Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 TEMMUZ 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI ekonomi@ cumhuriyet.com.tr 13
ŞİRKETLER
• FAİK SÖNMEZ.
temmuz ayından
itibaren müştenlenni
yüzde 3O'a varan
îndirim ve yeni
ürünlerle karşılıyor.
• KAITVT: MOLASl 3
bin 200 aboneye ulaştı.
•WTv-w.kahvemolasi.com
adresinden ulaşdabilen
Türkiye'nin ilk günlük
internet gazetesinin en
büyük özelliği, yazılann
okuıiar tarafından
yazıbyor olnıasL
• SÜTAŞ'ın aromalı
çocuk yoğurdu iirünü
Minimixin. çıkolata
parçacıklı ve böğürtlen
aromalı iki yenı çeşidi
piyasaya süriildü.
• VESTEL'in 20
Tenımuza kadar sürecek
kampanyası
kapsanıında. Vestel
markah televizyonlara
yüzde 18 KDV oranında
indirinıle sahip obnak
mümkün.
• BEYMEN, 10.
Lluslararası Caz
Festıvali kapsamında
ünlü caz sanatçısı
Malia'nın
gerçekleştirdıği
konserin sponsorluğunu
üstlendi.
• TEMSA AŞ
tarafından Türkiye'de
üretilen Temsa Safari
Intercity yolcu
otobüsleri.
Avusturya'nın posta ve
şehirlerarası ulaşım
faaliyetlerini yürüten
PosLBus A.G fırmasının
63 adetlik filo alımryla
kullanılmaya başlandı.
• TAT Türkiye'nin ilk
zeytinyağlı mayonezini
üretti. Türkiye'nin
lezzet kültürüne yeni bir
boyut katan ürün,
içerdiğı E vitamini ile
sağhklı bir seçenek
sunuyor.
• YAPI KREDİ online
kredi hizmeti başlatü.
Bu kapsamda, rüm
bireysel kredi
başvurulan internet
üzerinden yapılabilecek.
• TNT EXPRES,
Irakta yerel bir
taşımacılık şırketi olan
IKE Ekspres ile
kurduğu ortaklık
sonunda bölgedeki ilk
uluslararası taşımacılık
şırketi oldu.
• BOSSHLGOBOSS.
yaz koleksiyonlan ile
kadın ve erkeklere yaz
akşamlannda sahilde de
şık olabilecekleri giysi ve
ayakkabı seçenekleri
sumıyor.
• STARBUCK'S
COFFEE. içılen
kahvenın tadına göre
özel reçete çalışmalan
ile yapılmış olan tatlı
tuzlu ürünleri ve
Sturbuck's tarifleriyle
yapılan brovvnie ve
sandvıçleriyle
miişterilerine farklı
tatlar sunuyor.
• NOK1A tasanm
ekibi ve baş tasanmcısı
Frank Nuovo,
uluslararası tasanm
yanşnıasında 2003
yıhnın en i>i tasanm
ekibi seçildi. Yanşmada,
IVokia 6800 ve Nokia
6200 cep telefonlan da
"kırmızı nokta" kalite
edkctini atdL
Müfettiş Ebiri, vergi banşmda öngörülen KDV indiriminin uygulanmadığmı saptadı
Maliye, borçluyla oynuyor• "Bilgisayarda sorun
çıktığı" gerekçesiyle daha
önce gecikme faizini yanlış
hesaplayan Maliye
Bakanlığı'nın, KDV'yi de
yüzde 25 ve yüzde 50 daha
yüksek hesapladığı
belirlendi.
Ekonomi Servisi - Işbaşına
gelir gelmez af için kollan sıva-
yan ve uygulamayı övünme
kaynağı halüıe getiren AKP hü-
kürneti Vergi Banşı Yasası'yla
borçlu mükellefleri oyuna ge-
tirdi. Vergi banşında "bügisa-
yar programında sorun çıktjğT
Yanlış Hesabın Bir İşletmeye Maliyeti
Maliye'nin hesına göre ödeme tablosu
YıHar 1998 1999 2000 2001 Toptam
Toptam Vergi (TL) 7.500.000.000 9.000.000.000 11.250.000.000 15.000.000.000 42.750.000.000
Vergi Oanı % 15% 15% 15% 15% 15%
Hesaplanan KDV 1.125.000.000 1.350.000.000 1.687.500.000 2.250.000.000 61.412.500.000
TaksitTutan(1/9)TL 125.000.000 150.000.000 187.500.000 250.000.000 712.500.000
Değişiklik sonrası olması gereken uygulama
Yıllar 1998 1999 2000 2001 Toplam
Toplam Vergi (TL)
Vergi Oranı %
Hesaplanan KDV
3.750.000.000
15%
562.500.000
4.500.000.000
15%
675.000.000
5.625.000.000
15%
843.750.000
7.500.000.000
15%
1.125.000.000
21.375.000.000
15%
3.206.250.000
Taksit Tutan (1/9) TL 62.500.000 75.000.000 93.750.000 125.000.000 536.250.000
ge-
rekçesiyle gecikme faizini yanlış he-
saplayan Maliye Bakanlığı'nın
KDV'yi de yüzde 25 ve yüzde 50 da-
ha yüksek hesapladığı ortaya çıktı.
Eski vergi denetmeni, müfettiş Reşat
Ebiri, yasaya göre, kalkınmada önce-
likli yörelerde yüzde 50, diğer yöre-
lerde ise yüzde 25 indirimli hesaplan-
ması gereken KDV borcuna söz ko-
nusu indirimlerin yapılmadığmı sap-
tadı. Ebiri, yanlış hesabın düzeltil-
mesi için girişimlerde bulundukları-
m, ancak aradan 2 ay geçmesine kar-
şın sonuç alamadıklannı ifade ederek
"Konuyu Mükellefin Dergisi'nin ha-
ziran sayısında gündeme getirdik ve
binlerce mükellef adına tahakkuk
eden vergilerin Vergi Banşı Yasası'yla
yeniden beüıienen matrahlara göre
hesaplanması gerektiğini söyledik.
Maliye bana nusm demiyor" dedi.
Binlerce mükellefin vergi daireleri-
ne yazılı olarak müracaatta bulundu-
ğunu, ancak aradan 2 ay geçmesine
karşın sonuç alamadıklannı belirten
Reşat Ebiri, "bakanhğın henüz bu ko-
nuda bir düzenleme yapmadığV ge-
rekçesiyle vergi daırelerinin de soru-
nu görmezden geldiğini ifade etti.
Vergi Banşı Yasası"nın 7. madde-
sine eklenen 14 numaralı bentle
KDVnin indirimli hesaplanması ön-
görülmüştü.
Müfettiş Ebiri, "yasanmasgariKDV
arttınmj ile ilgili olan 8/2-b maddesin-
de; >ıl içinde hiç beyanname verümemiş
ya da sadece 1-2 döneme ilişkin verflmiş
ohnası halinde. gehrveyakurum-
lar vergisi matrah arttınmında
bulunulnıuş olması şartryla, art-
tınlan matrah üzerinden yüzde
15 oranında hesaplanacak
KDV'yi ödeyerek bu maddeden
yararlanılacağmm" hüküm altı-
na alındığını bıldirdı. Ebiri, söz
konusu 8. maddedeki bir başka
bendınde de "hesaplanan vergi
bulunması durumunda, gelir ve-
ya kurumlar vergisi matrah art-
tınnunda bulunulnıuş olması
şartryla artonlan matrah üzerin-
den yüzde 15 oranında KDV
ödenmesi şartryla maddeden ya-
rarlanılacağı'*nın belirtildiğini
anımsattı. "Görüldüğü gibi yasanm
KDV arttunnma ilişkin hüküıiüeri ge-
lir ve kurumlar vergisi matrahını be-
liıieyen 7. madde ile doğrudan ifişld-
lendirUmiştir'' diyen Ebiri, yanlış he-
saplama yüzünden, her işletmenin
ödemesi gereken verginin iki katı
borçla karşı karşıya kaldığını kaydet-
ti. Ebiri. bakanlığın. mutlak yanlışla-
nn düzeltilebileceği yönündeki hük-
me dayanarak yeniden hesaplama ya-
pabileceğini sayıındu.
<7lYlMlN KALBİNE Ç1KARMA
Türkfırmalannın
gövdegösteriâ
İSTANBUL (AA) - Türk firmalan, hazır
giyimde dünyamn en önemli 2 merkezin-
de toplu gövde gösterisine hazırlaruyor.
CNR'nin organizasyonunda Londra da
3-4 Eylül tarihlerinde gerçekleştinlecek
Turquality London Fashion Show'a 100 fir-
ma katılacak. 2 bın metrekarelik alanda ger-
çekleştirilecek fuann hemen ardından New
York'ta ev tekstili fuan düzenlenecek.
CNR Moda ve Tekstil Grup Dırektörü
Sabahnur Erdemti. "Fuara 100 fırma ile
genyoruzdeyince şaşırryorlar. Bu başb ba-
şına bir olay. Türk sanavünin boyutlan,
çeşittiliği, fryat ve kalite cazibesini göste-
riyor'' dedi. Kotalann kalkacağı 2005 yı-
Iı öncesi dünya hazır giyım piyasasında
büyük bir kabuk değişimi yaşandığını
söyleyen Erdemli, Türkiye'nin pazara
yakınhğı, kalite, hızlı teslimat gibi pek
çok avantajı bulunduğunu, ancak bunun
pazarlanması gerektığini vurguladı. Er-
demli şöyle konuştu:
"Uluslararası fuarlara kaülarak Ülke sa-
nayii olarak üretım altyapımız bu' diye göz-
ler önüne sermemiz gerekiyor. Ulkeler ara-
sında yer kapma savaşlan yaşanryor. 2005
arifesinde, 'K.arannı benden yana kullan,
ben doğru tedarikçi seçeneğiyim' mesajnu
vermek lazun."
Erdemli, Ingiltere ve ABD pazanna yö-
nelik olarak Londra ve New York'ta 2 si ha-
zır gıyım, 2'si kumaş ve l'i ev tekstili ol-
mak üzere 5'er fuarorganizasyonu gerçek-
leştıreceklerini bildirdi.
Türk firmalan hazır giyimde dünyamn en önemli 2 merkezine çıkarma yapmaya
hazırlamyor. Londra'da gerçekleştirilecek Turquality London Fashion Show'a 100
hazır giyim fımıasının katılması bekleniyor. Sonraki hedef New York.
NGİLTERE
Parmak
iziyle vize
verecek
COLOMBO(AA)- In-
giltere, vize talebinde bu-
lunanlann parmak izlerinı
elektronik kayda almayı
planlıyor. Ülke, pilot de-
neme projesini Sri Lan-
ka'da başlatacak.
Sri Lanka'daki İngiliz
Yüksek Komiserliği'nden
yapılan açıklamaya göre.
göçmenlikle ve iltica baş-
vurulannın istismar edıl-
mesiyle baş edebilmek
amacıyla, ingiliz vizesi
başvurusunda bulunacak-
lann biyoteknik verileri
kullanılıp incelenecek.
Parmak izlen verileri
elektronik ortamda sakla-
nıp İngiltere den vize al-
dıktan sonra ulaşan ya-
bancılann gelişleri ya da
sonrasında iltica ya da
göçmenlik başvuruların-
da sahtekârlık, hile yapıp
yapmadıklan kontrol edi-
lecek. Yeni pilot projeyle
iltica başvurulan reddedi-
len yabancılann ellerinde-
ki kımlik ve diğer belgele-
ri tahrip, tahrif ya da yok
etmelerinin de önüne ge-
çilecek.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginyCair.net
Hayır yazının konusu Türkiye değil. Ge-
çen hafta bir yorumcu, ABD ekonomisini
Titanik'e benzetmişti. Aynı benzetme
Bush yönetiminin, dış politikası için de
yapılabilir. Irak'ın işgalini meşnjlaştınnak
için ileri sürülen "kitle imha silahlan" ge-
rekçesi artık iflas etti. Irak'ta, "alanda" ge-
lişmekte olan koşullar, Bush'un maço
kovboylannı, batmamak için, bir taraftan
"pısınk" Avnjpalılaria (Fransa, Almanya)
diğer taraftan da "şer ekseni" (iran) uzan-
tılan "yerlilerle" (Şiiler) işbirliği yapmaya,
dolayısıyla tükürdüğünü yalamaya zorlu-
yor.
