24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER ARADABtR Doç. Dr. HÜNER TUNCER Lozan Antlaşması Taa Yüreğimizde... "Istiklâl-i tam denildiği zaman, siyasî, malî, iktisadî, adfî, askerî, harsî ve ilâ... her hususta istiklâl-i tam ve serbesti-i tam demektir. Bu saydıklanmın herhangi birinde istiklâlden mah- rumiyet, millet ve memleketin mânâ-yı hakiki- siyte bütün istiklâlinden mahrumiyet demektir." Bu ozlu sozler, buyuk Atatürk'undur. Bu dâhı ın- san, bu sozlen, Fransa'nın 13 Hazıran 1921 'de An- kara Hukumetı ıle bır anlaşma (ıtılâfname) ımzala- makamacıyla gönderdığı temsılcısı Franklin-Bo- uillon ıleyaptığı gorüşmede soylemıştır Boylelık- le, Ataturk, yenı Turkıye'nın buyuk devletler karşı- sındakı ve uluslararası topluluktakı konumunu be- lırlemış olmaktaydı Içınde bulunduğumuz şu gunlerde, ülkemizi yö- netenlerin, dış polıtıkamızı saptarken ve yurutur- ken, ozellıkle de Dünya Bankası, IMF gıbı kuru- luşlarlave Avrupa Biriiği ıle ılışkılerımızı değeıien- dırırken buyuk Ataturk'un yukarıda belırtılen soz- lennı goz ardı etmemelen en ıçten dıleğımızdır Ataturk'umuzun gerçekleştırdığı ve oz kendısı- nın yonettığı Ulusal Kurtuluş Savaşı yıllarına done- cekolursak, 11 Ekım 1922 'de Ankara Hukumetı ıle karşı Muttefıkler arasında Mudanya Ateşkes Ant- laşmasrnın ımzalanmasından sonraen onemlı so- run, Turkıye ıle Muttefık Guçler arasında Bınncı Dunya Savaşı'nı sonuçlandıracak olan bır barış antlaşmasının ımzalanmasıydı Lozan Konferan- sı'na Turkıye'yı temsıl edecek heyetın seçılmesı onemlı bır sorun olarak ortaya çıkmıştı Konferan- sa gıdecek Turk temsılcılerının, her şeyden once, Batılı devletler karşısında her zaman boynu bukuk durmaya ve bu devletlerie olan ılışkılerınde odun vermeye alışmış olan Osmanlı zıhnıyetınden ken- dılerını kurtarmaları gerekıyordu Osmanlı dıplo- matlan, Lozan'da yenı Turkıye devletını temsıl ede- mezdı, çunku onlar Avrupa devletlen karşısında hep aşağılık duygusuna kapılmışlar ve kendılerını Av- rupalı devletlenn temsılcılenyle eşıt statude gorme- mışlerdı Osmanlı Devletı'ne Batılı devletler tara- fından takılan "Hasta Adam" adı Osmanlı devlet adamlarını da etkılemış ve bu kışılerın zıhınlerıne lyıce yerleşmıştı Bu nedenle, Osmanlı, "hasta adam"m zayıf bunyesıne uygun onlemlerie, onu bı- raz daha yaşatmak yontemı ve polıtıkasını benım- semıştı Oysa, yenı Turkıye devletının kurucusu Musta- fa Kemal, Lozan'da Turk temsılcılerının kendılen- nı Batılı devletlenn temsılcılenyle eşıt gormesını ve bu anlayışla goruşmelerı surdurmesını ıstemek- teydı Bu nedenle de, Mustafa Kemal, Lozan'da ul- kemızı temsıl edecek heyetın başkanını oz kendı- sı (bızzat) seçmıştı Ismet Paşa, Lozan'ayenı Turk Devletı'nın Dışışlerı Bakanı sıfatıyla katıldı Lozan'a gıttığı sırada 38 yaşında olan Ismet Pa- şa, Kurtuluş Savaşı sırasında buyuk başanlar gos- termış bır komutandır -Garp Cephesı Komutanı- ancak, Ismet Paşa'nın dış polıtıka alanında dene- yımı bulunmamaktaydı Oysa, Lozan'da karşısına çıkacak Muttefik Devletler'ın temsılcılen, dış polı- tıkada buyuk deneyımlerı olan devlet adamlarıydı Buna karşın Ismet Paşa Lozan Konferansı'nda, Bınncı Dunya Savaşı'nın galıplerını yenılgıye uğra- tan bır devletın temsılcısı olduğunu hıçbır zaman usundan çıkarmamış ve bu yureklılıkle hareket et- mıştı Anadolu halkının Kurtuluş Savaşı'nın kaza- nılmasında katlandığı ozvenler, ismet Paşa'dasar- sılmaz bır guven duygusu yaratmıştı Lozan Konferansı'nın açılış oturumunda bir konuşma yapan Ismet Paşa, konferans masa- sında Türkiye'nın egemen ve bağımsız bir dev- let olarak kabul edilmesi ve eşıt hak ve yetkı- lere sahip olması gerektiğini büyük bir inanç- la belırtmiştir. Gerçekten, Lozan Konferansı go- ruşmelen sırasında Turk temsılcılennın uzennde ısrarla durduklan en onemlı nokta bu olmuştur Günümüzde Avrupa devtetieri temsilcileriy- le yürutülen görüşmelerde de, ülkemiz temsil- cilerinin, Atatürk'ün Türkiyesı'nı temsıl ettikle- rini hiçbir zaman hatırlarından çıkarmamaları- nı ve Batılılar karşısında aşağılık duygusuna kaptlmadan, onlarla eşrt düzeyde olduklannı ka- bul etmelerinı ve ona göre davranmalannı ne kadar isterdik!.. OKTAYAKBAL Romanlar Garipler Sokağı, 12. Baskı Suçumuz insan Olmak, 12. Baskı Insan Bir Ormandır, 5. Baskı Düş Ekmeği, 4. Baskı Batık Bir Gemi, 2. Baskı CAN YAYINLARI Hacıbektaş Şenliği... Seksen yıl sonra, ulkeyı o çızgıden seksen yıl genye ıtelemenın ulusaşın tasanmlan karşısında bır anlık "gaflet ve dalalef'ın ülkeyı nereye gotüreceğı artık tüm ulusça görulmelıdır! Ümit SARIASLAN Sanat Tanhçısı 1 924-1925 yıllanCumhu- riyet Devrimi'nın temel blokunu tutan taşlann ko- nulduğu yıllardır Hılafe- tın kaldınlmasından eğı- tım bırlığı yasasına, adaletın çağa uygunluğunun sağlanmasına, "kı- hkkıyafet'' yasasına, sonra tekke ve zauyelerın kapatılmasına ılışkın yasanın yururluğe gırmesıne de- ğın Devrım onden Mustafa Kemal, yıne bır ağustos gunu, 30 Ağustos 1925 'te Kastamonu'da yaptığı ko- nuşmada gınlen bu yenı yolu şu sozlenyle betımleyecektır "Efendfler ve e> millet! BOiniz ki Türkiye Cumhum eti şeyhler, der- vişler, müritler, mensuplar memle- keti obmaz. En doğru, en haküd ta- rik tarikat-ı medetuyvedir. Mede- nheünemir\çtalepeöiğiniyapmak, insan olmak için kâfıdir. Ruesayı tarikat, bu dediğım hakıkati butün vuzuhuyta idrak edecek ve kendi- Blderinden derhaJtekkelerinikapa- tacak,müritkrininarnkvâsıkrüşt olduklannı elbette kabul edecek- tir." Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa Ke- mal' e koşulsuz destek veren Haa Bektaş erenleri Mustafa Kemal'ın çağnsına uyacaklardır 30 Kasım 1925'te BMM'ce kabul edılıp 13 Aralık 1925 'te yururluğe gıren *ya- sa" gereğınce Haa Bektaş Tekke- si de kapanlacaknr Toplumsal tarıhın akışı ıçınde, cumhunyetın kurulup kurumlaş- ması surecınde kendı genlık ve ge- leceğını laık-demokrat cumhun- yetın genlık \e geleceğınde gore- rek tanhın bağnna çekılen Hacı Bektaş Tekkesı, burada Anado- lu'nun kalbınde, ozdeş adlı bu ku- çuk ılçede 1964 yılında yenıden ve başka bır duzlemde Anadolu ınsa- nıyla buluşacaktır 3 Mart 195O'de, "Tekke \e Zavhelerle Türbelerin Kapatılmasına \e Turbedarfaklar- la Birtakun Unvanlann Yasaklan- masına ve Kaldınlmasuıa İlişkin Yasa"ya eklenen bır maddevle bu gıbı kalıttan sanat değen olanlan- nın Mıllı Eğıtım Bakanlığı' nca ka- muya açılmasına olanak sağlanır Işte bu tt madde"ye dayanılarak Hacı Bektaş Velı Turbesı ve ek- lenulennın 16 Ağustos 1964'te mu- ze olarak açılmasını ızleyen gun- lerde başlatılan Hacı Bektaş Ve- lı'yı Anma Torenlen, toplumsal tanhımızın akışı ıçınde kırk yılı gende bırakmış durumdadır 1975 yılına değın kendı uzenne kapalı ve gelenekçı yanı ağır basan bır çızgıde yuruyen bu "törenler", bu yıla gelındığınde, benzen çağ- daş kultur sanat etkınlıklerı gıbı daha dışa açık, kulturel, sanatsal duzey ve ıçenğı daha zengın, an- cak Hacı Bektaş sevtnlenn gelenek- sel beklentı ve arayışlannı da goz ardı etmeden yurur-ümeye başlan- dı O yıla değın "n lehter takunı" ıle açıhşı yapüan, "kıhç-kalkan" ekı- bının gosten yaptığı, gızemcı ve dınsel vanı one çıkar etkınlık, o gunden sonra ulusal duzeyde aydın ve sanatçılann, kultur ve tanh araş- tırmacılannın ılgı odağına yerle- şen, gehşme umudu yuksek bır şen- lık olma yoluna evnldı 12 Eytükükr orada da~ Sıyaset aygıhndan gelen yoğun baskı \e sındırmeye koşut olarak, yerel aranışlann ulusal duzeyde ya- nıt bulduğu, uluslararası duzeyde sağlıklı ılgılenr ılçeye çevnldığı bır kulturel-sanatsal eşık (sahne) kımlığıne burunen bu etkınlıkle- nn 12 Eylul'den sonra uzenne olu toprağı serpıldı 1984'teışbaşına ge- len yerel yonetımden gunumuze ağan sureçte Hacı Bektaş Şenlık- len, yenıden 1975 oncesı adıyla "Hacı Bektaş Vefi'yi Anma Tören- leri" adı altında yurutulmeye baş- landı Bır on yılı aşkın suredır de "uhıslararası'' nıtemıyle kuşatılı olarak, yıne Hacıbektaş Beledıye- sı onculuğunde yurutulen etkınlık, 16 Ağustos 2003 "te kırk yaşma gı- recektır 1975-76'da RuhiSu'nun ılçeye gehnesıne ızın venhneyen, Mahzuni'nın soyleyeceğı turku- nun sayısına kanşılan, her gorev- lının ardında bır başka "göre\- li"nın(') gezdınldığı etkınlık, 1990'dan sonra, bırden "devtet" bulur, "devledi'' ılgılen çeker oldu Konuya uzak duran, turlu tanhsel- guncel nedenle sakınımlı yaklaşan aydınların ılgısını ılçeye, anılan et- kinlığe çekmek ıçın kaç yıldır sa- bırla kozasını oren şenlık yonetı- cılen yalnızlık ıçınde çırpınırken, bu kez aydınların ılgısını de aşkın bır başka "ügj" \e "se\gj"nın oda- ğı oldular' Bırden dun "Damok- les'in laha" gıbı tepelennde salla- nan devlet erkını bu kez yanlann- da buldular Neydı değışen, top- lumca daha ust bır uygarlık \ e de- mokrası eşığıne nrmandık da sı- yasetkultürunhakkını mı teshm edı- yordu 7 Yoksa bu etkınhk ve ey- lemı evcılleştınp uysallaştırmak, kendı olmak, ozu olmaktan çıkar- mak ışınde "de\1et" doğrudan bır ışlevmıyuklenıyordu9 Yaşayıpgo- recektı herkes Yoksa \tlantık otesınde duzen- lenıp yaşlı kıta uzennde pışırıle- rek ulkeye dayatılan, yaşamın her alanında dinselleşme/dinselleştir- me işlemiyle 41e\i-Bektaşı dmar- lılc \e eğitimiyle cumhurijet \nrt- taşlığını uyumlulaştumış^ bu so- rumhılukla dıngın vie'tetık'kit- le\i de veni bir bağlam \e konum- da bu " sureç " e katmak mı planla- nı\T)rdu?.. Gorunen odur kı hıç de- ğılse bır on yıldır, artık açıktan açı- ğa dıllendınlen Turkıv e Cumhun- yetı'nın unıter de\let kımlığıne, ulus de\ lete \ e onu kuran dokunun gozelenne yonelık kuresel saldın- nın hedefınde Ale\ı-Bektaşı kultur geleneğı \e bu gelenekten gelen ınsanımız da vardır Çeyrek yuzyıl once pek çok ay- dının adını anarken dışının arasın- dan konuştuğu, sıyaset erbabının "abesleiştigal" gozuyle baktığı bu konu şımdı, bırakınız ulusal du- zeyde ılgıyı, uluslararası duzeyde "ilgj^len çekmış durumdadır' 1990 sonrası, nerede\se tum sıya- set kadrosunun "Ale\i-Bektaşi'' aşı ıçtığı, "nefes"ı soluyup turkusu soyledığı bır sureçte, ulke duze- ymde bırHacı Bektaş ad ve "odak"lı dernek patlaması > aşandı Bu yet- medı, A\Tupa'da dernekler kurul- du Federas> onlar oluşturuldu Da- hası, konu Avrupa Bırlığı "Üerie- me Raporu w na gırdı(') 2000 \e 2001 tanhlı "raporiar"ı ızleyen 21 Hazıran 2002 'de Bruksel "dekı A\ - rupa Parlamentosu bınasında Av- rupa Parlamentosu, Avrupa Turkı- ye Delegasyonu Başkanı JoostLa- gendijk'ın de (') katıldığı bır top- lantıda, A\Tupa'da Ale%ı BırlıkJe- n Konfederasyonu kuruldu Baü'nın tııtumu Içerde demokrasıyı dınselleştır- meye, cumhunyet kulturu ve yurt- taşlığından cemaat kulturu \ e uye- lığıne gen e\nhşın ortulu-açık tu- zaklanna çekıhnek kadar, dışarda da bu "dinseUeştirnıe'*nin Avrupa- lı ve Amenkalı arkalayıcılannın "demokrasi" ortulu tuzaklanna karşı ozdeş olçude uyanık olmak gerektır Nıye kı Sovyetler çoker- tıldıkten sonra, oradan bağımsız kalacak Turk cumhunyetlen ve Ya- kındoğu ıle Uzak Asya'dakı Mus- luman ulkelen ABD gudumunde bır arada tutabılmenın yolu, bu "si- yaset"tengeçıyor Turİaye'yı ıhm- lı Islam modelı uzennde gevşek federatıf dokulu bır "başülke" ya- parak "İslam dum - ası"nı onun ar- dında tutulu katar kılmak ve bu ka- tan, ABD başta olmak uzere, yenı emperyalızmın yenı yuzyıh tasan- mında ıstedığı gıbı çekıp çevırmek' Batı, Osmanh'nın olumunu bu "si- yasefle hızlandırdı, Smyetler'ın ço- kuşunde bu "ayaset"n etkısı yad- sınamaz, şımdı hıç değılse bır yır- mı yıldır aynı yoldan Ataturk'un la- ık-demokrank Turkıye Cumhunye- tı çokertıhnek ıçın açıktan savaş venlmektedır Yazımızın başında, de\Tim ondennın cumhunyeûnbaş- lı başına koktencı bu- uygarlık ta- sanmı olduğunu açıklayan konuş- masından alıntı yaphk Seksen yîd sonra, ulkeyı o çızgıden seksen yıl genye ıtelemenın ulusaşın tasa- nmlan karşısında bır anlık "gaflet \e dalatefuı ulkeyı nereye gotüre- ceğı artık tum ulusça gorulmelı- dır' Içerden dışardan ulus kultur ve o taban uzennde kurulu ulusal dev - letın, onun kurucu ılkelennın teme- lıne su yurutulduğu bır guncellık- te Alev ı-Bekta^ılenn, Hacı Bektaş sevenlenn bu topraklar uzennde- kı "sorun"lannı, ulusaşuı odakla- nn bu ulke uzenndekı hesaplannın goruşulduğu masalardan çozule- bıleceğını ummalannı, bunun ohrnı- lu bır durum olduğunu duşunme- lennı anlamak zordur Içerde, sıya- sal erkı eluıde tutan yapılanmanın A\Tupa odaklı "Tûrkiye'de dinsel özgürlükler suurlamyor" sa\ ına sessız kalarak \ erdıklen ortulu des- teğe arka çıkar gıbı, bu kesunın de demokrasıyı salt "dinsel bir özgür- lûk kuUanımı" derekesuıe ındn"- mek ısteyenlerle, benzer bır yol- dan "dirsek tenıaa" kurmalan ne kerte sağlıkh ve demokraük bır du- ruşrur' 7 Yaptığımız ve yapacağımız her ış ve gınşımın laık-demokrank Tur- kıye Cumhunyetı'nın esenlık ve gonencıne, bağımsızlığını ve onu- runu koruyarak daha da gehşmış ve dolayısıyla demokrasıyı ıçselleş- tırmış bu- ulke ve yurt konumuna ulaştmlmasında olumlu her katkı- nın, tum ulusla bu-lıkte Alevı-Bek- tası kultur damannın, Hacı Bektaş sevenlennuı de esenlık ve sağlığı- na hızmet ve katkı anlamına gel- dığını unutmayalım Tersıdurum- da, bu- bakmışsınız, şu ya da bu bolgesel "çaü" ya da "kaflarda bu- lunduğu, bıze sunulup-sağlanaca- ğı samlan umu \e beklentının ar- dında sa\Tulurken Anadolu topra- ğıyla bırlıkte Anadolu kultur zen- guılığuıı de ruzgâra vermışız' Hacı Bektaş Şenhklen'nın kırkm- cı yılından başlayarak ulusal tan- hın küometresaannı yenıden 1919'a kurmak gereken gunlerden geçı- yoruz Ulusal Kurtuluş Savaşı yu- ruyuşunun Hacı Bektaş'tan geçtı- ğı gunlerdekı uyanıklık \e tetıklı- ğı, şenlığuı hamuruna maya tutup yenıden bağımsızlık ekmeğuıı pı- şırmekvaktıdır (1) Dr tsmaıl Engın Avrupa Bırlığı ve 4levıler Hacıbektaş, Ocak-Şubat 2002 'Yeşil Gece'ciler... Riza CAN Batıkent-Ankara B u gunlerde ReşatNu- riGuntekm uıbırro- manını tekrar oku- yorum Ama once şunlan soyleyeceğım Her kuşak- tan ortaokulu bıtırenler, Ça- lıkuşu'nu ya okumuşlar >a dujınuşlardır Çalıkuşu. ne- redeyse yuzyıl once jazıl- mış olmasına karşın, çok okunmuş ve hâlâ okunan bır roman Bır onemlı tanık Cevat Dursunoğlu, "Cepheje gi- den her subayın manevra sandığmda birÇalıkuşu var- dır" demış Çalıkuşu'nu Başkomutan Mustafa Kemal de ovmuş Yıne onemh bır tanık. Ruşen EşrefÜnaydmşunlan soylu- yor -_Çahkuşu.Batum'dabir hafta on gün içinde tüken- mişti. Azerba\can'a da yol- lanmak üzere İstanbul'a ye- ni sıpartşJenk buhuıulmuş- tu.Ankara'yadönimceyaver- lerinden duydunı ki onu sen depekbeğenmJşsuL-kendin de bana: Aman azizim, Ak- şehir'de tsmet'in karargâ- hında onu beraber okuduk. Kitabı elımızdefl bırakama- dık. Ne güzel demiştin-" Bu gınşı Reşat Nun-Ça- hkuşu kopmazhğı nedenıy- leyaptım Rahmetlı yazann Yeşıl Gece'sınden soz etmek ıstıyorum Ve sırası geldığı ıçm soyluyorum NâzmıHik- met oğulluğu Fuat'a yazdı- ğı mektupta Yeşıl Gece'yı ovmuş Okuyucu Yeşıl Ge- ce'nın dunu anlattığını san- masın1 Yeşıl Gece bugunu de anlatıyor Galıba >annı da anlatacak Nedenı, ın- YEDİTEPE jfr//i ENGLISH UN.VERS.TY M ^ ^Enn?A T °R Y is seeking Science & Medicine ESP Teachers. Language Instructors and Counsellors Applıcants for teachıng posıtıons are expected to have a unıversıty degree ın theır related fıelds and at least three years of teachıng experıence Applıcants for counsellıng are requıred to have a unıversıty degrre ın psychology. Natıve speaker applıcants should have a valıd work permıt Interested candıdates should send theır CV to, Fax (0216) 578 03 46 Phone (0216) 578 03 25 Thıs exam wıll be held on August 18th, 2003 at 10'30 YEDİTEPE UNIVERSITY ENGLISH PREPARATORY SCHOOL 26 Ağustos Yerleşımı Kayışdağı Caddesı 34755 Istanbul www yedıtepe edu tr sanunızı yuzyıllar boyu bır çeşıt Emevı Muslumanhğı- na ^tsak" etmış olan "sof- ta"yı tanıtmış olmasıdır Romanın "yi£ft" kışısı Şa- hmEfendı'du- Softanınıçı- nı dışını ıyı bıhr Çunku da- ha ıyı vetışsuı dıye. kendı kovundekı medreseden ah- narak, Istanbul'dakı "Somun- cuoghı" medresesıne getınl- mıştır Şahın, medresenın ça- lışkan ve sevılen oğrencısı- dır Ne varkı gehşınden bır- kaç yıl sonra. "akıl" ve "iz'an" kendısmı durtmeye başlar O nedenle medrese, Şahın'ı, muderns ve talebe- sıyle bır çeşıt bunahma so- kar "tcazefalmasmabıryıl kaldığı halde, medreseyı ter- keder Sınavla "Darühnual- Hmin"e. yanı öğrebnen oku- hı'na gırer Amacı, softayla savaşmak Ve okulu bıtuır Gonulhı olarak Izmır'e bağ- lı Sano\a'ya gıder Artık Emır