Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 HAZİRAN 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA
DIZI 9
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, adada çözümün iki tarafın haklannın eşit kabul edilerek birleşmeden geçtiğini söylüyor
Tüıkaskerigiderse carumızaokurlar
B
ugün Ledra Palas sınır kapısın-
dan KKTC'ye geçeceğim. Ilk
kez, Tûrk tarafindan akreditas-
yon, Rum tarafindan da KKTC'ye geç-
mek içın izin istemek zorunda değilım.
Elimi kolumu sallaya sallaya o mıman
ucubesı Ledra Palas adıyla anılan otel
eskisi binanın önünden yürüyüp KKTC
smır kapısına gelıyorum.
Kapıdakıpolıslergüleç. Hatta, ".\aa,
hoş geldin. Yine Amca'ya (Denktaş Bey)
mıgidiyorsıın''diye soruyorlar. Aracım
olmadığmı göriince koşuşturup bir de
taksi buluyorlar. Bıraz sonra Lefkoşa'da
Cumhurbaşkanlığı'ndayım. Denktaş,
odasında çalışıyor. Beni göriince gülü-
yor: "Aman, yine mi sen? Geç bakatam,
şöyle otur. Bugün sana ne diyeyim?"
Ben oralı değilım. Önce Dtırsun Bey'den,
onun ünlü portakal suyundanricaedi-
yorum. Sonra da Denktaş Bey'e hınzır
terrier Boncuk'u soruyorum. "Bugün ge-
tirmedinı. Yılan Adası'nda kaldT dı-
yor. lyi... Bir an önce konuşmaya baş-
İayabiliriz. Sonra da ben Güne'ye gıde-
rim. Akşama kadar orada kalınm. Son-
ra da aynı yoldan geri dönüş...
Ambargo hemen kalkmalı
AB, KKTC'ye kalkınma içın bellı bir
fon ayırmaya karar vermiş. Bu konuda
Denktaş Bey ne düşünüyor? "Bu, Tür-
krve'nin buraya yüda verdiğinin beşte
biri bile değü. Yani 30 milyon Euro. Bu-
nu da devktin aleyhinde örgütfcnmiş üç
beledSyeye veriyor." Yani CTP'Iı Lefko-
şa, Girne ve Magosa beledıyelenne mi?
"Evet Bizde KKTC Belediyeler Bir-
fiğj var. Onlann da bu konuda tepkileri
var. Bizim AB'den istediginıiz kırk yd-
hk ambargonun kakhnbnasuida yar-
dımcı olmasıdır. Anıa çıkan pakette gö-
riryoruz ki ihracat yapabilmemiz için
Rumhükümetinin hmanJannı kullan-
mamız, Rum hükümetinin sağhk belge-
sini almamız lazun. Buradaki Ticaret
Odası'na dolaşuıı belgesi verme yoluna
gktiyorlar. Tabii bu bir kolayhk. Âma is-
tedikleri an müfettişierin gebp her şeyi
tefüş etme hakla var. Teftişi kim yapa-
cak? Aynca, mallar Rum limamndan
çıkacak derlerse, bu da kabul edilemez.
Biz bunlan kabul etseydik zamanmda
ambargo da ohnazdL Çünkü o zanıan
Kıbns Hükümeti'ni kabul etnıiş olur-
duk. Şimdi 40 yü sonra AB olarak bizi
Kıbns Hükümeti'ne tabi kılmak istryor-
lar."
Peki, bunun değişmesi şansı var mı?
"Buradaki ABTemsflcia'ne,'Terhş ede-
cek kuruluşlar olarak Rum Idaresi ye-
rine siz girebilir mısıniz? Bizım lima-
nnnızdan mal sizin mührûnüzle çıksın,
işler sizin müfethşınızle yürüsün' dedik.
O da bize şu cevabı verdi: Biz AB ola-
rak Kıbns Hükümetı'yle anlaşma yap-
tığımız için o çerçevenin pek dışına çı-
kamıyoruz. Ama söylediklerinizi not
edeceğiz'."
Burada yüzüme şöyle bir bakıp azar-
layan bir sesle söylenıyor: "Rum tara-
ftna gidiyorsun drye mi böyle şık gryin-
din? Yüzünden de nuıiar akryor."
Ben bu takılmayı duymamazlığa ge-
lip sorulanmı sürdürüyorum:
23 Nisan'da kapılan açma karan al-
dınız. Ama anlaşılan Rum Yönetimı
bunun sonuçlanndan pek memnun kal-
madı. Bu arada Kkridesde "Denktaş Bey,
kapılann açılmasını sömürdü" dıyor.
• Adadaki bütün gelişmelerden sonra gelinen noktada,
Cumhurbaşkanı Denktaş, Annanplanına karşı duruşunu
sürdürürken Rum kesimıyöneticileri muhalefet ettikleri kimi
noktalara rağmen, masaya bııplan etrafinda dönmek istediğini
söylüyor. 'KKTC 'nin ve adah Türklerin statüsü' meselesi üzerinde
ise anlaşılan o /a, daha uzun süre tartışmalaryaşanaeak.
A ürk askerini 'işgalci' olarak niteleyen Rum tarafinm hükümet
sözcüsü Kipros Hrisostomidis: "Biz ülkemizde bir başka ülkenin
silahb kuvvetlerini istemiyoruz. Bakın bura halkı Kıbnsh Rum ve
Türk olarak aynlabilir. Ama ikisi de sonuçta Kıbnsbdır. Umutian,
beklentileri, gelecekleri ortakür. Bizim hedefîmiz ülkemizin yeniden
birleşmesidir. Biliyorum, Kıbns Türk toplumu içinde, olan biteni
somut biçimde görmeyi reddeden liderlerinin de ctkisiyle baa yanhş
algılamalar var. Biz Kıbns'ın AB\e tanı üyeliğinden
önce kalıcı bir çözüm bulunmasuu hedefliyoruz. Burada ortak
umudumuz için ortak bir iklim varatmak istiyoruz."
Kaynay;an kazan
Kıbns
Leyla Tavşanoğlu 3
Bunlara ne diyorsunuz?
"Şimdi şimdi ayaklan suya ermeye
başladt Bunu tabii ki olayı sömürmek
için yapüm. Yok sahte devletnuş, yok
sahte başkanmış,yok sahte mecKsnıiş....
Şimdi sahte olup olmadıgımı halkı gör-
sün. Bu sömürü değil, akıl yoluyla iyi ni-
yet gösterisidir."
Annan planı kabul edilemez
Kıbns'ta bütün bu gelışmelerden son-
ra ne olur? "Annan plamnın bizce ka-
bul edflmesi mümkün değfldir. Biz bu yap-
üğnnız açıhmla Annan planındaki hesap-
lann yanhş olduğunu da gösterdik. Al-
varo de Soto, 'Hıç merak etmeyın. Öbür
taraftan buraya hiç kimse gelecek de-
ğıl' diyordu. Biz.bu düşüncenin de yan-
hş olduğunu gösterdik. Yani, mal nıülk
degişinıi banş için şartür. En yakm ar-
kadaşlanmdan biri Baf 'taki evini gör-
meye gitti. Rum, onu göriince sararnuş
solmuş, 'Beni buradan kovacak mısı-
niz' diye sorunca arkada-
şımın, 'Yok canım, sadece
bakmaya geldim' sözleri
üzerine derin bir nefes al-
mış: 'Oh, rahatladım ya-
hu. Gel, buyur ıçeri, kar-
deş.' Daha ne olaylar var.
Terörist, cani olarak bili-
nen bazüannın geri gele-
cekleri söylenıyor. Bizim
Türkler dehşetle titriyor-
lar. Nasıl olacak bu? De So-
to bunlan bilmiyor. Sir Hannay bu işle-
rekanşmaz."
Eee, ne olacak, peki? "AküTanfikir-
leri anlaşma yapük, şimdi bize Nobel
Banş Ödülü versinlerde. Sonra da Fihs-
tin'de olduğu gibi burada da yıllarca kan
aksın. Zaten kan akîj, aynlık oldu. Ay-
nhk esas olarak ve iki tarafin haklanm
eşit olarak kabul ederek biıieşme olur."
Bu son gelışmelere De Soto'nun tep-
kısı ne? "Diyor ki: Denktaş, bir araya
gelemezler, diyordu. Ama yüz binlerce
kişi bir araya gelip kucaklaştı.' Bende
şunu diyorum:' Yüz binlerce ınsan, do-
laşım özgürlüğü hakkında devlet olarak
kabul ettığı, Türk askerlerinnı sınırlannı
bekledığı bir devlete gelıyor. Sen pla-
nında bunlan kaldır, devlet yok, ama bir
idare var, Türk asken yok de, bak ba-
kalım Rum o zaman bize ne yapacak..
Bizim için yerleşim özgürlüğü, dola-
şım özgürlüğü kutsaldır. Sen iki kesim-
liliğı yok etrin. Sen Kıbns meselesıni bil-
medin. Rumlan dinleyerek bir formül
• Karşılıklı yakmlaşma, uzaMaşma devinimleri, kaygı, kuşku
korku, 'acaba' çengelleri hâlâ egemen. Ortalığı iyice
bulandırmak isteyen hortlak ve hayalet takımı hem KKTC
Cumhurbaşkanlığı 'nı töhmet altında bırakmayı hedefliyor hem de
iki halk arasındakiyahnlaşmayı torpilleme girişiminde bulunma
cüretinigösterebiliyor. Artık herkes adımını denk ata...
enktaş, Rum Dışişleri Bakanı Yakovu'nun, adanın
askersizkştirilmesini istemesine karşı şunlan diyor "İngiliz üsleri ne
olacak? Kıbns Cunıhuri\eti olarak bütün anlaşmalara sadık kalmalan
gerektiğini düşünüyor. 1960 anlaşmalanna neden sadık kalmıyormuş?
Türk askeri var olduğu sürece hiçbir hır çıkarmazlar. Ama Türk askerini
adadan çıkanriarsa canunıza okuyacaklar. Buna .Allah'a inanmış gibi
inanınz. Burada arük topyekûn savaş gerekmez. Yolda giden bir garibam
ya da liderlerden birini güm diye götürüverirler. Böyle böyle halkı
kaçıracaklar adadan. Girit olayını okumavan Türk, Kıbns meselesini
anlayamaz. Makarios'un, 'Girit modeiini uygulamaktayun' diye
açıklaması var. Girit modeli de halen uygulanmaktadır."
buldun. Rum Cumhunyetf nın varlığı-
nı sürdürüyor, bizi de onun içine mon-
te ediyorsun. EgemenJiğı kabul ettire-
miyorsan azınlıksın, kardeşim. Azın-
lıklann da kaderi bellidir."
KKTC Cumhurbaşkanlığı'ndan çı-
kıyorum. Yolumuz uzun. Bir Gırne ya-
pıp akşam Rum tarafina dönmek lazım.
Ertesi gün de Rum Hükümet Sözcüsü
Kipros Hrisostomküs le bir araya gel-
dikten sonra yine bu tarafa geçeceğim.
Rum Enformasyon Dairesi 'nde, yine
yıllar öncesinden tanıdığun Hrisostomı-
dıs'le karşılıklı oturuyoruz. Bana "Kıb-
ns Cumhuriveti: Bir Uiuslararası Hu-
kuk .Araşnrması" adlı kıtabını arma-
ğan edıyor. Sonra da konuşmaya başlı-
yoruz: "Kıbnsh Türkler de Kıbnsh
Rumlar da AB'ye tanı üvelikten eşit bi-
çimde yararlanacaklardır."
'AB herkese yarayacak'
KKTC Yönetimi'nde ise Kıbnsh
Türklerin AB üyeliğinden çıkar sağla-
mayacaklan inancı var. Bu inanç acaba
nereden kaynaklanıyor?
"Muhtemelen AB üyesi obnanuı ne
anlama geldiğini bümemekten kaynak-
lanan bir kaygı bu. AB içinde bütün or-
ganlann poütikasıv^tandaşın çıkannı ko-
ruma politikasıdır. O Avrupa vatanda-
şı hangi ülkeden, hangi etnik gruptan
ohırsa olsun bu böyledir. AB içinde in-
san haklan, demokrasinin ilkeleri ağır-
hktadır. Ve vatandaşm çıkanna hizmet
edecek bir refah devleti fikri zaten yer-
leşik olarak orada durmaktadır. Kıbns
Türk yönetimiiçindebaşka bir yanhş an-
lama daha var."
'Geçmlşl gerlde bırakmalıyız'
O da nedır ki
9
"Sanki Rum çoğunluğun egemenliği al-
nna gireceklermiş gibi bir endişeye kapı-
bvoriar. Ama benim bildigim de özgür bir
toplumda büükte yaşama ve birlikte bu-
nun tadını çıkarnıanın kevfı olacakür,
başka bir şey değü..."
Ama bir de geçmişte yaşanan kötülük-
lerin bıraktığı izler, güvensizlikler var..
"Evet, doğru. .Ama bunlar arük geçmiş.
Geçmişüı düşmanhklaruun üstesinden
gehnemiz, el ete vererek bu ülkenin ge-
lişimi için çahşmamız lazım. Ek olarak,
devletimizi resmi bir federasvon olarak
yeniden yapılandırma çahşmalanmız,
Kıbns Türk toplumuna pek çok alanda
özerldik olanağım güvence alüna alıyor.
Biz bu ilkev i kabul ettikzaten. Annan pla-
nı da Türk toplumuna, Denktaş'm, hep
başının üzerinde Demokles'in kdıcı ola-
rak gördüğü ve Türk toplumuna telkin
ettiği başka bir toplumun egemenUği al-
tma girme tehKkesini savuşrurma güven-
cesini de tanımaktadır. Bu da Denktaş'a
geçmişe çıpa atmasını sağhyor. Biz ise et-
nik farkhhklanmıza, geçmişteki düşman-
hklara karşın dostluk içinde geleceğe
umutla bakmak istryoruz. Kıbnsh Türk-
ler bizim hem vatandaşlanmız hem de do-
ğal müttefiklerimizdir."
ADALI 'PSÎKOZU'
Geçmişin
hortlaklan
hâlâ
işbaşında..,
K
ıbns'ta işte böyle karşılıklı
bir yakmlaşma, uzaklaşma
devinimleri, adeta siyasi bir
tango eşlığinde; kaygı, kuşku, kor-
ku, "acabalar" çengelleri hâlâ ege-
men. Bütün bunlar nasıl atlatılır?
Atlatılabilir mi? Acaba burada, hiç
kimsenin gerçek duygulannı dile ge-
tirmediği, hep üstünü örttüğü, kimi-
lerine göre bir "adahhk pskozu" mu
egemen? Yoksa Yunanistan'da, Kıb-
ns'ı çok iyi bilen eski bir diplomat
dostumun dedıği gibi, "burada hâlâ
geçmişin hortiaklan" bir şeyler mı
kanştırnıak ıstıyor? Bılemıyorum,
ama yaşadığım şu son olayın bu ya-
zıyı okuyacak olanlar tarafindan
doğru irdelenmesi ve değerlendiril-
mesi gerektiğini de düşünüyorum.
Bütün görüşmelenn ardından son
gün yine KKTC sınır kapısından
geçmek için 40 derece öğle sıcağın-
da Ledra Palas önünde ter döküyo-
rum. Kapıdaki memura yaklaşıyo-
rum. Gözlüğünün üstünden bana
ters ters bakıyor: "Siz adaya Larna-
ka'dan girdiniz. değil mi?" Ev et, ne
olacak? "Vok kardeşim, giremezsin
bu tarafa." Dur etme, kaç gündür ge-
lip gidiyorum, hiç kimse engel ol-
muyor da bu nereden çıktı şimdi?
"Olmaaz, giremezsin.'' Yahu, tamam
da o zaman kaç gündür neden engel
olmadınız? Neden şımdı? Yine kim
ne hır çıkarmaya çalışıyor?
•ArtıK yettl'
Hayaletlerin ayaklandığına hiçbir
şekilde inanamam, ama bu
gördüğüm de karabasan değil
herhalde. Tansiyonum o sıcakta hiç
kuşkusuz üst sınırlan zorlamaya
başladı. Cep telefonumu açıp bir
yerlere ulaşıyorum. tki dakika sonra
siyah araba kapıda beni bekliyor.
Araya girenler,' 'Aman, ohır böyle
vakalar. Sen aslansuTla kanşık iki
koltuk altı vermek istiyorlar. Ama,
yok. Artık yettı. Ortalığı iyice
bulandırmak isteyen hortlak ve
hayalet takımı hem KKTC
Cumhurbaşkanlığı'nı töhmet altında
bırakmayı hedefliyor hem de iki
halk arasındaki yakınlaşmayı
torpilleme girişiminde bulunma
cüretini gösterebiliyor. Artık herkes
adımını denk ata.
BJTTİ
A.IQQSPCnDC
14 -17 Haziran/Jur» 2003 AJOA
Devlet Opefa ve Balesı Genel Müdürtûğü '
Dıredorate General of State Opera and Ballet
21 Haziran/June 2003 HAREM
Devlet Opera ve Balesı Genel Mudurtuğu '
Dtreclorate General of State Opera and Sa/fef
25 - 26 Hariran/June 2003 TURANDOT
Sofya Ulusal Operası • The Sofia Hatıonal Opera
03 Temmuz/July 2003 SPARTACUS
Rusya N Kasatkına ve V Vastyov Buyuk Moskova Klasık Batesı /
Russıa Grartd Moscow Classıcal BaHet of H Kasatkına and V Vasilyov
09 -10 Temmuz /July 2003 PRENS IGOR / PRtNCE IGOR
Islanbul Devlet Opera ve Baıesı Istanbul Slate Opera and Ballet
16-17 Temmuz/Juty 2003 NABUCCO
Izmır Devlet Opera ve Batesı' izmır State Opera and Ballet
23 Temmıü'July 2003 ROMEO & JULIETTE
Mersın Devlet Opera ve Balesı / Mersn State Opera and Ballet
30-31 Temmuz (July 2003 UVTRAVTATA
Antalya Devlet Opera ve Balesı Antalya State Opera and Ballet
06 Ağustos fAugust 2003 GISELLE
Antaiya Devlet Opera ve Balesı Antalya State Opera and Ballet
09 Ağustos ,'August 2003 CARMINA BURANA
Antaiya Devlet Opera ve Balesı Antalya State Opera and Ballet
13 Ağustos ,'August 2003 CAVALLERIA RUSTICANA
I PAGLIACCI
Antalya Devlet Opera ve Balesı / Antalya State Opera and Ballet
16 Agustos/August 2003 FINDIKKIRAN;
THE NUTCRACKER
Kırgız Cumhunyet Ulusa! Akademık Opera ve Balesı
Repubttc of Kyrgyzs Nabonal Acadenvc Opera and Ballet
Aiiuiya Tanıtım O^si AnUlya tmbaı Buro«u
Antolya ArtMotoJI Uu2a« AnUİY* D*vl«4 Op«r« v* BaİMi mttûrtuğtı
T* 0 242 23S 56 8C-88 T«l 0 242 243 U 49
Fatn 8^42 243 U 27
\ f UtUSLOPOCP
) X OPtCB V
' J NUt ffSTSVO
G Vertı
sı ınTtcnanonaı
t OPtcoanD
u 68urr rtsnvaı
Opera Opera
Osmaniı Usji Muzfğ BaJe / Ballet
Ongmal Ottoman htusıc
G Puccını
A Khacruaturıan
A Borodın
G Verdı
S Prokofiev
G Verdı
A Adam
C Otff
P Mascagr»
R LeoncavaBo
P1 Tchaıkovvsky
prass oparalMte
Info optrab«l««l
Opera' Ooera
Bale ' Sallet
Opera Opera
Opera Opera
Bale Sallet
Opera Opera
Sa'e Sallel
Konser Concert
Opera Opera
Opera Opera
Bale. Sallet
JKuHurgtyutr
tuKur gow Ir
-Katktlarmdan dotayı ATV CNN TURK ETV SHOW TV SKY TURK TRT TV8 HTV RADYO RADYO ODTU
AKŞAU CUMHURİYET HURRİYET MILLİYET RADİKAL SABAH TURKISH DAILY NEWS
^ ANKARA MAGAZİN UIEDIA CAT TOURISM WORLD e teşekkur edenz ' ^
I M Z A C Ü N Ü
Emre Kongar
Yozlaşan Medya
ve Yozlaşan Türkçe
Prof. Emre Kongar, hem güzel dilimizin
ve medyamızın nasıl yozlaştığını
anlatıyor hem de bu yozlaşmalardan
nasıl kurtulabileceğimize ilişkin
görüşlerini açıklıyor.
21 Haziran Cumartesi / 18:00-19:00
R E M Z İ - A K M E R K E Z , E t i l e r
R E M Z I K I T A B E V I
Özel Eğitim Tiyatrosu
Diizce Mustafa Kemal tlköğretım Okulu
Zihınsel Engelli Çocuklar Özel Eğitim Sınıflan Tıyatro Grubu 'nun gösterime sunacağı
iki perdelık "MAVİBtR MASAL" oyununa katıhm ve kathlanmz size, engelli gençlere
sosyal değışım olanağı sağlayacaktır
\ AZ\R Hakan ÜŞEN'Tİ - Ülkü \Y.Ç\
T4RİH ;2 06 2003
SAAT 15 00
VER S\\ATtŞLlûlK.ÜLTtRMERKEZl
Ataturk Fen Lbesi Salonu
Kuvubaşı Göztepe-İSTANBUL
Tel 10216ı414 U3 32
ÇYDD Maltepe Şubesi
Yönetim Kurulu
İSTANBUL VE NEW YORK BAROLARI
Î B İ R L İ Ğ İ İ L E / P A N E L
TÜRK VE AMERİKAN HUKUK SİSTEMLERİNDE
CEZA HUKUKU VE CEZA YARGILAMASI HUKUKU
21 HAZİRAN CUMARTESİ 2003 / SAAT. 10.00-18 30
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ KONSER SALONU
PROGRAM
10 00-10 30 AÇILIŞ
10 30-13 00 KONUŞMACILAR
13 00-14 00 YEMEK ARASI
14 00-16 00 TARTIŞMA
16.00-16 15 ARA
16 15-18 30 TARTIŞMA
*Konuşmalarda sımüllane
tercume yapılacaktır
AÇILIŞ K.ONUŞMASI
Av. Kazım KOLCUOĞLU
Istanbul Barosu Başkanı
KONUŞMACILAR
Dr. Mehmet Şükrü ALPASLAN
Avukat, Istanbul Barosu
Thomas R GRIESA
Federal Hâkım, New York Barosu
Kemal KUMKUMOĞLU
Avukat, Istanbul Barosu
Frank H. VVOHL
Avukat, Sew York Barosu
Metin ÇETİNBAŞ
Istanbul 6 \olu DGM Başkanı
Loretta E. LYNCH
Emeklı Federal Savcı, Avukat,
New York Barosu
Şükrü Aytekin İLHAN
Kadıkoy Cumhunyet Başsavcısı
İ S T A N B U L B A R O S U