Yenllmezllk Imajı kurulamıyor
ABD, Irak'a saldırırken. jeopolitik he-
saplar bir yana, üç şeyi kanıtlamayı amaç-
lıyordu. Birincisi: ABD "tek başına yapa-
bilir". Avnjpa'ya, özellikle de "eski Avru-
pa'ya" (Fransa- Almanya) gereksinimi
yoktur. Ikincisi, ABD'nin askeri-teknolojik
üstünlüğü, kararlılığı karşısında kimse di-
renemez. Üçüncüsü, ABD bir ülkenin re-
jimini yıkıp, "serbest piyasaya ve de-
mokratik modele" uygun olarak yeniden
kurabilir. Çünkü yerel halk ABD'yi kurtan-
cı olarak görecek ve kucak açacaktır. Biz
başından beri, bu hesabın tutmayacağını
savunuyoruz.
Irak'ta savaşı yürüten CENTCOM'un
komutanı General Franks görevi bırakır-
ken yaptığı konuşmalardan birinde, ABD
güçlerine yönelik günde ortalama 10-15
saldınnın gerçekleştiğini açıkladı (Re-
uters, 10/07). 1 Mart'tan bu yana yaralı
sayısı 2000'e ulaştı ve 73 Amerikan aske-
ri öldü (CNN 11 /07). Bush yönetimi de ar-
tık Irak'ta bir gerilla savaşıyla karşı karşı-
ya kaldığını kabul ediyor ama.. bu direni-
şin genel gıdişatı etkileyecek öneme sa-
hip olmadığını savunuyor. Ancak, ABD'nin
direnişi pasifize edemediği, aksine direni-
şin yaygınlaştığı, zaman zaman, konvoy-
lara yönelik 40-50 kişilik saldın gruplanna,
köprü uçurmak gibi, Nazi işgaline karşt
Fransız, Hollanda, Yugoslavya vb.. di-
renişlerini anımsatan taktıklere başvurul-
duğu görülüyor. ABD'nin henüz Nazi yön-
temlerine başvurduğu söylenemez. Ama
Tıtanik Gibi Dış Politika
j
Guantanama Körfezi konsantrasyon
kampı, askeri mahkemeler, işkenceye sık-
ça baş vurulduğuna ilişin haberier ve ni-
hayet daha sert davranma kararlılığı, bu
yönde ilerlemekte olduğunun kanıtı.
ABD'nin yaratmaya çalıştığı "direnile-
mezJik", "herşeye kadirege-
men güç" imajı ve "yerlile-
rin" beyaz adamın getirdiği
"uygarlığı" kabul et-
meye hazır olduğuna
ilişkin meşnjlaştıncı söy-
lem işgalin dahabirin-
ci ayında dağılmaya
başladı. ABD'nin eğittiği Iraklı po- .-^
lis gücü bile işgale karşı protesto û—-V,
gösterileri düzenliyor (Washing-
tonTimes, 11/07).
Ylne kaynak sorunu
ABD ekonomisinin,
imparatoriuk süre-
cinin getireceği
mali yükü kaldır-
maya yetmeye- '(
ceğini, Irak pet-
rollerinden kısa \
sürede bir gelir el- \
de edilemeyeceğini hep vurguladık.
Işgalden önce Kongre'de konuşan Genel
kurmay Başkanı General Shinseki Irak'ı
işgal edebilmek için 200 bin kişilik bir güç
ve yılda 50 milyar dolar gerektiğini söyle-
miş, ancak bu saptamalar Rumsfeld ta-
rafından şiddetle reddedilmişti. Geçen
hafta Rumsfeld, halen Irak'ta 148 bin as-
ker olduğunu ve işgalin ABD'ye ayda 4
milyar dolara (yılda 48 milyar dolar) mal ol-
duğunu itiraf etti (The Economist,12/07).
Ancak bu büyüklüklerin de yetersiz kaldı-
ğı görülüyor. Nitekim, RAND Corporati-
on (CIA'nın 'entel' yüzü) analistlerinden
James Ouinlivan'ın işaret ettiği gibi, "gü-
venlik sağlama operasyonlarında..." ABD,
Avrupa gibi toplumsal şıddet düzeyi dü-
şük ülkelerde bin kışiye 2-3 güvenlik gö-
revlisi yeterli olurken, Kuzey Irlanda, Bos-
na, Malezya ve Kosova gibi ülkelerde her
bin kişiye 20 güvenlik görevlisi gerekiyor"
(Aktaran Prof. A.J. Kuperman, USA TO-
DAY, 16/04). Kuperman'a göre verili şıd-
det düzeyi ve 24 mılyonluk nüfusu göz
önüne alındığında Irak'ı pasifize etmek için
en azından 480 bin barış görevlisi gerek-
li. Mali faturası bir yana, Financial Ti-
mes'dan Martin VVotf'un aktardığı gibi,
-^ salt personel rotasyonu göz önüne
alındığında bile, bubüyüklükABDor-
dusunun aktif personelinin tümünün bu-
raya bağlanması demek (8/07). Christian
Science Monitor'un bir analizi durumun
çok daha imkânsız olduğunu gösteri-
yor. Birincisi ABD'nin toplam ak-
tif asker sayısı 480 bin, yedek-
leriyse 550 bin. CSM'ye göre
ABD'nin, bu gün 150 bini Irak-
, taolmak üzere toplam 250 bin
askeri ülke dı-
şında. 480
bin'e 250 bin
oranı, ABD si-
lahlı kuvvet-
leri personeli
morali üzerin-
de olumsuz etki
yapıyor. Stratejik ve
Uluslararası Araştırmalar Merkezi Di-
rektörü Cordesman'a göre "bu oran ge-
rekli profösyönellik düzeyinin sürdürüle-
bilmesıne olanak vermez". Üstelik, kim-
yasal biyolojik silahların henüz bulunama-
mış olması, Bush'un ve Blair'in Irak ko-
nusunda yalan söylemiş olduklanna iliş-
kin kanıtların hızla birikmesi, CNBC'nin
yayımladığı bir yoruma göre her iki hükü-
metin Irak politikasında derin bir kriz ya-
rattı, yönetimlerin iç çelişkilerini derinleş-
tirdi (11/07). Amerikan kamuoyunda "Irakı
işgal etmeye değerdi", ve "Savaş iyi gi-
diyor" diyenlerin oranının nisan ortasında
yüzde 73'ten, son günlerde sırasıyla yüz-
de 56 ve yüzde 23'e gerilemiş olması da
Başkanlık seçimleri yaklaşırken, Irak'ta
durumun böyle devam edemeyeceğinı
gösteriyor. Hiç mı çözüm yok?
Kolektif emperyallzm'
Bir çözüm, artık sık sık dile getirilmeye
başladığı gibi (Fred Kaplan, Slate, 8/07:
Fareed Zakaria, Newsweek 14/07; M.
Wolf, Financial Times 08/07), NATO, BM
gibi kurumlara, Fransa, Almanya, Rusya
gibi ülkelere başvurup, mali kaynak ve per-
sonel yardımı istemek (Senator Carl Le-
vin, CSM, 10/07). ABD diplomatian dolay-
lı olarak bu zemini yokluyor. Ancak
ABD'nin müttefikleri henüz isteksiz (USA
TODAY, 10/07); Fransa konuyla ilgili bir
BM karan gerekir diyor (Intemational He-
rald Tribune 11/07); demek ki istedikleri-
ni henüz kopartmış değiller. Bu çözümü
benimsemek, ABD açısından imparatoriuk
hayalinden vazgeçip "kolektif emperya-
lizm" yolunu, primus interpares (eşitler
içinde birinci) konumunu kabul etmek an-
lamına geliyor. Ne kı ABD'nin yalaması ge-
reken tükürük bu kadarla da sınırlı değil.
ABD'nin Irak'taki isyanı bastırma stra-
tejisi seçeneklerini inceleyen aynntılı bir
yazı (Stratfor, 07/07) başannın yolunun,
isyancı yerel halktan destek almaktan
geçtjğini gösterdi. Bunun için ABD'nin Şii
nüfusla uzlaşması, Iran'la "sen buraya
kanşma bende seni destabilize etme-
yeceğim diyerekanlaşması" hatta bel-
ki de 'şerekseninden' çıkarması gere-
kiyor. Bu süreç ise ister istemez,
Irak'ın toprak bütünlüğünden vazge-
çilmesine, Kuzeyde, Türkiye ve Suri-
ye sınırları içindeki Kürtleri de günde-
mine alan bir Kürt devletinin kurul-
masına açılıyor (Raph Peters, New
YorkPost 10 07)
özetle Bush yönetiminin başlangıçta
uluslararası sulara indirdiği imparatoriuk
destroyeri, giderek Titanik'e benzemeye
başladı. Güvertede birileri, "En büyük
Amerika" naralanyla kendilerini avırtur-
ken, gemi "meşum kaderine" doğru iler-
lemeye devam ediyor. Bunun için, bir sü-
redir, bu koroya katılmak yerine çarpma
anında, kendi başının çaresine bakmak
için hazırianmak gerektiğlni söylüyoruz.
AINKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Politika Olmayınca...
Geçen günlerde ekonomik büyüme verileri ya-
yımlandı. Buna göre bu yılın ilk üç ayında, toplam
ulusal üretim, geçen yılın ilk üç ayına göre, sabit fi-
yatlarta, yüzde 7.4 oranında artmıştır.
Dünyada, Çin'den sonra ikinci en yüksek olan
böyle bir büyüme oranının tutturulması, bu artıştan
hangi toplum kesimlerinin yararlandığı sorusu bir
yana, çok olumlu bir gelişmedir. Kimıleri, bu eko-
nomik büyümenin "eşsiz" olduğunu vurguluyor; oy-
sa, eşsiz olmaktan çok "işsiz" olan; daha doğrusu
işsizliği azaltamayan bir büyüme süreci yaşanmak-
tadır.
• • •
Yılın ilk üç ayında, bu ekonomik büyümeye kar-
şılık işsizlik azalmamış, tam tersine artmıştır. Türki-
ye genelinde işsizlik oranı 2003'ün ilk üç ayında,
2002'nin ilk üç ayına göre yüzde 0.8 puan artmış,
11.5'ten yüzde 12.3'e yükselmiştir. Bu arada, kent-
sel yerlerde işsizlik oranının yüzde 14.7'den yüzde
15.4'e çıktığını belirtelim. Ekonomi büyüyor ve bu-
na koşut olarak işsizlik de artıyor.
Ekonominin yüksek oranda büyümesine karşılık
işsizliğin de artması kimilerince çelişkili bulunuyor.
Oysa bunun yadırganacak bir tarafı yoktur. Bir bi-
rim mal ve hizmet üretimi için gerekli çalışan sayı-
sının kullanılan teknolojiye bağlı olarak azalması sü-
reci bir yana, büyümenin niteliği bu konudaaçıkla-
yıcı öğeler taşıyor.
Ekonomik büyüme verileri, istihdam açısından
önemli iki sektörün, mali kuruluşlar ve inşaatın bü-
yümediğini, tersine küçüldüğünü gösteriyor.
Ekonominin bütünüyle yüzde 7.4 büyüdüğü bu
yılın ilk çeyreğinde, inşaat sektörü, geçen yılın ay-
nı dönemine göre, yüzde 17.0 oranında; mali kuru-
luşlar, yani bankacılığı da içeren finansman kesimi
de yüzde 8.1 oranında küçülmüştür. Küçülmeler
sonucu bu sektörlerin istihdamı da artmak bir ya-
na, azalmıştır.
Bu iki sektör, nitelikleri yönünden ekonominin bel
kemiğidir. Kimi iktisatçılar, finansmanı, bir ekono-
minin kılcal damarları sayarlar; inşaat da diğer sek-
törierden satın aldıklanyla onlan çok etkiler.
Aslında, finansman ve inşaat sektörierinin yaşa-
dığı bunalım, ekonominin diğer sektörlerine göre
çok daha süreklidir ve derindir.
Ekonomi, geçen yılın yani 2002'nin ilk üç ayında,
ağır bir bunalımdan sonra bir düzelme sürecine gir-
di; yüzde 0.4 de olsa büyüdü. Buna karşılık aynı dö-
nemde, inşaat yüzde 11.8; finansman da yüzde 7.4
oranında olmak üzere küçülmüşlerdi. Bir başka an-
latımla, ekonominin, finansman ve inşaat sektörte-
ri, çok uzun bir süredir bunalım içindedir ve bir tür-
lü çıkardıklan işçileri geri alacak duruma gelemiyor-
lar. öyle anlaşılıyor ki, bu sektörler düzelmedikçe,
ekonomik büyümenin işsizliği azaltıcı etkisi de ya
çok sınırlı kalacak; ya da görülemeyecektir.
Bu noktada bir açmalık gerekiyor. Yaşanan son
ağır bunalımın ilk kıvılcımı bankacılıkta çıktı. Bu ne-
denle, ekonominin sağlığına kavuştuğunu söyle-
yebilmek için bankacılık kesiminin durumuna ba-
kılmalıdır. Son haftalarda yaşananlar, özellikle de (1)
Imar Bankası'nda olanlar; (2) BDDK'nın işlevlerini
yerine getirirken karşılaştığı büyük güçlükler ve (3)
hükümetin kamu finansmanı bürokrasisinde, örne-
ğin Hazine Müsteşartığı'nda yaptığı kıyım işlemle-
ri, finans kesiminin düzelmesinin öyle kolay olama-
yacağını kanıtlıyor. Bu nedenle de büyümenin bu
sayısal olumlu gidişine karşın ekonominin, bunalım
sonrasında sağlığına kavuştuğu söylenemiyor.
• • •
Hükümet, bankacılık sektörünü birtürlü düzelte-
miyor; inşaatı canlandıramıyor. Bir ara konut için ya-
pıldığı gibi, hemen her konuda ikide bir "seferber-
lik" ilan ediliyor; ancak birtürlü sefere çıkılamıyor.
Çünkü, hükümetin elinde kendi ürünü olan somut
bir ekonomi politikası belgesi yok; ekonominin bü-
tününün nasıl gelişeceğine ilişkin bir öngörüsü, ön
hazırlığı ve projesi bulunmuyor.
Ekonomi büyüyor ve işsizlik artıyor; çünkü eko-
nomi, dalgalı bir okyanusta sallanan kaptansız bir
tekne gibi yalpalıyor; kimi zaman iniyor, kimi zaman
da çıkıyor.
İsveç'le ticanette patlama yılı
• STOCKHOLM (Cumhurijet) - İsveç'in dış
ticaretinde en büyük artış gösterdiği ülke
Türkiye oldu. Isveç Istatistik Genel
Müdürlüğü'nce açıklanan verilere göre, ocak-
nisan döneminde isveç'in Türkiye'ye yaptığı
dışsatım geçen yıla göre yüzde 71 oranında
artış göstererek 2.1 milyar kronu (378
katrilyon lira) buldu. isveç'in Türkiye'den
ıthalatında da yüzde 44 oranında artış
kaydedildi. Buna göre Türkiye'den Isveç'e
ihracat 1.3 milyar kron (234 katrilyon lira)
olarak gerçekleşti. Yılın ilk 5 ayında İsveç'in
toplam ihracatında yüzde 2 oranında artış
görüldü. İsveç'in dış ticaretinde Türkiye'den
sonra en büyük artış Çin ile yaşandı. Bu
ülkeye yapılan dışsatım yüzde 49, buradan
dışalım ise yüzde 25 oranında artış gösterdi.
Enflasyon beklentisi düşüyor
H ANKARA (AA)- Enflasyon ve enflasyona
ilişkin bekleyişler iniş trendinde bulunurken,
reel faizler dalgalı bir seyir izliyor ve hâlâ
yüksek seviyesini koruyor. Seçimlerin yapıldığı
geçen yılın kasım ayında yüzde 14.6 seviyesinde
bulunan reel faizler, ocakta yüzde 27'lere çıktı,
şubatta yüzde 25.2, mart ve nisanda yüzde 27,
mayısta yüzde 21.7. haziranda yüzde 18.9
seviyesinde oluşru. Bileşik nominal faizlerin
yüzde 49.4'e inmesine karşın, enflasyon
beklentilerinin yüzde 25.6'ya kadar indiği bir
ortamda faiz reel olarak yüksek kaldı. Ekonomi
bürokratlan reel faizlerin yüzde 10-15 bandına
gerilemesi gerektiğini kaydediyorlar.
Irak petrolde zorlanıyor
• BAĞDAT(A.\> Irak'taki perrol yataklanndan
ihracata dair şüphelerin giderilmemesinden
ötürü, bu ülkenin müşterilerle uzun vadeli perrol
sözleşmelerini görüşecek durumda obnadığı
bildirildi. Reuters'ın haberine göre, Irak perrol
pazarlaması bölümünden üst düzey bir yetkıli
"Sözleşme şartlannı görüşmek istemiyoruz,
çünkü, hiçbir taahhütte bulunmak istemiyoruz,
aynca, petrol arzımn mevcudiyetinin yeterli
olmadığını da onlıyoruz" dedi.