27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2003 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUSLER ARADABİR M. SELİM OKÇAY Hukukçu-Eski Asker Kabahat Kimin?.. Milletvekillerinin mi?.. Parti liderierinin mi?.. Yoksa insa- nımızın mı?.. Bence hepsi de kabahatli ama en büyük kabahat, inanın, bızim insanımızda. Şöyle bir düşünelim, milletvekillerimizi nasıl seçiyoruz?.. Eğer delege sisteminden söz ediyorsak bu delegelerin na- sıl seçildiğini bir düşünelim: Şu günlerde partiler delegele- nni seçiyorlar. llçe başkanlıklannın gözetiminde mahalleler- de oluyor, hangimizin haberi var, hangimizin ilgisi var... Bir sandıkta kayrtlı partililerden birisi o sandığın delegesi olu- yor. Hiç kimse ilgilenmediği için açıkgöz olan ya da işi olan, çıkan olan kişi gidip oyunu kullanarak kendisini delege seç- tiriyor. Hatta gitmeden ilçe görevlisi o kişi için pusula dol- durup kullanıyor ve dilediğinin delege olmasını sağlryor. Bundan sonra artık iplerdelegelerin elinde. Milletvekili aday- lannı bunlar belirtiyorlar. Delegeler bittyor adayların kendile- rini arayacağını, isteklerini sıralıyorlar. 0 sözü alıyorlar... Adaylar gidip dolaşmazlar ise bu aday hiç çalışmadı, olu- yor ve seçilemiyor. Seçim zamanı da halk artık parti liaeri- nin ağzına bakıyor ve oyunu kullanıyor. Milletvekillerinin hep- si delegelere göbekten bağlı; iş takiplerinden başka bir işle uğraşmıyor, uğraşamıyor. Seçilmek için, delegelere ulaş- mak için elbette para da gerek! Dolaşmak, araba tutmak, yemekler vs. derken, para oluk gibi gerek. Yoksa sadece kendini yetjştirmiş olman yeterii değil. Paran olacak!.. Ya ken- dinde olacak ya da borç alacaksın. Borç veren, tabii işini bi- liyor. Milletvekili bir de böyle bağlanıyor. Artık bu milletveki- linden bu millete hayır gelsin. Oh.. Oh... Bunun sonuçlannın çok vahim olduğunu Başbakan bas bas bağırarak söylüyor. Memleketi soyup soğana çevırmış- ler, dıyor. Kim seçti bunlan; bu halk. Kim atadı bunlan; haV kın seçtikieri... Delege seçimi daha demokratik görünüyor- sa da aslında görüldüğü gibi hiç de demokratik değil. Mer- kezden seçimde, parti lideri, partinin ağır topları kendileri- ne biat edecek kişileri seçtikieri için, demokratik olmadığı açık. Delege sisteminin bu çarpıklığı liderieri bu yöne sürük- lüyor. Parti lideri delege sisteminin sakıncalanndan kurtul- mak ıçın ben seçeyim diyorsa da bu da olmuyon ya kansı- nın eline düşüyor ya da ağır toplann elinde oyuncak oluyor. Eğer insanımız ilgili olsa, meydanı açıkgözlere bırakma- sa delege sistemi doğru ve daha demokratik. Ancak yazık ki ilgili değiliz. Zaten eski Yunan fitozoflanndan birinin bir sö- zü var; "Eğer toplum gelişmemişse demokrasi çok tehhke- lidir" diyor. Tıpkı tavuk-yumurta sorunu gibi önce toplumu, bireyteri eğiteyim, sonra demokrasiyegeçelim desek, bu ara- da toplumu kim yönetecek... Aynca bizim bir de handikapımız var, din kıskacı!.. Ate- türk bunu görerek laik bir rejimi topluma yerleştirmış, ama benim yobaz, gelişme öyle olmaz" diyor. Onun için bol bol imam-hatip lisesi açıyor ve kendisine sorsan, toplumda her- kes önce imam olmalı, diye yanrt veriyor. Işin en acı yönü de en laik geçinen kişilerin toplumu imam-hatip okullan ile doldurması. Şimdi nasıl kişiyi, toplumu geliştireceksin?. Çık bakalım işin içınden... Atatürk'ün koyduğu sisteme dokunulmadan aynen yürun- se idi şimdi en ileri bir toplum olurduk. Bu apaçık belli. Her önüne gelen biraz yonttu, ortaya acayip bir biçimlenme çık- tı. Artık düzeleceğinı beklemek bence hayal!.. Tek kurtuluş: Atatürk'ün öngördüğü bu sistem doğru idi... Halkımız sa- dece sosyal olarak değil ekonomik olarak da ancak ve an- cak Atatürk'ün sistemi ile gelişebilir. 'Akbaba'nm Ortakları Yeni Yüzyıl gazetesinde, 20-29 Temmuz 1997 tarihleri arasında yayımlanan "Fethullah Gülen ile New York Sohbeti" başlıklı, Nevval Sevindi ile yaptığı söyleşisinde Fethullan Gülen, "Amerika dünyanın dümenmdedir... ABD'nin desteği olmadan dünyanın hiçbir yerinde bir iş yapılamaz" demiştir. VURAL SAVAŞ Yargıîay Onursal C Başsavcısı 1 977 yılı Ağustos ayrnın son günlennde, CHP Gençlik Kollan'nın Edremit'te dü- zenledıği toplantıda kürsü- ye çıkan CHP İzmir MiUet- vekili Sükyman Genç şunlan söy- lüyordu: "Kaphaüzıninveenıyerpalianin gerçekbir demokrasiye ve özgüriü- ğe tahammülü yoktur. Geri kalmış, yoksulve sömürükn ülkelerin maz- hım halkJannuı kalkınmaya ve öz- güriûlderine kavuşmaya yöneiikça- bşmalanna tahammülü yoktur. Bu yokJakiyönetimleresahip ülkeienk ne yapar ne eder, kardeş kavgalan yaranr. Kendi kamplannda eğjtögi general ve subaylara darbeler yap- ünr. Gctişmekri ötıler. Olmazsa. as- keriveekonomikambargoiar uygu- lar, iktidar partileri içinde böJün- mekryaraor. Türkiye de bugün, bu çemberinrçindekihalkalardan bi- ridir. Emperyatizm. çok uluslu şir- ketier. tekekri sermaye, Türkiye'yi dcönemBjeopoBtikduruınunu göz önünde bulundurarak sürekli de- netim ve gözetimi altmda tutmak is- ter. Bunun için de vapamayacağı şey yoktur. Buna karşıbk Türkiye'yi yö- netenler, bu ülkegerçekleriniaz çok bflenkr, bele bir de genel oy Oe işba- şma getmiş iktidariarsa.istersebu ik- tidar Demırel ve 'Millıyetçi Cep- he' iktidan olsun. kapitahzmin her istecbğme gözü kapah'evet' deroek gücünü kendinde bubmaz. tşte ka- pitafizmin katlanamavacağı da bu- dur. Bu 27 Mayıs öncesinde de böy- leydi Bugün de böyledir. yann da böyleolacaktır. Etrafımtzdaki çem- berdaralryor, kapftafizm göreceksi- niz MC iktidarma bfle davanama- yacak, en geç 1979 Nisam'na kadar şöyle ya da böyle bu iktidan alaşa- ğı edecektir. Bizce günümüzün en önetnH konusu bu. Yani demokra- sKçsahçobbflnie,içHnizegirmişka- pkaizmle,CIAile,Amerikafle, onun yerti işbirtikçüemle baş edebilme vealetolmama.Günümüzün önem- li konusu bu. Pahahlıkü, partizan- hkö, şuydu,buydu,bunlarçokikin- ci planda işJer. Aiihmm başumza devşirelim. oyunlara düşmeden de- mokrasimize sahip çıkahm." (Sü- leyman Genç, E ıçağın Sırtındaki Türkiye, s. 6). Süleyman Genç'in öngörüleri, üç yıl geçmeden gerçeHeştı. Ülkemiz- deki siyasal tslamcnar iktıdara gel- menin, iktidarda kalmanın ve kafa- lannda tasarladıklan düzeni ger- çekleştirebilmelennın tek yolunun ancak ABD'ye kayıtsız şartsız tabi olmaktan aeçtığinin bilincindedir- ler. Yeni Yüzyıl gazetesinde, 20-29 Temmuz 1997 tarihleri arasında ya- yımlanan "FethuflahGülenile New York Sohbeti" başlıklı, Nevval Se- vindi ile yapnğı söyleşisinde Fethul- lan Gülen, "Amerika dünyanın dü- menindedir_ ABD'nin desteği ol- madan dünyamn hiçbir yerinde bir iş yapdamaz" demiştir. ABD'nin dümeninde ise, üyele- ri arasında David Rockefefler (Cha- se Manhattan Bank ı. HenryKissin- ger (Eskı ABD Dışışlen Bakanı), Zbignie* Brzezinski (Eski ABD Millı Savunma Danışmanı), Robert Mc Namara (Eski Düııya Bankası Başkanı). Bffl Clinton (Eskı .\BD Başkanıh Baba George Bush (Eski ABD Başkanı), JimnıyCarter(Es- ki ABD Başkanı), DickCheney (Es- ki ABD Savunma Bakanı ve halen ABD Başkan Yardımcısı). Gerald Ford (Eski ABD Başkanı), Waher Mdndale (Eskı ABD Başkan Yar- dımcısı), Colin Powefl (Eski ,\BD Genelkurmaj' Başkanı ve halen Dı- şişleri Bakanı), Madefine Albright (Eski ABD Dışışlen Bakanı), John M. Deutsch ın (Eski CIA Başkanı) bulunduğu CFR'nin (Council on Foreign Relations - Dış llişkiler Konseyi) bulunduğu. bu dünyada olup bitenleri yakından izleyen her- kes tarafından bılinmektedir Bu konuda pek çok eser ve araş- tırma yayımlandı. En aynnhlı bil- gıler içeren kitaplardan bin. Tımaş Yayınlan arasında 2003 yılında çı- kan AtiDa Akar'ın. "Derin Dünya Devieti" adlı eseridir. Atilla Akar bu eserinde tüm bel- geleri değerlendirerek şöyle demek- tedir (s. 102 ve devamı): "ABD'de görünürde esas olarak iki parti (Cumhuriyetçi ve Demok- rat) oysa gerçekte tek parti vanhr: CFR Partisi! Çünkü hangi parti se- çimikazanırsa kazansm sonuçtahü- kümetin ve devletin kiBt noktakrv nı CFR'b kadrolar ohıştunır. Za- ten CFR'nin heriki partiden de üye- si vardır. Eğer Cumhurivetçikr ka- zannuşsa 'Cumhuriyetçi' üyeleri hükflmette yer ahrlar,eğerDemok- ratiar kazaıunışsa bu kez CFR'nin 'Demokrat' üyeleri dohışur hükü- mete veBeyazSaray 'a. Sonuçta kay- beden kim ohırsa olsun her koşul- da kazanan CFR'dir. Gerçekte ik- tidara o gehniştir ve zaten o hep ik- tidardadır. Ama toplum böyle gör- mez ve tuttuğu taran kazandığı için safbir sevinç gösterirve ülkesinin ne kadardemokratik okhığundanözel bir krvanç duyar! Oysa bu. gerçek- te tek taralh bir oyundur; ve tek oyuncuvardn-: CFR.Gerçeksistem' böyle işlemektedir. Dofcj\«r>1a şu ve- ya bu partinin kurduğu bir hükü- met CFR'nin 'derin' politikalan- nın dışına çıkamaz (Çıkma eğilimi gösterdiği an. Kennedy ve Nixon'un başına gelenler geür!) Partilerin bu derin potra'ka karşısındaki program veyasöviemfarkhhkian ancak tefer- ruat olarak kafar. Perde gerisindeki asıl iktidar her zaman CFR'dir. "CFR'nin misyonlanndan biri, dünvadagelişenvçgetişebilecekulu- sal direniş harekeflerini. de\Timci çıkışlan dağrtmak, ezmek, müm- künse asimik etmek olarak tarif edilmektedir. Bu haiiyle CFR, aynı zamanda bir' karşı de%-nm entemas- yonali'nin yürütme organı gibidir. Dûnyadabirçokülkede; darbeler,su- ikastiar\e kontr-geriüa yöntemlern- le\üriitülen özelsavaşlann CFR'nin denetinı veinisryatifinde gcliştiği id- dia edilmektedir.Aynca bu ülkeler- de isbhükçi kadrolar yaratılarak kcndikrinc uygun bir yönetim yer- leşmesi sağlanmaktadır. Diğer bir deyişle emper>ahzm' denen olgu- nun sh^si bevni CFR'dir. Ikinci Dünya Savaşı sonrası dö- nemdeCFR.ikiotuşumundaha' gi- rişimcisi' rolünü üstiendL Bunlar- dan Uki. 1954 yılında kurulan ve Derin Dünya nın Avrupa ay-ağıru oluşruran Bilderberg Grup'tu. CFR'nin ikinci türevi ise David Roc- kefeUerin bizzatözel girişimi ile ku- rulan ve ABD - Avrupa - Japonya üçgenini kapsa>an Trilateral Com- mtssk)n(İjçlü Komisyon)'du. David RockefeDer,CFR" nni,Biklerberg'in v<e Trilateral Komisyonun en önem- li ve değişmez üyesi idi. Zaten CFR veTrilateral onun girişinıiern. di. Ni- tekimbutemel\apdarm amacı,Roc- kefeller aüesinin ve diğer büyük ser- mayedarlann çıkarlanna yönelik bir Amerikan potitikası belirlemek- ti. Birçoksa\-aş \c çeşrtJi ülkelerde or- ganize edilen darbeler ashnda CFR tandanslı\dı. CIA >a da Pentagon CFR'nintaşeronlan gibiydi İştebu nedenle David Rockefeller, sadece çok zengin olduğu için değil, aynı zamanda arkasındaki bu güç nede- nhie 'ABD'run ve diinv anın en güç- lü adamf sayılmaktadır. _ Türkiy*. l hısal Kurtuhış Sa\a- şı verme iradesigösterebilmiş ve Or- tadoğu'nun kilit noktasında bulu- nan bir ülke olarak ABD' nin daima ilgi odağı ounuştur. 40'b yıDann ba- şından başlayan bu macerah ilişki içindeTürkiye sürekli olarak bağnn- hhğıartan ülkekonumunasüriiklen- miştir. ABD ile her yakınlaşma iUş- kisi Türkiye'nin bağnnsıztığınaindi- rOen bir darbe olmuş ve bu durum günümüzekadarartaraksürmüştür" Yaz bitmeden. Hemen bir STS Satış Noktası'na ugrayın... Nokia cep telefonunuzu aın... Ouiksilver'dan sıze özel birtişört kazanın.Bu kampanya Nokia 2100,3300,3410,3510i. 3650,5100,5210,6100,6310i, 6610,6800, 7210,7250ı, 7650,8310,8910i, 9210i cep telefonlan için geçerli olup stoklarla sınırlıdır. i CFR'nin TürkiyeHe bakış açısL» M. Emin Değer'ın. Toplumsal Dönüşüm Yayınlan arasında çıkan -Ottadaki Bahk Türidye" adlı ese- rinde (s. 65f tam merni bulunan, CFR'nin en etkili üyelerinden ve aynı zamanda Başkan Eisenhower'ın Baş Danışmanı NeteonAMrichRof- kefeller'in Başkan Eisenhower"a 1950 yılının Ocak ayında yazdığı mekrup Türkiye'ye bakışmı açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Şöyle diyor bu tanhi mektubun- daNe'lson Aldnch Rockefeller: "Biz askeri paktlanmızı kurmayıve sağ- lamlaştırmayı hedefalan tedbirier- ledevametmeüyiz_Büyüköl- çüde poütik ve askeri nüfiız garantileyecek genişlikte bir ekonomik \a\ilmaplanmı As- ya, Afrika ve diğerazgetişmiş bölgeterdeuygulamakzorun- dayız. _ -Yardımda- birinci gruba. bizimle dost olan ve bize uzun süreli askeri pakt- laria bağlanmış olan ülkeler girer. Bu ülkelere vapılacak yanhmlar w açılacak kredi- kröncelikle askeri niteükteoJ- mabdır. Oltaya Yakalanmış Balığın Yeme thtiyacı Yok- tur GenişletilmişikDsadivar- don,-örneğinTürkiye'ye-ba- n haDerde düşünülenin tersi sonuçlar wrebilir. \ani ba- ğımsızhk eğilimini arttınp, me\ cut askeri paktlan zayît- latabfltr. Butipülketere-Tür- Idyegibi- doğrudan doğnıya iktisadi yardım da yapılabi- Br ama bu bize uygun \e bağ- lı hükümetJeri iktidarda tu- tacakve bize düşman muha- fifleri zararsız bırakacak bi- çinı ve miktarda olmahdır_. AVTII zamanda ABD ile işbir- Bgine hazır yerö işadamlan- na yardım armnlmab \eböy- lece bu isadamlannm,ılgılı ül- kenın ekonomısınde kilit nok- talan ele geçirmelen. buna da>anarak politiketkilerinin artması sağlanmahdır." Ne zaman ABD'nin bize yapabıleceği yardımlar ve ryıhkler hakkında politikacı ve yazarlanmızın söyledik- leri ve yazdıklan hakkında düşünsem. şu fikra aklıma geliyor Hayat tecrübesi olan bir kışiye u Azrafl çocuk dağıt- yor" di>e müjde veımek is- temışler: o da -Eümizdekile- ri de almasın da_" diye ce- vap vermiş. NOKİA CONNECTING PEOPLE Sonuç Bunlan bilmeden, TLîSİ- AD'ın tutumunu anlamanın. ABD'nın "StratejikUşak''la- nnı ıktıdardan uzaklaştınna- nın güçlüğünü. bizı Atatürk- çülükten uzaklaştıran ve ulu- sal reflekslerimizi körelten "AvrupaBirjiğiMaceramız''a neden sıcak bakmadığımızı beyni yıkanmış u Üçüncü Dünya Aydmlanmız''ın anla- masına olanak bulunmadığı- nı biliyorum. Ülkemızi emperv alist dev- letlenn kıskacından kurtara- cak fikırler üretemedığimız sürece, onurlu bir ülkenın onurlu vatandaşlan olama- yız. İşsizlik. fiıkaralık ve çağ- dışı yaşantı kaderimız olur. PENCERE Askeri Müdahale Olursa... önceki gün müydü?.. Hüseyin Baş gelmişti, kahveler içilirken düşündüm.. Kaç yıl içerde yatmıştı?.. Sormadım. Baş'ı uğuriarken Sirmen'in odasının önünden geç- tik, Ali de yatmıştı; koridorun ucundan beyaz sa- kalıyla Erdal Atabek göründü... Üçü aynı koğuşta değiller miydi?.. Oktay Akbal, Hikmet Çetinkaya ve daha nice arkadaşımız hep askeri yönetim dönemlerinde içe- ri girmişlerdi. Aklım yine karıştı. Insan unutuyor, Cumhuriyet dedin mi, teröre kur- ban gidenlerbizde.. Askeri yönetimlerde hapse atılıp işkenceden ge- çirilenlerde bizde.. Sayısını unuttum. • Yine bir askeri yönetim döneminde, Nadir Na- di, Istanbul Sıkıyönetim Mahkemesi'nde -birya- zısında suç unsuaı bulunduğu için- yargılanıyor... özellikle seçilmiş küçük bir oda ve özellikle se- çilmiş biryargıç... Yargıç tepeden bir bakışla soruyor: - Adınız?.. Nadir Bey midesinden hasta.. Berin Hanım'la yan yanayız.. Çıktık, Selimiye'nin uzun koridoriannda yürüyo- ruz; Nadir Nadi'nin midesi bulandı, çıkaracak.. Berin Hanım hazıriıklıydı, çantasından birnaylon torba çıkanp verdi.. Benim ıçim kalktı.. Göğsüm daraldı. • Son günlerde iktidara yalakalık yapan gazetele- rin en şavalak köşelerinde Cumhuriyet suçlanı- yor... Ne diyorlar 'Cumhuriyet askerci, müdahale istiyor.' Gel de gülme!.. Bizim şavalaklann anlamadıklan bir şey var; Cum- huriyet ne askercidir, ne sivilcidir; bir fikir gazete- sidir; iktidarda ister asker olsun, ister sivil olsun, Cumhuriyet fikrinin arkasında durur. • Cumhuriyet, askeri müdahale istemez! Tecrübeyle sabittir ki bugün bir askeri müdaha- le olursa dinci iktidara yalakalık yapan malûm ga- zeteler hooop diye dönerler, bu kez askere yala- kalıkta ipi göğüslemek için birbirieriyle yanşmaya başlariar... Cumhuriyet, 'fikri mûstakim' olduğu için topun ağzındadır. Yine biz kötü kişi oluruz... Allah göstermesin, bir askeri müdahalede, bu- günkü şavalaklar hemen öne geçerter. • Işşirazeden çıktı, kimi gazeteye baktığınızda sa- nırsınız ki iktidarda AKP yok... Asker var... Dinci iktidara yalakalık yapmakyolundaipin ucu- nu kaçırmış bir sürü köşe yazarı, askeri düşman sayıp veryansın ediyorlar... Yine aynı gazeteler Irak'a asker yollanması için pekhevesliler... Aklı başında yurttaş bu tezgâhın arkasında ne- yin yattığını elbette biliyor... Bir ülkedeki medya parasal güdülenmeye bu kadar bağlandı mı, çekiver kuyruğunu!.. YEŞİL VE MAVİNİN BULUŞTUĞU BODRUM-BİTEZ'de HOTEL NATUR ••• Kişi Başı Yanm Pansiyon.: 40.000.000.- TL. Sabah Kahvaltısı ve Akşam Yemeği Açık Büfe Odalarda klıma, mınibar. TV, saç kurutma. balkon, sauna, masaj, fıtness. tenis. bisiklet, yüzme havuzu, kapalı açık restaurant, bar, snack bar, özel restaurant, engelli odası, eğlence geceleri ve tam gün doktor. Tel: 0 252 • 363 77 74 (5 Hat). Fiks: 0 252 - itö V 83 www.natnrhotel.com hotel BIGEHAN 48 Oda 125 yatak kapasiteli otelimizin tüm odalarında klima, uluslararası görüşmelere açık telefon, duş wc ve balkon bulunmaktadır. Aynca havuz bar ve restaurant (açık büfe) hizmetinizdedir. Ovacık mevkii Ölüdeniz/FETHİYE HERSEY DAHİL 39.900.000 Tel: 0252 610 09 71 - 0252 616 69 72 - 0252 616 69 71 Fax: 0252 616 70 94
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle