Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 TEMMUZ 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Hangisi altın
değepinde?
Tanş Bumaniye Kooperatifi Başkanı
Fıkret Akova, TBMM Bütçe Plan Komis-
yonu alt komisyonunda konuşuyor. Ko-
nu, zeytinlik alanlarda maden aranması
ve işletilmesineolanaktanıyan maden ya-
satasansı: "Yöremızde yaklaşık 10 mil-
yon zeytin ağacı vardır ve en az 300 bin
afegeçtminizeytindensağladığığbi, zey-
tin toplama işçisi olarak 400 bin kişi de
kırsalyörelerdengelerekenaz6aylıkge-
çimini sağlamaktadırtar. 10 milyon zey-
tinağacınınyıllıkgetirisiortalama 40 bin
tonzeytınyağı ve30bin ton sofralıkzey-
tindir. Bunun parasal değeri 100 milyon
dolardan az değildir. Buna karşılık, böl-
gemizde bulunan Havran-Kûçükdere
köyü çevresinde altın işletme ruhsatı
alan, ancakfaaliyetidundunılan çokulus-
lu Tüprag şirketinin fizibilite raporuna
göre, maden işletme alanında 1.5 mil-
yon ton cevher işlenecektir ve işletme
sonunda 7 ton altın, 15 ton gümûş el-
de edilecektir. Bir onsu 350 dolar mer-
tebesindeki ABD dolan olarak yıllık ge-
lir 13.5milyon dolarolarakhesaplanmış-
tır. Gündemdeolan madenyasa tasan-
sına göre. yüzde2 devlete verilecekpay
ise yalnızca 270 bin dolardır. Tasan ile
şirket, maden faaliyetinin bulunduğu
bölgeye bakılmaksızın tûm teşviklerden
de yaraıianacaktır. Tasanya göre, altın,
çıkaran madencinin olacaktır. Devtetise,
sadeceyüzde 2 parasalpayalarak, tüm
teşviklerle sağlanan indihmlerden arda
kalırsa, katma değerkazanacaktııi Altı-
nın ise, elde edildiğihaliileMerkezBan-
kamızın kasasına girmesi söz konusu
değildir." önümüzde iki seçenek var:
Binlerce Tü'rk ailesini geçindiren, ülkeye
katma değer kazandıran zeytinlikler mı,
yoksa bir ulus ötesi şirketin yalnızca ken-
disine ait olacak altını - hem de toprağı
bir kez daha üzerinde değıl zeytin, ot bı-
le bitmeyecek şekilde bırakarak - çıkar-
ması mı? Hangisi?
IŞIK KANSU
ABD'nin "Yap-Boz'u
MedraseHarekâtı SAĞANAK
Iran sınınnda PKK'lilerin Iran asker-
leri ile çatışmaya girmesi, ABD'lile-
rin 11 Türk askerini Süleymaniye'de
gözaltına almalan ileTunceli VaJisi'ne
yönelik suikast girişiminin peş peşe
gelmesi yalnızca bir rastlantı mı?
Ayrtı günlerde, 10Temmuz2003'te,
"Terörün ötesinde: Değişen Dün-
yada Strateji" kitabının yazarı, ABD'Iİ
emekli asker Ralph Peters. New
York Post'ta özetle şunları yazıyor:
"Irak'ın parçalanması iki aşamada
olmalıdır. önce geçici olarak ülkeyi
3 devletten oluşan bir federasyona
bölmeliyiz. Sunni Araplara reform
için son birşans vermeliyiz. Birdev-
let, güneydeki Şii bölgesinde kurul-
malı, tüm güney petrol alanlannı al-
malıdır. Ikincisi, genişletilmiş Kür-
distan olmalıdır
Tarihsel olarak Kürt olan Kerkük
ve Musul'a ve tabii ki Irak'ın kuzey-
dekipetrol alanlarına sahip olmalı-
dır. Uçüncüsü bu ikisi arasında ka-
lan ve sıkıştırılmış bir Sünni Arap
devleti olmalıdır. Bağdat, otonom
bölge yapılmalıdır.
Peki, bizim 'uzun zamandır müt-
tefikimiz olan' Türkiye ne olacak?
Türkiye, son verilemeyen yolsuz-
luklar, büyüyen Islami köktencilik ve
kendisine zarar veren ordusuyla ye-
niden 'Avrupa'nın hasta adamı' ol-
maktadır. Ya bizim yenilenen dost-
luğumuzun sonucu?
Geçen hafta ABD güçleri Kuzey
Irak'ta gizli bir Türk askeri operas-
yonunu bir düzine kadar özel hare-
kât askerini yakalayarak durdurmak
zorunda kaldı. TürklerKerkük'te üst
düzey bir Kürt lidere suikast yapa-
caktı. Bunun suçu neydi?ABD ile iş-
birliği yapması.
Türk ordusunun bizim işgalimizin
altını oymakistemesi, Bushyöneti-
mine (Irak'ta) yeni ulus kurarken kü-
çük düşünmekten vazgeçmekgerek-
tiğini göstermektedir. Külüstûr oto-
mobillere yeni benzin koymak yeri-
ne, yeni otomobiller üretrnenin za-
manıdır. Bağımsız bir Kürdistan, üre-
tim hattında ilk olmalıdır
Irak'ı bölmede ikinci aşamamız,
eğer Sünni Araplar işbirliğini red-
derse bunlan postalamak olmalıdır.
Kürtlerin ve Şiilerin iki ayrı bağımsız
devletlerinin Iran sınınnda birleşme-
sini sağlayabiliriz. Kürtlere petrol,
gaz ve ticaret için bir deniz korido-
ru güvencesi sağlayabiliriz.
Uçüncü biraşama da olabilir. Av-
rupalılann çizdiğı stnırlarda, Türkiye,
Suriye ve fran'da rehin tutulan mil-
yonlarca Kürt'ün özgürlüğe ulaşma-
sını desteklemek için hiçbir fırsatı
kaçırmamalıyız. Insan haklan ve öz-
gürlükler konusunda ciddi olan
ABD 'liler için büyük Kürdistan uzun
dönemli hedef olmalıdır
Yalnızca askeri operasyonlar Or-
tadoğu 'yu değiştiremez. Avrupa 'nın
mirası olan bu yapay sınırtar, Irak'tan
başlayarak kaldırılmalıdır." Yaşanan
sıcak gelişmeler ile bu emperyalist
senaryoyu üst üste getirince. ABD'nin
"Pax-Americana" diye adlandırılan
"yap-boz" oyunu üzerindeki parça-
lar yerlerine cuk oturuyor...
Başkanlığına Mehmet Ak-
soy'un getirildiği Türkkent
Merkez Biriiği'nin geçtiğimiz
günterde yapıian genel kuru-
luna sunulan rapordan: "Ko-
operatiflerin aldığıyapıizinle-
rtnde 1999-2002 yıllannda
yüzde24.2'denyüzde 14.7'ye
önemlibirazalış gözlenmek-
Ocağımızın Ağacı
tedir. Kuşkusuz, bunda Top-
lu Konut Idaresi'nin koope-
ratii}eridışlayanyöneltilerinin
veyapı malotuşlanndakianor-
malartşlannyanında, giderek
txsulangekdağkrunınohjm-
suzetkileriyüzünden koope-
ratifyoluyia konut edinebite-
cekattve orta gelirfikatman-
lartn umutianntn kınlmasınn et-
kisiaçıktır. 2000-2001 yılla-
nnda üst ûsteyaşanan akça-
Iıbunalımlannyanında, küre-
selleşme sürecinde yaşanan
devletin toplumsalişlevlerin-
den çekilmesinin, küçülme-
sinin, daha doğrusu IMF ve
Dünya Bankası'nın dayatma-
lannmbüyükroü vardır. "Obfl-
dik ikili, ocağımıza da incir
ağacı dikmiş yani.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik, yükseköğretimi "medre-
se"ye çevirecek gizli- saklı ha-
zırlanmış tasarıyı üniversitelere
hiç göndermemiş, Üniversitele-
rarası Kurul'a giriyor. Rektörler
soruyor "Tasanyı niyebize gön-
derrnediniz, görüşümüzü alma-
dınız?" Çelik, yanıtlıyor: "Gön-
derdim, görüş aidım."
Rektörler yine soruyor. "Ki-
me gönderdiniz?" Çelik, kem
küm ediyor. Kem küm ediyor
çünkü, Bakan'ın kendisi de, her-
kes de biliyor ki, tasan kimi üni-
versitelerdeki üç- beş yandaşın
bikjisi ve desteği ile hazırlanmış-
tır. Rektörler, neyapsın, elde ta-
san yok; gazetelerde çıkan, ora-
dan buradan elde ettikleri kınn-
tılan soruyorlar.
Çelik, 0 değişti, bu tasandan
çıktı, şuzaten tasandayok" kar-
şılığını veriyor. Tasan sözde Ba-
kanlarKurulu'ndan geçmiş, ama
mali hükümleri Maliye Bakanlı-
ğı'nda daha yeni gözden geçi-
riliyori Ciddiyetsizlik, sallapatilik
gırfa... Üniversitelerin bütçeden
aldığı kaynak öğrenci başına
1400 dolar. Çelik'in tarikat okul-
lanna kaynak aktarmak için icat
ettiği "binlerce lise öğrencisini
özelokullardaokutma"uyguia-
ması için devletten aynlan pay
ise öğrenci başına 2.200 dolar!
AB uyum paketlerinde üniver-
sitelere ilişkin en ufak bir eleşti-
ri ya da yeni düzenleme önerisi
yok, işine geldi mi AB'den çok
AB'ci kesilen iktidar, gericilik üre-
tecek "üniversite reformu "nu
dayatıyor.
AKP'nin "medrese harekâtı"
neresinden tutarsanız tutun, tam
anlamıyla dökülüyor.
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
Uç Emekli "Genel Müdür":
(3) Bağ-Kur Prime Esas
Gelirler ve Primleri
Türkiye'nin en genç sosyal güvenlik kurumu olan Bağ-Kur. 1479 sa-
yılı "Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigorta-
lar Yasası" ile kurulmuş ve 1 Nisan 1972'de sosyal güvenlik sistemine
katılmıştır.
1 Nisan 1972'de. Bağ-Kur "sigortalılanııın öde><eeekleri primJere esas
olmak üzere". bıldirecekJeri aylık gelirJer için 12 basamaktan oluşan bir
tablo belirlenmıştir. Bağ-Kur sıgortalılan bu tablodaki istedikleri basa-
mak gelırinden prim ödemekte özgür bırakılmıştır.
8 Mart 1981 günlü Resmi Gazete'de yayırnlanan 2423 sayılı yasa ile,
Bağ-Kur primlerine esas gelirler ile, bağlanacak malullük, yaşlılık ve
ölüm sigortalan aylıklarını hesaplamak için, belirlenen basamak gelirle-
ri sistemi terk edilmiş, yerine "gösterge ve katsayı" sistemine geçilmıştir.
Temmuz 1987'de, 3396 sayılı yasa ile Bağ-Kur Yasası'nın "Sigortapri-
mine ve ayhkiara esas olan gelir basamaklan" başlıklı 50. maddesı değış-
tirilmiş ve (basamak sayısırun arttınlmasına, göstergelerin değiştirilme-
sine (...)" BakanlarKurulu yetkilı kıhnmış.tır.
Bakanlar Kurulu bu yetkisini kullanarak. 31 Temmuz 1987 gün-
lü Resmi Gazete'de yayımlanan 22.7.1987 tarih ve 87'11995 sayılı
Karan ile, Bağ-Kur Gösterge Tablosu'ndaki 12 basamağa. 12 (oni-
ki) basamak daha ekleyerek basamak ve gösterge sayısını 24'e çı-
karmiştır. Ilk 12 basamakta zorunlu bekleme süresi bir yıl, 13. ve
sonraki basamaklarda zorunlu bekleme süresi de iki yıl olarak be-
lirlenmiştir.
Böylece. 7. basamaktan giriş \apan bir Bağ-Kur sigortalısı, basamak
yükselhnelerini zamanında yaptığında ve 30 yıl da kesintisiz prim öde-
dığinde, 24. basamaktan emekli olmaya hak kazanır.
Buyasa ile, 1. basamak göstergesi 360 (üçyüzalfmış). 24. basamak gös-
tergesi de 4.020 (dörtbinyirmi) olarak saptanmıştır. Böylece 1 Ağustos
1987'de Bağ-Kur alt srnır geliri o günün katsa>ısı olan 70'e (yetmiş) gö-
re, 25.200 (yirmıbeşbinikiyüz), üst sınır (tavan) geliri de 24. basamaktan
4.020 gösterge ve 70 katsayıya göre, 281.400 (ıkiyüzseksenbirbindört-
yüz)lirayayükselmiştır. Aynı tarihte. (1 Ağustos 1987) SSK alt sınır ka-
zancı (taban) 49.020 (kırkdokuzbinyirmi). üst sınır kazancı (tavan) ise
448.020 (dörtyüzkırksekizbınyirmi) lira idi.
A\nca, 4181 sayılı yasa ile. Bağ-Kur sigortalılarma, 1 Ekim 1996'dan
geçerli olarak "üç ay içinde yanlı talepte bulunmak şarüyla. en fazla oni-
İd basamak" \
r
ükseltme hakkı da tanmmıştır.
Ocak 2003'te Bağ-Kur primine esas en yüksek geiir, 24. basamak ge-
liri olan 812 milyon 799 bin liraya, SSK prime esas üst sınır ücreti de, 1
milyar 637 milyon 500 bin liraya yükselmiştır.
KÎM KfME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak ı turk.net
HARBİ SEMİH POROY semihporoyu yahoo.com
HAYAT EPtK TtYATROSU MVSTAFA BÎLGİN
Ocak 2003 BAG-KUR ve SSK Prime Esas Getirler, Ûcreder
ve Primleri (Bin TL)
KIRIMLAR
Bastmak
-7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
P
18
19
20
21
23
24
Bekleme
Sfiresi
lYıl
I Y I I
1 Yıl
lYıl
lYıl
1 Yıl
2 Yıl
2 Yıl
2 Yıl
2 Yıl
2 Yıl
2 Yıl
2 Yıl
2 Yıl
2 Yıl
2 Yıl
2 Yıl
2 Yıl
30 Yü Toplamı
BAĞ-KUR
Basamak Geliri
1 A>hk
247
1 [9
259.937
2"2.755
285.57
3
298.391
311.208
356 636
39S 105
439 5"5
481044
52i 513
563 933
605 452
646921
688.391
"29.860
"1.329
812.7
99
Gelırler
Sire Toplamı
2 965433
3119.24"
3.273.060
3426.87
3
3.580.68"
3.734 500
8İ59.267
9.554.530
10.549 "94
11.545 056
12.540321
I3.535.5S5
14.530.84S
15 526.112
16 521.3"6
17 516.639
IS.5H.903
19.507.166
188498.399
SSK
Üst Sınır Ücreti (Tıvan)
1 Avlık Süre Toplamı
1.637 916 19.654 99"
1.63"916
1.63
7
916
19.654 99"
19.654 99"
1 637
.916 19.654.99"
1 637
.916
1 637
916
1 63T916
19.654.997
19.654.997
39.309.995
163".916 -9 309.995
1637.916 39 309.995
1637 916
! 637 916
1.637.916
1.637.916
1.637.916
1.637.916
39 Î09.995
39 309 995
39.309 995
39 309 995
39.309 995
39.309 995
1.63" 916 39.309 995
1.63" 916 39.309.995
1.637.916 39309.995
Lcretler 589.649 922
SORUŞTURMAY PÎSSOVSUNCULAR T
KOMÎSVONU A A U N PrSLÎKLERÎNtZt I.. J
ASH STZ -4UN PISLIKLERINIZI
yfrjEötz
OLACAZ
6AIÎBA ı.
1 ı ı ı ı i ı y
OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGESÇ
Ocak 2003'e Göre 30 Vılhk Gelirler,
Ücrefler, Primler (Bin TL.)
KIRLMLAR
Pnme Esas
Sıoorta Kollan
Iş Kazası
Analık
Hastasik
Yaslılıt
30 Yıl Toplamı
BAĞ-KIR |_ SSK
Gelirler
'lOranı
«oûOO
11
o 0.00
o
o2û00
°« 20 00
%40 00
188.498.399
PnmTL
0
0
37.699 680
3" 699 6S0
"5.399.360
Lcretler
"oOranı
"o 1 50
M 00
M100
°o20 00
11
o 33 50
589.0)9 922
PranTL.
8 £44 "49
5 896 490
64.861 491
1T.929 984
197
532.724
10.800 gün (30 tam yıl) 7. basamaktan prim ödemeye başlayıp, basa-
maklan "birer birer" çıkan ve 24. basamaktan emekli olan bir Bağ-Kur
sigortalısı ayda toplam (Yaşlılık Aylığı+Sosyal Yardım Zammıj 706 mil-
»r
on. aynı sürenin 10.800 günün (30 yıl)priminin tümünü de sigortapri-
nine esas en yüksek ücretten (tavan) ödeyerek emekli olan bir SSK si-
gortalısı ise, ayda 507 milyon toplam (Yaşlılık Aylığı+Sosyal Destek
)demesi (avansf+Sosyal Yardım Zammı) emekli aylığı almaktadjr.
TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 14 Temmuz ıctnc.nuuntaz-arikan.com
IRAK'TA KRALUG/A/' SONl/f.
1958'DE BllGÜN, HSAK'TA YAPlLAAI 8/K
DA&8EYLE AAOMAGŞ'İ y/K/LPt'.''AYHt GÜN, İSTAN-
BUL'PA PÜ2ENLEHEN "8ASÛAT fiHKr/ Zı£l/E 7VP-
LANTISI* İÇİN 6£<İ-£NEN l/SAK K&U-/ E.FAYSAL'tH
UÇAĞI YEÇİUCÖy'E ASLA ULAÇA~M/yACAKT)R. SARAH
~OL £Ğ/UMU (SENEISAL. ASOÜL
KE&.İM KASlM 'INÇSAĞDAKİ gESİM} YÇNETİMİNDEKİ
OfZDU glGUKLEei, BAÇfCElirİM TKlM ÖNEMLİ N0/0>
LARlNl, gü A2AD/İ OA 12O CPAU,2S SALONLU O£V
IdZALUK SAEAY/fJI ELE 6EÇİRPİLER. GENÇ KJSAJ. E.FAY-
SAL VE AMCASl ABPÜLİLL4H HEMEN ÖLPÜeÜLDÜ!
IŞSA/CAN AJUgJ SAİT PAŞA İSE,ERT£Sİ <SÜN,KA-
DIN K/ueiNOfi KAÇA#K£Hş YAtcALANAIZAK AS/LPf.
GENEML KAS.IMUH YÖNETİMİ, 1963'T£*J BİR SAÇ-
... . DAg££Y£ ÛEĞİN £ÜReC£KTİfZ.
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Öfkeli Barış...
"Spaghettiall'anrabbiata"... ironik birseçim! Birebir
çevirisi "öfkeli spaghetti". Gerçektedomatesli, acılı bir
spagetti çeşnisi bu...
Berlin'in ünlü Italyan nestoranı "Bocca diBacco" da
Scrıröder "SpaghsttiaH'arrabiata'yemş, yanındadaen-
fes bir "Greco di Tufo" şarabı içmiş. Italya- Almanya sa-
vaşında, "ateşkes" ilan etmek için...
Berlin'in doğu-batı arasında bulunduğu yıllardan be-
ri gazeteciler, siyasetçiler ve hatta casuslann buluşma
noktası oiarak bilinen Friedrichstrasse'deki ünlü resto-
ran, böylece bir kez daha tarih yazmış oiuyor. "Bocco
di Bacco" -her zamanki gibi- Italyan-Alman müşterile-
riyle dolup taşmaya devam edecek ama.. aynı şeyi Ital-
ya kıyılan için söylemek mümkün değil. Italyan turizm-
ciler bu savaştan kayıpla çıktı. Beriusconi hükümeti
yara bere aldı. Savaşın galibi ise Schröder
Savaş nedeni: "Kapo krizi"...
Savaş -malum- Avrupa Pariamentosu'nda dönem
başkanlığını devralan Başbakan Berlusconi'nin kendi-
sini eleştiren bir Alman paıiamentere "kapo" ("temer-
küz kampı gardiyanı") demesiyte patlak vermişti. Ber-
lusconi'nin yanm-ağdıközürleriylezarzoryatştınlankriz,
hükümet üyelerinden -Turizm Bakanı Yardımcısı Stefa-
no Stefani'nin- Almanlara başlarbğı ikinci salvo ile haf-
ta içinde yeniden alevlendi.
Alman turistleri -"bira içip geğirme yanşı yapan, aşı-
n milliyetçi, gürûltücü, küstah gûruh1
' diye- yerden ye-
re vuran Stefani'nin hakaretleri bardağı taşıran damla ol-
du ve Schröder sonunda bu hafta için planladığı "Ital-
ya tatilini" iptal etti. Alman basınının da yangına körük-
le gitmesi üzerine, Federai Almanya Başbakarn'nı örnek
alan çok sayıda Alman turist "favori tatilmekânlan" Ital-
ya'dan -bu yaz için- vazgeçti. Bu ağır bir bilanço.. çün-
kü Çizme'ye gelen turistlerin yüzde 50'si Alman.
Rezervasyon iptallerinden" şaşkına dönen turizm-
cilerkrizegirdi. "Hakarete uğrayan•"Berlin biryandan,
"iptal yağmurundan bunalan" Italyan turizmciler öte
yandan Roma'yı çembere alıp "gerizekâlı" Turizm Ba-
kan Yardımcısı Stefani'nin "keflesini istediler". Berius-
coni'ye "yağcılık olsun" diye Almanya'ya salvo açan
"bakan yardımcısı", neye uğradığını anlamadan alaşa-
ğı edildı. Avrupa turizm sektörünün en bereketli müşte-
ri kitlesine hakaret eden ganban Stefani'nin devre dışı
bırakjlmasıyia birkaç saat için olsun bir heyecan yaşan-
dı: "Schrödergeri dönermi?"... Ama Alman şansolye-
si yumuşamadı. Bu yaz Schröder Italya'ya gelrniyor.
Berlin'de sadece "spaghetti"yiyor AJmanlann yüzde 70'i
de şansölyenin bu "usta diplomasi hamlesini" destek-
liyor.
Almanya'nın kırmızı çizgisi
Schröder "Bocca diBacco"dan kısaca şu mesajı ve-
riyor; "Almanya'nın ayağına basmanın bedeli vardır.
Ama meseleyi kan davasına dönûştürmek de istemi-
yoruz!"
Kıssadan hisse... Almanya'nın asla geçilmemesi ge-
reken kırmızı çizgileri var. "Nazi geçmişe atıfta bulun-
mak" işte böyle bir çizgi. Hatırlayacaksınız Mesut Yıl-
maz da Lüksemburg zirvesinde Türkiye'yi dışlayan Al-
manya'yı "lebensraum pofitikası sürdürmekle" suçla-
mış ve Bonn'u deli etmişti. Almanya'nın Ankara Büyü-
kelçisi Hans Joachim Vergau ile o dönemde yaptğım
bir konuşmayı hatırlryorum. Büyükelçinin öfkesi tınutu-
lurgıbı değıldi.
"Lebensraum" der demez Vergau pancar gibi kıza-
np moranyor, her seferinde fiziken a/lak bullak oluyor-
du. Bana "Günlerdirbusözcükleyatıpbusözcüklekal-
kıyorum" demiş ve devam etmişti: "bu kelimeyihalbu-
ki belleğimin en uzak köşesine gömmüştüm..." Ro-
ma'daki Alman Büyukelçisi de eminim şirridi bu ruh ha-
lini paylaşıyor. Almanlann o zaman "affedilmez" bul-
duklan nokta "lebensraum"sözcüğünün "basbakan" öü-
zeyinde bir kişinin ağzından çıkmış olmasıydı. Berlin'in
hışmına uğrayan Berlusconi'nin "kapo"su gibi tıpkı...
Ama Almanya-Türkiye arasında "lebensraum" nasıl
bir kan davasına dönüşmediyse, Italya ile "kapo krizi"
de er geç yatışacak. Vaktiyle "Nazilerle paralellik kur-
makarnacında olmadığım" söyleyerek konuyu kapat-
maya çalışan Yılmaz gibi... Beriusconi de şimdi Schrö-
der'e sunduğu "yanm ağız" özürierle krizden srynlma-
ya bakıyor.
O dönemde Bonn Ankara'y çizmemiş ama, Yılmaz'ın
üzerine çarpı koymuştu. Olacak olan bu. Berlin Roma'yı
gözden çıkartamaz. Ama Beriusconi üzerine bir çarpı kc-
yacaktır. Schröder ve Beriusconi arasında Irak savaşın-
dan bu yana başgösteren "kan uyuşmazlığı" büyük ola-
sılıkla artacak. Italyan dönem başkanlığı için talihsiz bir
başlangıç.
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
1 2SOLDA.NSAĞA:
l/"Enayi, ap-
tal" anlamın-
da argo söz-
cük. 2/ Tele-
fonsözü... ts-
lam dininde
evliliğin sona
ermesi. 3/Ö1-
müş kimseler-
le cinsel ilişki
kurma biçi-
minde görii-
len sapıkhk.
4/Kahve, hindistan-
cevizi. süt ve alkol-
den oluşan içki. 5/
Uyan... Osmanlılar-
da acemi ocağına
bağlı olanlara veri- 5
lenad. 6/Eski Mısır
inanışında insan ru-
hu... Utançduyma... 8
Oltayadatuzagako- 9
nulan yem. II Edirne yöresinde yaşayan Çinge-
nelerin geleneksel bahar eğlencelerine verilen ad.
8/Yabanansı... Uzaklık işareti... 9/Zaviye... Rize
ilinde, aynı adlı balıyla ünlü bir yayla.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ "Düşük nitelikJi, kötü" anlamında argo sözcük...
Nazi partisinin hücum kıtasını simgeleyen harf-
ler. 2/tngiltere'de çok sevilen bir cins bira... Tuz-
lanıp kurutulmuş yiyecek. 3/Mayab hamurdan ya-
pılan bir tür tath... "Deli gönül gezer gezer gelir-
sin ' — gibi her çiçekten alırsın" (Karacaoğlan).
4/lri ve uzunca taneli bir üzüm cinsi. 5/Mercan-
lann oluşrurduğu halka biçiminde adacık... Hin-
distan'da büyük toprak sahibi prenslere verilen san.
6/ "Yok, kalmadı" anJammda argo sözcük... Bir
ilimiz. II Kütahya'ya özgü, yuvarlak gövdeli ve
ince boyunlu sürahi. 8/Bulaşmış, bulaşık... Bir cet-
vel türü. 9/"— kapılı bir handa / Gidiyorum gün-
düz gece" (Âşık Veysel)... Yadsıml.