Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 2003 CUMA
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİSİRMEN
ABD Mehmetçik İstiyor
Coni Tezkere Bekliyor
George W. Bush'un Irak operasyonunun ilk aşa-
ması, Pentagon kurmaylannın umduklan doğrul-
tuda, ilk aşamasında hızlı ve az kayıplı olarak ge-
lişti.
Sakın yanılmayalım, yine de, Irak harekâtının
Türkiye'ye maliyeti az olmadı.
Haziran ayında mavi yolculuğa çıkanlar, geçen
yıllarda dolu olan koylann tenhalığını yana yakıla
anlatıyor, kimi turizmcileryabancı kiracılannın Irak
savaşını mücbır sebep sayarak ödemelerini yap-
mamak istemeleri durumuyla karşı karşıyalar.
Ama işler şimdi değişmekte, Amerikan ve Ingi-
liz biriikleri, Iraklı güçlerin gerilla saldınlan karşısın-
da kayıplar vermektedirler.
Bu kayıplann, Vietnam'da olduğu gibi, ABD'yi as-
keri açıdan geıi çekilmeye zorlayacak boyuta ula-
şacağını beklemek abartılı olur.
Ancak, Amerikan kamuoyunun, artan kayıplar kar-
şısında, Bush'a verdiği desteğin artması söz ko-
nusudur.
Kısacası, askeri açıdan pek ağır sayılmayacak
kayıplann, politikfaturasının ağıriığı BeyazSaray'ı
düşündürecek bir öğedir.
• • •
Bush yönetimi bu durum karşısındaTürkiye, Pa-
kistan gibi ülkelerden asker istemekte, kendi sa-
vaşını azgelişmişyabancı ülkelerin askerleriyle sür-
dürmeyi düşünmekte.
Taktikyeni değil, Ingiltereyüzyıllarboyu bunuyap-
tı.
Bir noktaya dikkat etmek zorundayız. ABD'nin
istediği Irak operasyonuna Türk Ordusu'nun da
katılması değil, Mehmetçik'in ABD komutasında,
Irak'ta Amerikan Savaşı'na katılmasıdır.
Konu önümüzdeki günlerde gündemin baş sı-
ralanna oturacaktır.
Bu bakımdan tartışmaya şimdiden hazıriıklı ol-
mamız gerekiyor.
Türkiye'nin Irak'taki haklı ya da haksız kırmızı
çizgileri dikkate alınmamıştır. Bunlann dikkate alın-
mayacağı, daha tezkereler TBMM'ye sevk edil-
meden önce yapılan karşılıklı görüşmelerde belli
olmuş bulunmaktaydı.
Şimdi bu durumda, Türkiye hangi nedenle bu pis
savaşa asker göndersin ki?
Bu konuda karar siyasi iradenindir, askerin de-
ğil.
Yann yumurta kapıya gelince, kimse topu bir kez
daha Genelkurmay'a atmaya kalkmasın! AKP ik-
tidan bu konuda tavnnı açık seçik ortaya koymak
durumundadır.
Dışardan Türkiye'ye askerin sıyasetteki ağıriığı-
nı azaltmasını söyleyenler de sonra bu gibi konu-
larda, istedikleri yönde karar çıkmaz ise TSK'yi
suçlamamalıdırtar.
•••
Sam Amca kadar, onun paralı askerleri Coni'ler
de dört gözle bekliyorlar, Mehmetçik'i.
Coni'ler, zırhlı araçlannın içınde, çelik miğferie-
rinin attında pişiyorlar, kimilerinin beynı şimdiden
miğfer içinde lop yumurtaya dönmüş durumda.
Hepsi desavaşın uzamasından yakınıyor, bir an ön-
ce, ABD'ye dönmek istiyor.
Oysa Amerikan askerinin konumu diğer ülkele-
rin, örneğin bizimkilerinkinden çok değişik.
Onlar askeriiği vatan savunması için değil, para
için yapıyorlar. Askeriik onlar için vatan görevi de-
ğil, meslek.
Durum böyle olunca askerin yakınmaya hakkı yok.
Çünkü askeriik yalnızca eğitim ve talımi hedef-
leyen bir meslek değil, o talim ve eğitim bir yerde,
savaşa dönüşecektir kaçınılmaz olarak.
Gerçi Coni'lere (hoş olmayanlan da alıyoriar ya)
askere çağınrken "Sizi ölüme çağınyoruz" demi-
yorlar, alacaklan paradan, kendilerine sağlanacak
olanaklardan söz ediyorlar.
Ama bir insanın da sırf resmi geçit için askeriik
yapılacağını sanması olanaksız. Birazcık beyni
olan, askerliğin çatşma olasılığını da kaçınılmaz ola-
rak içereceğini düşünmek durumundadır.
Bu durumdaki adamın da şimdi yakınma hakkı
yoktur. Çünkü o mesleğinı yapmakta, aldığı para-
nın karşıhğı olan hizmeti yerine getirmektedir.
Paralı asker savaştan yakınamaz, mesleği asker-
iik olan savaşta yaralanırsa gazi, ölürse şehit ol-
maz. Olsa olsa iş kazasına uğramış olur.
Pişkinsüfe ilk oturumda beraat
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eskı TBMM tn-
san HakJan tnceleme Komısyonu Başkanı Sema Piş-
kinsüt, işkence yapıldığı savlanan kışilerin ısımlenni
adli makamlara vermediği gerekçesiyle hakkında açı-
lan davanın ilk oturumunda beraat etti. Ankara 21.
Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki oturuma, Pişkinsüt ve
avukatı Ünal Yıldız katıldı. TDP Genel Başkanı da
olan Pişkinsüt savunmasında, hakkında dava açılma-
sının DSP Genel Başkanlığı'na aday olması nedeniyle
siyasi amaçlara dayandığını savladı. Yargıç Ali Erkı-
lınç, davanın yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiy-
le Pişkinsüt'ün beraatına karar verdı.
Sendikacılar beraat etti
• ANKARA (AA) - Toplantı ve Gösteri Yîirüyüşleri
Yasası'na muhalefetten aldıklan 1 yıl 3'er ay hapis ce-
zası Yargıtay tarafindan bozulan 35 sanıklı dava, dün
Ankara 24 Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Du-
ruşmaya Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddın Dinçer
ile birlikte 18 sanık ve avukatları katıldı. Mahkeme
yüklenen suçun yasal unsurlannın oluşmadığı gerekçe-
siyle tüm sanıklann beraatına karar verildiğinı açıkladı.
AÇIKLAMA
• Gazetemızin 23.06.2003 tarihli sayısının 5. say-
fasmda CHP Istanbul Millervekili Ahmet Güryüz
Ketenci ile yapılan bir söyleşide Ketenci'nin ağzın-
dan, "Gökkafes rezaletinin, belediyelerin sınırlannı
değiştirenlerin hakkındakı mahkeme kararlan orta-
da" ifadesi yer almıştır. Bu demeç üzerine Dolma-
bahçe Turizm AŞ tarafindan yapılan açıklamada,
gerek Süzer Plaza, gerekse de Süzer Plaza malıkı
olan Dolmabahçe Turizm AŞ adına tek bir kesinleş-
miş mahkeme karan olmadığı, plaza inşaatı için de
sınır değişikliği yapıhnadığı belirtilmiştir. Açıkla-
mada, "Parsel üzerinde yapılan binanın imar planla-
nnm hazırlanış aşamasından inşaatın tamamlanarak
iskâna açıldığı zamana kadar tüm faaliyetler kanun-
5ara uygun olârak gerçekleştirilmiştir" denildi. *
AKP'nin yükseköğretim yasa taslağma akademisyenler ve siyasetçilerin tepkisi büyüyor:
HedefAtatürkçü yönetidlerANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çetik ta-
rafindan hazırlanan "Yükseköğretim
Yasa Taslağı''na siyasetçi ve akade-
misyenler tepkı göstermeye devam
ediyor.
CHP TBMM Grup Başkanvekıli
Mustafa Özyürek; AKP'nin amacı-
nın laik ve Atatürkçü yöneticileri yok
etmek olduğunu belırtirken Yıldız
Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ayhan Alkış. "Taslağın bu denli gizli
hazuianmasuun ardmdald faktörler
neler" dıye sordu.
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Osman înci ise Bakan Çelik'ın
"Ben bu taslağı prya$avlapaylaş,mam~
dediğinı anımsatarak "Üniversiteleri
piyasa olarak tanımlayan bakan, ta-
rihin en talihsiz gaflanndan birini
yapmışör" diye konuştu.
CHP'li Özyürek yaptığı açıklama-
İzmirli aydınlar:
• CHP Grup Başkanvekili Özyürek, AKP'nin üniversite ve YÖK'te bulunan
Atatürkçü bilim adamlarına karşı "hasmane" bir tavır aldığına dikkat çekti. Yıldız
Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alkış, taslağın kamuoyundan gizlenmesini
eleştirirken Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Inci ise Bakan Çelik'in,
"Piyasayla paylaşmam" sözleriyle üniversitelere bakışmı ortaya koyduğunu belirtti.
da, hukümetin kendilerine daha ön-
ce YÖK konusunda bir değişiklik
teklifi yaptığını, ancak toplumun has-
sasiyetlennin üst düzeyde olması ne-
deniyle bu teklifi reddettiklerini söy-
ledı.
'CHP bu girişimi engelleyecek'
AKP'nin anayasa değişikliği yap-
manın zor olduğunu anlayınca, çözü-
mü yasa değişikliği yapmakta bul-
duğunu vurgulayan Özyürek, "Amaç,
laik, demokrat Atatürkçü yönetkfle-
ri yok etmektir. Ünhersitelerde kad-
rolaşma mücadeleleri sürerken hü-
kümetbutipyönetküerie basuı önün-
detarüşıyorve bunlardan kurtulmak
istiyor" diye konuştu. Özyürek,
AKPnın üniversite ve YÖK'te bulu-
nan Atatürkçü bilim adamlarına kar-
şı "hasmane" bir tavır aldığına da
dikkat çekerek -Hukümetin YÖK'le
ilgiü bir değişiklik yapmaya gücünün
yeteceğini sanmıyorum. CHP bu rür
bir gjrişimi engellemek için her şeyi-
ni ortaya koyacakür" diye konuştu.
YTÜ Rektörü Prof. Dr. Alkış, ya-
sanın hiçbir akademısyene danışıl-
madan yapıldığına işaret ederek "Ya-
sanm bu kadargizü yapılmasını gerek-
tiren faktörler nelerdir" diye konuş-
tu.
Alkış, "Yaz döneminde TBMM'ye
getirflmek istenmesi de ilgmç" dedi.
Alkış. yükseköğretim yasasının, bu ya-
sayı uygulayacak olan üniversitelerin
görüşleri alınmadan çıkanlmasının
da uygulamada sorunlara neden ola-
cağını vurguladı.
Üniversiteler siyasallaştınlacak'
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Inci, AKP'nin amacının ünıver-
siteleri siyasallaştırmak olduğunu
söyledi. Görevleri yasa gereği sona
erdirilecek olan 18 rektörün Atatürk-
çü duruşlanna dikkat çeken tnci,
-Hangi rektör. dekan yetersiz ki bu aka-
demisyenlerin görevleri sona erecek.
Bunlaren başta kazanımuş hakür" di-
ye konuştu.
Inci, Millı Eğitim Bakanı Çelik'in
-Ben bu taslağıpiyasayla payiaşmanT
şeklındekj açıklamalannı da anım-
satarak şunlan söyledi: "Üniversite-
leri piyasa olarak tanımlayan bakan.
tarihin en talihsiz gaflanndan birini
yapmıştır. Shil topium örgütleri ile
bilim adamlannın tartışmadığı bir
yükseköğretün yasası üniversitelerin
başına çok büyükbir sorun olur. Üni-
versitelerin bu kadar çok sorunu var-
ken nelerle uğraşıyorlar. Üniversitele-
re aytardırakademisyen kadrosu ver-
miyorlar. Bir profesör 20 yüda yetişi-
yor. Üniversite hastaneleri açıhyor,
hemşire alamıyonız."
Cehaletle
savaşımız
sürecek
İZMİR (CumhuriyetEgeBürosu)-izmir-
li üniversite öğretım üyeleri, meslek odala-
n, sendikalar, dernekler ve duyarlı yurttaş-
lar gazetelere verdikleri ilanla AKP hükü-
metini uyardı.
Izmir Tabip Odası, Manisa Tabip Odası,
TMMOB Mimarlar, Harita ve Kadastro,
Inşaat, Çe\Te, Jeofizik, Kimya ve Orman mü-
hendisleri, Izmir Veteriner Hekimler oda-
lan. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tz-
mir şubeleri, tZÜNtDER ve Türk Fızik Der-
neği Izmir Şubesi ile 100'ün üzerinde bi-
lim adamı-öğretim üyesinin imzasıyla, "Ce-
halete Karşı Akıl ve BUimin Egemen Kınn-
ması" ıçın kamuovoına yapılan duyuruda, Ka-
mu Yönetimi, Personel Rejimi, Yerel Yö-
netimler, Maden ve YÖK yasa tasanlannın
temel hak \ e özgürlüklere aykın hükümler-
le çıkanlmak istendiğine dikkat çekildi.
AKP'yi uyardılar
Duyuruda, günümüzde uygulanmakta olan
sosyal. ekonomik ve siyasal politikalann ül-
keyi, kamu kurumlannı ve yurttaşlan gele-
ceğin karanlık uçurumlanna hızla sürükle-
diği vaırgulandı.
Duyuruda şu uyanlarda bulunuldu:
^ Yükseköğretim kurul ve kurumlan ile
ilışkili olarak hazırlanan yasa tasansının ge-
tireceğı acı sonuçlar, me\cut iktidann ken-
di seçmenlerinden de, imam hatıp lisesi me-
zunlanna hak tanınması \ e başörtüsü soru-
nunun çözümlenmesi gibi maskelerle giz-
lenmeye çahşılmaktadır.
%/ Ülkemız için öngörülen 'üımh tslami
cumhuriyet' modelini gerçekleştirmeye ça-
lışanlann, 15 bin ımam kadrosu ile toplum-
sal eğitim ve örgütlenmenin hangi basamak-
lannda neler yapmak istedikleri çağdaş, ay-
dın Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlan tarafin-
dan bilinmekte ve izlenmektedir.
Demokrasi kurallan içerisinde mücadele
hakkının sonuna dek kullanılacağı \oirgula-
nan duyurunun son bölümünde şöyle denil-
di: -Çocuklannnzm ve ülkemizin geleceği-
nin aydmhk olabilmesi için demokrasi ku-
rallan içerisindeki mücadele hakkımızı çağ-
dışu akıldışı uygulamalara; her çeşit emper-
yaîiznıe, diktatörtüğe. poHtik ve dini funda-
mentaBzme\% ahlaksızsaviaşlara karşı sonu-
na kadar kullanacağımızı kamuoyunun bü-
gilerinearzediyor.gerekli önlemlerin hemen
alınması konusunda ilgilileri son kez
uvanvonız."
Büyükanıt 'tan hemşirelere müjde
GATA'da hemşirelik öğrenimi gören 5'i
KKTC'K 98 öğrenci diplomalannı alarak mezun
oldu. GATA'da düzenlenen mezuniyet törenine
Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar
Büyükanıt GATA Komutanı Korgeneral Ömer
KeçecigiL askeri yetkililer ve öğrenci aileieri
kaüku. Törende konuşan Orgeneral Büyükamt,
"Bugün sizlere müjde vermek isthorum. TSK
sağhk hizmetleri uygulamasuıda yeni hemşirelik
hizmet teşkilat yapılanması. tarafimdan 2 gün
önce ona\1annuşür*" dedL Dönenı birincisi
Hatice A\han'ın yaş kütüğüne sembol
çakmasımn ardından hemşireier, geleneksel 'ışık
abna' törenini gerçekleştirdl Yeni mezun
hemşireier. Hemşirelik Yüksekokulu Müdürü
Prof. Dr. Deniz Yüksek Hemşire Kıdemli
Albay Nur tnanç'm efindeki mumdan ateş
alarak kendi mumlannı yaknlar. Bu gelenek
Kınnı Savaşı yıDanna day
<
ann
<
or. Savaş
döheminde Istanbul'daki Selimhe Kışlası'nda
yanüılan tedavi eden Florence Nightingale,
elinde lambayla geceleri kışladaki yarahlan
kontrol ediyordu. 'Lambah kaduı' olarak anılan
Nightingale'in anısuta dünyadaki bütün
hemşireier mezuniyetierinde ışık abna törenine
kanliyor. (Fotoğraf: AA)
serhat TV'de konuştu
Gürbüz Çapan:
Sözlerim
çarpıtddı
KARS (AA) -Kars"ta yere1 bir televizyo-
nun açık oturum programına katılan ve
"Mustafa Kemal Dolmabahçe'de kız koş-
tururken sizin atalaruuz cumhuriyet kur-
du" ifadesini lcullanan Esenyurt Belediye
Başkanı Dr. GürbüzÇapan, konuşmalan-
nın yanlış anlaşıldığını söyledi. Serhat
TV'de canlı olarak yayımlanan "Kars ve
Kars'mtarihçesT konulu açık oturumda ko-
nuşan Çapan, "Ben Mustafa Kemal'in o
——^—^^— dönemlerde Dol-
• Kars'ta yerel mabahçe Sara-
bir TV'nin açık yı'nın bahçesinde
oturumunda gezerek, saraydan
konuşan bir lazm kendisini
^.. ,.. „ begenmesını ve
Gurbuz Çapan, o n ^ n l a e v , e n e r e k
Atatürk e sarayın damadı
ilişkin sözleri olup, Em er Paşa
nedeniyle yanlış gibi sarayda güçlü
anlaşıldığını birkoımınagelnıek
söyledi. istedŞtaianlatnıa-
J
ya çanşöm. Avnca,
mahalü deyimde,evlenmek isteyen kişiler için 'kız koştur-
mak' tabiri kuDanıhr. Bunda başka bir kas-
üm yoktu. Bunda bir hakaret ve küçültme
yoktur. Her zaman Mustafa Kemal ve ar-
kadaşlannı severiz. sa>ant Saygıda kusur
da etmeyiz. Onlann mirasını yemekteyiz"
diye konuştu.
Serhat TV'nin sahibi ve Kars Belediye
Başkanı Naif Alibeyoğlu da, "Sayın baş-
kanın. Atatürk'ün genclik yiOarmı kastet-
mek istediğini düşünüyorum. Bu konunun
çarpıalmasmdan korkuyorum" dedi.
Bakanlığı döneminde kendisine tahsis ettiği otomobilleri iade etmediği ileri sürülmüştü
Taııtaıı: Iddialar gerçeği yansıtımyor
• Yasa gereği
kendisine verilen iki
otomobil dışmdaki
diğer araç ve
korumaları iade
ettiğini belirten eski
İçişleri Bakanı
Sadettin Tantan,
hakkındaki iddialann
doğru olmadığını
ileri sürdü.
ECEVtTKILIÇ
Eski içişleri Bakanı Sadettin Tantan.
bakan olduğu dönemde Istanbul Emni-
yetı'nden, usulsüz olarak hizmetine al-
dığı 7 otomobilden 3'ünü iade etmedi-
ği iddialannın doğru olmadığını belirte-
rek "Yasa gereği bana verilen iki otomo-
bil var. Bana ve çocuklanma verilen di-
ğer araç ve korumalan reddettik" dedi.
Günlük bir gazetede "Arabalan akfa
gttti" başlığıyla yayımlanan haberle ken-
disinin hedef gösterildiğini belirten Sa-
dettin Tantan, Hizbullah ve diğer terör
örgütlerinin bakanlığı döneminde çö-
kertildigini söyledi.
Aynı haberde evının açık adresinin de
verildiğini anımsatan Tantan, "Hizbul-
lah ve diğer terör örgütleri benim ba-
kanhğnn döneminde bitirildi Bu örgüt-
lerin öldürülecek listelerinin ilk sırala-
nnda yer alıyorum" diye konuştu.
Tantan, yasa gereği güvenlik içinken-
disine iki otomobilin bakanlıkça tahsis
edildiğini ifade ederek otomobillerin II
Koruma Kurulu karanyla verildiğini
kendi kendisine araç tahsis etme yetki-
si bulunmadığını kaydetti.
"ÇocuJdanm kendilerinetahsisedilen
korumavearaçlan iadeettiler.Gidipim-
za aüp bu haklannı kullanmak isteme-
diklerini yetkililere bildirdiler" diyen
Tantan, geçmişte operasyon düzenledi-
ği kişilerin kendisini karalamaya çaüş-
tıklannı savoındu. Gittiği illerde güven-
lik gerekçesiyle valiliklerin de kendisi-
ne geçici süreyle koruma ve araç verdi-
ğini belirten Tantan. şöyle devam etti:
"Diğer eski bakanlara 6 koruma veri-
byor. Ben bu kadar koruma istemedim.
Emniyet birimleri bize yönetiktehdit ih-
barlan ahnca zorla koruma veriyor."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Türkiye ilginç ve karmaşık bir ülke.
Yıllarca "devlete karşı suç işleyenleraf-
fedilemez" şeklinde birtutum bu ülke-
nin yönetimine ve yargı kurumlanna
egemen oldu. Bu nedenle çıkanlan af
veertelemeyasalan, "siyasisuçlu"di-
ye kabul edilen kişileri kapsamadı. Ad-
li suçlulara çıkanlan aflar ise eleştiri ko-
nusu olmaktan kurtulamadı. Çünkü
gerçek uzlaşma, siyasi tutuklu ve mah-
kûmlara hoşgörü gösterilerek müm-
kün olabilirdi. Bu gerçek hep görmez-
den gelinmeye çalışridı.
Çıkanlması düşünülen ve adına "eve
dönüş yasası" adı verilen ve cezalar-
da indirimi öngören tasan, bir toplum-
sal uzlaşma ihtiyacının ürünü. Yayın
yoluyla mahkûmiyet alanlara getinlen
erteleme yasaları da hep bir zorlama-
nın sonucu mecburiyetten çıkanlmak
zorunda kalınmıştı.
Aslında, ciddi ve köklü bir toplumsal
banşın yolu, siyasi bir genel af çıkar-
maktan geçiyor. Fakat, her zaman ol-
duğu gibi bu kez de çeşitli dengeler he-
sap edilerek kssır bir yasa çıkanlmak is-
'Eve Dönüş', Sıvas ve Yargıçlar
teniyor. Evet bu düşünülen yasa da işe
yarayacak. En azından cezaevindeki
ve dağlardaki bir kısım insanın toplum-
sal hayata dönmesini sağlayacak. Fa-
kat hazırlanan yasa, yine de kökten bir
çözüm getirmekten uzak.
Bu yasa tasansı tartışıhrken "Sıvas
Katliamı" davasının hükümlülerinin de
bu yasanın kapsamı içine alınmak is-
tenmesi anlaşılır gibi değil. Çıkanlma-
sı düşünülen "eve dönüş yasası" ka-
nayan biryaraya merhem olmayı amaç-
lıyor. Devlet, kendisine karşı işlendiği ka-
bul edilen bazı suçlan hafifletmeyi amaç-
lıyor. Sıvas Katliamı ise doğrudan birey-
leri hedef alan toplu bir katliamdı. Bu
olayın suçlularının dışanya çıkanlmak
istenmesi, doğrudan bir toplumsal ke-
simin duyariılıklannı kaşıyacak özellik-
ler taşıyor.
Sıvas katliamının üzerinden 10 yıl
geçti. Bu katliamın gerçek sorumluja-
n bile henüz doğru bir şekilde sapta-
nabilmiş değil. Kamu vicdanı Sıvas ko-
nusunda kanamaya devam ediyor. Bu
ülkenin en değerii aydınlan, korkunç
ve vahşı bir kıyımın kurbanı oldular. Sı-
vas'ın hesabı henüz görülmedi. Sekiz
saat boyunca Madımak Oteli'nde dev-
let güçlerinin gözü önünde onlarca in-
san saldırganlann keyfineterkedildi. Bu
olayda devlet güçlerinin büyük ihmali
olduğu bir gerçek. Ihmal bile belki ha-
fif kalır, sorumluluklan var.
Devlet böyle bir toplu katliamın mi-
litanlarını sokağa bırakmak yerine, ön-
ce bu katliamın sorumlularının ortaya
çıkanlması için gayret göstermeli. AKP'Iİ-
lerin bu konuyu kaşıyacak bir girişim-
de bulunmalan son derece tehlikelidir.
Onlann yapmalan gereken, katliamın so-
rumlularının peşine düşmektir.
•••
Tamamen farklı bir başka konuyu ele
almak istiyorum: Bu köşede, yargı ka-
rarlarında yargıçların ve savcılann so-
rumluluğu üzerine çok yazı yazdım.
Yargıçların ve savcıların özellikle siya-
si nitelikteki davalarda, kanunu uygu-
lama ve yorumlama biçimlerinin tayin
edici olduğunu düşünürüm. Türkiye'de
ne yazık ki savcılanmız ve yargıçlanmız
kanunlan çoğunlukla otoriter bir dev-
letin uygulamacılan gibi yorumladılar.
Örneğin, düşünceyi suç sayan birçok
davada yargıçlann yorumu, demokra-
sinin önünü açmak yerine tersi eğilimi
güçlendirmek şeklinde oldu.
Kanunlar soyut metinlerdir, onlara
kan ve can veren yargı mensuplandır.
Bu nedenle onlann karar verirken kul-
landıklan bakış açısı, Türkiye'nin yöne-
limini de büyük ölçüde etkiliyor. Maale-
sef bugüne kadarki pratik çoğunluk,
olumsuz bir ağırtık oluşturuyor.
Tabii bunun böyle olmasının asıl so-
rumlusu da ülkeyi yönetenlerin siyasi
tercihleri. Yıllarca siyasi nedenlerle yar-
gılanmış bir yurttaş olarak, kendi tec-
rübelerime dayanarak şunu söyleyebi-
lirim: Siyasi iktidarlar, yasayı otoriter
yönde uygulayan yargıçlan ve savcıla-
rı kolladılar. Demokratik kararlara im-
za atan yargıçlar ve savcılar, çoğunluk-
la siyasi iktidann hışmına uğrarken, ter-
si yönde davrananlar terfi ettirildiler.
50 yıllık bu tercih, yargı kurumunu,
otoriter anlayıştaki hukukçulann ege-
men olduğu bir kurum haline dönüş-
türdü. Ben kendi pratiğfmden yola çı-
karak böyle düşündüm ve bu doğrul-
tuda yazılar yazdım. İki öğretim üyesi-
nin yargıçlar ve halk arasında yaptık-
ları araştırma, bu saptamalann ne ka-
dar yerinde olduğunu gözler önüne se-
riyor. Halkın çok ezici bir çoğunluğu
düşünce suçu olmaz derken, hukukun
temsilcileri halkın gerisinde bir tepki
gösteriyorlar.
Halk, yargı mensuplanndan daha bü-
yük bir ağırtıkla demokrasi ve insan hak-
ları konusunda duyariı. Aslında bu tab-
lo 50 yıllık bir tercihin ürünü. Çoğunlu-
ğu halkın gerisinde kalan bir hukuk top-
luluğuyla yüz yüzeyiz. Acı ama getçek.