Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 2003 PA2ARTES
HABERLER
"j^^l Yeni üretim lisanslan dağıtılırken Türkiye'nin milyariarca dolan çöpe gidiyor
İİnerji piyasasındakaos• Türkiye, Japortya 'dan sonra elektriği en pahalı tüketen ülke.
Sanayici mağdur. Tüketici için de durum aynı. Üstelik özelleşürmeyle
"serbest piyasa or'tamında rekabeîin artacağı vejıyatların düşeceği"
savı gerçekleşse bile tüketicinin bundan yararlanması için yılda
9 milyon kilovatsaatin üzerinde elektrik tüketmesi gerekiyor.
• EMO, yaklaşık 2 yıl önce karanlıkta kalacağımız korkutmasıyla "
yapılan anlaşmalar yüzünaen 2002 de devletin 1 milyar 92 milyon
dolarhkfazladan ödeme yapnğını hesapladı ve bunun artarak devam
edeceği uyarısında bulundu. EMO 'ya göre tek sorun pahahlık değil;
enerjide dışa bağımhlık artıyor ve Türkive santral çöplüğüne dönüştü.
KATMA KOŞAR
Türkiye, Japonya'dan sonra elektrik
ereerjisini en pahalı tüketen ülke. Tüketi-
cinin yüksek faturalarla karşı karşıya kal-
dığı Türkiye'de sanayi kuruluşlan da pa-
halı elektrik nedeniyle mağdur oluyor. Sa-
nayicinin en önemli girdilerinden birini
oluşturan elektrik enerjisinin pahalılığı,
rekabet gücünü de düşürüyor. Uluslarara-
s» Enerji Ajansı'nın (IEA) 2002 verileri-
n e göre, Türkiye'deki sanayici, elektriği,
Is'veç, Macaristan, Fransa, Kore, Finlandi-
ya, tspanya, ABD, Avustralya, Yunanistan,
Hoilanda, Meksika, Tayvan, Polonya, Al-
manya ve lngiltere'deki üretıciden daha
pahalı tüketiyor. Örneğin, Isveç sanayici-
si elektrik enerjisinin kilovatsaatini (kwh)
57 bin 148 liraya, Yunanistan'ın sanayici-
si 72 bin 20 liraya, Polonya'nın sanayici-
si 79 bin 540 liraya kullanabıliyorken Tür-
kiye'de bu rakam 134 bin 516 Türk Lira-
sı'na denk geliyor.
Tüketici açısından da durum farklı de-
ğil. Üstelik özelleştirme uygulamalan ile
"serbest piyasa ortamında rekabetin arta-
cağıvefiyatlann düşeceğT savı gerçekleş-
se bile tüketici bundan hıç yararlanamaya-
cak. Çünkü. 1984-2002 yıilan arasındaki
yapısal değişim politikalannın son halka-
sı olarak biçimlenen ve kamu hizmeti an-
layışının tamamen terk edıldiği Enerji Pi-
yasası Yasası'na göre, tüketicinin "ser-
bestçe, dilediği üreticilerie anlaşma yapa-
bilmesr için yılda 9 milyon kilovatsaatin
üzerinde elektrik tüketmesi gerekiyor. Oy-
sa, 4 kişilik bir ailenin olağan koşullarda
tükettiği elektrik enerjısı miktan 1 milyon
kilovatsaati geçmıyor.
Karanlık korkusuyl'
1 milyar 92 milyon dolar çöpe
Elektnk Mühendısle;. Odası, yaklaşık
2 yıl önce "karanlıkta kalacağumz kor-
kutmasnia yapdan anlaşmalaryüzûnden"
2002de devletin l milyar 92 milyon do-
larhk fazladan ödeme yaptığını anımsattı
ve bunun artarak devam edeceği uyansın-
da bulundu. Bu yıl özel sektöre 79 milyar
kilovat elektrik enerjisi ürettirileceğini he-
KAÇAK KULLANIM
Yılda 1.5
milyar
dolar kayıpKamunun trafo merkezleri, şebeke yatınmlan
vapmaması nedeniyle kayıp orannıın diğer ülke-
lere kıyasla çok yüksek olduğu Türkiye'de kaçak
kullanımda yüksek. Kayıp- kaçak oranı 1992de
yüzde 12'lerseviyesinde iken 2000'li yıllarda bu
oran resmi verilere göre yüzde 22'yı buldu.
EMO'nun Başkanı Cengiz Göltaş'ın, kaçak kul-
lanıma engel olduğu için önce Adana'dan Urfa'ya
sürülen, sonra da plastik sanayicisi işadamlann-
ca kiralık katil aracılığıyla öldürülen TEDAŞ gö-
revlisi mühendis Hasan Bahkçının anısına hazır-
ladığı çahşmaya göre, Türkiye'de kayıp ve kaçak-
lann maliyeti yılda 1.5 milyar dolan buluyor.
Kaçak faturalara yartsıtılacak
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, kayıp-ka-
çak oranlannı azaltmak üzere yatınmlar yapılma-
sının önünü açmak yerine, maliyeti, elektriği za-
ten çok pahalıya alinak zorunda kalan yurttaşın
faturalanna yansıtmaya hazırlanıyor.
1 Temmuz'da uygulamaya girecek "Ü Bazında
Elektrik Tarifesi''ne göre, elektrik birim fıyatlan
bölgesel olarak belirlenecek. Buna göre:
^ Kayıp-kaçak oranlannın yüksek olduğu iJler-
de fiyatlar artarken bazı illerde düşecek.Fiyatlan-
dırma sıstemiyle 43 ilde fiyatlann azalacağı, 38
ilde ise yükseleceği hesaplanıyor.
• EPDK'nin açıkladığı tarifeye göre, en düşük
fivat Izmir'de, konutlar için 101.100 lira olacak.
En yüksek fiyattan elektrik tüketmesi beklenen
Hakkânde ise kilovatsaatin fiyatı 292.920 liraya
çıkacak.
• Izmir'e göre yüzde 290 daha pahalı elektrik
kullanmak zorunda kalacak Hakkâri de kayıp- ka-
çağın nasıl azaltılacağı belirsiz.
• Aynca, söz konusu tarifeyle, kayıp- kaçak ko-
nusunda sürekli sorumJu tutulan doğu illerinin
Türkiye "deki toplam tüketimden çok az pay aldı-
ğı göz ardı ediliyor.
Gayri resmi venlere göre, geçen yıl, kayıp-
kaçak oranının yüzde 40'lara kadar yükseldiği
Istanbul'un Avrupa yakasındaki tüketim mik-
tan 5 doğu ilinin tüketimine yakın. îstanbul, Iz-
mir, Bursa, Ankara, Kocaeli gibi metropollerde
elektrik enerjisinin yüzde 47'si tüketiliyor. Bu
durumda söz konusu metropollerdeki yüzde
10'luk kaçak. aslında örneğin Hakkâri deki yüz-
de 70'in üzerinde.
Ülkelerin elektrik üretiminde
kömür payı (%)
r**-
Polonya
Güney Afrika
Çin
Avusturalya
Hindistan
Çek Cumhuriyeti
Yunanistan
ABD
Almanya
Danimarka
96.0
88.0
78.0
77.0
77.0
72.0
67.0
55.0
52.5
47.0
TÜRKİYE 20.0
Ülkelerde kayıp-kaçak
oranlan (%)
Japonya
Finlandiya
Almanya
Belçika
Avusturya
ABD
Yunanistan
Kore
Fransa
tsveç
3.6
4.1
4.9
5.2
6.5
7.7
7.8
7.9
7.9
8.2
TÜRKİYE 22.0
2002 yıh elektrik
enejisi üretimi (%)
Doğalgaz
ünyit
Hidrolik
Fuel-Oil
Taş Kömürü
46.8
23.1
16.3
7.0
2.3
Diğer (LPG,
Nafta, Rüzgar,
Jeotermal, Atık)
4.5
Türidye'de ortalama 20 yd önce başlanan özeUeştirme uygulamalam la enerji sektörii x. ıpsaçma
döndü. Şimdi gözfcr, karşıfağmda birşey almadığı halde özel şirkeüere mih ariarca iioûi' öde-
mek dunımunda kalan devletin çıkarlannı komrken sektörii de düzenlemekk yükümlü olan
Enerji Bakanuğı Ue Enerji Ptyasası Düzenleme Kurumu'nda.
Hidrolik potansiyelinin yüzde 19.2, güneş potansiyelinin ise binde 8.2'sinden yararlanıldı
Türkiye kayııaklanııı kullanamıyor
ANKARA (AA) - Türki-
ye, enerjide kendi kaynak-
lannı değerlendiremiyor.
Ham petrol tüketimi 2001
yılında 29.7 milyon ton
olan Türkiye'nin güneş
enerjisi potansiyeli bundan
fazla.
Türkiye'nin 8.8 milyon
ton petrol eşdeğeri (TEP)
elektrik (31.2 milyar kilo-
vatsaat elektrik üretilebili-
yor), 26.4 milyon TEP ısı
üretecek güneş enerjisi po-
tansiyeli var.
Türkiye, 2001 'de hidro-
lik potansiyelinin yüzde
19.2'sini, güneş potansiye-
linin binde 8.2 sini, jeoter-
mal enerjisinin binde
3.8' inı, tahinini rüzgar po-
tansiyelinin binde 0.3 'ünü
kullanabildı. Türkiye, pet-
rol ve doğalgaz dışındaki
• Yüksek fiyatla satın aldığı 17 milyar metreküp doğalgazın 11 milyar
metreküpünü elektrik üretiminde kullanan Türkiye, sadece 125 milyar
kwh hidroelektrik potansiyelini kullanabilse, 2001 yılındaki elektrik
tüketiminin yüzde 98.5'ini karşılayabilecekti.
birincil enerji kaynaklan
kendi tüketimini fazlasıy-
la karşılayabilecek düzey-
de bulunuyor. Geçen yıl
yüksek fiyatla satın aldığı
17 milyar metreküp doğal-
gazın 11 milyar metrekü-
pünü elektrik üretiminde
kullanan Türkiye, sadece
125 milyar kwh hidro-
elektrik potansiyelini kul-
lanabilse, 2001 yılındaki
elektrik tüketiminin yüzde
98.5'ini karşılayabilecek-
ti.Oysa Türkiye, 2001 yı-
lında ortalama 42.5 milyar
kwh elektrik üretimi yapı-
labilen hidrolik kurulu gü-
cünün bile yüzde 42.8'ini
(18 milyar kwh'lik elekt-
rik) kullanmadı.
Jeotermal cennetl
Toplam 1.1 milyar ton
taşkömürü, 8.4 milyar ton
linyit, 380 bin ton toryum
rezervi,200'ü rüzgar, 125'i
hidrolik, 31.2'si güneş,
23.8'i jeotermal ohnak
üzere toplam 380 milyarki-
lovat saat (kwh) temiz
elektrik enerjisi potansiye-
li olan Türkiye, kaynaklan-
nı iyi kullanamıyor.
Toplam 140 jeotermal
sahasıyla, büyük birjeoter-
mal potansiyeline sahip
olan Türkiye. konutlann
yaklaşık üçte biri olan 5
milyon konutu ısıtabilecek
(31 bin 100 megavat) ısı,
23.8 milyar kwh elektrik
üretebilecek elektrik potan-
siyele sahip durumda. Fa-
kat, Türkiye, 2001 yılında,
termal potansiyelinin yüz-
de 2, jeotermal elektrik
enerjisi potansiyelinin ise
sadece binde 3.8'ini (90
milyon kwh) kullanabildi.
Türkiye'nin en büyük
enerji kaynaklanndan biri
de rüzgâr. Potansiyelinin
binde 0.3"ünü kullanarak
2001 yılında rüzgârdan 62
milyon kwh elektrik üreten
Türkiye'nin. bu alandaki
potansh di de karcda 50.
denizdeise 150 olmak üze-
re 200 milyar kwh düzeyin-
de. 2001 yılı ioplam elekt-
rik tüketiminin 126.9 mil-
yar kwh düzeyinde olduğu
dikkate alırursa sadece rüz-
gâr potansiyeli bile elektrik
tüketimini fazla'iyla karşı-
layabilecek öîçekte. Bazı
kaynaklar bu potansiyeli
250 milyar kwh"ye kadar
çıkanyor.
Dünyada madenciliğinde
üretimde 28., 50'den fazla
madeniyle çeşitlilikte 10.
sıradayeralan Türkiye'nin,
hidrolik, jeotermal, rüzgâr
ve güneşten elektrik üret-
me potansiyeli 380 milyar
kwh'yi buluyor. Bu rakam,
Türkiye'nin 2001 yılı tüke-
timinin 3 katı düzeyinde.
saplayan EMO, bunun parasal karşıhğı-
nın 4.7 milyar dolar olduğunu \iırguladı.
EMO, geçen yıl bu rakamın 3.12 milyar
dolar olduğunu anımsattı.
Şimdı Enerji Bakanlığı, doğalgazlaüre-
tim yapan ve bu nedenie fıyatlan en yük-
sek olan yap-işlet-devret (YÎD) santralla-
nyla görüşerek fiyatı aşağı çekmelerini is-
tiyor. Bir süredırdevam eden görüşmeler-
den henüz birsonuç alınamadı. Doğalgaz-
la üretim yapan santrallar hâlâ devlete
elektriğin birimini 11 ile 16 sent arasında-
ki fiyatlarla satıyorlar. Üstelik alım garan-
tileri olduğu için bazen hiç üretmeden mil-
yonlarca dolar alıyorlar.
Bu arada, Enerji Bakanlığı, biryandan
şirketlerle görüşmelen sürdürürken
YÎD'lerle ılgıli anlaşmalan ıçeren dosya-
lan Meclıs Yolsuzluklan Araştırma Ko-
misyonu'na gönderdi. Enerji ve Tabıi Kay-
naklan Bakanı Hilmi Güler, komisyona
konuyla ılgili bir sunum da yaptı.
Tek sorun pahalılık değll
Pahalı elektrik sorunu, aslında, planla-
ma anlayışının terk edildiği son 20 yılda-
ki politikalann sonuçlanndan sadece biri.
Üretimde dışa bağımlı yapı. kayıp-kaçak
oranlannın yüksekliğı, kaosun hâkim ol-
duğu diğer alanlar.
Türkiye'de ener ji sektörii son derece dı-
şa bağımlı bir yapıya kavuştu. EMO'nun
Mart 2003 tan'hli "Elektrik Enerjki Üre-
timinde Yaşanan Sorunlar>e Çözüm Öne-
rüeri" adlı raporu, enerjide özelleştirme-
nin yarattığı sorunlar ile çarpık uygula-
malar bütün çıplaklığıyla eözler önüne se-
rildi.
Dı;a bağımhlık
Enerjide artık ulusal kaynaklann ihmal
edildi ği, ürerimin özel şirketlerin kâr ta-
leplerine uygun olarak doğalgaza dayalı ve
dışa bağımlı bir şekilde belirlendiğinin an-
latıldığı raporda yer alan venler şöyle:
• 1985'te üretımin yüzde 42 sı linyit
santrallanndan karşılanırken bugün linyit
potansiyelinin yalnızcayüzde25'i, hidro-
lik potansiyelinin yüzde 20'si, jeotermal
kaynaklann yüzde 2.97'si kullanılıyor.
•Avrupa Birliği (AB) ülkeleri enerji tü-
ketimlerinin yüzde 5.6'sını yenilenebilir
enerji kaynaklanndan sağlıyor. Buoranın
2010'da yüzde 12'yeçıkanlmasıplanlanı-
yor. Buna karşılık Türkiyede yenilenebi-
lir enerji kaynaklannın tüketim içindeki
payı 2000de yüzde 11 iken bu rakamın
2010'da yüzde 7'ye düşmesi bekleniyor.
• Türkiye, enerji tüketiminin yüzde
36'sını ulusal kaynaklardan karşılıyor ve
bu oran 2023'te yüzde 20'lere düşecek.
Yatırım maliyeti yüksek
EMO'nun hesaplamasına göre. ortala-
ma 1 kilovat kurulu gücün maliyeti 1000
dolar olarak kabul edildiğinde, 1000 me-
gavat gücündeki bir santralın maliyeti de
1 milyar dolan buluyor. Sanrrala harca-
nan paranın 1.5-2 katı kadar da yeni hat-
lar. trafo merkezleri gibi şebekeye yatınm
yapılmak zorunda kahndığı dikkate alın-
dığında 1000 mega\at gücündeki bir sant-
ral için 2.5-3 milyar dolarhk kaynak aynl-
ması kaçınılmaz. Yatınmlar bu denli pa-
halı olduğu için Türkiye'nin enerjide plan-
lı davTanması gerektiğı uyansını yapan
EMO, yaklaşık 4011 megavat kurulu güç-
te otoprodüktör santral olduğunu ve bunun
en az 1500 megavatının uzun yıllar hiç
kullarulmayacağım bildirdi.
Yenl llsans uyarısı
Bu nedenlerle Enerji Piyasası Denetle-
me Kurumu'nu artık yeni lisanslar dağıt-
mamaya çağıran EMO, \erimlilik açısın-
dan durumun daha da kötü olduğunu sap-
tadı. EMO'nun raporunda enerjide kapa-
site arttıkça \erimlihğin büyüdüğü belir-
tildi. Buna karşın Türidye'de ülke kaynak-
lan harcanarak sektörde yaşanan plansız-
lık sonucunda irili-ufaklı yüzlerce santral
kurulduğu vurgulandı.
2003 için 139 milyar kilovatsaat üreti-
min öngörüldüğü enerjide, bunun yüzde
43. l'i kamu elıyle, yüzde 56.9'u özel sek-
tör tarafından yapılacak. Buna karşın
"üretimde ağırlık kamudaymış gibi özel-
leştirmenin sürekli gündemde rurulması-
na" açıklık getiren EMO, "Çünkü özel
sektör, başka hicbir alanda otmadığı bi-
çimde özel sözJeşmeler ile pahalıva üretti-
ği "malf fîilen tüketici olan halka yüzde
100 garanrj ile satmakta, ancak parasını
devlet eliyle halktan toplayıp yine deviet-
ten almaktadır. Dünyanın başka bir ülke-
sinde böyle bir u>gulama yoktur. Kamu
sanrrallan ile daha ucuza üretim yapnıak-
tan \azgeçilirken özel sektöre büyük oran-
da devlet eh>1e sermaye aktanlmaktadır"
değerlendırmesini yaptı.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Asker-Siyaset
îlişkilerinde
Unutulan Noktalar IV
24) 1965-1980 dönemi, demokratik haklar ve öz-
gürlükler kullanılarak demokrasinin tahrip edilme-
si ve yerine, herkesin kendi kafasındaki modele
göre otoriter bir rejim getirme çabaları ile belirlenir
Kimisi sol, kimisi sağ eğilimli olan bu modellerin sa-
vunuculan biryandan orduyasızmayavedevleti ele
geçirmeye yönelirken, öte yandan, eğitime, yani
üniversitelere ve liselere el koymaya çalıştılar. 1965-
1980 arasındaki olaylarda pek çok aydınımızı, gen-
cimizi ve öğrencimizi yitirmenin temel nedeni bu-
dur. Sivillerin bu hatasına, ordu içindeki çeşitli grup-
lann da darbe eğilimleri eklendi, böylece 12 Mart
ve 12 Eylül askeri darbelerinin önü açılmış oldu.
25) CHP'nin Demokrat Parti diktatörlüğüne kar-
şı yayımladığı "llkHedefler Beyannamesi" nasıl bir
model olarak 27 Mayıs'ta işe yaramışsa, 12 Mart'ın
önünde de Celil Gürkan ve arkadaşlannın Doğan
Avcıoğlu grubundan esinlenerek uygulamaya koy-
mak istedikleri bir "Atatürkçü Kalkınma Modeli"
vardı. Fakat 12 Mart darbesi, esas olarak hem Ce-
lil Gürkan grubuna hem de 27 Mayıs'ın getirdiği
özgüriükçü anayasa yapısına karşı yapılmış oldu-
ğu için bu model asla uygulamaya konulmadı. Sa-
dece darbenin ilk aşamasında Demirel istifa etti-
rildikten sonra Nihat Erim'e kurdurulan hükümet-
te Atila Karaosmanoğlu gibi, Talat Halman gibi,
Atila Sav gibi "Atatürkçü teknisyenler" yer aldı.
Ama darbe esas olarak sola, özgürlüklere ve Celil
Gürkan-Doğan Avcıoğlu grubuna karşı olduğu
ve uzun dönemde dinci-mılliyetçi çizgide bir olu-
şuma dayandınlmak istendiği için bu isimlerin ka-
binede yeralması önemli birçelişkiydi. Nitekim kı-
sa bir süre sonra bu isimlerin tümü (on birler adı
altında) hükümetten istifa etti.
26) 12 Mart darbesi ilk kez "Atatürkçülük" adına
baskıcı bir uygulamaya da yol açtı. Daha sonra 12
Eylül darbesi ile pekişecek bu uygulama, günü-
müzde pek çok "Ikinci Cumhuriyetçi" diye nitele-
nen yazann sergilediği "Atatürk düşmanlığının"to-
humlannı attı. 12 Mart askeri darbesinin fikir baba-
lığını bir anlamda Sadi Koçaş yapmaya çalıştı ama
başaramadı. Koçaş'ın sola ve demokrasinin geliş-
tirilmesine açık fikriyatı, kendi iç hesaplaşmasına
yönelmiş olan Silahlı Kuvvetler hiyerarşisi içinde, bu
hiyerarşi anti-komünist biryapıda olduğu için rağ-
bet görmedi ve etkisiz kaldı; darbe "Atatürkçülük"
adı altında koyu bir baskıya ve sola karşı bir hare-
kete dönüştü.
27) 12 Mart darbesine bütün toplum katmanlan
ve aralannda işçi sendikaları konfederasyonlannın
da bulunduğu bütün örgütler destek verirken, bir
sivil politikacı buna karşı çıktı, "Darbe bana karşı
yapılmıştır" dedi ve darbe sonrası yapılan seçim-
lerden de birinci parti olarak çıktı, başbakan oldu:
Bülent Ecevrt'i hem "Kıbns Fatihi" yapan hem de
Erbakan'ın lideıiiğinde dinci anlayışın devlet içine
sızmasına yol açan süreç böyle başlamıştı.
28) Aslında CHP'yi 1973 seçimlerinde birinci par-
ti, Ecevit'i de başbakan yapan süreç, sadece Ece-
vtt'in 12 Mart darbesine karşı açık ve cesur bir tu-
tum almış olması değildi. Celal Bayar ve arkadaş-
lannın eski Demokrat Parti'nin siyasal mirasını kul-
lanan Demirel'e karşı cephe almaları ve Ferruh
Bozbeyli'nin başkanlığında kurulan Demokratik
Parti'ye destek vermeleri, orta sağı bölmüş ve De-
mokratik Parti yüzde 11.9 oy ile Meclis'te 45 san-
dalye kazanarak Adalet Partisi'ni CHP'nin arkası-
na düşürmüştü.
29) Bülent Ecevit'in "Ortanın Solu" hareketi ile
ele geçirdiği CHP'nin, seçimlerden birinci parti ola-
rak çıkması sonunda CHP-MSP hükümeti kuruldu.
Böylece "Siyasal Islam" ilk kez Ecevit'in desteği
ile iktidara gelmiş bulunuyordu. Ecevit-Erbakan
koalisyonu çoksorunlu oldu. örneğin Milli Selamet
Partisi, siyasal af konusunda koalisyon partileri ara-
sında vanlan anlaşmayı, sağdaki fikir suçlululan af-
fedildikten sonra soldaki fikir suçlulannın affına des-
tek vermeyerek bozdu. Kıbrıs müdahalesinden
sonra CHP-MSP gerginliği iyice arttı ve Ecevit, bi-
raz da Kıbrıs'ın kendine getirdiği prestije güvene-
rek Demokratik Parti ile yeni bir koalisyon kurmak
ya da yeni seçimlere gitmek amacıyla ortak hükü-
meti bozdu.
30) 12 Mart darbesi Ecevit-Erbakan koalısyo-
nuna ve siyasal Islam'ın ilk kez siyasal iktidara or-
tak olmasına yol açmıştı. Ecevit'in koalisyonu boz-
ması ise sağda bir mucizeye yol açtı: Orta sağ, mil-
liyetçi sağ ve dinci sağ partiler birleştiler ve Demi-
rel'in başkanlığında Birinci Milliyetçi Cephe hü-
kümetini kurdular.
www.kongar.org; ekongar << cumhuriyet.com.tr
EMO'dan öneriler:
Yenisantralyerine
şebekeyeyatırımyapın
EMO'ya göre, buyıl
yenilerle birlikte şebe-
kede 11.500 megavat
gücünde santral de\Te-
ye girecek. Şebeke fre-
kansı, kamunun doğal-
gaz tüketimi zorunlulu-
ğu gibi nedenlerle "yak-
laşık 14 bin megavat gü-
cünde ünitenin çahşıyor
olması zonınluluğu"
bulunduğunu vurgula-
yan EMO, yük düşme-
len ya da de^Teden çık-
malann özel şirketler
için geçerlı olduğunu,
kamuya aıt santrallann
zaten en düşük değerler-
de tutulduğunu kaydet-
ti. Buna göre, sadece şe-
bekenin zorlamasından
dolayı, en lyımser tah-
minle bu yıl 97,5 mil-
yon dolar ödeme yapıla-
cak. EMO raporunda
önenlerini de sıraladı:
• Yeni santral yatı-
nmlan yerine şebekenin
özellikle dağıtım hatla-
nnın yenılenmesine ya-
tınm yapılmalı. Ka\ıp-
lann vılda >'üzde 4, ye-
nne yatınm yapılarak
yüzde 7-10 düşürülme-
si dunımunda, üretim
fazlalığından dolayı
2010'a kadar yeni sant-
rallere gerek yok.
• Enerji doğası gere-
ği kamu tekelınde ol-
malı.
•EPDK,6000mega-
vatlık santral için üretim
lisansını ısrarla vermek
istiyor. Engellenmeli.
• Bu başvurulann,
zaten üretim fazJılığının
aşın düzeye çıktığı Bur-
sa- Adapazan- tzmit-ls-
tanbul bölgelen olduğu
bıliniyor. Bu bölgelerde
yeni üretim tesislerinin
kurulması engellenmeli.
• YlD'lerin işletme
ve bakım denetimleri
yapılabilmeli.