Dede mektebının *T)aş- muaDımi''dır Şahın Efendı'nın, burada, bıze bu kadan lazım Artık bıraz "muamm" ve "talebe" Şahın'ı duıleveceğız "-İstanbuLzevktenveeğ- lenceden başka birşe> dıişun- muyordu. Koca memlekette can ve yürekten bır Allah' diyenkabnamıştLOnlanhak \oluna sevketmekvazifesiv- k mukellef olan ulema, baş- tan başa cahil, korkak, men- faatperest ve mufsittL." "...Zevııel Hoca'nın çeşit çeşit işkence afetlerijie do- lu. korkunç bir cehennemi vardı. \hretin butun nıe- murlan ebedhen bu cehen- nemde deri yüzmek, dil ko- parmak. ağızlara kaynar katran akrtmak. kızdınlmış şışleıie goz o>mak gibi iş- lerle meşguldıL." "-Cahilinsan,her zaman, her yerde ya kendi vehimle- rine, baöJ flkuierine va da başkalarının hırslanna ve menfaatlerine kurban olu- yor_" "_Müdür beyefendi, ben medreseden vetişmiş softavı bihrim. Softa. golge gibktir. Korkup kaçarsan peşjni bı- rakmaz. Fakat cesaretle üs- tüne yürürsen alabildiğine kaçar-" Yenıden soz benım Sanova'dakı turbelenn en önemlısı "Keümi Baba"ya aıttır Sanovahlar her turlu derdın dermanını orada arar- lar Ne var kı bu" gece turbe- nın yanmakta olduğu goru- lurve turbe yanmışnr Acı bu- yuktur Halk sahıpsız kalmış gıbıdır Suçlu bulma yanşı başlar Ve soflanın duşmanı hazırdu- Kadın 1 Ne yap- mıştır kadın9 Ehnhyoruz "-Hükümete karşı dagiz- B 'hoşnutsuzluk' başlamıştL Kabahathepmemleketiida- re edenlerde idi Kadmlann bu kadar açıhp saçılmalan- na. gençlerin eğlence ve ku- marla vakit geçirmeleruıe goz vummakbır Musluman hukumeûne \akışır mrv dı?_" Konujıı şu ılaveyle bıtı- receğım Bırakın cumhunyet oncesını, "kurtuluş'' ve "ku- ruluş" donemlennden bu gu- ne dek, softanın tepesıne pek az kışı dıkılınıştır Benım he- men akluna gelenler şunlar Ataturk; çeşıtlı konuşmala- nyla FaBh Rıfkı Atay. Bır- çokyazısıyla,omeğuı Kur- tuluş'takı yazı demetı İl- han Selçuk: Koşesuıde sık sıkyazdıklanyla Omeğın Enelhak'ın Hakk'uıda yer alan ışıkh yazılar PENCERE Alevi-BektaşjAydınlığı... Mızahsız ınsan ruhsuz canlıya benzer, nukte, fık- ra, esprı, karıkatur ve hıcıvle hemhal olmak, yaşa- mın tadını akhn damağında duyumsamaktır Batı'da kankatur ve fıkra uretımının kaynaklan çok eskı değıl, mızahta zekânın şımşeklen "Aydınlan- ma" ıle çakmaya başlamış Daha oncekı yobazlığın karanlığında mızahın ça- karalmazını ara kı bulasın Ya Doğu'da durum ne? Islamda kışının yalınkat ınançtan doğan sıkıntı- sını dağıtmak ıçın mızah başkaldırının soluğunu alıp vermış, Nasrettin Hoca'nın ve Bektaşı Baba'sı- nın nuktelen softalığın ham ervahlığına karşı ılaç gı- bı Bektaşı kırda sofrayı kurmuş, bır yandan dem- lenırken ote yandan ateşı yakmış, etı pışırmeye başlamış, derken bırruzgâr, bırfırtına, bıryağmur ortalık altust olmuş, ocak sonmuş Bektaşı ellerını goğe açmış- - Imanım, demış, ben ıçıyorum, sen sarhoş olu- yorsun, bu nasıl ış?. Ne kadar arayıp tarasan Batı'da boyle mızah kı- vamında felsefe bulamazsın • Tevekkelı Anadolu halkı daha sanayı devnmını ya- şamadan laıkiığı benımseyıp devlet duzenınde ak- lın egemenlığıne yol vermedı1 Laık Sunnılenmıze de dıyecek yok, ama, Alevı- Bektaşı kesımı sağ olsun, Mustafa Kemal e bu yol- da ılk omuz verenler onlardır, çok yaşasınlari Laıklık, hem cumhunyetın hem de demokrasının "olmazsa olmaz" koşuludur Gerçı Alevı-Bektaşı yoldaşlar çok ezıyet çektıler devr-ı Cumhurıyet'te ama, bugun bıle dıncılığın saldırısı karşısında en buyuk guvencedırler • Hacıbektaş Şenlıklen'ne her yıl katılan polıtıka- cılar "Hacıbektaş'ta Enstıtu" sozu vermekten bık- madılar, ancak laf havada kaldı Gazı Unıversıtesı, Hacıbektaş'ta bır enstıtu kur- mak ıçın senato karan aldı, YÖK onayını beklıyor "Hacıbektaş Enstıtusu" ıçın yurt ve okul bınası tahsısı de yapıldı, bu yolda adımlar atılıyor Ikı bankada hesap açıldı, bağış yapmak ısteyen- ler ellennı çabuk tutarlarsa Hacıbektaş onumuzde- kı donemde yuksekoğrenım kurumuna kavuşabı- hr "Baba Erenler"\n ruhu şadolur • Bu yıl Hacı Bektaş Velı Dostluk ve Barış ödulu Arif Sağ'a layık gorulmuş Layıktır dostumuz Sazıyla sözuyle, sesıyle soluğuyla, boyuyla bo- suyla, mezhebıyle meşrebıyle Arıf Sağ adıyla sağ, yureğıyle sol, aklıyla ınsancıl bır âdemdır KutluyorumveyazıyıÖmerHayyam'ınbırşııny- le bıtınyorum "Ister Musluman olsun, ıster gâvur, bana ne, Sımsıcak olsun yurek dedığın, sevgıyle dolu olsun ağzına dek. Bızım deftere adın hele bıryazılsın, kardeş, o zaman cennet de vız gelecek sana, goreceksın, cehennem de vız gelecek " ömer Hayyam 12 yuzyılda yaşamış, bu şıın ya- zan şaınn Iran'ına şımdı bır bakın. Ve Turkıye'ye dıkkat edıni SINEM 4TALA\ MUFİT \T\LA\ (23 11976 9 9 1979) (12 3 1963 16 81985) YÎNE ARAMIZDASINIZ ATALAY VE ARAL AİLELERİ BAŞSACLICI Fakültemiz önceki dekanlarından öğretim üyemiz Prof.Dr.ASLIÖZER'in sevgilı annesi AYŞE BERİA TEZELin vefatı nedeniyle kederlı aılesine başsağlığı, merhumeye Allah'tan rahmet dileriz. E.Ü. ECZACILIK FAKÜLTESİ DEKANLICI ANKARA ASLİYE 30 HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 2001/829 Davacı Sadı Aslanturk \ekılının Ercıha Orhan Gultekın EHumuş aleyhındekı alacak davasının 25 06 2003 tanhınde ışlemden kaldınlmasuıdan sonra davacı 24 07 2003'te yenılemıştır Duruşma 16 10 2003 gunu 09 15'tedır HUMK213 ıle 377 maddelennce duruşmaya katılmadığınız geçerlı mazeret bıldırmedığınız takdırde da\alılar aleyhınde yargılamamn her- hangi bır karara bağlanacağı duyurulur 24 07 2003 Basın 39534
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle