22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 HAZİRAN 2003 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIZI 9 KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, adada çözümün iki tarafın haklannın eşit kabul edilerek birleşmeden geçtiğini söylüyor Tüıkaskerigiderse carumızaokurlar B ugün Ledra Palas sınır kapısın- dan KKTC'ye geçeceğim. Ilk kez, Tûrk tarafindan akreditas- yon, Rum tarafindan da KKTC'ye geç- mek içın izin istemek zorunda değilım. Elimi kolumu sallaya sallaya o mıman ucubesı Ledra Palas adıyla anılan otel eskisi binanın önünden yürüyüp KKTC smır kapısına gelıyorum. Kapıdakıpolıslergüleç. Hatta, ".\aa, hoş geldin. Yine Amca'ya (Denktaş Bey) mıgidiyorsıın''diye soruyorlar. Aracım olmadığmı göriince koşuşturup bir de taksi buluyorlar. Bıraz sonra Lefkoşa'da Cumhurbaşkanlığı'ndayım. Denktaş, odasında çalışıyor. Beni göriince gülü- yor: "Aman, yine mi sen? Geç bakatam, şöyle otur. Bugün sana ne diyeyim?" Ben oralı değilım. Önce Dtırsun Bey'den, onun ünlü portakal suyundanricaedi- yorum. Sonra da Denktaş Bey'e hınzır terrier Boncuk'u soruyorum. "Bugün ge- tirmedinı. Yılan Adası'nda kaldT dı- yor. lyi... Bir an önce konuşmaya baş- İayabiliriz. Sonra da ben Güne'ye gıde- rim. Akşama kadar orada kalınm. Son- ra da aynı yoldan geri dönüş... Ambargo hemen kalkmalı AB, KKTC'ye kalkınma içın bellı bir fon ayırmaya karar vermiş. Bu konuda Denktaş Bey ne düşünüyor? "Bu, Tür- krve'nin buraya yüda verdiğinin beşte biri bile değü. Yani 30 milyon Euro. Bu- nu da devktin aleyhinde örgütfcnmiş üç beledSyeye veriyor." Yani CTP'Iı Lefko- şa, Girne ve Magosa beledıyelenne mi? "Evet Bizde KKTC Belediyeler Bir- fiğj var. Onlann da bu konuda tepkileri var. Bizim AB'den istediginıiz kırk yd- hk ambargonun kakhnbnasuida yar- dımcı olmasıdır. Anıa çıkan pakette gö- riryoruz ki ihracat yapabilmemiz için Rumhükümetinin hmanJannı kullan- mamız, Rum hükümetinin sağhk belge- sini almamız lazun. Buradaki Ticaret Odası'na dolaşuıı belgesi verme yoluna gktiyorlar. Tabii bu bir kolayhk. Âma is- tedikleri an müfettişierin gebp her şeyi tefüş etme hakla var. Teftişi kim yapa- cak? Aynca, mallar Rum limamndan çıkacak derlerse, bu da kabul edilemez. Biz bunlan kabul etseydik zamanmda ambargo da ohnazdL Çünkü o zanıan Kıbns Hükümeti'ni kabul etnıiş olur- duk. Şimdi 40 yü sonra AB olarak bizi Kıbns Hükümeti'ne tabi kılmak istryor- lar." Peki, bunun değişmesi şansı var mı? "Buradaki ABTemsflcia'ne,'Terhş ede- cek kuruluşlar olarak Rum Idaresi ye- rine siz girebilir mısıniz? Bizım lima- nnnızdan mal sizin mührûnüzle çıksın, işler sizin müfethşınızle yürüsün' dedik. O da bize şu cevabı verdi: Biz AB ola- rak Kıbns Hükümetı'yle anlaşma yap- tığımız için o çerçevenin pek dışına çı- kamıyoruz. Ama söylediklerinizi not edeceğiz'." Burada yüzüme şöyle bir bakıp azar- layan bir sesle söylenıyor: "Rum tara- ftna gidiyorsun drye mi böyle şık gryin- din? Yüzünden de nuıiar akryor." Ben bu takılmayı duymamazlığa ge- lip sorulanmı sürdürüyorum: 23 Nisan'da kapılan açma karan al- dınız. Ama anlaşılan Rum Yönetimı bunun sonuçlanndan pek memnun kal- madı. Bu arada Kkridesde "Denktaş Bey, kapılann açılmasını sömürdü" dıyor. • Adadaki bütün gelişmelerden sonra gelinen noktada, Cumhurbaşkanı Denktaş, Annanplanına karşı duruşunu sürdürürken Rum kesimıyöneticileri muhalefet ettikleri kimi noktalara rağmen, masaya bııplan etrafinda dönmek istediğini söylüyor. 'KKTC 'nin ve adah Türklerin statüsü' meselesi üzerinde ise anlaşılan o /a, daha uzun süre tartışmalaryaşanaeak. A ürk askerini 'işgalci' olarak niteleyen Rum tarafinm hükümet sözcüsü Kipros Hrisostomidis: "Biz ülkemizde bir başka ülkenin silahb kuvvetlerini istemiyoruz. Bakın bura halkı Kıbnsh Rum ve Türk olarak aynlabilir. Ama ikisi de sonuçta Kıbnsbdır. Umutian, beklentileri, gelecekleri ortakür. Bizim hedefîmiz ülkemizin yeniden birleşmesidir. Biliyorum, Kıbns Türk toplumu içinde, olan biteni somut biçimde görmeyi reddeden liderlerinin de ctkisiyle baa yanhş algılamalar var. Biz Kıbns'ın AB\e tanı üyeliğinden önce kalıcı bir çözüm bulunmasuu hedefliyoruz. Burada ortak umudumuz için ortak bir iklim varatmak istiyoruz." Kaynay;an kazan Kıbns Leyla Tavşanoğlu 3 Bunlara ne diyorsunuz? "Şimdi şimdi ayaklan suya ermeye başladt Bunu tabii ki olayı sömürmek için yapüm. Yok sahte devletnuş, yok sahte başkanmış,yok sahte mecKsnıiş.... Şimdi sahte olup olmadıgımı halkı gör- sün. Bu sömürü değil, akıl yoluyla iyi ni- yet gösterisidir." Annan planı kabul edilemez Kıbns'ta bütün bu gelışmelerden son- ra ne olur? "Annan plamnın bizce ka- bul edflmesi mümkün değfldir. Biz bu yap- üğnnız açıhmla Annan planındaki hesap- lann yanhş olduğunu da gösterdik. Al- varo de Soto, 'Hıç merak etmeyın. Öbür taraftan buraya hiç kimse gelecek de- ğıl' diyordu. Biz.bu düşüncenin de yan- hş olduğunu gösterdik. Yani, mal nıülk degişinıi banş için şartür. En yakm ar- kadaşlanmdan biri Baf 'taki evini gör- meye gitti. Rum, onu göriince sararnuş solmuş, 'Beni buradan kovacak mısı- niz' diye sorunca arkada- şımın, 'Yok canım, sadece bakmaya geldim' sözleri üzerine derin bir nefes al- mış: 'Oh, rahatladım ya- hu. Gel, buyur ıçeri, kar- deş.' Daha ne olaylar var. Terörist, cani olarak bili- nen bazüannın geri gele- cekleri söylenıyor. Bizim Türkler dehşetle titriyor- lar. Nasıl olacak bu? De So- to bunlan bilmiyor. Sir Hannay bu işle- rekanşmaz." Eee, ne olacak, peki? "AküTanfikir- leri anlaşma yapük, şimdi bize Nobel Banş Ödülü versinlerde. Sonra da Fihs- tin'de olduğu gibi burada da yıllarca kan aksın. Zaten kan akîj, aynlık oldu. Ay- nhk esas olarak ve iki tarafin haklanm eşit olarak kabul ederek biıieşme olur." Bu son gelışmelere De Soto'nun tep- kısı ne? "Diyor ki: Denktaş, bir araya gelemezler, diyordu. Ama yüz binlerce kişi bir araya gelip kucaklaştı.' Bende şunu diyorum:' Yüz binlerce ınsan, do- laşım özgürlüğü hakkında devlet olarak kabul ettığı, Türk askerlerinnı sınırlannı bekledığı bir devlete gelıyor. Sen pla- nında bunlan kaldır, devlet yok, ama bir idare var, Türk asken yok de, bak ba- kalım Rum o zaman bize ne yapacak.. Bizim için yerleşim özgürlüğü, dola- şım özgürlüğü kutsaldır. Sen iki kesim- liliğı yok etrin. Sen Kıbns meselesıni bil- medin. Rumlan dinleyerek bir formül • Karşılıklı yakmlaşma, uzaMaşma devinimleri, kaygı, kuşku korku, 'acaba' çengelleri hâlâ egemen. Ortalığı iyice bulandırmak isteyen hortlak ve hayalet takımı hem KKTC Cumhurbaşkanlığı 'nı töhmet altında bırakmayı hedefliyor hem de iki halk arasındakiyahnlaşmayı torpilleme girişiminde bulunma cüretinigösterebiliyor. Artık herkes adımını denk ata... enktaş, Rum Dışişleri Bakanı Yakovu'nun, adanın askersizkştirilmesini istemesine karşı şunlan diyor "İngiliz üsleri ne olacak? Kıbns Cunıhuri\eti olarak bütün anlaşmalara sadık kalmalan gerektiğini düşünüyor. 1960 anlaşmalanna neden sadık kalmıyormuş? Türk askeri var olduğu sürece hiçbir hır çıkarmazlar. Ama Türk askerini adadan çıkanriarsa canunıza okuyacaklar. Buna .Allah'a inanmış gibi inanınz. Burada arük topyekûn savaş gerekmez. Yolda giden bir garibam ya da liderlerden birini güm diye götürüverirler. Böyle böyle halkı kaçıracaklar adadan. Girit olayını okumavan Türk, Kıbns meselesini anlayamaz. Makarios'un, 'Girit modeiini uygulamaktayun' diye açıklaması var. Girit modeli de halen uygulanmaktadır." buldun. Rum Cumhunyetf nın varlığı- nı sürdürüyor, bizi de onun içine mon- te ediyorsun. EgemenJiğı kabul ettire- miyorsan azınlıksın, kardeşim. Azın- lıklann da kaderi bellidir." KKTC Cumhurbaşkanlığı'ndan çı- kıyorum. Yolumuz uzun. Bir Gırne ya- pıp akşam Rum tarafina dönmek lazım. Ertesi gün de Rum Hükümet Sözcüsü Kipros Hrisostomküs le bir araya gel- dikten sonra yine bu tarafa geçeceğim. Rum Enformasyon Dairesi 'nde, yine yıllar öncesinden tanıdığun Hrisostomı- dıs'le karşılıklı oturuyoruz. Bana "Kıb- ns Cumhuriveti: Bir Uiuslararası Hu- kuk .Araşnrması" adlı kıtabını arma- ğan edıyor. Sonra da konuşmaya başlı- yoruz: "Kıbnsh Türkler de Kıbnsh Rumlar da AB'ye tanı üvelikten eşit bi- çimde yararlanacaklardır." 'AB herkese yarayacak' KKTC Yönetimi'nde ise Kıbnsh Türklerin AB üyeliğinden çıkar sağla- mayacaklan inancı var. Bu inanç acaba nereden kaynaklanıyor? "Muhtemelen AB üyesi obnanuı ne anlama geldiğini bümemekten kaynak- lanan bir kaygı bu. AB içinde bütün or- ganlann poütikasıv^tandaşın çıkannı ko- ruma politikasıdır. O Avrupa vatanda- şı hangi ülkeden, hangi etnik gruptan ohırsa olsun bu böyledir. AB içinde in- san haklan, demokrasinin ilkeleri ağır- hktadır. Ve vatandaşm çıkanna hizmet edecek bir refah devleti fikri zaten yer- leşik olarak orada durmaktadır. Kıbns Türk yönetimiiçindebaşka bir yanhş an- lama daha var." 'Geçmlşl gerlde bırakmalıyız' O da nedır ki 9 "Sanki Rum çoğunluğun egemenliği al- nna gireceklermiş gibi bir endişeye kapı- bvoriar. Ama benim bildigim de özgür bir toplumda büükte yaşama ve birlikte bu- nun tadını çıkarnıanın kevfı olacakür, başka bir şey değü..." Ama bir de geçmişte yaşanan kötülük- lerin bıraktığı izler, güvensizlikler var.. "Evet, doğru. .Ama bunlar arük geçmiş. Geçmişüı düşmanhklaruun üstesinden gehnemiz, el ete vererek bu ülkenin ge- lişimi için çahşmamız lazım. Ek olarak, devletimizi resmi bir federasvon olarak yeniden yapılandırma çahşmalanmız, Kıbns Türk toplumuna pek çok alanda özerldik olanağım güvence alüna alıyor. Biz bu ilkev i kabul ettikzaten. Annan pla- nı da Türk toplumuna, Denktaş'm, hep başının üzerinde Demokles'in kdıcı ola- rak gördüğü ve Türk toplumuna telkin ettiği başka bir toplumun egemenUği al- tma girme tehKkesini savuşrurma güven- cesini de tanımaktadır. Bu da Denktaş'a geçmişe çıpa atmasını sağhyor. Biz ise et- nik farkhhklanmıza, geçmişteki düşman- hklara karşın dostluk içinde geleceğe umutla bakmak istryoruz. Kıbnsh Türk- ler bizim hem vatandaşlanmız hem de do- ğal müttefiklerimizdir." ADALI 'PSÎKOZU' Geçmişin hortlaklan hâlâ işbaşında.., K ıbns'ta işte böyle karşılıklı bir yakmlaşma, uzaklaşma devinimleri, adeta siyasi bir tango eşlığinde; kaygı, kuşku, kor- ku, "acabalar" çengelleri hâlâ ege- men. Bütün bunlar nasıl atlatılır? Atlatılabilir mi? Acaba burada, hiç kimsenin gerçek duygulannı dile ge- tirmediği, hep üstünü örttüğü, kimi- lerine göre bir "adahhk pskozu" mu egemen? Yoksa Yunanistan'da, Kıb- ns'ı çok iyi bilen eski bir diplomat dostumun dedıği gibi, "burada hâlâ geçmişin hortiaklan" bir şeyler mı kanştırnıak ıstıyor? Bılemıyorum, ama yaşadığım şu son olayın bu ya- zıyı okuyacak olanlar tarafindan doğru irdelenmesi ve değerlendiril- mesi gerektiğini de düşünüyorum. Bütün görüşmelenn ardından son gün yine KKTC sınır kapısından geçmek için 40 derece öğle sıcağın- da Ledra Palas önünde ter döküyo- rum. Kapıdaki memura yaklaşıyo- rum. Gözlüğünün üstünden bana ters ters bakıyor: "Siz adaya Larna- ka'dan girdiniz. değil mi?" Ev et, ne olacak? "Vok kardeşim, giremezsin bu tarafa." Dur etme, kaç gündür ge- lip gidiyorum, hiç kimse engel ol- muyor da bu nereden çıktı şimdi? "Olmaaz, giremezsin.'' Yahu, tamam da o zaman kaç gündür neden engel olmadınız? Neden şımdı? Yine kim ne hır çıkarmaya çalışıyor? •ArtıK yettl' Hayaletlerin ayaklandığına hiçbir şekilde inanamam, ama bu gördüğüm de karabasan değil herhalde. Tansiyonum o sıcakta hiç kuşkusuz üst sınırlan zorlamaya başladı. Cep telefonumu açıp bir yerlere ulaşıyorum. tki dakika sonra siyah araba kapıda beni bekliyor. Araya girenler,' 'Aman, ohır böyle vakalar. Sen aslansuTla kanşık iki koltuk altı vermek istiyorlar. Ama, yok. Artık yettı. Ortalığı iyice bulandırmak isteyen hortlak ve hayalet takımı hem KKTC Cumhurbaşkanlığı'nı töhmet altında bırakmayı hedefliyor hem de iki halk arasındaki yakınlaşmayı torpilleme girişiminde bulunma cüretini gösterebiliyor. Artık herkes adımını denk ata. BJTTİ A.IQQSPCnDC 14 -17 Haziran/Jur» 2003 AJOA Devlet Opefa ve Balesı Genel Müdürtûğü ' Dıredorate General of State Opera and Ballet 21 Haziran/June 2003 HAREM Devlet Opera ve Balesı Genel Mudurtuğu ' Dtreclorate General of State Opera and Sa/fef 25 - 26 Hariran/June 2003 TURANDOT Sofya Ulusal Operası • The Sofia Hatıonal Opera 03 Temmuz/July 2003 SPARTACUS Rusya N Kasatkına ve V Vastyov Buyuk Moskova Klasık Batesı / Russıa Grartd Moscow Classıcal BaHet of H Kasatkına and V Vasilyov 09 -10 Temmuz /July 2003 PRENS IGOR / PRtNCE IGOR Islanbul Devlet Opera ve Baıesı Istanbul Slate Opera and Ballet 16-17 Temmuz/Juty 2003 NABUCCO Izmır Devlet Opera ve Batesı' izmır State Opera and Ballet 23 Temmıü'July 2003 ROMEO & JULIETTE Mersın Devlet Opera ve Balesı / Mersn State Opera and Ballet 30-31 Temmuz (July 2003 UVTRAVTATA Antalya Devlet Opera ve Balesı Antalya State Opera and Ballet 06 Ağustos fAugust 2003 GISELLE Antaiya Devlet Opera ve Balesı Antalya State Opera and Ballet 09 Ağustos ,'August 2003 CARMINA BURANA Antaiya Devlet Opera ve Balesı Antalya State Opera and Ballet 13 Ağustos ,'August 2003 CAVALLERIA RUSTICANA I PAGLIACCI Antalya Devlet Opera ve Balesı / Antalya State Opera and Ballet 16 Agustos/August 2003 FINDIKKIRAN; THE NUTCRACKER Kırgız Cumhunyet Ulusa! Akademık Opera ve Balesı Repubttc of Kyrgyzs Nabonal Acadenvc Opera and Ballet Aiiuiya Tanıtım O^si AnUlya tmbaı Buro«u Antolya ArtMotoJI Uu2a« AnUİY* D*vl«4 Op«r« v* BaİMi mttûrtuğtı T* 0 242 23S 56 8C-88 T«l 0 242 243 U 49 Fatn 8^42 243 U 27 \ f UtUSLOPOCP ) X OPtCB V ' J NUt ffSTSVO G Vertı sı ınTtcnanonaı t OPtcoanD u 68urr rtsnvaı Opera Opera Osmaniı Usji Muzfğ BaJe / Ballet Ongmal Ottoman htusıc G Puccını A Khacruaturıan A Borodın G Verdı S Prokofiev G Verdı A Adam C Otff P Mascagr» R LeoncavaBo P1 Tchaıkovvsky prass oparalMte Info optrab«l««l Opera' Ooera Bale ' Sallet Opera Opera Opera Opera Bale Sallet Opera Opera Sa'e Sallel Konser Concert Opera Opera Opera Opera Bale. Sallet JKuHurgtyutr tuKur gow Ir -Katktlarmdan dotayı ATV CNN TURK ETV SHOW TV SKY TURK TRT TV8 HTV RADYO RADYO ODTU AKŞAU CUMHURİYET HURRİYET MILLİYET RADİKAL SABAH TURKISH DAILY NEWS ^ ANKARA MAGAZİN UIEDIA CAT TOURISM WORLD e teşekkur edenz ' ^ I M Z A C Ü N Ü Emre Kongar Yozlaşan Medya ve Yozlaşan Türkçe Prof. Emre Kongar, hem güzel dilimizin ve medyamızın nasıl yozlaştığını anlatıyor hem de bu yozlaşmalardan nasıl kurtulabileceğimize ilişkin görüşlerini açıklıyor. 21 Haziran Cumartesi / 18:00-19:00 R E M Z İ - A K M E R K E Z , E t i l e r R E M Z I K I T A B E V I Özel Eğitim Tiyatrosu Diizce Mustafa Kemal tlköğretım Okulu Zihınsel Engelli Çocuklar Özel Eğitim Sınıflan Tıyatro Grubu 'nun gösterime sunacağı iki perdelık "MAVİBtR MASAL" oyununa katıhm ve kathlanmz size, engelli gençlere sosyal değışım olanağı sağlayacaktır \ AZ\R Hakan ÜŞEN'Tİ - Ülkü \Y.Ç\ T4RİH ;2 06 2003 SAAT 15 00 VER S\\ATtŞLlûlK.ÜLTtRMERKEZl Ataturk Fen Lbesi Salonu Kuvubaşı Göztepe-İSTANBUL Tel 10216ı414 U3 32 ÇYDD Maltepe Şubesi Yönetim Kurulu İSTANBUL VE NEW YORK BAROLARI Î B İ R L İ Ğ İ İ L E / P A N E L TÜRK VE AMERİKAN HUKUK SİSTEMLERİNDE CEZA HUKUKU VE CEZA YARGILAMASI HUKUKU 21 HAZİRAN CUMARTESİ 2003 / SAAT. 10.00-18 30 ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ KONSER SALONU PROGRAM 10 00-10 30 AÇILIŞ 10 30-13 00 KONUŞMACILAR 13 00-14 00 YEMEK ARASI 14 00-16 00 TARTIŞMA 16.00-16 15 ARA 16 15-18 30 TARTIŞMA *Konuşmalarda sımüllane tercume yapılacaktır AÇILIŞ K.ONUŞMASI Av. Kazım KOLCUOĞLU Istanbul Barosu Başkanı KONUŞMACILAR Dr. Mehmet Şükrü ALPASLAN Avukat, Istanbul Barosu Thomas R GRIESA Federal Hâkım, New York Barosu Kemal KUMKUMOĞLU Avukat, Istanbul Barosu Frank H. VVOHL Avukat, Sew York Barosu Metin ÇETİNBAŞ Istanbul 6 \olu DGM Başkanı Loretta E. LYNCH Emeklı Federal Savcı, Avukat, New York Barosu Şükrü Aytekin İLHAN Kadıkoy Cumhunyet Başsavcısı İ S T A N B U L B A R O S U
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle