28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA rLJvUlı1_/1VJ_1 ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 TOBB'den vengi eteştirisi • TAVŞAMJ(AA)- TOBB Başkanı Rıfat HisarcıkJıoğlu, Türkiye'de 200 milyar dolar resmi, 150 milyar dolar kayıt dışı kazanç olduğunu belirterek, adaletsiz sistemin vergi tabaıum gittikçe daralttığını söyledi. HisarcıkJıoğlu, adaletsiz vergı sisteminin, kayıt dışı ekonomiyi arttırdığını vurguladı. Trflis'e artık uçak kalkacak • ANKARA(ANKA)- THY, ara verdiği Tiflis seferlerine 15 Eylül'den itibaren yeniden başlıyor. Istanbul-Tiflis seferleri çarşamba ve pazar günleri, Tiflis-lstanbul seferlen ıse pazartesi ve perşembe günü yapılacak. Ozelleştirtne hdanıyor • A N K A R A ( A A ) - Özelleştirme sürecinin hızlandınlması ile Türk Telekom ve Milli Piyango Idaresı'ni ozelleştirme kapsamına alan kanun yürürlüğe girdi. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yer alan yasa uyannca, Ozelleştirme Yüksek Kurulu'nun üye sayısı 4'e indirildi. Efes Sırbistan'da fabrika aM • ANKARA (ANKA) - Efes, Hollanda'daki kuruluşu kanalıyla Sırbistan'daki Pancevo Bira Fabrikası'nın çoğunluk hisselerini satın aldı. Efes'in, Hollanda'daki Efes Breweries International'ın, Sırbistan"daki Pancevo Bira Fabrikası'nın hisselerinin yüzde 63'ünü aldığı kaydedildi. Kayısıcıtar ilgi bekHyor • Ekonomi Servisi - Duyarsızlık nedenıyle başıboş kalan kayısı pıyasasında yabancı alıcılar bayram edıyor. Haziran başında 1 ton kayısının ihraç fiyatı 2500 dolar iken bugün 1900 dolar seviyelerine geriledı. Üretıcilere 6 ay sonra ödenmek üzere istedikleri 10 tnlyon lıra kredinin verilmemesi gerilemenın en büyük nedeni olarak gösteriliyor. Seydişehir özeüeşiyor • KONYA (Cumhuriyet) - Konya nın Seydişehir ilçesinde bulunan, dünyarun 3., Ortadoğu'nun en büyük fabrikası olan Seydişehir Eti Alüminyum Fabrikası ve maden sahalan Ozelleştirme İdaresi'ne de\Tedildi. Fabrika, Türkıye alüminyum ihtiyacının yüzde 30' unu karşılıyordu. Coşkun: Markete karşı değiliz • İSTANBUL(AA)- Sanayi Bakanı Ali Coşkun, süpermarketlerin şehir dışına taşınmasına ilişkin tartışmalara yönelik olarak, hükümetin süpermarketlere ve hipermarketlere karşı olmadığını, yeni yasayla bu alandakı kuruluş mevzuatında var olan boşluğu gidereceğini söyledi. Coşkun, "'şehircilik açısından, trafik açısından süpermarketler yoğun bölgelere kurulmasın" dedi. Türkiye'nin borçlan artarken IMF'nin borç kolaylığı sorunlan çözmüyor, erteliyor Pembe tabloyanılücıMURATKIŞLALI ANKARA - IMF "nin borçlan yayma- sıyla ekonomide hükümetin çizdiği "pembetaMo" sadece borçlann döndü- rülebılmesıyle sınırlı kaldı. Ekonomi çevrelen, enflasyon ve büyümedeki olumlugelışmelenn "borçlannuzunva- deüdöndürülebilirliginin" sağlanmasına ve mikroekonomideki sıkıntının gideril- mesine yönelik olumlu bir katkıda bu- lunmadığına dikkat çektı. Türkiye'nin toplam borcunun 258 milyar dolara ulaş- ması, bır önceki yıla göre kapanan şir- ket sayısının yüzde 80 artması ve Mer- kez Bankası rezervlerinin, son kriz ön- cesinde olduğu gibi rekor sevıyeye çık- ması gıbi göstergeler, uzmanlann pem- be tabloyu "temJdnli" karşılamalanna neden oluyor. Hazıne yetkilılen IMF'nin borç geri ödemesini 2005-2006 yıllanna yayma- • IMF borçlannın yayılmasıyla ekonominin borç sorununun 2004 sonrasına atıldığı ileri sürülürken, göstergeler enflasyon ve büyümedeki olumlu havanın mikroekonomiye yansımadığına işaret ediyor. sına yönelik son düzenlemelerin Hazi- ne'yi son derece rahatlattığını ve çok bü- yük şokJar olmadığı sürece laırumun "borç döndürebüme" sorununun 2003- 2004 yıllan içın "kalmadığmı" belirtı- yorlar. Yetkililer buna karşın borç dön- dürme sorununun daha sonrakı yıllarda tekrar gündeme oturacağını belirterek, sorunlann ancak "geçici olarak" erte- lendiğinin altım çiziyorlar. Bilkent Üniversitesı Ekonomi Bölü- mü Başkanı Prof. Dr. Erinç Yeldan enf- lasyon ve büyümedeki olumlu gelişme- lerin dışında ışsızliğin arttığını, ihraca- tın ithalatı karşılama oranının düştüğü- nü, dış ticaret açığının yükseldığinı ve yatınmlann geriledigini ifade ederek Türkiye'yı kaçınıhnaz bir krizin bekle- diğını belirtti. Ekonomik göstergeler, son yapılan borç yayma işleminin eko- nomıdeki sorunlan "çözmeye" değil, "erteleıneye'' yönelik olduğunu ortaya koyarken ekonomi çevrelen şu değer- lendirmeleri yapıyorlar: • Türkıye'nin borçlan artıyor. Hazi- ne venlenne göre Türkiye'nin toplam borcu 1996'da 117.6 milyar dolardan, 2002 sonunda 230 milyar dolara, en ye- ni veriler itibanyla da 258.4 milyar do- lara çıktı. Türkiye'nin toplam borcu, gayri safı milli hasılasının (GSMH) 1.3 katına yakJaştı. • Devlet Istatistik Enstitüsü'ne (DÎE) göre, yeni kurulan şırket sayısı rakamla- n da mikro düzeydeki canlılık da geçen yıla göre düştü. Buna göre, 2003'ün ilk 7 ayında geçen yıla oranla yeni kurulan şırket sayısı sabıt kalırken kapatılan şir- ket sayısında yüzde 80'lık artış oldu. • Döviz kurunun sabıt kalması sonu- cu ithalatta patlama yaşanırken ihracat- taki canlanmanın da kesılmediğı gözle- niyor. Ticaret açığı 2003 yılı Haziran so- nu itibanyla 8.9 milyar dolara çıkarken, Devlet Bakanı AB Babacan, açığın rekor sevıyelere çıkmasının "dalgah döviz ku- ru" nedeniyle bir sorun yaratmayacağı- nı iddia ediyor. Buna karşın Prof. Yeldan "Kur kendini yavaş yavaş ayarlamıyor. Birden avarlayacak. Bu Türkiye gibi sığ piyasalarda bir panik havası yaratacağı için fmansal sistemi büyük sıkıntrya soka- cak. Sistem eninde sonunda padayacak, bunun bedeti bir yerden çıkacak" dıyor. GİYİM SANAYİCİLERİ: AB'nm yohı Ânadohı'dan geçiyor • TGSD Başkanı Umut Oran, "Avrupa Birliği'ne girmek için önce Anadolu'yu geçmeliyiz. Dengesizlikler giderilirse bizi her yere alırlar" dedi. LEYLAÇEVtK StNOP - Türkiye Giyim Sanayicileri Derneğı (TGSD) Başkanı Umut Oran, vergisel muafiyetler getirilerek sanayi- nin desteklenmesi gerektiğini belirterek "Bugünkü şartlarda kimsenin yaürun yapacakgücii yok ama geleceğe haartan- malıyız" dedi. TGSD yöneticileri "Ana- dolu ile Kucaklaşma GezUeri" kapsa- mında Sinop Sanayı ve Ticaret Odası'nı ziyaret etti. Oran, vergi oranlannın yük- selmesiyle kayıt dışı ıstihdam ve işsizli- ğin arttığını söyledi. Oran, "Sinop-An- kara arasuıı 5 saatte gideriz dhe düşün- diik. ancak 9 saat sürdü. Kapalı ekono- minin sonuçlannı daha iyi gördük. Av- rupa Birliği'ne girmek için önceAnado- lu'yu geçmeliyiz. Dengesizlikler gjderi- Brse bizi her yere ahrlar" diye konuştu. Gelirler Genel Müdürü Osman Anoğ- lu da Türkıye'nin yangından çıkmış bir ülke olduğunu hafırlatarak "Once nor- male dönmemiz lannı. Biraz sabra ihti- yaç var" dedi. 1500 dolann altında mil- li gelire sahip bölgelerin desteklenmesi ile ilgili olarak Anoğlu, şunlan söyledi: "Benceflbazında değil ilçe bazında bu destekler olnıalı. Bu konuda DPT bir ça- hşma yürütüyor. onlardan bilgi alaca- ğu. Zaten parasal destek yatınma dön- müyor. Bu yüzden dolaylı destek önem- H. Gerek bu bölgelerdeki üretim, van- run ve istihdamın desteklenmesi. gerek- se Türkiye çapında ek istihdamın teşvik edilmesine yönelik çahşmamız eylül ayında nedeşecck. Bu konu ile ilgili Dün- ya Bankası, IMF ve uluslararası kuru- luşlara da danışacağız. Parlamento açıhnca bu yasayı çıkarnnz." Sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada tekstil alanındaki emekçikrin işten çıkarülacağı betirtiliyor. ekstilde tehlikeyaklaşıyor YUSUF BAHADIR ATİLA Türkiye ihracatının önemli bir bö- lümünü oluşturan tekstil sektörü, 2005 yılı başından itibaren, ulusla- rarası ticaretteki kotalann kaldınlma- sıyla büyük ölçüde zarar görecek. Döviz kurlannın düşük olması nede- niyle zor bir dönemden geçen tekstilciler, Dünya Ticaret Ör- gütü tarafından kotalann kaldı- nlması konusunda gerekli ön- lemlerin bir an önce ahnması gerektiğini vurguladılar. Teks- tilciler, önlem alınmaması du- rumunda Türkiye ekonomisi- nin 2005'te büyük gerileme yaşaya- cağına dikkat çektiler. Istanbul Tekstil Konfeksiyon îhra- cat Bırliğı (İTHlBJTekstil Başkanı îs- mail Gülle, 2005'te olası bir tekstil knzı ile birlikte birçok firmanm piya- sada yer bulamayacağım ifade ede- rek. bu konuda Türkiye tekstilinin ko- runmasına yönelik, ÎTHlB'e üye fir- malann, "Strateji Çahşma Grubu" oluşturduklannı belirtti. Devletin yaklaşan bu tehlikeyi dikkate alma- masından yakınan Gülle, şöyle de- vam etti: "2005'te ohışması beklenen yüksek rekabet koşuDannda dünya pazannda Türk tekstilinin var olabü- • Türkiye ihracatının önemli bir bölümünü oluşturan tekstil sektörü, 2005 yılı Ocak ayından itibaren, uluslararası ticaretteki kotalann kaldınlmasıyla büyük ölçüde zarar görecek. mesi için modaya ağniık vermeiL 2005 ve sonrasında, bugünkü gibi az mali- yet harcayarak süriim yohından kân düşünmek, kotalann kalkmasıyla Çin'in kazandığı avantajlan görme- mezlikten gelmek, gerçekçi değüdir." TEKSTİL-İŞ Sendikası Araştırma Dairesi Müdürü Sedat Kaya, 2005'ten itibaren sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada tekstil alanında- ki emekçilerin ışten çıkartılacağına dikkat çekerek, "Türkiye'de işçi,işve- ren ve hükümet arasında sosyal dfv a- log sağlanır ve çabşma mevzuatuıa uyulursa, hepimiz bu krizi en hafif şe- kikle atiaünz" diye konuştu. Türkiye Tekstil Örme ve Gi- yim Sanayi Işçileri Sendikası Genel Başkanı Zeki Polat Tür- kiyenin tekstilde kayıt dışı ekonomi sorununu çözmeden 2005 sonrası, özellikle ABD ve Avrupa ülkelerine mal arz edemeyeceğini \nrguladi. Türkiye'nin hazır giyim alanmda en fazla ihracat yapan firmalanndan biri olan Mavi Jeans yetkilileri de 2005'te dünya ölçeğinde rekabete ayak uyduran, yatınma önem veren ve kaliteden taviz vermeyen Türk firmalannın hayatta kalabilecekle- rini belirttiler. Pamukta destekleme priminin 300 bin lira olması isteniyor Uretici açıklama bekliyor YUSUF OZKAN İZMİR- TARİŞ üyesı pamuk ürericisi, 300 bin lira olmasını istedikleri destekleme priminin ağustos ayı sonuna kadar açık- lanmasını istedi. Birkaç yıl ön- cesine kadar ihracatçı konu- mundaki Türkiye'nin, bugün pamuk ithalatında dünyada ilk sırada yer aldığını anımsatan TARİŞ yöneticileri, "Stratejik üriin pamukta, dışa bağunlıb- ğın önİennıesi \e üretkinin reka- beti için önlemler zaman yitiril- meden atanmabdır" dediîer. Giderek artan tekstil sektörü- nün pamuk gereksiniminin, yerli üretim yerine ihtalatla kar- şılanmak istenmesinin, Türki- ye'ye pahalıya patladığı bildi- rildı. TARlŞ Genel Müdürü Ay- han Özer, yıllar önce pamuk ih- racat eden Türkiye'de bugün yüzde 40 oranında ABD, yüzde 25 oranında da Yunanıstan pa- muğunun kullanıldığını belirte- rek, "Poütikasızlığımızyerfiüre- timi bitirrvor. ABD'nin, Yuna- nistan'ın, Ispanya'nın üretkisi- ne yapüğı destek nedeniyle, bi- zinı üreticüniz rekabet edemez TARİŞ Genei Müdürü Ayhan Özer duruma geldi. Önümüzdeki günlerde pamuk alım fhatum- a açıklayacağız. Hükümet de hasat öncesi prim miktannı mutlaka açıklamabdır" dedi. ABD'nin geçen sezon üreri- cisine kilogram başına 48.5, Yunanistan'ın 202.8, Ispan- ya'nın da 246.9 sent destekle- me yaptığına dikkat çeken Özer. Türkiye'de ise bu raka- mın sadece 12.5 sent olduğunu söyledi. Dünyada 6. büyük pamuk üreticisi konumundaki Türki- ye'nin. en büyük ithalatçı ohna- sınm önüne bir an önce geçil- mesi gerektiğini vurgulayan Özer, "Türkiye her >ıl 500-600 bin ton cKannda pamuk ithal etmekte ve bunun büyük bölü- münü de ABD'den yapmakta- dır. Prim rutariannın zamanın- da açıklanması zorunludur" di- ye konuştu. TARİŞ Pamuk Bırliği Yöne- tim Kurulu Başkanı Cavit An- cm da, önümüzdeki günlerde yeni sezon destekleme miktan- nın açıklanmaması durumunda pamuk üreticisinin yok olacağı- nı söyledi. 10 yıl önce ihracat yapan Türkiye'nin. bugün 550 bin tonla dünyada pamuk ithal eden ülkeler arasında ilk sırada bulunmasının üzüntü verici ol- duğunu vurgulayan Ancrn, "Pamuk ithalatuıa 700 miKon dolar ödüyoruz. Önlem alın- mazsa bu rakam 1 mü\ ar dola- ra çıkacak. Dünya borsalanyla maöyetimiz arasmdaki fark 300 bin lira. Şayet 300 bin liralık prim ağustos ayı sonuna kadar açıklanmazsa, üretici yok olma- ya mahkûm edilecektir." 145 gemiyle taşındı Fehlispatihracati 125tonyükseldi OLCAYAKDENİZ MİLAS - Milas'ın kuzeyindeki dağlarla Çine yöresinden çıkarılan ve halk arasında "beyaztoprak" olarak adlandınlan feldspat, Güllük Iskelesi'nden başta Italya ve Ispanya olmak üzere Romanya, Mısır, Cezayir ve Lübnan'a ihraç ediliyor. 2002 yılında Güllük Iskelesi'nden 145 gemi ile toplam l miryon 757 bin 987 ton feldispat ihraç edildi. Bu yılın ilk 6 ayında 85 gemi ile toplam l milyon 21 bin 215 ton feldspat ihracatı gerçekleştirildi. Verilere göre yılın ilk altı aylık dönemüıde, geçen yıla göre 125 bin 624 ton ihracat artış oldu. 2002 yılında feldispat ihracatı nedeniyle ihracatçı firmalarla nakliyecilerden toplam 439 bin 496 dolar gelir elde eden Güllük Belediyesi, 2003 yılının ilk altı aylık döneminde ise 255 bin 303 dolar gelir sağladı. Milas'ın özellikle Labranda yöresinden çıkartılan feldispat Güllük'ten yapıJan ihracatın yaru sıra kara- yolu ile Türkiye'nin değişik yerlerindeki seramik fabrikalanna da gönderiliyor. Türkiye'nin feldispat ihracatının 2/3'ü Güllük'ten, 1/3'ü ise Izmir'den gerçekleştiriliyor. Kalitesine göre tonu 11-80 ABD Dolan arasında değişen fiyatlarla yapılan feldspat ihracatından önce- ki yıl 40, geçen yıl 44 milyon dolar gelir sağlandı. IŞÇININEVREMNDEN ŞÜKRAN SONER En Vahşi Kapitatizm Iki-üç yüzyıl öncesi sanayileşme sürecinde ka- pitalizmin insanı, emeği sömürüsünün boyutlannı anlatabilmek üzere "vahşi kapitalizm" tanımı kul- lanılırdı. Bilimsel, teknolojik devrim çağında, küre- selleşen dünyada yaşadıklarımızı, insanın, emeğin sömürü boyutlannı anlatabilmek için "en vahşi ka- pitalizm" mi demeliyiz? Kapitalizm, ideolojilerin bittiğini ilan etti ya, ülke- mizde olup bitenin üzerine giden, insandan, emek- ten yana doğru dürüst, etkin, caydırıcı eleştiri ya- pabilen, ideoloji üreten örgütler bile henüz ortalık- ta yok. Bu en vahşi kapitalizm adına medyatekellerinin sansür gücü, dünyada, hele de ülkemizde siyasi iktidarlar, diktatörlerin sansürlerini aratan boyutla- ra varmış bulunuyor. Yaratılan sanal dünyada, in- sanlann yaşamlanndaki sömürünün boyutlannı al- gılamalan, haksızlığa karşı örgütlenmeleri, kendi- lerine, çıkarlanna yabancılaştırma ile engelleniyor. Insan hakları, emek haklanndaki geriye gidiş an- cak kimi gizlenemeyen istatistiklerie, raporlarla, zaman zaman ahlı vahlı sansasyon haberierle ge- çiştiriliyor. Birleşmiş Milletler'in yıllık raporları sa- yesinde dünyada en çarpık gelir dağılımı ve hızlı yoksullaşmada en son ülkeler sırasında olduğu- muzu bir kez daha görmüştük ki, geçen hafta TlSK'in işsizliğe ilişkin korkutan raporu ortaya çık- tı. 7 yılda nüfusumuz 8 milyon artarken işi olan, is- tihdam edilen nüfusumuzda düşüş yaşanmıştı. 2010 yılında ise krizler sonrası yaşadığımız, ürkü- ten büyük işsizlik rakamlan bile bugünkünün iki ka- tına katlanacaktı. Ekonomide yaratılan her yüz mil- yon liranın 40 milyonu kayıt dışına gidiyor, DPT ve- rilerinde bile kayıt dışı, kayıtlı ekonominin yüzde 66'sına ulaşmış bulunuyor. Düzgün işi olmayan in- sanımız bugünlerde 9 milyonla sayılıyordu. Kadın- lanmızın yüzde 67'si işgücüne dahil değildi. Her 4 kadından biri de okuma-yazma bilmiyordu. Tam da kredi notumuzun dünya sermaye örgüt- lerince bir bir yükseltilmeye başlandığı, ekonomi- de işler yolunda gittiği için borç ertelemesinin IMF tarafından onaylandığı, ekonominin tıkırında gitti- ğinin ilan edildiği birsüreçte, işverenlerimizin sen- dikalı işçi çalıştıran grubunu temsil eden TlSK'in bu raporu da neyin nesi? Adının bütün işverenleri kapsayan bir konfede- rasyon olmasına bakmayın, TİSK aslında durma- dan küçülüyor. Parasal ve örgütsel güç anlamın- da değil elbette, üye işverenlerin kapsadığı sendi- kalı, sözleşmeli işçi sayısı karşılığı anlamında. Ka- yıt dışı, sendikasızlaştırma öylesine büyüyor, en vahşi kapitalizm düzeni öylesine kurumlaşıyor ki, TlSK'in üyesi sendikalı işçi çalıştıran özel sektör iş- veren toplamı iki-üç yüz bin işçi karşılığının üstü- ne bir türlü çıkamıyor. TlSK'in kuruluş ve varlık nedeni tehdit altında. Kayıt dışı, sözleşmesiz işçi çalıştıran işverenlerin haksız rekabeti, bu birkaç yüz binlik sözleşmeli iş- çi çalıştıran işyerleri üzerinde caydıncı rol oynuyor. TİSK, AKP iktidanndan kayıtlı ekonomideki işçinin vergi yükünün azaltılmasını, kimi kollamalan iste- mek üzere, işsizlik boyutunu ortaya koyan rapor- lan kamuoyuna açıklamak gereğini duymuş olu- yor. Bir yandan da AKP iktidarından kopanlmış iş yasası sayesinde, bu en vahşi kapitalist düzeni daha da vahşi kılmak üzere yola çıkılmış bulunu- yor. Yeni toplusözleşme düzeninde, yasanın ya- rattığı esnek, keyfi çalıştırmanın koşullannı dayat- manın hazırlıkları var. Sözleşmelerle kazanılmış haklarla yerleşik çalışma düzeninin rafa kaldınl- ması gündemde. TİSK, MESS üyelerine yaptıkla- n uyarılarla yeni sözleşmelerde, yasadaki en alt sı- nırlann getirilmesi, hukuka, kazanılmış hak kavra- mına ve sözleşme mantığına aykın olarak isteni- yor. Sizin anlayacağınız, işverenin sınırsız, istediği esneklikle çalıştırma hakkı olacak. Çalışma süre- leri artacak, ama fazla mesai kavramı tarihe kan- şacak. Krizbahane, işsizler tehdit, kazanılmış hak- lar zaten gaspediliyordu. Şimdi kurumlaşıyor. Da- ha trajik bir tablo, sözleşmenin olmadığı, milyon- lar için artık ne çalışma saati süresi, insanca, ve- rimli çalıştırabilme zaman dilimi, ne de mesai var. Hakları geriye çekme hırsının sınırı yok. Işçiyi yoksullaştıran ücret düşüşü yetmedi. Yasal hakla- nn çiğnenmesinde yargıya gidilmemesi için, iş bul- mak zorunda olan, işsiz kalmaktan ödü kopan iş- çilere, bir de mahkemeye gitmeyecekleri yolunda kâğıtlar imzalatılıyor. Kölelik düzeninde çalışmaya "evet" yazılı belgeleri toplumsal tarihe, 18. yüzyıl vahşi kapitalizmini aratan utanç belgeleri olarak geçecekler.. soner@cumhuriyet.com.tr Zorunlu tki Açıklama: Teknolojinin pek de açık- lanamayacak bir cilvesi sayesinde 14 Ağustos Per- şembe günü, AB ilişkilerinin gündemde olduğu ay- lar öncesinde yazılmış ve yayımlanmış "Arka Bah- çede " başlıkiı yazınt bir kez daha yayımianmıştır. Yazının bir yineleme olduğunu fark etmişya da en azından güncel olmayan bir konunun işlenmesine şaşırmış okurlardan ö'zür dileriz. îkinci açıklama 5 Ağustos tarihli, "Sakar " başlıkiı, hastanelerimize tıbbi cihaz alımını durduran haberle ilgili eleştiri- me Sağlık Bakanı 'ndan gelen yanıtla HgilL Sayın Bakan, hastanelerimize tıbbi cihaz alımından vaz- geçilmediği, kaynakyetersizliği nedeni ile ayrıca ki- ralama yoluna başvurulacağından sö'z ediyorlar. Ancak bu yılın yatırımlan için verdikleri bilgi ken- dilerini tekzip eder nitelikte. Çünkü bu yılın bütçe- de ayrılmış toplam kaynağının 38 trilyon olduğu- nu ve 32 trilyon 350 milyartık kısmının kullanıldı- ğını bildiriyorlar. Yine açıklamalannın devamında bir tekMRIcihazınınfîyatının 1.5 milyon dolarci- vannda olduğu belirtiliyor. Bütçede ayrılan pay ve yapılan yatırımın rakamlanmn zaten ülke çapında hastanelerimizde cihaz alımının durdurulmuş ol- ması anlamına geldiğini ortaya koyuyor. Cihaz alın- mayıp kiralanarak kaynakların akılcı kullanıldığı savına gelince. Önümüzdekiyıllann bütçelerinden, kiralanmış cihazlar için sahiplerine ödenmiş olacak paralardan göreceğiz.. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük BizimGiKte Olke sorunlanna ilişkin raporlanyla, araştırmaJanyia, köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sivii toplumlann gazetesi. Düzenlı okumak için abone olun. Tet 02I2.51108 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle