28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 TEMMUZ 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYF HABERLER ABDÜLCANBAZ PETROL SAVAŞU\RI TURHAN SELÇUK TAfcıMnı.. Af ı3i.7 -HAZıü. OOûL Shrewsbury Condover Hall Okulu'ndaki eğitimciler inatla özürlüleri topluma kazandırmak istiyor 'Özür' aramadançalışanlar O kulda öğrenciler sabah ve öğleden sonra olmak üzere günde iki kez derslere katılıyorlardı. BahçeciJik, el sanatlan, ormancılık, kişisel bakım, dans-drama, çevrecilik, yemek pişirme gibi derslerin yanı sıra yüzme, binicilik, bowling, jimnastik gibi sosyaJ aktivitelere katılmalan sağlanıyordu. ŞULEKAİA ~~ Yabancı dılirru geliştırmek üzere îngiltere'ye gitmeye karar verdığimde. Community Servi- ce of Volunteer (CSV) aracılığıyla 'gönüDii' ola- rak çahşmanın benim için en uygun yol oldu- ğunü gördüm. Böylece hem dılımi geiıştırecek, hera de farklı bır deneyım yaşayacaktımL Bu amacımı gerçekJeştuTnek içın Gençtur'a başvurmamın ardından ıstekienme uygun pro- je belirlendi. Projeye göre, İngiltere'nın Shrevvs- bur> r kasabası yakınlannda bulunan, "5-24 yaş arasuidaki, görme ve beyinsel özürlü 60 öğren- cinineğitiıngördüğü" CondoverHall School 'da çahşacaktım... Proje raporunu okuduğumda, kalacağun yer hakkında "very isolated place" (çok ızole böl- ge) tanjmJaması ılk anda gözümü korkutsa da uıternette yaphğım küçük bir araştırmanuı ar- dından görevj kabul etmeye karar verdün. Uzun biryolculuğun ardından kalacağım ye- re ulaştığımda beni süpervizörüm PauKneCar- michael karşıladı. Kısaca yapacağım ış hakkın- da bılgi veren Paulıne. beni kalacağun eve gö- türdü. Çok geniş bıralana kurulan kampusun için- de bulunan tıpık Ingiliz "cottage" tarzı evde 4 'ü Ingiliz, 2 sı Romen, 1 i de Alman olan 7 kişıy- le birlikte yaşayacaktım Evdekı ılk gecemde, benden daha deneyimli ev arkadaşlanmdan bi- rine. birlikte çalışacağım öğrencilenn dillenni anlayamamaktan endışelendığımi söylediğim- de karşılaştığım "Bence endişdenmen gereken dahaönemiikonularvar" yanıtı tedirginliğimin artmasına neden oldu Sıcak karşılama Okulun. 2 9-24 yaş arasındaki 11 öğrencinin öğrenim gördüğü bölümünde çalışacaktım. He- yecanım, ertesı gün beni oldukça sıcak karşıla- yan iş arkadaşlanmla tanışınca bıraz yatıştı. Ilk gün, yanyıl tatiiınin ardından yapılan de- ğeriendırme toplannsıyla bırlikte evlennden dö- nen öğrenciler de teker tekergelmeye başlamış- tı. Yani "Benim bu insanlann arasuıda oe işim var" dıye kendı kendıme sorduğum fakat ıleri- ki günJerde "hayaûmın bir parçası" halıne ge- len 11 öğrenci... Karşılaştığım özürlü insanJar karşısında ya- şadığım şoku olağan karşılayan çalışma arİca- daşlanm, önce bana bu gençlenn yaşadığı evi gezdirerek, yapacağım işler hakkında bilgi ver- diler. Benim görevim, çok ciddi sorumiuluk al- rnadan öğrencilere destek olmaktı. Her gün fark- iı aktivitelere katılan öğrencilenn yürümelerin- de, yemek yemelerinde yardımcı olmak, onJar- la konuşarak arkadaşlık etmekti... Cönüllü arkadastan moral Özürlü ınsanJarla ilk kez bır araya geldığım ıçin onlara karşı nasıl davranacağımı bilemi- /ordum. îlk gün öğrencilerden KimberleyHen- lerson'a sorduğum "Bir şeye ihtiyacın var mı" orusunun saçmahğını ılerleyen günlerde anla- acaktım. Çünkü onJar sadece kendilerine se- enek sunulduğunda tepkilennı ortaya koyabi- yorlardı... Ilk günün sonunda eve gıttiğimde, "çokyor- jn ve üzgün"düm... Diğer gönüllü arkadaşım ıfia Tilmann, yaşadıklanmın çok normal ol- ığunu, kendilerinın de ayru süreçten geçtikle- ıi söylüyordu. Biraz rahatlamıştım ama erte- gün tekrar oraya gıtmek istemıyordum. tkinci günün ardından her şey benim içın da- kolaylaşmıştı. Iş arkadaşlanmın öğrencilere >ıJ davrandıklannı gözlemJeyerek neler yap- m gerektiğini öğrenmeye calışıyord>'^ Oku- OKULDA YÜZME HAVUZU, SPOR SALONU, ÖZEL OYUN ALANLARIBULUNUYOR 120 kişilik eğitim ordusu işbaşında Royal Natıonal Instutie for Blınds (RNIB) adlı vakıf tarafından kurulan okulda 5-24 yaş arası 60 öğrenci eğitim görüyor. Okulda, konuşma terapıstı, fızyoterapıst, psikolog, doktor, hemşire ve özel bakım uzmanlanndan oluşan 120 kışı göre\ yapıyor. Yıl boyunca açık olan okulun amacı. görme Özüriü ve öğrenme güçlüğü çeken öğrencılen "Jearning by doing" (yaparak öğrenmek) yöntemıyle hayatın ıçine sokmak. Ingiltere'nin çeşitli kentlennden gelen öğrenciler kampusun içinde kurulan özel evlerde yaşıyor. Okulun ıçinde özürlüler içın özel yapılmış yüzme havuzu, spor salonu, özel oyun alanlarının yam s^a duyulan geliştirmek ıçin özel rehabilite böliimlen de bulunuyor. Okuldakı özel atölyelerde günlük yaşamla ılgili davTanışlan da oyunlarla öğrenen öğrenciler boş zamanlannda bovvlıng, binicilik, yüzme. yürüyüş gıbı aktivitelere katılıyorlar. Öğrenciler hafta sonlan alışvenşe, restorana, pub'a, sınemaya ve konserlere gıderek sosyal yaşamın ıçıne gınyorlar. Düzenlı olarak sağlık kontrollen yapıhyor ve 24 saat gözetim altnıda tutuluyorlar. Öğrencılenn. önlenne seçenekler sunularak kendi istelden doğrultusunda karar vermelen de sağlanıyor. ÇOCUKLAR 24SAATGÖZETfcVl ALTTVDA-DersseçûnmdeöğrenciJerinflgiveyetenekleride gözÖnündebulundumluyor.Öğrendlerin bir Jusmı çok büyük bir alana kurulan \\eston Park'ta doğa ve çevrecüik öğrenirken, kiraiJeri de prvano dersi alryor. Okulun içinde kurulan atölyelerde oyun oynayarak günlük yaşama dair bilgiler edinen öğrenciler, 24 saat gözetim aJ&nda tutuluyor. lun amacı. "özürlü öğrencilere mümkiin oldu- ğunca kendi kendilerine jaşamavı öğretmek ve onlan toplumicinesokmak*"tı Öğrenciler sabah ve öğleden sonra olmak üzere günde ıkı kez derslere katılıyorlardı. Bahçecilik, el sanatlan. ormancılık, kışisel bakım, dans-drama, çe\Te- cılik, vemek pişirme gibi derslerin yanı sıra yüz- me, binicilik, bovvlıng,jimnastik gibi sosyal ak- tivitelere katılmalan sağlanıyordu. Vasamayı öğreten süreç Her dersın uzman bir öğretmenJ vardı, bız de öğrencilere bu aktıviteleri gerçekleştirirken yar- dımcı oluyorduk. Çoğu zaman eğitimcilerin bo- şa çaba harcadıldanru bilmelerine rağmen ınat- la mücadele etmelen ve en ufak bir gelişme kar- şısındaki sevmçlen beni ilk günlerde hayrete düşürüyordu. Ancak daha sonra, okula ilk gel- diklerindeyürüyemeyen, yemek yemeva bılme- yen öğrencilenn burada aJdıklan eğıtimin sonun- da kendilenne içecek hatta yemek hazırlamayı başardıklannı öğrendim. Tabıı bunun için uzun bir süreç gerekıyordu.. Ayak sesf ve koRudan klmHlc Ilkgünler, beni tanımadıklan, aksanımı fark- lı bulduklan için konuşmayı reddeden öğrenci- ler iki-üç hafta sonra ayak sesimden ya da ko- kumdan beni tanımaya başlamışlardı Göreme- dikleri ıçin ışitme ve koklama duygulan çok gelışmişti. Bizım duymadığımız, dikkate alma- dığımız seslen duyup, adım seslerinden tanıva- rak herkese isımlenyle sesleniyorlardı. Adımı doğru telanuz edemeyen öğrenciler beni Şula. Şba ya da Sheila dıye çağınyorlardı. İşm zor- luğu karşısında zaman zaman yılgınlığa kapıl- mama, sabnmı kaybetmeme rağmen öğrenciler- de gördüğüm en ufak bır gelişme benim de se- v ınmeme neden oluyordu artık. Tamamen nor- mal birer genç gibi yaşamalan için çabalanan Öğrencilerle birlikte pub 'a. restorana ya da alış- venş merkezlerine gittığimizde ınsanlann ganp bakışlan da rahatsız etmıyordu beni... Hedlyeler Onlara öylesine alışmışhm ki, 5 aylık yoru- cu bir çahşmanın ardmdan dönüş tanhım gel- dığınde, adeta hayatımın bır parçası haline gel- miş olan bu 11 öğrencıden aynimanın üzüntü- sünü yaşıyordum. Bır daha onJan asla göreme- yecektim. Son iş günümde bütün öğrenciler bana elleriyle yaptıklan hedıyeleri ve kartlan \erdiler... Tam 5 ay. farkJı bir ülkede, farklı insanlar ara- sında hem İngılızcemi ılerletip, hem de haya- tımda önemlı bir yer tutacak bır deneyım edın- miştim. . Sergikapattıran öğrenci Okulda çaJıştığun 5 ay boyunca birçok iigınç olaya da tanık oldum. Burdardan en *^raji- komik* olamnı Galler Bölgesi'nde bulunan Aberystvvyth adlı şehre gittiğimizde yaşadık. Öğrencilerle birlikte Aberystvvyth Üniversıtesi'nde, seraniikten yapılan eserlerin bulunduğu sergiye yaptığımız ziyaret sırasında, zaman zaman agresif davranışJar sergUeyen Stuart Baker adlı öğrenci, yapıtlardan birini 3 saniye içinde parçaladı. Olay üzerıne sergi hemen kapatıldı ama yapılacak bir şey yoktu. Öğrenme güçlüğü çeken öğrencilenn en büyük zevki müzik dinlemekti. ÖzellikJe Keüy Pentecost duyduğu bir şarkryı ilk dinJeyişinde ezberlerken tüm çahşanlara özel isimJer koymuştu. Benim adun ise bir çikolata türü olan "Turkfch Chocolate Milky Wa> Bars"tı. A>TIJ zamanda epilepsi hastası olan MarkKulakonski isehayah arkadaşı "UndeRa>" hakkındaki sorulan ve diyaloglan zaman zaman sabnmızın taşmasına neden olurdu. Mark'ın en büyük özelhği, ayak sesinden ya da kokudan insanJan tamyabilmesıydi. Obsesif bir kişiliğe sahip Greg Sazcwuk'u arabaya bindirmek ya da indirmek okuJun her gün yaşanan krizlerinden biriydi. Greg, bazen 2-3 saat arabadan ınmeyı reddederdi. Bulaşık makınesi ve mikrodalga nnnı çalışırken izlemeyi çok seven Greg'in en büyük hıtkusu ise öğrencilere uygun özel olarak geliştirilmiş bir bilgisayar sistemiyle her hafta annesine mektup yazmaktı. Mektuplannda evin buJaşık makinesinden bahsederdi. çocukların büyüklerden isteği Son vıllarda Bosna, Afganistan. Irak gibi dünvanm birçok verinde çocuklar sUahlann içiode kaİdılar. Onlar ovuncak yerine süahlaria ovnadıJar. Söyleyin bııraya savaş gelmesin! FÎGENATALAY "Baba, hani dünya kocamandı? Hani topraklar herkese v^terdi? Bir tek savaşanlara mı j«tini\T)r? Anne, başım çok ağnyor. Anne, seni sev1>»rum. Anne. dünyadaJri savaşlar bitebüir mi? Anne. sana bir şey olmasuı e mi?" ERDEM Yayınlan, geliri savaş mağduru çocuklara verilmek üzere "Hani Düma Kocamandı" adlı bır kitap yayımladı. Savaşlardan en çok etkılenen, ama bu konuda söz söylemelenne ftrsat venlmeyen çocuklar, bu kıtapta sözü büvüklerden alarak savaşla ılgili düşüncelennı anlattılar. Daha güzel bir dünya ve banş dolu bır gelecek için kendilerine kulak verilmesinı istediler. Çocuklann ve çocuk merkezh düşünen büyüklerin, savaşla ılgih duygu, düşünce ve tepkılerinden oluşan kitap. savaştan doğrudan etkilenmeyen çocuİdann bile nasıl savaş mağduru olduğunu gözler önüne serdi. Kıtapta, çocuklann savaşla ilgıli düşüncelerine yazar, şair, savaş muhabiri ve canlı kalkanlar da yazı. şiir ve fotoğraflanyla destek verdi. ÇocukJann savaş konulu resimJennın de renk kattıği kıtapta. Ataol Behramoglu. Edç Cansever, Haluk Levent Mustafa Ruhi Şirin v e Nâzun Hikmet'ın şıırlen. Can Dündar, İclal Aydın. Mehmet V r . Yıbnaz ve ZiUfîi Uvaneh'nın yazılan da yer aldı. Kftaptan bazı bölümler.- "Savaş saklambaç ovnasıa saklandığı vçrden hk; çıkmaan." (Esra Elönü) "Söyleyin, buraya savaş gehnesin!*(Yaren Cangir, 5 yaşında) "Bizini smıfta kınnızı kalemini kaybeden bir çocuk. suçu biam üstümuze atn. Hepimizle kavga etti Sonra kalem cebinden çıkn. Sanınm savaşlar da böyleçıkıyor.''(S. Buğra. 11 yaşında) "Sonunda kaybeden, ezüen ve acı çeken bir tarafolduğu zaman kazanmanın ne anlamı var?" (Benıi Özcan, 12 yaşında) "Dünyaya musaliat olnıuş tiim zaiimler! Sizfcre seslenhürum, bifiniz ki kimsenin ahı • ERDEM YaymJan, savaş mağduru çocuklann yaralannı sarmak ve durumlanna dikkat çekmek için "Hani Dünya Kocamandı" adlı bir kitap yayımJadı. Çocuklar kitapta banş çağnlanna kulak verilmesini istediler. yerde kaunaz. Yapnğuuz zulümler cezasız kalmay, biliniz.''' (Fatih Kerem Yardını, 13 yaşında) Savaya tneydan ofcuyan çocuklar "Sen savaşsın. Bense savaşuı tamamen saçmaük olduğuna inannorum. Ben senin yerinde olsaydun, bir kere gjdip Bay Banş'la görüşmek kterdinı. bu hiç de adil değiL Biz sıcacık evünizde rahadz, ama sen soğukta savaşıyorsun." (Anke) "Bak bövle yai). Eline bir banş bayrağı al ve havada salla. Biirün askerier seni görsün. Böylece beUd banşm ivi bir şey olduğunu anlavıp savaşmaktan vazgeçerier." (Jonny) "Lütfen çekil git ve bans içinde >aşa Yağmur yağarken biz sobanın yannıda oturabiliriz. Onlarsa soğuktan donarlar." (Nicole) "Elimde bir gıicün ohnasuu hayaJ ediyorum bep ve o güçle bu dünyadaki könı insankn yok etmeyi istivorum. Beiki o zaman çocuklar bâbasız kalmazlar ya da ölmezJer. Çünkü o kötü insanJar jTİzünden çok ağladık." |A5İa Sabir, 13 yaşında) Elinı sende. Askerier de çocuklar gibi yapsa. Elim sende oynasa ve elının değdiğı çıksa savaş alanından kurşun değmeden ve ağlamasa çocuklar babalannın ardından... (Çiğdem Tarkul) Ikf mllyon çocuk Için şllr Son 10 yılda savaşlarda iki milyon çocuk öldü. (BM Ra'poru) Hadi ne duruyorsunuz tkı milyon çıçek resmi çizin Dünyanın bütün duvarlanna îki milyon şarkı besteleyın Sizi sevıyoruz dıye bağınn Ve öpün çocuklannızı Ikı milyon defa. Yeöyorsa ömrünüz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle