25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2003 PAZARTESİ SOYLEŞI CDP Genel Başkanı ve emekli Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden güncel gelişmeleri değerlendirdi: AKPrejimiçinbüyüktehditKP'nin bugüne kadar izlediğimiz uygulamalannda, AB'nin istediğini, katılma koşulu olarak öne sürdüğünü savlayarak gözü kapalı gerçekleştirdiği düzenlemeler yönünü ve yolunu belli etmiştir. AB bahanesiyle kendi köküne ve karakterine uygun bir düzenin peşindedir. Destekçileri de şeriat özlemcileri, çıkarcılar, numaracı cumhuriyetçiler, sözde demokrat yeni liberaller, aynlıkçı ve bölücü altkimlikçiler olarak özetlenebilir. ükümet 'İyi çırak ustasından belli olur' sözüne uygun bir gidiş içinde. İktidara geldiklerini izleyen günde toplu namazlar, şimdilerde resmi kuruluşlarda cuma namazlan kalabalığı, mescitler, Milli Eğitim Bakanlığı ve öbür kuruluşlarda atamalar, hazırlıklar, türban adıyla genişletilerek sürdürülen sıkmabaş gösterileri, tesettür defileleri... Ve Türkiye'de din özgürlüğü yoktur diyen Avrupahyı doğrularcasına sessiz kalınması.... MUSTAFAÇAKIR ANKARA-Cumhuriyetçi Demokrasi Par- tisi (CDP) Genel Başkanı ve emekli Anaya- sa Mahkemesi Başkanı YektaGûngörOzden, AKP'nin Avrupa Birliği (AB) bahanesiyle kendi köküne ve karakterine uygun bir dü- zen için çalıştığını belirterek "Türkiye Cum- huriyeti'nin çağdaş kimüğine karşılar. Re- jim için başhca tehdit, başlıca tehlike bu ik- tidanbr" dedı. Özden. Terörle Mücadele Ya- sası'mn (TMY) 8. maddesinin kaldınlması- nm demokrasiyi ve laik cumhuriyeti savun- masız bırakacağını söyledi. CDP Genel Başkanı ve emeklı Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden, hükümetin 7 ayını ve son siyası gelişmeleri Cumhuriyet'e değerlendırdi. Özden'e yöneltilen sorular ve yanıtlan şöyle: - 2004 yerel seçimleri için hedefleriniz ne- lerdir? Herhangi bir partiyle güçbirligi yap- mavı düşünüyor musunuz? OZDEN- Yerel seçimlerin olağan döne- minin öne çekilerek 2003 yılı sonunda ya- pılmasına ilişkın kestirimlerin gerçekçi ol- duğu kanısını doğrulayan belırtiler günde- me gelmedi. Yerel yönetimlere ilişkin yeni düzenlemeler gerçekleşmedi. Günümüz ik- tidannın, başka partiler kimi belediyeleri al- masınlar düşüncesiyle önceki genel seçim- lerde olduğu gibi SPY'nin antidemokratik 36. maddesini değiştirmeden bir oldubittiyle se- çime gireceği ya da ödünler vererek ilgi çe- keceğini sandığı yeni düzenlemeleri bekJe- diği savlan tartışılabilir. Biz, yürürlükteki kurallar olanak verirse yerel seçimlere katılmayı amaçlıyoruz. Iste- nen sonuçlara erişebilmek için programla- nnda öngörülen ilkelerde yakınhklan olan partilerle güçbirliği yapılmasından, yakını- lan partilerle adaylarını önlemek için parti- lerarası bir anlaşma sağlanarak il ve ilçe için en uygun adayın desteklenmesinden yana- yız. A K P , AB bahanesiyle kendi karakterine uygun bir düzen yaratmanın peslnde - AKP iktidarda 7 ayı geride bırakü. Hü- kümetin uygulamalannı nasıl değerlendiri- yorsunuz? ÖZDEN- AKP'nin bugüne kadar izlediği- miz uygulamalannda, AB'nin istediğini. ka- tılma koşulu olarak öne sürdüğünü savlaya- rak gözü kapalı gerçekleştirdiği düzenleme- ler yönünü ve yolunu belli etmiştir. AB ba- hanesiyle kendi köküne ve karakterine uy- gun bir düzenin peşindedir. Destekçileri de şeriat özlemcileri, çıkarcı- lar, numaracı cumhuriyetçiler, sözde demok- rat yeni liberaller. aynlıkçı ve bölücü alt- kimlikçiler olarak özetlenebilir. Gereksiz ve anlamsız olmaktan ötede sa- kıncalı aflar, orman ve arazi yağması, SlT alanlannın yerleşime açılması, silahlı kuv- vetlerin rejimin güvencelerinden biri olmak- tan çıkanlması, YÖK'e yönelik yakınmalar- dan yararlanarak yükseköğretimde kadro- laşmaya ağırlık vermesi, devlette kadrolaş- mayı hızlandırması, eğitimde birlikten aynl- ması, imam hatiplere ilgiyi artırmak için öğ- renim ve kadro oyunlanna girmesi, kolluk güçlerinde gericıleri tırmandırması, yolsuz- luklarla savaşma görünümü altında doku- nulmazlıklara dokunmayarakyeni olumsuz- luklar için elverişli olanlan yüreklendirme- si, ABD'nin aşağılama ve azarlamalanyla, AB kimi yetkilerinin baskı ve gözdağlannı sineye çekip ulusal onurumuzu koruyama- ması, dış ilişkilerde yemek konuşmalanyla gösteri dışında hiçbir kazanım sağlayama- ması... Daha niceleri sayılabilir. Enflasyon rakamlan ve döviz hesaplany- la toplumu avutup ekonominin temel sonın- lanna uzak kalarak yaşam güçlüğüne çö- züm getirememesi, işsizlik ve ücretler konu- sunda beceriksiz kalması, türban yalanıyla torbabaşın protokole sokulmasını sağlayarak çağdaş devlet niteliğini benimsemedikleri- ni, alışkanlıklanndan ve sincice gerçekleş- tirmeye çalıştıklan kafalanndaki karanlık düzenden vazgeçmediklerini göstermeleri, kendilerine uygun gelen yorumlan dışında demokrasi, insan haklan, hukuk, devlet, yurt, bağımsızlık gibi kavramlan özellikle laiklik kurumunu hiç düşünmedikJerini; tersine hu- kuku ve dini siyasallaştırarak demokrasiyi dinselleştirmeyi özlediklerini ortaya koy- maktadırlar. Kanımca Türkiye Cumhuriyeti'nin çağ- daş kimliğine karşılar Rejim için başlıca tehdit, başlıca tehüke bu iktidardır. Başka kriz- Ierden önceki kriz de bu iktidardır. Devlet- teki irtica da bu iktidardır Onların övüne- ceği bu durumu ben kınama ve eleştiri ne- deni sayıyorum. Genelkurmay Başkam'nı MCK'de yalnız bırakmak sakıncalı - Hükümetin MGK'nin yapısmda değişik- Kk yapmak istemesini nasıl değerlendiriyor- sunuz? Bunun Türkiye'ye yansımalan nasıl olur? ÖZDEN- Bu konu o kadar çok işlendi ki söylenecek aynntı kalmadı. Medyadaki şak- şakçılan, görüşünüzün yanlışını belirterek doğrusunu göstermeden, eleştirilerini gerçek- çilikJe sıralamadan kişiliğinize saldınyor- lar. Bu nasıl insanlık, demokrasi, meslek ah- lakı anlayışıdır, nasıl kamuoyu aydınlatma görevidir anlayamıyorum. Bu nedenle özetle belirtmek isterim. Baş- bakan yardımcılarmı, onun kabinesine aldı- ğı bakanlan koruyup Genelkurmay Başka- nı'nı, yardımcılan sayılacak kuvvet komu- tanlarından ayırarak yalnız bırakmaya yöne- lik düzenleme sakıncalıdır. MGK siyasal bir organ değildir. Karma yapısının özelliği Tür- kiye gibi etnik ve köktendınci terörle de- mokrasi deneyüni içindeki bir ülkede varlı- ğını yararlı kılmaktadır. AKP'nin amacı; AB'nin işine gelince içiş- lerimize kanşmaktan kaçınmadığı durumlar dışuıda ilgilenmediği Türkiye'nin iktidar ni- teliği zorlanır ve değiştirilmeye kalkışılırsa karşı çıkacaklan susturmak ve yerine otur- mak için desteğine güvendiği ABD ve AB 'ye hoşgörünmektir. Onlar, Lozan'ıbenimsememekte, Se\T'in acısmı unutmamaktadır. Bu görüşüm hiç de abartılı değildir. îkilemli yaklaşımlan, dış- lamaları, ulusal güvenliğimize önem ver- medikleri açık. Yunanistan'la Türkiye'yi karşılaştırmak, Kıbns konusuna ve Irak'ın kuzeyine bakmak yeter. PKK KADEK'i de- ğerlendirmek de. Laik Cumhuriyeti güvencesiz bırakmanın anlamı yok -TMY'nin 8. maddesi kakhrüması tarnşı- hyor. Kakbnbnası halindenegibi sorunlaror- taya çıkabihr? ÖZDEN-TMY'nin 8. maddesi, benim baş- kanlığım sırasında Anayasa Mahkemesi'nin adı geçen yasanın kimi maddelerine ilişkin iptal karanndan sonra değişti. Kanımca ulu- sal varlığı yıllardır tehdit altında bulunan ülkemizde bölünmeyi, etnik ve inanç yö- nünden aynmlan öngören her tür propagan- da yapılabileceği gibi terör kışkırtmalan da rahatça yapılabilecektir. Bu tür sakıncalı eylemlerin sonucu iş iş- ten geçince, yapılacak bir şey kalmayabile- cektir. Sanki hiçbir terör eylemi, bölme ve ÇOCUNLUK HER ŞEYE YETMEZ AKP iktidan için "Türkiye Cumhuıiyeti'nin çağdaş kimliğine karşılar. Rejim için başbca tehdit, başlıca tehlike bu iktidardır" diye konuşan Yekta Güngör Özden, Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesinin kakhnlmasmın da demokrasi ve laik cumhuriyeti savunmasız bırakacağui] vurguladL Özden, "Ulusal egemenJikle, ulusal istenci birbirinden ayıramayanlar, çoğunhıkla her şeyi yapabileceklerini sananlar aldanmaktadır" dedL yıkma. ülkemizin topraklannı koparma gi- rişimi yokmuş gibi demokrasiyi, laik cum- huriyeti güvencesiz bırakmanın anlamı yok- tur. AB ülkelerinde barınan ve korunan te- rör örgütleri ve teröristleri bilmeyen var mı? Acı ve üzünrii veren olaylar artacak, top- lumsal banş daha çok bozulacak, toplum ki- mi kesimlere aynlacak, sorunlar yoğunlaşa- caktır. Çıkanlması düşünülen Pişmanlık Ya- sası'nın kapsamı da bu gidişi körükleyecek- tir. TCY'nin 312. maddesi yetersiz kaldığı gibi onu da kaldırmaya kalkışacaklardır. Sil baştan yepyenl bir Anayasa - Hükümetsonbahardayeni bir anayasa de- ğişikliği paketi getirmeye hazırlanıyor. Buna göre HSYK kararlanna karşıyargıyolu açıl- ması, DGM'Ierin kaldınbnası öngörülüyor. Bu düzenlemelerhakkında nedüşünüyorsu- nuz? ÖZDEN-Anayasa onanmlarla ve yasalar- la gereksinimlerimizi karşılayacak, özlem- lerimizi doyuracak, düzeyimize yaraşacak içe- riği kazanamaz. Al baştan yepyeni bir ana- yasa yapılmahdır, toplumun rüm kesimleri- nin görüşü alınarak. Ülkemizde katkılan alı- nacak uzmanlar da vardır. Anayasa için 1981 'den beri yazıp söyledik- lerim birkaç cilt oluşturacak boyuttadır. DGM'Ierin kaldınlarak görevlerinin ilgili ceza mahkemelerine verilmesinde sakınca yoktur. HSYK'ye Adalet Bakanı'nın oy ver- meyip salt görüş bildırmek koşuluyla za- man zaman katılması olabilir. Onun atadığı müsteşann üyeliği kaldmlmah, kurul üye- lerini ilgili yüksek yargı organlannın doğ- rudan belirlemesi yöntemi getirilmelidir. Kararlannın 1961 Anayasası döneminde olduğu gibi yargı denetimine açılması da yararlı olur. Aslında, üyelerinin bağımsızlık kavramına uygun çalışmalarla Kurulu koru- malan gekekir. Adalete toz konmamasına, gölge düşmemesine, saygınlık ve güvenilir- liğinin artmasına herkes özen göstermeli- dir. Anayasayı "Ulusal Yaşam And"T, ada- leti "Ulusal Onur" ve "ToplumsaJ Namus" bihnenin doğal sonucunu vurguladığımı sa- nıyorum. Unlverslteleri kendi kafalanndaki rektörlere tesllm edecekler - YÖK taslağuida seçimle gelen rektörle- rin kazanılnuş hakkı olmasuıa karşın görev- lerinin sona erdirümek istenmesi hukuken ola- nakbmı? ÖZDEN- Taslak bu açıklıkla yasalaşırsa rektörlerin görevleri sona erer, ama asla etik yönden uygun karşılanmaz. Amacın, üni- versiteleri kendi kafalanndaki rektörlere tes- lim etmek olduğu bellidir. Anayasanın 130. maddesinin altıncı fıkra- sı rektörlerin seçimini yasaya bıraktığı için biçimsel yönden hukuka aykın görülmese de anlayış ve ahlak yönünden sa\oınulamaz. - AKP'nin uygulamalanna baktığımızda yenibir kapatma davasıgündemegelebflir mi? ÖZDEN-Biliyorsunuz siyasetçiler, elbir- liğiyle, hemen hemen her anayasa değişik- liğinde. parti kaparmasını giderek olanaksız durumagetiren değişikliklen gerçekleştirdi- ler. Anayasanın ilgili 69. maddesi 3 Ekim 2001 'de değıştirildi. SPY de buna uydurul- du. Demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez öğesi sayılan partiler devlet ve rejim düşman- lığı yapsalar da kapatılmalan güçleştirilmiş- tir. AKP'nin hukuksal, siyasal. ekonomik yönlerden uygulamalannı yetkililer izlemek- le yükümlüdür. Bunlann hepsini birlikte de- ğerlendirmek, sınırlanan kapatma nedenle- ri içine girerse dava açılabilir. O sınırdan uzak görünmeye çalıştıklan anlaşılmakta- dır. lyl çırak, ustasından belli olur -AKP'nin uygulamalanyla daha önce ka- paülan RP ve FP'nin de\ amı olduğu iddiala- n gündemde.. Siz de bu yönde mi düşünü- yorsunuz? ÖZDEN- Hiç kuşkusuz. Bir yazımda be- lirtmıştım, kökü belli. "tyi çırak ustasından beDi olur" sözüne uygun bir gidiş içinde. tk- tidara geldiklerini izleyen günde toplu namaz- lar, şimdilerde resmi kuruluşlarda cuma na- mazlan kalabalığı. mescitler, Milli Eğitim Ba- kanlığı ve öbür kuruluşlarda atamalar, hazır- lıklar, türban adıyla genişletilerek sürdürü- len sıkmabaş gösterileri, tesettür defilele- ri... Dünyada Müslüman çoğunluğun bulun- duğu 54-55 ülke içinde dinini en iyi biçim- de yaşayanlann Türkiye'de olduğu gerçeği unutularak, Türkiye'de din özgürlüğü yok- tur diyen Avrupahyı doğrularcasına sessiz ka- lınması. Kurban derileri. çocuklannı zorun- lu ilköğretime göndermeyenlere uygulanan ceza ve cami yapım alanlan konulanndaki yönetmelik değişikliklen, yönetici ve kolluk güçleri atamalan, her gün Resmi Gazete'de yayımlanan atama kararlan, nerelere sürük- lendiğimizin göstergelerindendir. Recep Tajyip Erdoğan'ın "Demokrasi amaç değil araçnr" sözünden, bilinen şiir okumasından sonra herkes inandığı gibi ya- şasın diyerek çok hukukluğa özendirmesi. ulu- sun istemesi durumunda laikliğin elden gi- deceği görüşünü koruduğunu göstermekte- dir. Laikliğin ve Atatürk'ün değerini bilme- mek, aymazlığın en büyüğüdür. Kendileri için yasama çoğunluğuyla ana- yasa ve yasa değiştirip halka hesap vermek- ten kaçuıanlar, gözü kara davranıp, başka şeyler de yapabilirler. Partiler durduk yere kapatılmıyor. Teröre kışkırttıklan, özendir- dikleri kanıtlananlar bile suçsuz olduklan- nı yaymaya çalıştılar. Kimin kafası nasıl de- ğişti saptayabiliyormuyuz? Ulusal egemen- likle, ulusal istenci birbirinden ayıramayan- lar, çoğunlukla her şeyi yapabileceklerini sananlar aldanmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle