
bır başka "ügj" \e "se\gj"nın oda-
ğı oldular' Bırden dun "Damok-
les'in laha" gıbı tepelennde salla-
nan devlet erkını bu kez yanlann-
da buldular Neydı değışen, top-
lumca daha ust bır uygarlık \ e de-
mokrası eşığıne nrmandık da sı-
yasetkultürunhakkını mı teshm edı-
yordu
7
Yoksa bu etkınhk ve ey-
lemı evcılleştınp uysallaştırmak,
kendı olmak, ozu olmaktan çıkar-
mak ışınde "de\1et" doğrudan bır
ışlevmıyuklenıyordu9
Yaşayıpgo-
recektı herkes
Yoksa \tlantık otesınde duzen-
lenıp yaşlı kıta uzennde pışırıle-
rek ulkeye dayatılan, yaşamın her
alanında dinselleşme/dinselleştir-
me işlemiyle 41e\i-Bektaşı dmar-
lılc \e eğitimiyle cumhurijet \nrt-
taşlığını uyumlulaştumış^ bu so-
rumhılukla dıngın vie'tetık'kit-
le\i de veni bir bağlam \e konum-
da bu " sureç " e katmak mı planla-
nı\T)rdu?.. Gorunen odur kı hıç de-
ğılse bır on yıldır, artık açıktan açı-
ğa dıllendınlen Turkıv e Cumhun-
yetı'nın unıter de\let kımlığıne,
ulus de\ lete \ e onu kuran dokunun
gozelenne yonelık kuresel saldın-
nın hedefınde Ale\ı-Bektaşı kultur
geleneğı \e bu gelenekten gelen
ınsanımız da vardır
Çeyrek yuzyıl once pek çok ay-
dının adını anarken dışının arasın-
dan konuştuğu, sıyaset erbabının
"abesleiştigal" gozuyle baktığı bu
konu şımdı, bırakınız ulusal du-
zeyde ılgıyı, uluslararası duzeyde
"ilgj^len çekmış durumdadır'
1990 sonrası, nerede\se tum sıya-
set kadrosunun "Ale\i-Bektaşi'' aşı
ıçtığı, "nefes"ı soluyup turkusu
soyledığı bır sureçte, ulke duze-
ymde bırHacı Bektaş ad ve "odak"lı
dernek patlaması > aşandı Bu yet-
medı, A\Tupa'da dernekler kurul-
du Federas> onlar oluşturuldu Da-
hası, konu Avrupa Bırlığı "Üerie-
me Raporu
w
na gırdı(') 2000 \e
2001 tanhlı "raporiar"ı ızleyen 21
Hazıran 2002 'de Bruksel "dekı A\ -
rupa Parlamentosu bınasında Av-
rupa Parlamentosu, Avrupa Turkı-
ye Delegasyonu Başkanı JoostLa-
gendijk'ın de (') katıldığı bır top-
lantıda, A\Tupa'da Ale%ı BırlıkJe-
n Konfederasyonu kuruldu
Baü'nın tııtumu
Içerde demokrasıyı dınselleştır-
meye, cumhunyet kulturu ve yurt-
taşlığından cemaat kulturu \ e uye-
lığıne gen e\nhşın ortulu-açık tu-
zaklanna çekıhnek kadar, dışarda
da bu "dinseUeştirnıe'*nin Avrupa-
lı ve Amenkalı arkalayıcılannın
"demokrasi" ortulu tuzaklanna
karşı ozdeş olçude uyanık olmak
gerektır Nıye kı Sovyetler çoker-
tıldıkten sonra, oradan bağımsız
kalacak Turk cumhunyetlen ve Ya-
kındoğu ıle Uzak Asya'dakı Mus-
luman ulkelen ABD gudumunde
bır arada tutabılmenın yolu, bu "si-
yaset"tengeçıyor Turİaye'yı ıhm-
lı Islam modelı uzennde gevşek
federatıf dokulu bır "başülke" ya-
parak "İslam dum
-
