23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HAZİRAN 2O03 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIZI Kişilik bozukluklan günlük hayatta çok sık karşılaştığımız, yaşamımızı etkileyen bir sorun yn dünyalarda yaşamak Ruhsaglıgımız nedurumda? Sbsyal Psikiyatri Kongresi'nin 05- 07 Ha-ziran 2003 tarihli toplantı- sının açıhş konferansı Prof. Dr. Vamık Yölkan tarafindan veriliyordu. Ko- nusu da 'Narsisistik Kişilik Bozuklukla- nndaDSM'nin Yazmadıklan'ıdi DSM, Amerikan Psikiyatri Bırlıği tarafindan hazırlanan, psikiyatnk hastalık ve bozuk- luklann tanırn ve ölçütlerinın verildığı bir referans çalışması. Prof. Dr. Vblkan, önemli bir kişi lik bozukluğunu anlatıyor. Kişilik bozukluklan. günlük yaşamda çok sık karşılaştığımız, bu nedenle de ya- şamımızı etkileyen bir bölüm. Kişilik. bızi başkalanndan ayıran özel- liklerimizin rümü \ e davTanışlanmızı bi- çımlendıren ruhsal portremız. Başkalan- nın bızden daha iyi görüp tanımlayabile- ceği yanımız. Herkesin elbette birbırin- den ayn özellikJeri var. Normal kişilik ile 'bozuk kişilik'' arasında hangi farklar var? Bu soru, ruh sağlığı bilimınin önem- li bir sorusu. 'Kişilik bozukluğu' dıyebilmek için. hastanın ıçinde yaşadığı kültür normla- nndan belirgin olarak farkJı olan, kişide sıkıntı yarataru sosyal ve meslek alanla- nnda işlev bozukluğuna yol açan, esnek- lik gösteremeyen kişilik özellikleri bulun- mahdır. (Prof. Dr. Soli Sorias). Şızoit kişilik, paranoıd kişilik, şizoti- pal kişilik, histrionık kişilik, obsessif- kompulsifkişilik, pasif-agresifkışilik bo- zukluklan kendi özellikleriyle kişiye çe- şitli sıkıntılar verir, çe\Te ilişkilerini et- kiler, özel ve meslek yaşamlannda so- runlar yaratır. Cörmezden gelme. Kabullenmeme tutumu Bu konularda en önemli yan, bütün bunlann ne olduğunu bilmek, nasıl, ne- reden ve kimlerden yardım alacağını öğ- renmek, bu bozukluklann yaşamdaki et- kilerini azaltmak ya da kaldırmak yolla- nnı bulmaktır. tnsanlann ne zaman yardım aradıkla- nnı sorgularsak. burada hemen çoğunluk- la "üzücii bir ola^ia karşılaşuklan zaman" sonucuna v annz. Insanlar, ne yazık ki. hem kendilerinin sıkıntı çektiği hem de başkalanna sıkın- tı çektırdikleri pek çok davranışı, ruhsal sorunu görmezden gelir ya da ona böyle bir bozukluk olabileceğini düşünmek is- temezler. Ama çocuklannın kanştığı bir olay, bir trafik kazası, bir uyuşturucu olayının or- taya çıkması, bir suça kanşma, bir kav- ga, bir intihar girişimi ile karşılaştıklan zaman yardım aramalan gerektiğini dü- şünürler. O durumda bıle, olayın sıcak etkileri geçince aradıklan desteği yanda bırakırlar. Yeniden bir olayla karşılaşın- caya kadar 'görmezden getaıe' ya da 'kon- durmama' ya da'kabul etmeme' tutumu- nu sürdürürler. Ama altta yatan bozukJuk sürüp gittiği için benzer olaylann yine- lenmesı de kaçınılmaz olacaktır. Bu kısır döngüyü kıracak olan, insan- lann bılgilenmesi \e bilinçlenmesidir. Bilgilenme her zaman bilinçlenme ile so- nuçlanmaz. Bilinçlenme; bilgilerin ge- tirdiği verileri 'neden-sonuçeksenineyer- leştirme, bu verileri doğru yerde ve za- manda kullanabibne' demektir. Bunlan bilerek, bu durumlarda her za- man tıp biliminin desteği aranmalıdır. Ta- nı. bir tıp doktoru, bir psikiyatr tarafin- dan konulur, tedav i psikiyatrlar ve onla- nn ışhırliği yaptığı psikologlar tarafın- dan yapılır. Sınırsız başarı, güç, zekâ... K 'Narsisistik kişilik bozukluğu', kendine hayranlık dıye tanımlanabılecek bir durum. Herkesin bir ölçüde kendini beğenmesi. . yaptıklannı olumlaması elbette normal bir' tutumdur. Ama 'narsisistik kişilik bozukluğu' şu özellikleri taşıyor: • Kendisinin çok önemli olduğu duygusunu taşır (abartılı. ortada başarı olmadan üstün başanlı sayılmayı bekler). • Sınırsız başan. güç. zekâ. güzellik. kusursuz sevgi düşlerı ile uğraşır. • 'Özel' ve eşi bulunmaz biri olduğuna, ancak böyleleri ile arkadaş olabileceğine ınanır. • Çok beğenilmek ister. • Hak kazandığı duygusu vardır. Çevreden sürekli beklentisi budur. • Kişilerarası ilişkileri kendi çıkan için kullanır. • Empati yapamaz. Başkalannın duygulannı ve gereksinimlerini tanıyıp tanımlama konusunda isteksizdir. • Çoğu zaman başkalannı kıskanır ya da başkalannın kendisıni kıskandığına inanır. • • Küstah. kendini beğenmiş davranış ya da tutumlar sergiler. Böyle bir bozukluğu yaşayan binsinin çevresınde bıraktığı izlenımi, göreceği tepkileri tahmin etmek zor değildir. 'Narsisistik kişilik bozukluğu' olan kişi de hep bu yanını doyuracak kişileri ve ortamlan arayacak ama bir türlü içindeki doyumsuzluğu gideremediği için kendisı de sıkıntı çekecek. çevresine de sıkıntı çektirecektir. Ödüllendirilen bağımlılık... Bir başka kişilik bozukluğu 'bağımh kişilik bozukluğu' bizim kültürümüz için daha tanıdık gelebılir: 'Bagımlı kişilik bozukluğu'nun ölçüt özellıklen: • Başkalanndan çok miktarda öğüt ve destek almazsa günlük kararlannı \ermekte güçluk çeker. • Yaşamının çoğu önemli alanlannda sorumluluk almak ıçın başkalannı gereksinir. • Desteğını yıtıreceği ya da kabul görmeyeceğı korkusuyla başkalanyla aynı görüşü paylaşmadığını söylemekte zorluk çeker. • Tasanlannı başlatma ya da kendi başına iş görme zorluğu vardır. (Doğru yapıp yapmadığına ya da yeteneklerine ılişkin özgüven yokluğundan.) • Başkalannın bakım ve desteğini sağlamak için hoş olmayan şeyleri yapmayı isteyecek kadar aşınya gider. • Kendine bakamayacağına ilişkin aşın korku nedeniyle tek başına kaldığında kendisini rahatsız ya da çaresiz hisseder. • Yakın bir ilişkısi sonlandığında bir bakım ve destek kaynağı olarak derhal başka bir ilişki arayışı içine girer. • Gerçekçi olmayan, kendine bakmak zorunda bırakılacağı korkulan ile meşguldür. Prof. Dr. Orhan Oztürk: "Çocukluk çağında, özerk, bağunsız ve girişken olmayı hem aile içinde, hem okulda destekleme} en, hatta çok değişik yöntemler ve yasaklarla kısıtlavan toplunıumuzda bağımh kişilik bozukluğunun çok sık görüldüğü düşünülebilir" demektedir. Benim de kitaplanmda yazdığım toplumsal davTanışlanmız hem aile içinde hem de okulda ve toplumun işlev alanlannda 'kabul edici, itaat edici, bağunhlaşan davTanışlar'ın ödüllendirildiği ve desteklendıâı volundadır. NTÎ-SOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU Bitmeyen çatışma Toplumsal kurallara aldırmayan. onlann dışına çıkmakta sakınca görmeyen, toplumsal düzenle çatışan bir kişilik bozukluğudur. Çocukluk döneminde yalan söyleme, hırsızlık. evden kaçma, kavgacıhk davranışlan gösterir. 18 yaşından sonra da kavgacıhk, alkol sorunlan, kumar düşkünlüğü, hırsızlık gibi sorumsuz davranışlarla polisle başı derde girer. Sürekli ve tutarlı ilişki kuramazlar. Yaptıklanndan pişmanlık ve suçluluk duymazlar. Özdenetimlen zayıftır ya da yoktur. dürtüsel doyumlan, haz duygulan her şeyden önemlidır. ALITIMIN YERİ VE ÖNEMİ VAR Şizofreni En uzak INIR (BORDERLÎNE) KİŞİLİK BOZUKLUĞU Dengesiz kimlikler... Bu bozuldukta kişinin kimlik duygusunda ve ılışkilerinde sürekh bir dengesizlık görülür. Tutum ve davranışlan ıniş çıkışlıdır. Meslek yaşamlannda, toplumsal ve cinsel kimliklerinde denn bir güvensizlik vardır, dengesizlik vardır. Sağlam bir kimlik duygusu gelişmemiştir. Olaylardan çabuk etkilenır, hemen düş kınklığına uğrar. çöküntüye girerler. Kimi zaman anti-sosyal davranışlara girerler; hızlı yaşam çabalan, uyuşturucu kullanımı, kendilerine zarar verme eğilimi (jiletle kendini kesme, sigara ile yakma. özkıyım girişimleri) görülür. Boşluk ve anlamsızlıktan yakûıırlar. Yalnız kalma korkusu, yalnızlığa dayanamama belirgindir. Başkalannı da ya çok severler ya nefret ederler, bir yüceltip göklere çıkanrlar, bir yerin dibine batınrlar. Tutarsızlık bütün davranışlanna egemendir. Doç. Dr. LeventMete. 'ş> zofreni'yi böyle tanımlı- yor. 'Şizofreni', ruh has- tahklannın tarihinde özel bir yer futuyor. Bu hastalar 'farkbdavra- nışlan' ile hemen dıkkat çekmiş ama nasıl açıklanacağı eski çağ- larda pek bilinememiştir. 'Farkh bir düşünce akışı', 'farkh bir dil', 'farklı bir uzakhğa çekilnıiş gibi ohna' dıkkat çeker. Hastalanan ki- şi, yakınlannın arasından çıkıp başka bir ülkeye gitmiş gibidir. Dr. Levent Mete, 'Şizofrenin Dünyası' adlı yazısında şöyle ko- nuşma örnekien venyor: "Gece- leri ruhumdan aktarma yapıyor- lar. Bu yoBa bir roman yazıldı. O romanı yazmadan önce bana sor- maJan gerekirdi. Televizyondan söyleniyor. Onun romanı diyorlar, ruhundan çahndı diye anons edi- yoriar. Spikerbana bakryorvedik- kat et diyor, çalındı diyor." "Izmir fuanru çok seviyorum. Çünkii bütün Avrupa ülkeie- ri geüyor. Rusya'dan babam Brejnev taç getiriyor. Sürekli kan verip vücudunu de- ğiştiriyorlar. Dosto- yevski'nin Göl gazi- nosunagektiğini gö- rüyorum. Sesim kı- sriacakdiyekorkula- ra kapıhyorum." Varsanılar(hallu- sinasion'lar) ve ya- nılsamalar (illusi- on'lar) hastayı deği- şik algılamalara gö- türüyor. Varsanı, ol- mayan bir şeyi gör- me, duyma, algıla- ma. Yanılsama, var olan bir şeyi yanJış değerlendirme. Ses- ler duyuluyor, ha- yaller görülüyor. Gerçekten de şizofren olan hasta, başka bir dünyada yaşıyor. Eve kapanma, konuşmada fakirleşme, bir şey yapmak istememe. toplu- ma katılma isteğinde azahna, ya- şamdan zevk alamama önemü be- lirtiler. Prof. Dr. Orhan Öztürk, bu ko- nuda tanınmış psikiyatr ve araşhr- macı NancyAndreasen tarafindan yapılan çahşmalan şöyle açıkhyor "Şjzofrenide dışandangelenuya- ranlann ahnmasıveiştenmesi, da- ha önce alınmış.işlenmiş,depolan- mışolan bilgilerle ilişldlendirilnıe- si ve bunlara dayanarak bir tepki yada yanrttüründen eylemegeçil- mesi süreçlerinde bir anormalHk söz konusudur." Şizofreninin Prof. Dr. Nancy Andreasen tarafindan, beyin iş- levlerinin tümünün bozulmasına yol açan bir 'bflgi işlem bozuklu- ğu', buna bağlı olarak da 'bilişsel ölçüm bozukluğu - cognitive dysmetria' oiarak değerlendiril- mesi, düşüncelerin, duygulann, sosyal da\Tanışlann bu temelde bozulması önem taşımaktadır. (Prof. Dr. Orhan Öztürk -Ruh Sağ- lığı ve Bozukluklan- Yenilenmiş 8. Basım,2001.) Doç. Dr. Levent Mete, 'şizofre- nik manük işlemesini' şöyle ta- nımlıyor: ^ Öd nesnenin yalnızca bir yan- lan benzediği için aynı kabul edil- mesi. Başbakanın gözlüğü var, be- nim de gözlüğüm var. demekki ben de başbakanım. • Ikinci özellik, doğa ve toplum kurallanna göre işleyen süreçleri kişisel niyetlere bağlamaya yat- kınlık. Şimdi yağmur yağıyorsa bunu kötü niyetli bıri yapıyor. %/ Üçüncü özellik de önce yar- gıyavanp sonra buna kanıt arama- sı. îş arkadaşlan onu öldürmek is- tiyor varsanısına kanıt arama böy- le bir şizofrenik manhk. Levent Mete ile bir ara konuşursam, bu mantık yanlışlannı bizim toplu- mumuzda hem de şaşılacak yer- lerdeki kişilerin de sık olarak yap- tıklannı söylemek istiyorum. Bu ikinci ve üçüncü özeUikleri normal denilen öyle çok insanda görüyo- ruz ki. Bu da düşünülecek bir ko- nu. Şizofreni hastalığında, kalıtı- mın yeri ve önemi var. Konunun bu yanı özellikle hasta kişilerin çocuk yapma süreçlerinde dikka- te alınması gereken bir önem ta- şımaktadır Psiko-sosyal etkenler- de, güven sarsılması, Örselenme- ler, incinmeler, insan ilişkilerinde yaşanan düş kınklıklan önemli. Aile içi etkileşim, çocuklann an- ne baba tarafindan çelişkili me- sajlar ahnası, bocalaması, güven duygusunun sarsılması kişiye yö- nelik baskılan oluşturuyor. hl Oyunlanfilmi, şizofrenlere yönelikaynmcılıkla mücadeleye önemli kath sağladı. Hastalık, insanın bütün bu örse- lenmelerden, çelişkilerden kaça- rak küçük çocuklara sığinmayı an- dınr. Her şeyden kaçarak, kendi içi- ne saklanarak acı veren çelişki- lerden kurtulmak olgusunu dü- şündürüyor. Alcıl oyunları... "Haön sajıhr bir süredir şizof- reni hastaları üzerindcki damga ve onlara yönelik aynmcıhğı orta- dan kaknrmak için uğraşıyoruz. 'Akıl Oyunlan' filmi bizim nice- dir uğraş verdiğımiz mücadele yel- kenini öyle bir rüzgârla dokhırdu Id, buna ancak şükran duyulabi- Hr ve teşekkür edilebflir.*" Doç. Dr. Haldun Soygür. 'Şi- zofreni Yazılan'dergisindeki Te- şekkürier Nasb' başlıklı yazısın- da bunu yazıyor ve yazısını sür- dürüyor: "Şizofrenihastasıohnak, çahşmaya, üretmeye engel değil- dir.Oianaktanınır,firsatsunulur- sa, Nobel ödülü dahi alınabitir. Şizofreni hastasınuı en yakının- tlakilerin (filmde Nash'in eşi) onu ardamavaçalışması.flgi, sevgiveda- yantşmasıçokgüzel sonuçlannya- raalrnasına hizmet edebilir. İşverenlerin (filmde üniversite) hoşgörü, saygı ve destek eksenin- de gelişensabipçıkışLfarkfabğın gü- zeffiğiniveüretkenBğinigözlerönü- ne serebiKr." Yazı, 'Şizofreni Has- talanveYaknüan Dayanışma Der- neği' yayın organı olan 'Şizofreni Yazılan'nda çıktı. Bu demeğin yö- neticileri ve çalışanlannı her psi- kiyatri kongresinde görüyorum. Şefkatii birdayaraşma içinde stand- lannı açıyorlar, çeşitli yapıtlannı sergiliyorlar. Kongre bitince de yeni çahşmalarda buluşmak üze- re aynhyorlar. SÜRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle