Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PERŞEMBE
4-
CUMHURİYET SAYFA
kultur(S cumhuriyet.com.tr 15
MM
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt
Yeni üyeler Bursa'daki mecliste kabul edildiler; Van'da 'yürüyüşe' katıldılar
'Tarihi Kentler'çoKuruluşunun 3. yıhnı 29-30 Mayıs 2003
ırihinAeki uluslararası "Bursa Buluşma-
n"nda kutlayan Tarihi Kentler Birliği
TKB), 1 Haziran 2003 günü yapılan "Bir-
ik Meclisi" toplantısında da 15 yeni üye-
_k başv^urusunu karara bağlamıştı...
"Üyelik kriterlerine" uygun olduklan
Danışma Kurulu ve Birlik Encümeni'nce
le rapoxa bağlanan bu yeni kentlerle birlik-
e, TKB'nin üye sayısı da 114"e ulaşmış ol-
tu.
Yine kurallar gereğince; "kentlerini ve
Itorum a çahşmalannı" TKB Genel Kuru-
u'na s*ınmalan gereken yeni belediyeler,
^u görervlerini ise 10-13 Temmuz 2003 gün-
erindelci "'Van Buluşmasf'nda yerine ge-
irdiler..
"Sormut olmayan kültürel miras" tema-
nyla gerçekleşen Van etkinlıklerine gele-
cek yazılarda değmeceğim. Aynı buluşma-
ya katılarak, TKB'nin giderek yaygınlaşan
"yurt «iüzeyinde kimlikli kentleşme" yü-
rüyüşünde de yer almaya başlayan bu bele-
diyeler ıle meclis karanndakı "üyelik ge-
rekçeleri" özetle şöyle.
BODRUM (Muğla): Kentin antık Hali-
karnas yerleşmesi olmasının yanı sıra ge-
leneks-el dokuyu koruma konusundakı
1970'lerde başlayan çabalan da dıkkate ah-
narak, TKB üyeliği olumlu görüldü.
TtRE (Izmir): Özgün tarihi ve kültürel
dokusunun yaşatılması çabalannın yanı sı-
ra aynı zamanda TKB üyeleri olan Ödemiş
ve Birgı ıle birlikte "K. Menderes kültür
ve çevre havzasını" oluşturmaları da dik-
kate alınarak; TKB üyeliğine kabul edildi.
ALACAHÖYÜK (Çorum): Anadolu
uygarlıklan tarihindekı çok özel yerı önem
taşımakla birlikte; yerel yönetimin özellik-
le tarihi kent dokusunu yeterince gözetme-
yen eski imar anlayışını terketme niyetini
desteklemek üzere. TKB üyeliği yararh gö-
rüldü.
AHLAT (Bitlis): Bulunduğu bölgede çok
önemli ve "anıtsal" kimlik taşıyan tarihi o-
dak noktası olması dikkate alınarak; buna
yakışır bir kentsel yapılanma konusundaki
hassasiyetin TKB üyeliğiyle daha da etkin
olabıleceği düşüncesiyle üyeliği uygun bu-
lundu.
AKÇAABAT (Trabzon): Karadeniz böl-
gemizdeki özgün sivil mimari örneklerinin
mahalle ölçeğinde korunduğu ender yerleş-
melerden bıri olması ve bunlar arasındaki
"Orta MahaUe"nin de SÎT statüsünde ya-
şamını sürdürmesi çabası dikkate ahnarak:
TKB üyeliği gerekli görüldü.
BEYMELEK (Kale-Antalya): Üniver-
site ile (YTÜ) işbirliği içindeki tarihi- mi-
man doku tespit ve yaşatma çabalan da dik-
kate ahnarak TKB üyeliği olumlu görüldü.
SİNOP (Merkez): Kentin tarihsel derin-
liğı ile Karadeniz kıyı kuşağı yerleşmeleri
arasındaki anıtsal konumu dikkate ahnarak;
ayrca "Kaleyi ve eski cezaevi binasını"
or...YURDU
KUCAKLAYAN
BtRLtK-Tarihi Kentler
Birliği'nin yeni üyeleri de
ülkenin dört bir
yöresinden... Çorum
evleri, bu dayanışmadan
yeni umutlar ediniyor
(aşağıda); Sinop'ta ise
tarih Karadeniz'le
daha mutlu
kucaklaşıyor (yanda)...
yaşatma projelen gıbı gmşımlen de destek-
lenmek üzere, TKB üyeliğine kabul edildi.
ESKİGEDİZ (Kütahya): Tescıllı kültür
varlığı yapılannın kent bütünü ve dokusu
içinde korunmalannın sürdürülmesi ile bir-
likte diğer tarihsel ve kültürel kimlik değer-
lerinin yaşatılması yönündeki çabalara da
katkıda bulunulacağı dikkate ahnarak; TKB
üyeliği yararh görüldü.
ÇORUM (Merkez): Bulunduğu yörede-
rından kaynaklanan imar yoğunlaşmasında
bu değerlerin korunmasının daha da önem
kazandığı dikkate almarak; TKB üyeliğine
kabul edildi.
ŞAHİNBEY (Gaziantep): Büyükşehir
bütünündeki tarihi merkezin ve yoğun eski
dokunun bulunduğu ilçenın beledıyesi ol-
ması ve tarihi Kale ile çe\resindeki anıtsal-
sıvil yapılann korunmasına yönelik yerel
sorumluluklann odağında bulunması dık-
A vrupa Tarihi Kentler Birliği 'nin de
üyesi olan Türkiye Tarihi Kentler
Birliği 'ne katılabilmek için, belediyelerin
kültürel mirası koruma çahşmalannı
başlatması ve bu konuda istekli olduklarını
meclis kararınayansıtmaları gerekiyor...
ki tarihsel yerleşme izlerinin, Anadolu uy-
garlıklan içinde merkez ve belirleyici odak-
lardan bin olması ve böyle bir kimlikle ko-
runmasının ulusal ve "evrensel" değeri de
dikkate ahnarak: TKB üyeliği yararh gö-
rüldü...
AKSARAY (Merkez): Kendine has ta-
rihsel kimlik değerleri ve özellikle il olduk-
tan sonraki yeni idari merkez yapılanmala-
kate alınarak; aynca "Mimarlar Odası"
ile diğer sivil kuruluşlarla, bu konudakı iş-
birliği süreci değerlendirilerek; TKB üyeli-
ği olumlu görüldü.
ERBAA (Tokat): Kentin "Kelkit hav-
zasındaki" tarihi ve kültürel odaklardan bı-
ri olması ve çevresiyle birlikte oluşturduğu
uygarhk ve çevre değerlerinin yaşatılması
çabalanndaki gelişmeler de dikkate ahna-
rak; TKB uveliğı yararh görüldü.
UŞAK (Merkez): Kentin Ege bölgesın-
deki antik çağdan günümüze gelen hemen
tüm dönemlere ait yerleşme alanlannın mer-
kezinde olması: doğrudan kendi taşıdığı ta-
rihsel kimlik değerleri ve "Cumhuriyet dö-
nemine" olan kültürel katkılan dikkate alı-
narak; TKB üyeliği olumlu görüldü.
OSMANGAZİ (Bursa): Büyükşehır bü-
tünü içindeki tarihi dokunun ve kültürel-
mimarı mirasın önemli bir bölümünü ba-
nndıran bölgelerdeki yerel sorumluluklan
dikkate ahnarak ve bu değerlerin korunma-
sına yönelik başlatılan çalışmalar da birlik-
te değerlendirilerek. TKB üyeliğine kabul
edildi.
KADIKÖY (Istanbul): tstanbul'un Su-
riçi'nden bile daha eski bir yerleşme alanı
olarak (Kalkedon) önem taşıyan; aynca
özellikle son dönem Osmanh ve erken
Cumhuriyet dönemi kentsel mirası açısın-
dan özgün bir kimlik taşıyan bu ilçenin ki-
mi koruma karşıtı imar ve kentsel yapılan-
ma süreçlerinden bir an önce uzaklaşabil-
mesine katkıda bulunulabilmesine de ola-
nak sağlanabilmesi açısından TKB üyeliği
yararh görüldü....
KOÇ ALLÎANZ FOTOÛRAF YARIŞMASI
Bu kez söz
sırası 'eller'de
• Bu yıl konusu 'Ellerin Dili' olarak belirlenen
10. Koç Allianz Fotoğraf Yanşması'na
btşvurma süresi 30 Eylül Salı akşamı bitiyor.
Anatör ve profesyonel tüm fotoğrafseverlere
acık olan yanşma, siyah-beyaz ve renkli olmak
üzere iki ayn dalda yapılıyor.
Zeliha Midilli ilk romaru 'Bir Balkan Şarkısı Saranda'da ailesinin öyküsünü anlatıyor
troçunı yüreğindeki acısı
NENA ÇALİDİS
Kûltür Servisi - Bu yıl
ll'uncusu düzenlenecek
Koç Allianz Fotoğraf
^ırışması'nın konusu
'Illerin Dili' olarak
blirlendi. Kelimelerin
yetersiz kaldığı anlarda
dıygulanmızı ve
dişüncelerimizi
aalatmamıza aracıhk
eien eller, bu yıl Koç
/llianz Fotoğraf
^rışması'nda dile
glecek. Amatör ve
jrofesyonel tüm
ptoğrafseverlere açık
lanşma, siyah-beyaz ve
çnkli olmak üzere iki
sm dalda yapılıyor. Her
al için ayn ödülün
erileceği yarışmaya 30
Eylül 2003 Salı akşamına
ladar başvurulabilecek.
farışmanın seçici kurulu
\limar Sinan Üniversitesi
)ğretim Üyesi Prof. Dr.
Ihmet Öner Gezgin,
ötoğraf sanatçıları Şakir
Eczacıbaşı, Merih
Vkoğul, yönetmen Nuri
Silge Ceylan ve Emine
Ceylan'ın yanı sıra, Koç
Allianz Genel Müdürü M.
Kemal Olgaç ve Fotoğraf
dergisinin editörü Nadir
Ede'den oluşuyor. Her iki
dalda belirlenecek
birincilere 4 milyar,
ikincilere 2.5 milyar,
üçüncü olacak
yanşmacılara ise
1 milyar 750 milyon TL
ödül verilecek. Koç
Allianz Fotoğraf
Yanşmasının sonuçlan
24 Ekim 2003 tarihinde
duyurulacak. Yanşmada
ödüle ve sergilenmeye
değer görülen yapıtlar
sonraki bir ay içinde Koç
Allianz Oditoryum
Fuayesi'nde
fotoğrafseverlere
sunulacak.
Başvuru adresi: Koç
Allianz Fotoğraf
Yanşması 2003
Bağlarbaşı, Kısıklı Cad.
No: 11 Altunizade 34662
tstanbul, Bilgi İçin
(0 216 556 60 80veya
www. kocallianz. com. tr)
Zeliha Midilli ilk romanı 'Bir Bal-
kan Şarkısı Saranda' (Kelebek Ya-
yınlan) ile yazın dünyasınakatıldı. Ki-
tap, yazann Balkan kökenli ailesinin
yaşamını anlatıyor. Midilli, bu ilk ki-
tabında neden ailesinin daha doğrusu
anneannesinin Öyküsünü yazdığını şu
sözlerle açıklıyor: "Hem anne, hem
baba tarafım Arnavut. Büyük Bal-
kan göçüyle birlikte tstanbul'a yer-
leşmişler. Çocukluğum hep göç hikâ-
yeleri dinlemekle geçti. Çok ilginç
bir göç serüveni yaşamışlar; bunla-
rın gizli, bir sır gibi gömülüp gitme-
sini istemiyor, paylaşmam gerektiği-
ni hissediyordum '
Cumhuriyet dönemine kadar, bir ai-
lenin yaşadığı unutulmaz aşklann çev-
resinde; Bektaşilik, Rumeli göçlen,
Balkan Savaşı ve bir imparatorluğun
çöküşünün öyküsü anlatılıyor. Ailesi-
nin tarihini araştırmak için Arnavut-
luk'a giden Zeliha Midilli, orada çok
ilginç hikâyelerle karşılaşmış; tekkeyi
ziyaret ettiğinde anneannesinin amca-
sı 'Melek Baba'yla ilgili birkitap bul-
muş ve tüm yaşamı değişmiş.
Öyle ki ilk kitabı anneannesinin öy-
küsü üzerine kurmayı düşünen yazar,
önüne çıkan engin malzeme karşısın-
da, bu tasansını ikinci cilde saklamış.
Annesi, babası ve yakuı akraba çev-
resinin Bektaşi olduğunu belirten Mi-
dilli, Arnavutluk'taki gezisi sırasında,
Bektaşilikle ilgili pek çok şey öğren-
mış. Gençliğinde dine inanmadığı için
reddettiği bazı kavramlan ve ailesinin
kökenini araştırma nedenini kitabının
önsözünde olduğu gibi şu sözlerle
açıklıyor: "Ahmet Hamdi Tanpınar'ın
'Huzur' romanındaki Murtaza ka-
rakteri şöyle der: "Kim bilir, belki de
çocukluğumda maziden gelen her şe-
yi inkâr ettiğim için. eskiyi bu kadar se-
viyorum". Galiba ben de tıpkı onun
gibi köklerimizde ne var ne yok hep-
sini gençliğimde reddettiğim için es-
kiye dair her şeye şimdi çok merak-
hyım."
Sırlar çözüldüğünde büyû biter
Bektaşilerin farkh ve özgür bir yapı-
lan olduğuna değinen yazar, onlan bir
tür misyoner olarak niteliyor. Ailesinin
yaşadıklannın bir sır olarak kalmasını
istemediği için yazdığını yineliyor ve
acılan sessizce yaşayan bir toplum ol-
duğumuz için çoğu zaman bu tür pay-
laşımlardan yana olmadığımızı ekli-
yor. Sırlann kendisininin de çok ilgi-
sini çektiğini söylüyor; sırlann çözül-
• Zeliha Midilli
ilk romanı
'Bir Balkan
şarkısı
Saranda'da
Cumhuriyet
dönemine ka-
dar, bir ailenin j
yaşadığı unu-
tulmaz aşkla-
nn çevresinde;
Bektaşilik, Rumeli göçleri. Bal-
kan Savaşı ve bir imparatorluğun
çöküşünün öyküsünü anlatıyor.
düğü anda büyülerinin bittıği kanısın-
da. Ailesinin yaşayan bireylerinin bu
çalışmasını olumlu karşıladıklannı, bu
sayede o dönemi yeniden anımsadık-
lannı anlatıyor.
Kitabın filme çekilmesini istiyor
Yazdıklannda masalsı bir dil kullan-
maya özen gösteren Midilli, Bektaşi-
lerin kerametlere çok önem verdikle-
rinı, neşeli ve dünyevi yönlerinin yanı
sıra masala inanmaya çok yatkın ol-
duklannı belirtiyor. Kendisinin oku-
maktan keyif aldığı bir dille yazdığını,
bu kitabı hazırlarken tek ölçünün ken-
disinin olduğunu söylüyor.
Kitabında özellikle eski sayılabile-
cek bir Türkçe kullanmış. Bunun ne-
deniyse o dönemi ve Bektaşiliği en iyi
ancak bu dille anlatabileceğini düşün-
mesi. tkinci kitapta, sır gibi kalan ba-
zı şeyler çözülecek, son bölümdeyse
ağırlık tstanbul ve Osmanlfda olacak-
mış.
191 Tde Istanbul'a göç eden anne-
annesinin iki yıl önce, 94 yaşmda öl-
düğünü söyleyen Midilli'nin en büyük
isteği kitabının filminin çekilmesi.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
liyatro ve Edebiyat
KÜRÜPÜ (2)
Doğu Oyunculan'nın kurucusu ve şu anda
Petersburg'da, çokpnlübirtiyatrookulundaeği-
tım görmekte olan Ömer Akgüllü ile karşılaşıyo-
rum. Ayaküstü ilk sorduğum soru: "Okulunprog-
ramında kuramsa/ ders/enn yeri nasıl?" Yanıt:
"Tahmin edemeyeceğiniz kadar ağırlıklı!" Ama
ömer Akgüllü, ülkemizdeki tiyatro eğitıminin ge-
neli bağlamında çok "yabancı" ve "yadırgatıcı"
gelebilecek bir özelliği daha vurguluyor: "Ve ede-
biyat okumalan. Onlar da tahmin edemeyeceği-
niz kadar yoğun. Adeta bir edebiyat bombardı-
manı altındayız... Zorunlu ders olarak..."
Bugüne kadar gerek çevirmen, gerekse bir ti-
yatro merakhsı olarak ilişki kurduğum tüm ya-
bancı tiyatro yazarlarının, yönetmenlerinin ve
oyuncularının edebiyat kültürlerinın genişliği kar-
şısında hep hayrete kapıldığımı anımsıyorum. ör-
neğin Brecht, yalnızca tiyatro metinleriyle asla sı-
nırlı olmaksızın, neredeyse bir dünya edebiyatı
uzmanıdır. Ikisi de çok genç yaşlarda ölen He-
iner-Müller ve Fassbinder'in yayımtanan röpor-
tajlan, tıka basa dünya edebiyatına atıflarla do-
ludur. Bir örnek de sinemadan verirsek, Pasoli-
ni'nin ölümünden sonra yayımlanan Korsan Va-
z//ar'ının (Scritti Corsari) arka planı, dünya ede-
biyatıyla örülüdür.
Yetmişli yıllarda, Roma'da, bir akşam yemeği-
nin davetlisi olarak evine gittiğim Meksikalı bir
film yönetmenınin evini kitaplanna göre düzen-
lemiş olduğunu görmüştüm, kitaplarının nere-
deyse yansını edebiyat eserleri oluşturuyordu.
Seksenli yıllarda Viyana'da, tiyatro eğitimi gör-
mekte olan iki gencin evlerinde karşılaştığım ede-
biyat kitaplıklan ise gerçekten kıskanılmayacak
gibi değildi.
Geçen haftaki yazımın çıkışının ardından evi-
me telefon eden, yanılmıyorsam 45 yıllık bir ede-
biyat öğretmenliğinden sonra emekli olmuş, eli
öpülesi bir aydm hanımefendiden şu yakınmayı
dinledim: "Bizdeki duruma gelince, ben çeşitli
defalar Devlet Tıyatrosu sanatçılan için düzenle-
nen seminer çalışmalanna katıldım. Inanır mısı-
nız, onlann bile çoğunun ne yazık ki edebiyattan
uzak olduklannı gördüm!"
Bu arada, tiyatro eğitimi veren kurumlanmtz-
dan birinde, bir tiyatro hocasının öğrencilerine şu
öğüdü(!) verdiğini kendi kulaklarımla duymuş-
tum; "Edebiyatla uğraşmayı bırakın, oyunculu-
ğunuza bakın!"
Böyle hocalann barınabıldiği bir ortamda, onla-
nn rahle-i tedrisinden geçme ögrencilerin çoğunun
sonraki yaşamlannda gerçekten de oynamaktan
başka bir şey yapmamalanna şaşılabilir mi?
Edebiyat, belli bir dilin zenginliklerini tanımanın
ve edinmenin en güçlü aracı olduğu kadar, belli
bir kültürü tanımanın ve özümsemenin de en sağ-
lam yollanndan biridir. Bu nedenle, her şeyden
önce kendi edebiyatını yeterince okumamış biri-
nin o kültürü oluşum süreçleri içersinde kavrama-
sı, dolayısıyla da içinde yaşadığı kültürün bugü-
nünü doğru görebiîmesi olanaksızdır. Yıne bu ne-
denden ötürüdür ki Türkiye'de en sık rastlanan,
ama çoğunlukla bilincine vanlmayan yabancılaş-
ma türlerinden birisi, kendi kültürüne o kültürü ta-
nımadığı için yabancı düşme konumudur.
Böyle bir yabancılaşmanın diyalektiğinden de
söz edilemez.
Tiyatro sanatı bağlamında ise, en genış tanımıy-
la, dünyayı tiyatro sahnes/ne get/ren ya da getir-
me misyonunu taşıyan tiyatro ınsanının, bu dün-
yayı yeterince tanımaması durumunda sahnesin-
de hangi inandırıcılığı sağlayabileceğini, aynı kül-
türü paylaştığı seyirci kitlesini nelere tanık edebi-
leceğini ciddi olarak sorgulama gereği vardır.
Bu ülkede, rasgele birsıralamaylaTanpınar'la-
nn, HalitZiya'lann.SartFaik lerın.OğuzAtay'la-
rın. Bilge Karasu'ların mercekleriyle kendi kül-
türüne bakmamış, Batı'yı Tolstoy'ların, Dosto-
yevski'lerin, Balzac'ların, Çehov'ların, Ca-
mus'lerin, Steinbeck'lerin dünyalarından geçe-
rek tanıma çabasını harcamamış tiyatro ınsanla-
nnın Türk tiyatrosuna yönelik bugünkü yakınma-
larımızın temellerinde hiç mi harçları yoktur?
Tiyatromuzda atılması gereken ilk ve en ciddi
adımlardan biri, öncelikle edebiyat bağlamında
özüriü olmaktan kurtulmaktır.
e posta: ahmetcemal o superonline.com
acem20<n hotmail.com
Handan Ipekçiden yeni film
• Kültür Servisi -'Büyük Adam Küçük
Aşk' adlı filmiyle yurtiçinde ve
yurtdışında toplam '
21 ödül alan Handan Ipekçi'nin
son filminin adı 'Gmercin Karakterli
Kadın'. Doğu masallannm soylu,
zeki ve sıradışı güzeli 'Şehrazat'ı
ile Batı romanının marjinal şövalyesi
'Don Kişot'un buluşruğu; bugünün,
geçmişin ve geleceğin, Doğu'nun
ve Batı'nın bir arada yaşandığı,
kadının konumunun farkh
bir şekilde yeniden sorgulandığı
trajikomik bir film olacak.
Destek sağlamak için Eurimage'a da
başvurulanTürk-Macar ortak yapımı filmin
çekimleri 2004 ilkbaharında başlayacak.
BLGUN
• İSTtKLAL CADDESİ-nde 12.30 - 13.00
saatlerinde 'Yapı Kredi Ya>ıncıük
Sokakta' kapsamında Ayşe Orhon'un
'İZ - LEN - EV1' adlı performansı.
(0 212 252 47 00)
• İFSAK'ta 19.30'da Özlem Şimşek ve
Meral Candan'ın katılacağı
'Yük' adlı saydam gösterisi.
(0 212 292 42 01)
• ENTCA'da 21.15'te Tiyatrokare'den
'Şen Makas' adlı oyun.
(0 212 276 22 14)
• BEYOĞLU StNEMASI'nda 12.15, 14.30,
16.45, 19.00 ve 21.15'te 'Bnena Vista'
adlı filmin gösterimi.
(0 212 251 32 40)