ası"nı onun ar-
dında tutulu katar kılmak ve bu ka-
tan, ABD başta olmak uzere, yenı
emperyalızmın yenı yuzyıh tasan-
mında ıstedığı gıbı çekıp çevırmek'
Batı, Osmanh'nın olumunu bu "si-
yasefle hızlandırdı, Smyetler'ın ço-
kuşunde bu "ayaset"n etkısı yad-
sınamaz, şımdı hıç değılse bır yır-
mı yıldır aynı yoldan Ataturk'un la-
ık-demokrank Turkıye Cumhunye-
tı çokertıhnek ıçın açıktan savaş
venlmektedır Yazımızın başında,
de\Tim ondennın cumhunyeûnbaş-
lı başına koktencı bu- uygarlık ta-
sanmı olduğunu açıklayan konuş-
masından alıntı yaphk Seksen yîd
sonra, ulkeyı o çızgıden seksen yıl
genye ıtelemenın ulusaşın tasa-
nmlan karşısında bır anlık "gaflet
\e dalatefuı ulkeyı nereye gotüre-
ceğı artık tum ulusça gorulmelı-
dır'
Içerden dışardan ulus kultur ve
o taban uzennde kurulu ulusal dev -
letın, onun kurucu ılkelennın teme-
lıne su yurutulduğu bır guncellık-
te Alev ı-Bekta^ılenn, Hacı Bektaş
sevenlenn bu topraklar uzennde-
kı "sorun"lannı, ulusaşuı odakla-
nn bu ulke uzenndekı hesaplannın
goruşulduğu masalardan çozule-
bıleceğını ummalannı, bunun ohrnı-
lu bır durum olduğunu duşunme-
lennı anlamak zordur Içerde, sıya-
sal erkı eluıde tutan yapılanmanın
A\Tupa odaklı "Tûrkiye'de dinsel
özgürlükler suurlamyor" sa\ ına
sessız kalarak \ erdıklen ortulu des-
teğe arka çıkar gıbı, bu kesunın de
demokrasıyı salt "dinsel bir özgür-
lûk kuUanımı" derekesuıe ındn"-
mek ısteyenlerle, benzer bır yol-
dan "dirsek tenıaa" kurmalan ne
kerte sağlıkh ve demokraük bır du-
ruşrur'
7
Yaptığımız ve yapacağımız her
ış ve gınşımın laık-demokrank Tur-
kıye Cumhunyetı'nın esenlık ve
gonencıne, bağımsızlığını ve onu-
runu koruyarak daha da gehşmış ve
dolayısıyla demokrasıyı ıçselleş-
tırmış bu- ulke ve yurt konumuna
ulaştmlmasında olumlu her katkı-
nın, tum ulusla bu-lıkte Alevı-Bek-
tası kultur damannın, Hacı Bektaş
sevenlennuı de esenlık ve sağlığı-
na hızmet ve katkı anlamına gel-
dığını unutmayalım Tersıdurum-
da, bu- bakmışsınız, şu ya da bu
bolgesel "çaü" ya da "kaflarda bu-
lunduğu, bıze sunulup-sağlanaca-
ğı samlan umu \e beklentının ar-
dında sa\Tulurken Anadolu topra-
ğıyla bırlıkte Anadolu kultur zen-
guılığuıı de ruzgâra vermışız'
Hacı Bektaş Şenhklen'nın kırkm-
cı yılından başlayarak ulusal tan-
hın küometresaannı yenıden 1919'a
kurmak gereken gunlerden geçı-
yoruz Ulusal Kurtuluş Savaşı yu-
ruyuşunun Hacı Bektaş'tan geçtı-
ğı gunlerdekı uyanıklık \e tetıklı-
ğı, şenlığuı hamuruna maya tutup
yenıden bağımsızlık ekmeğuıı pı-
şırmekvaktıdır
(1) Dr tsmaıl Engın Avrupa Bırlığı
ve 4levıler Hacıbektaş, Ocak-Şubat
2002
'Yeşil Gece'ciler...
Riza CAN Batıkent-Ankara
B
u gunlerde ReşatNu-
riGuntekm uıbırro-
manını tekrar oku-
yorum Ama once şunlan
soyleyeceğım Her kuşak-
tan ortaokulu bıtırenler, Ça-
lıkuşu'nu ya okumuşlar >a
dujınuşlardır Çalıkuşu. ne-
redeyse yuzyıl once jazıl-
mış olmasına karşın, çok
okunmuş ve hâlâ okunan bır
roman
Bır onemlı tanık Cevat
Dursunoğlu, "Cepheje gi-
den her subayın manevra
sandığmda birÇalıkuşu var-
dır" demış
Çalıkuşu'nu Başkomutan
Mustafa Kemal de ovmuş
Yıne onemh bır tanık. Ruşen
EşrefÜnaydmşunlan soylu-
yor
-_Çahkuşu.Batum'dabir
hafta on gün içinde tüken-
mişti. Azerba\can'a da yol-
lanmak üzere İstanbul'a ye-
ni sıpartşJenk buhuıulmuş-
tu.Ankara'yadönimceyaver-
lerinden duydunı ki onu sen
depekbeğenmJşsuL-kendin
de bana: Aman azizim, Ak-
şehir'de tsmet'in karargâ-
hında onu beraber okuduk.
Kitabı elımızdefl bırakama-
dık. Ne güzel demiştin-"
Bu gınşı Reşat Nun-Ça-
hkuşu kopmazhğı nedenıy-
leyaptım Rahmetlı yazann
Yeşıl Gece'sınden soz etmek
ıstıyorum Ve sırası geldığı
ıçm soyluyorum NâzmıHik-
met oğulluğu Fuat'a yazdı-
ğı mektupta Yeşıl Gece'yı
ovmuş Okuyucu Yeşıl Ge-
ce'nın dunu anlattığını san-
masın1
Yeşıl Gece bugunu
de anlatıyor Galıba >annı
da anlatacak Nedenı, ın-
YEDİTEPE jfr//i ENGLISH
UN.VERS.TY M ^ ^Enn?A T
°R Y
is seeking Science & Medicine ESP Teachers.
Language Instructors and Counsellors
Applıcants for teachıng posıtıons are expected to have a unıversıty degree ın theır related fıelds and
at least three years of teachıng experıence Applıcants for counsellıng are requıred to have a unıversıty
degrre ın psychology. Natıve speaker applıcants should have a valıd work permıt
Interested candıdates should send theır CV to, Fax (0216) 578 03 46 Phone (0216) 578 03 25
Thıs exam wıll be held on August 18th, 2003 at 10'30
YEDİTEPE UNIVERSITY ENGLISH PREPARATORY SCHOOL 26 Ağustos Yerleşımı Kayışdağı Caddesı 34755 Istanbul
www yedıtepe edu tr
sanunızı yuzyıllar boyu bır
çeşıt Emevı Muslumanhğı-
na ^tsak" etmış olan "sof-
ta"yı tanıtmış olmasıdır
Romanın "yi£ft" kışısı Şa-
hmEfendı'du- Softanınıçı-
nı dışını ıyı bıhr Çunku da-
ha ıyı vetışsuı dıye. kendı
kovundekı medreseden ah-
narak, Istanbul'dakı "Somun-
cuoghı" medresesıne getınl-
mıştır Şahın, medresenın ça-
lışkan ve sevılen oğrencısı-
dır Ne varkı gehşınden bır-
kaç yıl sonra. "akıl" ve
"iz'an" kendısmı durtmeye
başlar O nedenle medrese,
Şahın'ı, muderns ve talebe-
sıyle bır çeşıt bunahma so-
kar "tcazefalmasmabıryıl
kaldığı halde, medreseyı ter-
keder Sınavla "Darühnual-
Hmin"e. yanı öğrebnen oku-
hı'na gırer Amacı, softayla
savaşmak Ve okulu bıtuır
Gonulhı olarak Izmır'e bağ-
lı Sano\a'ya gıder Artık
Emır Dede mektebının *T)aş-
muaDımi''dır
Şahın Efendı'nın, burada,
bıze bu kadan lazım Artık
bıraz "muamm" ve "talebe"
Şahın'ı duıleveceğız
"-İstanbuLzevktenveeğ-
lenceden başka birşe> dıişun-
muyordu. Koca memlekette
can ve yürekten bır Allah'
diyenkabnamıştLOnlanhak
\oluna sevketmekvazifesiv-
k mukellef olan ulema, baş-
tan başa cahil, korkak, men-
faatperest ve mufsittL."
"...Zevııel Hoca'nın çeşit
çeşit işkence afetlerijie do-
lu. korkunç bir cehennemi
vardı. \hretin butun nıe-
murlan ebedhen bu cehen-
nemde deri yüzmek, dil ko-
parmak. ağızlara kaynar
katran akrtmak. kızdınlmış
şışleıie goz o>mak gibi iş-
lerle meşguldıL."
"-Cahilinsan,her zaman,
her yerde ya kendi vehimle-
rine, baöJ flkuierine va da
başkalarının hırslanna ve
menfaatlerine kurban olu-
yor_"
"_Müdür beyefendi, ben
medreseden vetişmiş softavı
bihrim. Softa. golge gibktir.
Korkup kaçarsan peşjni bı-
rakmaz. Fakat cesaretle üs-
tüne yürürsen alabildiğine
kaçar-"
Yenıden soz benım
Sanova'dakı turbelenn en
önemlısı "Keümi Baba"ya
aıttır Sanovahlar her turlu
derdın dermanını orada arar-
lar Ne var kı bu" gece turbe-
nın yanmakta olduğu goru-
lurve turbe yanmışnr Acı bu-
yuktur Halk sahıpsız kalmış
gıbıdır Suçlu bulma yanşı
başlar Ve soflanın duşmanı
hazırdu- Kadın
1
Ne yap-
mıştır kadın9
Ehnhyoruz
"-Hükümete karşı dagiz-
B 'hoşnutsuzluk' başlamıştL
Kabahathepmemleketiida-
re edenlerde idi Kadmlann
bu kadar açıhp saçılmalan-
na. gençlerin eğlence ve ku-
marla vakit geçirmeleruıe
goz vummakbır Musluman
hukumeûne \akışır mrv dı?_"
Konujıı şu ılaveyle bıtı-
receğım Bırakın cumhunyet
oncesını, "kurtuluş'' ve "ku-
ruluş" donemlennden bu gu-
ne dek, softanın tepesıne pek
az kışı dıkılınıştır Benım he-
men akluna gelenler şunlar
Ataturk; çeşıtlı konuşmala-
nyla FaBh Rıfkı Atay. Bır-
çokyazısıyla,omeğuı Kur-
tuluş'takı yazı demetı İl-
han Selçuk: Koşesuıde sık
sıkyazdıklanyla Omeğın
Enelhak'ın Hakk'uıda yer
alan ışıkh yazılar
PENCERE
Alevi-BektaşjAydınlığı...
Mızahsız ınsan ruhsuz canlıya benzer, nukte, fık-
ra, esprı, karıkatur ve hıcıvle hemhal olmak, yaşa-
mın tadını akhn damağında duyumsamaktır
Batı'da kankatur ve fıkra uretımının kaynaklan çok
eskı değıl, mızahta zekânın şımşeklen "Aydınlan-
ma" ıle çakmaya başlamış
Daha oncekı yobazlığın karanlığında mızahın ça-
karalmazını ara kı bulasın
Ya Doğu'da durum ne?
Islamda kışının yalınkat ınançtan doğan sıkıntı-
sını dağıtmak ıçın mızah başkaldırının soluğunu
alıp vermış, Nasrettin Hoca'nın ve Bektaşı Baba'sı-
nın nuktelen softalığın ham ervahlığına karşı ılaç gı-
bı
Bektaşı kırda sofrayı kurmuş, bır yandan dem-
lenırken ote yandan ateşı yakmış, etı pışırmeye
başlamış, derken bırruzgâr, bırfırtına, bıryağmur
ortalık altust olmuş, ocak sonmuş
Bektaşı ellerını goğe açmış-
- Imanım, demış, ben ıçıyorum, sen sarhoş olu-
yorsun, bu nasıl ış?.
Ne kadar arayıp tarasan Batı'da boyle mızah kı-
vamında felsefe bulamazsın
•
Tevekkelı Anadolu halkı daha sanayı devnmını ya-
şamadan laıkiığı benımseyıp devlet duzenınde ak-
lın egemenlığıne yol vermedı1
Laık Sunnılenmıze de dıyecek yok, ama, Alevı-
Bektaşı kesımı sağ olsun, Mustafa Kemal e bu yol-
da ılk omuz verenler onlardır, çok yaşasınlari
Laıklık, hem cumhunyetın hem de demokrasının
"olmazsa olmaz" koşuludur
Gerçı Alevı-Bektaşı yoldaşlar çok ezıyet çektıler
devr-ı Cumhurıyet'te ama, bugun bıle dıncılığın
saldırısı karşısında en buyuk guvencedırler
•
Hacıbektaş Şenlıklen'ne her yıl katılan polıtıka-
cılar "Hacıbektaş'ta Enstıtu" sozu vermekten bık-
madılar, ancak laf havada kaldı
Gazı Unıversıtesı, Hacıbektaş'ta bır enstıtu kur-
mak ıçın senato karan aldı, YÖK onayını beklıyor
"Hacıbektaş Enstıtusu" ıçın yurt ve okul bınası
tahsısı de yapıldı, bu yolda adımlar atılıyor
Ikı bankada hesap açıldı, bağış yapmak ısteyen-
ler ellennı çabuk tutarlarsa Hacıbektaş onumuzde-
kı donemde yuksekoğrenım kurumuna kavuşabı-
hr
"Baba Erenler"\n ruhu şadolur
•
Bu yıl Hacı Bektaş Velı Dostluk ve Barış ödulu
Arif Sağ'a layık gorulmuş
Layıktır dostumuz
Sazıyla sözuyle, sesıyle soluğuyla, boyuyla bo-
suyla, mezhebıyle meşrebıyle Arıf Sağ adıyla sağ,
yureğıyle sol, aklıyla ınsancıl bır âdemdır
KutluyorumveyazıyıÖmerHayyam'ınbırşııny-
le bıtınyorum
"Ister Musluman olsun, ıster gâvur, bana ne,
Sımsıcak olsun yurek dedığın,
sevgıyle dolu olsun ağzına dek.
Bızım deftere adın hele bıryazılsın, kardeş,
o zaman cennet de vız gelecek sana,
goreceksın, cehennem de vız gelecek "
ömer Hayyam 12 yuzyılda yaşamış, bu şıın ya-
zan şaınn Iran'ına şımdı bır bakın.
Ve Turkıye'ye dıkkat edıni
SINEM 4TALA\ MUFİT \T\LA\
(23 11976 9 9 1979) (12 3 1963 16 81985)
YÎNE ARAMIZDASINIZ
ATALAY VE ARAL AİLELERİ
BAŞSACLICI
Fakültemiz önceki dekanlarından
öğretim üyemiz
Prof.Dr.ASLIÖZER'in
sevgilı annesi
AYŞE BERİA
TEZELin
vefatı nedeniyle kederlı aılesine
başsağlığı, merhumeye
Allah'tan rahmet dileriz.
E.Ü. ECZACILIK FAKÜLTESİ
DEKANLICI
ANKARA ASLİYE 30 HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 2001/829
Davacı Sadı Aslanturk \ekılının Ercıha Orhan
Gultekın EHumuş aleyhındekı alacak davasının
25 06 2003 tanhınde ışlemden kaldınlmasuıdan
sonra davacı 24 07 2003'te yenılemıştır
Duruşma 16 10 2003 gunu 09 15'tedır
HUMK213 ıle 377 maddelennce duruşmaya
katılmadığınız geçerlı mazeret bıldırmedığınız
takdırde da\alılar aleyhınde yargılamamn her-
hangi bır karara bağlanacağı duyurulur 24 07
2003 Basın 39534